25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 NİSAN 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Baykal ve arkadaşları için önerilerMüdafaa-i Hukuk, Redd-i llhak cemiyetlerinden gelen CHP'yı, tarihi çizgisinden saptırarak; eciş bücüş, ne de- oğı, ne ıstedıği belli olmayan "halksız" bir parti halıne ge- tren Deniz Baykal ve arkadaşlarının omuz omuza, diz dze, göz goze, bırbirlerinden hiç ama hiç aynlmadan yan yana olacakları yenı alanlar, örgütler bulmakta zorlanma- yacakları açıktır. Hep bırlikte Amerıka'ya gidip Moon ta- rkatına üye olabilir, tarikat içinde gümbür gümbür ikti- cbra gelebilirler. Ricky Martin Fan Kulüp kurabılir, şimdiye değin yü- z.ne bıle bakmadıkları gençlerle haşır neşir olabilirier. Tony Blair Muhipleri Cemiyeti'nı oluşturabilir, yeni sol" duşuncenın evrensel gelışımıne katkıda bulunabi- li«er. Antalya ve Havalisi Sınırlı Sorumlu Domates Üreti- cieri Kooperatifi'ne üye olabilir, eğer orayı da salçaya çe- vrmezlerse "piyasacı" öngörülerini yaşama geçirebilir- le. "Senin de olsun!" sloganı gereği "Denızın Dostlan" adı altında çok ortaklı bir şirket kurabilir, seçim bildirge- snde dile getîrdikleri gibı "mülkiyeti tabana yaymak, top- lun yaran ve şeffaflığı gözetmek" hedeflerine ulaşmak amacıyla özelleştimne ihalelerıne katılabilirler. Denız Bay- kal ve arkadaşları, bunların hepsini özgürce yapabilirler. CHP seçmeni açısından hiçbir sakıncası yoktur. • i m mm\ SIK KANSC Canınız Sagolsun!Elazığ halkı, Susuriuk '- davasında yargılanan Mehmet Ağar'ı büyuk çoğunlukla TBMM'ye taşıdı. Malatyahalkıda; babası Turgut Özal iktidardayken anayasa ve yasalara aykın televizyon kanalı açan, "prensler" diye nitelendirilen yakın arkadaşlan devlet bankalannın, kamu kuruluşlannın başına getirilen Ahmet Özal'ı Meclis'e gönderdi. Devlet içinde örgütlenen çete ilişkileri nedeniyle hakkında soruşturma açılan Mehmet Ağar ıle Isvıçre bankalarında gızlı hesaplan çıkan bir ailenin ferdi olan Ahmet Özal, milletin vekili oldular. Çocuk yaştaki çocuklara işkence yapılmasına ilişkin davayı yakından izleyen Sabri Ergül, SEKA'nın binlerce dönümlük arazisinin özel şirketlere "bedava" verilmesine, SEKA'nın Izmit fabrikasının binlerce işçinin kapı dışan edilmesi pahasına kapatılmasına karşı savaşım veren Bekir Yurdagül, enerji alanında yapılan özelleştirmelere ulusal çıkarlar açısından direnen Yatağan'daki yurtsever işçi lideri Erol Soğancı, geri bıraktırılmış Anadolu insanının sıkıntılannı onlarca krtabtyla dile getirmiş, binlerce çocuğu yetiştirmiş çilekeş öğretmen-yazar Talip Apaydın ile bir başka değerli yazar Erhan Bener ise milletin vekili olamadılar. Sevgili halkımız, canın sagolsun... "Bir musibet, bin nasihattan yeğ- dr." CHP'nin bugünkü durumuna cuk oturan bir atasözü. CHP'yi seçim yenilgisinetaşıyan yö- neticilerin tutumu nedeniyle partiden Oışlanmtşya da kimi kaygılarta örgüt- ten uzak durmuş isimlerin, 19 Nisan sabahından itibaren kurumsal yapı- yı yeniden güçlendirmek için hareke- te geçtikleri gözleniyor. CHP'ye gö- nül bağı olanlarla görüştük. ıçterini döktüler: Erol Tuncer (Eski CHP Genel Sek- reter Yardımcısı): Parti sıkıntıda. yar- dıma ihtiyacı var. Artk hizipti, kavgay- dı, birbirimizi yiyerek bir yere varama- yız. Parti içi geniş bir uzlaşmayla so- nuç alınabilir. CHP, köklü, gelenekle- ri, örgütü yaygın olan bir partidir. CHP'de görev yapmak isteyen, an- cak partiye sokulmamış çok büyük bir kadro potansiyeli vardır. Şimdi bu mekanizmalart harekete geçirecek CHP'yi ayağa kaldırmakbir yönetim anlayışı ve yönetime ih- tiyaç duyuluyor. Genış bir uzlaşmay- la oluşturulacak bir yönetim eliyie üyejik, örgütlenme, program ve ide- oloji konulan dipten doruğa yenilen- meli. Partiyi yeniden ayağa kaldır- mak için verilen bir görevi seve seve yaparım. Yekta Güngör Özden (ADD Baş- kanı): Bir kere CHP'nin yönetim ve yöntem hatalan açık. Mustafa Ke- mal'in partisinin, devlet kuran parti- nin başına gelen durum katlanılacak gibi değil. Halka yaklaşımda yanlış- lıklaryapıldı. llkelerden ödün verildi. Tepeden inmecilikle insanlar küstü- rüldü. Toplum gerçekleri göz ardı edil- di. Herhalde yetkilı organları değer- lendirme yapacak ve devlet kuran parti yeniden ayağa kaldınlacakttr. Emin Değer (Eski CHP üyesi, hu- kukçu-yazar): Cumhuriyetin temel il- kelerine, Kemalizme, anti-emperya- lizme, tam bağımsıziığa sahıp çıka- cak. partinin temel ilkelerinden bugü- ne kadar ödün vermemiş, çıkannı dü- şünmemiş bir kadronun içinde her- hangi bir beklentisi olmadan, salt bir nefer gibi çalışmaya hazınm. Prof. Dr. Çetin Yetkin (Müdafaa-i Hukuk Dergisi Yönetmeni): Partiyi bu hale getiren yönetıci kadronun değiş- mesi koşuluyla cumhuriyetçilere, Âta- türkçülere düşen görev, CHP'yi fik- ren, manen ya da doğrudan üye ola- rak desteklemek olmalıdır. Turk insa- nı içten ve dıştan sıkıştırılmış durum- da. İnsanlar, öncelıkle dert ortağı arar- lar. Bu dertlerini dile getirenleri dost bilirler. Ikinci aşamada bu dertlere çözüm arartarCHP, bir kadro hare- keti ile işte bu konuma getirilmelidir. Cahtt Angın (Eski SHP Genel Sek- reteri): CHP, tam bağımsızlıkçı ek- sende, altıoku temel alan geleneksel çizgisine oturtulmalıdır. Bir lider, bir hizip partisi değil, bir düşünce parti- si olmalıdır. Bu da, ancak partinin ta- rihsel kimliğine sahip çıkan bir kad- ro ile olur. Prof. Dr. Alpasian Iştklı (CHP PM yedek üyesi): CHP'nin öncelikleyap- ması gereken bu yenilgiye doğru ta- nı koymaktir. Kimilerinin CHP'nin Ata- türkçü olduğu için, yeniliğe ayak uy- duramadığı için başarısızlığa uğra- dığını iddia ettikleri görulüyor. Oysa, onlann yenilık dedikleri Mustafa Ke- mal'in temsil ettiği çızginin daha ge- risinde, 19". yüzyıl vahşı kapitalızmi- nin diriltilmesine katkı sağlamak ol- muştur. Yapılması gereken, Kema- lizme çağdas bir yorum getirerek ye- niden sanlmaktır. ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMİROĞLU Seni Unutmayacağız Tekin Ağabey Baha Ağabey'in (Bodu- roğlu) o eski, güzel şarkısını gel de anımsama: "Uzanmış bir el bizden, bir ömür bıçıp gider Hersaat içimizden birinı se- çip gider..." JK,G,uzehm nisan ayı, ölüm iacılarının yoğunlaştığı bir za- mana dönüşürken, doğa o görkemli uyanışına es vermi- yor. Bizden önce olduğu gi- bi şimdı de "hayat devam edi- yor", bizden sonra da edecek. Ne güzel! Önce Dinozor'dan karika- türcü arkadaşımız Musa Gü- müş, halkımızın bitmeyen çi- lesi trafik kazasına babasını, kardeşini veyeğenini kurban verdı. Sonra yazar dostumuz Celalettin Başçakır'ın ba- bası uzun zamandır direndi- ği amansız hastalığa yenık düştü. . Ve Tekin Aral. Sevgili Tekin Ağabey. llkokul yıllarımdan başla- yarak yazılarını okuduğum, Piç Yavuz'lu, Cangöz Tacı'li, Tilt Mahmut'lu maceralarını ezbere bildiğim, bir gün aynı dergide çalışacağımı, mesai arkadaşlığı yapacağımı aklı- ma getırmeden okuldan çıkar çıkmaz yönetmenliğini yaptı- ğı Fırt dergisini alıp yolda oku- ya okuya eve gittiğim Tekin Ağabey. Türk mizahına yaptığı kat- kılan herkes biliyor, çokyazıl- dı. Sadece "Salacak Öyküle- ri" bıle bir mizahçı olarak üs- tüne düşeni yaptığını göste- riyor. Çizerlığı, yazarlığı dışında hepımıze ağabeylik yaptı, önümüzü açtı. Keyifli ve içli bir gönül adamıydı. 1990 Dünya Kupası için o zamanlar Mecidiyeköy'de bu- lunan dergimizde aramızda para toplayarak televizyon al- maya çalışırken, Tekin Ağa- bey bir gün dergiye televiz- yonla gelerek şahane bir "kı- yak" yapmış, herkese para- ları geri ödenmişti! Dergi, Yeşilyurt'ta bir çatı katına taşındıktan bir süre sonra alt katımızda "dernek süsü verilmiş bir kumarhane" açıldı. "Dernek" kurucuları, dergilerimize ilan vermek is- tediler. Tekin Ağabey, - Ne ilanı vereceklermiş ki oğlum, dedi, okeye dördün- cü mü arıyorlarmış?.. Seni unutmayacağız Tekin Ağabey... Derin 'Devlet' yüzeye çıktı! Türk seçmeni titreyip ken- dine döndü! MHP'nın yaptığı oy patla- ması hemen hemen herkesi şaşkına çevirdi. Azman medya, şovenizme "millenium cilalan" atmaya çalışıyor. Bu, şaşılacak birşey değil. Onların anlayışı, herza- man iktidara yakın olmak, her türlü güce tapmak üzerine kurulu. "Ecevit ile Bahçeli birbirine çok benziyor, heriki- si de Tekel 2000 ıçiyor, her ikisi de çay tiryakisi, her ikisi de kredi kartı kullanmıyor" şeklinde haberlerle bir DSP- MHP birlikteliğinin yolu yapı- lıyor. Bülent Ecevit, eskiden de olsa "solcu" olduğun unut- mamalı. DSP'ye verilen oylar MHP'yi hükümete taşımak, önemli bakanlıkları ülkücü kadrolara, sokaklan post-mo- dern komandolara teslim et- mek amacını taşımıyordu. Milliyetçilik rüzgârı, seyyar satıcıların tezgâhlarına üç hi- lal bayraklarını, bozkurt pos- terlerini taşımaya başladı bi- le. Sırf isminden dolayı "Mil- liyet" tiraj patlaması yaparsa şaşmamak gerek! Bu arada, MHP yönetimi imaj değişimini tabana yay- mak için ülkücü gençlere "Be- şeri Münasebetler" derslerı veriyormuş. Bu derslerde tabana tav- siye edilen davranışlardan bazıları şöyle: • Parlak renkli giyim ve be- yaz çoraptan uzak durun. • Dişler iki defafırçalansın. • Sert tokalaşmadan kaçı- nın, tokalaşırken mutluluğu- nuzu gözlerinizle destekle- yın. • Kafatokuşturmayın. • Soğan, sarmısak yeme- yin ve az sigara ıçın. Benim de bu "Beşeri Mü- nasebetler" dersine bazı na- çizane önerHerim olacak. Ye- ni binyılda fürkiye'yi yönet- mesi olası gençlere şu tavsi- yeler de verilmelidir: • Bulmacalarda sadece 'soldan sağa'ları çözün, yu- kanya-aşağıya kanşarak oto- riteyi bozmayın! • Sarkık bıyıktan kaçının. Bıyıkları yukarı burarak imaj değiştirin. Nostalji yapmak istediğinizde amuda kalka- bilirsiniz! • Herkes 80 öncesi öldü- rülen aydınlann kitaplanndan en az iki tane okuyarak ken- dini geliştirsin! • "Ötüken yolu yokuştur I Kafalan tokuştur" gibi şarkı- lar yerine Ercan Saatçi din- leyin! • Söylemi yumuşatın. "Ya devlet başa, ya kuzgun leşe" yerine "Ye devlet başa, ya Iz- zet Altınmeşe" sloganını kul- lanın. "Bir şeyi kırk kere söylersen olurmuş kampanyast" - 23 Susuriuk çetesi cezalandırılsın! Düşünce suçunda aypımcılık Yazar-yayıncı Muzaffer llhan Er- dost hakkında "Üç Sıvas" adlı ki- tabından dolayı verilen ceza kesin- leşti. Erdost'un yargılanma süreci içinde gerek uzmanlar, gerek bilim insanlan, gerekse hukukçular kita- ba ilişkin görüşlerini açıkladılar. Özet- le dediler ki: "Erdost, Üç Sıvas kitabında sav- landığı gibi bölücülük kastı ile hare- ketetmemiş, tam tersine ulusal bü- tünlüğü savunmuştur. Erdost kitabın- da, Türkiye üzerinde oynanan oyun- lann, bölücü terörist örgüt PKK ve köktendinci hareketler aracılığıyla Sevr'in hortlatılmasına dönükoldu- ğunu vurgulamıştır. Ancak, dava sü- recinde Erdost'un ulusal bütünlük- ten yana olduğunu vurgulayan yo- rumlan yerine, Türkıye'nin yeniden Sevr senaryosu ile karşı karşıya bı- rakılmak istendiğine ilişkin sapta- malannı kanıtlamak amacıyla bölü- cü terörist örgüt PKK'nin yayın or- ganlanndanyaptığı kimi alıntılargöz önüne alınmış vehükme vanlmıştır." Ne yazık ki. "Üç Sıvas" kitabının gerçek amacını yansrtan bu uyan- lar göz önüne alınmadı ve mahkû- miyet kararı onandı. Erdost, yakla- şık 9 ay hapiste yatacak. Işin dikkat çeken tarafı şu: Gerek yargılanma sürecinde, gerekse Er- dost'un mahkûmiyeti kesinleştık- ten sonra, bu tür davalarda pek "hassas" olduklan bilinen ve "sivil'a- liğikimseyekaptırmayanlardan, "in- san haklan"r\öar\ dem vuranlardan neredeyse hiç ses çıkmadı. Tek ba- şına Kürt sorunu ile ilgilı benzer ge- lişmelerde yeri göğü ınleten çevre- lerin Erdost olayında "sessizlığe gö- mülmelen" bıle, mahkûm edilen ya- zarın "Üç Sıvas" kitabında "ulusal bütünlüğü" savunduğunu kanrtlı- yor. HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ KtM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakCa turk.net ÇtZGİLİK KAMtL MASARACI ^ < o % HARBİ 5£iir/J7 POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 24 Nisan FETHIYE DEPREMI! 13S7'P£ BUSÜhl, MUSLA'MN İLÇEGİ FETHİYE'DE ŞfD- oen.i B/R oeP&BM OLDU. GBCE SAAT 2.1.10 'M SAŞ- LAYAN SlWS(NT>LAR, SABAHA DEK ABALIKU OLAGfiK SÜRECEK VE KLIÇÛK KASA8AYI YERL£ 8>£ EP€CEK- rni. O S/KALAR 6BİM NÛPUSUJ OLAN FBTHİyE'DE f&OO HAAIE BULUUMAKTAVDI. D£PK£M SOK/UH- PA 1SOO EV YIK/LMIŞ, 6ERİ KAlANLAB. DA OTURULAMIYACAK HAL£ 6ECMİŞTİ. fNSAN KAY- Bl tSE 13 'CHJ- FBIÂKET? (ZLEYEN GÜNL£GDE, HALK^SAZLAGDANJ/E SAAA/MlAeDAAJ yAPILMIŞ BA&IKJAKLAÇA SI6INACAK, KlSA SÜREPE tajBu- LAH KIZtLAy ÇAPI£.LAW ONLAR/N YEKJ'MI ALA- CAIC, SEYVAK H4S7ZM/E P£ YA/eALA&lNI SASAİ4- YA ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Karşılık Bulamayan BirÇığlık Mustafa Gürkan, 1971 öncesinin gözükara öğ- renci liderlennden biriydi. Acıstyla tatlısıyla, yaşamın savurmaları arasından sıynlarak Muğla'nın Yatağan ilçesine yerleşti. Şimdi orada CHP ilçe başkanı. Seçimlerden birkaç gün önce 15 Nisan tarihli bir faks göndermiş. Sanıyorum başkalanna da gitmiş. Bugün sizlerle bu faksı paylaşmak istiyorum: "Sen bir Türk aydınısın... Sana Türk aydını olarak seslenmek istiyorum. Sen, Türkiyemizin 200 yılı aş- kın aydınlanma mücadelesinin en seçkin, en şanlı un- surusun. Sen, bir mum gibisin; tükendikçe aydınlattın. Sen, bir buğday tanesi gibisin; bire bin veren ba- şak oldun. Sen, hergün yeniden doğdun ölümlerde... Acılar- da, yokluklarda. Neden? Türkiyen, ülkemiz 'aydınlansın'; ulusun, 'muasırme- deniyetler seviyesini aşsın' diye. Türkiyemiz bağım- sız, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olsun diye... Mücadele tarihin gösteriyor ki aydın niteliğinin en zayıfyanı olan 'bireyciliğini', hep kahramanca yen- din. Orgütlu mücadele, senin örnek davranışın oldu. Keşke halkın da sana bakıp anlayabilseydi, örnek ala- bilseydi... Yaşardı, görürdü, kazanırdı... Bilirdiki 'ör- gütlü halkı hiçbir kuvvet yenemez'. Sen, Çanakkale'de tarihin gidişinideğiştirdin... Alemdar Mustafa dan, Resnelı Niyazi'den Ittihat ve Terakki'ye, Müdafaa-i Hukuk'a, Cumhuriyet Halk Partisi'ne uzanan örgütlü birmücadeleyi, yıkılan im- paratorluğun enkazı üzerinde modem Türkiye Cum- huhyeti devletini kurarak taçlandırdın. 12 Eylül'le yeni bir nitelik kazanan, 'globalleşme' süreciyle uluslararası dayanağını bulan yeni bir sü- reç, 'Anti-Kemalist karşıdevrim' ve 'Yeni Dünya Dü- zeni'; 2000 yılının arifesinde ülkemizi ve ulusumuzu yeni, büyük ve çok çetin birsınava mecbur etti. Özgürbireylerin örgütlü toplumu, çağdaş, bağım- sız ve demokratik bir ülkenin 'yurttaşı' mı olacaksın?.. Yoksa... Küreselleşmenin kölesi, sanal bir dünyanın, gele- ceği terk edilmiş, beyni alınmış, atomize edilmiş un- suru mu olacaksın?.. Halkın önündeki ikilem budur... Kuşkusuz birinci seçenek senin, 'yalnızca boş zamanlannı değil, boy- lu boyunca bütün ömrünü verdiğin' büyük ideal... Ve hep böyle yaptığını düşünerek tutum aldın, bu- na inanarak davrandın. 1999 'da yenı bir noktaya gel- dik. 1950'den ben süregelen karşıdevrim süreci, se- nin yarattığın bir eseri, bir örgütü, Türkiye'nin siya- sal yaşamından atmak, tasfıye etmek istiyor. Emperyalizmin, 'Yeni Dünya Düzeni'n/n efendile- h, işbirlikçiler, egemen tekelci sermaye, 'tarikat-si- yaset-çete' güçleri, bozuk düzenin tüm sahipleri el ele ve gönül birliğiyle... Cumhuriyet Halk Partisi'ni 18 Nisan 1999 seçimlerinde, tümüyle etkisiz duru- ma getirmek istiyorlar. Yok etmek istedikleri halkın örgütüdür, örgütlü halktır. Türkiye'de en yaygın, en etkin, en direngen halk örgütlenmesidir. Bugün dağ başındaki ağacın kovuğunda CHP örgütü vardır. Ve 0 örgüt direndiği içindir ki soygun ve yolsuzluk güçleri, istedikleri gi- bi at oynatamtyonar. Büyük kentlerde başını almış gi- den şeriat güçleri, dağ başındaki CHP üyesine kar- şı koyamadığı için Anadolu toprağında istediğiniya- pamıyor. Seçimde kaybedilmesiistenen işte bu insanlardır... Yüzlercesıdir... Binlercesidir... Milyonlarcasıdır... CHP, belki de tarihinin en çetin, en zor sınavına doğru yü- rüyor. Sevgili Türk aydını, 1950'den beri geçen sü- reçte, bize yönelteceğjn çok eleştiri olabilir. Güçlü bir olasılıkla, bunlann önemli bir kısmında haklısın. Ama gün, başka bir gün... Yeni Dünya Düzeni'nin 'şer güçleri', 'ilmin ve fen- nin tüm mütekâmil silahlannı toplamışlar' ve bize sal- dınyageçmişler... Zor ve çetin şartlar... Çokağırbas- kılaraltında, büyük bir sınava yürüyoruz; dostlanmı- za ihtiyacımız var... Hafızanı canlandır... Yüreğinin sesini dinle... Bir dakika düşün ve karar ver... Biz seni hiç yalnız bırakmadık. CHP, Türkiye'nin ay- dınını hiç yalnız bırakmamıştır. Şimdi Türkiye'nin ay- dınına CHP'nin ihtiyacı var... Bizi yalnız bırakmayın... Dostça selamlanmızla." Doğrusunu isterseniz, Mustafa Gürkan'ın bu mek^ tubuna ekleyecek pek bir şeyim yok. Fakat ne ya- palım ki bu çağrı, yanıt bulamadı. 18 Nisan seçimleri üzerine çok yazıp çizeceğiz. Ancak şimdiden şu kadarını söyleyelim ki "san- dık'tan ne çıkarsa, başımızın üzerinedir. Yanlış ol- duğunu düşünsek bile... Toplumların kaderinde kimi karanlık günler vardır. Umarım 18 Nisan seçimleri, böyle bir karanlığın baş- langıcını oluşturmasın. DSP ve Bülent Ecevit'e ağır bir sorumluluk düşüyor... . B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7SOLDA.N SAĞA: 1/ Sıcılya'dan sonra Akde- 1 niz'ın ıkinci bü- 2 yükadası. 2/Bır dının öğrenıl- 3 mesı gereken inançlannın ve tapınma kural- larının tümü... 1967-1971 yıl- larında Istan- bul'da yayım- lanmış sosyahst dergi. 3/ söz... ° Gülme, gülüş. 4/ Bir top- lulugu siyasal alanda et- kılemek ve coşturmak amacıyla yapılan yoğun 2 çalışma.5/Arapabece- 3 sinde bir harf... Dalga- 4 lı panltılar venlmış olan bır tür kurnaş. 6/ Yan memnunluk anlatan bır ünlem... Rutherfordyum elementinin simgesı. 7/ 8 Kanca,kopça... Sergen. 9 8/ Erışmış, ulaşmış... Eski dılde ayak. 9/ Hava basınçlan eşıt olan yeryüzü noktalan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yuvasından Çin mutfağının en seçkin yemeğı yapılan bir deniz kırlangıcı. 2/ Maun da denılen büyük bır or- man ağacı..."Yüıe—yükünün kervanı geldi' Çekemem bu derdi bölek seninle" (Türkû). 3/ Ham petrollerın bıt- mış ürünlere dönüştürüldüğü fabnka. 4/ Yapısma girdı- ğı sözcüğe "ıki,çıft" anlamı katan yabancı önek... Boş ıssız. 5/ Suçlama. 6/ Mezopotamya'da kurulmuş eski krallık... İtalya'da bır ova. 7/ Yunanıstan'da bır kent... Tan- n. 8/ Avrupa'da küçük bır ülke. 9/ Nefret etme, ığrenme.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear