Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
i l U.K. kultur@cumhuriyetcom.tr 15
ALLECRO EVİN İLYASOĞLU
Hayıiye Hala'yı tanıdırıız ıın?Hayır, ben de tanımadım. Daha doğ-
rusu Betin Güneş'in 6. Senfonisi'nidin-
leyinceye kadar tanımıyordum. Bu sen-
fonide o duru tenli, kiraz dudaklı, gemş
omuzlu, anaç. sevecen Hayriye Hala ile
tanıştım. Halasının ölümune birtürlü ra-
zı olamayan Betin Güneş, onu betimle-
yen birsenfoni (programli senfoni) yaz-
mış ve kendı senfoni dağarcığının altın-
cısını, bence başyapıtını oluşturmuş. Kaç
halaya nasip olmuştur yeğenı tarafından
böylesi bir senfoni ile ölümsüzleştinlmek!
Bu çalışkan bestecimizi Almanya'da
kurup uzun yıllar yönettiği orkestralar-
la, Avrupa'nm dört bir yanmdan kendi-
sine ısmarlanan yapıtlanyla. yapıtlann-
da tüm çağdaş yöntemlerle gelenekselı
bir araya getirmesiyle, trombon dağar-
cığınığı zenginleştırmesiyle, başanlı şef-
liği ve piyanistliği ile tanıyoruz. Köln'de
önce Köln Senfoni, şimdi de Mondial
Filarmoni Orkestrasrnı kuran ve uzun yıl-
lardır yöneten Betin Güneş, Bayer Oda
Orkestrası'nındakurucusuydu. Mondi-
al cokuluslu, genış bir orkestra. Amaç-
lan arasında bestecilerin tanınmamış ya-
pıtlannı seslendirmek; az çalınan Avru-
pa ülkesi bestecilerini çalmak ve hıç ta-
nınmayanlan bulup çıkarmak var. Betin
Güneş hemen herkonserprogramına bir
Türk bestecisi koymayı gelenek edin-
miş. Ayda bir-iki stüdyo kaydı yapıyor-
lar. Sıra dışı çalışmalan olduğu için Al-
manya'dakı kültür birimlennden de iyı bir
parasal destek alabilıyorlar. Bu kez Mon-
dial Filarmoni Orkestrası Artnet ile yap-
tığı işbirliği sonucu Essen'de verdiği bir
konsenn canlı kaydını CD olarak yayım-
lamış.
CD'de Betin Güneş'in Haynye Hala-
sı'nı anlattığı 6. senfonisı ile Prokofi-
yef inoçokender çalınan 2 Piyano Kon-
çertosuyeralıyor. Solıst ise Betin'in Mi-
mar Sinan Üniversitesi Devlet Konser-
vatuvan'ndan pıyano hocası olan Judith
Uluğ. Bu soluksuz konçertoyu ritmik do-
kusundaki saydamlığı gözeterek, şiirsel
bir zarafetle seslendirmiş. Orkestranın
solıste büyük desteği sezıliyor. Keskin ri-
timlerdeki değışken tempo ve dinamik-
lerdeki birliktelik, mutlaka şefın toplu-
luğunu ve hocasını çok iyi tanımasından
kaynaklanıyor.
Hayriye Hala'ya gelince; belkı de bir
roman yazılsaydı, ya da yaglıboya res-
mi yapılsaydı bu kadar güzel tanıyamaz-
dınızonu. Hayriye Hala. ıçindeki özlem-
leriyle, belli ki görüp geçirdiği bırtakım
Scrlarla, ama hep $en toİmastn'ıiriŞara'-
bilmiş, dogu ile batı kültürleri arasında
bir gizemlı kışilik. Onun şefkatini. sab-
nnı ara sıra da asabiyetinı seziyorsunuz.
Betin Güneş'in Hayriye
Halası'nı anlattığı
6. senfonisi anlatılmaz,
dinlemek gerekir.
Betin Güneş, Hayriye Hala'nın ölümü-
ne başkaldınrken yer yer "Senden geklik
sana dönüyoruz». Öiümsüz hiçbir canlı
yoktur" gibi dizelerle kendinı avutuyor.
"Hayriye" adındakı harflenn nota karşıt-
lanndan oluşan bir akor ve onun açılım-
lan Haynye Hala'nın leitmotifi olarak baş-
tan sona yumuşacık ve kulakta kalan bir
ezgı olarak sürüp gidiyor. beş bölümlük
yapıtı örerek Onun duvar saati de belli
ki çocuk bilincınde yer etmış Betin Gü-
neş'in. Senfoni boyunca bir başka leit-
motif de duvar saatinın gonglan. Yer yer
minımal etkileryaratıyor.
u
'Efifrifeinç bölüm3e dÖrdüncüsü. 8ü-'
tün orkestra üyeleri akıllanna gelecek
her türlü vurma çalgı etkısı yaratan ale-
tı getırmışlerevlerinde. Betin Güneş bun-
lara hiç kanşmamış: Çatal, kaşık, tava,
vb. Belki de gerçekçi bir evici ortamı
(domestik) yaratmak, orkestra çalgılan-
mn dışına çıkmakmış amaç. Sonra bü-
yük davullar ve gonglarla doğaçlama ha-
vasında gelışiyor bölüm. Bir Osmanlı
meydan savaşını andınrcasına! Yapıtrn so-
nu ise yine çok anlamlı: 42 dakikalık
zengın polıfonik doku, doruklann ardın-
dan tek bir "re" sesi ile son buluyor.
Haynye Hala'nın müziği anlatılmaz, din-
lemek gerekir. Yapıt, Köln'de "Uhra-
fonTırması tarafından basılmış. Umanz
Vj yakın birgelecekte lstanbul'daki konser
saJonlanndâ da dîrileyebilniz bu yapıtı.
Necil Kâzım Akses'i 16 Şubat 1999'da,
eşi Saadet Hamm' ı da ondan dokuz gün
sonra yıtırmıştik. Akses'in piyano ya-
'ecil Kazım Akses'in
ve eşinin anısına
Almanya'da basılan CD'de,
bestecinin tüm piyano
yapıtlan Özgür Aydm,
Aylin Çakıcı ve Emre Elivar
tarafından yorumlanmış.
pıtlanndan oluşan bir CD, onun ve eşi-
nin anısına Almanya'da "Cord Aria" fir-
ması tarafından basılmış. İçinde beste-
cinin tüm piyano yapıtlan yer alıyor. As-
lında bu bir geleneğe dönüşebilse. Bes-
tecilerimizin yapıtlan ortamlanna göre
sınıflanarak CD'ler yapılabilse. örne-
ğin Cemal Reşit Rey gibi kendisi de üs-
tün bir pıyanist olan öncümüzün yapıt-
lan da hem onun parmaklanndan, hem
onu çok iyi yorumlayan ünlü öğrencile-
rinden derlense!
Akses'in CD^sinde Beş Piyano Parça-
sı'nı (1929-30) Ozgür Aydm çalmış, o gü-
zeTimyumuşak tuşesryle. Sonatta (1930)
genç bir piyanistı, A>ün Çakıcı'yı (1977)
tanıyoruz O da taze ve coşku dolu bir
anlatım getirmiş. CD'deki büyük yük ise
Emre Envar'ın omuzlannda: Minyatür-
ler (1936) ve On Piyano Parçası (1964)
Emre'nin parmaklannda yeniden yaşam
bulmuş. Kâmuran Gündemir'in öğreti-
sindeki o tuşun derinmde çalmayı, usta-
lıkla pedal kullanmayı ve her bir tümce-
nin anlam dolu kuruluşunu duyuruyor.
Kaç kez nice piyanistten dinlediğimiz
minyatürlerdeki o küçücük ezgileri birer
suluboya tablo inceliği ile işlemiş. Kâ-
muran Gündemir, "On Piyano Parça-
s*nın Türk piyano edebiyahna çok önem-
lı bir katkı olduğunu söyler. "Besteti ken-
disi piyanist olmadığı halde öginç renk-
ler bulmuştur bu parçalarda. Örneğin
dördüncüsü bir ırmak gibi akar; fînal
çaktşmalı iki füg ve cenaze marşı bir us-
talık eseridir."
CD'nin program notlannda ilginç bir
saptama var. Akses'in piyano sonatı bu
dalda Türk müziğinde yazılmış zaman-
dizınsel açıdan ilk örnek. Rey'in sonatı
1936'da, Eridn'in 1946'da, Saygun'un
199O'da,EkremZddÜn'ünküise 1956'da
bestelenmış. Makamsal, yalın kurgunun
yanı sıra yeniliğe kapılan açan karma-
şık birimlerde aksak tartılann cümbüşü
karşıtlıklar içinde doruklar yaratıyor.
Akses'in piyano CD'si iki işlevi yeri-
ne getirmiş, hem yeni ölen bir besteci-
mizin anısına sunulan çok anlamlı bir
armağan, hem de üç genç yeteneğimizi
bir araya getirmiş, onlara da CD'de ses-
lerini duyurma fırsatı yaratmış. Bir hü-
zünlenip bir coşuyorsunuz, ama baştan
sona keyifle dinliyorsunuz bu CD'yi.
Konservatuvarlarda Türk bestecilerini
tanımak isteyen piyano öğrencilerine iyi
bir fırsat. Hem de notalanna oğlu Ahmet
Akses'ten kolayca ulaşabileceğiniz bir
besteci.
Geçen hafta Yapı Kredi Festivali çer-
çevesinde Beyaz Rusya (Minsk) Boişoy
Bak Topluluğu adı altında sunulan bale
gösterileri lstanbul'u yaz sıcağında ha-
reketlendirdi. Birkaç okurumdan aldı-
ğım e-mail ve faks bilgilerinde bu top-
luluğun gerçek Moskova Boişoy olma-
dıgı, bunun açıklanması gerektıği bildi-
riliyordu. Yetkililere bu soruyu yönelt-
tiğimde, evet' Moskova Boişoy' olmadı-
ğı ortada, ancak topluluğun özgün adı-
nın Minsk Boişoy (Beyaz Rus Cumhu-
nyeti) olarak geçtiğinı, kendilenne bu
şekilde sunulduğunu bildirdiler. 'Bob-
hoP sözcüğü Rusça'da 'büyük' anlamı-
na geldiğıne göre bir sıfat olarak kimi baş-
lıklarda kullanıyor demek. Moskova'daki
Botşoy'un da bundan habersiz olmasına
olanak yoktur, sanınm.
e-mail: evini(ö boun.edu.tr.
Wolfgang Wagner, Bayreuth Festivali yöneticiliğini bırakmak istemiyor
Vârislerin
iktidar
savaşımı Rkhard VVagner
Kültür Servisi - Ünlü beste-
ci Rkhard \\agner anısına dü-
zenlenen Bayreuth Festivali'nın
seksen sekizincisi geçen pazar
günü başladı. Rıchard VV'ag-
ner'ın torunu Wolfgang VVag-
ner, artık görevi genç kuşağa
devTetmesi konusunda uygula-
nan bütün baskılara karşın son
elli yıldır elinde tuttuğu festıval
yönetmenligini bu yıl da bırak-
madı.
Deli Kral U. Ludvvig tarafın-
dan Vvagner adına Bayreuth'ta
yaptınlan salon. bu kez yeni so-
runlarla açtı kapılannı. Festi-
valin bu yıl yaşadıği ilk sorun,
Alman hükümetinın yaptığı des-
teği de yüzde 15 oranında kes-
mesi oldu. Toplam bütçesi 10.7
milyon dolar olan festivalden
252 bin dolarlık bir kesinti ya-
pılacak.
Festivalin bir diğer sorunu
ise Wagner ailesinin içinde ya-
şanan iktidar kavgalan. Aileyi
şu anda 30 Ağustos'ta 80 yaşı-
na girecek olan ve muhalifleri
tarafından diktatör olarak ad-
landınlan Vv'olfgang Wagner
temsil ediyor. VVolfgang'ın fes-
tival yöneticiliğini bırakarak ye-
rini ailenin dördüncü kuşağına
terk edeceği yönündeki sözünden cayarak yöne-
time ikıncı kansı Gudrun'u getırme çabası büyük
tepki topladı.
Festivalin 'yerinde sa) masından" sorumlu turu-
lan NVolfgang VV'agner, yanm yüzyıldır yürüttüğü
yöneticiliğin ardından 2001 yılında emekli ola-
cağı gerçeğini bile görmezden geliyor. "Kimsebu
konuda şimdiden hesaplaryapmaya başlamasın"
diyor. Wolfgang'm eşi Gudrun da vönetıme kı-
min geçebileceğı yönündeki sorulan. kocasının
izini takip edebileceği, gereklı tecrübe ve yetene-
ğe sahip olduğunu behrterek yanıtlıyor.
Richard NVagner'in ölümünün ardından yöne-
tim dul eşi Cosüna'ya, ondan da oğullan Siegri-
eTe geçmişti. Yönetim daha sonra Siegnef'ın eşi
VVuıüred'e geçti. Onu, oğullan VVieland ve Wolf-
gang ızledi. Ağabeyı Wieland'ın ölümünden bu
yana festıval konusunda söz sahibi olan tek kişi
• Alman hükümeti, pazar günü başlayan festivale verdiği
destekte kesinti yaptı. Richard Wagner'in torunu Wolfgang
Wagner'in 2001'de sona erecek görevini ailenin dördüncü
kuşağına değil, kansına bırakma çabası tepki topluyor.
Wolfgang. Ancak ağabeyinin 54 yaşmdakı kızı Ni-
ke, Richard VVagner Vakfı'nın 2001 Mart ayında
yönetime geçecek adaylann listesini istemesi üze-
nne hemen adaylığını koydu. Gudrun'un festiva-
lin yönetımine geçmesinın ancak komik sıfatıy-
la nitelenebileceğıni söylüyor Nike. Genç kuşa-
ğın pek çok temsilcisi gibi o da festivali turucu-
lukla suçluyor ve yeni kana ihtiyaç duyulduğunu
vurguluyor. Festıval konusunda henüz açıklamak
istemediğı pek çok yeni projesi de var Nike"ın.
Yönetime geçebilecek diğer isimler ise VVolf-
gang'ın ilk eşinden olan 54 yaşındaki kızı Evaile
52 yaşındaki oğlu Gottüried. Özellikle Eva'nın
müzık konusunda çok iyi birdonanıma sahip ol-
masına karşın VVolfgang, çocuklannın festivalin
yönetıminın altından kalkamayacağını düşünü-
yor.
VVolfgang, basının yönetime kimin geçeceğı
Torun VVob^ang VVagner Yönetime aday yeğen Nike
yönündeki sorulan karşısında
sessiz kalırken, 1976 yılında
şeflığmi PierreBoulez'in, yönet-
menligini de Patrice Chere-
au'nun üstlendiği Ring Cycle
konserlennden bu yana festi-
valde hiçbir yenılik yapılmadı-
ğı yönündeki eleştirileri de ya-
nıtsız bırakıyor. Kendisine yö-
neltilen bütün eleştirileri ise
"Birinin Bayreuth'u saidınla-
ra karşı koruması geretdyor"
sözüyle yanıthyor. Ancak bu
saldınlann içeriği konusunda
bir açıkJama yapmıyor. Muha-
lifler VVagner'in elindeki tek
formülün VVagner müziğini iyi
söyleyen ve yöneten müzisyen-
lerle çalışmak olduğunu, bunun
da festivali bir kısırdöngüye sü-
rüklediğini vurguluyor.
Bayreuth Festivali'nde buyıl
sahnelenecek yapıtlar arasında
Parsifal, Tristan ve Isolde, Die
Meistersinger ve The Flying
Dutchmanyeralıyor. Festivalin
bu yılki tek yeniliği ise opera-
yı Keitfa VVarner'ın, orkestrayı
da Antonio Pappano'nun yö-
nettiği Lohengrin operası.
VVolfgang VVagner yandaşla-
nnın bütün eleştirilere verebi-
lecekleri en güzel yanıt ise fes-
tivalin yıllardır elde ettiği ekonomik zafer. Etkin-
liklerden otuzuna yapılan başvurulardan ancak on-
da biri başanya ulaşabiliyor. 54 bin bilet daha yıl
içinde satılıyor. Yüksek bilet fiyatlan nedeniyle
ancak elit bir kesim izleyebiliyor bu konserleri.
Ancak bu kişiler bilet bulduktan sonra da civar
otellerde ya da odalannı kıralayan yöre halkının
evlerinde yer bulabilmek için kıyasıya bir yanşa
gıriyor.
tki sosyoloğun yaptığı araştırma sonuçlanna gö-
re, Bayreuth Festivali meraklılan zaten bu halini
yeğliyorlar, yenilikten yana değiller. Tipik Bay-
reuth ziyaretçileri, orta yaşın üzerinde, iyi eğitim
görmüş, yüksek düzey memur ya da yöneticiler-
den oluşuyor. Elbette ekonomik durumlan da or-
talamanın hayli üzerinde. Bu izleyicilerden yal-
nızca yüzde 14'ü sosya! demokratlara, yüzde 4.5 'i
de Yeşıllere veriyor oyunu.
Balede cinsiyeti degisiyor
'Carmen',
'Carman'a
dönüşüyorKüttür Servisi - Batı gösteri dünyası, yenilik adına
son olarak erkek sanatçılara kadınlarla özdeşleşmış rol-
leri verme yoluna başvuruyor. Bu bağlamda ilk ola-
rak Bizet'im 'Carmen' operasında bir cinsiyet deği-
şikliğine başvurulacak. 1875 yılında yazılan Carmen
operası, orijinal konusuyla bile yüz yıllardır bir tartış-
ma konusu sanat dünyasında: Çingene kızı Carmen'e
âşık olan saygın bir asker...
Bu tutkulu aşk hikâyesi daha sonra pek çok farklı
yoruma kaynaklık etti aslında. Batı'da en çok ilgi gö-
renlerinden biri de Oscar Hammerstein'ın kurguyu
Ikinci Dünya Savaşı'ndaki bir paraşüt fabnkasına ta-
şıdığı ve bütün rollerin siyah oyuncular tarafından can-
landınldığı yorumuydu.
Sanat yönetmenligini Mathov Bourne'nın üstlen-
diği Adventures in Motion Pktures adlı bale toplulu-
ğu için bu bile yeterii bir değişıklik değil anlaşılan. Top-
luluk daha önce bütün kuğulann erkek dansçılar tara-
fından canlandınldığı 'Kuğu Gölü' balesi ile söz et-
tirmişti adından.
Bourne şimdı de baştan çıkartan karakterinin cinsi-
yetini değiştirerek "Carmen" operasını "Carman"
balesine dönüştürüyor. Balede "Carmen" rolü bir ara-
ba tamircisinde çalışan işçiye dönüşecek. Bu rolün, da-
ha önce Royal Ballet dansçılan arasında yer alan Adam
Cooper tarafından canlandınlması bekleniyor. Elbet-
te asker Joe da cinsiyet değiştirerek Josephine'e dö-
nüşecek.
'Kadınlar da erkeklerin peşinde koşuyor'
Topluluğun yöneticisi Katherine Dore, yaptıklan
değişikliğin tek amacının dikkat çekmek olduğu yö-
nündeki eleştirileri yalanlıyor: "Bizet'in özgün oby
dizisini aldık ve günümüzetaşıdık. Bugün arük kadın-
lar da erkeklerin peşinden koşuyor."
Daha önceleri yalnızcapandomimlerde ve eğlence-
li güldürülerde başvurulan bu yöntem, artık ciddi ti-
yatrolar tarafından kuilanılıyor. Globe tiyatrosunun
yönetmeni Mark Rylance da önümüzdeki günlerde
"Antony ve Cleopatra"yı benzer bir yonımla sahneye
taşıyacak. Oyunun en ilginç yönü Rylance'm, An-
tony'i değil de Mısıriı kraliçe Kleopatra'yı canlandı-
racak olması. "Kadına benzeyen bir erkek olmayaca-
ğım. Tam bir kadınotacağnn. lnsanlann benim Antony 'i
en az her kadın kadar sevdiğimi ve kıskaiKhğunı gör-
mesini istiyorum'" diyor Rylance.
Eleştırmenler bütün bu girişimleri az bir bedel kar-
şılığında bilindik malzemeye yeni bir soluk kazandır-
mak olarak nitelendiriyorlar. lngiltere'deki bu gelişme-
lere karşılık olarak Broadway'de de Marityn Mon-
roe'nun 'Bazılan Stcak Sever' adlı filminin aynı erke-
ğin peşinde koşan iki kadının öyküsüne dönüştürüle-
rek tiyatroya uyarlanacağı söylentileri dolaşıyor.
Ressam Howard Arfdey
uyuşturucudan öldü
• Küttür Servisi-
Avustralyah
ressam Hovvard
Arkley, geçen
perşembe günü
aldığı yüksek
dozda eroin
sonucu yaşamını
yitirdi.
Avustrarya'nm
yetiştirdiği en
yetenekli
sanatçılar
arasında
gösteri len Arkley,
altı hafta önce
Venedik Bienali'nde Avustralya'nın resmi temsilcisi
olarak ağırlanmıştı. 1951 yılında Melbourne'un
varoşlanndan birinde dünyaya gelen sanatçının
resimle ilk tanışması 1967'de Sidney Rolan'ın
retrospektif sergisini tesadüfen gezmesiyle
gerçekleşti. Melbourne'daki Prahran Koleji'nde
sanat eğitimi alan Arkley'in ilk çalışmalan
sürrealizm ve minımalızmın karşıtlıklanndan doğan
enerjiyi yansıtıyordu. İlk sergilenni şehrin en ünlü
galerilerinden olan Tolarno'da açan sanatçının ikinci
aşaması firça tekniğini geliştirmek oldu. 1977
yılında Paris ve Nevv York'ta aldığı üç önemli ödül,
sanatçıya Avrupa'nın ve Amerika'nın kapılannı
açtı. Zamanla tek renkli resmini çok renkliliğe,
soyutlamalannı fıgürlere dönüştüren Arkley,
1980'lerden itibaren Avustralya'dakı varoşlann iç
dünyalannı ve yansımalannı çarpıcı renklerle
betımlemeye yöneldi. Sanatçı bu yönelişi şöyle
açıklamıştı: "Ne yapmam gerektiğinin farkına
vardım sonunda: Avustralyalıydım ve
Avustralya'yla ilgilenmeliydim." Arkley, kısa bir
süre önce Alison Burton'la evlenmışti.
Ayasozorian Kilisesi'nde
restorasyon
• NEVŞEHİR(AA)-Nevşehir'in Derinkuyu
ilçesinde, 1777 yılında yörede yaşayan Rumlar
tarafından yaptınlan Ayasozorian Kilisesi'nde
restorasyon çalışmalanna başlandı. Restorasyon
çalışmalannı yürüten Mimsan Mühendislik Limitet
Şirketi Yönetim Kunılu üyesi yüksek mimar
Mehmet Ali Esmer, Kapadokya bölgesinde ayakta
kalmayı başaran en büyük kiliselerden biri olan
Ayasozorian Kilisesi'nin, eskiyen ve yıpranan
zemin taşlan ile çahsının yenileneceğini bildirdi.
Kilisenin ahşap kısımlannın da ashna uygun olarak
restore ve nemden korunması için izole edileceğini
belirten Esmer, çalışmalar için 30 milyar lira
harcanacağını kaydetti.
Mozaik, FraTa kurban verlmedi
• GAZİANTEP (AA) - Gaziantep'in Nizip
ilçesinde, Fırat Nehri kıyısında bulunan antik
Zeugma (Belkıs) kentinin, Birecik Barajı'nın göl
sulan altında kalacak bölümündeki antik yol
kenannda bulunan ve görenleri büyüleyen Okeanos
mozaiği, yerinden çıkanlarak Gaziantep Arkeoloji
Müzesi'nde koruma altına alınacak ve sergilenecek.
Müze Müdürü Dr. Rifat Ergeç, Belkıs köyünde yer
alan Zeugma antik kentinde yüiütülen kazı
çalışması sırasında, antik bir yapının taban döşemesi
olan resimli bir mozaik pano bulunduğunu söyledi.
Mozaiğin. Fırat Nehri'ne yakın bir yerde, antik
yolun hemen yanında yer alan ve ticari bir anlam
taşıdığı sanılan 3.5x5 metre boyutundaki odada
bulunduğunu anlatan Dr. Ergeç, şöyle devam etti:
"Saç örgüsü bordürlü kompozisyon alanının 4
köşesinde, birer yunus balığı üzerine binmiş eros ile
balık avlayan çoban figürünün yer aldığı sahnenin
ortasında. büst şeklinde işlenmiş (evrensel
ırmaklann tannsı) Okeanos ile kansı Tethys'in
portreleri bulunuyor. 10-12 renkte taşlardan
yapılmış mozaiğin işçiliği ve sanat değeri, çok üstün
kalitededir." Dr. Ergeç, antik Zeugma kentinde
geçmiş yıllarda ortaya çıkardıklan bir Roma
villasında da taban mozaikleri bulduklannı belirtti.
lan McKellen, Yüzüklerin
Efendisrnde rol alacak
• Kültür Servisi -lan
McKellen, J.R.R.
Tolkien'in ünlü yapıtı
Yüzüklerin Efendisi'nde
Gandolf'u
canlandıracak. Bilbo
rolünü ise lan Holm'ün
canlanduması
bekleniyor. Üç bölümden
oluşan Yüzüklerin
Efendisf nin ilk bölümü
'Part One: The
Fellovvship of The
Rings'i Yeni Zelandalı
yönetmen Peter Jackson yönetecek. 130 milyon
dolara mal olacak Fıhnin çekimleri ekim ayında
başlayacak.
IVeyzen Tevfik Şenlrkleri' için
sponsor aranıyor
• SAMSUN (AA) - Samsun'un Bafra ilçesi Kolay
beldesinde, bu yıl 3. kez düzenlenmesi planlanan
'Neyzen Tevfık Şenlikleri' için sponsor aranıyor.
Ünlü hiciv ustası Neyzen Tevfik Kolayjı adına,
Kolay Belediyesi tarafından ağustosun son
haftasında düzenlenen şenlikler için bu yıl gerekli
kaynak sağlanamadı. Kolay Belediyesi sponsor
arayışını sürdürürken Kültür Bakanlığı'ndan da
destek istedi. Şenliğin programında, ünlü sanatçı
Suna Kan'ın Bilkent Üniversitesi Senfoni Orkestrası
eşliğinde Derbent Baraj Gölü üzerinde
oluşturulacak bir platformda sunacağı keman
resitali yer alıyor. Ancak gereken 5 milyar liranın
sağlanamaması yüzünden program da tehlikeye
girdi. Neyzen Tevfik'in yakın akrabalanmn yaşadığı
Kolay beldesinde düzenlenen şenliklerde, su
sporlan, halk konserleri ve bale gösterileri ile göl
üzerinde fener alayı gibi etkinlikler
gerçekleştiriliyor.
BUGUN
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.30'da Charlie
Chaplin'in yönettiği 'Modern Times' adlı film
videodan göstenlecek. (252 35 00)
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ'nde saat 12.30 ve 17.30'da Verdi'nin
Macbetfa adlı yapıtı izlenebilir. (292 06 55)
• RUMELtHtSARI KONSERLERİ'nde Cem
Yılmaz'ın gösterisi yer alıyor.
• MEBA SANAT EVİ'nde saat 21 .OO'de Bülent
Aydınh ile saz dinletisi ızlenebihr. (547 13 35)