Catalog

2NİSAN 1999 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI TURKI Istarbtl Y 12 Sinop Y 12 Adana Edirre Y 13 Samsun Y 11 Mersin •Cocael Y 11 Trabzon ganakkale Y 12 Gıresun _Y 17 Dıyarbakır zmır Y 14 Ankara Y 11 Şanlmrfa Y 12 Mardın l/lanısa Y 15 Eskışehır Y 11 Siirt Aydın Y 18 Konya Y 10 Hakkârı D«nızlı Y 16 Sıvas Y 11 Van Zonguldak 9 Antalya Y 16 Kars fT^H Parçalı büutlu Butün yurtta yaöış bekienıyor. YagışTar yağmur, yer yer sa- ğanak. guneyde gökgurultülu sağa- nak, Doğu Anado- lu'nun doğusunda karia kartşık yağmur ve kar şeklınde ola- cak. Hava sıcaklığı, doğuda biraz azala- cak, diğer yerlerde degtşmeyecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB Y PB PB Y PB 5 5 10 18 16 16 16 17 Münih PB 16 Zürih Berlin Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB PB PB Y Y PB Y 16 15 21 15 14 9 18 17 PB 16 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Trflis Kahire PB PB PB PB PB PB Y PB 11 21 0 15 17 12 14 26 Y 18 Buhjtlu k Çokbulutlu ı Yağnuırtu Kartı > Gok güfüttulu * w G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada klıkf ' ' ' Oy arslanın ağzında. Öyle bir seçim mitingi ile yetinip kö- şeye çekilmenin zamanı da modası da geçti. Son günlere değin Menderes'li, Inönü'lü, Demirel'li, Ecevit'li, Özal'lı seçimlerde yaşanan sahneler de geride kaldı. 1991 seçimlerine kadar liderier öfke saçar, birbirleri- ne söylemediklerini bırakmazlardı. Seçmen şimdi artık "markaya" oy vermiyor. - - Bugün liderler kendilerini anlatmaya çalışıyor. Tartışmalar, sald/rı niteliğinden uzak. Daha nitelikli. Ka- zanma şansları üzerinde kıncı olmayan konuşmalar yapılı- yor. Örnegin, "müstakbel hükümet ortaklan" arasında izle- nen tartışma 18 Nisan yanşında ipi kimin daha önce gö- ğüsleyeceğini içeriyor. Tartışmayı ANAP lideri Yılmaz açtı. Çok ciddi ama olası bir sonuçtan söz etti. Yılmaz'a göre; DSR Orta Anadolu'dan Doğu ve Güney- doğu illerine uzanan kuşakta yer alan 40 ilde "tek bir mii- letvekili çıkaramayacaktı!" Ecevit, Yılmaz'la "kavgaya tutuşmak" istemediğini söy- ledi. "Bu sonuca ancak 1995 seçim sonuçlan dikkate alı- narak vanlabileceğini, oysa bugün birinci parti olması ke- sinleşen DSP'nin heryerde kazanacağını" söylemekle ye- tindi. Fakat, Yılmaz'ın iki gün üst üste ayn illerde yinelediği bu savın eksik bir yanı var. Savın inandıncı olması için 40 ilin genel bir oy analizini yapması, hatta somut kimi örnekler vermesi gerekiyor. Oysa, Yılmaz çıplak bir söylemde bulunuyor: DSP sade- ce 40 ilde milletvekilliği kazanamaz, diyor. Ancak ANAP kaynaklan aydınlatıcı kimi açıkJamalar ya- pıyor. Öncelikle 40 ilin adlannı venmekten kaçınmıyorlar. Dayandıklan temel görüş şu: Bu illerin pek çoğu iki ya da üç milletvekili çıkartyor. Geçen seçimlerde DSP bu bölgelerde aldığı oyları yüz- lerce kat arttırsa bile, bu illerde başa güreşen ANAP gibi, Fazilet gibi, hatta DYP gibi partilerin dünkü oranlannı aş- masını olanaksız görüyorlar. DSP'nin dünkü oy oranının bir ölçüde yükselmesinin buralarda milletvekili kazanmasına yeterli olamayacağını öne sürüyorfar. Başbakan hangi partiden? ANAP kaynaklan 40 ilin büyük bir bölümünün ismini ve- riyor: Muş, Hakkâri, Bingöl, Bayburt, Gümüşhane, Ağrı, Adı- yaman, Artvin, Bitlis, Çankın, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Isparta, Kars, Kırşehir, Kütahya, Malatya, Mardin, Muş, Niğde, Nevşehir, Rıze, Siirt, Tunceli, Yozgat, Aksaray, Bat- man, Şırnak, Ardahan, Iğdır, Yalova, Kilis, Osmaniye. Aynı kaynaklar-bugün itibanyla- hâlâ "kararsız seçmen" sayısının yüzde 30 dolayında olduğunu söylüyor. Ne var ki; ANAP kaynaklanna "büyük kent gerçeöini" anımsattığınız zamah, değışik bir söylem ve foblö ile Vcar- şınıza çıkıyorlar. Istanbul, Ankara ve Izmir gibi seçmen sayısı yuksek kent- lerde DSP'nin oy oranının artacağını kabul edıyorlar. Fakat milletvekili sayısını DSP'den yüksek tutan bir he- sap yapıyor ANAP: MHP ile CHP'nin yüzde 10 barajını aşamaması duru- munda, bu iki partınin çıkarması olası milletvekillerinin ANAP ve FP arasında paylaşılacağını öne sürüyorlar. Parti araştırmalanndan ortaya çıktığını söyledikleri -bize göre iyimser- varsayımlarANAP'ı birinci, FP'yı veya DSP'yi ikinci parti gösteriyor. Ancak, ANAP'ın özenle vurguladığı şu ilginç saptama dikkat çekiyor: "Genel oy oranında DSP, ANAP'ı geçebilir, amma ANAP'ın milletvekili sayısı DSP'den fazla olacaktır." O zaman başbakan, hangi partiden atanacak? Oy yüz- desı yüksek olandan mı, yoksa milletvekili sayısı fazla olan partiden mi? Hazır olmalı yeni bir tartışmaya! Ankara'nın 4 kaygısıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - NA- TO'nun Kosova'dakı gelışmelerin ardından Yugoslavya'ya karşı başlattığı hava operasyo- nunun Ankara "yı kaygılandıran yönleri öne çıkmaya başladı. Bir müttefik olarak NATO kararlanna tam destek veren Türkıye'nin, ope- rasyonun sonuçlanyla ilgilı olarak dört konu- da endişesı olduğu öğrenildı. Rusya'run konu- mu, Makedonya'nın ateş çemberi içine girme tehlıkesi, NATO'nun BM'yı devre dışı bırak- ması, Balkanlar'dalci Türk azmlığın geleceği konusunda oluşan soru işaretleri giderilemedi. Başbakan Bfilent Ecevit de, Rus savaş gemile- rinin boğazlardan geçişi ile ilgilı olarak "Şus- rada Rusya donanmasının Akdeniz'e, beild de Adriyatik Denizf ne gitmesi Sırplara moral ve- rir" dedı. Cumhuriyet'in çeşitli kaynaklardan edindi- ği bilgilere göre, Ankara'yı kaygılandıran ko- nulann ayrıntılan şöyle: RUSya'nili kOniimU: Operasyonun ba- şından beri Yugoslavya'nın yanında yer alan Rusya, son olarak 8 savaş gemısinı boğazlar- dan geçirerek Akdeniz'e gönderme karan al- dı. Montrö Antlaşması'na göre Rusya'nın bu karanna Türkiye'nın olumsuz yanıt vermesı mümkün değil. Harekât büyürse boğazlar Rus savaş gemılennin geçiş yolu olmaya da devam edecek. Türkıye ile Rusya sık sık Kafkaslar'da ve Orta Asya'da da karşı karşıya geliyor. tki ül- kenin Balkanlar'da farİdı konumlarda olması, Kafkaslar ve Orta Asya'dakı ılişkileri de etki- leyebilir. Şu anda gûçlükle kurulan "denge" daha sağlıksız bir konuma gelebilir. Makedonya'nın gelecedl: Türki- ye'nm iyi ilişkiler kurduğu Balkan ülkelerinin başında Makedonya geliyor. Türkiye ile bu ül- ke arasında savunma ve askeri işbirliği anfaş- ması da bulunuyor. Coğrafya olarak Balkan- lar'ın tam ortasında yer alan Makedonya'nın bugünkü konumunu koruması Türkiye açısın- dan büyük önem taşıyor. Kosova'da yaşanan- lar bölgeye sıçrarsa bundan ılk etkılenecek ül- kelenn başında Makedonya geliyor. Yunanis- tan'ın Makedonya'yı "bu adla" tarumaması nedenıyle iki ülke arasmdaki ilişkiler sık sık genliyor. Sırplann Makedonya'ya yönelik bir adımını Yunanistan 'ın da destekleme eğilimın- de olması Türkiye'nin kaygısını daha da arttı- nyor.Makedonya'daki Türk azınlık bu ülke yö- netimiyle de uyumlu halde. Mevcut hükûmet- teki devlet bakanlanndan biri, Türk kökenli AdnanKahiL NATO'nun BM'yl öevre dı$ı bırak- ntasi: Ankara'dan yapılan resmı açıklama- larda Türkiye'nin NATO üyesi olduğu, bu çer- çevede op>erasyona tam destek verdiğı belirtı- lıyor. Ancak, NATO'nun BM'yi devre dışı bı- rakarak operasyona girişmesi, "yeni bir anla- yış mı d ^ u ^ r " kaygısını gündeme getirdi. NATO'nun gelecekte de BM karan olmadan bu türoperasyonlara girişmesınin hukuksal te- meli olup olmadığı ayn bır soru işareti. Ope- rasyonun, NATO'nun büyümesine ilişkin plan- lann da değişmesine nede» olabileceğı belir- tiliyor. Türk azinllk: Balkanlar'da Arnavutluk dışındakı her ülkede Türk azınlık bulunuyor. Kosova'da da 40-60 bin arasında Türk yaşıyor. Prizren ve Priştine'de yoğun olarak yaşayan Türklerin çoğu göç yolunda. Ikı ateş arasında kalan Türkler blok olarak taraflardan birinin yanında yer almıyor. Kosova'dakı çatışmalann yayılması durumunda bundan Makedonya'da- ki Türk azınlık da etkilenecek. Türkıye bölge- deki Türk azınlıkJa doğrudan ilişkiler kurmak yerine azınlığın bulunduğu ülke yönetimleriy- le iyi ilişkiler kurmayı yeğlıyor. Ancak savaş ortamında bunun yaşama geçirilmesi zor. Türk azınlığın bulunduğu yerde kalması Türki- ye'nin ulusal çıkarlan açısından da önem taşı- yor. Ecevit, Rus savaş gemilerinin boğazlardan geçişi ile ilgilı olarak "Şu sırada Rus\a donan- masuun Akdeniz'e, belki de Adrivatik Deni- zi'ne gitmesi Sırplara moral verir" dedı. Rus- ya'nın bu hareketımn knzı tırmandırmasından kaygı duyduğunu belirten Ecevit, "Rusya'nm daha başka türlü devreye girmesini, Sırplan insanhk yoluna çekmek için daha etkin yön- temler oluşturnıasını dUerdim" dıye konuştu. Başbakanlık merkez binasına gelmek üzere evinden aynlırken gazetecilerin sorulannı ya- nıtlayan Ecevit şunlan söyledi: "Montrö Ant- laşması'nın kuraflanna göre Türk makamla- nna önceden haber verÜmesi koşulu> la savaş gemileri boğazlardan gecebilhor. Yasal açıdan söylenebüecek bir şey yok. Fakat şu sırada Rus donanmasının .Akdeniz'e, helt? belki de Adriya- tik Denizi'ne gitmesi tabii Sırplara moral verir. Soykırıınlan daha cüretkâr biçimdesürdürme oianağı bulacaklar." Ecevit'ten yardım çağnsı Daha sonra Başbakanlık'ta basın toplantısı düzenleyen Ecevit, Arnavutluk ve Makedon- ya'nın, on binlerce Kosovalı göçmenin insani ve yaşamsal gereksinimlerini karşılamaya gü- cünün yetmeyeceğinı belirterek uygar dünya- yı yardımda bulunmaya çağırdı. Türkiye'nin Makedonya ve Arnavutluk'a yardımlannın sürdüğünü kaydeden Ecevit, giyecek ve çadır- dan oluşan yardım malzemelerinın hava kuv- vetlerine ait 4 kargo uçağı ile Arnavutluk'un başkenti Tiran'a ulaştınldığını bildirdi. Ecevit, 110 ton çeşitli yardım malzemesi taşıyan 6 TIR kamyonunun yola çıktığını. malzeme taşıyan bir kargo uçağının da yola çıkacağını söyledi. Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Balkanlar'da kalıcı bir savaş ortamının geliştiğıni belirte- rek, Türkiye'nin Kosova konusundaki geliş- meleri yakından izlediğini kaydetti. Cem, "Türkn eolarak ilk günden beri Kosovah insan- Unmıza sahip çıkük, sahip çıkmaya devam edi- yoruz. NATO içinde, Kosovahlara en yakın olan ülke ve miHet kimliğimbdc. Kosovaiılar yaran- naetkiıüiğimizi sürdürij>oru/"dı\e konuştu. Milli Savunma Bakanı Hikmet Sami Türk de, Akçaabat'ta katıldığı bırödül töreninde ga- zetecilerin sorulan üzerine, Türkiye'nin Rus gemilerinin Akdeniz'e çıkışını dikkatle takip edeceğinı bildirdi. HizlnıUah PKK'nin yerine oynuyor I Baştarafi 1. Sayfada ^durmak oldugu bıldınldi. * "Ftapora gore, örgutün en bü-' yük destekçisi Iran. Yöntem ola- rak Iran modelini benımseyen ör- güt, lider konumunda tran'a ba- ğımlı değil. örgüt militanlannın Iran'da eğıtim gördüğü 15 ayn kampı var. lran'ın, dış politika- sında radikal Islami örgütlere verdıği destek ve sagladığı ola- naklar üzennde aynntılı durulan raporda, Hızbullah'ın bu ülkede eğitim gördüğü kamplardan ba- zılan şöyle sıralandı: "Tahran: Parandak. Beheşti- ye, Tarik El Kuds kampları. Kum: SaJihabad ve Eram Park Oteli kampları. Gorgan: Boc- hurd kampı. Ahvaz: Hayur Asü kampı. Busşehr: Şehit Şamran kampı. Hurg adası: Beheştiye kampL" PKK gibi kırsal alanda müca- dele etmeyi amaçlayan örgütün, lienüzbu hazırlığını tamamlaya- madığı için şimdilik örgütlenme- sini camilerde, mescitlerde, kita- bevlerinde, ev, işyeri ve çay ocak- lannda surdürdüğü kaydedildi. En güçlü iBer Rapora göre, örgütün en güçlü olduğu iller ise Batman, Diyarba- kır, Mardin, Bingöl, Van, Silvan, Ceylanpınar, Nusaybin, Kızılte- pe, Cizre, Gaziantep, Viranşehır, Adana, Istanbul. Düzce ve Anka- ra. Şu ana dek Güneydoğu'da on- larca cinayet işleyen Hizbullah, bire bir örgütlenmeyi esas aldığı içın, yakalanan bir militan en faz- la bir ya da iki kişiyi tanıyabili- yor. Raporda, Hizbullah'ın örgüt- lenme modeline ilişkin şu bilgi- lere yer verildı: "Darü'ül Harp(Harp Hali) ko- şuHannın Türkiye'devar olduğu- na inanan örgüt mensuplan, bu eylemlerini Hz. peygamberinıiz döneminde Mekke'de müşriklere yönelik yapılan kervan gasplan- nıörnek alarak gerçekJeştirdikle- rini beyan etmişlerdir. Örgüt mensuplan, nihai amaçlan olan $eriata dayalı bir devlet kurabü- mek için komünist örgüdenme- lerde olduğu gibi en az üçer kişi- den oluşan hücrekr teşkiJ ederek yapdanmayı benimsemişlerdir." Raporda. Hizbullah'ın nasıl bir tabana dayandıgı, ortaokul ve li- se öğrencılerine nasıl çengel at- tığı. aynntılı bir şekilde ışlenir- ken "HizİMillahçılar özellikle gü- venfik kuvvetlerinin içlerine sa- malarmı önleyici tedbirler aJma gayesine yönelik olarak iiye ka- Cumhuriyet k i t a p 1 a r ı Faruk Şen-Yunus Ulusoy -Güray Öz AVRUPA TÜRKLERİ 117sayfa, 1. hamur. Çok yönlü raüthiş incelikli bir araştırma. Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerin, bulunduklan ülke ve bir bütün olarak AB ekonomisine katkılan. "Avrupa Türkleri"nin Avrupa ekonomisi içindeki yeri. Her aydının kitaplığmda ve dağarcığında bulunması gereken çok önemli bir çalışma. . BÜTÜN KİTAPÇILARDA Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kulübû (34334)Cağaloğlu-istanbul Tel: (212)514 01 96 J Cumhuriyet L ^ k i t a p l a r ı ™ TürkânSaylan CUMHURİYET'İN BİREYİOLMAK -. — BİKr^lOL\î.'\K İ 4 400sayfa,1. hamur I [ Politikadan özel yaşantımıza; aydınlanma sürecindeki kadından, kadın haklanna; eğitimden gençliğe toplumun tüm sorunlan. Ilkelerinden asla ödün vermeyen bir Türk bilim kadınının aydınlıkçı gözlemleri. BÜTÜN KİTAPÇILARDA Cumhuriyt Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 kitap kulûbü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96 bulü konusunda çoktitiz davnun- maktadniar" denıldi. örgütün tarikatlar ve diğer ls-' lamı akımlarla ilişkileri konusu- na da değinilirken günümüze ka- dar bu örgütün Türkiye'de faali- yet gösteren tarikatlar ile Süley- mancılar ve Nurcular ile doğru- dan bir bağlannın tespit edileme- diği vurgulandı. Yakalananlar arasında Nakşibendi ve Kadiri ta- rikatlanna mensup kişilerin bu- lunduğuna dikkat çekilen rapo- run sonuç bölümünde, özellikle tran'a dikkat çekildi. Devletin ts- lami terör örgütleri hakkında il- legal sol örgütler kadar ayruıtılı ve sağlıklı bilgilere sahip olduğu kaydedilen raporun bu bölümün- de. Hizbullah'ın. "Hizb-ulKont- ra ve KontrgerUla" olarak nite- lendirilmesinin çok yanlış oldu- ğu vurgulandı. Kadın teröristin kimliği betitiendi • Baştarafi 1. Sayfada si nedeniyle polısler tara- findan gerçekleştirildi. Ad- li Tıp otopsi raporunu Is- tanbul Büyükşehir Beledi- yesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı'na götüren po- lisler, aldıklan gömme ra- porunu, defin işlemlen için Fatih Mezarlıklar Mü- dürlürlüğü'ne teslim ede- rek ışlemleri tamamladılar. Cenaze kabul edümedJ Raporda Beyoğlu Cum- huriyet Savcılığı'nca Adli Tıp Kurumu'na göndenlen ve otopsisi yapılan cenaze- nin aılesi tarafından kabul edilmediğı kaydedildi. Ra- porda aynca konunun has- sasiyet taşıması dolayısıy- la cenazenin en kısa süre- de toprağa venlmesi için gerekli işlemlerin yapılma- sı ıstendi. Ailesi mezarlığa gjtmedi Mezarlıklar Müdürlü- ğü'nün defin ızni vermesi üzerine Maral Mamyak Habipler Cebeci Köyü Mezarlığı'nda demedildi. Mamyak ailesınin cena- ze için mezarlığa gıtme- diği, 3 yıl önce evden ka- çan kızlan Maral Mamyak için emniyete başvurduğu öğrenildi. •J* G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada NATO'nun vurucu, karar verici ve haber verici gücü ABD, önce "medya harekâtı" başlatıyor, son- ra "hava harekâtı"! Konuya giriş yaptıktan sonra iki örnekle dalış ya- palım. Körfez Savaşı hâlâ belleklerde. Sabah kahvaftı- mızı yaparken Bağdat bombalandı, akşam yeme- ğinde Basra'nın yanışını ızledik. Savaşın son gün- lerine doğru, yenilgisı kesinleşen Saddam, Basra Körfezi'ni petrole buladı. Çölü kana bulayan Sad- dam'ın körfezi de petrole bulaması, çevre kirliliği tartışmalan başlattı. Tam bu sırada CNN başta ol- mak üzere uluslararası kanallar bir görüntüyü sık sık ekrana getirdiler: Basra Körfezi kapkara... Bır karabatak... O da petrole bulanmış... Şaşkın şaşkın dolaşıyor. Az son- ra ölecek! Tüm dünyaya, "Bu Saddam gerçekten de insan- lık düşmanı. ABD ne kadar da haktıymış!" dedirten görüntüler! Daha sonra anlaşıldı ki, o görüntüler Basra Kör- fezi'nde değil, Fransa açıklannda çekilmiş! Gelelim ikinci örneğe... Ruanda'daTutsilerle Hu- tular birbirlerini boğdular. Binlerce ölü... Karşılıklı katliam günlerinin bir yennde gazeteciler Clinton'a sordular: -Ruanda'daki katliamla ilgili ne düşünüyorsunuz? "Anlamadım..." -Sayın Başkan, Ruanda'daki soykınmadönüşen katliam... Tutsilerle Hutular arasmdaki savaş... "Haa... Evet... Ama onu CNN henüz haberteştir- medi ki!" Pek çok örnek arasından seçtiğimiz bu iki olayın yorumunu okura bırakıp bugüne gelelim. Şu iki haberi alt alta sunalım: "Sırplarherkesi kurşuna dızıyor. Priştine'de idam sehpalan kuruldu!" "SırplarPriştine'den aynlmakisteyenlerden 1500 markalıyor!" Bu habertenden biri doğruysa ötekinin olması zor! Devam edelim. Bir haber daha: "Kosova Arna- vutlannın ılımlı lideri Ibrahim Rugova öldürüldü. E- viyakıldı." Ertesi gün Rugova'nın kendisi ekrana çıkıyor: "Gördüğünüzgibi hayattayım. Paris'ten döndü- ğüm günden beri eşimle biriikte evimdeyim. NA- TO saldınlan durmalı. Taraflan bir araya getirecek zemin aranmalı." Dün akşam saatlerinde de Miloseviç'le Rugo- va'nın buluştuğu haberi geldi. Cılız ama önemli bir banş ışığı... NATO haber NATO mermer! .- Uluslararası televizyon ve ajans muhabirleri, bi- zîm haber imalatçılanmızı solladı! Kosova'da gözyaşının dinmesi, bölgeye banş gelmesi, her sağduyulu insanın özlemi. Ancak bu- rada bombalarla değil, bulgularta düşünmemiz ge- rekmiyor mu? Balkanlar'da zaten mevcut olan halklar arası kin, dışandan müdahalelerie derinleşip, kapatılması zor uçurumlar yaratmıyor mu? Gelinen noktada NATO bombalarının bölgeye banş gefireceğini kim söyleyebilir? Giderek yoğunlaşan göçle biriikte Kosova boşa- lırsa, bu durum bölgede yaşayan Arnavutlann lehi- ne mi olur, aleyhine mi? ABD'nin eğilimi Kosova'nın güneyini Sırp asker- lerine kapatmak. Irak'ta gördük, egemen bir ülke- nin sınırtan içinde "y3sa/coö/ge"yaratmak, banşge- tirmedi. Şimdi ne getirir? Bu sorular, dünyaya yayılan haberlerle ters oran- tılı olabilir. Ama, yazının başında verdiğımız örnek- ler akla gelince; ben, uluslararası yayın tekellerine güvenemiyorum! Balkanlar'da en çok şu tümce kultanılıyor: "Bölge banşı!" Bölge ülkeleri arasmdaki kini diri tutarak banş sağlanabilir mi? Ara başlık öncesi verdiğimiz örnekler, uluslarara- sı haber tekellerinin NATO'ya '/cu/'landığını ortaya koyuyor. Türkçedeki o ünlü deyişı bu duruma da- ha uyaklı uyarlayabılinz: NATO haber... NATO mermer! G. Doğu'da güvenliğe 21 katrilyon harcandı ENVERSEVİŞ Dh'ARBAKIR - Türk Mühendis ve Münar Odala- n Birliğı'nin (TMMOB)ay- lık bülteninde yer alan bır araştırmada, Güneydoğu Anadolu Bölgesı'nde 16 yıl- dan bu yana güvenlik nede- niyle harcanân paranın 21 katrilyona ulaştığı belirtildi. Araştırmada. bu parayla 22 ile 400 yataklı, 172 ilçe- ye 50 yataklı hastane, 215 beldeye sağlık ocağı, 7 bin 724 köye sağlık evi, 22 ile de sivıl havaalanı gibi bölgeye bınJerce yanrun yapılabile- ceğıne dikkat çekildi. TMMOB araştırmasında, savunmaya harcanân bu pa- ralann yatınma aktanlması durumunda bölgede ortaya çıkabilecek durum aynntıla- nyla anlatıldı. Araştırmada, Güneydoğu'da 16 yıldan bu yana devgjn eden olaylar ne- deniyle resmi kaynaklara göre 30 bin insanın öldüğü, yüz binlerce insanın toprak- lannı ve evlerini terk etmek zorunda kaldığı belirtildi. Bölgede 16 yıldır devam eden olaylara bugüne kadar 21 katrilyon lira para aktanl- dığının altı çizilen araştır- mada, bu parayla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge- sı'nde başta ekonomik ol- mak üzere, sağlık ve sosyal alanlardaneler yapılabilece- ği ömeklerle şöyle anlatıldı: "22üde400.172üçede50 yataklı hastane, 215 beldede sağlıkocağı, 7 bin 724 köyde sağlık evi, 22 ilde shil ha>a- alanu 1416 küometrelik An- kara-Hakkâri, 1086küomet- relik Ankara-Kars otoyolu. 2 bin 700 Idlometre uzunlu- ğunda 1204 adet yolu olma- yan yerleşim merkezine yol. Bin adetgölet, 172ilçe \v 215 beldeye kanalizasjon, 172 il- çe ve 215 beldeye içme suyn, 22 ile kanalkasyon. 900 Id- knnetreBk \nkara-Diyarba- kır doğalgaz boru hattı. 172 ilçe \e 215 beldeye elektrik şebekesL 172 adet ilçe küçük sanayi sitesL 22 organize sa- nayialtyapısı. 80adet mestek lisesi. 22 adet sokak çocukla- n merkezi, 100adet bölgeya- ölı okulu, 50 adet > ükseko- kul, 172 adet halk kütüpha- nesi, 22 adet 1500 kişilik öğ- renciyurdu, 172adet300ld- şfliköğrenciyurdu,22 adets- por salonu, 10 adet olimpik spor salonu, 100 adet açık sportesisi, 10 adet elektrik flretecek çöp santralı, 800 ki- lometrelik Ankara-Diyarba- kn- v¥ 1086 kilometrelik hız- h demiryolu projcsi."'