25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5ARALIK1999PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN Kadınlarımız 1924-1999 Sevgili, Bugün, tarihimizin kadınlar için en önemli günlerinden biri. Tam 65 yıl önce bugün, 5 Ara- lık 1934'te kadınlara da erkekler gibi seçme hakkı tanındı. iki ay sonra, 8 Şubat 1935 te yapdan genei se- çimlerde, o zamanki tek parti olan CHP liste- sinden, 18 kadın Mectis'e girdi. Aslında, kadınlara seçme hakkı çok daha ön- ce, 3 Nisan 1930'da kabul edilen Belediyeler Yasası ile seçme-seçilme konusunda kadın-er- kek arasındaki eşitsizlik kaldırılmıştı. Ama kadınlara TBMM yolu, 65 yıl önce bu- gün açıldı. Tabii, kadın haklannın yasal kılıflanndan söz ederken 17 Şubat 1926 tarihli Medeni Kanun'a kadar gitmek gerekir. Gerçekten de MK her ne kadar "Erkek aile- nin reisidir" dese ve müşterek ikametgâh ile kadının çalışması konusunda kimi kısıtlamalar getirse de önceki mevzuata kıyasla büyük bir ilerleme değil, düpedüz bir devrimdir. Tabii kimsenin nakkını yemeyelim; daha taa Ittihat Terakki dönemine, bundan seksen yılın da ötesine uzanmak gerekiyor. Evet daha Osmanlı'nın son yıllannda kadın- lara tek taraflı olarak boşanmayı talep etme hakkı, çalışma ve başı açık sokağa çıkma hak- lan tanınmıştı. • • • Türkiye'nin Cumhuriyet Devrimi ile doruk noktasına varan çağdaşlaşma sürecinde kadın haklannın çok büyük bir yeri var. Bizde kadınlara ilk belediye seçimlerine ka- tılma hakkı tanındığında, Avrupa'nın birçok ül- kesinde, bu arada Medeni Kanunumuza kay- naklık eden Isviçre'de bu olanak yoktu. Türk kadınına hakkın tepeden verildiği yolun- daki savlar, Kurtuluş Savaşımızın salt tepeden inmeci olduğu görüşü kadar dayanaktan yok- sundur. Artık Cumhuriyet Devrimi ile eşanlamlı olan Türk rönesansı ve aydınlanması, bu alanda so- nuçlannı vermiştir. Geçenlerde bir TV programına çıkan gazete- ci hanımlann, basında görülen seksit eğilimle- ri ve uygulamalarına yönelttikleri eleştiriler ne denli haklı olursa olsun, yine de kadınlanmızın yazılı ve görsel basınımızda, radyolanmızda al- dıkları seçkin yerier, ortaya koyduklan eserter, sanatta, bilimde ve de iş yaşamında gösterdik- leri başarılar, o hakların lütuf değil hakkedilerek elde edilmiş kazanımlar olduğunu göreceksin Sevgili. ; • • • Ama bütünbu güzel örnekleri karartan birçok olay oluyor. Kimi yörelerde, yeri hâlâ öküzü- müzden sonra geliyor kadınlanmızın; kimileri onu tutsaklıklann simgesi haline sokmaya ça- lışıyorlar, töre cinayetlerine kurban ediyorlar. Hele hele, MK'nin degişikliği sırasında, kadın özgürlüğünün yaşama geçmesi için şart olan, eşlerin mal ortaklığı kurumuna MHP'nin karşı çı- kış gerekçesi, yüz kızartıcı. Mal ortaklığı, eko- nomik olarak güçsüz durumda olan kadını, bu alanda tutsaklıktan kurtaracak bir umar. Ne yazık ki ona karşı çıktılar. Gerekçe ne, bi- liyor musun? Eğer böyle bir çözüm kabul edilirse, birçok genç ve güzel kadın, erkeklerin zihnini çalıp on- larla evlenir, servetine ortak olduktan sonra da aynlırmış, bu da ahlaki bakımdan doğru değil- miş ve evlilik kurumunu zedelermiş. Bu öneri kabul edildi ve kanun taslağı bu şe- kilde gönderildi. Türkiye'de Cumhuriyet'in ilk yıllannda o dev- rim, kadının özgürlüğünün ve gelişmesinin, yü- celmesinin toplumun kurtuluşunun önkoşulu olduğunu görmüştü. Aradan geçen bunca zamandan sonra yöne- ticilerimiz kadını hâlâ baştan çıkaran bir günah aracı olarak görüyorlarsa, acaba bunun sorum- lusu da Jakoben cumhuriyetçiler mi? Pes vallahi! Avukatlar dosya gönderiyor 'Fehriye Erdal iade edilmemeli' KEREMILGAZ Sabancı suikastıyla ilgi- li soruştunna çerçevesin- de aranan ve halen Belçi- ka'da tutuklu bulunan Feh- riye Erdal'ın Tûrkiye'ye iade talebine karşıhk Er- dal'ın avukatlan Tûrki- ye'ye iade edilmemesi is- temini içeren dosyayı Bel- çika'ya gönderiyor. tstanbul'da bulunan Belçika Konsolosluğu'na yann 7 klasörle başvura- cak olan avukat Metin Na- rin, Fehriye Erdal'ın Tür- kiye'ye iade edilmemesi- ni içeren isteklerini suna- cak. Duruşmalarda adıl yargılama yapılmadığını öne süren Narin, bunun kanıtının davanın AÎHM'de görülmesi ola- rak gösterdi. Sabancı su- ikastı davasının diğer sa- nıklanndan Mustafa Du- yar'ın cezaevınde öldürül- mesinin de Fehnye Er- dal'ın Türkiye'ye gelmesi durumunda can güvenli- ğinin olmadığını gösterdi- ğinı öne süren Narin, "Fehriye Erdal Belçika'da yakalandığı zaman basın- da 'Sabancı'nrn katılı ya- kalandı' şeklinde verfldi. Daha Tfirkiye'ye geüne- den ve yargrianmadan he- defgösterildr diye konuş- tu. Bunlann yanı sıra Tür- kiye'de genel bir insan haklan ve adil yargılama ihlalleri olduğunu beliıten avukat Metin Narin, Yar- gıtay Cumhuriyet Başsav- cısı Vural Savaş'ın bir ko- nuşmasında cezaevlerinde kalanlann askeri cezaev- lerine konulması önerisini de antidemokratık bul- duklannı, bu konuyla ilgi- li dokümanlan da dosyaya koyduğunu açıkladı. Adli Tıp Kurumu dok- torlanndan Nur Birgen'in işkence ile ilgili raporla- nnda polisleri kolladıgmı ifade eden Narin, 7 klasör- den oluşan dosyadaki di- ğer konulan şöyle anlattı: "Orgüt davalannda daha önce alınmış karar örnek- leri, Ümraniye ve Ulucan- lar cezaevlerindeld emni- yet güçlerinİD saJdtnlany- U ötümlesoouçlanan olay- lann fotograflan ve 'Cu- martesi Annelerı'nin de gündeme getirdiği kayıp- lar". Başbakan Ecevit, AB'ye üyelikle ölüm cezasının bağdaşamayacağını söyledi OKim cezası hikıııtısıANKARA (CumhuriyetBürosu)- Avru- pa însan Haklan Mahkemesı'nın (AlHM) AbduttahÖcalan'la ilgili karannı bekleme- yı benımseyen hükümetin MHP ve ANAP kanadı "tabana mesaj" verme girişimleri- ni yoğunlaştırdılar. MHP'de genel merkez yöneticılen, Öcalan hakkındaki ölüm ce- zasının uygulanması gerektiğıni savunur- ken, ANAP'ın bu konuda net tutum belir- lemekten kaçındığı gözleniyor. ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz, partisinın Mer- kez Karar Yönetım Kurulu toplannsında, Ocalan karan TBMM'ye geurse^jyunun, cezanın infaz edılmesı yönünde olacağını açıkladı. ANAP'ta ağırîıkh olarak AlHM karannın beklenmesi ve bu karara uyulma- sı yönünde irade oluşmasına karşın partıde baa isimlenn problem çıkarabıleceğı, bu konuda "MHP'den daha rahat, DSP'den daha rahatsız konumdaohınduğu" yorum- lan yapılıyor. Başbakan Bûlent Ecevit, AB'ye üyelik ile ölüm cezasının bağdaş- mayacağını söyledi. Ecevit, "Ben görüşlerimi kendim açıkta- • MHP'de, teşkilattan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çetin, "Öcalan hakkındaki karann uygulanmasının Türk milletinin menfaatına olduğunu" savundu. MHP'nin "olmazsa olmazlan" arasında Öcalan hakkındaki karann uygulanmasına açıkça yer vermeyen Çetin, basına da sert tepki gösterdi. mayı terdh ederim" diyerek ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın kendisine atfen söyledigı "DSP olarak tek basımıza iktidar obaydık klam etmezdlk" sözlennin kamu- oyuna duyurulmasından duyduğu rahatsız- lığı dile getirdi. Ecevit, akşam saatlennde Başbakan- ük'tan çıkarken gazetecilere yapüğı açık- lamada ıse liderler ziryesinde "Tek başt- mizaiktidar ob&ydık Ocalan'ı asmazdık" şeklinde bir söz söylemediğıni savundu. Ecevit, bazı ağır suçlann faıllennm, ya- kalandığı ülkeler tarafindan Türkiye'de ölüm cezası ohnası nedeniyle iade edil- medıklerini anımsatırken "Bu Idmseler getirilebüsekr, yapacaklan açtklamalarla birçok karanhktakahnışsuçun ortaya çık- masuu sağlay^bflirler. Tfirkiye bu oianak- tan yoksun kahyor" dedi. Ecevit, bu çe- lişkuun giderilmesi için hükümetin önü- müzdekı dönemde bir girişimde bulunup bulunmayacağının sorulması üzerine, "Öj1e zannediyorum ki bn sorun, zaman içinde kendiliğinden çözülebüir" dedı. Ecevit, MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin'in "Apo asümahdır" açıkla- ması aıurnsatılarak bu konuda hükümet ortaklan arasında bir sorun olup olmadı- ğının sorulması üzenne şöyle konuştu: "Hükümettc Ocalan ve\-a başka bir i- dam mahkûmu asüsın >e>a asümasu di- ye tek bir görüşme olmuş değildir. Ocalan konusu da görüşülmemiştir." Ecevit, bu konuda ıç hukuk yollannın tam olarak tü- kenmesini beklediklerim yineledi. Hükümet, en az l ay zaman kazandıra- cak karar düzeltme ıstemiyle Helsinki zir- vesini Öcalan tartışmasının gölgesinden kurtanrken, kamuoyunu yumuşatma çaüş- malanna sağ partilerden sert tepkiler geli- yor. Basında yeralan "MHP idam konusun- da yumusadı, ülke çıkartannı dûşünmeye başiadı" yonımlanna bupartimn genelmer- kez yöneticilennden sert tepki geldi. MHP 'nın teşkılatta^ sorumlu Genel Baş- kan Yardımcısı Şefkat Çetin, Öcalan hakkın- dakı karann uygulanmasının "ülke çıkarla- nna ne gibi bir zarar vereceğinin Türk mil- Byetçüerince anlaşüamadığım" dile getırdı. Çetin, "Basmına mevzüenmiş birtaknniha- net çeteterince" yapddığını iddıa ettiği yo- rumlan yaJondan ızlediklennı bildırdı. Çetin, MHP'nin "ohnazsa ohnaziannı'' hükümeti kurma görüşmeleri sırasında da dile getirdiklerini behıterek, bunlann ül- kenin bölünmez bütünlüğü, devletin ünıter yapısı ve cumhunyetin temel ılkeleri ol- duğunu kaydetti. Senal Sarıhan 'Kadınlar siyasi mücadele içindeobnah' Haber Merkezi - Türk ka- dınma sectne ve seçilme hak- kının venhşinin 65. yth, yurt- ta düzenlenen çeşitli etkin- liklerle kutlanıyor. Cumhuri- yet Kadınlan Deraeğı Genel Başkanı Şenal Sanhan, ka- dınlan siyasal yaşamda aktif mücadele venneye çağırdı. Adana'da Çukurova Gaze- teciler Cemiyeti'nde düzen- lenen toplandda konuşan Ka- dın Adaylan Destekleme ve Eğitme Dernegi (KA-DER) Başkanı Nursei TaşheL Tür- kiye'de 1935 yıluıda parla- mentoya 38 milletvekilı gır- diğinı anımsatarak kadın er- kek eşıtlığme firsat tanınma- sım ıstedi. Eskışehu""dekı KA-DER tarafindan düzen- lenen panelde konuşan CHP PM üyesı Nazmive Halve^ de "5 Arahk, başanlı kadını kul olmaktan bire> olmaya getiren sürecin başidu*" diye konuştu. Zonguldak Baro Başkanı Yaman Ayözger de yaptığı yazılı açıklamada "SiyasaL sosyal ve ekonomik geüşmeier mutiaka kadmla- runmn katküan>ia olacak- ür"dedi. Cumhuriyet Kadınlan Derneği Genel Başkanı San- han dün Tütk kadmının seç- me ve seçihne hakkmı ka- zanması ve demeğin kurulu- şunun 3. yıldönümü nedeniy- le Adapazan Emirdağı Ça- dırkenti'nden gelen 17 ka- dınla birUkte basın toplantısı düzenledi Medeni yasatasa- nsmın TBMM'den bekletil- meden çıkanlmasım ısteyen Sanhan, kadınlann şu istem- lerini dile getirdı: "Siyasi partiler, kadınlar lehinepoMtikalararetmetidir. Farbmetoya bağnnsıdık, de- mokrasu laikük biHnci ve ka- dın duyarhhğı taşı\-an kadm adaybum taşmabilmesinin obnakbnni yaratmabdn-.Ai- le içi şiddet engeknmefi, Ai- leyi Konuna Yasası'nm uy- gnbmnası için çaba gösterfl- mefidir. 8yıDıkeğitinı,kızço- culdarnnızınaydDilanınasın- da öoemü bir araçür. Kadın- lar, iş vaşamında kamusal ve shil alanlarda yönetime tahp otanab ve onlara oluınhı ayn- cakk uygulanmahdır." IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN PUUB PKK'li olduğu gerekçesiyle öldürülen Süleyman Ekrem'in ailesi dava açıyor 'OğUımıız terörist değfldT MEHMETFARAÇ Tunceh'nin Pertek ılçesi Pirin- ci köyü yakınJamıda güvenlik güçlerince PKK'li olduğu gerek- çesiyle öldürülen mınibüs şoförü Süieynıan Ekrem'in annesı Göli- zar Ekrem üzüntüden intihar etti. Ekrem'in terörist olmadığını ve sık sık PKK'lilerce dövüldüğünü iddia eden ailesi dava açmaya ha- zırlanıyor. Tunceli'de 20 bin askerin katı- lunıyla düzenlenen operasyonlar sırasında, 30 Kasım günü Pinnci köyü yakınlannda dur ihtanna uy- madığı gerekçesiyle taranan bir minibüste öldürülen 4 kişi ile ilgi- li tarüşma büyüyor. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği, öldürülen dört kişinin de PKK'ü olduğunu açıkladı. Ancak bu açık- iamaya karşm Pertek'e bağh Ka- çarlar köylülen, öldürülenlerden bınnin sıradan bir yurttaş olan ve Pertek'e mınıbüsle yolcu taşıyan • 30 Kasım günü Pirinci köyü yakınlannda dur ihtanna uymadığı gerekçesiyle taranan bir minibüste öldürülen 4 kişi ile ilgili tartışma büyüyor. Süleyman Ekrem'in annesi Gülizar Ekrem üzüntüden intihar etti. Süleyman Ekrem olduğunu bıldir- diler. Süleyman Ekrem'in yakın- lan ile köylülerin anlatınuna göre 30 Kasım günü Kaçarlar'a gelen bir grup PKK'li, Süleyman Ek- rem'den kendilerini Pirinci köyü- ne götürmesini istediler. Iddiaya göre PKK'lüere karşı çıkan Ek- rem, sılah zoruyla minibüse bin- dirilerek Pirinci köyüne hareket etti. Kaçarlarköyüne dönüşteböl- gede pusu kuran askerler tarafin- dan dur ihtanna uymadıklan ge- rekçesiyle otomatüc silahlarla ta- ranan mimbüste üç teröristle Ek- rem olay yerinde ölürken PKK'li- lerden biri de kaçtı. Kaçan terörist bir gün sonra güvenhk güçleriyle gırdıği çatışmada öldürüldü. Ekrem'in yakınlan, çocuklan- mn kesinlikle PKK'li ohnadığını belirterek şunlan söylediler: "PKK'merSûleynuuı Ekrem'in arabasını daha önce de birkaç kez ahnak istediler. Süleyman karşı ÇJ- kmca da dövdüler. Deviet btınu bfl- d@ halde(ocuğıımıızn PKKüler- lebhükteöldürdü. Bununladakal- majarak oğlumuz terörist damga- sı yedL Oğhımuzun PKKfleuzak- tan yakından bir ilgisi yoktnr." Yakınlan, Süleyman Ekrem'in sonyıllarda Emeğin Partisi'nin il- çe yönetiminde görev aJdığını söylediler. Ailesi ve bölgedeki E- MEP yetkiüleri, olayla ilgili suç duyurusunda bulunacaklannı bil- dırdıler. Olağanüstü Hal Bölge Valisi Gökhan Aydıner ,yapüğı açıkla- mada, "Süleyman Ekrem'in 1991 yıhndaTDKP/HK örgütüne yar- dun ve yataklık yapmak suçundan tutukJandığı, 1997 yıünda P- KK'ye yardun ve yaükük suçun- dan gözaltına aluıdığına dair arşıv bulunmaktadır. Ekrem dahil 4 İa- şinin güvenlik güçlerine ateş açtı- ğı, araçta 4 uzun namlulu silah ele geçirildiği anlaşıknışür"dedı.. lldnciacı Ekrem ailesi ıkınci acıyı da olaydan bır gün sonra yaşadı. Sü- leyman Ekrem'in öldürülmesi ne- deniyle şoka gırdiğı bildinlen an- nesi Gülizar Ekrem (70), önceki günkendini evınin tavantna asarak intihar etti. Gülizar Ekrem, Pertek Cumhuriyet Savcısı'nın inceleme- si sonrası önceki akşam köy me- zarlığında toprağa verildi. IFmNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net Gönlerdir hepimizi hayatımızdan bezdiren elektrik kesintisinin sebebi hikmetini şimdi iyice anlamış bulunu- yoruz. Yukanlarda birileri, yıllardır ka- bul ettiremedikleri nükleer santral pro- jelerini, milletı canından bezdirdiklerini düşündükleri anda uygulamaya koy- mak üzere harekete geçtiler. İlk sinyaii Cumhurbaşkanı Demirel verdi. Çankaya'da elektriklerin bir ge- cede 6 kez kesildiğini söyleyerek, nük- leer santral işinin öncüsü olarak orta- ya çıktı. Onu Enerji Bakanı Cumhur Ersümer izledi. Türkiye'nin bir nükle- er santral projesine hazırlandığı belli oluyordu. 24 Kasım tarihindeki yazım- da böyle biroyunun haztriandığını yaz- mış ve işin başında da Demirel'in bu- lunduğu kaygısının içinde olduğumu belirtmiştim. Yanılmamışım. önceki gün koalis- yon partilerinin liderlerinin toplantısın- dan sonra Süleyman Demirel'i ziyaret eden Başbakan Ecevit, Cumhurbaş- kanı'nın bu işe çok sevindiğini ve es- kiden beri nükleer santral konusunda istekli olduğunu açıkladı. Nükleer sant- ralın bir çevre canavan olduğunu ben biliyorum da Süleyman Demirel bilmi- yormu? Nükleerenerji üretiminin diğer Yakın, Yıkın, Yağmalayın enerjilere göre üç kat pahalı olduğunu ben duydum da Süleyman Demirel duymadı mı? ABD'nin ve gelişmiş ülkelerin hepsi- nin nükleer santral projelerinden vaz- geçtiğini elektrik mühendisleri, çevre- ciler rakamlara dayanarak açıklıyortar. Fakat nükleer santrallara büyük yatı- nmlar yapan ve kullanmayınca çoğun- luğu ellerinde kalan bu gelişmiş ülke- lerden bazılan, bu teknolojiyi bazı az- gelişmiş ülkelere satmak istiyoıiar. Kanada'nın bu amaçla birçok geri kalmış ülkede lobi faaliyeti yaptığı ve bu amaçla çok para harcadığı, Kana- da gazetelerinde günlerce yazılıp çizil- mişti. Bu arada Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun (TAEK) bağlı bulunduğu Devlet Bakanı Safter Gaydalı'nın, ba- kan olduktan sonra bir yakınını Nükle- er Güvenlik Dairesi Başkanlığı'na ge- tirdiği söylendi. Bakan Gaydalı bu ya- kınını yanına alarak Kanada'ya nükle- er santrallan incelemeye gitmiş midir? Bu gezınin amacı nedir? Türkiye'de nükleer santral çabasını bir lobinin yürüttüğü konusunda he- men hiçbir şüphemiz yok. Çünkü şu anda Türkiye'de üretilen elektrik ener- jisinin, elektrik nakil hatlanna yapıla- cak bir yatınmla üçte bir daha artaca- ğını konunun uzmanlan yıllardır söylü- yortar. AJtyapı yenilenmesi ne yazık ki yapılmıyor. Aynca Türkiye'deki hidro- lektrik santral olanağının ve doğalga- za bağlı elektrik üretiminin hem çevre- ye uyumlu hem de ucuz olduğunu yi- ne bilenler söylüyoriar. Bütün bunlan ben biliyorum da De- mirel bilmiyor mu? O zaman, haklı ola- rak, bu işin peşine düşenlerin arnaçla- nnın ne olduğunu merak ediyoruz. Acaba çok vatansever olduklan, vata- nı hepimizden çok sevdikleri için mi nükleersantral istiyorlar? Ben bu işler- de özel çıkarlar olduğunu, rüşvetlerin döndüğünü hiç düşünmüyorum. Ülke- mizin bu konuda temiz bir sicili oldu- ğunu biliyorum. Bu nedenle hiç endişem yok, vatan- sever yöneticilerimiz sırfvatana hizmet olsun diye nükleer santralda ısrar edi- yorlar. Gelişmiş ülkelerin bundan ne- den vazgeçtikleri, üretiminin daha pa- halı olduğu gibi ıddialan da bence mut- iaka bölücüler, devlet yıkıcılan çıkan- yorlar. Bunlan Cumhurbaşkanımız Sü- leyman Demirel bilmez mi? ••• Bu nükleer santral işi Türkiye'nin önüne çok uzun zamandır konuyordu. Araya Çernobil faciası girince ve çev- re örgütleri yoğun tepkiler gösterince geri çekildi. Ama Türkiye'de kararlı ve inançlı nükleer santralcılar olduğu or- taya çıktı. Onlar, evirip çevirip, allem edip kallem edip önümüze yeniden nükleer santral karannı koydular. Ne diyorsunuz, bunu kabul edecek miyiz? Neden Amerikalı 2000 yılına ka- darönüne koyduğu 1000 nükleer sant- ral projesini uygulamayıp 103'te kal- dı? Onlan da tasfiye etmek için çaba sarf ediyor? Gelin şu nükleer tezgâhı bozalım. Lobicileri, karanlık köşelerde ç/kar he- sabı yapanlan yolundan döndürecek demokratik iradeyi gösterelim. Eğer bunu yapamazsak, o zaman hep bir- likte bağıralım: "Yakın, yıkın, yağmala- yın." Bakan Türk 'İç hukuk yoUon tamamen bitmedV Haber Merkezi - Adalet Bakanı HikmetSami Türk, PKK hden AbduDah Öca- lan hakkında verilen ölüm cezasına ılışkın olarak ıç hu- kuk yollannın tamamenbit- mediğinı söyledi. Adalet Bakanı Türk dün incelemelerde bulunmak üzere gittiği Kahramanma- raş'ta gazetecilerin sorula- rmı yanıtladı. Öcalan ve müvekkülerinın 1 ayhk sü- re içinde "karar düzritme" isteminde bulunabilecekle- rini ifade eden Türk, "Rz, 1 ayhkbusûreyi bekJeyeceğiz'' dedi. Türk, Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'nin (AÎHM) ölüm cezasuun ın- faz edilmemesi için gerekli her türlü tedbirin alınması isteminde bulunduğunun hatırlatıhnası üzerine-şöyle konuştu: "AİHM'oin btt i»- temini değeriendinneyi uy- gun görmüyoruz. Önce iç hukuk vollan tamamen bft- mefi. Çünkü Yargrtay Baş- savası. karar düzeltme iste- miniyerindegörürse. konu- yu Yargıtav 'ın ilgili dairesi- ne gönderecek, uygun gör- mediğı takdirde ise redde- cektitr.Adalet Bakanbğı'mn görevi, onannuş dosya ken- disine ulaşüğında, TB- MM'ye intikali için Başba- kanoğa sunmakor. İşte bu aşamada, AİHM karanna flişkin olarak bir değerien- dirme yapüacaktın r Bakan Türk, tutuklu ve hükümlülerle aüelerinin af beklentisi içinde oiduklan- nı bildiklerini kaydederek "Af gündemde, ama yeniba- zı gefişmeier nedeniyle arka planda kakh" diye konuştu. DYP Genei Başkan Yar- dımcısı Mehmet Sağlam, Yargıtay'ın, Öcalanhakkın- daki ölüm cezasının onan- ması hükmünü, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne adaylığı konusunun görüşülmesine azkala açıkianıâsm] eleştir- di. Sağlam, Türkiyç'njn ıs-» tıkbalinin Avrupa "Birti- ği'nde olduğunu belirterek, partisinin eskıden ben bu- nu savunduğunu söyledi. DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Uftık Söylemez de terör örgütü hden hakkın- dakimahkemekarannın ge- ciktuilmeden uygulanması gerektiğini belirterek "Apo'yu pazaruk konusa yapmak Türkiye'ningelece- ğnie hakarettir" dedi. RP davası FP'nin Öcalan firsatçıhğı SEBAHAT KARAKCftTJN AI^ÎKARA - FP, TürkK ye'nin Avrupatnsan Hakla- n Mahkemesi'nin (AİHM) bütün kararlarma uyacağı- nı anayasal bir hüküm hali- ne getirmesı ıçın ginşünde bulunmaya hazırlanjy- or. AİHMnin AbdBflahÖca- fata ile ilgili karanna ilışkin tartışmalar sürerken. hükü- met ortagı MHP ve ANAP'm doğrudan ölüm cezasıru kaldırmayı göze alamayacaklannı savunan FP kurmaylan. yapılacak anayasa değişıküğinin hü- kümeti de rahatlatacağına dıkkat çekiyorlar. FP Genel Başkanı Recai Katan ve partı kurmaylan, "Türkhç'nintazminatöde- meyi göze alarak AİHIvrmndahaönceverdi- ğı kararlan dikkate afana- drâm. sadece Ocalan için AİHM kararianna nvni- masDHn kabul ediiemeyece- pBtbunangenelbirikeha- k^getirilınesgerektiginr sa^Tindular RP'nın kapatılmasından sonra açılan davayla ilgili olarak AlHM raportörünün Anayasa Mahkemesi'nin asker üyesi olup ohnadjğı- nı araştırdığına dıkkat çe- ken FP kurmaylan, mahke- menin iki asker ü>f esinin bulunmasının davanın leh- te sonuçlanma olasılığını arttıracağını savunuyorlar. FP'liler AİHM kararlanna uyulması anayasal olarak zorunlu hale getirilirse RP ile ilgili lehte bır karar ve- ritoıesi durumunda FP'nin devam eden kapatma dava- sında büyük bir rahatlama yaratacağını behrtiyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear