Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 1999 CUMARTESİ
HABERLER
ABD île enerjide yeni imzalar
Eskişehir ve Zonguldak Alaplı da kurulacak iki yap-işlet-devret doğalgaz projesi ile Kargı ve
Gürsöğüt 'te kurulacak iki baraj ve hidroelektrik santralı projelerinin anlaşmaları imzalandı
ÖZLEMYÜZAK
Bakû-Ceyhan'ın petrol boru hattı anlaşma-
sımn imzalanmasırun ardından, ABD ve Tür-
kiye arasındaki enerji anlaşmalan hız kazan-
dı ABD Enerji Bakanı Bill Richardson ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur
Ersümer irı hazır bulunduğu imza töreninde
Eskişehir ve Zonguldak Alatplı'da kurulacak
iki yap-işlet-devret doğalgaz projesi ile Kar-
gı ve Gürsöğüt'te kurulacak iki baraj ve hid-
roelektrik santral projelerinin anlaşmalan im-
zalandı.
Toplantıda konuşan ABD Bakanı Richard-
son, "TürkKe'nin Bakû-Ceyhan ve Hazarge-
çişli Türkmen gazı projelerinde oynadığı rol-
den gurur duyması gerekir" derken. "Bugün
imzalanan enerji anlaşmalannı da ABD tica-
ret diplomasisinin zaferi olarak tanımlayabi-
Hriz" diye konuştu.
Bakan Ersümer de ABD ile Türkiye arasın-
daki işbirliğinin arttınlmasından dolayı mut-
lu oldugunu belirterek, ABD'li şirketlerle im-
zalanan anlaşmalann toplam değerinin 850
milyon dolar tamamı kredili ve anahtar teslim
anlaşmalar oldugunu, yaklaşık 5 yıllık süre
içinde tamamlanmasının planlandıgını kay-
detti.
Toplantının açıhş konuşmasını yapan ABD
ticaret gelişiminden sorumlu Ticaret Bakan
Yardımcısı Mkhael Copps, iki ülke arasında-
ki enerji bağlannın son yıllarda gelişen dost-
luğun etkisiyle iyice güçlendiğini vurguladı.
Bakan Richardson ve Copps'un yaptığı ko-
nuşmalarda uluslararası tahkimle ilgili düzen-
lemelerin bir an önce yapılması gerektiğini
söylerlerken Ersümer de söz konusu düzen-
lemelerin yapılması için çahşmalann hızla
sürdüğünü kaydetti.
Imza töreninin ardından gazetecilerin Türk-
men doğalgazı ile ilgili sorusuna Ersümer.
"Herkes Türkiye bizim gazunıa aisın diyor.
Türmenistan cumhurbaşkanı da bizim gan-
mız kokusuzdur demişti Gaan ba>Tağı yok-
tur" şeklinde imalı bir yanıt verdi.
Gazetecilerin uluslararası tahkimle ilgili so-
rulan üzerine de Ersümer, "Biz tahkimle ilgj-
li yasayı basının istekkrine göre > önlendirmi-
yoruz. Kendi ihthaçlanmızdoğrultusunda çı-
kanyoruz. Bu konuda Daıuştay KanmuTnda-
ki değişikliği, aynca idari yargüama konusun-
daki değişikliği TBMM'ye hükûmet tasansı
olarak sunduk. Mutabakata vanldı. En kısa
zamanda çözümlenecektir" dedı.
Türkiye "nin bugüne kadar üç ûlkeyle do-
ğalgaz anlaşması bulunduğunu. tran'ın 1994
yılında 3 milyon metreküp doğalgaz sevkıya-
tı taahhûdünde bulunduğunu ancak bunu ye-
rine getirmediğini kaydeden Ersümer,
"Türkmenistan'la yapdan anlaşmada doğat-
gazm 2002"de Gürcistan suunnda olması ön-
görülüyor. Mavi Alam projesi ise gazm 2001
yıunda Samsun'da olmasuu öngörüyor" diye
konuştu.
Ersümer, bir yabancı gazetecinin Iran bo-
ru hattınm ABD'nin kompresör vermemesi
yüzünden mi tamamlanamadığı sorusuna ise
yanıt vermekten kaçtndı.
Anlaşmalann içeriği
Alaph'daki 206 megavat gücünde doğalgaz
projesi 20 yıllık bir dönem için doğalgaz ve
elektrik teminini garanti eden bir anlaşma.
Kargı'daki 214 megavat gücünde olacak. İçin-
de Bayındır tnşaat ve Bimak'ın da bulundu-
ğu bir konsorsiyum tarafından yapılacak.
Eskişehir'deki 199 megavat gücünde, Gür-
söğüt'te 279 megavat gücündeki projeyi Age
ve Ceylan tnşaat'ın bulunduğu konsorsiyum
üstlendı.
Greenpeace'ten eleştiri
'Liderler
etkin çözüm
üretemedi'lstanbu) Haber Servisi
- Greenpeace Akdeniz
Ofisi, Avrupa
Güvenlik ve Işbirliği
Teşkılatt (AGtT)
zirvesinde ricari
çıkarlan koruyan
siyasi liderlerin
güvenlik konusunda
etkin bir çözüm
üretemediğıni
savundu.
Greenpeace'ten
yapılan yazılı
açıklamada, zirveye
katılan gelişmiş
ülkelerin, dünyada
Ölmeye yüz tutmuş
olan nükleer ticareti
canlandırmaya çahştığı
belirtilerek "Bu
ülkeler, bu amaçla
Türkiye ve başka
getişmekte olan ülkeleri
nükleer enerji
kuDanımına itmekten
vsBgeçmeüdir"
denildi. Açıklamada,
zirvede güvenliğe
ilişkin konular
tarhşılırken nükleer
tehdit konusunda
harekete geçilmemesi
eleştirildi. Zirveye
katılan liderlerin
bazılannın. sismik
açıdan büyük risk
taşıyan Türkiye'de yüz
binlerce insanın
güvenliğini tehdit
edecek nükleer
santrallar kurmak için
Türk hükümetine
yönelik lobi yaptıklan
öne sürülen
açıklamada, "Ticari
çıkarlan koruyan siyasi
liderler, güvenlik
konusunda etkin bir
çözüm üretemiyor"
görüşü savunuldu.
Açıklamada şu
görüşlere yer verildi:
"Nükleer enerji ve
nükleer silahlar aynı
madalyonun iki
yüzüdür. Eğer AGfTe
katılan liderler
güvenlikten söz
ediyorlarsa. dünyada
ölmeye > üz tutmuş olan
nükleer ticareti
canlandırmak amacryia
Türkiye ve başka
getişmekte oian ülkeleri
nükleer enerji
kullanımına itmekten
vazgeçmeüdir. Arka
arka>a gelcn yıkıcı
depremlerle yara alan
Türkiye'de bulunan bu
siyasi liderler kendi
aiuadıklan anlanuyla
güventikten söz etmek
yerine gerçekfcrte
yüzleşınek zorundadır."
tstanbul Haber Servisi - ABD Başkanı Bill CHnton'ın eşi Hil-
lary Clinton. Türk kadınının toplumun her alanında olağanüstü
bir gelişme içinde oldugunu ve Orta Asya ile Kafkas kadınlanna
ömek oluşturdugunu belirterek "Demokratikleşme, barış, insan
haklan konusunda kadınlara destek vererek beraberce hedcfleri-
mize ulaşabüiriz" dedi. Hillary Clinton, Boğaziçi Ünıversite-
si'nde "Orta Asya ve Türkiye'de Yasamsal Sester" konulu pane-
le katıldı. DSP Milletvekili TayyibeGülek. Özbekistan'dan Sahi-
bahon Ergeşeva, Kazakistan'dan Raşan Sarsembayev ve Zanna
Naurbayeva, Tacikistan'dan ADa Kuvatova'nın mn kaüldığı pa-
neli yöneten Hillary Clinton, açıhş konuşmasına, Türkiye'de gör-
düğü konukseverliğe teşekkür ederek başladı. Hillary Clinton.
AGİT zirvesinin yapıldığı bir ortamda kadın konusunu tartışma
ve incelemenin yararh olacağını, dünyada gezme olanağı buldu-
ğu yerlerde kadınlara yönelik çahşmalara rastladığını belirtti.
Clinton, bu çahşmalann insan haklan, ekonomik kalkınma ve
ilerleme açısından yasamsal önem taşıdığını ifade etti. Türki-
ye'nin pek çok açıdan kültürlerarası bir köprü oldugunu belirten
Hillary Clinton şöyle konuştu: "Ankara'dabirokumayazmakur-
sunu gördüm. Diğerterine vardım eden kadınlara rastladım. Ken-
dilerine sunulan nrsatian değertendiren kadınlar. Busalondaki ka-
dınlar,sizier yasamsal seslerin bir parçasısmız. İnsan haklan, eko-
nomik kalkınmada kadmlar ilerleme, banş ve zenginliğin sesleri-
dir. Bu sesleri duymah ve yüksetanetiyiz."
Hillary Clinton, Türk kadınının gelişiminin Orta Asya ve Kaf-
kaslar'dan gelen pek çok kadına örnek oluşturduğunu söyledi.
Dünyanın pek çok ülkesindeki kadmlann sorunlanyla ilgilendi-
ğini ifade eden Hillary Clinton, özellikle Afgan kadınlannın elin-
den tüm haklannın alındığını söyledi.
Kadınlann siyasi ve sosyal liderliğini hedeflediklerini anlatan
Hillary Clinton. "Bu toplantı 21. yüzyılın eşiğinde yapıhyor. Eko-
nomik kalkınma, demokratikleşme süreci Türkiye ve Orta Asya
ülkelerinde farklı yollar izliyor. Kadınlar da erkekler de demokra-
tikleşme ve insan haklan istiyor. Bu böigede ilerleme için hepimi-
ze düşen görevler var. Orta Asy a'da zor bir süreç var. Türk kadın-
lannın teşkil ettiği örnege uygun çalışmalı. Hep birtikte Orta As-
ya kadınlanna da destek vererek demokrasiyi, insan haklannı ba-
şaracağtz" dedi. Konuşmalann sonunda Tacikistan'dan gelen Al-
la Kuvatova. her rengi kadınlann bir umudunu sımgeleyen ren-
gârenk kurdeleleri Hillary CHnton'a hediye etti. . •
CUMARTESİ YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
KaosDeprem konuluTV tartışmalan-
nı, Marmara bölgesinde oturan ve
başka bir yere taşınma olasılığı
bulunmayan herkes gibi ben de,
kimi kez sabahlara kadar uykusuz
kalarakizliyorum... Karşıtgörüşler,
birbirini tutmayan açıklamalar ger-
çekten de bir kaos (kargaşa, kan-
şıklık, panik) ortamı yarattı... Ka-
osun nedeni, sorumlusu, bilim in-
sanlanmızın yaptıklan açıklama-
lardaki karşrtlıklar, birbirini tutmaz-
lıklar mı? Bir ölçüde evet... Ama
sadece bu kadar değil... Konuyla
ilgili olarak irdelenmesi gereken
başka sorunlar, kavramlar davar...
Fakat öncelikle, yine de görüşler
arasındaki karşıtlıklann (elbette
eksik yönleri kalacak) bir özetini
yapmakistiyorum...
•••
Artık hepimizin hayatinın aynl-
maz bir parçası olan "Kuzey Ana-
dolu Fay Haff/"nın Marmara De-
nizi içindeki durumu hakkında bi-
lim kesin verilere sahip değil... Yi-
ne de az çok bilinen, deniz altın-
da bu ünlü fayın birkaç kola aynl-
mış oluşu... Gerçekleşeceği ko-
nusunda görüş birlığinde olunan
"kınlma" olgusunun zamanı bilin-
rniyor... Hemen, şu anda da ola-
bilir, 30-50 yıl içinde de... Asıl tar-
tşma konusu olan ise, şiddeti...
Farklı ve karşrt görüşlerin, her bi-
rinin bikjisi ve saygınlığından kuş-
ku duymamamız gereken uzman-
larcatutkulu biçimde savunulma-
sı, ister istemez bir kaos ortamı
yarabyor... Oturulan konutlann da-
yanıklılık durumunun saptanma-
sı, zemin özellikleri, fay hattına ya-
kınlık ya da uzaklığı, deprem sıra-
sında alınması gereken önlemler
vb., bütün bu konularda bilinme-
si ve yapılması gerekenlerte yapı-
labilecekolanlar arasındaki uyum-
suzluklar, olanaksızlıklar, kaosu
arttınyor... Kaderciliğe, neolacak-
sa olsuna zaten yatkın olan insa-
nımız, yaşadığımız şu koşullar bi-
limsel verilere daha çok tutunma-
ya ve bilimin söyledtklerine daha
çok kulak vermeye her zamankın-
den çok elverişliyken. tam tersine,
giderek daha çok kaderci, daha
çok umursamaz ve umutsuz olu-
yor...
• • •
Bu kısa özetten sonra, şimdi yi-
ne kısaca, kaosun nedenleri ara-
sında gördüğüm başkaca "sorun-
lar, kavramlar" üzerinde durmak
istiyorum... Bunlann sadece ge-
nel olarak "halkımız" bakımından
değil, hepimiz, herkes için felsefi
ve etik boyutlan oldugunu düşü-
nüyorum... Her şeyden önce şu
"süre" konusu ciddi olarak kafa
kanştnyor... Bir doktor düşünün
ki size, karşı karşıya olduğunuz
ölüm tehlikesinin, yann ya da o-
tuz-elli yıl arasında gerçekleşebi-
leceğini söylüyor... Böyle bir açık-
lamaya bilimsel açıklama diyebilır
miyiz? Tartışmak istediğim, ger-
çeğin bu olup olmadığı değil... Bü-
yük olasılıkla da gerçek bu söyle-
nendtr... Fakat tam bu noktadabi-
reysel yaşam gerçeği, bireyselya-
şam süreleriyle, toplumsal yaşam
gerçeği, toplumsal yaşam sürele-
ri birbirine kanşıyor... Altmış-yet-
miş yilla sınııiı ömürier, "Heranya
da otuz-dliyıl içinde" ikilemi kar-
şısında, kendi kendileriyle hiç ha-
zııiıklı olmadıklan bir hesaplaşma-
yayakalanıyoriar... Bu onlan, bel-
ki farkında da olmaksızın, bunal-
tıyor... Bilinçleri, bilinçaltian, ya-
şam ve ölüm üstüne düşünceleri,
değer yargılan birbirine kanşıyor...
Sonuçta bir kaos ortamı oluşu-
yor... Böyle bir kaostan bilimsel
düşüncenin değil, benliklerde za-
ten derin kökleri bulunan kaderci-
liğin, mistisizmin, ya da aldınşsız-
lık ve umutsuzlugun kârtı çıkaca-
ğını üzülerek görebiliyorum...
•••
Peki, ne yapmalı? Bilim insan-
lanmız konuşmasınlar mı? Med-
yaya (Meclis'in ilgili komisyonda
önerildiği üzere) sansür mü getiril-
sin? Kesinlikle hayır. Bu gibi öne-
riler, önlemler, "açık top/um"un
sağladığı olanaklann gerisine dü-
şürücü, baskıcı düşünme biçimle-
ridir. Yapılması gereken ise, med-
yanın ve ilgili bilim insanlannın,
medya ve bilim efği üstüne de dü-
şünmeleridir... Medya sorumlusu-
nun, haber, sansasyonel haber
verme ötesinde de kaygılan, so-
rumluluklan olmalıdır. Bu sorum-
luluklann sınm, kimi kez, doğru ve
yansız haber vermenin de üstün-
de ve ötesindedir... Haberin içeri-
ği kadar, biçimi, sunuluşu, zaman-
laması da önemlidir... Aynı şeyler,
kanımca, bilim etiği için de geçer-
li olmalıdır... Doktor-hasta örneği-
ni bir kez daha verecek olursak:
Ameliyathanede, sedyedeki has-
tanın başucunda, onun yazgısı
hakkında, üstelik karşrt görüşler
ve kanıtlarla, büyük bir soğukkan-
lılık ve hatta "bilimsel tutku"y\a
tartışan ve arada bir ona, kısa sü-
rede gerçekleştirmesi zaten ola-
naksız tavsiyelerde bulunan bir
doktorlar topluluğu düşünün...
Medyada izlediğimiz deprem tar-
tışmalan bu görüntüden pek fark-
lı değil...
• • •
Hiçbir kişisel, toplumsal, bilim-
sel vb. sorun, felsefi, ahlaki boyut-
lan göz ardı edilerektartışılamaz...
Bütün bir toplumun, milyonlarca
insanın yazgısını ikjilendiren böy-
lesi bir konuda, bu kavramlara da-
ha da önem vermek gerekir... Ya-
şanmakta olan "fcaosia halkımı-
zın sorumluluk payına gelince: Bi-
linci yüzlerce yıldır kadercilik dü-
şüncesiyle yoğrulmuş, bunun
üzerine de "bireycilik, köşe dön-
mecilik" ahlaki boca edilmtş bir in-
san topluluğunun, göz açıp kapa-
yacak kadar kısa sürede bilimsel
ve toplumcu bir ahlak anlayışına
ve ancak böyle bir ahlakın ürünü
olabilecek bireysel olgunluğayvik-
selmesi beklenemez... Bu gerçek,
medyanın, bilim insanlarımızın,
konuyla ilgili herkesin sorumlulu-
ğunu daha da arttınyor.
BİLGİ YAYINEVİ SUNAR
CÜNEYT ARCAYÖREK
DEMOKRASİ DÖNEMECİNDE
ÜÇ ADAM
"Büyüktere Masallar, Küçüklere Gerçekler": 1
ÇIKTI
20 KasLm 1999
Bugün depremin
— ••••
gunu
Bütün
Kitabevlerinde
Arcayürek bu kitap dizi-
sini hazııiamak için 3 yıla yakın
bir süre çalışarak yaklaşık
5600 daktilo sayfası yazdı.
14 yılı (1982-1996) kapsa-
yan dizinin ilk kitabı 'Demok-
rasi Dönemecinde Üç Adam'; demokrasinin 1982'den
sonraki evrimini, Evren-Özal-Demirel arasındaki ça-
tjşmaları, bu insanlarla bağlantılı siyasal gelişmeleri,
'özel not, belge ve görüşmelerte1
anlatıyor.
KDV dahil 4500ooo Lira
Profesyonel
gönüllülerimiz hâlâ
depremzedelcrin
vanında!
BİLOİ YAYINEVİ
Maşrutıyet Caddesi, No: 46/A, Yenışehır 06420 / Ankara
Tlf: (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 • 431 81 22
Faks. (0-312) 431 77 58
17 Ağustos'un yaralarını sarmayaçalışırken,
12 Kasımda yine sarsıldık. Ama önceden
edlndığımiz tecrübelerte. bu sefer daha guçlü
olarak deprem bölgelerındeyiz. Körfez
depremınden bu yana her türlü özvenyle
çalışan gönüllüler, şimdi de Düzce'deki
depremzedelerimızin yanında. Katkıda
bulunmak isteyenler bızı arayabilir.
İhtiyaç Listesi: Ulaşımı sağlayacak bir
mınıbüs. Battanıye, Uyku tulumu. Kazak,
Kaban, Kışlık çadır, Bot. Kütotlu çorap, Işıldak,
Fener. Pil, Çocuk ve kadın bezi
Yardımlannız için:
(0212)292 87 27-292 08 01
(Iş günlert saat 10,00/17.00 arası)
tLAN
* T.C.
ANKARA ASLtYE 27. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1998/707
ASKİ taranndan Nizamettin Aydın aleyhine açılan
alacak davasının yapılan duruşmasında verilen ara
karan gereğince,
Davalı Nizamettin Aydın'm 124. Sokak 27/2 Fatih.
Sincan-Ankara adresine çıkartılan dava dilekçesi ve
duruşma günü bila tebliğ dönmüş, zabıta marifetiyle
yapılan araştırmada adresi tespit edilmediğinden da-
vetiyenin ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Ehıruşma günü olan 15.12.1999 günü saat 10.35'te
davalı Nizamettin Aydın'ın mahkemede bizzat hazır
bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi
gerektiği dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği ye-
rine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
8.11.1999
Basm: 56314
Ç^h| nbtif'Mİm toknt Gtrtmcoi
İLAN
T.C.
ANKARA 11. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1998/575
Davacı Hamdi Özdemir vekili Av. Fikri Genç tarafin-
dan davahlar Mesut Adalılar ve arkadaşlan aleyhine
açılan 634 SK ile ilgili davanın mahkememizde yapılan
yargılaması sonunda.
Davalı Hakan Yurdakul'un adresi belli ohnadığından
7.10.1999 tarihinde verilen temyiz dilekçesinin gazete-
de ilanından 15 gün sonra davalı Hakan Yurdakul'a teb-
liğ edilmiş sayılacagı ilanen tebliğ olunur. 7.10.1999
Basın: 56315
ANKAR\ GAYRİMENKUL
22. SATIŞ İCR\ DAİRESİ'NDEN
GAYRtMENKULÜN AÇIK
ARTTIRMAİLANI
DosyaNo: 1999 133 l.Ş.
Satılnasına karar verilen gayrimenkutûn cinsl knmeti,
adeduev^aii: Ankara. Alhndağ ilçesı. Aydınlıkevler mahalle-
sınde. Ş. Mustafa Baş Caddesi. Duyguİu sokağı 49 kapı nu-
maralı bınanın bulunduğu yere rastlayan ve ımann 4504 ada.
34 numaralı parselinı teşkil eden 1033 m2 miktanndaki kar-
girapartmanın6OİO33arsapayh 1. bodrum kat 21 numara-
lı, 118 m2 kullanım alanlı 3. suııf Bezik Bilardo Salonu nite-
likli taşınmaz. hissedarlar arasındaki ortaklığın giderilmesı
için kaydındakı takyıdatlanyla yükümlü olarak açık arttınna
suretiyle sanlacakür. Geniş evsafı dosyada mevcut, biliridşi
raporunda açıklanmıştır.
TakdiredilenkıjTned: 10.000.000.000 TL.%15 KDV alı-
cıya aittır.
Satış şartlan: 1- Satış, 24.1.2000 günü saat 14.30'dan
14.40'a kadar Adlıye Mezat Salonu'nda açık antırma sure-
tiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüz-
de 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu
ve sahş masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir
bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıramn taahhüdü baki kal-
mak şartıyla 3^2.2000 günü a>iıı yer ve aynı saatte ikmci art-
tırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu raiktar elde edile-
memişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kal-
mak üzere artnrma ılanında gösterilen müddet sonunda en
çok arttırana ıhale edilecektir. Şu kadar ki armrma bedelinin
malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve sa-
tış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından
fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştınna
masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çık-
mazsa satış talebi düşecektır.
2- Armnnaya iştirak edeceklenn, tahmin edilen kıymetin
yüzde 20'si nispetinde pey akçesı veya bu miktar kadar milli
bir bankanın temtnat mektubunu vermeleri lazımdır. Saöş pe-
şin para ıledir. alıcı ıstedığınde 20jünü geçmemek üzere me-
hil verilebilır. Tellaliye resmı, ihale pulu, tapu harç ve masraf-
lan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedehnden ödenir.
3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ılgililerin (*) bu gayri-
menkul üzerindekı haklannı. hususiyle faiz ve masrafa dair
olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde daire-
mize bildirmeleri lazımdır Aksi takdirde haklan tapu sicili
ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- Ihaleye katılıp dsiıa sonra ihale bedelinı yatırmamak su-
retiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefılleri.
tekîif ettıkleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve
diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen
mesul olacaklardır. thale farkı ve temerrüt faizi aynca hük-
me hacet kalmaksızın dairemızce tahsil olunacak, bu fark,
varsa öncelikle teminat bedelinden almacaktır.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebiteıesi
için daırede açık olup masrafı verildiğı takdirde isteyen alıcı-
ya bir ömeği göndenlebılir.
6- Satışa ıştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve münde-
recatım kabul etmış sayılacaklan. başkaca bilgi almak iste-
yenlerin 1999'133 t.Ş. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğü-
müze başvurmalan ılan olunur. 9.11.1999
(*) llgilüer tabınne irtifak hakkı sahıpleri de dahildir.
Basın: 56798
ANMA
Aziz dostumuz, değerti ve seçkm bilim adamı, yüreği yurt sevgisiyte, iyilik ve güzeMikJerle dohj
Prof. Dr.
ÜMİT DOCANAY'l
alçakça iştenen siyasal bir cinayet sonucunda yitirişimizin 20. yılında sevgi, saygı ve
hasretle anıyoruz.
Göreviiler, çevrede yaşayanlann gözleri önünde, güpegündüz işlenen bu menfur
cinayetin 4 tetikçisinı, o günden bugüne, yakalamak ve cezalandırmak bir yana,
aramaya bile gerek duymamışlardır Yıllardan beri usanmadan yinelediğimiz gibi, bu
kayrtsızlığın nedeni, cinayeti işteyen o haysiyetsız tetikçileri azmettıren ve koruyanlann
devietin içine scmış ve çörektenmiş faşist çetebaşlan olmasıdır. Bu çetebaşlannın etkisi
ve gücü, Susurluk oteyının örtbas edilmesiyte de kanıtlandığı gibi, ne yazık ki hâlâ
sürmektedir.
Aziz ve sevgili dostumuz Doğanay'ı yitirişimizin 20. yılında hüzünle ve hasretle anarken,
faşist katilleri "kahramanlar" diye kutsamaktan utanmayan ve devietin bu tür
alçaklıklann hesabtnı sormasını bilerek engelleyen sorumsuz politikacılan da bir kez
daha nefretle kınıyoruz.
AYDIN AYBAY, YILMAZ ÖZTÜRK
ANKARA 17. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1994/ 366 / Karar No: 1999/504
Davacı Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili taranndan davalılar Abdullah Öner ve ar-
kadaşlan aleyhine mahkememize açılan tescil davasının yapılan duruştnası sonunda:
Davanın kabulü ile; Ankara ili. Akyurt ilçesi. Kjzılhisar köyü. (Altındağ tapusunda ka-
yıth) 524 parsel no'su ile davalılar adına kayıtlı taşınmazın 48 m2'lik kısmmın mülkiyet
hakkının davacı Türkiye Elektrik Kunımu Genel Müdürlüğü adına tapuya kayıt ve tesci-
line, lcra lflas Kanunu'nun 28. maddesi gereğince hüküm özetinin ilgiü Tapu Sicil Mü-
dûrlüğü'ne gönderilmesine, Alınması gerekli 16.731.288 TL. harçtan peşin alman 80.010
TL. harcm mahsubu ile bakiye 16.651.278 TL. harcın davalılardan alınıp Hazine'ye ge-
lir kaydına. Davacının sarfettiği 232.850.000 TL. yargılama giderlerinin davalılardan ah-
narak davacı tarafa verihnesine, Davacı lehine takdir olunan 13.045.160 TL. vekâlet üc-
retinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, Mahkememizce verilen işbu ka-
rar davetiye yerine kaim olmak üzere davalılar Hüseyin Aydos. Miyase Uzun, Seyit Meh-
met Uzun, Mehmet Aydos, Ahmet Uzun, Hasan Aydos, Havva Ulusu, Hüseyin Demir,
Yahya Ulusu, Abdullah Aydos, Zekiye Kayapınar, Adem Gürbüz, Ali Kutlu, Mustafa
Dumlupınar, Halil tbrahım Ertürk, Mustafa Topgül, Yakup Eser, Hüseyin Demir, Hanife
Bilgin, Recep Çetinkaya, Ahmet Ozçelik, Abdülkadir Ulusu, Yahya Ulusu, Satılmış Er-
türk, Sırma Kaplan, Vahit Aydos, tlhami Aydos, Hüseyin Akgül, Hanife Yurdakoş, Kadın
Ertürk, Abdullah Aydos, Fatma Aydın, Muharrem Ertürk, Hüseym Aydos, Alı Kutlu,
Mustafa Dumlupınar, Hatice Ulusu, Mehmet Gülap Ulusu, Halil tbrahım Erkyar'a ilanen
tebüğ olunur. 11.10.1999 Basm: 56796
İZMİR 8. SULH HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN
Sayı: 199/1311
Davacı Hayrettin Akan vekili Av. Z. Sema Ermiş tarafından açılan zayi nedeniyle his-
se senedi iptali davasımn mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara
karar gereğince; Altınordu Sağlık Tesisleri tşletmeleri A.Ş.'ye ait, hamiline yazılı, 511
ila 530 numaralan arasındaki toplam 20 adet ve her bin 10.000.000 lira nominal değer-
li hisse senetlerinin yitirildiğı ıddia edildiğinden. ellerine geçirenlerin ilk ılan tarihin-
den itibaren 3 ay içinde mahkememize ibraz etmeleri ya da bir bildirimde bulunmala-
n, aksi takdirde anılan hisse senetlerinin iptallerine karar venleceğı hususu ilan olunur.
Duruşma tarihi: 25.01.2000 Basın: 56644