Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2NİSAN1999CUMA
14 KULTUR
Ölümünün lO.yılında Robert Mapplethorpe'un hiç görülmemiş fotoğraflan sergileniyor
Duyguyu sanata dönüştürmekKültûr Servisi - Ünlü sanatçı Robert
Mapplethorpe şöhretini açık saçık hatta
pornografık olarak nitelendirilen fotoğ-
raflanyla kazanmıştı. A^cak bugünler-
de sanatçının ölümünün onuncu yıldönü-
mü nedeniyle Londra'daki Hamiltons
Gallery'de açılan bir sergi sanatseverle-
re ve fotoğraf merakhlarrna Mapplethor-
pe'un daha incelikli yanlannı görme ola-
nağını sunuyor. Sergide sanatçının Bro-
oklyn'in Pratt Enstitüsü'ndeki resim ders-
lerini bıraktığı 1970 ile aynı yılın sonun-
da galerilerin sanatçının yapıtlannı ka-
bul etmeye başladığı dönemdeki çalışma-
lan yer ahyor. Izleyiciler sergide Mapp-
lethorpe'un daha önce hiç görülmemiş
ya da sergilenmemiş kolajlannı, düzen-
lemelerini ve fotoğraflannı görebilecek-
ler.
1989 yılında Mapplethorpe'un katalo-
ğunu Amerikan Senatosu'nda pornog-
rafı olarak nitelendirerek parçalayan Se-
natör Jesse Helms fotoğraf sanatçısının
kariyerini daha olumlu bir şekilde etki-
leyemezdi sanınz. Mapplethorpe bu ola-
yın ardından bir anda sanat dünyasımn
sansür konusundaki sembolü haline gel-
mişti. Günümüzde de koleksiyonlan için
Mapplethorpe yapıtlan toplayan ünlüler
arasında Elton John, Tom Cruise, Annie
Lennox ve Yasmin le Bon gibi ısımler
yer ahyor.
Robert Mapplethorpe'un ölümünün
hemen ardından açılan The Perfect Mo-
ment başlıklı sergi Amerika'da büyük
tepki toplamıştı. Ulkenin çeşitli eyalet-
lerinde açılan sergi Cincinnati ve Ohio'da
f>olis tarafından kapatılmış, sergiye ev
sahipliği yapan müzeler müstehcen ve ço-
cuk pornografisi içeren fotoğraflan ser-
gileme suçlanyla itham edilmişti.
Sergide özel şeritlerle ayrılan bölüm-
ler sadece erişkinler tarafından göriile-
biliyordu. Mapplethorpe'un fotoğrafla-
nnm dağıtım işini 1977'den sanatçının
1989'daki ölümüne dek yürüten Hovrard
Read bu dönemde sergilenen fotoğraf-
lan güçlü, grafık ve oldukça açık yapıt-
lar olarak nitelendiriyordu. Sergide baş-
ka fotoğraflann da yer almasına karşın
Robert Mapplethorpe ve
Prenses Margaret L
kamuoyunun aklmda kalan fotoğraflar sa-
domazoşist temalı fotoğraflarla ergen-
lik öncesi çocukJann çıplak fotoğrafla-
nydı,
Kimsenin görmediği parçalar
tki yıl sonra Londra'da açılan bir baş-
ka sergi sanatçının homo erotik konular-
da yakaladığı şaşırtıcı görüntülerden olu-
şuyordu. Bu sergi de sanatçıyla ilgili ön-
yargılann ortadan kalkmasına yardımcı
olmadı elbette. Sanatçının ölümünden
kısa süre önce Londra Ulusal Portre Ga-
lerisi'nde bir sergıyle sanatseverlerin kar-
şısına çıkmış olmasına karşın ölümünün
ardından açılan sergi sonrasında Ingiliz-
lerin Mapplethorpe'la ilgili olarak kullan-
dıklan tek sıfat 'müstehcen' olmuştu.
Hamiltons Gallery, şimdi ev sahipliği
yaptığı sergiyle Ingilizlerin aklındaki bu
önyargılan değiştirmeyi amaçlıyor. Ga-
lerinin 15 yıllık yöneticisi Tim Jefferies
1988'deki sergide Mapplethorpe ile bir-
likte çalışmıştı. Jefferies, Mapplethorpe
tarafından ölümünden kısa süre önce
AIDS araştırmalan ve fotoğraf projele-
rine destek sağlamak amacıyla kurulan
Mapplethorpe Vakfı'nın çok özel parça-
lan sergilemelerine ve sanatçının arşivi-
ni araştırmalanna izin verildiğini belir-
tiyor: "Robert hayattay ken ahcı bulabt-
lecek ya da Robert'm görülmesini istedi-
ği parçalar sergileniyordu yalmzca. An-
cak bu kez hiç kimsenin görmediği par-
çalara açıyoruz kapılannım. Vakıf baş-
langıçta daha önce görülmemiş tablola-
n gosterme konusundatereddüt etti. Tab-
loJan yeterincegüzel bulmadıklanm söy-
lediler. Ancak bir yapıta, içeriğinden do-
lavıyada yeterince güzel bulmadığınEiçin
•ondra'da
Hamiltons
Gallery'deki
sergide
Mapplethorpe' un
daha önce hiç
görülmemiş ya da
sergilenmemiş
kolajlan,
düzenlemeleri ve
fotoğraflan yer
alıyor. Hiçbir şeyi
denemekten
korkmayan
sanatçının 'ilk
yapıtlannda
görûlen özellikler
kariyerinin
tamamında
izlenebiliyor.'
sansür uygulayamazsııuz. Mapplethorpe
hiçbirşeyi denemekten korkmayan bir sa-
natçıydı. İlk yapıtlannda görülen özel-
likler kariyerinin tamamında i/Jenebili-
vor. Sergi izleyicilere bu özeilikleri göre-
bilme olanağım sunuyor."
'Kendisine yepyeni kapılar açti'
Mapplethorpe'a ilk Hasselblad kame-
rası 1976 yılında Catherine Tennant ta-
rafından Prenses Margaret'ın tatilini ge-
cırdıği ICarayib adalanna davet edildiği
sırada verilmişti. Çektiği ilk fotoğraflar-
dan biri de prensesin mayosuyla güneş-
lenirken elinde sigarası ve önünde cin şi-
şesiyle verdiğı pozdu. Mapplethorpe sa-
nat yaşamına resim yaparak başlamışrı
ve yıllarca sadece polaroid fotoğraflar
çekti. ilk başlarda yapıtlannda tıpkı Andy
Warholgibi kullanılmışmalzemelerden
yararlandı. Bu malzemeler arasında altı
dolarlık banknotlar, eritilerek kahba dö-
külen kanvaslar, renklendirilen siyah be-
yaz gazete fotoğraflan yer alıyordu.
Read, sanatçının bu dönemdeki çalış-
malannı değerlendirirken şunlan söylü-
yor. "Bütün dünyanm kendisini birsanat-
çı olarak görmesi, yeteneğini kabul erme-
si için büyük çaba harcrvordu. Fotoğraf
o günlerde tam olarak bir sanat olarak
kabul görmüyordu. Sanat dünyasındald
VVarhol gibi kişilerie \ akın bağlanbsı ona
bunu öğretmişti. Fotoğraf çekmenin öte-
sinde bir şeyler yapmak, sanatçı olmak
gereldyordu. Ve daha sonra çoğunlukla
Robert'ın kendi çabalanyla ve fotograf-
lannın gûcüyle fotoğrafçıhk kendisine
yepyeni kapılar açü."
Sanata dönüştürebilmek...
Mapplethorpe'un fotoğraflannda en
önemli unsur kompozisyondu. Durumu
göstermekti onun için önemli olan. Bu
da fotoğrafi resimle aynı konuma taşıma-
sına yardımcı oldu.
Bu kompozisyonlarda en önemli öğe
de asimetriklikti. Peugot Bisikleri Teker-
leği adlı fotoğrafında, başka bir adamla
konuşan adam görüntüsünü kesen teker
fotoğrafi bütün Mapplethorpe fotoğraf-
lannda olduğu gibi durumun öncesıni
ve sonrasını merak ettiren bir nitelik. Bu,
daha sonraki sadomazoşist fotoğrafia-
nndan çok daha röntgenci bir özellik ka-
tıyor sanatçının fotoğraflanna. Sadoma-
zoşist fotoğraflannda bile sanatçının tek
amacı pomo dergilerinde basılabilecek
gibi görünen fotoğraflan sanat galerile-
rine taşımaktı.
Sanatçı New York'ta cinsellik teması-
na yöneldiği dönemdeki deneyimlerini
şöyle anlatıyordu: "Bu fotograflara ba-
kar ve midemde bir ağn hissederdim. Sa-
nat eğitimi aldığım bir dönemdi. Tannın
bunlan sanata dönüştürebilmenin biryo-
lu olsun di>e dua ederdim. Bu duyguyu
yakalamak,insanlaria pa> laşnıak isriyor-
dııın." Mapplethorpe'u bugüne taşıyan.
onu sanatçı kılan en büyük başansı bu fo-
toğraflan galerilere taşıması oldu.
Cenç kujak teknlsyeniere yatırım yapılacak
Hollyvvood, İngiltere'de film
çekmek için para ödeyecek
Kültür Servisi-tngi ltere'de
film çekmek isteyen büyük
Hollyvvood şirketleri artık
genç kuşak lngiliz tasanmcı,
makyaj uzmanı, kamereman
ve kayıt uzmanı gibi teknik
elemanlarm yetişmesi için
özel bir vergi ödeyecek. ln-
giliz hükümeti bugünlerde
büyük bir bütçe oluşturmak
ve tngiliz film endüstrisinin
geleceğini teminat altına al-
mak için bir vergi taslağı ha-
zırhyor. Taslak hazırlanırken
özellikle 20th Century Fox
gibi büyük Amerikan şirket-
lerinin görüşleri ve talepleri
de dikkate alınıyor.
Oscar ödüllerine on bir dalda aday gös-
terilerek beş Oscar heykeli kazanan Er
Ryan'ı Kurtarmak filminin büyük bölü-
münü Ingiltere topraklanndan çeken Steven
Spielberg. Sleepy Hollovv, filminin tamamı-
nı İngiltere'de tamamlayan Tnn Burton gi-
bi yönetmenler artık yapım masraflannın ya-
nsını lngiltere'ye ödeyecekler.
lngiliz Film Komisyonu temsilcilerinden
SteveNorris konuyu değer-
lendirirken Ingilizlerin bu
yıl toplam 30 dalda Oscar'a
aday gösterilmiş olmasına
dikkat çekiyor. 'Bu İngiliz
film endüstrisinin gücünü
kanrtlamak için yeteıü kanıt
Ancak genç kuşak teknis-
yenler yetistirmek istryorsak
bunun için yannm vapma-
nıız gerek. Amerikan stüd-
yolan bugün için tngiliz tek-
nikuzmanlann nitetiğmden
enıin oldukian için geliyor-
lar tngUtere'ye."
Uzun yıllardır Oscar tö-
renlerinde teknik ödüllerin __^_^^^
çoğu tngiliz kökenli teknik
uzmanlara gidıyor. lngiliz hükümetini şu
anda kaygılandıran durum ise bu uzmanla-
nn çoğunun emeklilik yaşını geçmiş olma-
sı ve 1970'lerden sonra bu alanda usta-çı-
rak ilişkisi türünde bir eğitim kurumunun
kalmaması. Son kuşak teknik uzmanlann da
piyasadan çekilmesiyle Ingiltere'nin artık
büyük stüdyolar tarafından yeğlenen bir yer
olmayacağından endişe duyuluyor. Öte yan-
dan İngiltere'de Kanncalar ve Bir Böceğin
Vaşamı gibi Amerikan sinemasının yeni
Xngiliz hükümeti
genç kuşak teknik
elemanlann
yetişmesi, film
endüstrisinin
geleceğini
güvence altına
alabilmek için
vergi taslağı
hazırlıyor.
gözdesi animasyon filmler için gerekli tek-
nik donanımın dünya standartlanna taşuı-
ması doğrultusunda da çalışmalar yapılı-
yor.
Sayılannın azalması Ingiltere'deki tek-
nik elemanlan sıkı bir dayanışmaya yönelt-
miş durumda. Teknisyenler bu dayanışma
sonucunda uzun çekim sürelerinde kahve-
nin bitmesi durumunda günlük 20 sterün taz-
minat alma gibi garip haklar bile elde etmiş
_ _ _ ^ _ ^ durumdalar.
Düzenlenen vergi tasan-
sı lngiliz film şirketlerini
de kapsayacak ve İngilte-
re'de film çekmek isteyen
bütün şirketler özel bir ver-
gi ödeyecek. Sadece 600
bin sterlinin altında bütçe-
ye sahip olan fdmler bu ver-
giden muaf tutulacak.
Amerikan şirketleri pek
çok lngiliz ve Avrupa filmi-
nin bu bütçenin üzerine çık-
mayacağını belirterek fatu-
ranın büyük bir kısmının
kendilerine ödetileceğine
ve lngiliz film endüstrisinin
Amerikan şirketlerinin öde-
dikleri paralarla yeniden güçleneceğine dik-
kat çekıyorlar.
Amerikalılar bu nedenle film başına 50
bın sterlinden daha fazla para ödemeyecek-
leri konusunda garanti istiyor. Hollywood
şirketleri bu nedenle vergi tasansuun görüş-
meleri sürerken verginin ceza niteliğine ka-
vuşması halinde filmlerini Yeni Zelanda,
Kanada ve lrlanda gibi ülkelerde çekmeye
başlayacaklannı açıkladılar.
tngiüz uzmanlar da Kültür Bakanı Chris
Snüth'in lngiliz sinemasını
yeniden canlandırma projesi
çerçevesinde düzenlenen ta-
sanrun Amerikalılan mağdur
etmemesi için ellerinden ge-
leni yapacaklannı açıkladı-
lar. Uzmanlar gelen eleştiri-
lere gerekli önlemler ahn-
mazsa yakm bir tarihte Ingil-
tere'de film çekebilecek tek-
nik elemanın kalmayacağı sa-
vıyla yanıt veriyor. lngiliz
yetkililer şimdi Amerikalı
film şirketlerini kaçırmayacak
ama kendi teknisyenlerini ye-
tiştinnek için yeterli olacak
ücreti belirlemeye çalışıyor.
11. ULUSLARARASI tZMİR FİLM FESTtVALİ 8 INİSAN'DA BAŞLIYOR
Açılışı
6
Kayıkçı' yapacak
tZMİR (Cumburiyet Ege Bürosu)
- Uluslararası lzmir Film Festivalı bu
yıl 8-11 Nısantarihleriarasındall.kez
Egeli izleyicilerle buluşuyor. Festival
bu yıl Güzel Sanatlar Kültür ve Eği-
tim Vakfi ile Dokuz Eylül Üniversi-
tesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi
(GSF) tarafından düzenleniyor. Kül-
tür Bakanhğı da organızasyona katkı-
da bulunuyor. Festivalde her yıl gele-
neksel olarak verilen Altın Artemis
Onur Ödülü, bu y111zmirlı sinema sa-
natçısı Hüsevin Baradan'a verilecek.
"Dünya ve Türk Sinemasının En
Seçkin Filmkri tzmir'de" sloganıyla
düzenlenen sinema günlerinde bu yıl
da pek çok başyapıt ve uluslararası
yanşmalarda ödül alan fılmler yer ah-
yor.
Uluslararası lzmir Film Festivali, 7
Ntsan akşamı Türk- Amerikan Kültür
Demeği'nde Biketllhaıı'ın '•Kayıkçı''
adlı filminin gösterimiyle başlayacak.
llhan'ın, Çeşme ve Sakız Adası'nda
çektiği film Türkiye'de ilk kez göste-
rilecek. Açılış töreninde aynca Altın
Artemis Onur Ödülü Hüseyin Bara-
dan'a verilecek.
Festival kapsamında ikiyıldan bu ya-
na sürdürülen "Akdeniz Ulkeleri FBm
Yanşması''nabuyılaraverildi. Alman
şair Goethe'nin doğumunun 250. yıh
kutlamalan nedeniyle festivalde bir
etkinlik düzenlenecek. Bu kapsamda
Murnau'nun klasiği "Faust" film mü-
ziği piyanist Aljosha ve ZJmmer-
mann'ın seslendirmesiyle gösterile-
cek.
Festival etkinlikleri çerçevesinde
eski lzmir'in yaşamından kesitlerin
kent sinemalanyla aktanldığı "Tarih
tçinde tzmir Sinemalan" adlı belge-
sel ilkkez sunulacak. Aynca "Ameri-
kan FUm Setlerinden Gorünrüler" ad-
lı fotoğraf sergisi de Güzel Sanatlar Fa-
kültesi'nin Narlıdere'deki kampusun-
da açılacak.
Festivalin bu yılki "Düm-a Sinema-
sından ve Uluslararası Festivallerden
Seçmeler
T
' bölümünde ödüllü fılmler
Tatiı Hay at' - Anha Ekberg
gösterilecek. Bu bölümde. Ziad Doue-
iri'nin "\VestBevruh", Vıncent Aran-
da'nın "Çıplak Bakış". Kjell Sund-
vall'ın "Son Sözleşme", MikeVan Di-
em'in "Karakter", Manuel 'in "01-
gun Kadına Övgü". Claude Chab-
rol'un "Hırsız « Çırağı"'. Atom Ego-
jan'ın "Başka Bir Dünya" ve Dosto-
yevskiuyarlaması olan Karoh Makk' ın
"Kumarbaz" filmı yer alıyor. Bu bö-
lümde aynca, Fellini'nin "Taüı Ha-
yat" ve "Sekfe Buçuk" filmleri ile Je-
an Vlgo'nun
u
L'Atalante", Jean Luc
Godard'ın "Çügm Pierrot", Roger
Vadim' in "\t İann KadmıYaratü" ve
Alain Robbenin "Ölümsüz" fılmle-
n yer alıyor.
"Türk Sinemasından \eni Örnek-
ler" bölümünde, oyuncu ve yazarla-
nn da katılımıyla özel gösteriler dü-
zenlenecek. Bu fılmler arasında Tür-
kiye'de ilk kez gösterilecek olan Ye-
şimUstaoğlu'nun "Güneşe Yokuhık"
filmi başta olmak üzere. lurgut Ya-
salar'ın "Leopann KujTuğu". Kud-
retSabana'nın "Laleli'deBirAzize'',
Serdar,\kar'ın "Gemide", Erden Kı-
ral'ın "Ava". Tünç Başaran'ın •'Ka-
çıklıkDiploması'" ve NecefUğurtu'nun
"Eski Fotoğraflar" adlı filmleri sine-
maseverlerin beğenisine sunulacak.
Belgesel bölümde. ünlü Sovyet yö-
nermen Eisentein'in "AyzenştajTi Us-
ta'nın Evi" filmi gösterilecek.
Festivalin gösterimleri, Dokuz Ey-
lül Üniversitesi Sürekli Eğitim Mer-
kezi Salonu (ÜEÜ Rektörlüğu), Fran-
sız Kültür Merkezi ve Türk- Ameri-
kan Deraeği'nde gerçekleştirilecek.
Ahşapla ilgiligelişmelerİnternet'te
Kühür Servisi-Yapı malzemesi olarak Anadolu'da bm-
lerce yıllık geçmişe sahip olan ahşaba ilişkin bütün bilgi-
lere Internetten ulaşabihrsiniz. Ahşabın çağdaş bir yapı mal-
zemesi olarak günlük yaşamdaki önemini tanıtmayı amaç-
layan www. ahsap.com sitesı lnternet kullanıcılannın hiz-
metine sunuldu.
Senkron AŞ tarafindan ha-
zırlanan site. ahşabın seçimin-
den ön korumaya, eski ahşa-
bın korunmasından Batı'da ah-
şabın kullanımıyla ilgili yeni
eğilimlere dek zengin bir içe-
rik sunuyor.
Arnavutköy-Kandilli ara-
sında yapılması planlanan ve
200'den fazla ahşap sivil mi-
marlık örneği binayı tehdit
eden 3. Köprü Projesi "nin de
gündeme getirildiği sitede zi-
yaretçiler. 3. köprüye ilişkin ABD'dekiTacomeDomcentyi ahşaptasanmlardan.
düşüncelerini kulrur @ kultur. gov. tr adresine iletebüe-
cek ya da Kültür bakanı İstemihan Talay'ın dikkatine ka-
leme almmış metni Bakanlığa gönderebilecek.
Ahşap dünyasmdaki teknolojik gelişmeler ve uygula-
malann birbinnden ilginç öraeklerle yer aldığı Site Time
dergisinin '1998'in En lyi Ta-
sanmlan' listesinde yer alan
Renzo Piano'nun ımzasını ta-
şıyan Jean Marie Tjibaou Kül-
tür Merkezi'ne de yer verili-
yor. Ahşap ile Türkıye ve yurt-
dışı kaynaklı dığeT web sitele-
rine de ulaşmayı mümkün kı-
lan sitede aynca Istanbul'da ilk
kez bir spor salonunun çatısı-
nın lamine ahşapla örtülmesı
projesıne imza atan mımar Nev-
zat Sayın ve mimar Vedat Tok-
yay ile yapılan bir söyleşi de
yer ahyor.
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Uzakta, Yabancı
Yahya Kemal'in "Süleymaniye'de Bayram
Sabahı"r\a bir ömür adadığını pek çok kez din-
lemiştim. Yahya Kemal hayranlan bu şiiri birol-
gunluk başyapıtı sayarlardı.
"Ziyaret"\ ve "Atik-Valde'den Inen Sokak-
ra"yı ne zaman, nasıl yazdığına ilişkin bilgilerim
yok denecek kadar az. Bu iki şiir, Yahya Ke-
mal'den ezbere şiirier okuyan geçmiş zaman
adamlannın 'repertuvar'lannda galiba pek yer
almazdı.
Oysa duyarlı şiirler. •
"Süleymaniye'de Bayram Sabahrntn şatafa-
tı onlarda yok.
"Ziyaret", şadırvandaki su ve duvardaki çini-
den, dine bağlı Istanbul'u örüyor. Dine bağlı Is-
tanbul'u, o semti, mevsimden mevsime, ama
belki de yıldan yıla ziyaret eden şairi sezinliyo-
ruz.
Şairburada, Kandilli'de, Kanlıca'da olduğu gi-
bi bir yaşama sevincine dalmamış. "Eskimimar'm
eserine şaşakalıyor ve şadırvanda su, çınıltılar-
la, handiyse bütün Atik-Valde'nin simgesi olu-
yor. Sonra, çınariar ve siyah serviler...
Erenköyü'nde bahar, Moda'da mayıs, Ada-
lar'da günler ve yöreler öyle mi? Hele Adalar,
Yahya Kemal'de, Nedim'iandınrbirşuhlukor-
tasında gezinip durur.
Şimdi Atik-Valde'deyiz. "Bu mevsimde", ora-
da, gelip geçici ziyaretçiyse, "Başka bir âlemi
görmekle, geçer kendinden." Hep suyun çınıl-
tılı sesi, çinide solmaz çiçeklerie açılıveren bah-
çeler...
Günü biriik gezintiler çabuk geçer:
"Bu ziyarette vakit geçti, güneş battı, yazık!
"Haz ve duyguyla Atik-Valde'de bir gün ya-
şadık."
Ziyaretçisine hazlı, duygulu bir mevsim günü
yaşatan Atik-Valde, ikinci şiirde, "Atik-Valde'den
Inen Sokakta"6a kendi gerçekliğini birdenbire
dile getirir:
Ramazan, iftar öncesi. "Semtin onjçlu halkı,
süzülmüş benizliler, /Sessizce çarşıdan dönü-
yoıiar birer birer; I Bakkalda bekleşen fıkara
kızcağızlan I Az çok yakmdan sezdihyor top ve
iftan."
Oruçsuz olduğunu söyleyen şair, Atik-Val-
de'nin defalarca geçtiği sokaklannda, o akşam
vakti, tatlı bir bekleyişin iç huzurunu, dinginliği-
ni hissetmiştir. Hemen ardından "fıkara kızca-
ğızlan"n\r\ anılması, irkiltici bir karşıtlığa işaret
ediyorsa da, şair bunun üzerinde durmaz.
Top gürültüsüyle sahilde gün biter. O evler-
den uzaktayken, şair, her nasılsa, evlerin ferdiy-
mişçesine konuşur:
"Bir nuıiu neşe kapladı kerpiçten evleri."
Yetinmez, ekler:
"Yârab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!"
Istihza gibi geliyor insana bugün.
Bununla birlikte, 'içten' duyulmuş bir uzak-
talık, yabancıtık var ki, pişmanlığa dönüşür gi-
bi oluyor ve şiire, bugün için de çok 'düşündü-
rücü' anlam katıyor
Şair "onlardan" biri olmadığını sezinlemiştir,
"birgurbet akşamı"ndad\r. "Yurdun bu iftann-
dan uzakkalmanm gamı"nı yaşamaktadır. Avun-
tuyu, böylesi duygularia büsbütün uzak yaşa-
madığında bulacak, ferahlayacaktır...
Ama öyle mi?
Atik-Valde'deki hayata duyulan özleyiş, ifta-
ra katılmakla sona erebilir mi?
"Tenha sokakta kaldım oruçsuz ve neş 'esiz",
diyen şair, kerpiçten evlerde oturmaya katlana-
bilecek midir?
Yahya Kemal -herhalde- sessizce aynlırAtik-
Valde'den.
Endülüs'te "Zil, şal ve gül",..
Madrid'deki kahvehane...
Hatırlanan Viranbağ!..
Yahya Kemal'in şiirini, öyle sanıyorum ki, şu
'ikici'... ikili değil, 'ikici' aıh durumu bugün de
gizemli kılıyor.
Ruhun karmaşasından duyulmuş azap, "Ko-
ca Mustâpaşa"da, Türk şiiirin en içli dizelerin-
den birine ulaşır:
"Örtüyor fakn asaletle çekilmiş perde."
Takvimde lz Bırakan:
"Bir ses işitip çeviriyorum başımı. Bir bebek
ağlıydr. Ses suya düşen bir taş parçası gibi dal-
ga dalga yayılıyor içimde. Sanki bebek benmi-
şim gibi bir duyguya kapılıyorum." Kâmuran
Şipal, Demir Köprü, Afa Yayınlan, 1998.
Çin'de para müzayedesî
• KfiJtûr Senisi - Çin hükümeti MÖ 770 yıllanna
kadar uzanan bir dizi parayı açık arttırmaya
çıkarmaya hazırlamyor. Yann
gerçekleşecek olan müzayedede 400 kadar altın,
gümüş ve bronz para satışa sunulacak. Müzayedede
MÖ 770 ve 221 yıllan arasında kumaştan yapılan
paralann yanı sıra bıçak şeklindeki altın paralar da
yer alacak.
K Ü L T Ü R » Ç İ Z Î K
K Â M İ L M A S A R A C I