25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5KASIM1999CUMA CUMHURİYET SAYFA JtLJvUiN UJVJJ. / ekonomiCacumhuriyeLcom.tr 13 50 binlikler bugün kalkıyor • ANKARA(AA) - Merkez Bankası, 50 bin liralık banknotlan bugûn tedavülden kalkıyor. Söz konusu banknotlar, bugün işlemeye başlayacak olan 10 yıllık kanuni zaman aşımı süresince Merkez Bankası ve Ziraat Bankası'nda degiştirilebilecek. 50 bin liralık banknotlar, 5 Kasım 2009 gününden itibaren ise kıymetlerini tamamen yitirecek. Öte yandan, piyasaya yeni sûrûlecek olan 10 milyon liralık banknotlann tanıtımı için bugün Merkez Bankası'nda bir basm toplantısı düzenlenecek. ZOOtfde vergilere zam • ANKARA (AA)- Yeniden değerleme oranı çerçevesinde otomatik artış gören çok sayıda vergi, yeni yılda yüzde 52.1 oranında zamlanıyor. Maliye Bakanlığı'nın her yıl ilan ettiği yeniden değerleme oranına baz oluşturan toptan eşya fiyatlanndaki 12 aylık ortalamalara göre artış, ekim ayı sonu itibanyla yüzde 52.1 olarak gerçekleşti. Bu çerçevede. yeni yılda taşıt alım, motorlu taşıtlar, damga vergisı ve harçlar, Bakanlar Kurulu yetkisini kullanıp farklı bir oran belirlemediği takdirde, otomatik olarak yüzde 52.1 oranında artış görecek. IMF tıeyetinin zJyaneti • ANKARA (AA) - Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli, dün Ziraat Bankasf nı ziyaret ederek, bankanın Genel Müdürü Osman Tunaboylu ve diğer banka yetkilileriyle görüştü. Carlo Cottarelli, yaklaşık iki saat süren toplantıdan sonra, yaptığı açıklamada, öncelikli konulanndan olan Türk bankacıhk sistemi ve para pıyataUn konulannı ek • aldıklannı söyledi. 'Vergisiz kaynak artıyor' • Ekonomi Servisi - Marmara Üniversitesi tktisadı Idari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Veysi Seviğ, vergilendirilmeyen gelir kaynaklannm sayısmm giderek arttığını bunun da temel nedeninin ya yasa boşluğundan ya da alınan çelişkili idari kararlardan kaynaklandığını söyledi. Marmara Oniversitesi Maliye Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Konrad Adenauer Vakfi tarafından düzenlenen "21. Yüzyıla Doğru Nasıl Bir Gelir Vergilemesi" panelinde konuşan Seviğ, sıkça değiştirilen vergi yasalannda, aceleyle yapılan değişikliklerde hukuk ilkeleri dikkate alınmadığı sürece, mutlaka onun bir boşluğu olacaktır" dedi Gümrük Yasası tamam • ANKARA (AA)- Gümrük mevzuatını tek bir yasada toplayan "Gümrük Kanunu" Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, cumhurbaşkanının zat ve ikametgahı için gelen eşya ile mütekabiliyet esasına göre ithal edilen diplomatik eşya. bu statüde değerlendirilecek. Bağ-Kur'un devlete yükü • ANKARA (ANKA)- Hükümet, 2000 yılı bütçesinde, sayı açısından SSK'ya göre nüfusun çok daha küçük bir bölümüne hizmet veren Bağ-Kur'a daha fazla para ayırmak zorunda kalacak. Maliye Bakanlığı'ndan edinilen bilgiye göre, 2000 bütçesinden sosyal güvenlik sistemine transfer edilmek üzere aynlan 3 katrilyon 600 trilyon liranın 1 katrilyon 35 trilyonu Bağ- Kur'a verilecek. Kapsadıgı nüfus ve emekli sayısı bakımından en büyük sosyal güvenlik kuruluşu olan SSK'ya 2000 yılı bütçesinden toplam 930 trilyon lira aynidı. Hazine'nin borç hesaplanna 1995 yılından beri onay vermiyor, ancak TBMM bunu dikkate almıyor Snvıstavı cliıılovoııyok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 2000 yılı bütçesi görüşmelerine baş- lanırken, 1995 yılından beri Hazi- ne'nin dış borçlar, genel bütçe dışı da- ire ve kurum borçlan (GBDDYS) ile KİT sermayeleri hesaplanna onay ver- meyen Sayıştay, 1998 yılı hesaplannı da uygun bulmadı. Sayıştay'ın Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunulan "Hazi- ne Hesaplan 1999 Yılı Izleme Rapo- ru"nda. "D»ş borç stoku tespit edile- memiştir,dış borçlara ilişkin kur fark- lan hesaplanamamıştır. Hazine'nin garantili borçlardan doğan alacakla- n bettrlenemeıniştir. KİT zararian ser- mayeterden düşülmeyerek fazla göste- rflryor" saptamalanna yer verildi. TBMM, Hazine'nin kamu kesimi- Sayıştay'ın Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunduğu Hazine hesaplanna ilişkin '1999 Yılı îzleme Raporu'ndan: • Dış borç stoku büinmiyor • Dış borçîara ilişkin kur farklan hesaplanamıyor • Hazine'nin garanîili borçlardan alacaklan belirlenemiyor • KİT zararian sermayeden dûşülmeyerek fazla gösteriliyor iayıştay'ın Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunulan "*Hazine Hesaplan 1999 Yılı îzleme Raporu"nda, "Dış borç stoku tespit edüememiştir, dış borçlara ilişkin kur farklan hesaplanamamıştır. Hazine'nin garantili borçlardan doğan alacaklan belirlenememiştir." saptamalanna yer verildi. nın dış borçlarının ızlendiği 1995, 1996 ve 1997 yıllan dış borçlar hesa- bı, Hazine alacaklannın izlendiği 1997 yılı genel bütçe dışı daire ve kurum borçlan hesabı ile KİT sermayelerinin izlendiği 1997 yılı genel bütçe dışı kurumlara yatmlan sermayeler hesa- bmı Sayıştay'ın ^uyguniuk" vermeme- sine karşm onayladı. Sayıştay, söz ko- nusu hesapların reddine neden olan sorunlann henüz çözümlenmediğini be- lirleyerek 1998 yılı hesaplanna da onay vermedi. Bu hesaplar, Plan ve Büt- çe Komisyonu'nda ele alınacak. Sa- yıştay'ın komisyona sunduğu "Hazi- ne Hesaplan 1999 Yılı RaponTnda şu belirlemelere yer verildi: - Hazine veri sistemleri çerçeve- sinde dış borçlara ait kur farklannı he- saplayacak yazılım hazırlanmıştır. Devlet Borçlan Saymanlığı, kendi geliştirdiği yazılım ile kur farklannı işlem bazında hesaplayacak yetkin- liğe kavuşmuştur. Ancak bu iki sis- temde kur farklannı hesaplayacak mekanizma kurulmasına karşın henüz ortadakur farkı hesaplanacak birborç stoku bulunmamaktadır. - Dış borç kullanımlan ile ilgili ola- rak Hazine'nin iki ven kaynağı bulun- maktadır, kreditörler ve kullanıcı ku- ruluşlar. Hazine'nin dış borç kayıtla- n kreditörlerden gelen bilgilere istina- den oluşturulmaktadır. Bu venleri doğ- rulayacak olan kullanıcı kuruluş ve- rilerine ulaşmak yıllarboyunca sorun 'Özelleştirme olmazsa mum yakmak zorunda kalırız' açıklamalannı rakamlar da yalanlıyor Eleküikteihvtimfa:tası var • Enerjide özelleştirme ve nükleer santral yapımmı bir zorunluluk olarak göstermek amaayla kamuoyunda yayılmaya çalışılan 'Tûrkiye'nin hızla bir enerji krizine doğru gittiği' iddiasına karşm bu yıl da elektrik enerjisi üretiminin, tüketimin bir hayli üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor. ANKARA (ANKA)- Enerji alanındaki özelleştirme uygulamalan ve nükleer sant- ral yapımmı bir zorunluluk olarak göster- mek amacıyla kamuoyunda yayılmaya ça- lışıian 'Türidye'nin hızla bir enerji krio- ne doğnı gittiği' ıddiası 1999'dadaasılsız çıkıyor. Bu yıl da elektrik enerjisi üreti- minin, tüketimin bir hayli üzerinde gerçek- leşecegi tahmin edilıyor. Özellikle ANAYOL hükümeti döne- minde TEDAŞ dağıtım müesseseleTİıün özel sektöre devri ve bazı santrallann özel- leştirilmesinde hızla bir enerji darboğazı- na dogru gidildigı, 1999 yılından ıtibaren ekktrik kesiııiilermın başlayacagı sık sık dile getırilmışti. Özelleştirmeler ve nük- leer santral yapımına karşı kamuoyunda oluşan tepkileri kırmak için devletin ener- ji alanında gerekli yatınmlan yapamaya- Tüketim<%) 1988 TBMM'ye sunulan rapora göre 1999 beklentileri: • Brüt elektrik üretimi 118.8 milyar kilovatsaat • Hidrolik kaynaklı üretim 33.1 milyar kilovatsaat ^ Termik üretim 85.6 milyar kilovatsaat • Brüt enerji tüketimi 115.2 milyar kilovatsaat Sanayı Meskenler Ticarethaneler Resmi daıreler Genel aydınlatma Tanm Haberleşme Diğer alanlar 53.1 22.6 8.4 4.6 4.0 2.5 0.7 4.0 1999 (tahmini) 53.7 22.0 8.5 4.7 4.1 3.0 0.7 3.3 cagı, eneıjî krizine girrnemek için başka çözüm olmadığı rezi ışlenmişti. Maliye Bakanhğı tarafından 2000 yılı bütçe tasansıyla birlikte TBMM'ye su- nulan 1999 yılt ekonomık raporuna göre brüt eiektrik enerjisi üreamininbu yıl yüz- de 7 dolayında artarak 118.8 milyar kilo- vatsaate ulaşacağı tahmin edıliyor. Hidro- lik kaynaklı üretim yüzde 21.6 geriieye- rek 33.1 milyar kilovatsaate inerken ter- mik ürerimin, yüzde 24.4'lük artışia 85.6 milyar kilovatsaate çıkması bekleniyor. Buna karşjhk brüt elektrik enerjisi tü- ketiminin, yüzde 5.9'luk artışia 115.2 milyar kilovatsaat olacağı tahmuı ediiı- yor. Buna göre geçen yıl brüt tüketimm yüzde 102'si düzeyinde bulunan brüt üretim miktan. bu yıl brüt tüketimin yüz- de 103'üdüzeyindegerçekleşecek. 115.2 milyar kilovatsaat düzeyinde bek- lenen brüt tüketimin 21.8 milyar kilovat- saatini şebeke kayıplan oluşturuyor. 341 milyon kiiovatsaatlik bir bölümün ise ih- raç edileceği belirtiliyor. Bu yılın tümüne ilişkin projeksiyon- lar, global ekonomik kriz ve durgunluk nedeniyle sanayideki elektrik enerjisi kullanımının azalması yüzünden enerji darboğazınm ortaya çıkmadığı, ertelen- diği iddialannı da çürûtüyor. Tahminle- re göre bu yıl sanayi alarundaki elektrik enerjisi tüketimi hızlı bir artış gösteriyor. Sanayîde kullanılan elektrik enerjisi mik- tan bu yıluı tümünde yüzde 7'den fazla artarak 50 milyar kilovatsaati aşacak. Toplam net tüketimde sanayinin 1998 yıhnda yüzde 53.1 olan payı bu yıl yüz- de 53. 7'ye çıkacak. Danıştay, EMO'nun itirazını haklı görürse sonuç dağıtım ihalelerine de yansıyacak Uluslararası tahkimde kilit dava: Aktas • Danıştay 10. Dairesi'nde görüşülen Aktaş'la ilgili davanın sonucu, halen Enerji Bakanlığı'nın devir teslim için uluslararası tahkime uyum yasalannı bekleyen dağıtım şirketleri ihalelerini de etkileyecek. HACERGEMİCİ Danıştay 10. Dairesi tarafından 2 Kasım'da görüşülen Aktaş'la ilgili da- \anın sonucu, halen Enerji Bakan- lığı'nın devir teslim için tahkime uyum yasalannı bekleyen dağıtım şirketleri ihalelerini de etkılevecek. 2 Kasım'da yapılan duruşmada Aktaş'ın görevlendirilmesine temel teşkil eden 3096 sayıh yasanın ana- yasaya aykın olduğunu iddia eden EMO'nun bu iürazı kabul edilirse tüm dağıtım ihaleleri için Anayasa Mah- kemesi yolu görünüyor. Bu arada Danıştay 3096 sayıh yasanın anaya- saya aykınlığuıı kabul etmeyip Ak- taş'ın görevlendirilmesini iptal etse de sonuç değişmeyecek. Çünkü bu yasadan doğan boşluklann şirket ta- rafından kötüye kullandığının belir- lenmesi ile EMO, dağıtım ihaleleri- nin aynı yasaya göre yapıldığını ve söz konusu sorunun diğer şirketler için de geçerli olduğunu öne sürerek Aktaş'ı emsal gösterebilecek. EMO yetkilileri, 3096 sayıh yasa- nın daha önce iki kez Anayasa Mah- kemesi'ne gittiğini anımsatarak "Bu yasa ilekonulmuş olanElektrik Ener- jisi Fonu'nun iptali olayuıı Danıştay Anayasa Mahkemesi'ne göndermiş ve buradan fona ilişkin hükümler ip- tal edilmiştL Bu arada daha önce 5 şirkete verilen göre\1endirmefleilgi- li Da\ a Daireleri Genel Kurulu. ana- yasaya avkınlıktan dava>i Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Ancak Ana- yasaMahkemesi uyuşmazlıkta uygu- lanacak yasa olmadığı savı ile bunu usukJenreddetu.Esastangeri gönder- sevdi 10 yd boyiınca ayıu davavı gö- türme şansı olma> acakn. Aktas'la il- gili olarak şeklen 30% sayıh yasaya ırvnluyormuş 0bi göriinse de amaç yönünden incelemc yapıküğında bu şirketin kamu hizmetindc görevlen- dirilmesinin ne dcnli sakıncalı oldu- ğu ortaya çıkacakûr" dıyorlar. Anadolu yakasında Aktaş'uı da- ğınm hakkmın iptal edilmesi durumun- da ise aynı yasa ile ihaleleri tamam- lanan ve ocak başından itibaren de- virlerinin yapıbnası beklenen dağıtım işletmelerinde de başa dönülecek. EMO yetkilileri, siyasilerin dağıtım alamndaki özelleştirmede kamu ya- rannı gözardı ettiğini ileri sürüyorlar. olarak kalrraş, sağlıklıbirveri akı$ı ohış- turulamamıştır. Bu durumda. kredi- tör bilgilerinin sorgulanması müm- kün olmamıştır. Eski veri sistemi üze- rinde yapılan çalışmalar, kreditörler- den gelen kullanım bilgilerinin veri ta- banınatam olarak kaydedilemediğini, kayıt esnasında da hatalar yapıldığını göstermiştir. Örneğin; 1995 yıhnda saymanlık tarafından kaydedilmiş olan 126 trilyon liralık kullanım dış borç ve- ri tabanına kaydedilmemiştir. Kulla- nımlann takibinde yaşanan sorunlar, dış borç stokunun hatalı olmasına yol açmıştır. - Dış borçlannın kullanımının izlen- mesi için Dış Borç Kullanımlannı İz- leme Komitesi oluşturulmuştur. Ko- mite, genel ve katma bütçeli kuruluş- lann dış borç kullanımlannm Hazine'ye bildirihnesi ve bütçeleştirilmesi ko- nulannı düzenleyen bir tebliğ çıkar- mıştır. 1998 yılına ait kullanım bilgi- leri Devlet Borçlan Saymanlığı 'nca dış borçlar hesabına kaydedilmiş, ancak Maliye Bakanhğı tarafından bütçe- leştirilmemiştir. - Dış borç stokunun belirlenmesin- de hata yapılmıştır. Stok hatası, kayıt- lar için gerekli verilerin düzenli akı- şının sağlanamaması ve elde edilen verilerin sağlıklı akışının sağlanama- ması ve elde edilen verilerin sağlıklı şekilde kaydedilememesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Veri tabanı üzerinde yapılan çalışmalarda, kullanım ve ge- ri ödeme bilgileri, hem veri tabanın- da örnekleme usulüyle seçilen kredi- ler üzerinde hem de sistemin çıktısı ola- rak Sayıştay'a teslim edilen cetveller üzerinde incelenmış, ıncelenen veri- lerin yüzde 86'inin hatalı olduğu gö- rülmüştür. - Dış borç stoku, Hazine veri sistem- leri projesi çerçevesinde yeniden ya- pılandınlmaktadır. Ancak dış borç sto- kunun elden geçirilmesi çalışmalan, beklenen süre içinde tamamlanama- mıştır. Henüz dış borç stoku tespit edi- lerek saymanlık hesaplanna intikal et- tirilememiş, hesaba uygunluk verile- bibnesi için 1998 yılı izleme raporun- da belirtilen şartlar yerine getirilme- miştir. Dış borç stokunun tespit edi- lememiş olması nedeniyle stoka ait kur farkı hesaplanamamıştır. Devlet Borçlan Saymanlığı Dış Borçlar He- sabı henüz, dış borç stokunu göster- memektedir. Dış borç kullanımlannı takip edememekte, dış borçlara ait kur farklannı hesaplayamamaktadır. He- saplara uygunluk verilebilmesi için, he- saplann tam olması, devleti yüküm- lülük altına sokan borçlanma işlem- lerini kapsaması, hesaplann uygun ol- ması, dış borç kayıtlannın ve işlem- lerinin tasnifınin muhasebe ilkelerine ve mevzuata uygun şekilde yapılma- sı, hesaplann doğru olması gereklidir. - GBDDKB hesabıyla ilgili olarak tespit edilen sorunlar şunlardır; ga- rantili borçlardan doğan alacaklar tes- pit edüememiştir, devirli kredilerden doğan alacak kayıtlan hatalıdır, sto- kun hatalı olması nedeniyle kur farkı doğru hesaplanamamıştır. Devlet Borç- lan Saymanlığı bünyesinde yapılan çalışmalar neticesinde hesaba ilişkin kur farklannı işlem bazında hesapla- yacak bir sistem geliştirilmiştir. An-' cak, hesaba ait alacak stoku tam ola- rak tespit edilip saymanlık hesaplan- na intikal ettirilmedikçe bu sistemin ışletılmesi mümkün değildir. KİT'lerve Hazine'nin tahakkuk bi- rimi, zararlan sermayelerden düşme- mekte, böylece olduğundan fazla gös- termektedirler. Dünya Bankası 2. Başkanı'na göre, hükümetler üzerindeki baskı artacak 'Oyunun kımıhdeğjtşiyor'Ekonomi Servisi - Dünya Bankası Avru- pa Başkan Yardımcısı Jean François Rischard. gelecek 20 yılda dünyayı değiştırecek iki büyük gücün, nüfus patlaması ve yeni dün- ya ekonomisi olacağını söyleyerek "Yeni dünya ekononıisinde zenginler daha zengin, fakirier daha fakir olacak" dedi. 8. Ulusal Kalite Kongresi çerçevesinde dün düzenle- nen "Küresei Ekonomi veİş Diinyası" konu- lu otunımda konuşan Rischard, hükümetler ve kurumlar üzerinde büyük baskılar oluşa- cağını belirtereL küreselleşmeninfirsatlarka- dar stresler de yaratacağını itiraf etti. Rischard, ulus-devletlerin egemenliğinin • Rischard, "Teknolojik ve ekonomik devrimin oluşturacağı yeni dünya ekonomisinde oyunun kurah değişiyor" diye konuştu. gelecek 20 yıl içinde yan yanya azalacağı- nı ileri sürerek "Teknolojik ve ekonomik devrimin oluşturacağı yeni dünya ekonomi- sinde oyunun kurah değjşiyor" diye konuş- tu. Tûrkiye'nin de yeni dünya ekonomik dü- zenine adapte olması gerektiğini söyleyen Rischard, "Enfiasyonhâlâçokyüksekvebüt- çe açıklan bulunuyor" açıklamasını yaptı. Amerika'ya serbest bölge Ekonomi Servn - Meksika, ABD ve Kanada halklanna büyük vaatîerle getirilen, ancak çokuhıslu şirketlerin haklannı genişleten Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması'nm (NAFTA), Küba hariç bütün Amerika kıtası ülkeleri arasında genişletitmesmi amaçiayan ticari görûşmeler Kanada'nm Toronto kentinde yapıldı. Amerikalar Serbest Ticaret Bölgesi (FTAA), bu iki kıtadakı toplam 34 r ülkenin sermaye, mal ve hizmet hareketlerine uyguiamakta olduğu bütün kısıtlamaiann kaldınlmasun amaçlıyor. Türkiye MA1 ve Küreselleşme Karşıtı Çalışma Grubu'nun aylık bûlteninde. üpkı Çok Tarafb Yatınm Anlaşması (MAI) gıbi FTAA'nm da NAFTA'nm genişktilmiş bir versiyonu olduğuna ve 'çevreset sosyal vv emekten yana bütün kuraüan kaÜınnak' istediğine dikkat çekildi. Bültende, FTAA anlaşmasımn yoksülfuğu daha da derinleştireceği vurgulanırken özellikle Güney Amerika ülkelerindeki doğal kaynaklann sömürülebilmesi için taahhüt alnıak amacuu taşıdıgı kaydedildi. Rischard, dünya nümsunun büyük bir hız- la 6 milyardan 8.5-9 milyara yükseleceğini, bu durumun sonınlara yol açacağına işaret ederek "Gelecek5yılda sadecegıda ürethnin- de 2-3 kat enerji üretiminde de 5 kat arbşa Uıtiy^ç var" açıklamasını yaptı. Hızlı nüfiis artışmın su sorununa da neden olacağını be- linen Rischard, "2010 yıhnda büyük bir su sorunu yaşanacak. ÖzelHkle bu sorun Orta- doğu'da görülecek" diye konuştu. Oturuma katılan Boğaziçi Üniversitesi Öğ- retim Üyesi Prof. Dr. Çaglar Keyder, küre- selleşmeyi çok tehlikeli olarak niteleyerek, toplumun kutuplaşması istenmiyorsa, bunun ancak devletin yeniden yapılanmasıyla müm- kün olduğunu söyledi. Keyder, küreselleşme- yi, sadece iktisat olarak yönetilmesinin do- ğuracağı sakıncalara işaret ederek "Devleti kontrol attına ahnaktan aciz gnıplar, TÜSİ- AD gibu devleti terbiye etmek için küreseUeş- meye çok fazla bel bağladüar" dedi. 'Katkıya hazınz' Oturum sonrasında basm toplantısı dü- zenleyen Dünya Bankası Avrupa Başkan Yardımcısı Jean François Rischard, Tûrki- ye'nin Uluslararası Para Fonu (IMF) ile stand by anlaşması imzalaması halinde, Dünya Bankası 'nın da bir katkıda bulunmaya hazır olduğunu bildirdi. 17 Ağustos'taki büyük depremden sonra Dünya Bankası Başkanı'nın Türkiye'ye 1 milyar dolar sözü verdiğini anımsattı. Bankacıbk sisteıııiııiıı sorunu açık pozisyon ANKARA (AA) - Merkezi ABD'de bulunan bankacıhk kredi derecelendirme kuruluşlann- dan Thomson Bankwatch, açık pozisyonun, ha- len Türk bankacılığmm önündeki en büyük so- rurilardan biri olduğunu bildirdi. Kurumun Türk bankacılığına ilişkin hazırladığı araşrırmada, sis- temin bir diğer sorununun da likidite yetersizli- ği olduğu kaydedildi. Araşrırmada, bankalann açık pozisyon sorunu çerçevesinde, IMF'nin talebi üzerine, açık pozisyon limitlerinin, önce öz- sermayenin yüzde 50'si ile sı- nırlanduılması, 30 Eylül 1999 • Thomson Bankwatch'un yaptığı araştırmada, sistemdeki açık pozisyonun ise 1.7 Araştırmada, Dünya Bankası ve IMF'nin, rnev- duat sigorta kapsamını aşamalı olarak yüzde 100'ün altına düşürülmesini önermesinin çok sağlıklı bir gelişme olduğu belirtildi. Türk bankalannın, 1999'un ilk yansında. yük- sek reel getirisi olan Hazine kâğıtlanna yatınm yaparak kârlannı arttu-dığı kaydedilen araştır- mada, resmi istatistıklerde gö- rülen takipteki alacaklar ve ay- nlan karşılıklann boyutunun yanıltıcı olduğu belirtildi Araştırmada, Türk bankala- nnın, genelde kredi veren ku- ruluşlar olmadığı belirtilirken,milyar dolar artış itibanyla da yüzde 2O'yedüşü- gösterdiği, bu artişin, Özel çalışmada ele alınan grupiçin- rülmesine rağmen yine de bir- bankalann ve fona tabi ^ sad^6 3 bankada kredi hac- bankalann açık pozisyonundaki artıştan kaynaklandığı belirtildi. çok kuruluşun halen ciddi açık pozisyon taşıdıgı kaydedildi. Sistemdeki açık pozisyonun 1.7 milyar dolar artış gösterdi- ği, bu artışın, özel bankalann ve fona tabi bankalann açık pozisyonundaki artış- tan kaynaklandığı belirtilen araştırmada, resmi istatistiklerde belirtilen 10 milyar dolarlık açık pozisyon hacminin, mali olmayan kuruluşlan kapsamaması nedeniyle sistemin gerçek riskini yansıtmadığı ifade edildi. Kuruluşun araştırmasmda, likidite sorunuy- la ilgili olarak ise 2000 yıhnda Hazine kâğıt- lanndan sağlanan kazançlann ertelenmesini sağ- layan vergi yasalannm sona ermesinin, ban- kacıhk sisteminin likiditesini ve kârlılığını önemli ölçüde etkileyeceği vurgulandı. mi toplamının, bu bankalann toplam kaynaklannın yüzde 50'sinin üzerinde olduğu, di- ğer 3 bankada ise kredilerin, toplam aktiflerin yüzde 20'si- nin altmda kaldığı vurgulandı. Araştırmada, şöyle denildi: " 1999'un ilk ya- nsuıda, yüksek reei getirisi olan Türk Lirası ha- zine kağrtlanna yatınm yaparak kârlannı artır- dılar. Bu çok açık. Geçen yıldan bu yana sürege- len ekonomik koşuflar, çoğu bankayı nakdi ve gay - ri nakdikredflerini kısmaya yönelttL Bu süreç için- de düşük getirili aktiflerinden kurtulma iınkanı buMular. Ancak 1999'dakj bu yüksek karlann geçki bir olgu olduğunu ve bilançolanndaki bu değişikler sonucunda sermaye rasyolannın y^apay olarak yüksek göründüğünü düşünüyoruz."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear