25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriyeC tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordmalörii Hikmet Çetinkaya • Yazuşlen Müdürü. İbrahim Yıldız # Sorumiu Müdür' Fikret flkiz # Haber Merkezı Müduru Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen: Fikret Eser İstıhbarat Cengiz Yıldınm # Ekonomı. Özlem Yüzak 0 Kulriir Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme. Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Yavın Kurulu llhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Oktay Kartböke. Hikroet Çeönkaya, Şûkntn Soner, tbrahim Yıldız, Orhan Barsah, Mustah Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcısr Mustafa Balba> Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlüdar-Ankara Tel' 4İ95020 (7 hat), Faks. 4195027 0IzmırTemsılcısı SerdarKızık, H ZıyaBlv 1352 S 2.3Tel 4411220, Faks 44191 P 0AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğlu, InönüCd 119 S NolKafl, Tel. 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdurü. Üstün \kmen 0 Koordınatör \hmet Korulsan 0Muhasebe Bülent Yener#lda- re Hüse^in Gürer 0 Bılgı-lş- lem Nail tnal 0 Satış. Fazilet K u ı MEDYA C: • Yoneüm Kurulu Başkam - Genel Müdür Gülbîn Erduran 9 Koordınatör Reha Işırman • Genel MudurYarduncısı Se%d*Çoban Tel 514 07 53 - 5]3 95«0-513846O61,Faks 5)38463 Yayımlajın \e Basan: v enı Gun Haber Ajansı, Basuı ve Yayıncılık A Ş Turkocagı ûid 39 41 CagaJoğlu 34334 Islanbul PK. 246 - Sirkecı 34435 Istanbul Tel (0-212) 512 05 05 (20 hal) Faks (0 212)513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 5KASIM 1999 Imsak:5.04 Güneş: 6.32 Öğle: 11 55 tkindi- 14.38 Akşam: 17.04 Yatsı: 18.27 BugeceMiraç Kandili • Haber Merkezi - tslam dünyası bu gece Miraç Kandih'ni kutlayacak. Diyanet îşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz. Miraç Kandili dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Yılmaz mesajmda, toplumun bireyleri arasında kalın çizgılerle sımrlar olusturan anlayış ve davranışlardan uzaklaşmak gerektiğinı kaydetti Yılmaz. uzlaşmacı tavırlar sergilemenin yollannın aranması gerektığinı belirtti WHOf yatepki • ANKARA (AA) - Orman Mühendislen Odası Genel Başkanı Salih Sönmezıştk, 30 Kasım-3 Aralık tanhkn arasında Dünya Tıcaret örgütü'nün (WTO) ABD'de 3. Bankalar Konferansınm düzenleneceğmi anımsatarak. toplantınm en Snemlı gündem maddesınin. dünya ormanlannin serbest öcarete konu edılmesıni saglayacak Serbest Üretım Arriaşması adı altında bir düzenlemeyı hazırlamak oldugunu ıfade ettı. Sörnnezışık. böyle bir anlaşmanın çok tarafiı yatınm anlaşması ve uhıslararası tahkim / hedenıyle özellikle Türkıye gibi gelişmekte olan üikelenn ormanlannın uluslararası şırketlerce sorumsuzca ve engelsizce kesilmesine neden olacağını savundu. Sönmezışık, bu durumun ormanlann korunmasıyla ilgili Arıayasa ve yasalara aykın oldugunu ifadeetti. Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, bürokratlan ile YÖK Başkanı Kemal Gürüz arasında kaldı OSS'de değişiklik kavgasıEBRUTOKTAR ANKARA - Milli Eğitim Bakanlığı üst düzey bûrokratlanmn ve 8 genel müdürün "meslek lisesi öğrencikerinin mağdur edikiiği. meslek lisesi kayrtlan- oın düşriiğn veOeride giderilmesi müm- kün olmayan hatalann ortaya çıktığı~ gerekçelenyle reddettığı ve sıstemın adaletsizliğini "resmi raporla" belge- ledigi Öğrenci Seçme Sınavı, Yükseköğ- retim Kuruiu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz tarafından savunuldu. "Ben olduğum sürece sistem degişme- yecek* dıyen Gürüz. bakanhğın rapo- runu "birkaç kendini bilmez bürokra- tm hazıriadığı rapor" olarak değerlen- dırdı. Mıllı Eğıtım Bakanı Metin Bos- tancıoğhı ise yenı sınav sıstemi konu- sunda YÖK Başkanı Gürüz ve bürok- • Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlannın karşı çıktığı ÖSS'yi savunan YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, "Ben olduğum sürece bu sistem değişmez. Birkaç kendini bilmez bürokratın raporuyla sistem değişmez" dedi. ratian arasında "ild arada bir derede" kaldı. YÖK Başkanı Prof.Dr. Gürüz, yenı sına\ sistemıkonusundaCumhuriyet'in sorulannı yanıtladı. Bakan Metin Bos- tancıoğlu'nun reddettıği raporu doğru- lay an Gürüz. "Konunun uzmanlannca haarlannıayan rapor. Sistemi değiştir- mekbizmı işimiz" dedi. Gürüz, 8 genel müdürün kendı birimlennin ÖS YS gö- rüşünü yansıtan raporun Milli Eğitim Bakanlığı 'nın görüşünü yansıtamaya- eağını savunarak, "Benimgördüğüm ra- porda, genel müdürierin imzası voktu. Aynca genel müdürierin üstfine vazife değU bu iş. Cniversite sınavı, bizim yet- künizde. Kanunlar açık. Orada birfle- ri oturup. kendi kendilerine bir şeyler Budefa darnat kaçıyor Julıa Roberts'in rol aldığı "Kaçak Gelin" fılmi dünyanın birçok sinemasmda insaJan büyüledi. Aslında Julia sadece filmde değil, özel yaşamında da birçok kez evlilıkten kaçtı. Güzel yıldızın düğününden iki gün önce damat adayı Kıefer Sutherland'i bırakıp, panik içersinde kaçışı hala unutulmuş değil. Hollywood'un genç aktörlerinden Benjamin Bratt'le cıddi bir beraberhğı olan Julia hayatının erkegıne kavuştuğunu söylüyor, ve hıslenni şöyle açıklıyor: "Dünyanm en mutlu ınsanıyım. Aradığım insanı buldum. Benjamin'ı ılk gördüğümde sanki bıri kafama beyzbol sopası ile vurdu. Çarpıldım. Şimdi ıki yıldır beraberiz ve her şey zamanla daha da güzelleşıyor." E\ lılikten artık korkmadığını ıma edıyor yıldız. Ama bu defa da beraber olduğu insan evliljğe yanaşmıyor sanki. Pratt yıllar önce evı terkeden ve arkasında hıç bir ız bırakmayan babasını anyor şu sıralar. Ve babasını bulmadari, onunla konuşmadan evlenrnek istemiyor. Kendisi küçük yaştayken annesiyle babası boşanan ve hemen ardından babasını kaybeden Julia sevgilisinın durumunu anlayışla karşıhyor. e-posta : tan (a prizma. net tr yazıp çizmişler. Milli Eğitim Bakanb- gı'nın görüşünü sadece MilliEğitim Ba- kanı yansıür" görüşlerinı belirtti. "Hiçbir şeyden anlamayan bürokra- tın lafiyla iş yapoıam" dıyen Gürüz, Mıllı Eğitim Bakanı Bostancıoğlu'nun da sınav sistemi konusunda kendısıyle hemfikir oldugunu söyledı. Gürüz, Mil- li Eğıtım Bakanı Metin Bostancıoğ- lu'nun kendı ıstemiyle MEB biirokrat- lanna hazırlattığı raporun bakanın bilgisı dışında hazır- landığını da öne sürerek, "K- rileri kendi başına i; yapmts- lar. Kimsenin bir şeyden ha- berioJmamış''dedj. Meslekı ve teknık lisele- re yapılan yaönmın yılda 1.5 mılyar dolar olduğuna dik- kat çeken Gürüz, "Yeter ar- tık. Bu liseterde okuyan öğ- rendkTİndershanedekazan- dıklan bilginin 5 parahk de- ğeri >«ktur. 250 bin tane mes- leki ve teknik lise mezunu dershaneyv devam ediyor. Bu oiacak şe>r değü" dıye tepkı gösterdi Gürüz, buyılileti- şım meslek lisesi mezunla- nndan sadece 5 kışının ıle- tişim fakültelerine yerleşti- ğını de örnek göstererek, "Beğenen meslek lisesüıe gi- der. beğenmeyen gHmez" de- di. Hiç kimseye hakkı olma- yan bir ayncalık tanınama- yacağını kaydeden Gürüz, sistemın özünü asla değiş- tirmeyeceklerini, sadece rö- tuşlarda bulunabilecekleri- ni ifade ettı. Galatasaray UEFA'da, maçlar CINEö'te. 1905 Hemen arayın (0212) 225 55 55 w w w . c i n e 5 . c o m . t r SÖYLEŞİ ATTİLA İLHAN ..0 'Gördüğümüz' Film!.. Bakar mısınız, neler yazmışım: "...Türkler, 1919'da bir ölüm/kalım savaşınt başlattrken; Mustafa Kemal 'in Samsun'a çıkışından, tam 12 gün sonna (31 Mayrs 1919) ABD Dışişleri Ba- kanlığı, yeryüzündeki bütün elçilik ve konsolos-' luklanna binergenelge gönderip neyi istiyor bi- liyor musunuz? '...petrol bulunan. Bulunabil- mesi ihtimali olan heryerde, oralardaki pet- rol kaynaklan üzerindeki denetim durumu- nu, gelişme umutlannı ve bu alanlardaki pet- rol üretimine karışabilme olanaklannın bil- dirilmesini...'." O 'Söyleşi'nin tarihi, 29 Ocak 1978, ama dcrt ay kadar öncesinde (31 Ekim 1977) aynı alâkanın, nası! da Yakındoğu ve Anadolu üzerineyoğunlaştığının belgelerinı ver- mişim: "... Cumhuriyet'le birlikte Orta Anadokı'da Er- meni Sorunu ve Ermenılık kalmaz, kalmaz ama Amerika, Cumhuriyet Hükümeti'nin karşısına 'Chester Imtıyazı' ile çıkar. Ne demektir bu; onun için önemlı olan, Ermeniler ya da Kürtler değil, o bölgenin Amerikan sömürusüne açık bulunması değil mi?..." "...Mütareke'de ABD Bahriye Bakanlığı, Yumurtalık'fa birdenız üssü kunılması için ça- lışmalara başlar; Bahriye Bakanı Mr. Denby, Yumurtalık limanı ve 'fkinci Chester Imtiya- 2i' için de, derki: '...Akdeniz'de gemilerimize ucuz petrol sağlayacak, güvenilir bir limanı daima aramalıyız.'; Bahriye Istihbarat Büro- su'nun raporunda ise şu ilginç sözler: '...bizim özellikle tütün ve petrol alanında, Yakındo- ğu'da büyük çıkarlarımız vardı. (...) Bu böl- gedeki ekonomik kaynaklann gelişme ola- naklannın araştınlması, uzmanlararacılığıy- la, Amerikan çıkariarı arasından incelen- di... 1 ..." "...cumhuriyet'ten sonra, Amerikan Yakın- doğu Tıcaret Odası, Dışişleri Bakanlığı'na bir rapor verip, ne der: '...Yakındoğu'da Ameri- kan çıkariannın gelişme olanağı, hemen he- men, sınırsız gibidir. Bu bölge özel Amerikan girişimlerine açık bir alandır'. Amerikan Tı- caret Odası Başkanı oralan ziyaret eden Türk milletvekili Dr. Fuad'a ne söyler '...Türkiye ile ticari ilişkilerimizi geliştirirken, oraya ser- mayemizi götûrürken, bir tek şey istiyoruz: 'open door'/açık kapı!'..." (Batı'nın 'DeliGöm- leği', 2. Basım s.123, 124, Bilgi Yayınevi.) Bu hatırlatmanın iki sebebi var, petrol (ve su) coğrafyasına Amerikan alâkasının yeni de- ğil, basbayağı eski bir zaruret' olduğu bin bu 'zaruret'in, Ermeni ya da Kürtler'in insan haklarıyla filan ilgili olmayıp, 'petrol üzerin- deki siyasi denetim'le ilgili olduğu, iki! Şim- di, bu bilgilerin ışığında, ABD'nin 'Soğuk Sa- vaş' sonrası Yakındoğu, (Irak ve Türkiye) po- iitikasındaki 'tesadüfler'e, bir de bu 'açıdan' bakar mısınız? PKK. 'basarılı' olamazsa?.. Gâzî'nin Dryap Ağa'yla fotoğrafı şahânedir: Anadolu Kürtlüğü'nün istiklâl Savaşı'nda Müdafaa-i Hukuk Cephesi'nde olduğunun resmidin onun içindir ki, Lausanne'da Kürtler 'azınlık' sayılmaz, Cumhuriyet'in sahibi sayılır- lar: bu, bir 'zaruret'değil miydi? Müdafaa-i Hu- kuk'un Kürt asıllı mücahitleri, 'Gazi Paşa'nın ya- nında vuruşmakla; onlara 'muhayyel' bir 'Kürt Devleti' vaat eden Sevres Muahedesi'ne 'kar- şı çıkmış' olmuyorlar mıydı? istiklâl Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti, Anadolu'daki her çeşit halkın, emperyalizm'e karşı ortaklaşa direnişi- dir; Istanbul'da nasıl Emperyalizm'den yana Türkler -bu arada Halife/Padişah- varsa; Sev- res'e destek çıkan Kürtler de vardı: Kürt Teâli Cemiyeti. o muahedenin vaat ettığı Kürdistan hayâlini görür. Peki bunca yıl sonra, PKK'nin gör- düğü hayal nedir, Sevres'in hayaii değil mi? iyı de 'tesadüfler'e ne demelı? Şöyle yüzey- sel bakarsan, Anadolu Kürtleri, ortak sahibi ol- dukları cumhuriyete, en az yç kere isyan etmiş- lerdir: Şeyh Sait, Dersim, PKK! Ama hayret bir şey, bu isyanlann her bin, Türkiye Cumhuriye- ti'nın bölgede 'bayrak gösterdiği' birzamana te- sadüf'eöer. Şeyh Sait, Ankara'nın Musul pet- rolü üzenndeki 'hukukunu müdafaa ettiği' za- man, Şeriat adına ayaklanır. Söylemişimdir: Dersim Isyanı, Türkiye'nin Hatay'da 'bayrak gösterdiği -göstenmekle kalmayıp, bayrak dik- tiği-döneme 'tesadüf eder. PKK'nin 'silahlıey- lem' de karar kılması ise 1974'dedir; aksı 'fesa- düf, -uluslararası anlaşmalara dayanarak-Tür- kiye'nin Kıbns'ta 'bayrak göstermesi' de. aynı tarihtedir. Elbette bu 'tesadüfier', bir 'zaruret'in ifadesi; fakat o 'zaruret', Anadolu ahalisini esa- retten kurtaran Lausanne'ın değil; bütün pet- rol (ve su) coğrafyasını 'denetımine almak', ni- yet ve hevesindekı Sevres'in bir 'zarureti'l. PKK'nin uğradığı yenılgı, somut olarak, el- bette kı Türkiye'dekı Kürtlerin, Lausanne'a sa- hip çıktığını gösteriyor; yâni yurtlanna ve tarih- lerine! lyi de Ankara bölgede 'Türk süngüteri- nin çizdiği sınıhara' dayanır, Irak'ın toprak bü- tünlüğüne arka çıkar; Ortadoğu'da, Kafkas- lar'da ve Azerbaycan da 'bayrak gösterir'se, acaba bu 'karşılıksız' bırakılır mı? Tesadüfün' de bu kadarı?.. 7O'Iİ yıllarda gösterilen filmin, yeniden yurt si- nemalannda gösterilmeye başlaması, bu so- runun cevabı sayılmaz mı? 'Tesadüfier' şaşıla- cak bir düzen içinde, birbinni izliyor: "20 Eylül 1999: Bayrampaşa'da Çatışma: 6 Ölü./ 26 Eylül 1999: Ulucanlar Cezaevi'nde isyan ve çatışma: 7 Ölü!/ 6 Ekim 1999: Adana'da Po- lis'in yanlış bir evde çat kapı ateş açması: 1 Ölü/ Aynı tarihte, Istanbul'daki üniversite- lerde, odağı Maımara Üniversitesi'nde olan, Türban Eylemleri ve Olaylan/21 Ekim 1999: A.Taner Kışlalı'nın öldürülmesi..." (Milliyet, 22 Ekim 1999) Günahı boynuna, İP Genel Başkanı Doğu Pe- rinçek, 23 Ekim 1999'da o cinayetle ilgili ola- rak şunlan söylemesin mi? Yânı, 'tesadüf de- diğin de bu kadar olur: "... kullamlan bombanın malzemesi, Penta- gon'un 'özel izniyle' Türkiye'ye getirilebiliyor. Bu bomba Türkiye'de ancak ABD ve NATO'nun üç üssünde bulunan malzemeyle imal edile- biliyor. Bombanın hazırianmasında ABD Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın kılavuzuna dayanı- lıyor. Bombayı ancak özel eğitimden geçirilen elemanlar yerleştirebiliyor..." "...suikastı çözmek için ip ucu hazırdır: gerçekler Denizer Cinayeti dosyasına, rfade- si bazı değişiklikleryapılarak konulmuş olan sürpriz tanıkta saklıdır. Ifadesinde bir dizi cinayeti haber vermektedir. Denizer'den son- ra, Kemalist bir aydının öldürüleceğini açık- lamıştır..." (Milliyet, 24 Ekim 1999) Evet, Jacques Monod"nin dedıği gıbi, 'tesa- düfier' ve 'zaruretler''... söylenecek başka ne kalıyor? httpy/www.prizma.nettr/AILHAN http^/www.bilgiyayınevi.com.tr7ailhan Faks/0-212/2601988
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear