25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 KASIM 1999 PERŞEMBE HABERLERIN DEVAMI GüNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baparafı 1. Sayfada Geleceğini 7 aylık bebekken sağlama bağladı. Depremzede Erkan Işık, günler, yıllar geçtikten, okuyup adam olduktan sonra yazarlığı meslek edi- nirse kaleme alacağı kitabın kapağında kocaman bir burun ve heybetli bumu küçücük paımaklanyla sıkan bir el resmi yer alacak. Ya kitabın adı? Elbette "ABD Başkanı'nın Bumu- nu Sıkar Türk". Kuşkusuz Clinton'ın burnunu sıkma cüretini gös- teren Türk, olayın geçtiği günleri anlatırken belki şöy- le bir not düşecek: Ben ABD Başkanı'nın burnunu sı- karken, Türk büyükleri Clinton'ın elini sıkmak, 21. yüzyılın önderi olacağı söylenen Türkiye'yi ekonomik badireden kurtaracak daha fazla kredi sağlamak için kuyruğagiriyoriardı. Kuşkusuz, Clinton renk kattı ülkemize. Kimi gaze- teci arkadaşlann yazılanna da... Örneğin, Fatih Çe- kirge kardeştmız "Merdivenlerde üç kişiyiz" diye baş- hyor yazıya ve: "Süleyman Bey (Cumhurbaşkanı), benim elimden, Mustafa Koç'un (Vehbi Koç'un torunu) omzundan tutup şöyle diyor: Iki gündür Türkiye açısından çok tarihi .olaylar yaşıyoruz. Bunun Türkiye açısından ne kadar tarihi bir ziyaret olduğunu bu kuşağın çocuk- ları elbette anlayacaklardır'." tşte bu kadar! Cumhurbaşkanı'nın düşüne taşına dışa vurduğu tarihsel saptama böylece kayda geçi- yor. Daha ne renkler var, ne renkler. Buyrun, bir başka örnek: FP'nin, daha çok Erbakan'ın sözcülüğünü üstle- nen Milli Gazete, ziyaret vesilesiyle sert bir çıkış yap- tı. Gelecek yüzyılın Türkiye'nin önderliğinde biçimle- neceğini söyleyen Clinton'a fena halde yüklendi. Devletimizin de kabutlendiği bu amaca ancak Ye- ni Dünya Düzenı ile varılabileceğini savlayanlar oldu- ğunu belirttikten sonra, "insanlığı kurtaracak" yolu yöntemi açıkladı: "Yeni Dünya Düzeni'nin miman si- yonizmdir. Aslında bu dûzen değii, korkunç bir rant imparatoriuğudur. insanlığı kurtaracak olan YeniDün- ya Düzenı d&ğıl, (şımdi lütfen sıkı durunuz) Adil Dü- zen'dir." Yanlışanlaşılmasındiyeyineleyelim: İnsanlığı, Nec- mettin Erbakan'ın yıllardır savunduğu, ama ne oldu- ğu anlaşılmayan.. Adil Düzen kurtaracak! Bir başka sonuç daha çıkıyor karşımıza: Demek ki, 1995 seçımlerinde RP'ye oy veren seçmenin yüzde 21 'i Adil Düzen'e inanıyor. Büyük-Küçük Amerika "Clinton, ABD ile Türkiye'yi örtüştüren başka ger- çeklerin ortaya çıkmasına da neden oldu. Amerikan medyasının kendi cumhurbaşkanlan ko- nusunda ne kadar ilkel saptamalar içinde olduğu or- taya çıktı. Örneğin New York Tımes gazetesi, Clinton'ın An- kara'da iken "tarihe en çok dış gezıye çıkan ABD Başkanı" olarak geçeceğini rakamlarla yazdı. Gazetenin yazdığına göre; Clinton, 16 yıl başkan- lık yapan Bush ve Reagan'm dış gezilerinin toplamı kadar geziye çıkmış. "KüçükAmeri/ca"Türkiye'mizin cumhurbaşkanı da yedi yıla yakın süredir her ay bir dış ülkeye, her gün yurdun bir yöresine gidiyor. Rahmetli Özal'ın dış gezi rekorunu Demirel çokta- aan yakaladı, hatta geçti bile. Yeni rekor kırdı. Haber şöyle surüyor. "Beyaz Saray Sözcüsü Joe Lockhart gazetenin eleştirilerine karşılık gülerek; 'Başkan'ın henüz gıtmediği birkaç yer daha kaldı. Bu- nu tamamlamak için de 15 ayımız var'." Geçende bir büyük gazetemiz yayımladığı röpor- tajda Demirel'e dış gezilerini sordu. Cumhurbaşkanı, "Bir iki ülke daha var g/demed/'gvm ""dedikten sonra ülkelerin isimlerini saydı. Demirel'in görev süresinin bitmesine altı ay kaldı. Iki ülke başkanının çok iyi anlaştıklan söyieniyor. Ta- bii anlaşırlar. Işte, somut nedenler ortada. ikisi de devlet parasıyla gezmeyi seviyor. Paniğe kapılmak sorunları çözmez • Baştarafı 1. Sayfada cünü bloke eden. durdu- ran, engelleyen duygu karmaşasıdır. Öncelikle bu durumun hiçbir yaran yoktur. ama zaran vardır. • Marmara Bölgesi'nde olabilecek bir depremın zamanını, şiddetini. sapta- mak olanağına sahip olma- dığımız anlaşılmaktadır. • Şimdilik bilinenlen sağlam zeminlerin, depre- me dayanıklı proje ve mal- zemeye sahip yapılann da- ha az etkileneceğidır. • Bu durumda herkese düşen görevler vardır ve bunlann yapılması duygu- sal düzelmelere yararlı ola- caktır. • Evlerimizin daha da- yanıklı yerlerini saptamak. Bir depremde nerelerde durulacağını kararlaştır- mak. • Yanımızda bulunması gereken zorunlu eşyaları bir çanta içinde hazırla- mak. Su, dayarukh besin- ler, fener. radyo, yedek pil, düdük, güçlü bir çekiç, ge- rekli belgeler gibi malze- meyi yakmımızda bulun- durmak. • Bulunduğumuz yerde başımıza düşecek eşyabu- lundurmamak. • Evde yaşayan herkese sorumluluk vermek. • Ev ve apartmanlarda depretn tatbikatı yapmak. • Ahnabilecek her ön- lemi almalıyız. Bundan ötesinde her zaman her tür- lü riskin çevremizde olabi- leceğinı düşünerek sakin olmahyız. • Kendımizi ve çevre- mizi panik reaksiyonun- dan korumanın depremle mücadelenin önemli bir adımı olduğunu unutma- malıyız. Dosyalar dönem sonuna kaldı Aydm Ayaydın'a dokunulmazhk zırhı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Adalet Komisyo- nu içinde oluşturulan alt komisyonda, aralannda görevi suiistimal suçundan dokunulmazlığının kaldı- nlması istenen ANAP İs- tanbul Milletvekili Aydın Ayaydın'ın dosyalannın da bulunduğu toplam 16 dos- yanın dönem sonuna erte- lenmesine karar verildi. D- SP'li alt komisyon başka- nı Ali Arabacı. Ayaydın ve FP Diyarbakır Milletveki- li Ömcr Vehbi Hatipoğlu dosyalannın dönem sonu- na bırakılmasına muhale- fet şerhi koydu. Adalet Komisyonu için- de oluşturulan alt komis- yonlarda dokunulmazlık- lann kaldınlması istetnini ıçeren dosyalar görüşülü- yor. Alt komisyonlardan bi- rinde, Ayaydın ve Hati- poğlu'nun yam sıra, FP'li Nazlı Ilıcak ve ANAP'lı- E\ iip Aşık ile ilgili dosya- lann da aralannda bulun- duğu toplam 16 dosyanın dönem sonuna bırakılma- sı karan verildi. DSP'li Arabacı, Emlakbank ola- yıyla ilgili olarak hakkın- da dosya bulunan Ayaydın ve çeteleşmeyle ilgili 313. maddeden yargılanması için fezleke gönderilen FPli Hatipoğlu ile ilgili dosyalann dönem sonuna bırakılmasına muhalefet etti. Bütçe görüşmelerinde ABD Başkanı'nın Meclis'teki konuşması tartışıldı 3iııtoıı için reform yapmadık' ANKARA (CumhuriyetBörosu) -ABD Başkanı BiU Clinton'ın Sos- yal Güvenlik Yasası'mn çıkanlma- smın "vizyon ve cesaret istediğini" belirterek hükümeti övmesine. mu- halefet sözcüleri"ABD'ııiııistediği . okhı" imasıyla yanıt verdiler. Çahş- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ya- şar Okuyan ise TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bazı üyele- rin "Cfinton'ın hükümeti övmesi- nin nedeninin anlaşüdığı" yönün- deki eleştirilerine, "Bu yasayı Clin- ton içinçıkannadık,sos>^lgû\enük refonnumın 2. aşamasınıda yaşama geçirecefjz'" dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu'nda Çalışma ve Sosyal Güven- lik BakanlığVnın 2000 yılı bütçesi kabul edildi. Bütçe üzerinde söz alan üyeler, kamu sendikalan yasa- sının bir an önce çıkanlmasını iste- diler. Bütçe üzerinde söz alan FP Kütahya Milletvekili Ahmet Derin, Sosyal Güvenlik Yasası'ru eleştirir- ken "Clinton'ın övgülerine la>ık ol- dunuz. Yasa henüz çıkmadan önce, biz de diyorduk ki üzerinde uzlaşma olmasına rağmen ne okiu da hiikü- met 1 günde tavır değiştirip bu ta- sanyı önümfizegetirdi? Şinidi CBn- ton'ın sözleri, bize bu değişikliğin nedeni konusunda kopya veri\or" dedi. Bazı FP milletvekilleri ise hastane ihalelerinin sadece OYAK. Inşaat'a veribnesini eleştirdiler. Bakanlığınm bütçesi üzerindeki eleştirileri yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Okuyan. "Sosyal Güvenlik Yasası'nı Cün- ton'dan övgü alaJun diye düzenle- roedik. ABD'de bile duyulan bu ya- sayı bazı arkadaşlanmıza anlat- maktaherhaldebi/âcizkaldık'* dı- ye konuştu. Sosyal Güvenlik Yasa- sı'nın, sosyal güvenlik reformunun ilk aşaması olduğunu belirten Oku- yan, ikinci aşamayı ise 7 yasal dü- zenlemenin oluşturduğunu bıldir- di. Aralannda, SSK'nin yeniden yapılandınlması, sosyal güvenlik kurumlannın tek çatı altındabirleş- tirilmesi. bireysel emeklilik fonuna ilişkin düzenlemelerin de bulundu- ğu bu yasalardan 6 sının en geç yıl- başında TBMM'ye sevk edileceği- ni bildirdi. Bu yasa nedeniyle ye- niden milletvekili seçüemeyeceği- ne ilişkin değerlendirmelere de işa- ret eden Okuyan, "Bu seçünde Ya- krva'dan yüzde 24'le geldim, bun- dan sonra da iddia ediyorum en az yüzde 40'la geleceğiın'* dedi. Bazı FP'hler ise Okuyan'a, "Deprem ne- deniyle gebrsiniz,ama partiniz diğer yerierdenbusefergeleıneyecek'' di- ye laf attılar. Mılletvekillerinin, "SSK prim aJacaklanna" ilişkin so- rulannı da yanıtlayan Okuyan, ku- rumun özel sektörden 574, KİT'ler- den 63, belediyelerden 95, kamu kurumlanndan da 8 trilyonluk prim alacağı olduğunu ammsatarak "Şimdi bunlardan alacağı tahsOe kalksak, en başta siz miUet>'ekili ar- kadaşlannıız,'aman beledıyeler zor dunımda' diye karşı çıkarsuuz. A- ma bu alacaklan tahsil etmeye çab- şıyoruz" dedi. Hastane ihalelerinin yüzde 6 in- dirim yapan OYAK Inşaat'a veril- mesinden kendisinin de rahatsızlık duyduğunubelirten Okuyan,bu ko- nuda inceleme başlattığını, oluştu- rulan komisyonun incelemesini en geç 15 gün içinde raporunu hazır- ladıktan sonra gerekeni yapacak- lannı söyledi. Köksal Toptan 'DYP bomba gibi patlayacak' ANKARA (CumhuriyetBürosu)- DYP ge- nel başkan adayı Köksal Toptan, cumartesi gerçekleştirilecek kongreden galip aynlması dunımunda, DYP'nin "dosyalarla, yolsuziuk- laria, Jet-PaalarU, Adnan Hocaalaria" anıl- mayacağını söyledi. Toptan, dün GtK üyeleri Meral Akşener, Rıza Akçaü, Yusuf Bacanh. Haluk Yddız, Er- gun Ozdemir, Veli Andaç Durak ile Gençlik Kollan Başkanı Muammer Bostan'ın da ha- zır bulunduğu bir basın toplantısı düzenledi. DYP Genel Başkanı Tansu Çüler'in cumarte- si günüyaptlacak kongreyı kazanacağını söy- leyenlerin "mancup olacağıru" belirten Top- tan şöyle konuştu: "Parti \önetiminde meyda- na gelen telaşı çokiyi anuyoruz. İl başkanlan- nı bir odaya toplayıp kilitleyerek v^pa> destek alınması. bu partinin geleneğinde olmamıştır. Kadın kollanna destek bildirisi \a>ımlattılar, Uçbirimizin sesi çıkmadı. Gençlik kollan bize destek açıklaması \aptı. kıyamet koptu. O gençlik kollan ki Çilkr için geçmişte çok kav- ga vermiştir. Kendi içinde demokrasiv e taham- mülüolmayanlann,Türkiye"yedemokrasige- tirmeye ne güçleri. ne bügBeri yeter." Toptan, "DYP, cumartesigünüadetapimiçekikn bom- ba gibi paüayacak" dedi. Memurdan6 Clinton defoP sloganı KESK üyesi memurlar Utus'tan Kızılay'a yürüyerek hükiimetin kendilerine öngördüğü yüzde 1510c maaş arüşı ve IMF da> atmalannı protesto ettîler. Yürü> üş sırasında memurlar 'Bu ülke bidm, Clinton Tûrkiye'den de«9İ', 'Ya hep beraber, ya hiçbirimiz", 'Çetekre değfl emekçiye bütçe', 'Devtet güdümlü sendikaya hayır', 'IMF, Türidye'den deföl', 'Kurtuluş yok tek başma; ya hep beraber ya hiçbirimiz' sloganlan atülar. Memurlar, 1 Yoksulluk ve talan bütçesine hayır' yazriı bir bildiriyi çevTedeldlere dağıttdar. Clinton'ı 'yeni dünya düzeninin patronu' olarak nitelendiren Ankara Sendikalar Platformu Dönem Sözcüsü Veysel Yddız, Clinton'ın Türkiye'de bulunmasuun ve Mecfiste yapbğı konuşmadan sonra ayakta alkışlanmasuun kabul edih'r ohnadığını söyledi Eyleme DİSK, TMMOBİ Türkive Serbest Muhasebeci Maü Müşavirter ve Yeminli MaK Müşavirlet OdalanBirügi veHalkevieri > öneticileri de katıklı. ; (.Fotoğraf: AA) İnsan hakları STÖ'lerin gündeminde NtLÜFERŞENSÖZ Silahsızlanmayı denetlemek. toplumlar ara- sı güveni sağlamak gibi misyonlan bulunan Av- rupa Güvenlik ve Işbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) Istanbul zirvesi çerçevesinde çok sayıda hükü- met dışı örgüt, resmi toplantılann paralelinde çeşitli etkinlikler düzenliyorlar. Dünya liderkrinin katılacağı resmi zirvede "konuşulmasıpekdemümkünolmayan'* konu- lar, AGlT'in sivil toplum örgütleriyle (STÖ) ilişkilerini yürüten Demokratik Kuruluşlar ve tnsan Haklan Ofisi'nin (ODIHR) koordinasyo- nunda zirve boyunca tartışılacak. İnsan haklan ihlalleri, işkencelerin önlenme- si gibi konulann ele ahnacağı toplantılann bir- çoğu. bugün ve yann lstanbul Hilton Exhibiti- on Center'da gerçekleştirilecek. ODIHR yetki- lisi Cihangir Azizkod. toplantılara, Tûrkiye'den sivil toplum kuruluşlan başta olmak üzere 54 ül- keden 215 siv il toplum kuruluşunun katılacağı- nı bildirdi. Azizkod, sivil toplum kuruluşlannın hükümetlerin politikalarmı yönlendirmek ko- nusunda etkili olmasımn önemıne dikkat çeke- rek "Gelecek yuzyılda ortak güvenliğimize yö- neJen tehditler karşısında sivil toplum kuruluş- lann rolü büyük" diye konuştu. AGlT zirvesi boyunca sivil toplum kuruluş- lannın gerçekleştireceği top\antılar arasında, ABD Başkanı'nın eşi Hiüary Clinton ve ABD Dışişleri Bakanı Madekine AUbright'ın katılar cağı "yasadışı göç" konulu etkinlik dikkat çe- kiyor. Yunanlı sivil toplum kuruluşu tnsan Hak- lan Savunma Merkezi'nin düzenleyeceği "Yu- nanistan ve Türkiye işbuüğinde insan haklan ihlalleri sorunları" ile Alman sivil toplum ku- ruluşu Tehdit Altındaki Insanlar İçin Toplum örgütünün "Çeçenistan'da Ruslann savaşsuçla- n" toplantılan da bugün gerçekleştirilecek. Aynca, Türkiye'de siviltoplum kuruhışlannın soninlan, AGtT ve sivil toplum kuruluşlannın işbiriiği gibi oturumlar da yapılacak. 6 Türkiye'ınıı yeri Avrupa'dır' GÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - Prof. Mümtaz SoysaL Isveç ve Nor- veç'te "Türkiye, Avrupa Birliği ve Kıbns" konulu konfe- ranslanndan ilkini salı akşamı Stockholm'de verdi. Politi- ka dünyasının tamnmış ad ve düşünürlerini davet etmesiy- le tanınan Dış Politika Enstitüsü'ndeki konferans bü>ük il- gi gördü. Dinleyiciler arasında Isveç basmının tanınmış im- zalan, araştırmacılar, emekli diplomatlar ve Isveç'in eski Ankara Büyükelçisi ErikCornellve yıllarca Istanbul'da Is- veç Başkonsolosluğu yapmış olan Kaj Falkman da vardı. Prof. Mümtaz Soysal konuşmasma, Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerinde yıllardır yaşanan en önemli engelın, Türki- ye'nin anlatmak istediklerini Avmpa'nın doğru dürüst din- lememiş, olması olduğunu söyleyerek başladı. Türkiye'nin insan haklan konusunda hatalan bulunduğunu, ancak Tür- kiye'ye geçmişte yapılan hak- sızlıklann Türkiye'yi aynı za- mandabirkurban haline getır- miş olduğunun da gözden kaç- tığını ekledı. Bazı yasalann değiştirilmiş olduğunu ve ba- zı diğer yasalann da 1982 yı- lındaki ortamdankaynaklanan yanhşlanndan kurtanlması için çahşıldığını da vurgula- yan Mümtaz Soysal, Türki- ye'nin AB'ye üye olmasımn zaman alacağını, ancak kaçı- nıhnaz olduğunu da söyledi. Türkiye'nin Avrupa'daki anlamda bir etnik sorunu ol- madığuıı söyleyen Soysal söz- lerini şöyle sürdürdü: - EğerTürkhükümetinin te- röristlere karşı verdiği savaş "kan"a dayansaydı, yapılan eleştiriler haklı olurdu. Bütün Anadolu, etnik bir kanşımdır. Kimsenin yüzüne bakıp sen şusun, sen busun denilemez. Herkes kendi bireysel hak- lan için demokratik yollarla mücadele verebilir; ama Tür- kiye ulusal bir devlettir ve hiç- bir grubun "koteköf hak" ıd- diasını kabul edemez. Böyle bir şey devletin temel yapısına aykındır çünkü. Hiçbir gruba özerklik vs. verilemez. Kıbns konusunda, tartışma masasında iki toplumun tem- silcilerine eşit yer verilmesine karşın toplantı salonundan bir liderin devlet başkanı. ötekinin bir toplumun lideri ola- rak çıkması sürdükçe bir çözüm bulanamayacağı konuk konuşmacının sözleri arasında yer aldı. Mümtaz Soysal. Türkiye'de resmi ve ortak dilin Türkçe olduğunu ve bu dil bilinmeden toplum içinde ilerleneme- yeceğini de vurgulayarak şöyle konuştu: - PKK lideri Abdullah Öcalan bile Türkçe konuşuyor, Kürtçe çok az biliyor. Eğer Türkçe bilmeseydi, Ankara'ya gelip 1 yıl süreyle benim öğrencim olamazdı. Bana öyle söylediler, ben anım- samıyonjm. SBF'deykenmiş. ANAP ve MHP birlikte hareket ediyor İıiicayasakırma direniş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Seçimlerden sonra yeniden TB- MM'ye gönderilen irtica paketinde yer alan ve yurtdışma gönderilecek öğrencikrle ilgili olan tasan dön TB- MM Dışişleri Komisyonunda görü- şülürkeo iktidar ortağı MHP ve ANAP da muhaiefetle birlikte tasa- nya karşı çıktı. Görüşmeler sırastnda anayasaya aykıniık önergeleri verilmesi nede- niyle tasan Anayasa Kornisyomı'na ha\-ale edildi. Milli Eğitim Bakanı MetinBostanaoğia tasanyı savunur- ken "yuıtd^anda mafyanın etkili ot- duğu üniverstteler bikbulunduğuna, yıırtdışı egitimle ilgili dtnetimin zo- runlu olduğunu" söyledi. 28 Şubat sürecinde TBMM'ye gönderiîen irtica paketi yasalanmn çoğunîuğu rafa kakhnirmştı. Seçim- îerdc kadük olan yasalar. yeni dö- nemde yeniden TBMM'ye gönderil- di. Bu tasanlar komisyoalarda bek- lerken dün Dışisleri Komisyonu'nda. ecnebi memleketlere gönderilecek talebe hakkında kanuna ek maddekr eklenmesi hakkjndaki kanun tasart- st eîc almdı. Basına kapalı olarak ya- pılantoplantıda tasanya sert eieştiti- lerydneltildi. Tasanda "yurtdışında ögrenim görmck isteyenlerin cumhuriyetimj- /in temel ilketeriylchağdaşanba&arv- fa bir eğiömle yetişebümeleri'' atna- cıyla değerlendirme kuruîu oluştu- rulması \e bu kurulda Milli Savun- ma Bakanhgı, îçişleri Bakanhğt, Dı- şişleri Bakaniığı, Milli Eğitim Ba- kanîığt, Milli Güvenlik Kurulu Ge- nel Sekreteriigi, YÖK ve MİT Müs- teşarlığı üst düzey yöneticilerinin y- er almasmtn öngörülmesi tartış- malarayolaçtı. Mektuplu sitem Demirel'e orman eleştirisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunlan Araştırma Demeği Başka- nı Doç. Dr. Yücel Çaglar, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Orman Bakanı Nami Çağan ve işadamı Sakıp Sabancı'ya mektup göndererek Türkiye'nin hukuk devleti olduğu ger- çeğini her dunımda gözet- melerini istedi. Çağlar, De- mirel'e gönderdiği mek- tupta, "Sizin, yasadışıhği özendirici tutumlaruuzdan sıküdık" dedi. Demirel'in devlet orma- nı sayılan arazi üzerinde hukuka aykın olarak kuru- lan üniversitenin açılışına katıldığım, arazi tahsisisin yargı sürecinde olduğunu ammsatan Çağlar, "Ovücü sözter etmeniz, yargüama sürecinin etkUenmesineyol açmayacak mı" diye sor- du. Çağlar mektubunda, De- mirerin 21 Ekim 1999'da Istanbul'da açılışına kaül- dığı üniversite tesislerinin kurulduğu alanın "devlet ormanı" sayılan arazi ol- duğunu anımsattı. Çağlar, Orman Bakanı Çağan'a gönderdiği mek- tupta da, devlet ormanı sa- yılan alanlann ormancılık dışı amaçlara tahsıs edil- mesini eleştirdi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada yımlanacak. Görünüme bakılırsa, buna 'bffl'diri de- mek çok da abartma olmayacak. Bildirinin zirve- ye katılan ülkeler arasında beHi bir dengeyi de içe- receği anlaşılıyor. Terörün her türiüsüne "hayır" denecek, ama ulus devletlerdeki farklı kültürierin demokrasi potası için- de kendisıni ifade etmesine "evet" denecek. Dünyayı yeniden soğuk savaş dönemine götüre- cek adımlara "hayır" denecek, ama Avrupa'nın gü- venlik şemsiyesinin tellerinin yeniden biçimlendirilme- sine "evet" denecek. NATO'nun 1980 öncesindeki gibi dünyanın bir ke- siminin savunucusu olmasına "hayır" denecek, ama NATO'nun omurgasının güçlendirilmesine "evet" 6e- Dünya yeniden biçimlenirken buna kurumlar da eşlik ediyor. Önümüzdeki dönemde Birieşmiş Millet- ler'in (BM) ve BM Güvenlik Konseyi'nin de yeniden biçimlenmesi gündeme gelebilir. Burada Almanya'nın alacağı rol aynca önem taşı- yor. Dünkü sıcak gelişmelere dönersek, Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel, Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'le; Başbakan Bülent Ecevit, Israil Başbaka- nı Ehud Barak'la görüştü. Israil'le ilişküerim'ızi Arap ülkeleri, Rusya'yja ilişkilerimizi Orta Asya ülkeleri dik- katie izliyor. AGİT zirvesi zemininde kendimizi anlat- ma olanağımız biraz daha geniş. ABD desteğiyle AB! AGİT zirvesine, sonuçlanna önümüzdeki günlerde aynca değinecegiz. Yazının ikinci bölümünü, Clin- ton'ın mikrofon buldukça yaptığı konuşmalar eşliğin- de Türk-Amerikan ilişkilerine ayıralım. Clinton'ın özellikle Meclis'te yaptığı konuşmayı, i- ki ülke ilişkileri açısından 'bı'i/'dirge olarak yorumla- mak da abartma olmaz. ABD Başkanı ülkesinin çı- kariannı oya gibi işteyip anlatrken, bunlan oya sun- ma gereği duymadan oya oya yaşama geçirmeye çalısacaklannı anlattı. Konuşmayı, ABD'nin eski An- kara Büyükelçisi Marc Grossman'ın hazıriadığı ha- berleri yalanlanmadı. Mübarek, Grossman değil, Grandosman! Cumhuriyet'in dün manşete çıkardığı gibi, ABD Başkanı 25 yıllık bir gelecekten söz ediyor. Bunun kilometre taşlannı yeriestiriyor. Konuşma met- ninde altı çizilip tek tek irdetenecek noktalar var. Bu noktalar iki ülke ilişkilerinin geçmişini vurguiamakla kalmıyor, geleceği konusunda da ipucu veriyor. Tü- münü bir yaztya sığdırmak olanaksız. Yeri geldikçe iş- leyeceğimiz bu noktaların birkaçını aktaralım. Clinton diyor ki: "Müttefıkliğimiz Kore'den Kosova 'ya bütün sınav- lardan geçti." '>s--v. Diyoruzki: Aman dikkat! Kore'de biz ABD'nin nesi isek, yakın gelecekteki olaylarda benzeri işlev yüklemek isteye- bilir! Clinton diyor ki: "Soğuk savaşın ardından ortaklığımızın daha bü- yük önem taşıdığının farkına vardık." .-.,•• Diyoruz ki: Aman dikkat 1 . Soğuk savaş döneminde Tûrkiye'nin karşı karşıya kaldığı durumiann ardından ABD ile at- tığjmız adımlarda kazanan taraf biz olmadık. Clinton diyor ki: •• •• > B "Türkiye Avrupa'ya aittir. Avrupa banşt Türkiye'yi kucaklamadan gerçekleşmez" Diyoruz ki: ** Aman dikkat! El desteğiyle AB'ye girmek hayaldîr. O yol için destek şart, ama asıl olan bizim gücümüz, girişimimiz. Yazıyı noktalarken bir durumun altmı çizelim. Dün sabah toptantısında, Clinton'ın konuşmalanna salt Amerikancı bir gözle bakan değil, ulusal çıkarlan dik- kate alan değerlendirmeleri haberieştirelim istedik. Bulduk elbet. Ama çoğaltmakta zorlandık. Insanın kendisini ülkesinde yalnız hissetmesi ne büyük acı! Gişe memuplarma ceza • fstanbul Haber Servisi - Fatıh Sultan Mehmet •• Köprüsü'nde yaptıklan eylemle "devleti zarara uğrattıklan" gerekçesiyle yargılanan 43 gişe memuru, lstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından toplam 6 milyar 489 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm edildi. l Sakık'ın îfadesi değiştriWi' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda dün gündem dışı söz alan FP lstanbul Milletvekili Nazlı Ilıcak, PKK'li Semdin Sakık'ın ifadesinin şimdi emekli olan üst düzey bir general tarafindan değiştirilerek iki gazeteciyi suçlayan ilaveler yapıldığına ilişkin savlann açıklığa kavuşturulmasını istedi. Ilıcak, "Evet camiye siyaset girmesin ama, kışlaya da girnıesin" diye konuştu. Üç ayn takütte kurabnası • ANKARA (AA) - Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi bünyesinde Sinop Eğitim Fakültesi, Koç Üniversitesi bünyesinde Sosyal BilimleT Enstitüsü, Başkent Üniversitesi bünyesinde Diş Hekimligi Fakültesi kuruhnasına ilişkin tasan, TBMM Genel Kurulu'nda yasalaştı. Metnur adaylarına 5 tercih hakkı • ANKARA (AA) - ÖSYM'nin gerçekleştirdiği memur alım sınavında barajı aşan 391 bin 695 aday, yapacaklan tercihlerle şimdi de bir kamu kuruluşuna girebilmenin mücadelesini verecek. Adaylar tercih fonnlannı alarak kendi şartlanna uyan 5 kurum veya 5 unvan için tercihte bulunacak. Tercih formlan valilik veya kaymakamlıklardaki bürolara teslim edilecek ya da posta ile Devlet Personel Başkanlığı'na gönderilecek. ; KaçakçAk davası • ANKARA (AA) - Eski Rize Emniyet Şube Müdürü Davut Hoştaş'ın, başkentteki bir gasp olayında kullandığı Mercedes marka otomobilin kaçak olduğu gerekçesiyle hakkında 5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davada yargılanmasına dün Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde baslandı. Yargıç Mustafa Danışman, Ergazi kaçak oto ambannda bulunan otomobil için bilirkişilere keşif yaptınlmasına ve Hoştaş'ın polis marifetiyle getirtilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Belediye işçHerinm yürüyüşü • ANKARA (AA) - Erzurum'dan 8 gün önce yola çıkan Erzurum Büyükşehir Belediyesi'nde çahşan 145 işçi, Ankara'ya 40 kilometre uzakhktaki Kayadibi mevkiinde, Soysaldı Tesisleri'nde konaklamaya başladı. Belediye-îş Sendikası yöneticileri de, aylardır maaş alamadıklan gerekçesiyle yürüyüş yapan Erzurum Büyükşehir Belediyesi işçileri ile Ankara yakımnda buluştu. tşçiler, bugün sabah Ankara'ya doğru yeniden yürüyüşe geçecekler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear