Catalog

t TEMMUZ 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Kapıda Kaset yıldızı Fethullah Gülen'in yanresmi yayın organlanndan Zaman gazetesinin elden dağıtım ve mal pazaıiama işlerini yapan bir şirket var: Avrupa Pazariama ve Dağıtım A.Ş. Istanbul Şirinevler'deki şirket merkezinin "an kovanı" gibi çalıştığını belirtmeye gerek \ yok. Burası bir işyeri ancak bir camiye girer gibi giriliyor içeri. Yani ayakkabılar kapı önünde çıkartılıyor. Kapıda bekleyen şeriat, kapı önünde başlıyor! Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.51*44 97Eletrtronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr -Kalorifer yakıtına zam yapılmış... "Anlaşılmasm dive yaz sıcağını beklediler" 6 VIP Haziran'da her yerde olduğu gibi Alan- ya'da da üniversiteye giriş sınavı yapılıyor. Alanya'daki Barbaros-Azakoğlu llköğretim Okulu ana sınıf öğretmeni Bedriye Suse- ven de sınavda görev yapıyor. Her yerde olduğu gi- bi Alanya'da da türbanlılar sınava giriyor. Bedriye Suseven, sınava giren türbanlılardan bi- rini, kimlik kartındaki fotoğrafından tanımakta zor- luk çekiyor. Başını açmasını istiyor. Türbanlı, kısa bir ıtirazdan sonra başını açıyor, kimliğini kanıtlıyor ve başı örtülü şekilde sınava alınıyor. Aradan bir hafta geçiyor... Bedriye Suseven'in telefonu çalıyor. Telefondaki kişi adının Adnan olduğunu, Istan- bul'dan Atatürkçü Düşünce Derneği'nden aradığı- nı söylüyor ve konuya giriyor: "Üniversite sınavında türbanlı bir öğrencinin ba- şını açtırdığınızı öğrendik. Sizi tebrik ederiz." Bedriye Suseven, "Beni niye tebrik ediyorsunuz? ProvokasyonBen görevimi yaptım" diyor. Telefondaki kişi, ısrarla Alanya'ya gelmek ve ken- disiyle görüşmek istediğini belirtiyor; Suseven ne de- sin, "Buyrun" diyor. Birkaç gün sonra bu kez Cum- huriyet gazetesi muhabiri sıfatıyla Nazif Karaman adında gençten bir oğlan Alanya'.ya geliyor. Bedriye Suseven, sınava giriş formundaki fotoğ- rafa benzemediği için türbanlı adaydan başını aç- masını istediğini ve daha sonra tekrar örtündüğü- nü, sınava türbanla giren adayın hettıangi bir sorjun yaratmadığını bir kez daha anlatıyor. * "Cumhuriyet muhabiri Nazif Karaman", aynı ko- nuyla ilgili olarak Alanya ilçe Milli Eğitim Müdürü'nü ziyaret ediyor ve Bedriye Suseven'in konuğu ola- rak Öğretmenevi'nde karnını doyurup Alanya'dan ay- nlıyor... Ve ardından şeriatçı gazetelerden Aktt'te bir haber yayımlanıyor: Alanya'da bir öğretmen, üniversiteye giriş sınavın- da türbanlı bir öğrenciyi döverek ve hakaret ederek başını zoria açtırdı... Imza: Nazif Karaman. Suseven, tümüyle yalan ve bir sahtekariık ürünü olan haberle şeriatçılann boy hedefi oluyor. Asılsız iddialar Akit'te peş peşe sıralanıyor; Suseven, tüm Alanyalılar'a hakaret etmekle suçlanıyor. Evine teh- dit telefonları yağmaya başlıyor. Alanya, Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden biri olduğu gibi aynı zamanda bir tarikatın "kolordu merkezi"dir ve son yıllarda şeriatçı sermayenin pa- ra aklama merkezine dönüşmüştür. Bugün Cumhuriyet muhabiri kimliğini kullanan "provokatör'Mer yann cumhuriyet savcısı kılığına gi- rerierse kimse şaşmasın. Alanya'da gerçek savcılar olmalı! Bir kamu kurumunda şoför olarak çalışıyor. Resmi plakatı ancaklüks sınıfına girmeyen bir hizmet otomobili kullanıyor. Görevi gereği yine görevli olan bürokratlan Istanbul Atatürk Havaalam'na getirip götürüyor. Ancak bir türiü çok önemli kişilerin kullandığı kapının çevresinde duramıyor. Polis izin vermiyor. Polisin, aynt kapı önünde bir kısmı resmi, bir kısmı özel plakalı son model lüks otomobillere nasıl park izni verdiğini de anlayamıyor. SESSÎZSEDASIZ(!) mmÎKVRTCEBE AJ2APÇA /££ A4l, AAtA O/UAJ/Z. IBT/CA ÖAJCE GVAJA /ÇÂV SCNSU2A Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Oolandıncı ıssız adaya dûşşe yanına üçkagıdını alır! Meyhanede Kuran okııtan sermaye Iznik Gölü kıyısında balık ve meze- leriyle ünlü "Rahmi Baba" lokanta- sında hafta sonu harem-selamlık ye- mek yiyen türbanlı ve çember sakal- lı bir grup vardı. Avukat Aslan Çeker tanık olmuştu. Piyaniste müzik çaldırmayan grup- tan çember sakallı biri mikrofonu eli- ne alıp Kuran okumuş, içkinin kötü- lüklerine dair vaaz vermiş ve meyha- nedeki "program" ilahilerle devam et- mişti. Meyhanede Kuran okutulan zi- yafeti Bursalı tekstilcilerden Zeki Zor- İu vermışti. Geçen günkü yazı üzerine Bursa'dan dostlar aradı... Zeki Zorlu'nun sıradan bir tekstilci olmadığını söylediler. CavitÇağlar'ın battığı, Ali Osman Sönmez'in binlerce işçi çıkarttığı sek- törde Zeki Zorlu'nun çok güçlü bir işadamı olduğunu anlattılar. Aslen Karadenizli olan Zeki Zor- lu'nun Anavatan Partisi Genel Başka- nı Mesut Yılmaz'la yakın dostluğun- dan söz ettiler. Ve Nurcularta olan yakın ilişkisine işa- ret ettiler! Zeki Zorlu'nun Taç Iplik'in, Taç Gi- pür'ün, Vestel'in ve özelleştirilen De- nizbank'ın sahiplerinden olduğunu da söylemeyi ihmal etmediler. "Bursalı tekstilciler"den diyerek bir kusur ettikse affola! Parası olan düdüğü çalar sözü- nü değiştirmenin zamanı: / j * T ^ Parası olan meyhanedeki m ü - w W) ziği bile susturur! JET AYDINLANMA ATEŞt Öetişim: Zeynep Egiyok Fak»: 0.212. 513 85 95 Manisa ADD, Stvas katliamımn 6.yüdönümü için etkinlik düzenUyor lstanbul Cumok Tiyatro Kulü- bü, Aziz Nesin'in "lncir Çekir- defi" adli öyküsünü oyunlaştır- dı. Provalan devam eden oyun- da çalışmak isteyen tiyatroyla il- .gili kiştfer 0.216 .334 98 64 no- lu telefondan Fügen idvılcımer ile iktişim kurabilirler. Bornova ADD 19 Haziran'da gerçekleşen 3. Olagan Genel Kurulumuzda se- çilen yönetim kurulu oybirligiy- le Ali Karlıdağ" ı yeniden baskan- lığa, Ahmet Sankaya'yı başkan yardımcılıgına, Emine Soydan'ı yazmanhga, Emine Aykut'u say- manhğa getirmiştir. Prof. DT. Cengiz Çakır, Dr. Kerim Boy- lu. Eczacı Erkan Meteoğlu, egi- timci Dilek Bayraktar ve Nilgün Beydili ise üyelik görevi üstlen- mişlerdir. Atatürk ilke ve devrimlerinin, ekonomikbağımsızhğımızın, la- ik Cumhuriyetüı, iç banşımızın, yıllardır içten ve dıştan sinsice (bazen açıkça, meydan okurca- sına) yürütülen çalışmalarla yıp- ratıldığı günümüzde, görev üst- lenen kurulumuz; halkımızın, bu konularda aydınlanması, demok- ratik örgütlenme bilincine ula- şarak, ulusal çıkarlanmıza sahip çıkması doğrultusunda, üzerimi- ze düşeni yapmanm kararlılığı içinde olacağımızm bilinmesini istiyonız. Yurt, ulus. insan sevgisi olan herkesi, Atatürkçü düşüncenin aydınlattıgı yolda bizimle birlik- teliğe çağınyoruz. Manisa ADD Tarihe kara bir leke olarak ge- çen "Sıvas Katliamı"nın 6. yıl- dönümünübir dizi etkinlikle anı- yoruz. Etkinlik programı şöyie; Bugün saat20.30'da; Beledi- ye Kültür Sitesi Lale Salonu'nda Ahmet Nesin. Egitimci-yazar Hidayet Karakuş ve Eğitimci- yazar Hüseyin Yurttaş'm katı- lacagı şiir ve söyleşi, ardından müzik dinletisi, Yann saat 18.30 'da; "Atatürk ve Ulusal Egemenlik Anıtı"na çelenk bırakılması, saygı duru- şu ve basın açıklaması. Etkinliklerimize Eğitim-Sen, MA0B (Manisa Akademik Oda- lar Birliği), Hacı Bektaş Veli Kül- tür Vakfı Manisa şubesi ve diğer demokratik kitle örgütleri des- tek \ermektedir. Ortaca ADD 1970"lerden beri Fethullah Giîlen'in gerçek yüzünü ortaya dökmeye çalışan Sayın Hikmet Çetinkaya'nın söylediklerinin dogru çıkması. pek çok medya- mn ve politikacınm nasıl şeriat devletine çanak tuttuklannı esef- le gormemızi saglaıruştır. Cumhuriyetin sigortası olan Milli Eğitimin hemen her yeri- ne sızan bu tarikatçılan ve onla- nn destekçisi olan polıtıkacıları kınıyor, biz Atatürkçü aydınlan daha dikkatli olmaya davet edi- yoruz. Edirne ÇYDD 1) Şubemiz, 5-30 Temmuz ara- sında Edirne Kız Yetiştirme Ku- rumu'nun binasında yaz okulu çalışmalanna başlayacaktır. Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirile- cek olan yaz okulu çalışmalan- nın amacı maddi yönden yeter- siz, tatile çıkma veya ücretli yaz okullanna gıtme olanağı bulun- mayan ögrencilerimize temmuz ayı boyunca eğlenerek öğrenme imkanını sağlamaktır. Resim, müzik, yaratıcı yazma, tiyatro, beden eğitimi, model uçak. satranç derslerini kapsa- yacak olan yaz okulumuza ilköğ- retim çağında bulunan tüm öğ- renciler derneğimizden alacakla- n formlar ile ücretsiz olarak ka- tılabilirler. 2) Son günlerde herkes tarafın- dan bilinen ancak su yüzüne çı- kanlmayan tarikat gerçeği göz- ler önüne serildı. Özellikle yaz dö- nemlerinde bu tür tarikatlann gençlerimize yönelik faaliyetle- rine karşı dikkatli olmalıyız. Bir öğretim yılını dahatamamlamak üzere olduğumuz şu günlerde tüm öğrencilerimizi ve özverili ögretmenlerimizi kutluyor ve- rimli bir tatil geçirmelerini dili- yoruz. Bornova / İzmir Cumok Amacı ve çalışmalan bız Cum- huriyet okurlannca yıllardır bi- linen Fethullah Gülen ve yan- daşlanmn maskeleri düştü, ger- çek yuzleri ortaya çıktı. Ancak diğer ortaya dökülen tüm kirli gerçekler gibi bu ola- yın da üstünün bir zaman sonra örtülüp unutulmasını istemiyoruz. Bunlann tüm para ve mal var- lıklanna derhal el konulmalı, "ışık evleri" kapatılmalı, yurt- lan ve okullan süratle denetim al- tına alınmahdır. Yıllardır üç-beş oy uğruna bunlara göz >-umup. görmezden gelen, sırtlannı sı- vazlayan politikacılar, bir gün beslediğiniz karga sizlerin de gö- zünü oyacak. Yann çok geç olabilir. Tüm görevlileri, Cumhuriyet savcıla- nnı görevlerinin gereğini yerine getirmeye: tüm Atatürkçü. ileri. çağdaş si\il toplum örgütlerini ve bu topraklar üzerinde özgür- ce yaşayan halkımızı bu karan- lık güçlerle mücadeleye. unut- mamaya ve unutturmamaya ça- ğmyoruz. Atatürk'e, Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve devrimlerine ig- renç iftiralarla dil uzatanlar, unut- mayın yıllardır Atatürk'ün kur- duğu ve kurtardıgı bu ülkede, her türlü nimetten yararlanıyor, yü- ce şehitlerimizin kanlanyla sulan- mış bu topraklann ekmeğini yi- yorsunuz. Hiç olmazsa bu de- gerlere saygı duyun. HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK ÂUl behicak<d turk.net ÇÎZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMtH POROY TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Temmuz Eva ve Suan Peron • ARJANT/N 'İN JUAN PERON'U.. IST+'TE SUSÜA/, ÜAJLÜ AKJAKITİMLİ OEVLJET ADAMf JUAAJ POMtNGO PEROU 79 YAŞINDA ÖLDÜ- PAHA GEUÇ B'R SuBAYKEH POUTfkAY- LA İlSİLENMEYE KOYUCMUf, ÇOfC GEÇMEDEA/ O£ A&TANTıN YÖ~ "••-'"- S ö 2 SAHTBI' OLMAYA SAflAM/fTT. i94O'C/ie£>A/ İTBLYAK1 DİtCTATÖKÜ MUSSOLİHİ^YE HAY&ANUİC ~gESLEYEM Pe&OU, f944'PA BAÇ/İAfJ SEÇİL'HCe O&OOYA VE İŞÇİIJERE 0AYAA44A/ ÖZEL 8İ& E/COMOMİK MOOBL GeLİŞTİIZ- MBY£ ÇAUŞMtŞTt. BU POUrtKADA, Eff £VA PEIS.ON DA K£N- D1SİMB YA&OtMCf OCMC/ÇTU. ANCAK, UYGULAMAM BASKI BEJİMİ VB SÜYÛYEA/ SOfSUfJLAR, -fSSSr'T^ Br* rfSİOÇer _ GöfzgrifjPeAl U2AtcLAŞMASWA A/EOE/V OL- OfJSEKf^ YÎIJUK 8î& S'OeS'ÜA/ >f4ŞAMTTS/h OAN SOKIGA, 7E>5Ç4>e dcA&s/A/e DÖAJÛP SAŞ&VJ SEÇllM/Ç AM* t>OKUZ Ay SON- --A öcMüçrû.. DÜZ ÇİZGt ÜMİT ZtLELİ ' Bize Ne Oldu? Mudanya Iskelesı.. Saat 10.40.. - Oğlunun resmine sıkı sıkı sanlmış yaşlı kadın hıçkıra hıçkıra ağlıyor.. - Genç kadın polis, gözyaşlarını silmeye çalı- şıyor.. - Büyük olasılıkla şehit babasının yüzünü bile görememiş küçücük kız, büyükbabasına sanl- mış sevinç çığlıkları atıyor.. - Halaylar çekiliyor, hep bir ağızdan Istiklâl Mar- şı okunuyor. Önceki gün, terörist Abdullah Öcalan'a veri- len ölüm cezasının hemen ardından şehit ailele- rinin Mudanya'daki sevinç gösterilerinden baa gö- rüntülerdi bunlar. Insanım diyen herkesin içint burkan, gözlerini yaşartan görüntüler.. - Haksızlar mıydı?. -Asla!.. Eşini, oğlunu, babasını. kardeşini kaybetmenin dayanılmaz elemini yaşayan bu insanlar, yıllardır sürenvahşetin, katledilenon binlerce yurttaşımı- zın birinci derece sorumlusu hakkındaverilen ka- rarı tabii kı sevinçle karşılayacaklardı. - Ben ölüm cezasına karşıyım!.. Çağdaş bir ülkenin hukukunda idam cezasının yeri olmadığını savunuyorum. Ayrıca bir yurttaş olarak, Abdullah öcalan'a verilecek "ağırtaştınl- mış müebbet hapis" cezasının çok daha uygun bir ceza olacağına inanıyorum. Bir hücrede ge- çecek uzun yıllar, bu idam cezası almış teröriste daha çok yakışır diye düşünüyorum. Ama Tunceli'de, Ovacık'ta, Pülümür'de gözle- rimin önünde yurdu için can veren, yaşı yirmiyi bile bulmamış askerleri düşününce, şehit yakın- larının ne düşündüğünü anlayabiliyorum. - O acı, hıç geçmeyen bir yürek yarasıdır!.. ••• Gelelim "karrrantçılanna!.." Yani, medya, siyasetçi, müdahil avukatı ve şe- hit yakınlannın arkasında eliyle malum işareti ya- pan kurtçuklara!.. Çuvaldızı öncelikle kendimize batıralım. Önce- ki gün Cumhuriyet dışında gazeteleri gördüğüm zaman utançtan yüzüm kızardı. Medyamtz ma- şallah idamı gerçekleştirmiş, Apo'yu gömecek yer konusunu tartışıyordu!. - Ayıptır!.. Bir hukuk devletinde, üstelik yargı aşaması sü- rerken toplumun duygulanyla bu denli oynan- maz. Bu tür gazetecilik anlayışı ancak Afganis- tan, Suudi Arabistan ya da Kongo gibi kabile top- lumlarında geçerli olabilir. "DeWef adamı" kimtiğini öne çıkarmayı başa- rabilen birkaç kişi dışında siyasetçilerin de med- yamızdan kalır yani yoktu!. Kimliği belli müdahil avukatlanyla Mudanya so- kaklannda düpedüz parti propagandası yapan zevat ise şehit yakınlarının acıiarını oya çevirme yolunda üzerlerine düşen görevi başarıyla yerine getirdiler!.. Şimdi soruyorum; gazete sayfalarında, televiz- yon ekranlannda tiraj ve izlenme oranı uğruna in- sanlann duygulannı istismar eden medya yöne- ticilerinden, olayın şerefıni üstlenmek için yırtınan siyasetçilerden, şov üstadı müdahil avukatların- dan bir tanesinin oğlu Güneydoğu'da askeriik yapmış mıdır?.. Vazgeçtim dağlarda çatışmala- ra katılmasından, karargâhta, orduevinde görev yapmış mıdır?.. (Mümtaz Soysal'ı bu sorunun dı- şında tutuyorum; çünkü ıkı oğluda Van'da yaptı askerliğini ve büyük oğlu asker iken Mümtaz Ho- ca Dışişleri Bakanı'ydı.) - Çok merak ediyorum?!.. - Varsa bu sütun açıklamalara açıktır. ••• Türkiye garip bir ülke!.. Daha açık bir deyişle; ucuz kahramanlıkların, utanmazcasına söylenen yalanların, baştacı edi- len sahtekârlıkların, seviyesizliklerin ülkesi!.. Özellikle son 15 yıl içinde namus, erdem, onur gibi kavramlar pılısını pırtısını toplayıp teker te- ker bu ülkeyi terk etti! En "adam gibi adam" san- dıklanmız üç beş kuruş uğruna kalemini, yüreği- ni, ruhunu satılığa çıkardı. Toplum önce sindiril- di, sonra uyuşturuldu ve seviyesizleştirildi. Değer yargıları bir bir çiğnendi. Üçüncü bin yılın eşiğin- de korkak, unutkan, köşe dönme meraklısı bir top- lum yaratıldı. Geçen pazar günü yüksek tirajlı gazetelerimiz- den birinin manşeti aynen şöyleydi: - Bize ne oldu? Att başlığı da şöyleydi: "Türkiye'ye birhal oldu. Zevksizlik, seviyesizlik her geçen gün daha çok prim yapıyor. Işte son ömek: Ciguli " - Günaydın!.. Bu soruyu soranlann, "Biz bu tablonun nere- sinde yer alıyoruz" diye düşünmesi de gerek!. - Her yer Ciguli dolu!.. - Bu çürümüşlükten nasıl kurtulacağız?.. Emaihzileliö garanti.net.tr Faks ve mesaj: (0 212) 287 42 41 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Küçük boylu bir tür at. 2/ Bir elçiliğebaglıuz- man.. Yetennce aydınlık olma- 3 yan. 3/ Yagda kı- zartılaraküzeri- ne şeker ya da 5 şerbet dökülen birhamurtatlısı. 4/ Czenne üç- gen biçiminde yelken asılan se- ren. 5/Soy, süla- le...lşaret...Bir nota. 6/ Renyum elemen- tinm simgesi... Sahiplik, ^ müDtiyet 7/VVIcut lösemi- lerin tedavisinde kulla- ' nılan antibıyotik. 8/ "-- 3 -Serezli": Tiyatro oyun- 4 cumuz... "Muhibbi"nin g —kaddin dal eyler' Ag- latuben göz> r aşını sel ey- " ler" (Kanuni Sultan Sü- 7 leyman). 9/ Bir nota... 8 Yerinekoyma, yerine kul- • lanma. YLTCAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Hayvan vebası. 2/ Ver- me. ödeme... Alçak. aşağılık. 3/ Bal peteği... Yürürken dayanmak için kullanilan uzun sopa. 4/ Yazıyla bildir- me... Bir peygamber. 5/ Bir >ükü güvenlik içinde indi- rip kaldırmaya, ıstenilen konumda tutmaya yarayan in- ce halat. 6/ Sıvas'uı bir ilçesi. II Açıkça bildırme, açık- ça duyurma... Leylak rengi, açık mor. 8/ Sahip olma, ka- zanma. 9/ "Ölümdür yaşanan tek başına / — iki kişilik- tir" (Ataol Behramoğlu)... Yön göstermek içinbelli yer- lere konulan ışaret... Demirin simgesi.