Catalog

29 HAZİRAN 1999 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI IMYE Isanbul PB 27 Sinop Y 23 Adana A 30 Eorne PB 32 Samsun Y 25 Mersın A 27 K.caelı Y 28 Trabzon PB 25 Diyarbakır A 39 Çnakkaie PB 28 Giresun PB 24 Şanlıurfa A 37 'Izüîr A 30 Ankara Y 26 Mardın A 36 Mtntsa Adın A 32 Eskişehır Y 26 Siirt Onızli A 32 Konya PB 28 Hakkârı A 32 Sıvas Y 24 Van Zcnguldak Y 22 Antalya A 29 Kars Marmara'nın doğu- su, Batı ve Orta Ka- radeniz ıle Iç Anado- lu'nun kuzeyı sağa- nakvegökgürültöia sağanak yağışlı, dı- ğer yerier az bulutlu ve açtk geçecek. Ha- va sıcaklığı kuzey ve ıç kesımlefde azala- cak. dığer yerlerde değışmeyecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y PB PB Y Y Y Y Y 16 25 24 22 16 19 18 20 Münih Y 22 Zürih Beıiın Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y A Y Y Y Y PB 22 26 30 25 28 24 23 30 Y 21 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire Y A Y PB PB PB Y A 26 33 18 28 27 23 31 37 A 36 c** Parçalı bulutlu Bulutlu b ÇoktxJuHu CÜNCEL CUNEYT ARCAYUREK MBaştarafı I. Sayfada Kasetler; şeriata hasret Gülen'in devleti sinsice ele geçirmeyi planla- yan yöntemlerini yadsınamayacak bçimde, üstelik kendi sesinden cailı olarak kamuoyuna duyurdu. Büyük medyamızın yazılı ve gör- sd kolları; dün röportaj yapmak, bır dameç almak, fotoğrafta nuriu yü- zCyle birlikte görünmek için kapısı- nıaşındırdıklan Gülen'e bugün ateş piskürüyor. <imi yazarlarımız için bugünkü manzara ne hazin! <imi yazarların dününü görmek ve geniş bılgi edinmek isteyenler; F&hullah'ın kendine uygun yorum- lannı, parti liderlerinin kendisıyle il- gii övgülerini içeren ve "medya ay- nas/'diyetanımladığı "Kozadan Ke- lebeğe" başlıklı kitaba başvurabilir- ler Gülen'ın geçtıği süreçleri gızleyen maske bır kasetle nasıl düşurüldü? Tele-kulak marifeti soruşturmaya alınır, kimi emniyetçiler tasfiye edi- lirken hükümet, soruşturmayı baş- tatan Gülen ve raporu ile ilgili hiçbır ginşımde bulunmadı. Oysa raporun ortaya koyduğu çıplak bir gerçek var ve raporda çok çarpıcı vurgulamalar yer ahyor: Fethullah'ın, "devleti 'en üst ka- demeden ve içten ele geçirerek' şer'i düzeni kurma amacı"n\n altı özenle çiziliyor, aynntılarla açıklanı- yor. Asıl dikkat edilmesi, üzerinde özenle ve önemle durulması zorun- lu olan bir durum ortaya çıkıyor Fethullah'ın itibarlı konuma gel- mesıne, örgütün dalbudak salma- sına davranış ve demeçleriyle yar- dımcı olan "devletin üst kademe- s/"ndeki isimler... Nurculara ve Nurculuğun önderi Sâid-i Nursi'ye (ya da Said-i Kür- di'ye) büyük yakınlık, beğeni ve sempatı beslediği, demeçleriyle ka- nıtlanan Cumhurbaşkanı Demirel, Nurculuğun yaşayan ikı dalından bi- ri olan Fethullah cemaatine uzun za- . man yakınlık duymadı. Daha çok, "Yeni Asya "nın sahibi Mehmet Kutlular'a yakın göründü. Şu olanlara bakın Fakat, 1997 yılında Demirel'de büyük bir değişim göztendi. Said-i Nursi'nin izinden giden Fethullah'ın onursal başkanlığını yaptığı Gazete- ciler ve Yazarlar Vakfı'nın 25 Aralık 1997'de Ulusal Uzlaşı Teşvik ödü- lü'nü Fethullah'ın elınden akjı ve ko- nuşmasında, "Sayın Gülen'e, fevka- lade vecizsözlerinden dolayı teşek- kür ediyonım. Bir buçuk saat için- de anlamlı anlar yaşadık. Ibretli, ders dolu bir geceydi. Gönül ister- di ki bu töreni Türkiye'de herkes seyredebilsin. Bana tevcih edilen plaketi Türk milletinin mutluluğuna, banş içinde yaşamasına verilmiş sa- yıyorum" dedi. Böylece, Fethullah'ı devlet katın- da onurlandırdı. Fethullah konusunda Ecevit adı, gazetelere 1995 yılında şöyle geçti: "Ecevit'le Fethullah Gülen birbirine yaklaşıyor." Bir röportajında söylediklerine "yürekten katıldığını" belirttikten sonra, Fethullah'la "çok yararlı" geçtığıni söyledıği uzun bir görüşme yaptı. Başbakanımız, Fethullah'ı "samimi ve ılginç düşünceleri olan biri" dtye tanımladı. Daha sonraları bu ilışkiyi "iyi huy- lu tarikatlann varlığından" söz ede- rek açıkladı. 1999 seçiminden önce yayımlanan ciddi bir kamuoyu araş- tırmasına göre DSP tabanının yüz- de 26'lık kesimi Gülen'e olumlu ba- kıyor. Liderier arasında Fethullah'la görüşme yarışı başladı. Mesut Yıl- maz, Çiller, Fethullah'a koştular. Gülen, Hikmet Çetin'le de gorüş- tü. Demirel, bakalım nezaman konu- şacak? Ecevit ise, Fethullah kaseti- ni önce, "gündemi başka yeriere kaydırma" diye yorumiadı. Sonra Fethullah'ın savunusunu beklemek gereğıne değindi. Fethullah'tan önce; "devletiiçten ele geçirme çabalan" üzerinde söz sizlerin: Cumhurbaşkanı, Başbakan ve parti Itderieri... Yağmuriu Gök gurOtulu Takkedüştü, kel göründü• Baştarafi 1. Sayfada Dün sabah gazetelere baktım. Sabah, Hürnyet, Mılliyet, "maskenin düsüşü"nü manşetten vennışlerdı... Fethullah Gülen'i yıllardır koruyup kollayan medya nasıl olup da uyanmıştı? Bu öykûyü, salı günü Cumhuriyet'te anlatmaya başlayacagım... atv'deki "Si- yaset Meydanın ndaki tartışmaya gelin- ce... tki konuk dışındakiler çok zayıftı; kar- şılannda Fethullah Gülen "devleti nasıl de geçireceklerini" anlatıyordu, ama ne yazık ki "somırtverflerte" olayı değerlen- diremiyorlardı... Yıllardır Gülen'e destek veren medya- mız neden birdenbıre değişmiş, bir gün- de Fethullah Gülen'in amacının ne oldu- gunu anlamıştı!.. Cumhuriyet, yıllardır Fethullah Gü- len'in laık demokratık devleti ele geçir- mek için izlediğı polıtikalan yazdı; basın- dan ve siyasetten Gülen'e destek veren- leri anlatü; somut belgeler sundu... Televizyonda Fethullah Gülen gerçeği- ni yürekJice yansıtan ilk kişi Kanal 6'da Hulki Cevizo^hı (1998) olmuştur... Hepsi o kadar... Bugün pek çok televızyon y2Ç)imcısının elinde, Fethullahçılann ınsanlan nasıl do- landırdıklanna, mallannı mülklerini han- gı yollarla ele geçirdiklerine ilişkin bel- geler vardır, ama yayımlanmaz... Basında sayılan çok az bır grup Fet- hullah Gülen olayının üzerine gidebihniş- tir... Bakın Faik Bulut önceki akşam atv'nin "Sij'aset Meydaıu" programına çağnlıy- dı. Bulut, atv'nin kapısındapolısçegözal- tınaalındı... Programda Haşmet AUhan, konuyu gündeme getırmek ıstedı. Ancak AH Kır- ca şu yanıtı verdi: "Faik Bulut'u davet eünedik-." Faik Bulut, onurlu ve dürüst bir yazar- dır, çagnlmadığı yere gitmez... Bulut'un eşiyle cuma günü saat 14.00'te Cumhuriyet'te görüsmüştüm. Bana, Faik Bulut'un atv'deki "Siyaset Meydanıw na katılacağını söylemışti... Burada çok önemlı bır nokta var. Temiz bir siyasetçi olduğuna mandığım îçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan, eğer araş- tınrsa şu gerçeği görecektır "tstanbul polis örgûtünde FethuOahçt yapılanma vardır. Faik Bulut'un atv'deki konuşması engelknmek için bu yöntem uygulannuşor. Bir yazar,en a7indan prog- rama çıkbkUn sonra ahnıp götürûlür. 3 No'lu DGM'den bir gıyabi tutuklama ka- ran ahnmıştırr Artık Fethullah Gülen gerçeği ortaya çıkmıştır... Gülen'in îçişleri, Milli Eğitim ve Ada- let bakanlıklanndaki örgütlü gücü kınl- madıkça laik demokratık cumhuriyet teh- likededir... Askerlerin gördügü gerçeği Başbakan Bütent Ecevit, sağ kolu Hüsamettin Öz- kan ne zaman görecektir? r>evleti ele geçirme planlannı açıkla- yan; bunun için "hite yöntemlerini'' sap- tayan Fethullah Gülen ABD'den ne za- man dönecektir? Medyamız sonunda kendine geldı... Takke düstü, kel göründü... Ecevit görmezlikten geüyor Bakalım Gülen den ödül alanlar ne ya- pacak?.. Başbakan Ecevit hâlâ "Karşı taraf ne dıyecek" dıyor, Gülen'in devletin nasıl kuşatılacağını anlatan kasetini görmez- likten geliyor... Fethullah Gülen, düne dek yalanladığı "IşıkEvleri''nin amacım açık seçik anlat- tı; mülkı amırlerle, savcüarla, yargıçlar- la nasıl ilişki kurulacağını, kendi yandaş- lannın devlet erkine nasıl yerleştirilece- ğinı açıkladı... Yıllarca yazdıklanmızın gerçek oldu- ğu artık ortadadır. Bizi tekzip edenler, mahkemeye veren- ler bakalım bundan sonra ne yapacak- lar?.. "*»»»• •••« •*»«*..* . - GUNDEM MUSTAFA BALBAY H Baştarafi 1. Sayfada şu: Gelişmekte olan ülkeieri Arttk nasıl yorumlarsanız. Türkiye için uzun yıllardır yapılan tanım ise, "az gelişmişlik". Ancak, belli başlı verilere, uygula- malara baktığımızda Türkiye'nin hem pek çok kaynağını boşa harca- dığını hem de tüketim-harcama eği- limlerini sağlıklı yapmadığını görü- yoruz. Bu durum için şu tanıma ne dersiniz: Kaz gelişmişlik! Konuyu ömekleyelim... Bir emekli vaiz çıkıyor, toplumun en hassas kesimlerine kadar örgüt- leniyor. Kendini okumuş-yazmış sa- yan olmadık kişiler ardından gidiyor. Hikmet Çetinkaya olayın perde ar- kasını anlatmak için yıllannı harcıyor. Kamuoyu, ancak 20 yıl sonra olayın gerçek yüzünü algılayabiliyor. Kaz gelişmişlik diye buna deniri Avrupa, araç telefonlannın yerine cep telefonlarını keşfediyor. Bunun üzerine milyonlarca araç telefonu stokta kalıyor. Türkiye'ye önce bu telefonlan sokup stoklan bitiriyoriar. Sonra cep telefonunu sokuyoriar. Herkes ona dönüyor. Üç yılda 3.5 mityon kışi cep telefonuna hücum ediyor. Hedef, altı milyon. Adamın ayranı yok içmeye, cep telefonuyla gidiyor çeşmeye. Kaz gelişmişlik diye buna deniri Söz Avrupa'dan açılmışken, Tür- kiye AB'ye tam üye olmak istiyor. AB şu yanıtı veriyor: - Once gümrük birliğine (GB) gi- rin. "One?" - Mal dolaşımı serbest olsun! "Peki insan dolaşımı?.." - O sonraya... "Tamam" deyip altına imzayı atı- yoruz. AB, "Mal geçer insan geç- mez" diyor, bir bakıma bizi mal ye- rine koyuyor... AB'nin hesaplanna göre Türkiye nüfusunun yüzde 20'si Avrupa gibi tüketiyor. Adamın hedefi bu kesim. Kaz gelişmişlik diye buna denir! Oyy Karadeniz! Yerı gelınce, "üç yanı denizlerie çevrili ülkemiz" diyoruz. Ama, gerek insan gerek mal taşımacılığında de- nizyoluna yüzde 10 pay bile vermi- yoruz. Her şeyi karayoluna yükle- yip, yılda binlerce insanımızı trafiğe kurban veriyoruz. Azrail kol değil, yol geziyor, biz karayoluna yüklen- meye devam ediyoruz. Kaz gelişmişlik diye buna deniri Muzaffer ilhan Erdost çıkıyor, bir kuyumcu hassaslığıyla arşivleri ta- nyor. Olaylan birleştiriyor. Birbiriyle hiç ilgisi yokmuş gibi görünen "ba- kışlan" yan yana koyup bir bilmece- yi açığa çıkanyor. "Türkiye'yeyöne- lik yeni Sevr özlemleri var, işte ka- nıtlan" diyor. O gösterdiği kanıtlar- da, "bölücülük propagandası var" denip hapis cezasına çarptırılıyor. Kaz gelişmişlik diye buna denir! Karadeniz, Türkiye'nin akciğeri. Bir otoyol furyası başlıyor, bütün gü- zelim koylar hançerleniyor. Bir baraj furyası başlıyor, bütün dereler yok ediliyor. Sadece Fırtına Deresi'nde 100 kuş türü, 2.460 bitki türü yaşı- yor. Türkiye'deki bitki örtüsünün yüzde 25'i bu bölgede bulunuyor. Bütün bu değerier birkaç ihaleyle silinıp süpürülüyor. Kaz gelişmişlik diye buna denir! Gelişmiş ülkeler özelleştirmeyi dayatıyor. Gerekçe olarak da, "dev- letin elindeki yatınmlann halka sa- tılması gerekir" deniyor. Hükümet- ler, "tabii ki" diyor. Devlete ait beş çimento fabrikası yok pahasına sa- tılıyor. Kime? Fransız devlet şirketi- ne... Kaz gelişmişlik diye buna deniri O kadar çok kazlık var ki, ne yaz- makla biter ne kazmakla... Bunlan dile getirince kimileri kar- şı çıkıyor: - Bunlann modası geçti, böyle yazma! Olur, kazma! En son sogutma teknolojisi kuHanılarak her evin ifoti- yacına cevap verebilecek şekilde tek veya çift kapılı üretilen Beko buzdolapları ve derin dondurucuları; besinlerinizi ilk günkü taze- liğinde korur, içeceklerinizi tam kıvamında soğutur. Tazeliğinde. BUZDOLABINDA DONYA TEKNOLOJİSİ EMRİNİZDE! r*"\ 0 0 0 L Ö ?.»•!,. ».«•*'Q'»M tt«o ric**ıt 44. Bir dünya markası