25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 1999 CUMARTESİ HABERLER ABD île enerjide yeni imzalar Eskişehir ve Zonguldak Alaplı da kurulacak iki yap-işlet-devret doğalgaz projesi ile Kargı ve Gürsöğüt 'te kurulacak iki baraj ve hidroelektrik santralı projelerinin anlaşmaları imzalandı ÖZLEMYÜZAK Bakû-Ceyhan'ın petrol boru hattı anlaşma- sımn imzalanmasırun ardından, ABD ve Tür- kiye arasındaki enerji anlaşmalan hız kazan- dı ABD Enerji Bakanı Bill Richardson ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer irı hazır bulunduğu imza töreninde Eskişehir ve Zonguldak Alatplı'da kurulacak iki yap-işlet-devret doğalgaz projesi ile Kar- gı ve Gürsöğüt'te kurulacak iki baraj ve hid- roelektrik santral projelerinin anlaşmalan im- zalandı. Toplantıda konuşan ABD Bakanı Richard- son, "TürkKe'nin Bakû-Ceyhan ve Hazarge- çişli Türkmen gazı projelerinde oynadığı rol- den gurur duyması gerekir" derken. "Bugün imzalanan enerji anlaşmalannı da ABD tica- ret diplomasisinin zaferi olarak tanımlayabi- Hriz" diye konuştu. Bakan Ersümer de ABD ile Türkiye arasın- daki işbirliğinin arttınlmasından dolayı mut- lu oldugunu belirterek, ABD'li şirketlerle im- zalanan anlaşmalann toplam değerinin 850 milyon dolar tamamı kredili ve anahtar teslim anlaşmalar oldugunu, yaklaşık 5 yıllık süre içinde tamamlanmasının planlandıgını kay- detti. Toplantının açıhş konuşmasını yapan ABD ticaret gelişiminden sorumlu Ticaret Bakan Yardımcısı Mkhael Copps, iki ülke arasında- ki enerji bağlannın son yıllarda gelişen dost- luğun etkisiyle iyice güçlendiğini vurguladı. Bakan Richardson ve Copps'un yaptığı ko- nuşmalarda uluslararası tahkimle ilgili düzen- lemelerin bir an önce yapılması gerektiğini söylerlerken Ersümer de söz konusu düzen- lemelerin yapılması için çahşmalann hızla sürdüğünü kaydetti. Imza töreninin ardından gazetecilerin Türk- men doğalgazı ile ilgili sorusuna Ersümer. "Herkes Türkiye bizim gazunıa aisın diyor. Türmenistan cumhurbaşkanı da bizim gan- mız kokusuzdur demişti Gaan ba>Tağı yok- tur" şeklinde imalı bir yanıt verdi. Gazetecilerin uluslararası tahkimle ilgili so- rulan üzerine de Ersümer, "Biz tahkimle ilgj- li yasayı basının istekkrine göre > önlendirmi- yoruz. Kendi ihthaçlanmızdoğrultusunda çı- kanyoruz. Bu konuda Daıuştay KanmuTnda- ki değişikliği, aynca idari yargüama konusun- daki değişikliği TBMM'ye hükûmet tasansı olarak sunduk. Mutabakata vanldı. En kısa zamanda çözümlenecektir" dedı. Türkiye "nin bugüne kadar üç ûlkeyle do- ğalgaz anlaşması bulunduğunu. tran'ın 1994 yılında 3 milyon metreküp doğalgaz sevkıya- tı taahhûdünde bulunduğunu ancak bunu ye- rine getirmediğini kaydeden Ersümer, "Türkmenistan'la yapdan anlaşmada doğat- gazm 2002"de Gürcistan suunnda olması ön- görülüyor. Mavi Alam projesi ise gazm 2001 yıunda Samsun'da olmasuu öngörüyor" diye konuştu. Ersümer, bir yabancı gazetecinin Iran bo- ru hattınm ABD'nin kompresör vermemesi yüzünden mi tamamlanamadığı sorusuna ise yanıt vermekten kaçtndı. Anlaşmalann içeriği Alaph'daki 206 megavat gücünde doğalgaz projesi 20 yıllık bir dönem için doğalgaz ve elektrik teminini garanti eden bir anlaşma. Kargı'daki 214 megavat gücünde olacak. İçin- de Bayındır tnşaat ve Bimak'ın da bulundu- ğu bir konsorsiyum tarafından yapılacak. Eskişehir'deki 199 megavat gücünde, Gür- söğüt'te 279 megavat gücündeki projeyi Age ve Ceylan tnşaat'ın bulunduğu konsorsiyum üstlendı. Greenpeace'ten eleştiri 'Liderler etkin çözüm üretemedi'lstanbu) Haber Servisi - Greenpeace Akdeniz Ofisi, Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Teşkılatt (AGtT) zirvesinde ricari çıkarlan koruyan siyasi liderlerin güvenlik konusunda etkin bir çözüm üretemediğıni savundu. Greenpeace'ten yapılan yazılı açıklamada, zirveye katılan gelişmiş ülkelerin, dünyada Ölmeye yüz tutmuş olan nükleer ticareti canlandırmaya çahştığı belirtilerek "Bu ülkeler, bu amaçla Türkiye ve başka getişmekte olan ülkeleri nükleer enerji kuDanımına itmekten vsBgeçmeüdir" denildi. Açıklamada, zirvede güvenliğe ilişkin konular tarhşılırken nükleer tehdit konusunda harekete geçilmemesi eleştirildi. Zirveye katılan liderlerin bazılannın. sismik açıdan büyük risk taşıyan Türkiye'de yüz binlerce insanın güvenliğini tehdit edecek nükleer santrallar kurmak için Türk hükümetine yönelik lobi yaptıklan öne sürülen açıklamada, "Ticari çıkarlan koruyan siyasi liderler, güvenlik konusunda etkin bir çözüm üretemiyor" görüşü savunuldu. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Nükleer enerji ve nükleer silahlar aynı madalyonun iki yüzüdür. Eğer AGfTe katılan liderler güvenlikten söz ediyorlarsa. dünyada ölmeye > üz tutmuş olan nükleer ticareti canlandırmak amacryia Türkiye ve başka getişmekte oian ülkeleri nükleer enerji kullanımına itmekten vazgeçmeüdir. Arka arka>a gelcn yıkıcı depremlerle yara alan Türkiye'de bulunan bu siyasi liderler kendi aiuadıklan anlanuyla güventikten söz etmek yerine gerçekfcrte yüzleşınek zorundadır." tstanbul Haber Servisi - ABD Başkanı Bill CHnton'ın eşi Hil- lary Clinton. Türk kadınının toplumun her alanında olağanüstü bir gelişme içinde oldugunu ve Orta Asya ile Kafkas kadınlanna ömek oluşturdugunu belirterek "Demokratikleşme, barış, insan haklan konusunda kadınlara destek vererek beraberce hedcfleri- mize ulaşabüiriz" dedi. Hillary Clinton, Boğaziçi Ünıversite- si'nde "Orta Asya ve Türkiye'de Yasamsal Sester" konulu pane- le katıldı. DSP Milletvekili TayyibeGülek. Özbekistan'dan Sahi- bahon Ergeşeva, Kazakistan'dan Raşan Sarsembayev ve Zanna Naurbayeva, Tacikistan'dan ADa Kuvatova'nın mn kaüldığı pa- neli yöneten Hillary Clinton, açıhş konuşmasına, Türkiye'de gör- düğü konukseverliğe teşekkür ederek başladı. Hillary Clinton. AGİT zirvesinin yapıldığı bir ortamda kadın konusunu tartışma ve incelemenin yararh olacağını, dünyada gezme olanağı buldu- ğu yerlerde kadınlara yönelik çahşmalara rastladığını belirtti. Clinton, bu çahşmalann insan haklan, ekonomik kalkınma ve ilerleme açısından yasamsal önem taşıdığını ifade etti. Türki- ye'nin pek çok açıdan kültürlerarası bir köprü oldugunu belirten Hillary Clinton şöyle konuştu: "Ankara'dabirokumayazmakur- sunu gördüm. Diğerterine vardım eden kadınlara rastladım. Ken- dilerine sunulan nrsatian değertendiren kadınlar. Busalondaki ka- dınlar,sizier yasamsal seslerin bir parçasısmız. İnsan haklan, eko- nomik kalkınmada kadmlar ilerleme, banş ve zenginliğin sesleri- dir. Bu sesleri duymah ve yüksetanetiyiz." Hillary Clinton, Türk kadınının gelişiminin Orta Asya ve Kaf- kaslar'dan gelen pek çok kadına örnek oluşturduğunu söyledi. Dünyanın pek çok ülkesindeki kadmlann sorunlanyla ilgilendi- ğini ifade eden Hillary Clinton, özellikle Afgan kadınlannın elin- den tüm haklannın alındığını söyledi. Kadınlann siyasi ve sosyal liderliğini hedeflediklerini anlatan Hillary Clinton. "Bu toplantı 21. yüzyılın eşiğinde yapıhyor. Eko- nomik kalkınma, demokratikleşme süreci Türkiye ve Orta Asya ülkelerinde farklı yollar izliyor. Kadınlar da erkekler de demokra- tikleşme ve insan haklan istiyor. Bu böigede ilerleme için hepimi- ze düşen görevler var. Orta Asy a'da zor bir süreç var. Türk kadın- lannın teşkil ettiği örnege uygun çalışmalı. Hep birtikte Orta As- ya kadınlanna da destek vererek demokrasiyi, insan haklannı ba- şaracağtz" dedi. Konuşmalann sonunda Tacikistan'dan gelen Al- la Kuvatova. her rengi kadınlann bir umudunu sımgeleyen ren- gârenk kurdeleleri Hillary CHnton'a hediye etti. . • CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU KaosDeprem konuluTV tartışmalan- nı, Marmara bölgesinde oturan ve başka bir yere taşınma olasılığı bulunmayan herkes gibi ben de, kimi kez sabahlara kadar uykusuz kalarakizliyorum... Karşıtgörüşler, birbirini tutmayan açıklamalar ger- çekten de bir kaos (kargaşa, kan- şıklık, panik) ortamı yarattı... Ka- osun nedeni, sorumlusu, bilim in- sanlanmızın yaptıklan açıklama- lardaki karşrtlıklar, birbirini tutmaz- lıklar mı? Bir ölçüde evet... Ama sadece bu kadar değil... Konuyla ilgili olarak irdelenmesi gereken başka sorunlar, kavramlar davar... Fakat öncelikle, yine de görüşler arasındaki karşıtlıklann (elbette eksik yönleri kalacak) bir özetini yapmakistiyorum... ••• Artık hepimizin hayatinın aynl- maz bir parçası olan "Kuzey Ana- dolu Fay Haff/"nın Marmara De- nizi içindeki durumu hakkında bi- lim kesin verilere sahip değil... Yi- ne de az çok bilinen, deniz altın- da bu ünlü fayın birkaç kola aynl- mış oluşu... Gerçekleşeceği ko- nusunda görüş birlığinde olunan "kınlma" olgusunun zamanı bilin- rniyor... Hemen, şu anda da ola- bilir, 30-50 yıl içinde de... Asıl tar- tşma konusu olan ise, şiddeti... Farklı ve karşrt görüşlerin, her bi- rinin bikjisi ve saygınlığından kuş- ku duymamamız gereken uzman- larcatutkulu biçimde savunulma- sı, ister istemez bir kaos ortamı yarabyor... Oturulan konutlann da- yanıklılık durumunun saptanma- sı, zemin özellikleri, fay hattına ya- kınlık ya da uzaklığı, deprem sıra- sında alınması gereken önlemler vb., bütün bu konularda bilinme- si ve yapılması gerekenlerte yapı- labilecekolanlar arasındaki uyum- suzluklar, olanaksızlıklar, kaosu arttınyor... Kaderciliğe, neolacak- sa olsuna zaten yatkın olan insa- nımız, yaşadığımız şu koşullar bi- limsel verilere daha çok tutunma- ya ve bilimin söyledtklerine daha çok kulak vermeye her zamankın- den çok elverişliyken. tam tersine, giderek daha çok kaderci, daha çok umursamaz ve umutsuz olu- yor... • • • Bu kısa özetten sonra, şimdi yi- ne kısaca, kaosun nedenleri ara- sında gördüğüm başkaca "sorun- lar, kavramlar" üzerinde durmak istiyorum... Bunlann sadece ge- nel olarak "halkımız" bakımından değil, hepimiz, herkes için felsefi ve etik boyutlan oldugunu düşü- nüyorum... Her şeyden önce şu "süre" konusu ciddi olarak kafa kanştnyor... Bir doktor düşünün ki size, karşı karşıya olduğunuz ölüm tehlikesinin, yann ya da o- tuz-elli yıl arasında gerçekleşebi- leceğini söylüyor... Böyle bir açık- lamaya bilimsel açıklama diyebilır miyiz? Tartışmak istediğim, ger- çeğin bu olup olmadığı değil... Bü- yük olasılıkla da gerçek bu söyle- nendtr... Fakat tam bu noktadabi- reysel yaşam gerçeği, bireyselya- şam süreleriyle, toplumsal yaşam gerçeği, toplumsal yaşam sürele- ri birbirine kanşıyor... Altmış-yet- miş yilla sınııiı ömürier, "Heranya da otuz-dliyıl içinde" ikilemi kar- şısında, kendi kendileriyle hiç ha- zııiıklı olmadıklan bir hesaplaşma- yayakalanıyoriar... Bu onlan, bel- ki farkında da olmaksızın, bunal- tıyor... Bilinçleri, bilinçaltian, ya- şam ve ölüm üstüne düşünceleri, değer yargılan birbirine kanşıyor... Sonuçta bir kaos ortamı oluşu- yor... Böyle bir kaostan bilimsel düşüncenin değil, benliklerde za- ten derin kökleri bulunan kaderci- liğin, mistisizmin, ya da aldınşsız- lık ve umutsuzlugun kârtı çıkaca- ğını üzülerek görebiliyorum... ••• Peki, ne yapmalı? Bilim insan- lanmız konuşmasınlar mı? Med- yaya (Meclis'in ilgili komisyonda önerildiği üzere) sansür mü getiril- sin? Kesinlikle hayır. Bu gibi öne- riler, önlemler, "açık top/um"un sağladığı olanaklann gerisine dü- şürücü, baskıcı düşünme biçimle- ridir. Yapılması gereken ise, med- yanın ve ilgili bilim insanlannın, medya ve bilim efği üstüne de dü- şünmeleridir... Medya sorumlusu- nun, haber, sansasyonel haber verme ötesinde de kaygılan, so- rumluluklan olmalıdır. Bu sorum- luluklann sınm, kimi kez, doğru ve yansız haber vermenin de üstün- de ve ötesindedir... Haberin içeri- ği kadar, biçimi, sunuluşu, zaman- laması da önemlidir... Aynı şeyler, kanımca, bilim etiği için de geçer- li olmalıdır... Doktor-hasta örneği- ni bir kez daha verecek olursak: Ameliyathanede, sedyedeki has- tanın başucunda, onun yazgısı hakkında, üstelik karşrt görüşler ve kanıtlarla, büyük bir soğukkan- lılık ve hatta "bilimsel tutku"y\a tartışan ve arada bir ona, kısa sü- rede gerçekleştirmesi zaten ola- naksız tavsiyelerde bulunan bir doktorlar topluluğu düşünün... Medyada izlediğimiz deprem tar- tışmalan bu görüntüden pek fark- lı değil... • • • Hiçbir kişisel, toplumsal, bilim- sel vb. sorun, felsefi, ahlaki boyut- lan göz ardı edilerektartışılamaz... Bütün bir toplumun, milyonlarca insanın yazgısını ikjilendiren böy- lesi bir konuda, bu kavramlara da- ha da önem vermek gerekir... Ya- şanmakta olan "fcaosia halkımı- zın sorumluluk payına gelince: Bi- linci yüzlerce yıldır kadercilik dü- şüncesiyle yoğrulmuş, bunun üzerine de "bireycilik, köşe dön- mecilik" ahlaki boca edilmtş bir in- san topluluğunun, göz açıp kapa- yacak kadar kısa sürede bilimsel ve toplumcu bir ahlak anlayışına ve ancak böyle bir ahlakın ürünü olabilecek bireysel olgunluğayvik- selmesi beklenemez... Bu gerçek, medyanın, bilim insanlarımızın, konuyla ilgili herkesin sorumlulu- ğunu daha da arttınyor. BİLGİ YAYINEVİ SUNAR CÜNEYT ARCAYÖREK DEMOKRASİ DÖNEMECİNDE ÜÇ ADAM "Büyüktere Masallar, Küçüklere Gerçekler": 1 ÇIKTI 20 KasLm 1999 Bugün depremin — •••• gunu Bütün Kitabevlerinde Arcayürek bu kitap dizi- sini hazııiamak için 3 yıla yakın bir süre çalışarak yaklaşık 5600 daktilo sayfası yazdı. 14 yılı (1982-1996) kapsa- yan dizinin ilk kitabı 'Demok- rasi Dönemecinde Üç Adam'; demokrasinin 1982'den sonraki evrimini, Evren-Özal-Demirel arasındaki ça- tjşmaları, bu insanlarla bağlantılı siyasal gelişmeleri, 'özel not, belge ve görüşmelerte1 anlatıyor. KDV dahil 4500ooo Lira Profesyonel gönüllülerimiz hâlâ depremzedelcrin vanında! BİLOİ YAYINEVİ Maşrutıyet Caddesi, No: 46/A, Yenışehır 06420 / Ankara Tlf: (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 • 431 81 22 Faks. (0-312) 431 77 58 17 Ağustos'un yaralarını sarmayaçalışırken, 12 Kasımda yine sarsıldık. Ama önceden edlndığımiz tecrübelerte. bu sefer daha guçlü olarak deprem bölgelerındeyiz. Körfez depremınden bu yana her türlü özvenyle çalışan gönüllüler, şimdi de Düzce'deki depremzedelerimızin yanında. Katkıda bulunmak isteyenler bızı arayabilir. İhtiyaç Listesi: Ulaşımı sağlayacak bir mınıbüs. Battanıye, Uyku tulumu. Kazak, Kaban, Kışlık çadır, Bot. Kütotlu çorap, Işıldak, Fener. Pil, Çocuk ve kadın bezi Yardımlannız için: (0212)292 87 27-292 08 01 (Iş günlert saat 10,00/17.00 arası) tLAN * T.C. ANKARA ASLtYE 27. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1998/707 ASKİ taranndan Nizamettin Aydın aleyhine açılan alacak davasının yapılan duruşmasında verilen ara karan gereğince, Davalı Nizamettin Aydın'm 124. Sokak 27/2 Fatih. Sincan-Ankara adresine çıkartılan dava dilekçesi ve duruşma günü bila tebliğ dönmüş, zabıta marifetiyle yapılan araştırmada adresi tespit edilmediğinden da- vetiyenin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Ehıruşma günü olan 15.12.1999 günü saat 10.35'te davalı Nizamettin Aydın'ın mahkemede bizzat hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi gerektiği dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği ye- rine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 8.11.1999 Basm: 56314 Ç^h| nbtif'Mİm toknt Gtrtmcoi İLAN T.C. ANKARA 11. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1998/575 Davacı Hamdi Özdemir vekili Av. Fikri Genç tarafin- dan davahlar Mesut Adalılar ve arkadaşlan aleyhine açılan 634 SK ile ilgili davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda. Davalı Hakan Yurdakul'un adresi belli ohnadığından 7.10.1999 tarihinde verilen temyiz dilekçesinin gazete- de ilanından 15 gün sonra davalı Hakan Yurdakul'a teb- liğ edilmiş sayılacagı ilanen tebliğ olunur. 7.10.1999 Basın: 56315 ANKAR\ GAYRİMENKUL 22. SATIŞ İCR\ DAİRESİ'NDEN GAYRtMENKULÜN AÇIK ARTTIRMAİLANI DosyaNo: 1999 133 l.Ş. Satılnasına karar verilen gayrimenkutûn cinsl knmeti, adeduev^aii: Ankara. Alhndağ ilçesı. Aydınlıkevler mahalle- sınde. Ş. Mustafa Baş Caddesi. Duyguİu sokağı 49 kapı nu- maralı bınanın bulunduğu yere rastlayan ve ımann 4504 ada. 34 numaralı parselinı teşkil eden 1033 m2 miktanndaki kar- girapartmanın6OİO33arsapayh 1. bodrum kat 21 numara- lı, 118 m2 kullanım alanlı 3. suııf Bezik Bilardo Salonu nite- likli taşınmaz. hissedarlar arasındaki ortaklığın giderilmesı için kaydındakı takyıdatlanyla yükümlü olarak açık arttınna suretiyle sanlacakür. Geniş evsafı dosyada mevcut, biliridşi raporunda açıklanmıştır. TakdiredilenkıjTned: 10.000.000.000 TL.%15 KDV alı- cıya aittır. Satış şartlan: 1- Satış, 24.1.2000 günü saat 14.30'dan 14.40'a kadar Adlıye Mezat Salonu'nda açık antırma sure- tiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüz- de 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve sahş masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıramn taahhüdü baki kal- mak şartıyla 3^2.2000 günü a>iıı yer ve aynı saatte ikmci art- tırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu raiktar elde edile- memişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kal- mak üzere artnrma ılanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edilecektir. Şu kadar ki armrma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve sa- tış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştınna masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çık- mazsa satış talebi düşecektır. 2- Armnnaya iştirak edeceklenn, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesı veya bu miktar kadar milli bir bankanın temtnat mektubunu vermeleri lazımdır. Saöş pe- şin para ıledir. alıcı ıstedığınde 20jünü geçmemek üzere me- hil verilebilır. Tellaliye resmı, ihale pulu, tapu harç ve masraf- lan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedehnden ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ılgililerin (*) bu gayri- menkul üzerindekı haklannı. hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde daire- mize bildirmeleri lazımdır Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıp dsiıa sonra ihale bedelinı yatırmamak su- retiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefılleri. tekîif ettıkleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. thale farkı ve temerrüt faizi aynca hük- me hacet kalmaksızın dairemızce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden almacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebiteıesi için daırede açık olup masrafı verildiğı takdirde isteyen alıcı- ya bir ömeği göndenlebılir. 6- Satışa ıştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve münde- recatım kabul etmış sayılacaklan. başkaca bilgi almak iste- yenlerin 1999'133 t.Ş. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğü- müze başvurmalan ılan olunur. 9.11.1999 (*) llgilüer tabınne irtifak hakkı sahıpleri de dahildir. Basın: 56798 ANMA Aziz dostumuz, değerti ve seçkm bilim adamı, yüreği yurt sevgisiyte, iyilik ve güzeMikJerle dohj Prof. Dr. ÜMİT DOCANAY'l alçakça iştenen siyasal bir cinayet sonucunda yitirişimizin 20. yılında sevgi, saygı ve hasretle anıyoruz. Göreviiler, çevrede yaşayanlann gözleri önünde, güpegündüz işlenen bu menfur cinayetin 4 tetikçisinı, o günden bugüne, yakalamak ve cezalandırmak bir yana, aramaya bile gerek duymamışlardır Yıllardan beri usanmadan yinelediğimiz gibi, bu kayrtsızlığın nedeni, cinayeti işteyen o haysiyetsız tetikçileri azmettıren ve koruyanlann devietin içine scmış ve çörektenmiş faşist çetebaşlan olmasıdır. Bu çetebaşlannın etkisi ve gücü, Susurluk oteyının örtbas edilmesiyte de kanıtlandığı gibi, ne yazık ki hâlâ sürmektedir. Aziz ve sevgili dostumuz Doğanay'ı yitirişimizin 20. yılında hüzünle ve hasretle anarken, faşist katilleri "kahramanlar" diye kutsamaktan utanmayan ve devietin bu tür alçaklıklann hesabtnı sormasını bilerek engelleyen sorumsuz politikacılan da bir kez daha nefretle kınıyoruz. AYDIN AYBAY, YILMAZ ÖZTÜRK ANKARA 17. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1994/ 366 / Karar No: 1999/504 Davacı Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili taranndan davalılar Abdullah Öner ve ar- kadaşlan aleyhine mahkememize açılan tescil davasının yapılan duruştnası sonunda: Davanın kabulü ile; Ankara ili. Akyurt ilçesi. Kjzılhisar köyü. (Altındağ tapusunda ka- yıth) 524 parsel no'su ile davalılar adına kayıtlı taşınmazın 48 m2'lik kısmmın mülkiyet hakkının davacı Türkiye Elektrik Kunımu Genel Müdürlüğü adına tapuya kayıt ve tesci- line, lcra lflas Kanunu'nun 28. maddesi gereğince hüküm özetinin ilgiü Tapu Sicil Mü- dûrlüğü'ne gönderilmesine, Alınması gerekli 16.731.288 TL. harçtan peşin alman 80.010 TL. harcm mahsubu ile bakiye 16.651.278 TL. harcın davalılardan alınıp Hazine'ye ge- lir kaydına. Davacının sarfettiği 232.850.000 TL. yargılama giderlerinin davalılardan ah- narak davacı tarafa verihnesine, Davacı lehine takdir olunan 13.045.160 TL. vekâlet üc- retinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, Mahkememizce verilen işbu ka- rar davetiye yerine kaim olmak üzere davalılar Hüseyin Aydos. Miyase Uzun, Seyit Meh- met Uzun, Mehmet Aydos, Ahmet Uzun, Hasan Aydos, Havva Ulusu, Hüseyin Demir, Yahya Ulusu, Abdullah Aydos, Zekiye Kayapınar, Adem Gürbüz, Ali Kutlu, Mustafa Dumlupınar, Halil tbrahım Ertürk, Mustafa Topgül, Yakup Eser, Hüseyin Demir, Hanife Bilgin, Recep Çetinkaya, Ahmet Ozçelik, Abdülkadir Ulusu, Yahya Ulusu, Satılmış Er- türk, Sırma Kaplan, Vahit Aydos, tlhami Aydos, Hüseyin Akgül, Hanife Yurdakoş, Kadın Ertürk, Abdullah Aydos, Fatma Aydın, Muharrem Ertürk, Hüseym Aydos, Alı Kutlu, Mustafa Dumlupınar, Hatice Ulusu, Mehmet Gülap Ulusu, Halil tbrahım Erkyar'a ilanen tebüğ olunur. 11.10.1999 Basm: 56796 İZMİR 8. SULH HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN Sayı: 199/1311 Davacı Hayrettin Akan vekili Av. Z. Sema Ermiş tarafından açılan zayi nedeniyle his- se senedi iptali davasımn mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karar gereğince; Altınordu Sağlık Tesisleri tşletmeleri A.Ş.'ye ait, hamiline yazılı, 511 ila 530 numaralan arasındaki toplam 20 adet ve her bin 10.000.000 lira nominal değer- li hisse senetlerinin yitirildiğı ıddia edildiğinden. ellerine geçirenlerin ilk ılan tarihin- den itibaren 3 ay içinde mahkememize ibraz etmeleri ya da bir bildirimde bulunmala- n, aksi takdirde anılan hisse senetlerinin iptallerine karar venleceğı hususu ilan olunur. Duruşma tarihi: 25.01.2000 Basın: 56644
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear