Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 -1 ARALIK 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Hükümet, 2000 yıh programmda enerjideki plansızlığın faturasını itiraf etti
• Pek çok proje üzerinde
çalışma yapan ve enerji
yatınm ihtiyacı
gerekçesiyle tahkimi
kabul eden hükümet,
kendi programında, eneıji
ssktörüyle ilgili
çalışmalann plansız
yürütüldüğünü itiraf etti.
yararı rBAMJ SALMAN
ANKARA- Mavi Akım pro-
jesinden Bakû-Ceyhan"a; nük-
leer santrallardan doğalgazla
üretim yapacak elektrik santral-
lanna kadar pek çok proje üze-
rinde çalışma yapan ve enerji ya-
tınm ihtiyacı gerekçesiyle tahki-
mi kabul eden hükümet, kendi
progTammda, enerji sektörüyle
ilgili çalışmalann plansız yürü-
tüldüğünü itirafetti. Programda,
"Özel şirkederle anlaşma yapt-
nrken, şirketrisklerininyanı sı-
ra kamu maliyetleri ve riskleri-
nin de dikkate ahnmasının" is-
tenmesi, özel sektörle yapılan
sözleşmelerde kamu yarannın
korunmadığını ortaya koydu.
Elektrik sektöründeki sağhksız
yapılanmanın yansıdığı sektör-
lerin başında doğalgazın geldiği
kaydedüen programda, "Uıtiya-
cın üzerinde görüşmeleri sürdü-
rülen her bir doğalgaz santral
projesi için doğalgaz temin edil-
mek Uzere çahşmaiann yürütül-
mesi netkesinde,sağhksızbir do-
ğalgazttetimşebekesi ortaya çık-
makta ve 'al ya da öde° nftetikti
anlaşmalaria ihtiyacın üzerinde
doğalgaz bağlantısına gidildiği
görüJmektedir" denildi. Tüm bu
gelişmelerin ülke ekonomisini
olumsuz yönde etkileyeceği
kaydedildi. Resmi Gazete'nin
21 Kasım 1999 tarihli sayısında
yayımlanan Bakanlar Kurulu
karannda yer alan hükümetin
2000 yıh programında enerji
sektörüyle ilgili plansızlığı orta-
ya koyan saptanialar ve yer alan
uyanlar şöyle:
Eski Dünya
Enerji Konseyi
üyesi Ünal
Erdoğan,
Türklye'nin
nükleere
yönelmesinin
ardındaki
gerçekleri anlattı
'Rantı veren
iktidardakalıyor'HAZALATEŞÇAKIR
Akkuyu da dahıl olmak uzere 11 nükle-
er santral yapımı ıçın start veren sıyasiler.
Çernobil kazasından sonra zorunlu olarak
açıklanan raporlan, nükleer santrallara sa-
hip ülkelerin kapatma kararlannı ve büim
adamlarının "nükleer intihardır" uyanlan-
nı görmezden gelmeve devam ediyor. Bu-
gün özkaynaklannın yüzde 25'ini bile kul-
lanamayan Türkiye'de, ucuz, güvenilir, te-
miz enerji üretimi yerine, doğalgazdan
elektrik ûretıminde olduğu gibi dışa bağım-
lı enerji senaryolan yeniden yazılıyor. 3.5
milyar gibi de\ bir maliyeti olan Mavi Akım
Projesi'ni tek çare diye sunan siyasiler, da-
ğıtımda özelleştirme ve nükleer santral için
de yine "tek çare" sloganı ile hareket edi-
yorlar. Nükleer santral yapım karannı alan
hükümet, sadece bir reaktörde meydana ge-
lebilecek bir patlamanm 70 milyon insanı
öldürebileceğini, 10 milyar dolarlık nükle-
er santralın sökme maliyetinin 100 milyar
dolar olduğunu, dünyada 500 bin ton sak-
lanması gereken nükleer atık bulunduğunu,
tsveç'in 2010 yılında kapatmayı planlama-
sına karşın yeni yüzyıla girmeden apar to-
par 15 santralı kapatmasını ve ABD"nin
105 nükleer santralın 25'ini acilen devreden
çıkarmasmı neden görmezden geliyorTEs-
ki Dünya Enerji Konseyi Türkiye Milli Ko-
mitesi üyesi \e Elektrik Yüksek Mühendi-
si Cnal Erdoğan. nükleer santralın peşin
rüşvetinin 5 milyar dolar
olduğunu vurgularken
*Ranuveren iktidarda ka-
hyor. Madem tehlikesL sa-
kıncası yok, santralı İstan-
bul'da kursunlar" diyerek
sıyasılere yenı öneriler ge-
tiriyor. hhal doğalgaza
bağh elektnk üretimıni de
-Yapım süresi kısa. kazık
süresi uzun" olarak tanım-
layan Erdoğan'ın sorulan-
mıza yanıtlan şöyle:
- Enerji darboğazı se-
naryolanyia "nükleer
enerji"ye start \erildi.
Türkiye'nin, siyasilerin
savladığı gibi gerçekten
nükleer santrala ihtiyacı
varmı?
ERDOĞAN - Dünya
nükleer enerjiden vazgeç~
ti.lsveç 15, ABD 25 nük-
leer santralı apar topar ka-
pattı. Avusturya, Belçika.
Italya da santrallan söktü.
Bugün dünyada 500 bîn
ton saklanması gereken
atık var. Bunun 200 bin to-
nu ABD'de. Avrupa da kendi atıklannı de-
polayacak yer anyor. Nükleer 1970'e kadar
aranan bir enerji türüydü. Bu tarihten son-
ra terk edildi. Çünkü radyasyonun etkisi
görüldü. Bu tarihlerde yapılan enerji sant-
rallannın yüzde 55"i nükleer santralken,
1980'de bu oran yüzde 1.2'ye düştü. Bun-
lar da anlaşması yapıldığı için devam eder
görünüyordu. Dünyada son 20 yılda bir tek
nükleer santral devreye girmedi. Yapımı gö-
züken 67 santralın 51'inden vazgeçildi.
Dünya Atom Enerji Kurumu bunu belirle-
mişken. özkaynaklannın bugün sadece yüz-
de 25'inı kullanan Türkiye'de bir enerji ara-
yışı düşündürücüdür. Nükleer santralı 10
milyar dolara kurarsınız sökrneniz için 100
milyar dolar gerekir. Dünyada 80 bin nük-
leer teknik eleman işsiz. Bunlara da Türki-
ye'de iş kapısı açılmış olacak.
- Bu gerçekkr büinirken. siyasilerin nük-
leer inadını nasıl açıklay acaksıruz? Bu rant-
tan kimler pay alacaklar?
ERDOĞAN - Durup dururken nükleer
enerji arayışına gırilmedi. Avrupa Ekono-
mı Topluluğu Enerji Dairesi Başkanı, nük-
leer santralın peşin rüşvetinin 5 milyar do-
lar olduğunu söylüyor. Maliyeti kadar rüş-
vet var. Rantı veren iktidarda kalıyor. Nec-
mettin Erbakan, başbakanlığı döneminde
11 nükleer santral yapacağım diyerek, Ba-
tı'ya 350 milyar dolarlık ta\iz kapısmı ara-
ladı. Böylece Batı'dan destek alabileceğinı
biliyordu. Diğeryandan bazı yaptınm güç-
leri, bu santrallardan atom bombası yapıla-
cağını sanıyor. Halbuki en pahalı yöntem
budur. Bu santrallann çivisi bile Batı'dan
gelecek. Bilimle insanlığı kanştıran bazı
bilim adamlan ve yazarlar da bu olup biten
oyunlara çanak tutuyor. Bazı yazarlar, bi-
limsel verilere dayanmadan dünyadaki
enerjinin yüzde 65'i nükleerden sağlanıyor
diye yazabiliyorlar.
Dünyada hiçbir şirket tek başma santral
PORTRE/ÜNAL ERDOĞAN
yapmıyor. 13 ülke konsorsiyumda yer ala-
cak. Fransa aracılık yapmak istiyor. ABD
reaktör. Belçika kazanlan, Fransa havuzla-
n, işletme, denetimi. Kanada kapak, Japon-
ya ve Isveç kumanda sistemlerini. Alman-
ya borulan yapıyor. Pastadan pay almak is-
teyenler açıkça ortada.
- Bir nükleer santral kaç yılda tamamla-
nıyor? Ortalama maliyet verebilir misiniz?
ERDOĞAN - Japonya bir nükleer sant-
ralın yüzde 70'ini kendi özkaynaklanyla
yaptı. Toplam 9 milyar dolann üzerinde ma-
liyeti var. Yapım süresi 7 yıl. Almanya'da
W U ve KWL"nun yaptıği 4 nükleer sant-
ral vardı. Yüzde 62'sini özkaynaktan sağla-
dı, 8 yılda tamamlandı. Maliyetlerini tam
olarak \ ermivorlar. Nükleer santralda 4 ana
1941 Çanakkaledoğumlu. Yükseköğ-
renimini tstanbul Teknik Dniversite-
si'nde tamamladi. Daha sonra öğretim
görevlisi olarak üniversitede kaldı. Öğ-
renciüğidönemindeve bulunduğu kürsü-
de enerjisektörüne ilişkinyanhş uygula-
malarta ilgiliyapttrunlara evet diyenlerie
matıkemelikolau. ÖğrencitemsÛcUiğisı-
rasında Ambarhfueloil santrakna karşı
çıktt ve siyasilerle mahkemeiik oldu.
1965-1970 TürkiyeElektrik Kurumu'nda
çaltşa. 1982-1990 Elektrik Mühendisleri
için karanlıkta kaldı. Yakıt olmadığı için
değil, dışa bağımlı olduğu için. Ülkekaran-
lıkta kalıyor komedisini sahtekârca oynadı-
lar. Enerji için uygun kömürü olmayan sant-
rallar resen de\Teye sokuldu. Özal. DPT'de
başkan yardımcısıyken Seyitömer' in gecik-
tirihnesi için neleT yaptı. Bu petrolcülere
hizmet. Ambarlı'yı hizmete sokmaktı. Ke-
ban ye Karakaya'da bitmiş santralunız var-
dı. Özal, 180 kilometrelik Karakaya-Sin-
car hattına 200 milyar lira kaynak vermedi.
Gökova'ya 17 trilyon para aktardı. O para-
yı verseydi saniyede 4 bin 50 ton su enerji-
ye dönüsecekti. Türkiye'nin tükettiği ener-
jinin üçte ikisiydi. Türkiye bugünkü duru-
ma düşmezdı. Ambarh'nın bu zaraıian bir
yana, Marmara Denizi'ni, Haliç'i öldüren
ünıtede maliyet hesaplanır. Tesis, makine
parkı, kumanda kontrol sistemlen, nükleer
santralın çalışma organizasyonu. Her biri
ayn maliyette. Bize maliyeti 10 milyar do-
lan bulacak. Yakıt gideri hariç. sırf maliyet-
ten dolayı kilovatsaati 80 bin TL civannda.
Bu tezgâhın arkasında bunlar yatıyor. Su-
yun kilovatsaati 293 hra (sıftr sayılvr). ter-
mik 1540, fueloil 6 bin 900. gaz 14 bin. kö-
mür 7 bin ve doğalgaz 15 bm lira.
Türkiye 100 milyar kilovatsaat enerji tü-
kettiğinde ortalama bu yıl 45 bin liradan
vatandaşa satılıyor. Sadece enerji sudan kar-
şılansa maliyeti yüzde 5 zamlarla 65 lira
olacak. Türkiye sadece sudan 6.5 katrilyon
bedava enerji elde eder. Elektriği sadece su-
dan karşılasak iç borçlanmamız sıfir olur.
Enflasyon sıfıra iner. Türkiye'nin su hari-
tasını çıkardım, su potansiyelinin yüzde
50'si ile 500 milyar kilovatsaat elektrik el-
de edebilir. Türkiye 6. Enerji İstatistikleri
kıtabında da ülkenin 432 milyar kilovatsa-
at hidrolik gücü olduğu belirtıliyor.
- Geçen haftalarda, doğalgaz gelmedi ba-
hanesiyle birkaç gün elektrik kesintikri uy-
gulanırken dışa bağımlı enerji politikalan-
nın yanlışhğı bir daha görüldü. Bu konuda
neler söyle>ebüirsiniz?
ERDOĞAN - 1980'den önce yine Bü-
lent Eeevit'in başbakanlığı döneminde
Ambarh santralının yakıtının kesilmesi ile
elektrikler kesilmişti. Bunu bahane eden
Turgut Özal da Yeniköy. Yatağan ve Gö-
ko\a santrallan başta olmak üzere 8 doğal-
gaz santralmı devreye soktu. Niye? Onu
oraya getiren, daha önce danışmanı olduğu
ENKA şirketinin çıkan için. Ambarlf nın
30 yılda tükettiği yakıtın maliyeti 12 Keban
Barajı parasııun yakıtı olarak Türkiye hal-
kı sırtından Batı'ya peşkeş çekildi. Bunun
yerine su santralı kursaydık 12 Keban sant-
ralı parası Türkiye'nin cebinde kalacaktı.
Dışa bağımlı bir enerji olduğu için 1978-
1980 arası yakıt verilemedi. Türkiye onun
Ambarirdır. 6 bacasından 30 yıldır attığı
kükürtdioksit yöreyi mahvetti. Desülfüri-
zasyon ünitelerini 30 yıl sonra, ekonomik
ömrü bittıkten sonra ihale yapıyorlar. Bir
bacasından bir saatte 980 bin metreküp azo-
toksit aurken, bir saatte 55 ton suyu kirle-
tip veriyor. Marmara Denizi'nde asit yağ-
murlannı oluşturdu. Denizi mahvetti. Bu-
nun bedelini yıllarca uğraşsanız hesaplaya-
mazsımz. Denizdeki canlı türlerini yok et-
ti. Bu sadece bir tek santrahn faturası.
- Şu günlerde yine ithal kömüre dayalı 4
bin 953 megavatak sanrrallar gündemde.
Kömür hangi ülkelerden getirilecek?
ERDOĞAN - Kömür Avustralya'dan ge-
lecek. Kömür çukurlan, külleri koyacak
yer yok. Bu arada bazı şirketler kömürü ta-
şıma işinden pay alacaklar. Türkiye'nin
bundaki kân yüzde 2'yi geçmeyecek. De-
mirel, benim 6 kez elektriğim kesildi dıyor.
Böyle bir şey olamaz. Devlet başkanının
köşkünde 4 büyük jeneratör var. Bir sani-
yede devreye girer. Türkiye'nin santralı
ABD'den daha fazla olsa bile elektrik ke-
sintisı varsa, santral yokluğundan değil şe-
beke ve hattan olur. Bu da bir oyun. Sana-
yi odalan 7 yıl önce yayımladıİdan kitap-
ta, Türkiye karanhkta kalacak iddialannı
ortaya atarken, o dönem ülkenin yüzde 68
üretim fazlası vardı. Enerjiden aldığı payı
yatınm olarak aktarmamasına karşın Tür-
kiye hiç karanlıkta kalmadı. GSMH'nin
yüzde 3'ü enerjiye yatuıldı. 7 yıldır bu sı-
fırlara düştü. Buna İcarşın enerji darboğazı
söz konusu değil.
-Türkiye bugün su potansiyelinin sadece
yüzde 25'ini kıulanırken, yine dışa bağımlı
doğalgazdan elektrik üretimi dogru mu?
ERDOĞAN -Doğalgazdan elektrik elde
etmek cahilliktir, hainliktir. Rusya'nın altın-
dan doğalgaz geldiği halde, buülke bundan
elektrik üretmiyor. Doğalgaz, elektriğe çe-
virince enerjisinin üçte ikısıni kaybeder.
Maliyeti vatandaşa üç mish. ENKA bunun
Odası 'nın 3 dönemyönetim kurulu baş-
kanhğını yapn. Türk Mimar ve Mûhen-
dis Odalan Birtiği'nde yönetim kurulu
üyeliğindegörevaldL 1996-199'"deDün-
ya Enerji Konseyi Türkiye Milli Komite-
si Yönetim Kurulu üyeîiğinde bulundu.
Son seçimlerde Sol GüçbirUği'nin Ana-
kent belediyebaşkan adayı oldu. Cnal 'ın
12 tdtabı, enerji konusunda SOO'ü aşkın
tebliği bulunuyor. Şu günlerde de eneıji
sektöründeki oyunlan içeren bir kitabt
yayına hazuityor.
peşinde koşuyor. Yapım süresi kısa, kazık
süresi uzun. Ambarh doğalgaz santralı, Ha-
mitabat doğalgaz santralı 15 yılık sürede
yüzde 65 kapasitenin üstünde çalıştı mı?
Hayır. Yerel yönetimler de bunu birebir va-
tandaşa veriyor. Bursa'ya kurulan 1492 me-
gavatlık santral, bölgeyi mahvetti. Doğal-
gaz naklederken yüzde 20'smi doğaya at-
mak zorunda. Saf metandır. Karbondioksi-
de göre etkisi 4-5 misli fazladır. Buna baca
etkisi de eklenince ekolojık dengeyi bozu-
yor... §u gerçekler ortaya çıkıyor: Birincisi,
7 sene önce Avrupa Ekonomik Topluluğu
Enerji Dairesi Başkanı Türkiye'ye geliyor.
Türkiye'den doneleri alıyor. Bakanlık 2010
yılında 380 milyar kilovatsaat elektrik tüke-
teceğiz diyor. Başkan bir hesap yapıyor.
Türkiye'nin tüm bütçesi-
ni sadece yaürsanız bu
güçte santral yapamıyor-
sunuz diyor. 80bin mega-
vat ilave santral kurula-
cak. En ucuzu 2 milyar
dolardır. Benim senaryo-
lanmda 174 milyar kilo-
vatsaati tüketeceğimiz
söz konusu. Nüfusumuz
90.6 milyonolacak. Bunu
tüketmek için 10 yıl için-
de 100 mılyar dolar sade-
ce enerjiye yatınm yap-
mak gerekiyor. Şu anda
yapılacak yatınmlar 2007
yılına kadar atıl kalacak-
ttr. Türkiye 1980'liyıllar-
dan bu yana enerjisinin
yüzde 70 fazlasını ürete-
bilecek kapasiteye sahip.
- Lluslararası tahkim
konusunda neler söyleye-
ceksiniz?
ERDOĞAN - Ulus
devlet sermayesini aşmak
için tahkim çıkanlıyor.
Gidecek başka yerimiz
yok. Çok Taraflı Yatınm
Anlaşmalan'nuı (MAI)
organızatörü Fransa'dır. Tahkimyasasını ge-
tirdiler. Tahkimin ulusal yargıyı de\Teden
çıkardığını görünce avukatlar, savcılar, dev-
letin yargıçlan böyle bir karara devlet imza
atarsa göre\'den aynlınz dediler. O neden-
le Fransa görüşmelerden çekildi. Bu onur-
lu bir davranıştır. Olası bir anlaşmazlıkta
uluslararası bir grup tarafindan karar veri-
lecek. Turgut Özal, 3096 sayılı yasayı, dev-
letin enerjideki tekelini kaldırdı ama Damş-
tay denetimini ortadan kaldırmaya cesaret
edemedi. Ama bugün buna cesaret diyorlar.
Bergama olayında Türkiye'nin bir
çevrebakanı 13.5'terininanlaşmasınıyap-
n. Maden arama yasasına göre görev veril-
di. Altın arayıcısı şirketin emrinde. Şirket
yüzde yüz yabancı sermayeli Türk şirketi di-
yorlar. Ladın ormanı mahvedüecek. Berga-
ma'da insammız canlı yaşadı.
- Fransavetngtttereeneıji sektörünün sa-
dece yüzde 20'sini özeDeştirdL Her iki ülke-
de özel sektöre büyük hisseler verumedLBu
konuda Türkiye nereye gjdiwr?
ERDOĞAN -Enerji ihalelerinin içinde
büyük rant var. Aktaş ömeğini artık herkes
biliyor. Doğan Grubu, Trakya yakasını ala-
cak. Üstüne devlet bir de para verecek. Bu-
günkü fıyatla 2 katrilyon alacak. Bugün yer-
leşime kapatıhnası bile düşünülen Adapa-
zan'nda ENKA santral yapmak için arazi
alışverişi yapıyor.
DPT 2007 yılına kadarkurulacak santral-
lar atıldır diyor. Bakanlık bunu duymazdan
gelip doğalgaz anlaşmalan yapıyor. BO-
TAŞ 30 milyar metreküp istiyor. Enerji Ba-
kanlığı 40 milyar metreküplük anlaşma ya-
pıyor. 1600 milyar dolar rant demek. Tür-
kiye'nin gelecek bütçesi tüm ihracat gelir-
lerinitoplasanızbile doğalgaza yetmez. Ye-
ni yapılacak 6 doğalgaz santralı gündemden
çıkanlmah. Bir yılda 227 milyar kilovatsa-
at üretiyor. Türkiye 100 milyar kilovatsaat
tüketiyor. Bu aldatmacalar niye? Pastadan
pay kapmak tabii ki.
- Yap-işlet-devret modeü çer-
çevesinde yürütülen proje sto-
kunun santral tipi, proje yeri ve
kapasitesi itibanyla optimal sis-
tem ihriyaçjannın dışında ve
üzerinde oluşması olumsuz bir
gelişme olarak yorumlanmak-
tadır. Elektrik açtğı yaratılnut-
maya çahşuırken, ahm ve ödeme
garantüiasınbirkapasiteohışu-
mu da elektrik sistemi. maliyet-
ler ve genel ekononvi üze-
rinde olumsuz etkikr ya-
ratabuecektir.
- Yap-işlet-devret mode-
liyle gerçekleştirilecek
projelerde enerji alımı ve
fıyat garantisi verilmesi ve
sözleşmelerin yüksek ahm
fiyatlanyla bağıtlanması
nedeniyle sektörde uzun
vadede rekabetin geçerli
olacağı bir serbest piyasa
düzeninin kurulabilmesi
imkânı giderek smırlan-
makta, pahalı bir enerji sis-
temine dönüşüm gözlem-
lenmektedir.
1998 yıh içinde göriiş-
meleri sonuçlandınlan ve
yap-işlet modeli ile gerçek-
leştirilecek olan projelerde
bağlanan fiyatlann, yap-
işlet-de%Tet projelerine na-
zaran çok düşük olduğu
görülmektedir.
- Özel şirketlerie anlaş-
ma yapılırken. şirket riskle-
rinin yanı sıra kamu mali-
yetleri ve risklerini de dîk-
kate alan bir yaklaşım için-
de, daha düşük maliyetli,
eneıji güvenligini esas alan,
gerçekçi ve finanse edilebi-
lir bir proje stokunun oluş-
turulması amaçlanmalıdu-.
- Genel olarak sektörde
özelleştirme ve özel şirket
faaliyetlerinin yaygmlaştı-
nhnası sonrasında, rekabe-
tin hangi esaslara ve meka-
nizmalara göre sağlanaca-
ğı konusunda belirsizlikler
bulunmaktadır.
- Çok amaç.lı hidrolik
projeler ile sınır aşan sular
üzerinde bulunan baraj ve
santrallann özel şirketler
etiyle gerceklestirihnesi so-
runlar doğurmaktadır.
Özel şirket girişimlerinde
su kaynaklannın optimal
kullanımı ve gelişimini
amaçlayan havza gelişün
planlarma tam olarak
uyulmamaktadır. Uygula-
mada ortaya çıkan bu tür
sorunlar nedeniy le özelleş-
tirmeçahşmalanndan bek-
lenen faydalar sağlanama-
mışür.
- Yap-işlet-devret pake-
tindeki belirsizliklerin gi-
derilmesine, kamu ve özel
şirketler arasındaki görev
dağılımının belirlenmesine
ve kamu kuruluşlan arasın-
daki koordinasyonun sağ-
lanmasına her zamankın-
den daha fazla ihtiyaç du-
yulmaktadır. Yap-işlet-
devTet modeli kapsamında
yürütülen santral projeleri-
nin sorunlan zaman içinde
uygulamanın geliştirihne-
siyle aşılmaya çalışılmak-
tadır.
- Dağmm hatlannda ve
şebekelerde görülen yük-
sek oranlı kayıplar ile ka-
çak elektrik kullanum ve
tahsilat yetersizlikleri sek-
tördeki diğer en önemü so-
runlardır.
- 2000 yılında birincil
enerji tüketiminin yüzde
5.3 oranında artarak 83.1
milyon tona, kişi başma tü-
ketimin ise 1273 kilogram
petrol eşdeğerine ulaşması
beklenmektedir. Birincil
enerji üretiminin 35.9 mil-
yon ton petrol eşdeğeri ola-
rak gerçekleşmesi beklen-
mektedir. Buna göre, yurti-
çi kaynaklann toplam ener-
ji arzı içindeki payı yüzde
43 seviyelerinde oluşacak.
- 2000 yıhnda başta do-
ğalgaz olmak uzere taşkö-
mürü,Hnyitve petrol ürün-
leri tüketiminde arbş ola-
cağı tahmin edilmektedir.
1999 yüı sonu itibany la fıiü
elektrik üretiminde hidro-
lik santrallar yüzde 303,
Hnyit santrallan yüzde 29.4
vedogalgazsantrauanyak-
laşık yüzde 30'luk paya sa-
hip oîdu.
- Hedeflenen ekonomik
büyümeye koşut, 2000 yı-
lında elektrik enerji talebi-
nin yüzde 7.4 artışla 128.3
milyar kilovatsaate ulaşa-
cağı tahmin ediliyor. Orta-
lama üretim kapasitesinin
ise yeni hidroelektrik, ter-
mik ve rüzgâr projeleriyle
147.5 milyar kilovatsaate,
kurulu gücün 28 bin 542
megavata ulaşması bekle-
niyor.
AYDINLAJNMA
EMRE KONGAR
Erdalinönü .
Cumhurbaşkanltğı tartışmalan yeniden alevlen-
di. • #
Bir yandan bugünkü pariamenter sistemin çe-
te-bürokrasi-siyaset-ticaret-tarikat beşgeni içinde
en verimsiz dönemlerinden birini yaşaması, öte
yandan Meclis aritmetiğinin durumu, cumhurbaş-
kanlığı sorununu anayasa de^işikliği noktasına
getirmiş halde.
•••
Anayasa değişikliği önerile#iki farklı yaklaşım-
da, iki ayn noktada toplanıyor:
Birinci grupta partamanter demokrasinin yapı-
sını değiştirmekverejimi başkanlıkyadayan baş-
kanlık sistemine dönüştürmek isteyen öneriler var.
Ikinci grupta ise Demirel'in süresini şu ya da bu
formülle uzatmak için yapılan ve sistemin yapısı-
na dokunmayan, sadece teknik düzeyde kalan
anayasa değişikliklerine ilişkin öneriler var.
Rejimin verimsiz çalışması, mafyasal ilişkilerin
devletin ve yaşamın her alanında egemen gözük-
mesi birinci grupta yer alan sistem degişiklikleri-
nin gündeme gelmesinde önemli bir etken.
Buradaki sooın, toplumda siyasetin yozlaşma-
sından kaynaklanan rüşvet ve benzeri öğelerin,
sistem değişikliği ile ortadan kalkmayacağı, tam
tersine rejimi iyıce işlemez hale getireceğidir.
Demirel'in süresinin uzatılması ya da bir kez da-
ha seçilmesinin sağlanması konusundaki ikinci
grup önerilere gelince, bir yandan mevcut Cum-
hurbaşkanı'nın seçileli beri devletin ve slyasetin
genel dengelerini gözeten ve potansiyel bunalım-
ları aşan bir yönetim basireti göstermiş olması,
öte yandan mevcut Meclis aritmetiğinin yapısı,
bunlara birinci grup önerilere göre daha az sakın-
calı ve daha gerçekleşebilir bir nitelik kazandır-
makla birlikte yine de "kişiye özel anayasa deği-
şikliği" gibi pek de sevimli olmayan bir öğeyi için-
de taşıdığı için, pek çok kişiye fazla uygun gelme-
mektedir.
•••
Türkiye, kimi zaman en basit olaylan büyük bu-
nalımlara dönüştürmekle, kimi zaman da gerçek-
ten önem taşıyan denn bunalımlan beklenmedik
bir biçimde, sakince ve yumuşacık bir yöntem kul-
lanarak aşmakla pek çok gözlemciyi şaşırtan bir
ülkedir.
Bugünden görünen odur ki, cumhurbaşkanlığı
seçimi de sakin ve vumuşak bir biçimde aşılacak-
Dolayısıyla bu seçim Türkiye'de hemen hemen
hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.
Zaten pariamenter bir sistemde cumhurbaşkan-
lığı seçiminden "radikal değişiklıkler" beklemek
gerçekçi de değildir.
• • •
Ben kişisel olarak, Erdal Inönü'nün çok iyi bir
cumhurbaşkanı olacağını düşünüyorum.
Gerek insanı şaşırtan sanat ve edebiyat bilgisi
ve derin kültürü, gerekse hem birey olarak insana
hem de gerçek demokrasiye olan inancı dolayı-
sıyla rejime duyduğu saygı, siyasette edindiği de-
neyimlerle bütünleşince Türkiye'yi 21. yüzyıla ta-
şıyacak çok iyi bir cumhurbaşkanı adayı ortaya
çıkmıştır diye düşünüyorum.
Erdal Inönü, oturduğu koltuktan değer ve onur
kazanmayan, tam tersine bulunduğu makama de-
ğer ve onur katan bir politikacı kimliği çizmişti, ak-
tif politikada.
Zaten "Ben görevimi tamamladım" anlayışı için-
de kendi tsteğiyle genel başkanlığı bırakması da
onun böyle bir lider olmasından kaynaklanıyordu.
CHP Genel Başkanı Altan Öyınen, Erdal Inö-
nü'yü cumhurbaşkanı adayı olarak belirtmiş ve
bence çok doğru bir tercih yapmıştır.
• • •
Ben, mesleki açıdan toplumbilimci kimliğimle,
acımasız bir gerçekçiyimdir.
Kişilik olarak ise iflah olmaz bir romantik ve ap-
talhk düzeyinde iyimser bir insanımdır.
Bu yazıyı hangi kimliğimle yazdığımı vann siz
okurlanm takdir edin.
Devlet sanatçıhğı için
yönetmeük haurlanıyor
BAHAR
TANRISEVER
ANKARA - Cumhur-
başkanı Süle>man Demi-
rd' in istemi üzerine, dev-
let sanatçısı olacaklann
nitelikleri, seçimleri ve
görevleri hakkmda yeni
bir yönetmelik taslağı ha-
zırlandığı bildirildi. Tas-
lağm, büyük tepki gören
89 sanatçıya "Devlet Sa-
natçıhgı'' unvanı verilme-
si işleminin yürürlüğünün
Danıştay'ca durduruhna-
sının ardından gercekles-
tirihnesi dikkat çekti.
Devlet Sanatçısı Ola-
cak ve Bu Haktan Yarar-
lanacaklar ile Bunlann
Nitelikleri ve Seçimleri
Yönetmeliği'nde 7 Ka-
sım 1998'de yapılan deği-
şiklikle daha önceki dü-
zenleme genişletilerek
"ulusal düzeyde yeteneği-
ni kanıüamış" sanatçıla-
ra da bu unvanın verilme-
si yolu açılmıştı. Seçicı
kurul kaldınlarak, devlet
sanatçılannın "Güzel Sa-
naüar Genel Müdüriü-
ğü'nün değeriendirmesi
veKiiltür Bakanı'nınöne-
risâ De behrleneceği" hük-
münü de getiren değişik-
liğin ardından 89 sanatçı-
ya devlet sanatçısı unvanı
verihnişti. Bazı sanatçılar
işlemi protesto ederek un-
vanı almayı reddetmişler-
di. Sanatçı Mehmet Gü-
leryüz tarafindan açılan
dava üzerine Danıştay'ın
"Yönetmeüğin Bakanlar
Kurulu yerine Kültür Ba-
kanhğVnca yürüriüğe ko-
nulmasun" yasaya aykın
bularak yürütmeyi dur-
durma karan vermesi ve
Kültür Bakanhğı'nm iti-
razınm Danıştay Idari Da-
va Daireleri Kunılu'nca
reddedilmesinin sıkıntı
yarattığıbelirtildi. Alınan
bilgiye göre, Cumhurbaş-
kanlığı Genel Sekreteri
Necdet Seçldnöz. 9 Ka-
sım'da Başbakanhk'a
gönderdiği yazıda, Danış-
tay'm kararlanna işaret
ederek şunlan dedi:
"De^İetin itibannı ttgi-
lendiren bu konuda bir ge-
lişme sağlanamamış ve
1970ythndan itibaren Ba-
kanlar Kunılu'nca çıka-
nlması gereken yönetme-
lik yayımlanmamıştır. Sa-
yın Cumhurbaşkanımı-
zu büyük önem verdiği
bu konunun ivedilikle ele
ahnarakçözümlenmesini,
çıkanlacak yönetmeliğe
bir geçici madde ilave edi-
lerek, geçmişte yapılan iş-
lemlerin de hukuki daya-
nağının ohışturulmasını
arzederim."
Hazırlanacak yeni yö-
netmelikte daha önceki
değişikliğin öngördüğü
gibi ulusal düzeyde tanın-
mış sanatçılara da devlet
sanatçıhğı unvanı veril-
mesine olanak sağlanma-
sı planlanıyor. Bakanlar
Kurulu'nca çıkanlması
öngörülen yönetmelik ile
önceki yasal düzenleme-
lere dayanılarak verilen
devlet sanatçısı unvan ve
haklannın da konınarak
devam edeceğinin hükme
bağlanması isteniyor.