28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 -1 ARALIK 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümet, 2000 yıh programmda enerjideki plansızlığın faturasını itiraf etti • Pek çok proje üzerinde çalışma yapan ve enerji yatınm ihtiyacı gerekçesiyle tahkimi kabul eden hükümet, kendi programında, eneıji ssktörüyle ilgili çalışmalann plansız yürütüldüğünü itiraf etti. yararı rBAMJ SALMAN ANKARA- Mavi Akım pro- jesinden Bakû-Ceyhan"a; nük- leer santrallardan doğalgazla üretim yapacak elektrik santral- lanna kadar pek çok proje üze- rinde çalışma yapan ve enerji ya- tınm ihtiyacı gerekçesiyle tahki- mi kabul eden hükümet, kendi progTammda, enerji sektörüyle ilgili çalışmalann plansız yürü- tüldüğünü itirafetti. Programda, "Özel şirkederle anlaşma yapt- nrken, şirketrisklerininyanı sı- ra kamu maliyetleri ve riskleri- nin de dikkate ahnmasının" is- tenmesi, özel sektörle yapılan sözleşmelerde kamu yarannın korunmadığını ortaya koydu. Elektrik sektöründeki sağhksız yapılanmanın yansıdığı sektör- lerin başında doğalgazın geldiği kaydedüen programda, "Uıtiya- cın üzerinde görüşmeleri sürdü- rülen her bir doğalgaz santral projesi için doğalgaz temin edil- mek Uzere çahşmaiann yürütül- mesi netkesinde,sağhksızbir do- ğalgazttetimşebekesi ortaya çık- makta ve 'al ya da öde° nftetikti anlaşmalaria ihtiyacın üzerinde doğalgaz bağlantısına gidildiği görüJmektedir" denildi. Tüm bu gelişmelerin ülke ekonomisini olumsuz yönde etkileyeceği kaydedildi. Resmi Gazete'nin 21 Kasım 1999 tarihli sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu karannda yer alan hükümetin 2000 yıh programında enerji sektörüyle ilgili plansızlığı orta- ya koyan saptanialar ve yer alan uyanlar şöyle: Eski Dünya Enerji Konseyi üyesi Ünal Erdoğan, Türklye'nin nükleere yönelmesinin ardındaki gerçekleri anlattı 'Rantı veren iktidardakalıyor'HAZALATEŞÇAKIR Akkuyu da dahıl olmak uzere 11 nükle- er santral yapımı ıçın start veren sıyasiler. Çernobil kazasından sonra zorunlu olarak açıklanan raporlan, nükleer santrallara sa- hip ülkelerin kapatma kararlannı ve büim adamlarının "nükleer intihardır" uyanlan- nı görmezden gelmeve devam ediyor. Bu- gün özkaynaklannın yüzde 25'ini bile kul- lanamayan Türkiye'de, ucuz, güvenilir, te- miz enerji üretimi yerine, doğalgazdan elektrik ûretıminde olduğu gibi dışa bağım- lı enerji senaryolan yeniden yazılıyor. 3.5 milyar gibi de\ bir maliyeti olan Mavi Akım Projesi'ni tek çare diye sunan siyasiler, da- ğıtımda özelleştirme ve nükleer santral için de yine "tek çare" sloganı ile hareket edi- yorlar. Nükleer santral yapım karannı alan hükümet, sadece bir reaktörde meydana ge- lebilecek bir patlamanm 70 milyon insanı öldürebileceğini, 10 milyar dolarlık nükle- er santralın sökme maliyetinin 100 milyar dolar olduğunu, dünyada 500 bin ton sak- lanması gereken nükleer atık bulunduğunu, tsveç'in 2010 yılında kapatmayı planlama- sına karşın yeni yüzyıla girmeden apar to- par 15 santralı kapatmasını ve ABD"nin 105 nükleer santralın 25'ini acilen devreden çıkarmasmı neden görmezden geliyorTEs- ki Dünya Enerji Konseyi Türkiye Milli Ko- mitesi üyesi \e Elektrik Yüksek Mühendi- si Cnal Erdoğan. nükleer santralın peşin rüşvetinin 5 milyar dolar olduğunu vurgularken *Ranuveren iktidarda ka- hyor. Madem tehlikesL sa- kıncası yok, santralı İstan- bul'da kursunlar" diyerek sıyasılere yenı öneriler ge- tiriyor. hhal doğalgaza bağh elektnk üretimıni de -Yapım süresi kısa. kazık süresi uzun" olarak tanım- layan Erdoğan'ın sorulan- mıza yanıtlan şöyle: - Enerji darboğazı se- naryolanyia "nükleer enerji"ye start \erildi. Türkiye'nin, siyasilerin savladığı gibi gerçekten nükleer santrala ihtiyacı varmı? ERDOĞAN - Dünya nükleer enerjiden vazgeç~ ti.lsveç 15, ABD 25 nük- leer santralı apar topar ka- pattı. Avusturya, Belçika. Italya da santrallan söktü. Bugün dünyada 500 bîn ton saklanması gereken atık var. Bunun 200 bin to- nu ABD'de. Avrupa da kendi atıklannı de- polayacak yer anyor. Nükleer 1970'e kadar aranan bir enerji türüydü. Bu tarihten son- ra terk edildi. Çünkü radyasyonun etkisi görüldü. Bu tarihlerde yapılan enerji sant- rallannın yüzde 55"i nükleer santralken, 1980'de bu oran yüzde 1.2'ye düştü. Bun- lar da anlaşması yapıldığı için devam eder görünüyordu. Dünyada son 20 yılda bir tek nükleer santral devreye girmedi. Yapımı gö- züken 67 santralın 51'inden vazgeçildi. Dünya Atom Enerji Kurumu bunu belirle- mişken. özkaynaklannın bugün sadece yüz- de 25'inı kullanan Türkiye'de bir enerji ara- yışı düşündürücüdür. Nükleer santralı 10 milyar dolara kurarsınız sökrneniz için 100 milyar dolar gerekir. Dünyada 80 bin nük- leer teknik eleman işsiz. Bunlara da Türki- ye'de iş kapısı açılmış olacak. - Bu gerçekkr büinirken. siyasilerin nük- leer inadını nasıl açıklay acaksıruz? Bu rant- tan kimler pay alacaklar? ERDOĞAN - Durup dururken nükleer enerji arayışına gırilmedi. Avrupa Ekono- mı Topluluğu Enerji Dairesi Başkanı, nük- leer santralın peşin rüşvetinin 5 milyar do- lar olduğunu söylüyor. Maliyeti kadar rüş- vet var. Rantı veren iktidarda kalıyor. Nec- mettin Erbakan, başbakanlığı döneminde 11 nükleer santral yapacağım diyerek, Ba- tı'ya 350 milyar dolarlık ta\iz kapısmı ara- ladı. Böylece Batı'dan destek alabileceğinı biliyordu. Diğeryandan bazı yaptınm güç- leri, bu santrallardan atom bombası yapıla- cağını sanıyor. Halbuki en pahalı yöntem budur. Bu santrallann çivisi bile Batı'dan gelecek. Bilimle insanlığı kanştıran bazı bilim adamlan ve yazarlar da bu olup biten oyunlara çanak tutuyor. Bazı yazarlar, bi- limsel verilere dayanmadan dünyadaki enerjinin yüzde 65'i nükleerden sağlanıyor diye yazabiliyorlar. Dünyada hiçbir şirket tek başma santral PORTRE/ÜNAL ERDOĞAN yapmıyor. 13 ülke konsorsiyumda yer ala- cak. Fransa aracılık yapmak istiyor. ABD reaktör. Belçika kazanlan, Fransa havuzla- n, işletme, denetimi. Kanada kapak, Japon- ya ve Isveç kumanda sistemlerini. Alman- ya borulan yapıyor. Pastadan pay almak is- teyenler açıkça ortada. - Bir nükleer santral kaç yılda tamamla- nıyor? Ortalama maliyet verebilir misiniz? ERDOĞAN - Japonya bir nükleer sant- ralın yüzde 70'ini kendi özkaynaklanyla yaptı. Toplam 9 milyar dolann üzerinde ma- liyeti var. Yapım süresi 7 yıl. Almanya'da W U ve KWL"nun yaptıği 4 nükleer sant- ral vardı. Yüzde 62'sini özkaynaktan sağla- dı, 8 yılda tamamlandı. Maliyetlerini tam olarak \ ermivorlar. Nükleer santralda 4 ana 1941 Çanakkaledoğumlu. Yükseköğ- renimini tstanbul Teknik Dniversite- si'nde tamamladi. Daha sonra öğretim görevlisi olarak üniversitede kaldı. Öğ- renciüğidönemindeve bulunduğu kürsü- de enerjisektörüne ilişkinyanhş uygula- malarta ilgiliyapttrunlara evet diyenlerie matıkemelikolau. ÖğrencitemsÛcUiğisı- rasında Ambarhfueloil santrakna karşı çıktt ve siyasilerle mahkemeiik oldu. 1965-1970 TürkiyeElektrik Kurumu'nda çaltşa. 1982-1990 Elektrik Mühendisleri için karanlıkta kaldı. Yakıt olmadığı için değil, dışa bağımlı olduğu için. Ülkekaran- lıkta kalıyor komedisini sahtekârca oynadı- lar. Enerji için uygun kömürü olmayan sant- rallar resen de\Teye sokuldu. Özal. DPT'de başkan yardımcısıyken Seyitömer' in gecik- tirihnesi için neleT yaptı. Bu petrolcülere hizmet. Ambarlı'yı hizmete sokmaktı. Ke- ban ye Karakaya'da bitmiş santralunız var- dı. Özal, 180 kilometrelik Karakaya-Sin- car hattına 200 milyar lira kaynak vermedi. Gökova'ya 17 trilyon para aktardı. O para- yı verseydi saniyede 4 bin 50 ton su enerji- ye dönüsecekti. Türkiye'nin tükettiği ener- jinin üçte ikisiydi. Türkiye bugünkü duru- ma düşmezdı. Ambarh'nın bu zaraıian bir yana, Marmara Denizi'ni, Haliç'i öldüren ünıtede maliyet hesaplanır. Tesis, makine parkı, kumanda kontrol sistemlen, nükleer santralın çalışma organizasyonu. Her biri ayn maliyette. Bize maliyeti 10 milyar do- lan bulacak. Yakıt gideri hariç. sırf maliyet- ten dolayı kilovatsaati 80 bin TL civannda. Bu tezgâhın arkasında bunlar yatıyor. Su- yun kilovatsaati 293 hra (sıftr sayılvr). ter- mik 1540, fueloil 6 bin 900. gaz 14 bin. kö- mür 7 bin ve doğalgaz 15 bm lira. Türkiye 100 milyar kilovatsaat enerji tü- kettiğinde ortalama bu yıl 45 bin liradan vatandaşa satılıyor. Sadece enerji sudan kar- şılansa maliyeti yüzde 5 zamlarla 65 lira olacak. Türkiye sadece sudan 6.5 katrilyon bedava enerji elde eder. Elektriği sadece su- dan karşılasak iç borçlanmamız sıfir olur. Enflasyon sıfıra iner. Türkiye'nin su hari- tasını çıkardım, su potansiyelinin yüzde 50'si ile 500 milyar kilovatsaat elektrik el- de edebilir. Türkiye 6. Enerji İstatistikleri kıtabında da ülkenin 432 milyar kilovatsa- at hidrolik gücü olduğu belirtıliyor. - Geçen haftalarda, doğalgaz gelmedi ba- hanesiyle birkaç gün elektrik kesintikri uy- gulanırken dışa bağımlı enerji politikalan- nın yanlışhğı bir daha görüldü. Bu konuda neler söyle>ebüirsiniz? ERDOĞAN - 1980'den önce yine Bü- lent Eeevit'in başbakanlığı döneminde Ambarh santralının yakıtının kesilmesi ile elektrikler kesilmişti. Bunu bahane eden Turgut Özal da Yeniköy. Yatağan ve Gö- ko\a santrallan başta olmak üzere 8 doğal- gaz santralmı devreye soktu. Niye? Onu oraya getiren, daha önce danışmanı olduğu ENKA şirketinin çıkan için. Ambarlf nın 30 yılda tükettiği yakıtın maliyeti 12 Keban Barajı parasııun yakıtı olarak Türkiye hal- kı sırtından Batı'ya peşkeş çekildi. Bunun yerine su santralı kursaydık 12 Keban sant- ralı parası Türkiye'nin cebinde kalacaktı. Dışa bağımlı bir enerji olduğu için 1978- 1980 arası yakıt verilemedi. Türkiye onun Ambarirdır. 6 bacasından 30 yıldır attığı kükürtdioksit yöreyi mahvetti. Desülfüri- zasyon ünitelerini 30 yıl sonra, ekonomik ömrü bittıkten sonra ihale yapıyorlar. Bir bacasından bir saatte 980 bin metreküp azo- toksit aurken, bir saatte 55 ton suyu kirle- tip veriyor. Marmara Denizi'nde asit yağ- murlannı oluşturdu. Denizi mahvetti. Bu- nun bedelini yıllarca uğraşsanız hesaplaya- mazsımz. Denizdeki canlı türlerini yok et- ti. Bu sadece bir tek santrahn faturası. - Şu günlerde yine ithal kömüre dayalı 4 bin 953 megavatak sanrrallar gündemde. Kömür hangi ülkelerden getirilecek? ERDOĞAN - Kömür Avustralya'dan ge- lecek. Kömür çukurlan, külleri koyacak yer yok. Bu arada bazı şirketler kömürü ta- şıma işinden pay alacaklar. Türkiye'nin bundaki kân yüzde 2'yi geçmeyecek. De- mirel, benim 6 kez elektriğim kesildi dıyor. Böyle bir şey olamaz. Devlet başkanının köşkünde 4 büyük jeneratör var. Bir sani- yede devreye girer. Türkiye'nin santralı ABD'den daha fazla olsa bile elektrik ke- sintisı varsa, santral yokluğundan değil şe- beke ve hattan olur. Bu da bir oyun. Sana- yi odalan 7 yıl önce yayımladıİdan kitap- ta, Türkiye karanhkta kalacak iddialannı ortaya atarken, o dönem ülkenin yüzde 68 üretim fazlası vardı. Enerjiden aldığı payı yatınm olarak aktarmamasına karşın Tür- kiye hiç karanlıkta kalmadı. GSMH'nin yüzde 3'ü enerjiye yatuıldı. 7 yıldır bu sı- fırlara düştü. Buna İcarşın enerji darboğazı söz konusu değil. -Türkiye bugün su potansiyelinin sadece yüzde 25'ini kıulanırken, yine dışa bağımlı doğalgazdan elektrik üretimi dogru mu? ERDOĞAN -Doğalgazdan elektrik elde etmek cahilliktir, hainliktir. Rusya'nın altın- dan doğalgaz geldiği halde, buülke bundan elektrik üretmiyor. Doğalgaz, elektriğe çe- virince enerjisinin üçte ikısıni kaybeder. Maliyeti vatandaşa üç mish. ENKA bunun Odası 'nın 3 dönemyönetim kurulu baş- kanhğını yapn. Türk Mimar ve Mûhen- dis Odalan Birtiği'nde yönetim kurulu üyeliğindegörevaldL 1996-199'"deDün- ya Enerji Konseyi Türkiye Milli Komite- si Yönetim Kurulu üyeîiğinde bulundu. Son seçimlerde Sol GüçbirUği'nin Ana- kent belediyebaşkan adayı oldu. Cnal 'ın 12 tdtabı, enerji konusunda SOO'ü aşkın tebliği bulunuyor. Şu günlerde de eneıji sektöründeki oyunlan içeren bir kitabt yayına hazuityor. peşinde koşuyor. Yapım süresi kısa, kazık süresi uzun. Ambarh doğalgaz santralı, Ha- mitabat doğalgaz santralı 15 yılık sürede yüzde 65 kapasitenin üstünde çalıştı mı? Hayır. Yerel yönetimler de bunu birebir va- tandaşa veriyor. Bursa'ya kurulan 1492 me- gavatlık santral, bölgeyi mahvetti. Doğal- gaz naklederken yüzde 20'smi doğaya at- mak zorunda. Saf metandır. Karbondioksi- de göre etkisi 4-5 misli fazladır. Buna baca etkisi de eklenince ekolojık dengeyi bozu- yor... §u gerçekler ortaya çıkıyor: Birincisi, 7 sene önce Avrupa Ekonomik Topluluğu Enerji Dairesi Başkanı Türkiye'ye geliyor. Türkiye'den doneleri alıyor. Bakanlık 2010 yılında 380 milyar kilovatsaat elektrik tüke- teceğiz diyor. Başkan bir hesap yapıyor. Türkiye'nin tüm bütçesi- ni sadece yaürsanız bu güçte santral yapamıyor- sunuz diyor. 80bin mega- vat ilave santral kurula- cak. En ucuzu 2 milyar dolardır. Benim senaryo- lanmda 174 milyar kilo- vatsaati tüketeceğimiz söz konusu. Nüfusumuz 90.6 milyonolacak. Bunu tüketmek için 10 yıl için- de 100 mılyar dolar sade- ce enerjiye yatınm yap- mak gerekiyor. Şu anda yapılacak yatınmlar 2007 yılına kadar atıl kalacak- ttr. Türkiye 1980'liyıllar- dan bu yana enerjisinin yüzde 70 fazlasını ürete- bilecek kapasiteye sahip. - Lluslararası tahkim konusunda neler söyleye- ceksiniz? ERDOĞAN - Ulus devlet sermayesini aşmak için tahkim çıkanlıyor. Gidecek başka yerimiz yok. Çok Taraflı Yatınm Anlaşmalan'nuı (MAI) organızatörü Fransa'dır. Tahkimyasasını ge- tirdiler. Tahkimin ulusal yargıyı de\Teden çıkardığını görünce avukatlar, savcılar, dev- letin yargıçlan böyle bir karara devlet imza atarsa göre\'den aynlınz dediler. O neden- le Fransa görüşmelerden çekildi. Bu onur- lu bir davranıştır. Olası bir anlaşmazlıkta uluslararası bir grup tarafindan karar veri- lecek. Turgut Özal, 3096 sayılı yasayı, dev- letin enerjideki tekelini kaldırdı ama Damş- tay denetimini ortadan kaldırmaya cesaret edemedi. Ama bugün buna cesaret diyorlar. Bergama olayında Türkiye'nin bir çevrebakanı 13.5'terininanlaşmasınıyap- n. Maden arama yasasına göre görev veril- di. Altın arayıcısı şirketin emrinde. Şirket yüzde yüz yabancı sermayeli Türk şirketi di- yorlar. Ladın ormanı mahvedüecek. Berga- ma'da insammız canlı yaşadı. - Fransavetngtttereeneıji sektörünün sa- dece yüzde 20'sini özeDeştirdL Her iki ülke- de özel sektöre büyük hisseler verumedLBu konuda Türkiye nereye gjdiwr? ERDOĞAN -Enerji ihalelerinin içinde büyük rant var. Aktaş ömeğini artık herkes biliyor. Doğan Grubu, Trakya yakasını ala- cak. Üstüne devlet bir de para verecek. Bu- günkü fıyatla 2 katrilyon alacak. Bugün yer- leşime kapatıhnası bile düşünülen Adapa- zan'nda ENKA santral yapmak için arazi alışverişi yapıyor. DPT 2007 yılına kadarkurulacak santral- lar atıldır diyor. Bakanlık bunu duymazdan gelip doğalgaz anlaşmalan yapıyor. BO- TAŞ 30 milyar metreküp istiyor. Enerji Ba- kanlığı 40 milyar metreküplük anlaşma ya- pıyor. 1600 milyar dolar rant demek. Tür- kiye'nin gelecek bütçesi tüm ihracat gelir- lerinitoplasanızbile doğalgaza yetmez. Ye- ni yapılacak 6 doğalgaz santralı gündemden çıkanlmah. Bir yılda 227 milyar kilovatsa- at üretiyor. Türkiye 100 milyar kilovatsaat tüketiyor. Bu aldatmacalar niye? Pastadan pay kapmak tabii ki. - Yap-işlet-devret modeü çer- çevesinde yürütülen proje sto- kunun santral tipi, proje yeri ve kapasitesi itibanyla optimal sis- tem ihriyaçjannın dışında ve üzerinde oluşması olumsuz bir gelişme olarak yorumlanmak- tadır. Elektrik açtğı yaratılnut- maya çahşuırken, ahm ve ödeme garantüiasınbirkapasiteohışu- mu da elektrik sistemi. maliyet- ler ve genel ekononvi üze- rinde olumsuz etkikr ya- ratabuecektir. - Yap-işlet-devret mode- liyle gerçekleştirilecek projelerde enerji alımı ve fıyat garantisi verilmesi ve sözleşmelerin yüksek ahm fiyatlanyla bağıtlanması nedeniyle sektörde uzun vadede rekabetin geçerli olacağı bir serbest piyasa düzeninin kurulabilmesi imkânı giderek smırlan- makta, pahalı bir enerji sis- temine dönüşüm gözlem- lenmektedir. 1998 yıh içinde göriiş- meleri sonuçlandınlan ve yap-işlet modeli ile gerçek- leştirilecek olan projelerde bağlanan fiyatlann, yap- işlet-de%Tet projelerine na- zaran çok düşük olduğu görülmektedir. - Özel şirketlerie anlaş- ma yapılırken. şirket riskle- rinin yanı sıra kamu mali- yetleri ve risklerini de dîk- kate alan bir yaklaşım için- de, daha düşük maliyetli, eneıji güvenligini esas alan, gerçekçi ve finanse edilebi- lir bir proje stokunun oluş- turulması amaçlanmalıdu-. - Genel olarak sektörde özelleştirme ve özel şirket faaliyetlerinin yaygmlaştı- nhnası sonrasında, rekabe- tin hangi esaslara ve meka- nizmalara göre sağlanaca- ğı konusunda belirsizlikler bulunmaktadır. - Çok amaç.lı hidrolik projeler ile sınır aşan sular üzerinde bulunan baraj ve santrallann özel şirketler etiyle gerceklestirihnesi so- runlar doğurmaktadır. Özel şirket girişimlerinde su kaynaklannın optimal kullanımı ve gelişimini amaçlayan havza gelişün planlarma tam olarak uyulmamaktadır. Uygula- mada ortaya çıkan bu tür sorunlar nedeniy le özelleş- tirmeçahşmalanndan bek- lenen faydalar sağlanama- mışür. - Yap-işlet-devret pake- tindeki belirsizliklerin gi- derilmesine, kamu ve özel şirketler arasındaki görev dağılımının belirlenmesine ve kamu kuruluşlan arasın- daki koordinasyonun sağ- lanmasına her zamankın- den daha fazla ihtiyaç du- yulmaktadır. Yap-işlet- devTet modeli kapsamında yürütülen santral projeleri- nin sorunlan zaman içinde uygulamanın geliştirihne- siyle aşılmaya çalışılmak- tadır. - Dağmm hatlannda ve şebekelerde görülen yük- sek oranlı kayıplar ile ka- çak elektrik kullanum ve tahsilat yetersizlikleri sek- tördeki diğer en önemü so- runlardır. - 2000 yılında birincil enerji tüketiminin yüzde 5.3 oranında artarak 83.1 milyon tona, kişi başma tü- ketimin ise 1273 kilogram petrol eşdeğerine ulaşması beklenmektedir. Birincil enerji üretiminin 35.9 mil- yon ton petrol eşdeğeri ola- rak gerçekleşmesi beklen- mektedir. Buna göre, yurti- çi kaynaklann toplam ener- ji arzı içindeki payı yüzde 43 seviyelerinde oluşacak. - 2000 yıhnda başta do- ğalgaz olmak uzere taşkö- mürü,Hnyitve petrol ürün- leri tüketiminde arbş ola- cağı tahmin edilmektedir. 1999 yüı sonu itibany la fıiü elektrik üretiminde hidro- lik santrallar yüzde 303, Hnyit santrallan yüzde 29.4 vedogalgazsantrauanyak- laşık yüzde 30'luk paya sa- hip oîdu. - Hedeflenen ekonomik büyümeye koşut, 2000 yı- lında elektrik enerji talebi- nin yüzde 7.4 artışla 128.3 milyar kilovatsaate ulaşa- cağı tahmin ediliyor. Orta- lama üretim kapasitesinin ise yeni hidroelektrik, ter- mik ve rüzgâr projeleriyle 147.5 milyar kilovatsaate, kurulu gücün 28 bin 542 megavata ulaşması bekle- niyor. AYDINLAJNMA EMRE KONGAR Erdalinönü . Cumhurbaşkanltğı tartışmalan yeniden alevlen- di. • # Bir yandan bugünkü pariamenter sistemin çe- te-bürokrasi-siyaset-ticaret-tarikat beşgeni içinde en verimsiz dönemlerinden birini yaşaması, öte yandan Meclis aritmetiğinin durumu, cumhurbaş- kanlığı sorununu anayasa de^işikliği noktasına getirmiş halde. ••• Anayasa değişikliği önerile#iki farklı yaklaşım- da, iki ayn noktada toplanıyor: Birinci grupta partamanter demokrasinin yapı- sını değiştirmekverejimi başkanlıkyadayan baş- kanlık sistemine dönüştürmek isteyen öneriler var. Ikinci grupta ise Demirel'in süresini şu ya da bu formülle uzatmak için yapılan ve sistemin yapısı- na dokunmayan, sadece teknik düzeyde kalan anayasa değişikliklerine ilişkin öneriler var. Rejimin verimsiz çalışması, mafyasal ilişkilerin devletin ve yaşamın her alanında egemen gözük- mesi birinci grupta yer alan sistem degişiklikleri- nin gündeme gelmesinde önemli bir etken. Buradaki sooın, toplumda siyasetin yozlaşma- sından kaynaklanan rüşvet ve benzeri öğelerin, sistem değişikliği ile ortadan kalkmayacağı, tam tersine rejimi iyıce işlemez hale getireceğidir. Demirel'in süresinin uzatılması ya da bir kez da- ha seçilmesinin sağlanması konusundaki ikinci grup önerilere gelince, bir yandan mevcut Cum- hurbaşkanı'nın seçileli beri devletin ve slyasetin genel dengelerini gözeten ve potansiyel bunalım- ları aşan bir yönetim basireti göstermiş olması, öte yandan mevcut Meclis aritmetiğinin yapısı, bunlara birinci grup önerilere göre daha az sakın- calı ve daha gerçekleşebilir bir nitelik kazandır- makla birlikte yine de "kişiye özel anayasa deği- şikliği" gibi pek de sevimli olmayan bir öğeyi için- de taşıdığı için, pek çok kişiye fazla uygun gelme- mektedir. ••• Türkiye, kimi zaman en basit olaylan büyük bu- nalımlara dönüştürmekle, kimi zaman da gerçek- ten önem taşıyan denn bunalımlan beklenmedik bir biçimde, sakince ve yumuşacık bir yöntem kul- lanarak aşmakla pek çok gözlemciyi şaşırtan bir ülkedir. Bugünden görünen odur ki, cumhurbaşkanlığı seçimi de sakin ve vumuşak bir biçimde aşılacak- Dolayısıyla bu seçim Türkiye'de hemen hemen hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Zaten pariamenter bir sistemde cumhurbaşkan- lığı seçiminden "radikal değişiklıkler" beklemek gerçekçi de değildir. • • • Ben kişisel olarak, Erdal Inönü'nün çok iyi bir cumhurbaşkanı olacağını düşünüyorum. Gerek insanı şaşırtan sanat ve edebiyat bilgisi ve derin kültürü, gerekse hem birey olarak insana hem de gerçek demokrasiye olan inancı dolayı- sıyla rejime duyduğu saygı, siyasette edindiği de- neyimlerle bütünleşince Türkiye'yi 21. yüzyıla ta- şıyacak çok iyi bir cumhurbaşkanı adayı ortaya çıkmıştır diye düşünüyorum. Erdal Inönü, oturduğu koltuktan değer ve onur kazanmayan, tam tersine bulunduğu makama de- ğer ve onur katan bir politikacı kimliği çizmişti, ak- tif politikada. Zaten "Ben görevimi tamamladım" anlayışı için- de kendi tsteğiyle genel başkanlığı bırakması da onun böyle bir lider olmasından kaynaklanıyordu. CHP Genel Başkanı Altan Öyınen, Erdal Inö- nü'yü cumhurbaşkanı adayı olarak belirtmiş ve bence çok doğru bir tercih yapmıştır. • • • Ben, mesleki açıdan toplumbilimci kimliğimle, acımasız bir gerçekçiyimdir. Kişilik olarak ise iflah olmaz bir romantik ve ap- talhk düzeyinde iyimser bir insanımdır. Bu yazıyı hangi kimliğimle yazdığımı vann siz okurlanm takdir edin. Devlet sanatçıhğı için yönetmeük haurlanıyor BAHAR TANRISEVER ANKARA - Cumhur- başkanı Süle>man Demi- rd' in istemi üzerine, dev- let sanatçısı olacaklann nitelikleri, seçimleri ve görevleri hakkmda yeni bir yönetmelik taslağı ha- zırlandığı bildirildi. Tas- lağm, büyük tepki gören 89 sanatçıya "Devlet Sa- natçıhgı'' unvanı verilme- si işleminin yürürlüğünün Danıştay'ca durduruhna- sının ardından gercekles- tirihnesi dikkat çekti. Devlet Sanatçısı Ola- cak ve Bu Haktan Yarar- lanacaklar ile Bunlann Nitelikleri ve Seçimleri Yönetmeliği'nde 7 Ka- sım 1998'de yapılan deği- şiklikle daha önceki dü- zenleme genişletilerek "ulusal düzeyde yeteneği- ni kanıüamış" sanatçıla- ra da bu unvanın verilme- si yolu açılmıştı. Seçicı kurul kaldınlarak, devlet sanatçılannın "Güzel Sa- naüar Genel Müdüriü- ğü'nün değeriendirmesi veKiiltür Bakanı'nınöne- risâ De behrleneceği" hük- münü de getiren değişik- liğin ardından 89 sanatçı- ya devlet sanatçısı unvanı verihnişti. Bazı sanatçılar işlemi protesto ederek un- vanı almayı reddetmişler- di. Sanatçı Mehmet Gü- leryüz tarafindan açılan dava üzerine Danıştay'ın "Yönetmeüğin Bakanlar Kurulu yerine Kültür Ba- kanhğVnca yürüriüğe ko- nulmasun" yasaya aykın bularak yürütmeyi dur- durma karan vermesi ve Kültür Bakanhğı'nm iti- razınm Danıştay Idari Da- va Daireleri Kunılu'nca reddedilmesinin sıkıntı yarattığıbelirtildi. Alınan bilgiye göre, Cumhurbaş- kanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçldnöz. 9 Ka- sım'da Başbakanhk'a gönderdiği yazıda, Danış- tay'm kararlanna işaret ederek şunlan dedi: "De^İetin itibannı ttgi- lendiren bu konuda bir ge- lişme sağlanamamış ve 1970ythndan itibaren Ba- kanlar Kunılu'nca çıka- nlması gereken yönetme- lik yayımlanmamıştır. Sa- yın Cumhurbaşkanımı- zu büyük önem verdiği bu konunun ivedilikle ele ahnarakçözümlenmesini, çıkanlacak yönetmeliğe bir geçici madde ilave edi- lerek, geçmişte yapılan iş- lemlerin de hukuki daya- nağının ohışturulmasını arzederim." Hazırlanacak yeni yö- netmelikte daha önceki değişikliğin öngördüğü gibi ulusal düzeyde tanın- mış sanatçılara da devlet sanatçıhğı unvanı veril- mesine olanak sağlanma- sı planlanıyor. Bakanlar Kurulu'nca çıkanlması öngörülen yönetmelik ile önceki yasal düzenleme- lere dayanılarak verilen devlet sanatçısı unvan ve haklannın da konınarak devam edeceğinin hükme bağlanması isteniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear