25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA i l U.K. kultur@cumhuriyetcom.tr 15 ALLECRO EVİN İLYASOĞLU Hayıiye Hala'yı tanıdırıız ıın?Hayır, ben de tanımadım. Daha doğ- rusu Betin Güneş'in 6. Senfonisi'nidin- leyinceye kadar tanımıyordum. Bu sen- fonide o duru tenli, kiraz dudaklı, gemş omuzlu, anaç. sevecen Hayriye Hala ile tanıştım. Halasının ölümune birtürlü ra- zı olamayan Betin Güneş, onu betimle- yen birsenfoni (programli senfoni) yaz- mış ve kendı senfoni dağarcığının altın- cısını, bence başyapıtını oluşturmuş. Kaç halaya nasip olmuştur yeğenı tarafından böylesi bir senfoni ile ölümsüzleştinlmek! Bu çalışkan bestecimizi Almanya'da kurup uzun yıllar yönettiği orkestralar- la, Avrupa'nm dört bir yanmdan kendi- sine ısmarlanan yapıtlanyla. yapıtlann- da tüm çağdaş yöntemlerle gelenekselı bir araya getirmesiyle, trombon dağar- cığınığı zenginleştırmesiyle, başanlı şef- liği ve piyanistliği ile tanıyoruz. Köln'de önce Köln Senfoni, şimdi de Mondial Filarmoni Orkestrasrnı kuran ve uzun yıl- lardır yöneten Betin Güneş, Bayer Oda Orkestrası'nındakurucusuydu. Mondi- al cokuluslu, genış bir orkestra. Amaç- lan arasında bestecilerin tanınmamış ya- pıtlannı seslendirmek; az çalınan Avru- pa ülkesi bestecilerini çalmak ve hıç ta- nınmayanlan bulup çıkarmak var. Betin Güneş hemen herkonserprogramına bir Türk bestecisi koymayı gelenek edin- miş. Ayda bir-iki stüdyo kaydı yapıyor- lar. Sıra dışı çalışmalan olduğu için Al- manya'dakı kültür birimlennden de iyı bir parasal destek alabilıyorlar. Bu kez Mon- dial Filarmoni Orkestrası Artnet ile yap- tığı işbirliği sonucu Essen'de verdiği bir konsenn canlı kaydını CD olarak yayım- lamış. CD'de Betin Güneş'in Haynye Hala- sı'nı anlattığı 6. senfonisı ile Prokofi- yef inoçokender çalınan 2 Piyano Kon- çertosuyeralıyor. Solıst ise Betin'in Mi- mar Sinan Üniversitesi Devlet Konser- vatuvan'ndan pıyano hocası olan Judith Uluğ. Bu soluksuz konçertoyu ritmik do- kusundaki saydamlığı gözeterek, şiirsel bir zarafetle seslendirmiş. Orkestranın solıste büyük desteği sezıliyor. Keskin ri- timlerdeki değışken tempo ve dinamik- lerdeki birliktelik, mutlaka şefın toplu- luğunu ve hocasını çok iyi tanımasından kaynaklanıyor. Hayriye Hala'ya gelince; belkı de bir roman yazılsaydı, ya da yaglıboya res- mi yapılsaydı bu kadar güzel tanıyamaz- dınızonu. Hayriye Hala. ıçindeki özlem- leriyle, belli ki görüp geçirdiği bırtakım Scrlarla, ama hep $en toİmastn'ıiriŞara'- bilmiş, dogu ile batı kültürleri arasında bir gizemlı kışilik. Onun şefkatini. sab- nnı ara sıra da asabiyetinı seziyorsunuz. Betin Güneş'in Hayriye Halası'nı anlattığı 6. senfonisi anlatılmaz, dinlemek gerekir. Betin Güneş, Hayriye Hala'nın ölümü- ne başkaldınrken yer yer "Senden geklik sana dönüyoruz». Öiümsüz hiçbir canlı yoktur" gibi dizelerle kendinı avutuyor. "Hayriye" adındakı harflenn nota karşıt- lanndan oluşan bir akor ve onun açılım- lan Haynye Hala'nın leitmotifi olarak baş- tan sona yumuşacık ve kulakta kalan bir ezgı olarak sürüp gidiyor. beş bölümlük yapıtı örerek Onun duvar saati de belli ki çocuk bilincınde yer etmış Betin Gü- neş'in. Senfoni boyunca bir başka leit- motif de duvar saatinın gonglan. Yer yer minımal etkileryaratıyor. u 'Efifrifeinç bölüm3e dÖrdüncüsü. 8ü-' tün orkestra üyeleri akıllanna gelecek her türlü vurma çalgı etkısı yaratan ale- tı getırmışlerevlerinde. Betin Güneş bun- lara hiç kanşmamış: Çatal, kaşık, tava, vb. Belki de gerçekçi bir evici ortamı (domestik) yaratmak, orkestra çalgılan- mn dışına çıkmakmış amaç. Sonra bü- yük davullar ve gonglarla doğaçlama ha- vasında gelışiyor bölüm. Bir Osmanlı meydan savaşını andınrcasına! Yapıtrn so- nu ise yine çok anlamlı: 42 dakikalık zengın polıfonik doku, doruklann ardın- dan tek bir "re" sesi ile son buluyor. Haynye Hala'nın müziği anlatılmaz, din- lemek gerekir. Yapıt, Köln'de "Uhra- fonTırması tarafından basılmış. Umanz Vj yakın birgelecekte lstanbul'daki konser saJonlanndâ da dîrileyebilniz bu yapıtı. Necil Kâzım Akses'i 16 Şubat 1999'da, eşi Saadet Hamm' ı da ondan dokuz gün sonra yıtırmıştik. Akses'in piyano ya- 'ecil Kazım Akses'in ve eşinin anısına Almanya'da basılan CD'de, bestecinin tüm piyano yapıtlan Özgür Aydm, Aylin Çakıcı ve Emre Elivar tarafından yorumlanmış. pıtlanndan oluşan bir CD, onun ve eşi- nin anısına Almanya'da "Cord Aria" fir- ması tarafından basılmış. İçinde beste- cinin tüm piyano yapıtlan yer alıyor. As- lında bu bir geleneğe dönüşebilse. Bes- tecilerimizin yapıtlan ortamlanna göre sınıflanarak CD'ler yapılabilse. örne- ğin Cemal Reşit Rey gibi kendisi de üs- tün bir pıyanist olan öncümüzün yapıt- lan da hem onun parmaklanndan, hem onu çok iyi yorumlayan ünlü öğrencile- rinden derlense! Akses'in CD^sinde Beş Piyano Parça- sı'nı (1929-30) Ozgür Aydm çalmış, o gü- zeTimyumuşak tuşesryle. Sonatta (1930) genç bir piyanistı, A>ün Çakıcı'yı (1977) tanıyoruz O da taze ve coşku dolu bir anlatım getirmiş. CD'deki büyük yük ise Emre Envar'ın omuzlannda: Minyatür- ler (1936) ve On Piyano Parçası (1964) Emre'nin parmaklannda yeniden yaşam bulmuş. Kâmuran Gündemir'in öğreti- sindeki o tuşun derinmde çalmayı, usta- lıkla pedal kullanmayı ve her bir tümce- nin anlam dolu kuruluşunu duyuruyor. Kaç kez nice piyanistten dinlediğimiz minyatürlerdeki o küçücük ezgileri birer suluboya tablo inceliği ile işlemiş. Kâ- muran Gündemir, "On Piyano Parça- s*nın Türk piyano edebiyahna çok önem- lı bir katkı olduğunu söyler. "Besteti ken- disi piyanist olmadığı halde öginç renk- ler bulmuştur bu parçalarda. Örneğin dördüncüsü bir ırmak gibi akar; fînal çaktşmalı iki füg ve cenaze marşı bir us- talık eseridir." CD'nin program notlannda ilginç bir saptama var. Akses'in piyano sonatı bu dalda Türk müziğinde yazılmış zaman- dizınsel açıdan ilk örnek. Rey'in sonatı 1936'da, Eridn'in 1946'da, Saygun'un 199O'da,EkremZddÜn'ünküise 1956'da bestelenmış. Makamsal, yalın kurgunun yanı sıra yeniliğe kapılan açan karma- şık birimlerde aksak tartılann cümbüşü karşıtlıklar içinde doruklar yaratıyor. Akses'in piyano CD'si iki işlevi yeri- ne getirmiş, hem yeni ölen bir besteci- mizin anısına sunulan çok anlamlı bir armağan, hem de üç genç yeteneğimizi bir araya getirmiş, onlara da CD'de ses- lerini duyurma fırsatı yaratmış. Bir hü- zünlenip bir coşuyorsunuz, ama baştan sona keyifle dinliyorsunuz bu CD'yi. Konservatuvarlarda Türk bestecilerini tanımak isteyen piyano öğrencilerine iyi bir fırsat. Hem de notalanna oğlu Ahmet Akses'ten kolayca ulaşabileceğiniz bir besteci. Geçen hafta Yapı Kredi Festivali çer- çevesinde Beyaz Rusya (Minsk) Boişoy Bak Topluluğu adı altında sunulan bale gösterileri lstanbul'u yaz sıcağında ha- reketlendirdi. Birkaç okurumdan aldı- ğım e-mail ve faks bilgilerinde bu top- luluğun gerçek Moskova Boişoy olma- dıgı, bunun açıklanması gerektıği bildi- riliyordu. Yetkililere bu soruyu yönelt- tiğimde, evet' Moskova Boişoy' olmadı- ğı ortada, ancak topluluğun özgün adı- nın Minsk Boişoy (Beyaz Rus Cumhu- nyeti) olarak geçtiğinı, kendilenne bu şekilde sunulduğunu bildirdiler. 'Bob- hoP sözcüğü Rusça'da 'büyük' anlamı- na geldiğıne göre bir sıfat olarak kimi baş- lıklarda kullanıyor demek. Moskova'daki Botşoy'un da bundan habersiz olmasına olanak yoktur, sanınm. e-mail: evini(ö boun.edu.tr. Wolfgang Wagner, Bayreuth Festivali yöneticiliğini bırakmak istemiyor Vârislerin iktidar savaşımı Rkhard VVagner Kültür Servisi - Ünlü beste- ci Rkhard \\agner anısına dü- zenlenen Bayreuth Festivali'nın seksen sekizincisi geçen pazar günü başladı. Rıchard VV'ag- ner'ın torunu Wolfgang VVag- ner, artık görevi genç kuşağa devTetmesi konusunda uygula- nan bütün baskılara karşın son elli yıldır elinde tuttuğu festıval yönetmenligini bu yıl da bırak- madı. Deli Kral U. Ludvvig tarafın- dan Vvagner adına Bayreuth'ta yaptınlan salon. bu kez yeni so- runlarla açtı kapılannı. Festi- valin bu yıl yaşadıği ilk sorun, Alman hükümetinın yaptığı des- teği de yüzde 15 oranında kes- mesi oldu. Toplam bütçesi 10.7 milyon dolar olan festivalden 252 bin dolarlık bir kesinti ya- pılacak. Festivalin bir diğer sorunu ise Wagner ailesinin içinde ya- şanan iktidar kavgalan. Aileyi şu anda 30 Ağustos'ta 80 yaşı- na girecek olan ve muhalifleri tarafından diktatör olarak ad- landınlan Vv'olfgang Wagner temsil ediyor. VVolfgang'ın fes- tival yöneticiliğini bırakarak ye- rini ailenin dördüncü kuşağına terk edeceği yönündeki sözünden cayarak yöne- time ikıncı kansı Gudrun'u getırme çabası büyük tepki topladı. Festivalin 'yerinde sa) masından" sorumlu turu- lan NVolfgang VV'agner, yanm yüzyıldır yürüttüğü yöneticiliğin ardından 2001 yılında emekli ola- cağı gerçeğini bile görmezden geliyor. "Kimsebu konuda şimdiden hesaplaryapmaya başlamasın" diyor. Wolfgang'm eşi Gudrun da vönetıme kı- min geçebileceğı yönündeki sorulan. kocasının izini takip edebileceği, gereklı tecrübe ve yetene- ğe sahip olduğunu behrterek yanıtlıyor. Richard NVagner'in ölümünün ardından yöne- tim dul eşi Cosüna'ya, ondan da oğullan Siegri- eTe geçmişti. Yönetim daha sonra Siegnef'ın eşi VVuıüred'e geçti. Onu, oğullan VVieland ve Wolf- gang ızledi. Ağabeyı Wieland'ın ölümünden bu yana festıval konusunda söz sahibi olan tek kişi • Alman hükümeti, pazar günü başlayan festivale verdiği destekte kesinti yaptı. Richard Wagner'in torunu Wolfgang Wagner'in 2001'de sona erecek görevini ailenin dördüncü kuşağına değil, kansına bırakma çabası tepki topluyor. Wolfgang. Ancak ağabeyinin 54 yaşmdakı kızı Ni- ke, Richard VVagner Vakfı'nın 2001 Mart ayında yönetime geçecek adaylann listesini istemesi üze- nne hemen adaylığını koydu. Gudrun'un festiva- lin yönetımine geçmesinın ancak komik sıfatıy- la nitelenebileceğıni söylüyor Nike. Genç kuşa- ğın pek çok temsilcisi gibi o da festivali turucu- lukla suçluyor ve yeni kana ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Festıval konusunda henüz açıklamak istemediğı pek çok yeni projesi de var Nike"ın. Yönetime geçebilecek diğer isimler ise VVolf- gang'ın ilk eşinden olan 54 yaşındaki kızı Evaile 52 yaşındaki oğlu Gottüried. Özellikle Eva'nın müzık konusunda çok iyi birdonanıma sahip ol- masına karşın VVolfgang, çocuklannın festivalin yönetıminın altından kalkamayacağını düşünü- yor. VVolfgang, basının yönetime kimin geçeceğı Torun VVob^ang VVagner Yönetime aday yeğen Nike yönündeki sorulan karşısında sessiz kalırken, 1976 yılında şeflığmi PierreBoulez'in, yönet- menligini de Patrice Chere- au'nun üstlendiği Ring Cycle konserlennden bu yana festi- valde hiçbir yenılik yapılmadı- ğı yönündeki eleştirileri de ya- nıtsız bırakıyor. Kendisine yö- neltilen bütün eleştirileri ise "Birinin Bayreuth'u saidınla- ra karşı koruması geretdyor" sözüyle yanıthyor. Ancak bu saldınlann içeriği konusunda bir açıkJama yapmıyor. Muha- lifler VVagner'in elindeki tek formülün VVagner müziğini iyi söyleyen ve yöneten müzisyen- lerle çalışmak olduğunu, bunun da festivali bir kısırdöngüye sü- rüklediğini vurguluyor. Bayreuth Festivali'nde buyıl sahnelenecek yapıtlar arasında Parsifal, Tristan ve Isolde, Die Meistersinger ve The Flying Dutchmanyeralıyor. Festivalin bu yılki tek yeniliği ise opera- yı Keitfa VVarner'ın, orkestrayı da Antonio Pappano'nun yö- nettiği Lohengrin operası. VVolfgang VVagner yandaşla- nnın bütün eleştirilere verebi- lecekleri en güzel yanıt ise fes- tivalin yıllardır elde ettiği ekonomik zafer. Etkin- liklerden otuzuna yapılan başvurulardan ancak on- da biri başanya ulaşabiliyor. 54 bin bilet daha yıl içinde satılıyor. Yüksek bilet fiyatlan nedeniyle ancak elit bir kesim izleyebiliyor bu konserleri. Ancak bu kişiler bilet bulduktan sonra da civar otellerde ya da odalannı kıralayan yöre halkının evlerinde yer bulabilmek için kıyasıya bir yanşa gıriyor. tki sosyoloğun yaptığı araştırma sonuçlanna gö- re, Bayreuth Festivali meraklılan zaten bu halini yeğliyorlar, yenilikten yana değiller. Tipik Bay- reuth ziyaretçileri, orta yaşın üzerinde, iyi eğitim görmüş, yüksek düzey memur ya da yöneticiler- den oluşuyor. Elbette ekonomik durumlan da or- talamanın hayli üzerinde. Bu izleyicilerden yal- nızca yüzde 14'ü sosya! demokratlara, yüzde 4.5 'i de Yeşıllere veriyor oyunu. Balede cinsiyeti degisiyor 'Carmen', 'Carman'a dönüşüyorKüttür Servisi - Batı gösteri dünyası, yenilik adına son olarak erkek sanatçılara kadınlarla özdeşleşmış rol- leri verme yoluna başvuruyor. Bu bağlamda ilk ola- rak Bizet'im 'Carmen' operasında bir cinsiyet deği- şikliğine başvurulacak. 1875 yılında yazılan Carmen operası, orijinal konusuyla bile yüz yıllardır bir tartış- ma konusu sanat dünyasında: Çingene kızı Carmen'e âşık olan saygın bir asker... Bu tutkulu aşk hikâyesi daha sonra pek çok farklı yoruma kaynaklık etti aslında. Batı'da en çok ilgi gö- renlerinden biri de Oscar Hammerstein'ın kurguyu Ikinci Dünya Savaşı'ndaki bir paraşüt fabnkasına ta- şıdığı ve bütün rollerin siyah oyuncular tarafından can- landınldığı yorumuydu. Sanat yönetmenligini Mathov Bourne'nın üstlen- diği Adventures in Motion Pktures adlı bale toplulu- ğu için bu bile yeterii bir değişıklik değil anlaşılan. Top- luluk daha önce bütün kuğulann erkek dansçılar tara- fından canlandınldığı 'Kuğu Gölü' balesi ile söz et- tirmişti adından. Bourne şimdı de baştan çıkartan karakterinin cinsi- yetini değiştirerek "Carmen" operasını "Carman" balesine dönüştürüyor. Balede "Carmen" rolü bir ara- ba tamircisinde çalışan işçiye dönüşecek. Bu rolün, da- ha önce Royal Ballet dansçılan arasında yer alan Adam Cooper tarafından canlandınlması bekleniyor. Elbet- te asker Joe da cinsiyet değiştirerek Josephine'e dö- nüşecek. 'Kadınlar da erkeklerin peşinde koşuyor' Topluluğun yöneticisi Katherine Dore, yaptıklan değişikliğin tek amacının dikkat çekmek olduğu yö- nündeki eleştirileri yalanlıyor: "Bizet'in özgün oby dizisini aldık ve günümüzetaşıdık. Bugün arük kadın- lar da erkeklerin peşinden koşuyor." Daha önceleri yalnızcapandomimlerde ve eğlence- li güldürülerde başvurulan bu yöntem, artık ciddi ti- yatrolar tarafından kuilanılıyor. Globe tiyatrosunun yönetmeni Mark Rylance da önümüzdeki günlerde "Antony ve Cleopatra"yı benzer bir yonımla sahneye taşıyacak. Oyunun en ilginç yönü Rylance'm, An- tony'i değil de Mısıriı kraliçe Kleopatra'yı canlandı- racak olması. "Kadına benzeyen bir erkek olmayaca- ğım. Tam bir kadınotacağnn. lnsanlann benim Antony 'i en az her kadın kadar sevdiğimi ve kıskaiKhğunı gör- mesini istiyorum'" diyor Rylance. Eleştırmenler bütün bu girişimleri az bir bedel kar- şılığında bilindik malzemeye yeni bir soluk kazandır- mak olarak nitelendiriyorlar. lngiltere'deki bu gelişme- lere karşılık olarak Broadway'de de Marityn Mon- roe'nun 'Bazılan Stcak Sever' adlı filminin aynı erke- ğin peşinde koşan iki kadının öyküsüne dönüştürüle- rek tiyatroya uyarlanacağı söylentileri dolaşıyor. Ressam Howard Arfdey uyuşturucudan öldü • Küttür Servisi- Avustralyah ressam Hovvard Arkley, geçen perşembe günü aldığı yüksek dozda eroin sonucu yaşamını yitirdi. Avustrarya'nm yetiştirdiği en yetenekli sanatçılar arasında gösteri len Arkley, altı hafta önce Venedik Bienali'nde Avustralya'nın resmi temsilcisi olarak ağırlanmıştı. 1951 yılında Melbourne'un varoşlanndan birinde dünyaya gelen sanatçının resimle ilk tanışması 1967'de Sidney Rolan'ın retrospektif sergisini tesadüfen gezmesiyle gerçekleşti. Melbourne'daki Prahran Koleji'nde sanat eğitimi alan Arkley'in ilk çalışmalan sürrealizm ve minımalızmın karşıtlıklanndan doğan enerjiyi yansıtıyordu. İlk sergilenni şehrin en ünlü galerilerinden olan Tolarno'da açan sanatçının ikinci aşaması firça tekniğini geliştirmek oldu. 1977 yılında Paris ve Nevv York'ta aldığı üç önemli ödül, sanatçıya Avrupa'nın ve Amerika'nın kapılannı açtı. Zamanla tek renkli resmini çok renkliliğe, soyutlamalannı fıgürlere dönüştüren Arkley, 1980'lerden itibaren Avustralya'dakı varoşlann iç dünyalannı ve yansımalannı çarpıcı renklerle betımlemeye yöneldi. Sanatçı bu yönelişi şöyle açıklamıştı: "Ne yapmam gerektiğinin farkına vardım sonunda: Avustralyalıydım ve Avustralya'yla ilgilenmeliydim." Arkley, kısa bir süre önce Alison Burton'la evlenmışti. Ayasozorian Kilisesi'nde restorasyon • NEVŞEHİR(AA)-Nevşehir'in Derinkuyu ilçesinde, 1777 yılında yörede yaşayan Rumlar tarafından yaptınlan Ayasozorian Kilisesi'nde restorasyon çalışmalanna başlandı. Restorasyon çalışmalannı yürüten Mimsan Mühendislik Limitet Şirketi Yönetim Kunılu üyesi yüksek mimar Mehmet Ali Esmer, Kapadokya bölgesinde ayakta kalmayı başaran en büyük kiliselerden biri olan Ayasozorian Kilisesi'nin, eskiyen ve yıpranan zemin taşlan ile çahsının yenileneceğini bildirdi. Kilisenin ahşap kısımlannın da ashna uygun olarak restore ve nemden korunması için izole edileceğini belirten Esmer, çalışmalar için 30 milyar lira harcanacağını kaydetti. Mozaik, FraTa kurban verlmedi • GAZİANTEP (AA) - Gaziantep'in Nizip ilçesinde, Fırat Nehri kıyısında bulunan antik Zeugma (Belkıs) kentinin, Birecik Barajı'nın göl sulan altında kalacak bölümündeki antik yol kenannda bulunan ve görenleri büyüleyen Okeanos mozaiği, yerinden çıkanlarak Gaziantep Arkeoloji Müzesi'nde koruma altına alınacak ve sergilenecek. Müze Müdürü Dr. Rifat Ergeç, Belkıs köyünde yer alan Zeugma antik kentinde yüiütülen kazı çalışması sırasında, antik bir yapının taban döşemesi olan resimli bir mozaik pano bulunduğunu söyledi. Mozaiğin. Fırat Nehri'ne yakın bir yerde, antik yolun hemen yanında yer alan ve ticari bir anlam taşıdığı sanılan 3.5x5 metre boyutundaki odada bulunduğunu anlatan Dr. Ergeç, şöyle devam etti: "Saç örgüsü bordürlü kompozisyon alanının 4 köşesinde, birer yunus balığı üzerine binmiş eros ile balık avlayan çoban figürünün yer aldığı sahnenin ortasında. büst şeklinde işlenmiş (evrensel ırmaklann tannsı) Okeanos ile kansı Tethys'in portreleri bulunuyor. 10-12 renkte taşlardan yapılmış mozaiğin işçiliği ve sanat değeri, çok üstün kalitededir." Dr. Ergeç, antik Zeugma kentinde geçmiş yıllarda ortaya çıkardıklan bir Roma villasında da taban mozaikleri bulduklannı belirtti. lan McKellen, Yüzüklerin Efendisrnde rol alacak • Kültür Servisi -lan McKellen, J.R.R. Tolkien'in ünlü yapıtı Yüzüklerin Efendisi'nde Gandolf'u canlandıracak. Bilbo rolünü ise lan Holm'ün canlanduması bekleniyor. Üç bölümden oluşan Yüzüklerin Efendisf nin ilk bölümü 'Part One: The Fellovvship of The Rings'i Yeni Zelandalı yönetmen Peter Jackson yönetecek. 130 milyon dolara mal olacak Fıhnin çekimleri ekim ayında başlayacak. IVeyzen Tevfik Şenlrkleri' için sponsor aranıyor • SAMSUN (AA) - Samsun'un Bafra ilçesi Kolay beldesinde, bu yıl 3. kez düzenlenmesi planlanan 'Neyzen Tevfık Şenlikleri' için sponsor aranıyor. Ünlü hiciv ustası Neyzen Tevfik Kolayjı adına, Kolay Belediyesi tarafından ağustosun son haftasında düzenlenen şenlikler için bu yıl gerekli kaynak sağlanamadı. Kolay Belediyesi sponsor arayışını sürdürürken Kültür Bakanlığı'ndan da destek istedi. Şenliğin programında, ünlü sanatçı Suna Kan'ın Bilkent Üniversitesi Senfoni Orkestrası eşliğinde Derbent Baraj Gölü üzerinde oluşturulacak bir platformda sunacağı keman resitali yer alıyor. Ancak gereken 5 milyar liranın sağlanamaması yüzünden program da tehlikeye girdi. Neyzen Tevfik'in yakın akrabalanmn yaşadığı Kolay beldesinde düzenlenen şenliklerde, su sporlan, halk konserleri ve bale gösterileri ile göl üzerinde fener alayı gibi etkinlikler gerçekleştiriliyor. BUGUN • AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.30'da Charlie Chaplin'in yönettiği 'Modern Times' adlı film videodan göstenlecek. (252 35 00) • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 12.30 ve 17.30'da Verdi'nin Macbetfa adlı yapıtı izlenebilir. (292 06 55) • RUMELtHtSARI KONSERLERİ'nde Cem Yılmaz'ın gösterisi yer alıyor. • MEBA SANAT EVİ'nde saat 21 .OO'de Bülent Aydınh ile saz dinletisi ızlenebihr. (547 13 35)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear