29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 1999 ÇARŞAME HABERLER Oramiral Kayacan anriacak • İstanbul Haber Servisi - Silahlı saldın sonucu yaşamını yitiren emekli Oramiral Kemal Kayacan ölümünün yedinci yılında mezan başında anılacak. Kayacan için yann Edirnekapı ŞehitJigi 'ndeki mezan başında anma töreni düzenlenecek. Koç Üniversrtesi arazi davası • Haber Merkezi - Orman Mühendısleri Odası Başkanı Salih Sönmezışık, Koç Üniversitesi'ne arazi tahsisine ilişkin Başbakanhk, Orman Bakanlığı, Bayındırlık ve fskân Bakanlıği ve Sanyer Belediye Başkanhğı kararlanna karşı açılan davanın görüldüğü Danıştay 8. Dairenin Başkanı Ahmet Nuri Çolakoğlu'nun basına yansıyan açıklamalan ile ihsas-ı reyde bulunduğunu (oyunu açıkladığı) öne sûrerek Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) şikâyet etti. Sönmezışık, "Disiplin bukuku açısından da bu tür açıklamalann uygun olmadığını düşünmekteyim" dedi. Yüfcsekbaş tatıliye edildi • ADANA (Cumhuriyet Bürosu)-özelleştırme Idaresı'nin satışa çıkardığı Sümerbank ile Süt Endüstrisi Kurumu Adana Tesisleri'ni aldıktan sonra çalıştıramadığı için kapatıp işçileri kapı dışan eden ve Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'na (ÖtB) olan borçları için haciz işlemi başlatan avukatlar Nursel ve lbrahım Ünal çiftini öldürraeye azmettirdiği iddiasıyla tutukiu yargılanan Mehmet Yüksekbaş dün yapılan yargılama sonunda tahliye edildi. Felsefelogos'un 2. sayısı • Haber Merkezi - Felsefelogos dergisinin 2. sayısı yayımlandı. "Sevginin ve Aşkın Feisefesi" başhklı sayida, Afşar Timuçin'in "Aşk Sersen Bir Bilgedir", ServerTanilli'nin "Aşk'la Filozof Arasında Bir Diyalog'", Atilla Erdemli'nin "Akıl-Sevgi Bağlamı", Peter Gorsen'in "Pornografi ve Aydmlanma", Emmanuel Levinas'ın "Felsefe, Adaiet ve Aşk", Friedrich Nietzsche"nin "Aşk Üzerine Aforizmalar" başlıklı yazılan yer alıyor. hD Gaziantep Şubesi kapaoidı • tstanbuJ Haber Servisi - Insan Haklan Derneğı (İHD) Gaziantep Şubesi'nin 3 ay süreyle kapatıldığı bildirildi. lHD'den yapılan yazılı açıklamada, şubenin keyfi gerekçeîerle kapatıldığı ileri sürülerek "Düşünceye yönelik baskılar devam edıyor. Düşüncelerini ifade edenler cezaevine konuluyor" denildi. Aypımsız afistemi • İstanbul Haber Servisi - Yeni Emek-lş Sendikası, Türkiye"de barış. kardeşliğin saglanması için sınırsız ve avnmsız genel affin. çıkanlması gerektiğini bildirdi. Yapılan yazılı açıklamada, memurlara toplusözleşmeli sendikal haklann zaman geçirilmeden verilmesi ve emekJilık yasa tasansının derhal geri çekilmesi istendi. Askeri araç devpildi: 1 şetıit • VAN (Cumhuriyet) - Van'ın Saray ılçesinde bir askeri aracın devrilmesi sonucu Jandarma Astegmen Ömer Peker (28) şehit oldu, kimlikleri henüz belırlenemeyen 11 asker varalandı. Yaralı askerler, helikopterle Van Askeri Hastanes^ne kaldınldı. Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Kuran kurslanyla ilgili olarak FP'ye yüklendi FP-MHP tarbşması sürüyorANKARA (Cumhurhet Bürosu)-Baş- bakan Yardımcısı DevJeit Bahçeli, 8 ydlık temel eğitimin 5. smıfindan sonra öğren- cilerin Kuran kurslanna gitmelerini sağ- layan yasa konusunda "bir kaşık suda fir- tmakopankügmı" savundu. Bahçeli, FP'yi kastederek "çarpık züuıiyet üe saJdırgan bir üslubun yansımaJan olan açıklamala- nn'' sahipJerine zarar vermekJe kalmaya- rak sorunlann uzlaşma ve hoşgörü orta- mı içinde çözümlenebilmesi zeminini yok ettiğini söyledi. Bahçeli, dün MHP grubunda yaptıgı konuşmada, 37. hükümetin 2 ayhk süre içinde çözümlenmesi gereken birçok so- nına el arrıgını veyeni düzenJemeieryap- tığını belirterek, ortaya konan performan- sın parlamentonun itibannı yükselttiğini söyledi. Meclis oturumlannın zaman za- man halkı üzen sert tartışmalara sahne ol- duğunu anlatan Bahçeli, "iyi bir baslan- gıç ve bir ilk adım çabası" olarak nıtelen- •MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, FP'yi kasdederek "Çarpık zihniyetleri kendilerine ve uzlaşma zeminine zarar verir. Ne cumhuriyet ne de din elden gidiyor" dedi. dirdiği Kuran kurslannın açılmasına iliş- kin yasa konusunda bir kaşık suda fırtına kopanldığını savundu. Muhalefet partile- rinin bazı sözcülerinin sergiledikleri tavır- lann düşündürücü ve üzücü bir boyut ka- zandığını kaydeden Bahçeli, 18 Nisan se- çimlerindengerekJi dersin çıkanlmadığı- nı, toplumsal farklılık ve gerilim noktala- nnın siyasi çıkar malzemesi olarak kulla- nıldıgını belirtti. Bahçeli şöyle konuştu: "Bazen akJ ve vicdan dışı bir boyut ka- zanarakkendindenolrnavantandlndışıgös- termeye kadar varabüen beyanlar ve ya- ymbr, her şeyden önce milletimizi ve biz- leri üzmektedir. Çünkü çarpık zihniyet fle saldırgan bir iislubun yansımalan olan açıklamalar, sadece sahipterinezarar ver- mekle kabnamaktadır. Sorunlann, uzlaş- ma ve hoşgörü ortamı içinde çözümJene- bilmesinin zemini yok edilmekte, geçmiş- te yine benzeri tavır ve beyanlann yol aç- hğ? tahribaön vekutuplaşmalaruı gideriİ- mesi zorlaşmaktadır. En önemli terneJ ve tarihsel sorunlanmızdan biri olan din-la- iklik. ik'rieilik-gericilik gibi kavgalan ar- ük aşmanuz lazımdır. Bonun için deönce- Hkle sorunun iki kutbunu oluşturanlann zihniyetini ve iislubunu değiştirmesi, so- runun esas kaynağınm kendÛeri oMuğu- nu kabul etmeieri zorunludur." Birtarafin Kuran öğrenimirun yasaklan- dığı, dının elden girtiği anlamına gelen sözler söylediği, diğer tarafin da 8 yıllık temel egatimin hiçe sayıldıgı, laik demok- ratik cumhuriyete ihanet edildiği yönün- de açıklamalarda bulunduğunu kaydeden Bahçeli, her iki yaklaşımın da doğru ol- madıgını söyledi. Bahçeli, "Ne dinimiz ne de cumhuriyerimiz elden gitmektedir. Aziz mületimiz, ne bağunsızhğıınızın ve v-arhğunızın teminatı olan Türkiye Cum- huriyeti'ne ne de manevi değerierinin te- melini oluşturan dininezarar verilmesine müsaadeeder.Bundanda önemüsi,son hak özeJ korumasuia ya da onun adına konus- masına ihtiyacı yokrur. Yüce AJlah, hiç şüpbesiz onun bütûn zamanJarda koru- yucu ve kollayıcjsıdır" dıye konuştu. Ekonomik pakete de değinen Bahçeli, beiirii bir kesimin kayınlacağı iddiasının kesinlikJe doğru olmadıgını, paketle sanayi ve ticaret hayatının canlanması, piyasalara güven verilmesi ve dışsatımın arttınl- masmın amaçlandığını belirtti. Bahçeli, paketin "mucizevi bir ilaç" olmadıgını, ancak kısa vadeli önlemlerin alınmasına özen göstenldiğıni kaydetti. TGC ve Basın Konseyi, af çalışmalarına gazetecilerin de dahil edilmesini istiyor 'Hırsızdtşandüygaz&ed hapiste9 İstanbul Haber Servisi - Türki- ye GazetecilerCemıyeri (TGC) ile Basın Konseyi. "yayın yoluyla suç isledikterT gerekçesiyle hapıs ce- zası alan, yargılanan, hakJannda soruşturma açılan gazetecilerin öz- gürlûklerine kavuşması için çalış- malannı sürdûrüyor. Basın Konse- yi Başkanı Oktay Ekşi, af taslağı üzerinde çalışan hükümete, yargı- lanan ve cezaevinde bulunan gaze- tecilerin de özgürlüklerine kavuş- ması için verdikleri üç yasa öneri- sini açıkladı. Basın Konseyi 'nde, Avukat Turgut Kazan ile birlikte dün bir basın toplantısı düzenleyen Oktay Ekşi, Türkiye'de ifade ve dûşünce özgûrlüğünün kısıtlandı- ğını söyledi. Ekşi, Basın Konse- yi'nin saptamalanna göre başka nedenlerle ceza almış görünmele- rine karşın 11 gazetecinın gazete- cilik işlevi nedeniyle, 32 gazeteci- nin doğrudan doğruya gazeteci- lıkJe ilgili bir nedenle, 21 gazete- cinın de resmi makamlardan yeter- li hiJg) edüıilemediği için belirsiz bir nedenle cezaevinde olduğunu kaydetti, Gazetecilerin hükümet tarafin- dan hazırlanan af taslagına dahil edilmelerine ilişkin yasa önensini geçen hafta Adaiet Bakanı Hik- met Sami Türk ile insan haklann- dan sorumlu Devlet Bakanı Meb- met An" Irtemçelik'e sunduklannı söyleyen Oköy Ekşi, öneride "efer birafçjkanlacaksa, röportajyapan ^2eteci>iiceridetutup hırsâ-uğur- suzu serbest otrakmanın çağdaş birvaklastm o)mad»gı"nın dile ge- tirildiğıni söyledi. Çözüm için 3 ayn yoi izlenebi- leceği belirtilen merinde; ilk ola- rak 1997'de 4304 sayılı yasadaki gibi işlenen suçlar için 3 yıl erte- leme getirilmesi, ancak kapsamın yazıişleri müdürlerinden tûra ga- zetecılere genişlenlmesi; ikinci ola- rak 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) geçici tnadde- leriyle denenen şartlı salıverme modeli; üçûncü olarak da anlatım özgûrlüğünü sınırlayan, özellikJe TCY'nin 158,159,312.maddele- riyle, TMY'nin 7 ve 8. maddele- rinin yeniden kajeme alınması ve 3713 sayılı yasanın 6 ve 13. mad- deiennin kaldınlması önerileri ge- tirildi. Erteleme modelinde belli bir ta- rihe kadar basın, yayın veya rad- Basn Konseyi Başkanı Ekşi, gazetecilerin affi kjn hükümete 3 yasa önerisi sundukiannı söyledi. yo, fîlm, televizyon araçlarmda ya- pılan yayımlardan dolayı suçu oluş- turan haberi yazan, karikatûrû ya- pan, yazar, çizer, muhabir, ressam, yayıncı sıfatıyla mahkûm edılen kimselerin cezalannın üç yıl sürey- le ertelenmesi öneriliyor. Basın Konseyi'nin birdiğerönerisinde ise T\fY'nin 7. ve 8. maddelennde yer alan bölücü örgüt ya da bölü- cülük propagandası suçlanna çok yüksek para cezası, hapis cezası- na alternatifolarakgetiriliyor. Böy- lece fikirle eylem arasuıda doğru- dan bağı öngören yakın ve açık tehlike kriterinin Türk ce2a siste- mine dahil edilmesi hedefleniyor. Bununla, yargı sisteminin düşün- cenin hapisle cezalandınlması zo- runluluğundan da kurtarılması amaçlanıyor. Kazan, bir soru üzerine, kamu- oyundamafyayla mücadeleyasa ta- sansı olarak biiinen çalışmalann, çetelerin ve mafya örgütlenmele- rinin daha da gelişmesıne neden olabilecegi uyansında buiundu. Yasataslağının, gizli bilgilenn mah- keme tarafından ıstenemeyeceği ve basın yoluyla açıklanamayaca- ğını öngiirdügüne dıkkat çeken Ka- zan, "ilgfli otoritelere danışdma- dan hazırlanan tasiagın demok- rasi için büyük bir tehlike olustur- duğuna" dikkat çekti. Demirel 'Kamu görevlilerinin kıvranmalan önlenmeli' ANKARA (CumhuriyetBürosu) -Cumhurbaşkanı SüJeyman Demi- reL devlet hizmetlerinı gören kad- roların "mali sıkuıülar içinde kıv- rannıalannın" en kısa zamanda önlenmesi gerektiğini söyledi. 2000'li yıllara girerken uygarlık denen büyük hareketin yakalandı- ğını belirten Demirel, "Yahnz bu- nunlaberaber koşabitaıeniizde zor- luklar var. Kendimizi zoriamanuz lazDn" dedi. Karayolları Bölge Müdürleri Toplantısı, genel müdürlük konfe- rans salonunda başladı. Toplantıda konuşan Demirel, 60 bin kilomet- re devlet ve il yolu bulunduğunu anımsatarak, artık bugün Türki- ye'ningidemediği yerolmadığına işaret etti. Türkiye'nin istediği ka- dar demiryolu yapamadığmı be- lirten Demirel, demiryollan ve li- manlar kurulması ile otoyol şebe- kesinin tamamlanması gerektiğini kaydetti. Türkiye'nin 114 milyar kilo- vat/saat elektrik gücünü, gelecek 5 yıl içinde katlaması gerektiğini vur- gulayan Demirel şunlan söyledi." "5 senesonra ulasım,enerjL alryapısı- kmOJan nedeniyle ekonomik dar- boğaza giribnenıesi için çokönem- li şeyler \apmak la/un. 50 senede yaptığı kadar işi önümüzdeki 10 sene içinde yapmanuz laam.' Ya- pabilir miyiz?' Bu suaön cevabı: Yapmayıp ne yapacagız? Yapma- vamecburuz, 'Sen böyle diyorsun, ama bak sıkıntılar diz boyu.' Ne zaman ne rahatoldu bu ülkede? Sı- kmtıiangörmiiyordegüun. Hepsi- nigöriiyorum. 'Söylechklerimi ya- pamaz, yahut ekonomisi bunlan yapacak kapasitede değil' dediği- nizanda Türkiye buraya kadar ge- tirdiği kalkınmasını buradan Ueri görüremeyecek demektir." 2000'li yıllara girerken uygarlık denen büyük hareketin yakalandı- ğını belirten Demirel. "Yalnız bu- nunlaberaber koşabilmenıizdezor- hıklar var. Kendimizi zoriamanuz lazun" dedi. MYK'de 15 Ağustos'a dek sürecek yurt gezileri tartışıldı CHP'den talıkiııı uyarısıATVKARA(CumhuriyetBürosu>-CHP Ge- nel Başkanı Altan Öymen. TBMM'de görü- şülen uluslararası tahkim konusunda hükü- meti bir kez daha uyardı. CHP Merkez Yönetim Kurulu dün Altan Öy- men başkanlığında toplandı. MYK'nin gün- demi CHP programı yeniden gözden geçiri- linceye kadar belirlenmesi istenen politika- lardan, uluslararası tahkimden ve yeni dönem- de başlatılacak yurtiçi gezilerden oluştu. MYK'de "Türidyeseferberliği'' adı altında gerçekleştirilecek gezi programı da ele aluı- dı. Bugün başlatılacak olan geziler 15 Ağus- tos'a kadar devam edecek. MYK ve PM üye- lerinin kanlımıyla oluştumlan 19 ayn grup Türkiye'nin çeşitli yerlerine gidecek. "'Türki- ye seferberliği'' programıyla parti tabanının ve yurttaşlann ileriye dönük olarak CHP ile ilgili değerlendirmelerinin, eleştirilerinin ve beklentilerinin alınması amaçlanıyor Altan Oymen, toplantıdan önce basın men- suplanna yaptığı açıklamada, 24 Temmuz'un Lozan Barış Antlaşması'nın, başında sansü- rün kaldınlışının ve işçi haklannın kabul edi- lişinin yıldönümü olduğunu anımsatarak bu yıl 24 Temmuz'da, bu konularda geriye gidiş- lerin ortaya çıktığını vurguladı. Lozan Antlaş- ması ile Türk yargısının ve mahkemelerinin bağımsızlığının sağlandığına dikkat çeken Öymen, "Bugün ise ondan taviz verilmesi an- lanuna geien aduniann aoknğuu, bununla B- güian^asadt^Mklerinkgörûşûldüğünügö- rûyDruz. NfYK' miz uluslararası tahküni gün- deînine almışnr" diye konuştu. Başında sansürün kaldınlışının yıldönümü olmasına karşın hâlâ bu konuda olumsuzluk- lar yaşandıgını belirten Öymen, hükümetin olumlu adım atmadığını söyledi. Öymen, ay- nı tarihin bir zamanlar işçi bayramı diye anıl- masına karşın, bu kez verilen olanaklann iş- çilerin elinden ahndığı bir gün olarak tarihe geçtiğini söyledi. 'Reform paketi çahşmayana yarar' Altan Oymen, 57. hükümet tarafından "eko- nonük reform" adı altında açıklanan paketin çalışan kesimin yükünü arttınrken çalışmayan kesimin daha çok para kazanmasının yollan- m genişletriğini söyledi. 55. hükümet döne- minde hazırlanan vergi yasasının kayıt dışı ekonomiyi ve vergi kaçakçıhğmı önlemek amacuıı taşıdığını anımsatan Öymen, reform adı altındaki önlemlerle bu kez bunlann orta- dan kalktığını söyledi. Öymen, mali milat yo- luyla "nereden buldun" diye sorulmasınm 3 yıl süreyle ertelendiğinin altını çizerken "Bu, Yümaz: Cumhuriyetisivüanlayiş korur ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yimaz, asker kökenli cumhurbaşkanı tartış- malanna üstü kapah olarak tepki gös- tererek "Türkh^'de 75 yıfcür cumhö- riyet vardır ama maalesef cumhur kâ- ğıfta kalnuşor. Cumhuriyetin korun- ması ancak hürrivetçi, svü, siyasi ao- layışk mümkündür" dedi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 20 yıldan bu yana süren olağanüsrü hal yöneriminin arbJc kaldı- nlma zamanının geldiğini savunan Yıbnaz, hiçbir baskıcı yönetimin hak ve özgürlük istençlerinin önünü sonsuza kadar kesemediğini vurguladı. MesutYılmaz, partisinin dünkü Meclisgrup top- lantısında, Türkiye'nin bölücü, aynlıkçı teröre kar- şı verdigi mücadelede geçen hafta bireşik daha at- ladığtnı söyledi. PKK'nin dağılma aşamasuıa gel- diğini ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da eskisi kadarrahat eylem alanı bulamadığmı anlatan Yıl- maz, ancak hiçbir ülkede terörün topyekün, kökten çözülemediğini, bu nedenle ihtiyatın elden bırakıl- maması gerektiğini sav undu. Gelinen koşullarda Do- ğu ve Güneydoğu'da ekonomik ve sosyal atılınüar için gerçek bir firsat ortaya çıktığuıı kaydeden Yıl- maz, bunun çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, OHALuygulaması ko- nusunda şunlan söyledi: "20 yıldır bir otağanâsfû yonemn söz konusudur.Olağanüstü yönetim anaya- sal bir uygulamadır. Ancak benrli za- man >t koşuflarda uyguianır. Otağanüs- rü yönetnnlerdehakveözgüriüklerin k>- sıtlanması sözkonusudur, ANAPobrak bugûoe kadar OHAL'e destek\wdik, hatta bu konuda öncülük yaphk. Ama geküğimiz noktada 20 yıldan bu yana süren bu uy- gulama, zamanında dognı gerekçeterte ortaya çık- mışolsa da savunulamaz halegeimiştir. Bölücü,ay- nhkçı terör sorununu Türki^'nin gündemindeıı çtkarmak için Doğu ve Güne>dofu'da olağanüstü hali kaldırma, hayatı normaieştirme ve ekonontic ve sosyal tedbirleri alma zamanı geunjştir." Yılmaz, Avrupa Parlamentosu'nun Abdufiah Öcaian ile ilgili karannın da Türkiye'nin içişieri- ne kanşma, hükümranlık haklanna müdahale an- lamı taşıdıgj için kabul edilemeyeceğini söyledi. Yıl- maz, Türkiye'de siyasi düzenin yurttaşlık eksenin- de yeniden kurulması gerektiğini söyledi. Bkonomtk önlemîeri de savunan Yılmaz, "Ab- nan tedbirkr doğru tedbirieniir,geçkalmava ramak kala afanmış tedbirlerdir" diye konuştu. vergkacakçdtgmmvckayrtdısıekonomininale- nen teş\ik edflmesi demektir" dedi. Öymen, bu gelişmelerin yurttaşlara tt P»- ran varsa sakm yaûnmjapma" demek anla- mına geldiğini belirtti. Öymen, "BövJecedev- letbütçesifaizödemeyetahsisedilmisolacak. Bunun alaUamanolda bağdaşır yanı yok" gö- rüşünü aktardı. Türkiye'nin AB'ye ginnek istediğini kay- deden CHP lideri, Avrupa Birliği'ne üye ül- kelerden hiçbirinde kayıtdışı ekonomiyi teş- vik eden düzenleme olmadıgını belirtti. Öy- men, "Türkiye hangi de>1ete özenmektedir? Vergi cennetkrine mi özenmektedir? O saye- de mi kalkınacağuu düsünmektedir? Bunlar hep soru işaren'dir. Umanzsesimiz duyulur ve hükümet geri adım atar" diye konuştu. Öymen, bir gazetecinın, Başbakan Bülent Ecevit'in basın kurumlanna yönelik olarak yazılan haberlerin borsa üzerinde etkilı oldu- ğuna ilişkin açıklamasını nasıl değerlendirdi- ğinin sorulması üzerine şu yanıtı verdi: "Iş- »erkörûyegidmce kabahat basında aranır. Baş- bakanın açıklaması da bunun bir gostergesi- dir. Aynca bazı şe>lerin görülmesi için iBe de basınm yazmasma gerek joktur. Borsa has- sastır, dokunmayın' yaklaşunı borsacdan naz- h hale getirdl Herkes onlann üzerine ürreme- ye başladı. Dün>anın her ye- rinde borsa var. Ama oralar- da hükümetter onlann ağzı- nın içine bakarak hareketet- miyor. Parayia uğraşan ldşi ve kuruluslar ne söyİerterse dde edivorlar. Hükümet gö- rülmemiş bir korku veendi- şeyle onlann dediklerini ya- par hale gebniştir. Meydan- lann sesine kulak vermeven hükümet üç buçuk borsacı- nm stsne kukk vermektediıf Toplantıda, uluslararası tahkim için anayasayı de- ğiştirmek isteyen hüküme- tin, anayasanm milletve- killiği dokunulmazlığını düzenleyen 83. maddesi ile başbakan vebakanJartn Yü- ce Divan'a sevklerini dü- zenleyen 100. maddeleri- nin değişikliğini gündeme getirmediğine dikkat çekil- di. Tahkime karşı durulma- sı konusunda TBMM'de ol- mamanın dezavantaj oldu- ğu görüşü dile getirilirken yurtiçi gezilerinde bu ko- nunun parti tabanına anla- tılması benimsendi. GLOBALPOLfTİKtJLTÜl ERGİN YILDIZOĞLU 7a Empepyaüzm Ya Barbarlık!' Bu başlık, Tony Blair'in'///. Yol', çizgisineyakîn. Pr»s pect dergisinin temmuz sayısındaki, David Rieff irn zalı yaz/ya ait. "Ya sosyalizm ya barbariık" olarak bıli nen bircümlenin, bu şekikte ters yüz edilmesi, insarm tüylerini ürpertiyor. Bu ifadede, George Orvvell'ir "7984"ündekidiktatörlüğün, tutsaklığı, özgürlük ve sı yasi amaçla yalan üretilmeyi de gerçek olarak sunnıa- sını hatıriatan bir şeyler var. ABD ve Ing/liz devleti, kapitalizmin krizine, 1980'le- rin başında, sermayenin dolaşımı ve değertenmesinin önündekitüm engelleri kaldırarak müdahaleetmeye ka- rar verdi. O günden bu yana bu seçeneği dayaian, IMF'nin yapısal uyum politikalannın uygulandığı üike- terde toplumsal yapılar dağılmaya, etnik çatışmalsır su yüzüne çıkmaya başladı. Ruanda krizine, Vİtgoslavya'nın dağılmasına, Orta Afrika'da yaşanan açlık ve kuraklı- ğa, yakından bakınca, sorunlann kökeninde, bıjyük devtetlerin siyasi nekabetini, IMF politikaJannın tah riba- tını görüyoruz. Bu konuyia ilgili olarak, geçmiştf) bir- çok kaynak aktardık, isteyenler kapsamlı verilen î, Le Monde Dipkxnatique'ın eskı sayıianndan, Prof. C*HJS- sodowski'nin Web sayfasından ulaşılabılirler. David Rıeff, şimdi ortaya çıkan trajeditere yfjnelik, "önemli ûçüncü dünya devletlerinin müdahale etme- ye ne kaynaklan, ne de ideolojik eğilimleri var" <dedik- ten sonra ekliyor: 'Hali hazırda yalnızca Bab'nın hem gücû, hem de kaynağı ve müdahale isteği vardtr. Ve Batı deyince de tabiiki esas olarakABD demış oluyu- ruz." Yazarbirparagrafsonra, bu yaklaşımda, ABD he- gemonyasının güçlenmesini görertlere hak veriyor... ama yazısını, ABD hegemonyasına karşı çıkmak adı- na, soykınmlara göz yummaktansa "Bu yeni omper- yalist düzeni insanileştirmeye çalışmak gerektiğini" söyteyerek brtiriyor. Rieff'e göre bugün tek gerçekçi çö- züm "Büyük devletlenn manda yönetimine dayanan bir liberal emperyalizmdir." Rieffin, "yeni emperyalist düzen" mantığı Batı'nm kendini liberal hatta "yeni sol" olarak gören aydınlan arasında gittikçe yayılıyor. Bu emperyalizm merakı, hatta isteği, bu aydınlann NATO'nun Kosova müdaha- tesı sırasında "oeyaz adamın yükünü" (Rudyard Kip- iing) üstlenmeye soyunmalanyla başladı sarıınm. ön- ce sık stk, NATO'yu kastederek "biz" demeye başla- dılar. Tabii, bu "biz", kolay yutulur bir lokma olmadtğı için de bir süre sonra, NATÖ yerine, onun da üstünde olduğu varsayılan bir "uluslararası topluluğun" irade- sinegönderme yapılarak kullanılmaya başlandı. Örne- ğin, MaryKaldor'un. "Eğersavaşsınırtanım/yorsabiz neden tanıyalım" (The Observer 18/07) başlıklı yazı- sından: "Uluslararası topluluğun, bu türşiddet olayta- nnı engellemekiçin müdahale etme sorumluiuğu var- dır. " Böylece tarih tekrar edıyor ve yüzyılın başında ol- duğu gibi, bu seferde liberal aydınlarve sosyal derrtok- ratlar emperyalist polıtıkalan pazarlamanın aracı hali- ne dönüşüyorlar. "Bu seferfaridı, insani çıkaharsöz ko- nusu" dıyenlere gidip biraz tarih okumalannı öneririz. Bugüne kadar, hiçbir emperyalist güç saldınlannı, yü- ce insani değerlerden daha az önemli bir gerekçeyte açıklamarrMştır. Geçen yüzyılın emperyalist ideolojısı de Batı'nm "Enyüksekmedeniyetdüzeyineulaştığıvebu medeniyeti daha az gelişmiş ülkelere taşıma sorum- luluğu" olduğunu ilen sürmüyor muydu? Bu gün, Bos- na'y a > Kosova'ya demokrasi götürduğünü savunan ABD, yüzyılın başında Meksika'ya sakjırdığında Wo- odrowWilson, müdahaleyı "Buhalkaiyiinsanlanseç- melehnı öğretmek için yaptık" dememiş miydi? Emperyalist polıtıka, dün olduğu gibi, bugün de yi- ne meşruiyetini "enyüksekmedeniyetdüzeyi", "ulus- lararası topluluğun iradesi", hatta "piyasanın gizlı eti" gibi metafizik gerekçeterteaçıklar; Vaclav Havet'in söz- leriyte, "Devlet insanın ürünüyken, insan tannnın ya- ratığıdır... Bu üstün haklann (insan haklan-E.Y.) kötöe- ri insan kavrayışının ötesinde biryerden, kaynaktanır" diyerek tannya (beyaz adamın tannsına) dayandırma- dan edemez. Zira bu insani müdahale adına, pratikte yaşananlan kabul edebilmek için, gerçekte olanlara göz yumarak, bir seri neden sonuç ilişkisinı askrya al- mak, satt inanca sığınmak gerekiyor. Bu yaklaşım, sanınm ilk önce "tarihin sonu" teziyte, serbest "piyasa sisteminin" ebediteştirilmesi ve seçe- neğinin olmadığının ileri sürülmesiyle şekıllenmeye baş- ladı; giderek de metafizik açıklamalara dayanan "uç- lan kapalı bir teoriye" adeta "köktendinci bir" söyte- me dönüştü. Şimdi, liberal aydınlar, ulus devtetin ortadan kalktı- ğını, serbest piyasanın, teknotojinin insanlan devtetin baskısından kurtaımaya başladığını, bireyi (hangi özel- likteresahip b»- birey bu?) özgürteştirerek, Bosna ve Ko- sova'da birer portectorat kurulsa bile demokrasiyi geliştirdiğini savunuyor. Ama, ilginçtir, ABD'de dış po- litika üreten muhafazakâr çevrelerde bu tür illüzyonlar yok. Bu çevreler, önünüzdeki yuzyıldaABD'ye altema- trf yeni bir hegemonik gücün ortaya çıkmasının nasıl engeltenebileceğini tartışıyorlar (Örneğin: Foreign Af- fatres: Josef Joffe, S.R Huntington, Eylül-Ekim 1997; Joseph, Nye Jr. Temmuz-Ağustos 1999). Demokrasi konusunda da, New York Times yazan T. Friedman'ın, (bizim liberal yazarca da pek seviten)LexusandtheOli- ve Tree kitabında sergilediği gibi kafalaraçık: "Birdo- larbir oydemektir!" dolannız yoksa oyunuz dayok. Ka- fası gittikçe açılmaya başlayan bir kesim daha var ta- bii. Bunlan 1995'de Fransa'da, geçen aylarda Ekva- tor'da, Vfenezüella'da, Brezilya'da ve geçen cumarte- si de Ankara sokaklannda görmek mümkün oldu... Muhtarı tehdit iddiası DSP'li Hasan Akgün partisine şikâyet edildi tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Demokratik Sol Parti (DSP) Giresun Milletvekili Hasan Akgün'ün, Bod- rum Torba Köyü Muhtan O. Turgut Kavcar'ı 'tehdit' et- tiği savunuldu. Muhtar Kavcar, önceki gün DSP Genel Baş- kanlığı'na gönderdiği şikâyet dilekçesinde, olayı hukuk boyutuna taşıyacagını bildirdi. Torba Muhtan Kavcar, geçen pazar günü görüşmek için kendisine gelen DSP'li Akgün'ün 2 yıldır yörede bir lokantayı işlettiğini, bu bina hakkında 1993'teHazine'nin tapu iptal davası açtığını anunsattı. Kavcar, açılan dava- dan Akgün'ün kendisini sorumlu tuttuğunu ve "Seni bu- rada banndırmayacagını. efer bu bina yıkıhrsa seuin evi- ni de ben yıkacağım'' tehdıtleri savuıduğunu savundu. Torba Muhtan O.Turgut Kavcar, DSP Genel Başkanlı- ğı'na gönderdiği şikâyet dilekçesinde şunJan dedi: "Mil- letimizin vekilinin sokak kabadayısı üslubu ile ve büyük bilgisizjik içindesıraladığı tehdiüer beni fazlasıv Ia üzmüş- tür. Malrvenin kanunsuzolarak denizin doldurulmas su- reti Ue yapdmıs bir binayı vıkmak için dava açmış olma- suıdan (Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesi 1993/465 esas sayıb dosva) muhtaruğuı sodrumlu rurulması ne kadar akü dışı ise mil>arlarcaMra hava parası karşıhğmda Jokaıt- tayı dev-retmek için pazarlıkiar vapüğı bütün köyce bib- nen bu sayin miüervekilinin Idşisel menfaaüannı yasanın önüne geçirme gayretleri de o kadar üzücüdür."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear