25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 ARALIK 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr 11 Helsinki zirvesinde gelecek yüzyıldaki sınırlannı da çizen Birlik, yüzde 97'si Asya'da olan Türkiye'ye adaylık verdi AB'nin sori sınırı Türkiye BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI İçimde BIP Bupukhık Vap, AcabaNeden? Bugün içimde bir burukluk var, elim kaleme git- mıyor, ama yazmam gerekir diyorum. Oysa birçok- ları sevinç çığlıkları atıyor, Avrupa'ya girdik, Avru- palı olduk diyorlar. Televizyonların çoğunda bir coşku. Komşum okumuş yazmış bir insan, biraz aydın sayılır; yol- da bana, ne güzel.. Avrupalı olduk diyor. Peki be- nim içimde neden bir burukluk var! - Ben Türkiye'nin Avrupa Biriiği'ne girmesini is- temiyor muyum! Ne münasebet, belki de en fazla isteyen benım. Çünkü Türkiye tam üye olunca ilk defa "kazanmaya başlayacak". AB Pariamento- su'nda benim vatandaşlarım boy gösterecek; In- sanım elinı kolunu sallaya sallaya "olmayan sını- n" geçıp AB ülkelerine ıştutmayagidecek; AB'nin zengin ülkeierinden, az-zengin olan ülkelerine ve bana da para yardımı, hibe gelecek. AB bürokrasisinde Türkler de en üst koltuklara, yönetimlere geçecek. Ankara, Brüksel'den işine gel- meyen bir iş olursa, hayır, kabul etmem deyip "ve- fo'sunu kullanabilecek. Türkiye tam üye olduğu için AB'nin savunma, güvenlık sistemi içinde yer ala- cak. Avrupa'da "hakça bir ortaklık" içinde ben de olacağım. O halde niçin içimde bir burukluk var? Rüva gibi. ama sadece bir rüva... Bütün bunları herkesten fazla ben istemez mi- yim? O halde sorun ne? Bu "soru"nun karşılığın- da, içinde yüzlerce, binlerce satır bulunan koca- man bir "çünkü" var. AB'ye "aday" olduk, tam üye olmak için önce aday olunur, sonra da tam üye. Peki adaylığın ne- si kötü? Bunun yanıtında kafamı kurcalayan iki so- ru bulunuyor; 1 - AB'nin Türkiye'yi içine alamayacağına, tam üye yapamayacağına inanmış olmam. 2- Adaylık kıskacı içine alınmış bir Türkiye'nin, "AB'nin tam bir denetimi ve yönetimi altına gire- ceğine" inanmış olmam. Peki neden böyle düşünüyorum? Kafamın için- de hayal ettiğim şeyler mi var? Yoksa, gördüğüm somut, elle tutulur gerçekler mi beni böyle bir so- nuca götürüyor. . . • > Brüksel'den Türkive'ye bakalım Ben kendımi AB'nin yerine koyup oradan Türki- ye'ye bakıyorum. Bugün 65, yann 85-90 milyon- luk kocaman bir Türkiye, üstelik genç nüfuslu. Ben AB olarak Türkiye'yi içıme alacağım, serbest do- laşımdan yararlanacak on milyonlarca Türk Avru- pa'da iş kovalayacak. Avrupa zaten işsizlerle do- lu. Her giren bir milyon Türk, 1 milyon Avrupalı'yı işsız bırakacak. Çok doğal, sınıriar açık, tek pazar var. Ayrıca AB'nin zengin ülkeleri, AB yapılanması- nın birgereği olarak Türkiye'ye de milyariarca "eu- ro" yardım akıtacaklar, onu geliştiripkendi düzey- lerine çıkartabılmek için. Ve AB yöneticileri oturdukları yönetim koltukla- nnı boşaltıp Türklere devredecekler, buyrun AB'nin yönetıminde hem de "en büyük nüfuslu ülke ola- rak en tepede" siz oturun diyecekler. Kısacası, geleceğin Avrupa Birleşik Devletle- ri'ndeTürkiye'yi Almanya'nınyanına, iki enbüyük- ten biri olarak oturtacaklar. Şimdi kendimizi AB'nin yerine koyup bir düşü- neîim; Ben AB'nin yerinde olsam bunu yapar mı- yım? Kesinlikleyapmam. AB neden yapsın ki? Za- ten Türkiye'den alabileceği her şeyi 1995'te Güm- rük Birliği belgesi ile sıfır maliyetle, tek yanlı olarak almış. Avrupa beni neden 'aday' yaptı? Ve yeniden kendi kendime soruyorum; AB beni neden aday yaptı? İnsan içine alamayacağı bir ül- keyi neden aday yapar ki? Bunun yanrtı ise çok açık; Türkiye AB için "sıfır maliyetli" bir aday, AB hiçbir yükümlülük altına girmiyor. Buna karşılık "bekleme odasına" sıkıştırdığı Türkiye'den istediklerini, hem de tereyağdan kıl çeker gibi almaya başlayacak. 1 - Mevcut Gümrük Birliği sistemi AB lehine "tek yanlı" bir düzen kurmuş, AB'ye yarar sağlıyor, bü- tün AB ıç vapurlannda bunlar açık açık anlatılıyor. 1.1,1996'dan beri "Türkiye'nin dış ticaretpolitika- sı", bir sömürgeyi yönetir gibi Brüksel'den yöne- tiliyor. Türkiye "aday" olan bir ülke olarak "sürekli bir biçimde Gümrük Birliği'nin tekyanlı ve bozukya- pılanması içinde kilitli tutulabilecek". Bu, adaylı- ğın AB'ye sağladığı büyük bir kazanç. 2- Kıbrıs konusunda getirilen koşul, Ecevit "içe- riye" ne beyanda bulunursa bulunsun bütün koz- ları Brüksel'e ve Atina'ya vermektedir. Simitisin Ecevit'e verdiği zeytin fidanının nasıl bir "sivri ka- zık" olduğu kısa bir süre sonra ortaya çıkacak. Bu kazığın kime gireceği ise şimdiden belli. Ege de, aynen Rogers Planı'nda olduğu gibi iş- leyecek ve Finli'nin mektubunu yann kimse hatr- lamayacak bile. Türkiye ise adaylık bekleme odasının demir par- maklıklan içinde iken, kalkıp Brüksel'e kafa mı tu- tacak? "Hem tam üyelik görüşmelerine geçelim derken hem de Kıbrıs ve Ege konulannda Brük- sel ile kavga mı edecek". Ecevit'in ağzından "evef" çıkınca ABD, Alman- ya, Yunanistan, Fransa, PKK hepsi birden mem- nun oldu. Evet dedirtmek için gece yanları aparto- par ayağımıza kadar geldiler, yanaklanmızdan on defa öptüler. Türkiye dışında bu kadar geniş bir kesimi mut- lu etmek için hükümet meğerse neler yapmış? önümüzdeki yıllarda içimiz sızlayarak, yanarak göreceğiz. İş işten geçtikten sonra. SERKANDEMtKTAŞ HELSİNKİ-Helsinki zirvesi, AB'nin gelecek yüzyıldaki genişleme progra- mında Türkiye'nin son smın olduğunu gösterdi. Ancak adayhğı alan Türkiye ile AB arasında özellikle Avrupa savunma- sı konusunda yeni tartışmalar alevlene- cek. NATO olanaklannın AB operas- yonlannda kullanılmasını veto edebile- ceğini açıklayan Türkiye, karar meka- nizmalanna katıhmını sağlamak üzere AB'ye önerdiği 3 maddelik öneriyi ye- niden gündeme getirecek. Helsinki zirvesi, Türkiye'nin adaylı- ğının koşullu da olsa tanınmasıyla ta- mamlandı. AB, Helsinki karan ile bir- liğin gelecek yüzyıldaki sınırlannın ne- reye kadar genişletilebileceğini göster- miş oldu. İstikrar boyutu ön planda AB Komisyonu'nda bir süredir ya- pılmakta olan sınır tartışmalan, toprak- İannın yüzde 97'si Asya'da olan Tür- kiye'yi üyeliğe aday yaparken Rusya ve Ukrayna gibi kıta ülkelerini dışanda bıraktı. AB çevreleri, AB'nin söz ko- nusu karannın kitanın istikran açısın- dan önem taşıdığını belirterek "Türld- ye'nin dışanda bırakılması, birtiğin so- runlu bötgeleri dışanda bırakarak istik- rarsızüğa neden olmasına yol açabiür- dLTürkiye'ye yönelik verilen karann ar- kasında ekonomikve kültürel nedenler- den çok istikrar boyutunu ön plana çı- karmak gereldr" diyorlar. 15 üyeli AB, 10 Orta ve Doğu Avru- vrupa Birliği çevreleri, Rusya ve Ukrayna gibi kıta ülkeleri dışanda bırakılırken Türkiye'ye adaylık verilmesini 'bölgesel istikrar' arayışıyla açıklıyor. Bununla birlikte Türkiye'nin Birliğe tam üyeliğinin uzun yıllar alacağı belirtiliyor. pa ülkesi ile Malta, Kıbns Rum Yöne- timi ve Türkiye'nin de bulundugu 13 adayın yaklaşık 20 yıl sonra tamamlan- ması beklenen üyelik görüşmeleri sonun- da. 600 milyonluk 28 ülkelik büyük bir kurum olacak. Ancak, Türkiye'ye veri- len koşullu adaylık tartışmalan da ka- panmamış görünüyor. Intemational He- rald Tribune'ün dünkü sayısında yer alan bir haberde Türkiye'ye adaylığın Kıbns ve Lahey konulannda alınan ödün- ler sonunda verildiği yazıldı. Türkiye'nin AB kurumlan ilebütün- leşmesi açısından siyası tartışmalar ta- mamlanmış gözükse de güvenlik açı- sından yeni sorunlar çıkabilir. Helsinki zirvesinde Türkiye'nin Avrupa Güven- lik ve Savunma Kimliği'nden (AGSK) dışlanması Türkiye'de büyük rahatsız- lık yarattı. Türkiye'nin AGSK kaygısı Başbakan Bülent Ecevifin AB operas- yonlannda NATO olanak ve yetenekle- rinin kullanılmasını veto edebilecekle- rine ilişkin açıklaması, Türkiye'nin ge- lişmelerden duyduğu kaygının ciddiye- tini de yeniden ortaya koydu. Başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere Türk Dı- şişleri ve Milli Savunma bakanhklan AB ve NATO ile yapılan her türlü gö- rüşmede. Türkiye'nin AB güvenliği ile ilgili konularda karar mekanizmasından dışlanamayacağını bildirdiler. Dışişleri Bakanlığı. Türkiye'nin ka- rar mekanizmasına katılabilmesini sağ- lamak üzere AB'ye üç maddelik öneri sunmuş, ancak yanıt aiamamıştı. Bu önerilerin gelecek hafta yapılacak NA- TO Dışişleri Bakanlan toplantısındabir kez daha gündeme getirileceği kaydedi- liyor. Türkiye, AGSK ile ilgili 2 unsura önem veriyor: 1- BAB, ileride AB'ye katılacak ola- cağından elindeki askeri envanteri topar- ladı. Bu envanterde BAB'ın uzak men- zilli taşıma. planlama. muharebe alan- lannda ciddi zafiyet içinde olduğu be- lirlendi. Bu da AB'nin operasyonlann- da NATO olanaklanna muhtaç olduğu- nu gösteriyor kibu da Türkiye'nin işi- ne geliyor. 2-Türkiye için asıl önemli olan AGSK kurumlannda yerinin nasıl olacağı ve Avrupa savunmasına zaten katkıda bu- lunan Türkiye'nin bunu hangi kurum- sal yapıya yapacağı. Türkiye. bu kapsamda AB'ye kendi dunımuna ilişkin üç öneri getirdi: • AB'nin danışma sürecine her aşa- mada katılmak. • NATO'dan olanaklannı kullanma- sı istendiğinde Türkiye'nin eşit hak ve sorumlulukla süreç içinde olması. • AB'nin NATO imkânJannı kullan- madığı durumlarda uygulayacağı ope- rasyonlara da katılabilmek. ÜyeBk yakın değil Başbakan Ecevit'in, Türkiye'nın aday- Uğına ilişkin olarak "Herkes bizim ko- şulian karşılamakta gecikeceğimizi dii- şünüyor ama biz en kısazamanda AB'ye tam üye olacağa" açıklamasını yapma- sına karşın AB'li diplomatik kaynaklar "Türkiye'nin bu ilk on yü içerisinde üye oiabileceğini sanmak gerçekçi olmayan birdüşüncedir" açıklamasını yapıyor- lar. Ecevit'in birliğin sınırlannın Azer- baycan ve Orta Asya'ya da açılabileceği açıklamalan da AB'de gerçekçi bulun- muyor. Martaymda olası bir erken seçimiçin şimdiden hazıriüdara başla\r an Yunanistan Başbakaıu Simitis'in, ikibin ydııun ilkayiannda Türkiye'ye geİmesi bekkniyor. (REUTERS) İME: DİNAMÎK EKONOMÎ ETKİLÎ OLDU ^Türkiye diğer aday ülkelerden daha cazip' NEW YORK (AA) - ABD'nin etJrin yayın organlarından Time dergisi, "Türkrye'nin AB açısuıdan, sırada bekleyen Doğu Avrupa ülkelerinden daha çekici bir ada> olduğunu" yazdı. Buna, "Türtdye'nin güçlü srvil toplumunu ve dinamik ekonomisini" gerekçe gösteren dergi, bununla birlikte "AB'nin öne sürdügü K.ürtw>runu ve YunanisUn üe olan anlaşmazhklann çözümknmesi gibi Yunan halkı memnun MURATÎLEM ATİNA-Türkiye'nin AB genişleme sürecine dahil edilmesi ile Yunanistan- la başlayacak olan yeni süreç, iki ülke ilişkilerinin geleceği konusunda iyim- ser bir havamn oluşmasına neden oldu. Bu konuda Etnos gazetesi tarafin- dan yaptınlan bir kamuoyu araştırma- sında, Yunan halkının yüzde 78'i Tür- kiye'nin AB'ye aday ülke olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Helsinki zirvesinin Atina'ya yansı- masından hemen sonra kamuoyu, siya- si partıler ve bilim adamlan arasında yapılan araştırmaya göre her yüz kişi- den otuz biri sonuçtan "çok memnun", her yüz kişiden 42.7'si "memnun" ol- duğunu belirtti. Halkın yüzde 13'ü "muhtemelen olumsuz olur" derken, yüzde sekizi "çok ohımsuz" olarak niteledi. Kostas Simitis'in Başbakan olması- nın ardından dönemin Dışişleri Baka- nı Teodoros Pangakts'un izlediği terör yanlısı, Türkiye karşıtı sert politikalar yüzünden Türk-Yunan ilişkilerinde ger- gin dönemler yaşanmışü. Pangalos'un görevden alınıp. yerine Yorgo Papandreu'nun getirilmesi ile başlayan süreç ise olumlu yönde geliş- melerinı sürdürüyor. Türkiye ile dostluk politikasına hal- kın büyük çoğunluğunun destek verme- sı geçen günlerde Intemet'te yapılan bir araştırma sonucunda ilk olumlu sonu- cunu vermış ve anamuhalefet YDP ile • Etnos gazetesindeki araştırmanın sonuçlanna göre halkın yüzde 78"i Türkiye'ye adaylık verilmesini olumlu buluyor. tktidar Partisi PASOK arastndaki oy dengeleri iktidar partisi içinde yüzde iki- den üç buçuğa kadar yükselmişti. Öte yandan AB zirvesinde takındı- ğı olumlu tutumla hem AB ülkeleri hem de ABD nezdinde imajını arttı- ran Simitis'e önemli devlet adamla- nndan tebrik mesajlan iletilmeye de- vam ediliyor. Simitis'e ilk mesaj ABD'nin Atina Büyükelçisi Nikolas Burns'den geldi. Basında yer alan haberlere göre Yu- nanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Pa- pandreu, muhtemelen çarşamba ya da perşembe günü Ankara'ya gidecek. tki- li ilişkilere ivme kazandırmak, sorula- nn çerçevesini çizmek amacı ile üç ay- dan bu yana heyetlerarası görüşmele- nn çahşmalannı değerlendirmek ama- cı ile Ankara'ya gitmesi beklenen Pa- pandreu ile tsmaii Cem arasında bazı paket anlaşmalann da imzalanacagı be- lirtiliyor. Mart ayında muhtemel bir er- ken genel seçim için şimdiden hazıriık- lara başlayan Simitis'in de ikibin yıh- nın ilk aylannda Türkiye'ye bir ziya- ret yapacağı belirtiliyor. Atina borsası rekor kırdı Helsinki"de Türkiye'nin AB'ye aday ülke olarak ilan edilmesi Yunan ekonomik çevrelennde de büyük memnunluk yarattı. Söz konusu çe%'- relere göre Türkiye ile gerginliğin gi- derilmesi yönünde izlenen politika- lar, yabancı yatınmcılann da ilgisini çekti ve bu konuda önümüzdeki ay- lardan iribaren Yunanistan'da hareket- li pazarlıklar yapılacak. Aynı şekilde giderek yükselme tren- dine giren Atina borsasmm da bugün (yann) yeni bir rekorkırması bekleniyor. 6 ABD'ye faydası sonsuz' Dış Haberter Senis - ABD Başkanı Bill Ointon. Türkiye'nin, AB"nin adaylık teklıfini kabul etmesın- den memnuniyet duyduğunu bildirerek, bununfc AB üyeteri ve ABD için sonsuz faydakn oiacağuu" söy- ledi. Clinton, Başbakan BülentEcevit'i, Türkiye'nin Avrupa'da hakettiği yeri alma eğilimini gösteren si- yasi, ekonomik ve insan haklan reformlan dolayı- sıyla tebrik etti. Clinton'm Florida gezisi sırasında BeyazSaray'dan yapılan açıklamada, "ABD, Türki- ye'nin AB'ye üye nİma girişimlerini, bunun sadece Türkiye'ye değfl. rümAB üyeleri veABDiçin de son- suz faydalan olacağma inanarak uzun zamandan beri desteklemistir* denildi. Clinton, Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis'i de Ecevit ile birlikte gös- terdiği çabatardan dolayı takdir ettiğini belirtmişti. Başkan Clinton, tüm AB üyesi üflcelere de Türki- ye ile ilgili kararlanndan dolayı tesekkür ederek, AB Dönem Başkanı Finlandiya'nm Başbakanı Pa- avo Lipponen'ın "bu olağanüstü başanda göstenö- ği cabaya" isaret etti. ABD Başkanı. "AB üyekrini kararlanndan dolayı tebrik etmek ve daha güçlü ve bfaieşmiş bir Avrupa'ya ulaştna kararühldannı des- tekkdigjmi ifade etmek istiyorum" dedi. koşullann, Türkiye üzerinde büyük bir baskı ohışturacağuu" ılen sürdü. Sözü edilen konulann, "Türk miUiyetçileri açısından hayati önem taşıdıgını" belirten dergi, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasının yıllar alacağım öne sürdü. Time dergisi, AB'de ölüm cezası olmadığı için "Türkiye'nin - J ' mahkemenin karanna rağmen PKK- ---, lideri Abdullah Öcalan'ı asmaması gerekeceğini'' sa\ undu. Helsinki'de alınan sonucuni ABD Başkanı Bü) Clinton - kadar Yunanistan'ı ve i "hatta AbduOah Öcalan'ı j memnun etriğûıi" yazan j Amenkan dergisi. "Karar,: ABD açısından da iyi . haber. Çünkü Türkiye, NATO'nun Rusya ve Kafkasya sınınnda yer alryor. Türkiye'yi Avrupa'ya yaklaşbnnak, \ aynı zamanda Ankara ile | Batı'nuıgü\enliğini ! birbirine destek yapmak ; anlamına geliyor" j yorumunda bulundu. j Avnıpa Birliği; Kıbns Rum Kesimi, Macaristan, Polonya, Estonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovenya ile tam üyelik müzakerelerini önce başlatmıştı. AB liderleri, 10-11 Aralık günlerinde düzenlenen Helsinki zirvesinde, Romanya, Slovakya, Letonya, Litvanya, Bulgaristan ve Malta ile tam üyelik müzakerelerini gelecek şubat ayından itibaren başlatma karan aldılar. italyan basmı genis yer verdi Ecevit'ten söz: 'İdamkalkacak'ROMA (AA) - Italya'da yayımlanan gazeteler. Türkiye'nin AB tam üyeliğine aday ülke olarak ilan edilmesine birinci sayfalanndan geniş yer ver- diler.Sol görüşlü La Repubblica, manşetten "Tür- kiye: Ölüm cezasını kaidıracağız'' başhğını kul- lanırken, PKK lideri Abdullah Ocalan'ın ölüm ce- zası hakkında gelecek aylarda Meclis'te yapıla- cak oylamanın, Türkiye'nin insan haklan konu- sunda ilk sınavı olacağım savundu. Corriere della Sera gazetesi de Başbakan BülentEcevit'in ölüm cezasına karşı tutumunu ön pla- na çıkanrken. bundan sonra Türkiye'nin insan haklan vede- mokrasi konulannda Uerieme- ler kaydedeceğini yazdL La Stampa gazetesi ise "Ecevit'in Avrupa'ya sözü" başlığı altmdaki haberinde, Tür- kiye'nin en kısa zamanda ölüm cezasını kaldır- ma sözü verdiğini öne sürdü. Gazete, Başbakan MassimoD'Alema'nın açık- lamalarına yer verirken, D'Alema'nın Türki- ye'nin AB'ye "evet" demesini tarihi bir gün ola- rak değerlendirdiğini kaydetti. Gazeteye göre, D'Alema, "Türkiye insan haklan ve demokrasi konulannda devTİm yapacak" dedi. D'Alema, Kıbns meselesi ile ilgili olarak da artık Akdeniz'de banşın sağlanması gerektiğini ifade etti. AB'ye adaylık süreci yaşamın tüm alanlannda yeni standartlar getiriyor Işkembe çorbası ve kokoreçe son... Ekonomi Senisi - AB, Helsinki'de Kıbns ve Ege koşuluyla 40 yıldır bekletriği Türkiye'ye adaylık kapısmı açarken, bu yeni süreçte Türk halkını da yeni standartlar bekliyor. Sadece insan haklan, enflasyon, dış ticaret dengesi değil. tüm yaşam alanlannda Avrupa'ya uyumu gerektiren bu standartlar önümüzdeki vıllarda Türkiye'nin çehresini değiştirecek gibi görünüyor. Çikolatadaki yağlar bile belirli. - Standartsız yaşamı standart olarak kabul eden birçok gıda üreticisinin işi AB'ye tam üyelik yolunun açılmasıyla birlikte zorlaşacak. A\Tupa Komisyonu, çikolata ve benzer ürünlerde kakao yağı kullanılmasını zorunlu hale getirirken bitkisel yağlannın oranına joizde 5 üst sınır getiriyor. Dolmuş ve minibüs tarihe gömülecek: Toplu taşımacılığa önem veren ve bu amaçla metro, hafif raylı sistem ve otobüsleri tercih eden AB, • Sokak aralannda satılan kokoreçten trafik cezalanna, cep telefonlanndan kapı önündeki çöplere kadar birçok alanda yeni düzenlemelerle Avrupa'ya uyumun gündeme gelmesi bekleniyor. kentsel ulaşımda bu alandaki yatınmlan teşvik ediyor. Bu da önümüzdeki yıllarda yolcu kapma yanşı veren dolmuş ve minibüslerin tarihe gömüleceği şeklinde değerlendiriliyor. Trafik canavarına çekldüzen: - Kırmızı ışıkta beklemenin adeta garip karşılandığı bir ülke olan Türkiye, AB'yle birlikte ağır trafik cezalanna kendini ahştırmak zorunda. Yol boş olduğunda dahi kırmızı ışıkta beklemenin kural olduğu AB'de trafik kazalannı önlemek amacıyla cezalar oldukça ağır tutuluyor. çevreye zararlı teknolojlye yasak: - Ergene başta olmak üzere birçok nehri zehir saçan fabrikalar nedeniyle siyah akan Türkiye'nin bundan böyle atacağı her adımda çevre politikalannı dikkate alması gerekiyor. Bu da birinci olmakla övündüğümüz çimento fabrikalan, termik santrallar, antmasu tesislerin yeniden gözden geçirilmesi anlamına geliyor. Birçok evde bulunan ve ozon tabakasına zarar veren buzdolaplannın bile yasaklanması gerekiyor. Tüketicl haklan: - Başta telekomünikasyon olmak üzere birçok alanda tüketici haklan AB mevzuatma göre koruma altına alınmış durumda. Tek taraflı sözleşmelere son: AB'de aday üyeliğinin ardından tek taraflı sözleşmeler dönemi de bitiyor. Sanayi Bakanlığı Rekabetin ve Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecek çalışmalar sona erdiğinde tek taraflı sözleşmelerde tüketici aleyhine saücıyı koruyan hükümler, bir ihtilaf halinde tüketici lehine yorumlanacak. Tarım ürünlerine standart: - Türkiye tanmda da ortak standartlan olan AB'ye kendini uydurmak zonmda kalacak. Bu da fiyatlardan ürünlerin boyutlanna kadar birçok alanda yeni standartlar \ geleceği anlamını taşıyor. Sakatat satışına yasak: - AB'de geçen yıl alınan karar ( gereği sakatattan üretilen kokoreç, r işkembe, kelle ve paça gibi gıda , maddelerinin satılması ' yasaklanmış durumda. Bu da Türk ' halkınm yeme kültüründe ayn bir ' yeri olan işkembe çorbası, kokoreç ' gibi ürünlere gelecek yıllarda veda etmek anlamına geliyor. Çünkü ı tüm gıda ürünlerinin AB | standartlanna uyması gerekiyor. "
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear