25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 1999 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StBMEN Almanlaşmak mı? BERLİN - Kan bağı esasına dayalt 1913 ta- rihli Alman Vatandaşlık Yasası'nı değiştiren ye- ni yasa 10 Ocak 2000'de yürürlüğe giriyor. Yeni yasa Almanya'da yaşayan Türk köken- lileri ve dolayısıyla Türkiye'yi yakından ilgilen- diriyor. Şu anda bu ülkede 2.300.000'i bulan nüfus- lan ile Türkler, yabancılar arasında birinci sıra- yı alıyoıiar. Ama Alman uyruğundaki Türk sayı- sı yalnızca 270.000. Bunlann 160.000'i seç- men. Alman AraştırmalarVakfı'nın yaptığı bir kamu- oyu yoklamasına göre bu seçmenlerin yüzde 80'i SPD'ye, yüzde 17'si Yeşillefe oy veriyor. Yeni yasanın yürürlüğe girmesiyle biriikte her yıl Almanya'da doğan 100.000 Türk asıllı çocuk yeni düzenleme ile vatandaşlık hakkını kazana- cak. Yine Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin yaptı- ğı çalışmada belirtildiğine göre, 2002 yılına ka- dar 750.000 Türk asıllı Alman vatandaşı ola- cak. Yalnız bu rakamlar dahi, yeni yasanın bizler açısından ne denli önemli olduğunu gösterme- ye yeter. Söz konusu yasa değişikliği özellikle Yeşil- ler'in seçim programında yer alıyor ve çifte va- tandaşlığı da içeriyordu. Ancak sağ partilerin muhalefeti, güney böl- gelerinde başlatılan imza kampanyasının etkin- liği ve hemen ardından bu yılın başında yapılan Hessen seçimlerinde koalisyon partilerinin bü- yük bir yenilgiye uğrayarak Eyaletler Senato- su'ndaçoğunluğuyitirmeleriyüzündenyasais- tendiği biçimde çıkarılamadı. Yıne de bu düzenleme eskiye göre çok iyi. Ar- tık yurttaşlıkta kan esası yerine toprak esası ge- çerli oluyor ve Alman demokrasisi, topraklan- nın üzerinde yaşayanlann bir bölümünü dışla- mak durumundan kurtuluyor. - • • • Bu noktaya kolay gelinmedi. Aslında geçen yüzyılın sonlanndan beri bir "göçmen ülkesi" olan, ama bu gerçeği kabul etmemekte direnen Almanya, 40 yıldır ülkesine gelen konuk işçile- rin hep geri dönecekleri varsayımına bel bağ- ladı. Ama artık göçmenlerin geri dönmeyecekleri- ni herkes anlamış bulunuyor. Ve tabii ki sorun yainızca göçmenlere Alman yurttaşlığı vererek çözülmüyor. Bütün sorun göçmenleri topluma entegre ederek uyumu sağlamak ki, bu da sanıldığı ka- dar basit değil. Her şeyden önce özellikle Türkler ile Alman- \ar birbirlerinden ayrı yaşıyorlar. «<*£ J - . Türklerin tokantalan, dükkânlan, kasaplân, diskoları, radyo ve televizyonlan ayn. Geçenlerde yapılan bir araştırma, Türklerin yüzde 91 'inin boş zamanlarını yaTürkiye'ye dö- nük ya da Türkiye'den gelen öğelere dayalı ak- tivitelerle ctoldurduklarını gösteriyor. Onlan bu durumdan çıkarmadan uyum nasıl sağlana- cak? Doğrusu Almanlann da uzlaşmaya fazla yat- kın olduklan söylenemez. Duisburg'da bir ka- dının telefonda "sürücüsü Alman olan bir tak- si" istemesi, Yüksek Mahkeme tarafından "ay- nmcılık" olarak tanımlanmış. Ancak aynmcılığı saptamak, yasalaria yasak- lamak, uyumu yaşama geçirmeye, taraflar ara- sında banşı sağlamaya yetmiyor. Alman Türk Vakfı (DTS), Heinrich Böll Vakfı, Friedrich Ebert Vakfı ve Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin biriikte düzenledikleri Beriin Kon- feransı, 18-19 Kasım tarihlerinde Berlin'de ya- pıldı. Çeşitli kuruluşların katıldığı iki günlüktoplan- tıda, konuşmacılar konuyu bütün yönleriyle ele aldılar. Böylelikle sorunun gerçek boyutlarıyla gün yüzüne çıkması sağlanmış oldu. Ama hepsi o kadar. ••• Gerçi Almanya'da yönetim, ilanlaria davet ediyor göçmenleri Alman vatandaşlığına geç- meye, ama entegrasyonun sağlanması için he- nüz yeterii çaba gösterilmiyor. Aynmcılığa karşı yasa henüz çıkmış değil. Ya- sa çıksa bile Almanlann göçmenleri dışlamak- tan vazgeçmeleri, onların da gettolanndan çık- mayı kabul etmeleri için bir düşünce ve davra- nış devrimi zorunlu. Eğitimde göçmen çocuklann entegrasyonu için, bunlann ana okullarından başlayarak eği- tilmeleri ve Almancayı dahâ o yaştan öğrenme- ye başlamalan gerekiyor. Oysa genel eğilim anaokullanna bunlann alın- masından yana değil. Kabul edilenler göster- meiik olarak kalıyorlar.. Özellikle Türklerin kızlannı okula göndermek istememeleri de ayrı bir sorun. Sorunların variığı artık biliniyor ve dile getiri- liyor. Ama asimilasyona varmayan bir entegras- yon bir türiü hayata geçirilemiyor. Almanya'da sayıları hiç de küçümseneme- yecek demokratlar ve onlann kuruluşları içten- likle çaba harcıyortar. Gelin görün ki bunlar beklenen sonuçları yi- ne de vermiyoriar. . Betki de sorunun özü, entegrasyonu sağla- mak için elinden geleni yapan, güçlüklere çok doğru tanı koyan Federal Hükümet Yabancılar Sorumlusu Marie Lutse Bech'in bir soruyaver- diği yanıttayatıyor. Yıllık bütçesinin ne kadar ol- duğu sorulduğunda, Bayan Bech "100.000 Mark" yanrtını veriyor. Böylesine bir girişim için 100.000 Mark ger- çekten gülünç bir rakam. Bu durumda insan, elinde olmadan "Alman- lann göçmen politikası çok basittir, bir sözcûk- le özetlenebilir: Yoktur" diyen Gülay Kızılo- cak'ın haklı olup olmadığını ciddi biçimde dü- şünmeye başlıyor. ADD Şube Başkanı Bilgiç: Atatürk devrimleri ve Cumhuriyet hedef alındı ADD: Savasmıumz sürecek • ADD'nin tstanbul'daki 20 şubesinin başkanlan ve üyeleri, şeriatçı terör örgütü ÎBDA-C'nin ADD Üsküdar Şubesi'ne düzenlediği bombalı saldırıyı protesto etti. İstanbul Haber Servisi - Şen- atçı terör örgûtü İBDA-C'nin Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Üsküdar şube binasına düzenlediği saldınnm toplumu sindirmeyi amaçladıgını belirtil- di. ADD tstanbul Merkez Şube Başkanı Bflge Bilgiç, saldınlann kendilerini yıldırmayacağını, Atatürk'ün ilkeleri doğrultusun- da mücadelelerine devam ede- ceklerini söyledi. ÇYDD Genel Başkanı Türkan Sayian ve tP Îs- tanbul tl Başkanı Sadık Usta da saldınyı kınadılar. ADD'nin Istanbul'daki 20 şu- besinin başkanlan ve üyeleri, şe- riatçı terör örgütü ÎBDA-C'nin ADD Üsküdar Şubesi'ne düzen- lediği bombalı saldınyı protesto etmek için dernek binası önünde toplandı. Burada açıklama yapan ADD Îstanbul Merkez Şube Baş- kanı Bilge Bilgiç, son dönemde ADD'ye yönelik yoğun bir saldı- n süreci başladığını ifade ettı. ADD'nin insan haklanna saygı- lı ve Türkiye'nin bölünmez bü- tünlüğünü savunan bir kuruluş olduğunu vurgulayan Bilgiç, sal- dınyla Atatürk ilke ve devrimle- rinın, Cumhuriyet'in hedef alın- dığının altını çızdi. "EK kanh" olarak nitelendırdiğı İBDA-C'li- lenn bınada yaklaşık yanm saat kaldığına, bu süre ıçinde rahatça hareket ettiklerine dikkat çeken Bilgiç, saldınmn Prof. Dr. Ah- metTaner Kçbh'ya yönelik sal- dınyla bağlantılı olduğunu öne sürdü. İBDA-C'nin amacının toplumu sindirme olduğunu ifa- de eden Bilgiç, "Mücadelemizi sürdüreceğiz"' dedi. Suçlulann yakalanması ıçın etkin önlemler alınması gerekti- ğine dikkat çeken Bilgiç, Içişle- ri Bakanlığı ve valiliklere faks çekerek önlem alınmasını iste- diklerini de büdirdi. Bilgiç, şeri- atçı yapjlaarnanın dağıtılması Diyarbakır Ocalan'ın avukatı dinlenecek • Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nün avukat Kenan Sidar'ın cep ve işyeri teleforüannın dınlenmesi teklifîni DGM kabul etti. DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - PKK lideri Abdullah Öcalan, Moldova'da yakalanan Cevat Soysal ve son olarak Hakkâri'nin Şemdınli ilçesinde Ali Sapan'm başkanlığında teslım olan 8 PKK'linin avukatı olan Kenan Sidar'ın telefonlannın dinlenilmesi için mahkeme karan çıktı. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü. Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Başsavcılıgı'na öcalan'ın avukatı Kenan Sidar'ın cep ve işyeri telefonlannın dinlenilebilmesi için karar çıkanlması isteminde bulundu. Istemı yennde bulan başsavcılık yazıyı, gerekçelerinin görüşülerek karar verilmesi için 4 No'lu DGM'ye gönderdi. DGM de Emniyet Müdürlüğü'nün istemi dogrultusunda karar verdi. Hakkında çıkanlan dinleme karanna tepki gösteren Avukat Kenan Sidar, 4 No'lu DGM'nin. yapılan gizli celse ile telefonlannın dinlenilmesini uygun gördüğünü söyledi. Sidar "Eskiden beri Avrupa sözleşmelerine uyulmuyor. Bu kararia bir anlamda vekü- müvekkil arasındald ilişki deşifre edilecektir. Haldamda çıkanlan bu rahatsız edici karann bir an önce geri alınmasını istiyorum" dedi. ADD tstanbul Merkez Şube Başkanı Bflge Bilgiç, son dönemde ADD'ye yönelik yoğun bir saldın süreci başladığuu ifade etti. için Türkiye'de büyük değişik- likler yaşanması gerektiğini de sözlerineekledı. AGİT Zirvesf ne de deginen Bilgiç, toplantıya aralannda Mazlum-Der ve İHD'nin de bu- lunduğu 54 srvil toplum örgütü- nün çağnlmasına karşın Atatürk ilkelerini savunan ADD'nin çağ- nlmamasma dikkat çektı. Zirve nedeniyle kaldınmlann boyandığına, çadırlann değişti- rildiğine değınen Bilgiç, tüm bunlann "dtşardakilere gösteri" için yapıldığını belirtti. AGİT Zirvesi sırasında bağımsızlık ve ulusal onurun zedelendığini dü- şündüğünü söyleyen Bilgiç, Tür- kiye'nin ev sahibi olduğunu, an- cak kimi noktalarda ikinci plana atıldığını öne sürdü. ABD başka- nı BiD Clinfon'un ziyaretinın önemli olduğunu kaydeden Bil- giç, Clinton'unprogramında em- niyet güçlerinin CIA tarafindan geri plandabırakıldığını ve gaze- tecilerin de tartaklandıgını anlat- tı. Tüm bunlann ulusal onurun güçlü bir devlet tarafindan çiğ- nendiğini gösterdığıni söyleyen Bilgiç, "Türkh-e Cumhuriye- ti'nin, Türk ulusunun bir yurtta- şı olarak utanıyorum, gururum kuThyor" dedi. ADD Üsküdar Şube Başkanı Mustafo Karacan da bir yıl önce derneği açtıldan sırada kendile- rine gelen şeriatçılann "Üsküdar şeriatçılann kalesktir" dedıkle- rinı anımsatarak, "Üsküdar onla- nn kurtanbnış bölgesi değüdir" diye konuştu. "Susma, seyretine, devrimiere sahip çık". "Laik, demokratik tam bağumız Türkrye", ''Türki- ye laiktirkukkalacak" sloganla- "n atan ADDlıler, "OnuncuYıl Marşı"nı söyledıkten sonra da- ğıldılar. CYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Sayian da yaptığı ya- zılı açıklamada, saldınnın Ata- türkçülere yapılan saldın ve ci- nayetlerin birdevamı nitelığinde olduğunu belirterek şu görüşlere yer verdi: "Atatürkçü düşünce ve bunu temsil eden kurumlar, gözü dön- müş şeriatçı terörün karşısmda duran en sağlam güçtür. Toplu- mun büviik çoğunhığunun aynı doğrultuda. cumhurivetin tetnel değerlerine, Atatürk ilke ve dev- rimlerine sahip çıknğı da çok a- ma çokaçıktır. Böylesine devrim- lerine sahip çıkan bir ülkede, şe- riatçı terör mutiaka yok edflecek- tir. İktklarda olsun muhalefette okun,hiçbir siyasal parti ve yan- daşlannm. rejim değişikliğini adım adım gerçekleştirmeye ça- hşan sapkınlara odün vermeme- »gerekirr IP Îstanbul ll Başkanı Sadık Usta da yaptığı yazılı açıklama- da, saldınmn cumhuriyet devri- mine yönelik olduğunu vurgula- yarak "Geçmiştebinlerceyurtta- şın aynı şekilde katledildiğinde ' Bana sağcılar cinayet ışliyor de- dirtemezsınız" diyenler bu cina- yederindesorumlusuduriar" de- di. ABD'nin Türkiye'ye "bütün gücüyle" abandığını söyleyen Usta'nın açıklamasında şöyle denildi: "ABD'nin yerfi güçteri şeriat- çüar, neoliberaUer, mandacılar AGİT Zirvesi'ni de firsat bilerek yeniden harekete geçirilmiştir. Duvarlara İBDA-C sktganlan ya- zılması knnseyi aldannasın. Sal- dın ABD'nin Türkhe'yi bir ka- os ortanuna sürükk) erek böüne planlannm bir parçasıdır ve ABDkaynaldıdnf Bursa Tayyar Türkeş tutuklandı BURSA (Cumhurryet)- Bursa'da "Erfldi Memba Su- ya" fîrmasının sahibi Nihat Adanoba ve oğlu Hasan Asla- noba'ya suikast girişiminin azmettiricisi olarak aramrken önceki gün Bursa'da yakala- nan Tayyar Türkeş tutuklandı. Bir süre önce Bursalı işa- damlan Aslanobalara suikast hazırlığında yakalanan 8 kişi- nin ifadeleri dogrultusunda Bursa Emniyet Müdürlü- ğö'nce aranan Türkeş, Bur- sa'da yakalanmıştı. Bursa Em- niyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü"nde sorgulanan Türkeş. dün akşam saatlerinde yoğun güvenlik önlemleri altında. gizli bır şe- kilde Bursa Cumhuriyet Sav- cdığj'na çıkanldı. Savcılık ifa- desinden sonra tutuklarna iste- miyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen. "Malki Cinaye- ti"nin tetikçisi olarak aranır- ken "Kapıkule'den Türki- ye'ye" giriş yaptığı sırada ya- kalanan Burhanettin Tür- keş'in oğlu Tayyar Türkeş, "Adam öldürmeye azmettir- mek" suçundan tutuklanarak Bursa E Tipi Cezaevi'ne ko- nuldu. Bursa Organize Suçlar ve Kaçakçıltk Şube Müdürlüğü ekiplerinin, 7 Ekim'de yaptığı çalışmalar sonucu "&rikü Memba Suyu" fınnasmın sa- hibi Nihat Aslanoba ve oğlu Hasan Aslanoba'yı öîdüraıek için hazırlık yaptıklan tespit edilen 8 kişi yakalanmıştı. Bu kişilerifadelerinde, Istanbullu işadamı Cehdi Nogajlarog- h'nun 69 milyar borcu oldu- ğu Bursalı işadamlanru öldür- mesi için Türkeş ile bağlantı kurduğunu, Türkeş'in de 8 milyar iira karşıbğında kendi- lerini tuttugunu ileri sürmüştü. Bursa'da yakalanan 8 kişı- den 4'ü ve daha sonra soruş- turma kapsamında Îstanbul'da yakalanan Nogaylaroğlu, tu- .tuklanarak cezaevine gönde- rilmişti. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bûlent Yahnici, Devlet Babçeli'\i eJeştirdiği için Kanal 6'daki görevine son verdirttikleri Metin Uca'yı telefönla ara>ıp, "Az bile yapmışlar, pek çok kişi sizi dövmeye yeltendi, ben önledim" diyerek gözdağı verdL KİM^E MERAK ETME$M-.HAUIK K0V( /VT4N DCM'de yargılandı PKK'MYaşar'a ölüııı cezası verütli DtYARBAKK (Cumhu- riyet Bürosu) - Yaklaşık 10 yıl önce PKK'ye katılan ve daha sonra Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde yakalanan Yüksel Yaşar, ölüm cezası- na çarptınldı. Mahkeme he- yeti, Pişmanhk Yasası'ndan yararlanmak isteyen Ya- şar'ın iyi halini göz önünde bulundurarak, cezayı ömür boyu hapse çevirdi. DiyarbakiT 2 No'lu Dev- let Güvenlik Mahkeme- si'nde görülen davanın ka- rar oturumunda, TCY'nin 125. maddesi uyannca idam istemiyle yargılanan PKK'li Yüksel Yaşar hazırbulundu. Mahkeme ilk olarak sanığın önceki oturumda Pişmanhk Yasası'ndan yararlanmak için verdiği dılekçeyi ince- ledi. Mahkeme, Yüksel Ya- şar'ın Bismil ilçesnde Nuri Çetebi'nin öldürübnesi ey- lemine katıldığı ve örgüt içinde de bazı silahlı eylem- len bulunduğunu belirterek, samgın yeni çıkanlan Piş- manlık Yasası'ndan yarar- lanmayacağını bildirdi. Ya- şar son savunmasında PKK'ye katılmaktan ve e> - lemlerde bulunmaktan piş- man olduğunu yineledi. Yüksel Yaşar hakkında 125'inci madde uyannca önce idam cezası veren he- yet, ardından otummlardaki iyi halini dikkate alarak ce- zayı ömür boyu hapıs ceza- sına çevirdi. PKK^deinfaz AA'nın haberine göre Hollanda'nın Lahey kentın- de öldürülen Deniz Kılıç'ın Öcalan'ı eleştirdığı öne sü- rüldü. PKK'nin sorumlula- nndan Deniz Kılıç'ın Öca- lan ve sözde Başkanlık Kon- seyi'nin silahbırakmayla il- gili kararlanna karşı çıktığı bildirildi. Kıhç'm arkadaş- lanyla yaptığı toplantılarda Ocalan'ın açıklamalannı eleştirerek. alınan kararlan "tesümiyetçiBk'' olarak ni- telendirdiği ve bundan son- ra mücadelesinı "tesümiyet- çüiği seçmeyenlerin yanında sürdüreceğjni" ifade ettiği belirtildi. Adli Tıp Kunımu'nun Gazi olaylarına ilişkin görüntüler üzerindeki görüşü tepki topladı ; 6 Adli tıbbuı raporu taraflı'AHMETŞEFİK TRABZON - Gazi olaylan sı- rasında 9 kişinin ölümünden so- rumlu tutulan polislerin yargılan- dığı davanın en önemli belgele- rinden birini oluşturan fotoğraf ve göriintü malzemesi üzerinde Adli Tıp Kurumu çahşmasmda, görünrülerdeki kişilerle sanıklar arasında bır ilişki bulunupbulun- madığının behrlenemediği açık- landı. Müdahil avukatlar, raporu kesinlikle kabul etmediklerini, fotoğraftaki görüntülerin sanık- larla ilişkısı bulunduğunu, Adli Tıp Kunımu'nun bugünkü yapı- sınıntarafsız ve bağımsız kişiler- denoluşmadığını belirttiler. Mü- dahil Cemal Poyraz, kızuun ka- tillerinm bulunmasını istedi ve "Bizi adaleti sağlayacak bir ko- numa genrme>in'' diye konuştu. Dursun Kaya Güleç başkanlı- ğında görülen Gazi Davası'nın 27. oturumuna tutuklu sanık A- dem Albayrakıle sanık polislerin avukatlan bhami Yelekçi, Hur- şit Bıyık, müdahıllerin avukatla- n Cemal Yüce. Günzar Tuncer, Keleş Öztürk. Metin Narin ve Fa- ruk Ertekin katıldılar. Mahkemede müdahil tarafm en çok önem verdiği belgelerden birini oluşturan görüntü malze- mesi üzerinde Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan çahşmanın ra- poru okundu. Adli tıp raporu Adli Tıp Kunımu'nun incele- diği fotoğraflar arasında elinde uzun namlulu tüfek üzerinde kot giysi bulunan bir kişinin de fo- toğrafı bulunuyor ve bu kişinin sanık Adem Albayrak olduğu öne sürülüyor. Adli Tıp Kurumu raporunda, yapılan incelemede bu kişinin Adem Albayrak olup olmadıgının belirlenemediği ifa- de edildi. Rapor, müdahil avukatlar tara- fından tepkiyle karşılandı. Avu- kat Gülizar Tuncer, bu raporu ka- bul etmediklerini, fotoğraftaki kişinin Adem Albayrak olduğu- nun açık olarak görüldüğünü söyledi. Olay günü çekilen fotoğ- raflan Gaziosmanpaşa Cumhu- riyet Başsavcısı'nın gördüğünde "Bu bizim poUsimiz Adem'dir" dediğini öne süren Tuncer şunla- n söyledi: "Adli Tıp Kunımu'nun bu- günkü yaptsı iriban ile bizce taraf- sız ve bağunsız kişilerden oluştu- ğu söylenemez. OzeUikle eski Adalet Bakanı Mehmet Ağar dö- neminde trafsız ounayan kişiler bu kuruma atannuşür. Bu rapo- ru kabul etmiyoruz.'' Tuncer, başlangıçta yeterli so- ruşturma yapıhnadığım, soruş- turmanm daha sonra polıs tara- findan eksik yapıldığını öne sür- dü, bu yüzden davanın 5 yıldır sürdüğünü belirtti. Katflam dosyası Olaylar sırasmda öldürülen Zeynep Poyraz'm babası Cemal Poyraz söz aldı ve bir katliam dosyasımn dava konusu olduğu- nu belirterek şunlan söyledi: "Bir kere olay günü kahveha- neterikim taradL Insanlan soka- ğa kim döktü. 24 insanımız katfe- diklL Öldürülen çocuklar da çe- kilerek çöp bidonlarına abkü, ya- pılan şe% sanıkların kurtarüma operasy onudur. Bu tarihi bir da- vadır. Adaletin yerine getirümesi- ni istiyoruz. Eger mahkemebunu yerine getirmezse biz başka yol- laria bunu aranz. Kendimiz ada- leti yerine getirmeye uğraşınz. Bi- zi bu duruma düşürme>in. Kız>- mın, lazun Z^ynep'in katillerinin cezalandırdmasını istiyorum." Sanık avukatı tlhami Yelekçi, Adli Tıp Kurumu raponmu da dayanak göstererek Adem Al- bayrak'm tahliyesini istedi. Sav- cılık da, geçen oturumda olduğu gibi sanık polisin tahliyesi tale- binde bulundu. Ancak mahkeme sanığa isnat edilen bırden fazla öldürme suçunu dikkate alarak tahliye isteminireddetti. Mahke- me 13 Aralık tarihine ertelendi. Mahkeme sonrasında bır açık- lama yapan müdahil avukatı Ke- leş Öztürk, davanın bu biçimde yürütülmesinin adaleti yaraladı- ğını söyledi, savcılıgın yaklaşımı- nı kabul etmediklerini açıkladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear