25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 ÎARALIK 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cörevden alınan Gümrük Teftiş Kurulu Başkanı'nın, Danıştay'a sunduğu dilekçe 4 Bürokrat kapıkulu değiP\NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP'lı Devlet Bakanı Mehmet Keçeci- ler'in Gümrük Teftiş Kurulu Başkanlığı gö- re\inden alarak Kontrol Genel Müdürlü- gû ne atadığı Erdener Demirağ'ın avukatı tanfmdan Danıştay'a sunulan dava dilek- çesinde; "Demirağ'm,>r ürüttûpsoruştur- maiar nedenrvle kara para ve matŞa işlem- lerine kanşmış olan ünlülerin hedefi hatine getiigr belırtildi Demırağ'ın. Keçeciler'in seçim bölgesi olan Konya kökenli Kom- bassan Holding hakkında soruşturma ona- yı vererek bu şirketin yöneticileri hakkın- da düzenlenen raporu savcıhğa göndermiş olduğuna dikkat çekildi. Avukat Tezcan Çalar tarafmdan hazırla- narak Danıştay'a sunulan dilekçede. yürür- lüktekı meN zuata göre, "müfettişkrin nza- lan obnadıkçaidarigöreveatanmayacakla- n". teftiş kurulu başkanlarının disiplin ve ceza hukuku açısından görevde kalmalan sakıncalı görülmedikçe istekleri dışında idari göreve verilmeyeceklerine dikkat çe- kildi. Her yeni iktidar yönetiminin bürok- rası>i siyasallaştırma girişim ve uygulama- lannda bulunduğu belirtilen dilekçede. ata- ma ve görevlendırme yetkisinin "kamtı ya- ran ve kamu hizmetterinin gereklerine uy- gunolarak kullanılmasrgerektiğı yolunda- ki Danıştay kararlannm göz ardı edıldıği vurgulandı. "Bürokratlanıışuyada bu ba- kanın kamu güç, ve baskısıvta özel arzu ve hizmederini görecek 'kapıkullarf obnadığı büinmdidir.. Bürokrata yasal çerçevesinde emir verilir, hizmet isteniKr" görüşüne yer verilen dilekçede, Demirağ'ın atanmasın- daki işlemin nedeninin kişisel ve siyasal amaçlı oldugu savunuldu. Demirağ'ın 25 yıllık kamu hizmetini de- netim elemaru olarak sürdürdüğü ve Teftiş Kurulu Başkanlığı döneminde karar ve uy- gulamalanyla resen harekete geçerek teftiş yaptırdığı kaydedilerek, yargıya iletilen tef- tişlerin bazılan şöyle sıralandı: -AKS TV ve Fılmcilik'in gümrük çıtaş be- yannamelerinde Macaristan'a >apügı belir- tilen dışsaüının gerçek ulmadığının saptan- ması üzerine Ugili şirkel yönetkikri ve kamu görevüleri hakkında Kaçakçıkğuı MenveTa- kibine llişkin Yasa üe Türk Ceza Yasası uya- nnca sorusfurma aylmasını sağladı. - Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Baş- kanlığf nın yalnızca "bflgi edinibnesi'' için gönderdiği yazıdan kumar salonlanndaki oyun masa ve makinelerinin çoğunun ka- yıtdışı yurda sokuldugunun anlaşılması üzerine resen soruşturma açılmıştır. Ko- nuyla ilgili rapor Mersin Cumhuriyet Baş- savcılığı. Başbakanlık, Içişleri ve Turizm Bakanlığı'na gönderilmiştir. Bu raporda. Mersin Hilton Oteli talih oyunlan salonun- daki 99 oyun makinesinden 39' unun yurda kaçak sokulduğu belirlenmiştir. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlı- ğı'nın bu konuya ilişkin olarak düzenledi- ği Kutiu Savaş raporu, Demirağ'ın gönder- diği onaydan sonraki tarihlidir. Bir başka anlatımla Başbakanlığın konuyu soruştur- ması ve rapora bağlamasmda Demirağ'ın düzenlediği rapor esas olmuştur. - Küçükçekmece. Kadıköy, Bakırköy ve Konya SavcılıgTna gönderilen 10 a>n ra- porla Rombassan Holding'in baghşirket ve istiraklerinin dışsaum izin ve Bsansı alma- dan eşya ithal etmesi nedeniyle şirket baş- kanı ve ilgüileri hakkuda kaçakçıhk yasas uyannca kovuşturma yapılması istendL - Küçükçekmece Cumhuriyet Savcmğı, Hazine ve Maliye'ye gönderilen soruşturma raporuyla birçok ünlü şirket ve yöneticileri- nın Halkalı Tekstil Ihtisas Gümrüğü'nde tes- cilli gümrük çıkış beyannamelerinde tahri- fat yapılarak 320 bin dolarlık dışsatımın, 49 milyon dolara çıkanlması nedeniyle kaçak- çılık soruşturması yürütülmesini istemiştir. - Sanayi ve Tkaret Bakanhğı'nın doğal- gaz saanerini ithal eden Affagas şirketinin ithal ettiği makemderin kalite, menşe ve fi- yaüaruun açığa çıkanlması tsteği üzerine rüm dışalımlan inceleme ve soruşturma kapsamına alındı. - Erol Evcil'in sahibi ve ortağı olduğu şir- ketlerinin tüm dışsatım ve alımlannın ince- leme ve soruşturması başlatılmıştır. Dilekçede, söz konusu inceleme ve soruş- turmalann bir kısım çevTeleri rahatsi2 ettiği vurgulanarak. "Resen acürdığı sorusturma- lar nedeniyle ismi kara para ve mafya işlem- lerine kanşnuş olan ünlülerin hedefi haline gelmistir'* denıldi. CHP'de seminer sona erdi Eğitmenlerden iktidar sözü • Eğitim seminerinin ardından Anıtkabir'i ziyaret eden eğitmenler, Anıtkabir Özel Defteri'ne 'Eksiklerimizi gidererek partimizi yeniden iktidar yapacağımıza söz veriyoruz' diye yazdılar. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP'nin 6 Aralık günü Ankara'da TESK Otel'de başlayan "Parti Eğitmenkri Eğitim Semineri" önceki gün so- na erdi. Eğitim programı- nı sosyal etkinliklerle de destekleyen eğitmenler, seminerin son gününde Anıtkabir'i de ziyaret etti- ler. Anıtkabir Özel Defte- ri'ni imzalayan parti eğit- rnenlen, 18 Nisan'da TB- '.IvIM dışında kalan 'tTHP'yi yeniden iktidara getirmek için çok çalışa- caklan sözünü verdiler. 6 gün süren eğitim se- minerine, 72 ilden 110 er- kek, 23 kadın olmak üze- re, toplam 133 eğitmen adayı katıldı. Katılımcıla- nn 67'sini öğretmenler oluşturdu. Eğitim progra- mmda 45 öğretım görevli- si, Merkez Yönetim Ku- rulu (MYK) ve Parti Mec- lisi (PM) üyesi ders verdi. Parti tarihi ve Atatürk il- kelerinin incelendiği ortak derslerin yanı sıra katılım- cılar, yapılan anket sonu- cunda "CHP tarihi, prog- ramı, tüzûğü". "Demok- ratik örgütknme, üetişim ve insan Uişkileri", "Sos- yal demokrasi ve insan haklan" konulanndan bi- rini seçerek bu konu üze- rinde çalışmalannı yoğun- laştırdılar. Seminer prog- ramı kapsammda. katılım- cılara siyasi eğitim ve alan eğitiminin yanı sıra eğitim teknikleri de verildi. Se- minere katılan eğitmenler, bundan böyle CHP'nin a- day üye ve üyelerinin eği- timini verecekler. CHP'nin Parti İçı Eğı- timden Sorumlu MYK üyesi Mustafa Gazalcı, 2000 yıh ıçinde "Yönetici EğHiıni'"nin gerçekleştiri- leceğini ve il-ilçe yöneti- cilerinin de eğitimden ge- çirileceğini bildirdi. Ga- zalcı, seminerin ardından bölgelerine dönen egit- menlerin, 20'şer kişilik gruplar halinde aday üye ve üyelere "berhangi baş- ka bir yere taşunadan, ye- rinde" eğitim verecekleri- ni anlattı. Gazalcı. "Bizde bu sürecin takipçisi olaca- ğız. Yapılan çahşmalan de- netleyeceğiz. t ç a>da bir, eğitmenlerden nelerin ya- pddığma ilişkin rapor iste- yeceğiz" dedi. Arutkabir'de sa\gı Seminerin son günün- de Anıtkabir'e giderek, Atatürk ve tsmet Inö- nü'nün mozolelerine çe- lenk bırakarak, saygı du- ruşunda bulunan parti eğitmenleri, Anıtkabir Özel Defteri'ne de şunla- n yazdılar: "tlk Genel Başkanunız Atatürk; Kurduğun partinin parti eğitmenleri olarak önündeyiz. Son seçimier- de Meclts dışında kalan partimizi çok çauşarak, eksiklerimizi gidererek yeniden iktidar yapacağız. Dün oldugu gibi bugün de ilkelerin doğrultusunda halkımıza hizmet edece- ğiz. L'lkemizi ortaçağ ka- ranhğına götürmek iste- yen. sömürge yapmak is- teyen güçlere karşı laikli- ği ve bağunsızlığı koruya- rak,devTİmlerinigeiiştire- rek, sürdürmeye kararb- VTZ.Yurdun her ilinden ge- İen 133 CHPU parti eğjt- menleri olarak saygıyla selamlıvoruz." Demirel Bolu'da prefabrik konutlann dağıtımına katıldı w Biraz sabır hepsi geçecek' \"urt Haberleri Servisi - 12 Kasım depremınin merkez üssü Düzce. Bolu ve Kaynaşlfda incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL depremzedeleri kışın zulmüne bırakma- mâk için etden gelen gayretin gösteril- digini belirterek. "Biraz daha taham- mül edin. hepsi geçecektir" dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Bolu'nun Karaçayır Mahallesi'nde Ba- ymdırlık ve Iskan Bakanlığı taraftndan yaptınlan prefabrik konutlann teslim törenine katıldı. Demirel, 17 Ağustos depreminin yaralan sanlırken 12 Ka- sım depreminin meydana geldığini anımsatarak şöyle konuştu: "Büyük zayiat büyük yikım oldu. Deprem Cenab-ı AUah'ın takdiridir. D- ua ettik, "beterinden ve tekranndan ko- ru' drye. Bu mübarek Ramazan günü Bolu'da evinin anahtannı alan yaşh bir kadın, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin boy nuna sanlarak teşekkûretti. (Fotograf: AA) a>nıduayıtekrarediyonız. Doğanıngü- cukarşısındainsanoghınungiicüyoktur. Yani 'şunu yapsaydık, bunu yapsaydık' denebttir. Bunlann hepsi denebiür de fe- laketle karşılaşıldtğı zaman insanoğlu- nun yapacağı şey. dimdik ayakta dur- mak, o felaketi goğüslemektir. Göğüs- lenmiştir. Milletçe göğüslenmiştir.'' Cumhurbaşkanı Demırel, depremze- delen kışın soğuğuna terk etmemek için girişilen çalışmalann baş/anlı olduğunu söyleyerek Bolu ve Düzce'de 30 gün içinde azami gayretin gösterildiğini be- lirtti. Demirel, lKaynaşh'da da prefabrik konut alanlannda incelemelerde bulun- du. Depremzedelerin sorunlanru dinle- yen Demirel, Bolu Valisi NusretMirog- lu'dan bölge hakkında bilgi aldı. Konut- lann ne zaman tamamlanacağını soran Demirel'e, Miroğlu genel planı belirle- nemediğini söyledi. Kaynaşlı'da yürütülen çalışmalardan mmemnuniyet duyduğunu ifade eden Demirel. "ÇokyıkılmışburasLtnşallah, Ka>Tiaşlı'da bu a> ın sonuna kadariskan sorunu çözülür. Rahatladım. 30 günfln sonunda bu kadar işin yapılabilmiş oJ- ması memnuniyetverid" diye konuştu. Daha sonra Düzce'ye geçen Demirel, Şiraklık Köyü mevkiinde kurulan pre- fabrik konut merkezini gezdi. Bolu'nun Karaçayır mahallesinde yapımına 12 Kasım depreminden sonra başlanan 676 konuttan 82'si önceki gün tamamlandı. Konutlara kent merkezinde kendi im- kanlanyla yaptıklan muşarnba çadırlar- da kalan aileler yerleştirildi. Depremze- de ailelerin prefabrik konutlarda kulla- nacağı eşyalar da Lojistik Destek Koor- dinasyon Merkezleri'ndeki askeri araç- larla taşındı. Demirel, incelemelerinin ardmdan, Adapazan'na geçti. Temaslannın ar- dından karayoluyla Kocaeli'ne geçen Demirel, daha sonra özel uçak "GAP" ile saat 14.20'de Ankara'ya hareket et- ti. İstanbul'da evlatlık başvuruları İstanbul Haber Servisi - tstanbul ll Sosyal Hizmetler Müdürü Kahraman Eroğlu, depremden sonra evlat edin- mek isteyen yaklaşık 2 bin kişinin baş- vuru yaptığmı belirterek,"Deprem böl- gesinden anne- babası ölmüş sadece 8 a> lık bir çocuk getirildL O da evlatlık ve- riklL Çocuklara yardımcı olmak, aile sevgisiyle yaşatmak isteyenler koruyu- cu aile olabüirler"' dedi. Kahraman Eroğlu, bir çocuğun ev- latlık verilebilmesi için anne ve baba- sının hayatta olmaması gerektiğini be- lirterek, deprem bölgesinden Istanbul'a 13 çocuk getirildiğini söyledi. Çadır- kentlerde yaptıklan çalışTnalarda, ça- dırlarda çok sayıda çocuk bulunduğu- nu gördüklerini anımsatan Eroğlu, "Depremde anne-babası ölen çocukla- n. yakmlan akrabahk bağlan ve 'dev- letyardım eder' düşüncesiyleyanlann- da banndımorlar. Fakat hayat şartla- nnın zoriuğu nedeniyle bir süre sonra bize getirmek zorunda kalacaklar. Bu nedenleçocuksayısı artabilir" diye ko- nuştu. Eroğlu, evlat edinmek isteyen- lerde aranan özellikleri şöyle sıraladı: "35 yaşından yukan olmak. özçocu- ğu olmaması ve çocuk sahibi olamadı- ğmıdoktorraporuyla belgelemek, sabı- kalı olmamak. çocuğun geleceğini ga- ranti ahına alabilmek. çevTesinden re- ferans getirebilmek, ruh sağlığının ye- rinde olması, çocuğun isttsmar edilme- yeceğinden emin olmak, çocuğa öz an- ne-baba gibi sevgi, şefkat verebümek." IRMIKI AYDIN ENGİN Bugünlerde gazetelerin kısa haberie- rine filan bir göz atın. Eğer o haberter ara- sında "Avrupa'da Gazeteci, Gazeteci Dövdü" başlıklı bir haber görürseniz okuyun. Haberde, "Bir süredir Avru- pa 'da, Federal Almanya 'nın çeşitli kent- lerinde sürtmekte olan Türk gazeteci Aydın Engin birbarda sohbet ettiği bir A/man meslektaşının kafasında bira 5ar- dağı kırdı; aynca yumruk atıp burnunu morarttı; tekme tokat, sille yumruk kav- gaya devam etmek isterken çevreden yetişenlerce zoriukla zapt edildi" filan diye bir şeyler okursanız şaşırmayın. Tamam, milli duyguları güçlü biri de- ğilim, hatta kimilerine göre aşın düşük tansiyon gibi "aşın düşük milli duygu" hastalığını genetik olarak taşımaktayım. Ama gene de bugünlerde sık sık barlar- da buluşup sohbete oturduğum Alman gazetecılerden birini (herhangi birini, ar- tık o gün elime hangisi geçerse, piyan- go hangisine vurursa onu) dövecegim. Ya ben oniann, dolayısıyla Almanla- nn, dolayısıyla Avrupalıların. Türkiye'nin AB'ye aday üyeliği üstüne ne düşündük- lerini anlamak istediğimden bir buluşma ayariıyorum ya da onlar, Türklerin aynı konu üstüne ne düşündüklerini merak ettiklerinden bir sohbete çağınyorlar. Bir barda, bir kahvede buluşuyoruz. Sohbet efendi efendi başlıyor. Ama he- Halimize Çok Üzülüyorlar men ardından ahret soruları yağmaya başlr/or: - Engin, şimdi siz adaylığı kabul ecte- rek Kopenhag ölçütlerine de uymaya karar verdinız, imza koydunuz... - Evet. Biliyoruz. Uyacağız zaten. - Evet ama nasıl? - Ne demek nasıl? Koyacağız önümü- ze Kopenhag ölçütleri dediğiniz ilkeleri; başlayacağız, ne yapmamız gerekiyor- sa onlan yapmaya... Ne var bunda? Işte sohbetin bu noktasında heriflerin (ya da kanların) gözündeki "merhamet" kıvılcımlannı görmemek olanaksız. Biri tutuyor, en akla gelmeyecek nok- tadan başlıyor: - Yani şimdi sizin öğrenciler, YÛK'üya da paralı eğitimi protesto etmek için üni- versite bahçesinde ya da kentin bir meydanında yürüyüş yapmaya kalkar- larsa sizin polisler onlan dövmeyecek mi? Bir defasında boş bulundum, "Döve- cekler elbet" dedim. Sektirmeden yanıt geldi: - E, işte bu, Kopenhag ölçütlerine tü- müyle aykın... Buyrun... Bir başka soru: - Peki azınlıklar... Sözlerini kesip aklımca karşı saldınya geçiyorum: - Anladım diyeceğini... Onu geç. O iş çözüldü. Biz zaten uzun süredir Kürtle- re Türk demiyoruz. Oniann Kürt olduğu- nu hemen hemen kabul ettik... Pes eden kim: - Yok, yok; ben Ermenileri, Rumlan kastettim. Şimdi siz azınlık vakrflannın mülklerini 1936'dakibiryasaya göre ge- ri alıyorsunuz. Azınlıklann mülk sahibi olmasını bir dizi kurala bağlıyorsunuz... -Eee? - E'si, altına imza koyduğunuz AB üyeliği sözleşmesinde azınlık haklannın tam ve kesin güvenceye alınması diye bir madde yok mu?.. - Ben de biliyorum var olduğunu. A- ma onlara gelinceye kadar... - Işte ben de onu diyeceğim... Bun- lara gelinceye kadar, hukuk sisteminizi, Ceza Yasanızı, anayasanızı, ticaret hu- kukunuzu, iş hukukunuzu filan değiştir- meniz gerek. Kayıt dışı ekonomi, sigor- tasız işçi çalıştırma, bir ürünün pazarpa- yının yüzde kırkı aşması halinde devre- ye girecekanti-kartel ve anti-tröstyasa- lannı filan çıkarmakzorundasıntz... Son- ra Trafik Yasanızı... Hiç olmazsa birine itiraz etmek istiyo- rum. Örneğin pazar payının yüzde kırkın- dan fazlasına sahip olan şirket gibi, ba- na abuk sabuk gelen bir noktayı ele alıp "Püh, abartıyorsun. Bizde zaten öylesi yok" dememe kalmıyor, herifler Alman ya, derslerini iyi çalışmışlar, sırrtıp soru- yorlar: - Şu cep telefonlannda pazar payı iki şirketin elinde değil mi sizde? Her biri yüzde kırktan az ise geri kalan yüzde yir- miyi aritmetik olarak nasıl açıklayacak- sın peki? Hepsini aktarsam bir hafta tefrika et- mem lazım. Ama günlerdir, Terörie Mü- cadele Şubesi'nde sorguya çekilen sol- cu öğrenciden beter durumdayım... Ama beni asıl çileden çıkaran, surat- larındaki o merhamet ifadesi. Sanki "Vah vah size. Başınıza öy/e bir be/a aldınız ki... Valla Allah yardımcınız olsun" der gi- biler... Bunaldım. Cevap veremiyorum. Söy- lediklerini çürütemiyorum. Çaresiz, iç- lerinden birini dövecegim... Bakalım piyango hangisine vuracak... Hele bu akşamı bir geçireyim de... Bu akşamki ahbabım oldukça iriyan çünkü... Seçmene selam, yeni 'modayla' devam... Milletvekillerinin, "seçmene selam" niteliğindeki projeleri Meclis gündeminden düşmez. Geçmişte, en revaçta projeler, "ilyapma" ve "yeni üniversite" açmak oldu. Şimdi bunlara bir yenisi eklendi: Seçim bölgeleriyle ilgili Meclis araştırması açtırmak... Hesap belli; 4 ay boyunca Türkiye, kendi seçim bölgelerini konuşacak, seçmen de "Bak bizim vekile, Ankara'ya gitti, ama bizi unutmadı" diyecek, sonra da gelsin oylar vekilin cebine... Bu konuda ılk denemeyi FP Yozgat Milletvekılı llyas Aslan yaptı. Araştırma önergesine Yozgatlılar dışında oy veren çıkmayınca, Meclis araştırması açılması reddedildi. Ama milletvekilleri yılmadı. Aslan'ın arkasından tam 13 milletvekili, seçildikleri iller, 2 milletvekili de illerinin bulunduğu bölgelerin "ekonomik, sosyal, kültürel ve kentsel sorunlannın araştınlarak alınması gereken önlemlerin belirienmesi amacıyla" Meclis araştırma önergesi verdiler. llinin, bölgesinin araştınlmasını isteyen milletvekillerinin tam listesi şöyle: FP'den Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya. Amasya Milletvekili Akrf Gülle, Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener, Adana Milletvekili Yakup Budak, Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç, Adıyaman Milletvekili Mehmet Özyol, Şanlıurfa Milletvekili Zütfükâr Izol, Siirt Milletvekili Ahmet Nurertin Aydın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu, Çankın Milletvekili Hüseyin Karagöz, Kınkkale Milletvekili Kemal Albayrak; MHP'den Trabzon Milletvekili Nail Çelebi; DYP'den Ankara Milletvekili Saffet Ankan Bedük; DSP'den Edirne Milletvekili Şadan Şimşek. FP Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu işi daha da ileri götürmüş. Meclis'ten talebi; Bursa'nın Büyükorhan, Harmancık, Omaneli ve Keles ilçelerinin araştınlması... DSP'de4 çoban şarkıcı' kavgası DSP Eskişehir Milletvekili Mehmet Mail Büyükerman, DSP'nin bu dönem parlamentoya taşıdığı renkli bir kişi. Sık sık kürsüye çıkıp ilginç konuşmalar yapıyor, hatta bazeo kendisini kürsüden indirmek pek kolay olmuyor. Büyükerman, DSP'nin son grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Bülent Ecevrt'i kızdırdı. Büyükerman, "Unkapanı Güneydoğululann elinde. Güneydoğu'dan çobanlar geliyor, kaset yapıyoriar. Zevksizlik aşılıyohar" deyince ortalık kanştı. Güneydoğulu milletvekilleri bağırmaya başlarken, 'Erkek milietvekilleri neden pejmürde değil?..' TBMM Genel Kurulu'nda geçen hafta, kadının seçme ve seçtîme hakkını kazanmasıntn 65. yıldörtümü nedeniyle konuşmalar yapıldı. Kürsüye çıkan kadın milletvekilleri parlamentoda sadece 22 kadın milletvekili bulunmasından yakındt. Kadın milletvekillerinin konuşmalanndan seçtiğimiz bazı ilginç bölümter şöyle: Nazlı Hıcak (FP): "Güzelliğin on para etmez, bu bendeki aşk olmasa " diyor şair. Bu satırlar, kadın ve erkeğin birbirini tamamladığını şairane bir üslupia ortaya koyuyor. Biz hantmlar olmasaydık, belki de siz beyefenditer bu kadar şık giyinmek lüzumunu hissetmezdiniz. Belki daha pejmürde bir kılıkla gezerdiniz. Sadece kadınlar veya sadece erkeklerden kurulu bir dünyada yaşamayı arzu eder miydiniz? Meclis'in 550 sandalyesinin her birini bir kadına ikram etseniz dahi, doğrusu ben böyle bir şeyi arzu etmezdim. Çünkü payiaşılmayan bir dunyantn yeknesaklığını düşünün... Sadece kravat veya sadece etek... Melek Denli Karaca (MHP): (...) Gelecek dönem partamentomuzun fıfty-frfty hanımlardan müteşekki! olmasmı temenni ediyorum... Gönü4 Saray Aiphan (DSP): (...) "Sayın Büyükerman'ı herzaman zevkle dinliyoruz. Ama bu kez amacını aştı. Bazen okumuş insanlar, hatta profesörier laik Cumhuriyete zarar verebiliyor. Çobanlan böyle aşağılamak yanlış..." Yeni Zelanda'nın sorunu ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı Ahat Andican, ge- çen günlerde Yeni Zelanda Büyükelçisi ile bir yemekte karşılaştı. Büyükelçi. sohbet ilerlediğinde konuyu Abdul- lah Öcalan'a ve Kürt soru- nuna getirdi. Andican, Türki- ye'nin konuya bakışını, niye- tini uzun uzun anlattı, ancak büyükelçinin sürekli aynı ko- nuyu "kaşımasından " da ra- hatsız oldu. Bir ara büyükel- çiye döndü: "Yeni Zelanda'nın yeriile- ri, Maoriler değil mi? Onia- nn haklan güvence altında mı peki? ömeğin, yönetim- de söz sahibiler mi?" Büyükelçi sıkıntılı bir ifa- deyle başını kaşıdı ve ülkesi- nin en önemli sorunlanndan birini anlatmaya başladı: "Evet, hükümetimiz Ma- orilerie ilgili şu sıralar büyük sorun yaşıyor. Maoriler, be- yazlargelmeden önce atala- nnın 'balıkçılıkla' geçindiğini, beyaz/arın gelip nehirlerini ellerinden aldığını savunu- yoriar. Şimdi hükümetten, bu nehirierin mülkiyetini is- tiyorlar..." 'Yılbaşında kart göndermeyin' çağrısı DSP Genel Başkan Yar- dımcısı Tayfun Içli'nin, yıl- başı ve bayram kutlama kartlanyla ilgili bir önerisi var: "Yılbaşı ve bayram için tebrik kartlan yollamayalım. Bu paraları deprem bölge- sindeki özüriü ve yardıma muhtaç çocuklariçin kulla- nalım..." Içli, bin kişiye kart yolla- dığını vurgulayarak "Bunla- ra harcayacağım 100 mil- yon lirayı çocuklar için ve- receğim. Diğer DSP'li mil- letvekili arkadaşlarımız da aynı biçimde davranırsa, büyük bir kaynak yaratılabi- lir" diyor. Içli, özel kuruluş- lan da aynı biçimde davran- mayaçağınyor... Türey Köse, Ayşe Sa\m, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear