25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 1999 CUMARTESİ 14 kultur@cumhuriyet.com.tr Z. Livaneli çift CD'lik best of çıkanü. Livaneli'nin 'en iyileri' Zülfli Livaneli Film Müzikleri ve ls- tanbul Konseri albümlerini saymazsak bugüne dek best of stili bir albüm ha- zırlamamıştı. Seksenli yıllarda çıkardı- ğı albümlerde yer alan parçalann büyük bölümü klasikleştiğinden bu ürünlerin satışlan belli bir raya oturmuştu ve bi- zim değerlendirmemize göre böyle bir yeni değerlendirmeye gereksinim duy- mamıştı Livaneli. Ancak günden güne çeşitlenen mü- zik piyasasında bu ürünlere ulaşmak zorlaşınca Livaneli'nin 'gözdeleri'ni bir araya toplamasının zamanı gelmiş- ti. Bir önceki albümü Nevv Age Rfaap- sody'de eski bestelerini senfonik bir an- layışla değerlendiren Livaneli arayı faz- la uzun tutmayarak bu kez de 'en sevi- lenler'ini l'nutulmayanlar adıyla çift CD-kasetlik albümde topladı. Zülfu Livaneli'den aldiğimızbilgiye göre kardeşi Ferhat Livaneli'yle birlik- te konserlerde en fazla ilgi gören, bir- likte söylenen parçalann birbölûmûnü ayırmışlar. Türkiye'nin 30 yılını yan- sıttiğına inandıkları bu yapıtlan, hiçbir yeriyle oynamadan. nasıl sevildiyse o halleriyle albüme aktarmışlar... Bestelerin tümünün Livaneli tarafm- dan yazıldtğı albümün birinci CD-ka- setinde Leylim Ley (söz: Sabahattin Ali).GüneşToplaBenimlçin(Söz: Ül- kü Tamer). Memik Oglan (Ülkü Ta- mer). Kardeşin DuymazlSöz Z. Liva- neli), Gözterin(Söz: Z. Livaneli), Mek- tup(söz: ArasÖren, Z. Livaneli), Kar- h Kayın Ormanı (Söz: Nâzım Hikmet), Eski Tüfek (söz: Z. Livaneli), Sus Söy- leme (Söz:Z. Livaneli), Ada (söz: Z. Livaneli), Gün Olur (söz: Orhan Veli) var. tkinci CD-kasette Sevda D e p (söz: Ahmet Çuhacı). Ylğidim Aslanım (söz: Bedri Rahmi Eyüboğlu). Kan Çiçekle- ri (söz: Z. Livaneli), Günlerimiz (söz: Yağmur Atsız), AÜı (söz: Federico Gar- cia Lorca), Mayın (söz: Ülkü Tamer), Merhaba (söz: Yaşar Kemal), Çırak Aranıyor (söz: Refik Durbaş), Ozgûr- lük (söz: Paul Eluard), Böyledir Bizim Sevdamız (söz: Z. Livaneli), Dağlara Küsrüm (söz: Z. Livaneli), Duvarlar (söz: Z. Livaneli) yeralıyor. Livaneli, Unutulmayanlar albümü- nü. bestelennden kısa bölümleri içeren müzikler ve otuz yıllık kariyerinin en çarpıcı görüntülennden oluşacak ıki dakikalık bir videokliple tanıtacak. Sonsuza dek Clash Rockseverlere iyi bir haberimiz var: Temmuzda çıkan Clash'm tribute al- bümünden (saygı albümü) sonra bu kez de Sony Müzflc topluluğun bir canlı ya- pıtını çıkardı. Albümün adı From He- re To Eterniry (The Clash Live): gru- bun ilk yıllanndan, yani 1978 ile 1982 dönemindeki parçalardan oluşuyor. Bun- lann hiçbiri daha önce canlı yonımla- nyla yayımlanmamış. çok değerli ka- yıtlar. Clash, bizce rocktarihinin temel taş- lanndan biri. 70'li yıllann sonlanna doğru rock müziğin bittiğine inanıldı- ğı günlerde Bnıce Springsteen, Patti Smith ve az sayıdaki grupla birlikte bu türün üzerine ısrarla giderek önemli bir görevi yerine getiımişlerdi. Punk, fiınk. ska gibi türlere de kaymasına rağmen otantik bir rockVroll grubu olarak bel- leklerde yer ettiler. Anımsadığımız kadanyla o günlerde punkın çok müthiş birbuluş olmadığı- nı. özde rocka bağlı kaldıklannı ve elekt- ronik müzik peşinde koşanlann tekno- loji cambazı olduklannı anlatıyorlardı söyleşilerinde... Bu canlı albümün öyküsüne gelince; grubun lideri Joe Strummer geçen yıl evini taşırken eski konser kayıtlannı bulmuş ve plak şirketiyle görüşüp bun- lan temizletmişler. Repertuvar gerçekten etkileyici; açı- lış parçası Complete Controfdan Lon- don's Burning'e. Clash Chy Rockers'dan In Hammer Smith Pataise, I FoughtThe Lan'dan London Calling'e, Guns Of Brüton'dan ShoukJ I Stay or Should I Go?'ya kadar tüm parçalar etkileyici. Klasiklerden TommyGun ile White Ri- ot'un böyle bir albümde olmaması ek- siklik ama sekız dakikaya yakın Stra- ight To Hell yorumu (diğer parçalar iki. üç dakika sürüyor) her şeyi unutturu- yor. Strummer ile Mkk Jones'un riffleri, Simenon'la o dönem davuldaki Top- pcr Headon'ın uyumu etkileyici. Bu albüm rafine rock adına önemli birbelge... Ayşe Tütüncü- Piyano Perküsyon Grubu 'Çeşitlemeler' albümünü çıkardı Yeni alameder beliriyor,•.• Eski Mozaikçiler'den Saruhan Erim, Timuçin Gürer, Ümit Kıvanç'la Serdar Gönenç ve Oğuz Büyükberber'den oluşan grup Ayşe Tütüncü'nün düzenlediği Oregon, Shadowfax, Chick Korea gibi bestecilerin yapıtlannı yorumluyor. Bir dönemin önemli gruplann- dan Mozaik'ın 'müzıkal' kanadı- nın önemli ismi Ayşe Tütüncü. grubu Piyano-Perküsyon Gru- bu'yla birlikte Çeşitlemeler (ADA Müzik) adlı albümü yayımladı. Mozaik'in eski elemanlanndan Saruhan Erirn (vurmalılar, vokal), Timuçin Gürer (vurmalılar, vo- kal), Umit Krvanç'la (davul) Ser- dar Gönenç (vurmalılar) ve Oğuz Büyükberber'den oluşan grup Ay- şe Tütüncü'nün (piyano, vokal) özgün haline fazla bağlı kalmadan düzenlediği Oregon, Shadowfax, Chick Korea, Debussy gibi beste- cilerin yapıtlannı yorumluyor al- bümde (71 dakika, 15 saniye). Ayşe Tütüncü albümle ilgili şu bilgileri verdi: -Çeşitlemeler albfimünün yayı- mı bir haytigecikti. Çıkışı açıklan- dıktan sonra bu kadar geciken bir albüm daha anımsamryoruz- AYŞE TÜTÜNCÜ - Bu albü- mün kayıt tarihı Nisan 1998. Ge- cikmenin birinci nedeni. kaydının ve miksajımn ayn stüdyolarda ya- pılması. Stüdyolann uygun zama- nını beklemek zorunda kaldık. Arahkta bitirebildik: ondan son- ra iş büyük bir gecikmeye uğradı. Çünkü telif sorunlarını kolay çö- zemedik. Düzenlemeleri bana ait olsa da albümdeki beş parçanın DİSKOCRAFİ Mozaik döneml • Ardmdan_(1985) • ÇookAlameÜer Bdirdi(1988) • PlastikAşk(1990) • TheOtherSideOf Ttartay(199n • Ölüraden Önce Hayat Vanhr(1993) Mehmet Cüreli ile • Vapurlar/ Bhıes (1990) Plyano-Pertcüsyon Crubu'yla • Çe^deraefcr(1999) oldukça aslına sadık bir yorumu var. Böylelikle bir telif hakkı do- ğuyor; işte bu durumu çözebıl- mek için tam dört buçuk ay uğras- tık. Sonra deprem feleketı oldu ve yine beklemek zorunda kaldık. - Sizbesteleri de olan bir wrum- cusunuz. Neden ilk albümde baş- kalannın vapıtlannı yorumlama- yı tercih ettiniz? TÜTÜNCÜ - 1995'te Mozaik grubu dağıldıktan sonra biz yine çalışmaya devam ettik, ama he- men albüm fikri yoktu kafamız- da. İki yıl kadar kendımizi çalma- ya verdik. Mozaik'te yaptıklan- mı piyanoya yontmaya çalışsam da daha ziyade klavye ağırlıklı ışler üretıyordum. Yoğunlukla piyano çalmayı özlüyordum. Yeni grup- ta doyasıya piyano çalmaya giriş- tim. Albümde çaldıklanmız be- nim çok sevdiğım parçalardır. Baş- langıçta orijinalıne sadık çalarken giderek kendimizden bir şeyler kattık. Onlar özgünleşmeye baş- ladı. Birbeste havası kazandı. Al- bümün adının Çeşitlemeler olma- sınm nedeni de bu. Bir tema alı- yoruz, onu geliştiriyoruz. Burada da bir tür beste faaliyeti söz konu- su. - Grubun adında Avşe Tütün- cü*yü bu derece öne çıkartan ne gi- bi görevleriniz var? TÜTÜNCÜ - Projeyi ortaya atan benim. piyano çalayım ve bunu çok sayıdaki perküsyonla yapa- yım diyen benim. Parça seçimin- de ise diğer arkadaşlann katkısı faz- la. Projenin yaratılması, yönlendı- rilmesi ve tıkandığı zaman işın derdini yüklenmek benim göre- vim kısacası. - Mozaik'in dağılmasına ne gi- bi geUşmeler neden oldu sizce? TÜTÜNCÜ - Bir grubun yaşa- masının yalnız üyelerinı ilgilendir- diğine inanmıyorum. Mozaik'i bi- tiren nedenleri yalnız biz bilme- meliyiz, eğer durum böyleyse za- ten içimizden hıç dışan çıkama- mışız demektir bu. Tabii ki müzik- severden birtakım şeyler aldık, ama daha ileriye gıtmek için yet- memiş alışveriş. Bir koca neden bu. Diğeri de, o dönemde market di- ye birşeyden bahsedilmediği gün- lerde müzik yapmak çok zordu. Bu grubun içindeki insanlar aralan- na yeni insanlar da alarak iki ye- ni grupta toplandılar sonuçta. Bi- rincisi bizım grup, ikincisi de Bü- lent'in de (Somay) yeraldığı grup. 1995'ten beri bu iki gmp paralel olarak yürüyor. -Mozaik'inyenidcn birarayage- lip konser verme ya da bir topla- ma albüm yapma gibi projeleri varmı? TtTÜNCÜ - Bir Mozaik best of projesı var kafamızda. Vaktimiz oluncaçalışacağız. En iyi olacak- ları seçip durumuna bakacağız. Kimi parçayı aynı koyacağız, ki- minın de gereklıyse bazı bölüm- lerini yenileyeceğiz. - Albümü nasıl tanırmayı plan- byorsunuz? ' TİJTÜNCCı -Şu anda ADA Mü- zik'in klip yapma gibi bir projesi yok, ama albüm daha çok yeni. Bir dolaşmasını istiyoruz; insan- lar dinledikten sonra gelecek tep- kilere göre klıbe karar vereceğiz. Aynca 22 Kasım'da Tünel'deki ADA Kültür Merkezi'nde, 28'in- de de Babylon'da konserlenmiz var. Ondan sonra da konserler de- vam edecek tabii. Enerjimizın yet- tiğince tanıtmaya çalışacağız. Princeçok mııtluMüzisyen, yorumcu, şarkıcı, beste- ci, yaptmcı, düzenlemeci ve de birçok isimli Prince'in ya da The Artisfın iki albümü bir ay araylapiyasayaçıktı. Bi- rinci albüm Baletehketi taşıyor ve Prin- ce'in (asıl adı Prince Roger Nelson- 1958) 1985-1994 arası piyasaya hiç sürülmemiş çalışmalanndan oluşuyor. The Vault-OklFriends'Sale adlı bu albümde yeni bir şey yok; Prince'in bildiğımiz enerjisiyle ve stiliyle yo- rumladığı parçalar bunlar. Yapıt, Prince'in serbest iradesiyle yayımlanmış bir albüm değil; uzun sü- redir ihtilafta olduğu ve ona Prince adı- nı kullanmayı yasaklayan şirketin ken- di iradesiyle malzemeden oluşuyor. Prince ise bir söyleşisınde durumu şöyle değerlendinyor: "EUerindenge- len her tüıiü kötülüğü yaptılar bana. Kontratlann insanlan bu derece baş- kalannın karşısında aciz düşürmesi- ne izin verilmemeli. Şirket Vault albü- müyle elinde kalmış her şeyi tükettL Bakalım bundan sonra ne yapacak- lar?" Prince'in The Artist adıyla yayım- ladığı yepyeni albümü Rave Un2 The Joy Fantastic (BMG)ise 17 parçadan oluşuyor. Yirmi yıldır bu yolda seyre- den The Artist yeni bin yıla kariyeri- nin 'en pop' albümüyle gırmek istemiş. Kontrat yönünden artık 'serbest' kalan sanatçı yeni albümde deneysel açıdan da hiç alışık olunmadığı ölçüde kısır kalmış. Yine Batılı dergilerde çıkan söyle- şilerinden öğrendiğimize göre bu yılın başında 'Ne yapryorum ben?' diye şöy- le bir kendini dinledikten sonra artık hiçbir şeyi sorun edinmemeye karar vermiş ve dünyaya daha pembe göz- lüklerle bakmaya başlamış. Bu iyimser hava çalıştığı insanlara da yansımış. Etrafındaki ekibi fazla değiştirmeyi sevmeyen The Artist, bu kez sıkı bir devrim yapıp Chuck D, Sheryl Crow, Ani Di Franco, No Doubt'tan Gwen Stefani'den destek almış. Bu 31. albümünde Prince çok mutlu; yeniden 'bulunmuş' bu sevincin örnekleri bizce rafi- ne pop dinlemek isteyenle- rin beklentileriyle örtü- şecek. Kaçırmayın. • "Şöyle bir sahne getirin gözünüzün önüne; dünyanınen .•»%* ünlü dört metalcisi 104 kişilik bir senfoni orkestrasıyla birlikte. Metallica büyük orkestrayla 1 kendi bestelerini yorumluyor..." Senfonik yorumla Metallica besteleriMetaDica, Doksanlar'ın en çok tartışılan me- tal gruplannın başında gelıyor. On yedi yıldır ne yapsalar ya da tam tersi. yapmasalar, her ha- reketleri haber oluyor Sıkı hayranlan onlan sürekli popa kaymakla suçlarken grup üyeleri Master Of Puppets (1986) günlerinden çok uzakta olmalannı, 'Degişmeyen tekşey degişim- dir' slogamyla kendilerini savunuyor. Geçerı yıl sonunda başkalannm parçalannı yorumlayarak Garage Inc. adlı bir albüm ya- pıp yine polemiğe yol açan ekip. şımdi tartış- malan büyütecek yeni bir albümle pazara çık- tı. Bugüne dek 60 milyon albüm satan Metal- lica'nın son yaptığı bir senfonik albüm. Şöyle bir sahne getirin gözünüzün önüne; dün- yanın en ünlü dört metalcisi 104 kişilik bir sen- foni orkestrasıyla sahnede. Trash metali liste- lerin en üst sırasına taşıyan Metallica büyük or- kestrayla birlikte kendi bestelerini yorumlu- yor... Bu anlattıklanmız hayal değil, tamamıyla gerçek: geçen nisanda Kalifomiya Berkeley'de San Francisco Senfoni Orkestrası'yla bestele- rini klasik Batı müzığine uyarlayıp tarihe bı- rakmıştı Metallica. Şimdı Lniversal şirketi bu albümü dünyay- la birlikte Türkiye'de de pazartesi günü yayım- layarak Metallica hayranlanna en kısa sürede ulaştınyor. Albümle ilgili söyleyeceğımiz şu; birincisi hızh parçalan daha heyecanlı çalmış- lar; yavaşlarda da daha büyüleyici bir atmos- fer oluşmuş. Bir ara albüm olan bu çalışmayı müzikseverlerin dinlemesı gerekiyor. Oncelik- le iyi bir deney, Metallica'nın müzikal ağırh- ğını incelemek açısından da değerli.. Birinci CD-kasette The Ectasy Of Gold, The Call OfThe Ktulu. Master Of Puppets, Of Wolf And Man, The Thing That Should Not Be, Fu- el. The Memory Remains, No Leaf Clover, He- ro OfThe Day, Devil's Dance. Bleeding Me, ikinci CD-kasette ise Nothıng Else Matters, Until It Şleeps, For Whom The Bell Tolls, Hu- man, Wherever I May Roam, Outlavv Torn, Sad But True, One, EnteT Sandman. Battery var. Yerli 4 rapçüer'den 'Yeraltı Operasyonu' 'Rap'in Türkiye serüveni pek parlak gelişmedi bugüne dek. ABD'de gettolar- da yaşayan siyahi gençlerin 24 saat boyun- ca yaşadıklan her türlü gelişmeyi müzik yoluyla aktarmalanyla başlayan rap'i di- ğer müzik türleri gibi kolaylıkla dünyaya ihraç edemedi endüstri. Çünkü Amerika- lı gencin dokulanna kadar işlemiş o şiir- sel anlatım bizde ve Avnıpa'da ancak mü- zikal açıdan yakalanmaya çalışıldı. Doksanlar'ın başında Mazhar-Fuat-Öz- kan, Anında Görüntü'yle arayışı başlatır- ken arkasının gelmemesi, Vitamin moda- sıyla işin suyunun çıkartılması bu tip bir kültüre ne kadar uzak olduğumuzu yan- sıtıyordu. Bu arada endüstri toplumunda yaşamalanna karşın sisteme bir türlü ka- bul edilmeyen Almanya'daki Türkıyeli genç kuşak, ilginç rap ve türevi hip hop denemelerine girişmişti. Ancak bunlann Türkiye'ye yansıması. popun fırtına gibi estiği günlerin sona enp yapımcılann pa- ra getirecek projeler aramasına kadar ge- cikti. Sonra ortaya Cartel çıktı ve orien- Tunç 'Turbo' Dindaş oturmuş ve kolay albüm yapma olanağı bulamayan gnıplann ryi parçalannı Yeraltı Operasyonu aduu verdiği bir projede toplamış. tal hip hopla yanm milyona ulaşan bir ti- raj yakalayan grup bu türde seyreden di- ğer gruplara da Unkapanf nın kapılannı açtı. Ancak rap ya da hip hop bir yaşam biçiminin uzantısı olduğundan diğer mü- zik türleri gibi kolay tüketile'medi ve pa- zan genişleyemedi. Hal böyle olunca aylık Blue Jean der- gisinde hip hop sayfasını hazırlayan Tlınç 'Turbo' Dindaş oturmuş ve kolay albüm yapma olanağı bulamayan gruplann iyi par- çalannı Yeraltı Operasyonu adını verdiği bir projede toplamış. Albüm geçen hafta K.OD Müzik etiketiyle yayımlandı. Biz bu gruplan yakından tanımadığımız için basın bülteninde verilen bilgileri ak- taralım öncelikle. Statik: tstanbul'un en eski yeraltı grup- lanndan olan Statik. Turbo ve Jemy'den oluşuyor. 1996'da bir araya gelen ikili, ön- ce break beat yaparken sonra rap'i seçmış. Nefret: Dr. Fuchs ve Ceza'nın grubu Nefret bu âlemin en tanınmış gruplann- dan biri. Ekip ilk albümünün hazırlıkla- nyla meşgul. Ses: Almanya'nın Frankfurt kentinden projeye dahil edilen grup, Almanya'nın en eski Türkçe rap ekiplerinden Asiatk War- riors'ın alt grubu. Elemanlannın adlan Düşman ve Sezai. SilahsızKuvvet: Projenin liden Samsun- lu Mic Check, ama diğer rapperlara da kapısı açık. Yener: lzmirii rapçilerden Yener solo al- büm hazırlığmda; Kuva-1-zmirgrubunda diğer rapçilere de yardımcı oluyor. Susturucu: Iki tane demo albümü olan lzmirii Duke ve Tetik, rap dışında yaptık- lan hardcore çalışmalarla da dikkat çeki- yor. GÖRÜS f:VI»M!l Borusan Filarmoni Giirer Aykal'la Güçlü Büyük deprem felaketinin üzüntüsü, do- ğurduğu endişe ve stres yaşanırken olağa- nüstü güzel ve başanlı bir konseri izlemiş olmak insanı karanlıktan aydınlığa ve umu- da taşıyor. Bu aydınlığın yaratıcılan başta uluslararası değerde orkestra şefi Pruf. Gü- rer Aykal, virtüöz kemancı Doç. Dr. Cihat Aşkın ve Borusan istanbul Filarmoni Or- kestrası'n gerçekteştıren ve çeşitiı sanat hiz- meti veren Borusan Kültür ve Sanat Mer- kezi ve Genel Müdürü Sami Caner'i alkış- lanz. 22 Mayıs 1999 tarihli Cumhuriyet gaze- temizin Görüş köşemde: "Borusan Oda Orkestrası 'nın yeni dönemdeki Genel Mü- zik Dırektörü ve ŞefiProf. Gürer Aykalyö- netimindeki çok başanlı ilk özel konserin yanı sıra bu orkestranın genişletilerekkent orkestrası niteliğinde Borusan İstanbul Fi- larmoni Orkestrası'na dönüşmesi olayı"n\ duyurmuştuk... işte, ekim ayında orkest- raya nefesli sazlann katılımıyla ve kadro- nun geniştetılmesiyte bu yararlı olay gerçek- leşmış ve Borusan İstanbul Filarmoni Or- kestrası kasım ayından itibaren Prof. Gü- rer Aykal'ın Genel Müzik Direktörü olarak ve sürekli orkestra şefliğinde düzenli kon- serler vermeye başlamıştır. Bu orkestra yi- ne önemli bir güçlendirmeyle başkeman- cı görevine, genç yaşına rağmen dünyaca ünlü müzik otoritelerıyle çalışan ve hem keman vırtüözü olarak başanlı konserteri hem de ögretim görevlisi olarak tanınan Doç. Dr. Cihat Aşkm'ı getirmiştir. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, yukanda sözünü ettiğimız çok başanlı kon- serin istanbul'da Lütfü Kırdar Kongre Sa- lonu'nda "Boya'99 Kongre ve Sergisi Et- kinlıkleri" çerçevesinde şef Prof. Gürer Ay- kal yönetiminde ve solist olarak viyolonist Doç. Dr. Cihat Aşkın'ın katılımıyla verdi. Konser programında ilk bölüm Antonio VıvakJi' nin (1680-1743) "Op. 8 Dört Mev- sim" (Le quattro stagioni) adlı dort bolüm- den oluşan konçerto btçimindeki tanınmış eserine aynlmıştı. rtalyan besteci bu dün- yaca sevilen ölümsüz eserinde "Mevsim- ler"\ kendi yaratıcılık kişiliğine ve stiline uy- gun olarak barok tarzında, besteciliğinde ağır basan melodik (ezgi) duyuşlannı, so- lo kemana verdiği teknik ınceliklerle renk- lendirerek yaratmıştır. "ilkbahar No. 1", "Yaz No. 2", "Sonbahar No. 3" ve "Kış No. 4" bölümlerinde, özellikle GürerAykal'm kişilikli ve ustalıklı yönetiminde her zaman- ki başansının yanı sıra benceönemli birözel- likle de bu yeni orkestranın formasyonun- da "ayncalık" taşıyan tmı (timbre) renkli- liği ve dinleyicınin ıçıni ısıtan toplu bir ses- lendirme armonisi ilgimi çekti. Nüansla- nn ve alçalış yükselişlerin belirlenmesi de etkileyiciydi. Antonio Vivaldi, bilindiği gibi besteciliğinın yanı sıra iyi bir kemancıydı. "Dört Mevsim" bestesinde "kuşlann se- sini, ıımaklann şınltısını vd." orkestra dü- zenlemesinde hissettirmesi de aynca ün- lü eleştirmen Marc Pincherte'ın yazdığı- na göre "Barok çağın romantik bir beste- cisi" yorumunu kanıtlıyor. Cihat Aşkın da sololannda çok başanlıydı. Konserin ikinci bolümünde Ludwig van Beethoven'ın (1770-1827) "Op. 21 Do majör No. 1 Senfoni"sini Gürer Aykal'ın yorumlayışında bestecınin karakterine uy- gun bir yönetimle izledık. Bu senfoninin orkestra partisyonlan (yazımlan) 1820'de yayımlandığı zaman adına "1. Büyük Sen- foni Do majör" denmişti. Melodik yanla- nyta birtıkte, enerjik, bazen dramatik, bir an- da duygusal. birden güçlü, hareketliçizgi- lenyle sonraki senfonilere de basamak rjlur. nuraaraYerli popta birkaç haftadır lider olan Kenan Doğulu. yeni albümü Ben Senüı Herşe\inim'le ıkincilığe inerken yenni Serdar Ortaç'ın Bijsem ki adlı yeni albümüne bıraktı. Üçüncü sıradaTanju Okan. Bir Zamanlar adlı 'best of'uyla yer aldı. Sanat müziğinde sıralama aynı: Safiye So>man. Sevenler Gece Ağlar'la birinci, Pınar Alünok. Arz Ediyorum'la ikinci, Zeki Müren'ın Bıldıran Yağmuru adlı yapıtı üçüncü. Halk müziğinde Yavuz BingöL Sitemdir'le binnci. Kubat, Bir Aynlık Bir YbksuHuk Bir Öfüm'le ikinci. Servet Kocaka>a. Keke ile üçüncü. Yabancı müzikte Sting, Brand New Daj' albümüyle lıderliğmi korudu. RadyoS'in toplama albümü Summer Hits 99 ikinci, Eric Clapton yeni best of albümüyle üçüncü. - Saturday Night Live, Volume 2- Vanous - My First Album- Lolly - Le Crabe Est Erotique- Moos - Euphona Morning- Chris Cornell - Movin Melodies- Atb - Hoora> For Boobies- The Bloodhaundgang - Back From The Deed- Obituary - 7th Deadh Sin- Ice T 7 - Conspiracy- King Diamond - Act Seven- Crematory - Hypocrisy- Hypocrsy - The Crovvning Of Atlantis- Therion - Colony- In Flames - The Burning Red- Machine Head - Amped- Dog Eat Dog - VVbrld Coming Down- Type O Negative - Chamber Music- Coal Chamber - Northem Star- Melanie C - Sevdalım- Grup Laçın - Dünya Aşkı Anlasın- Nesrin-Çetin Körükçü
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear