25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 KASIM 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümet ortaklan, Meclis'e sunulan medeni yasa tasansı konusunda farklı düşünüyor Ortaldar ayrı telden çalıyorEMİNE KAPLAN ANKARA - Hükümet ortaklan. TB- MM'ye sunulmasına karşın Türk Me- deni Yasa Tasansı konusunda farklı dü- şünü>or. DSP, tasany ı "laik, devrim- d ve eşhükçi" olarak değerlendirerek olumlu karşılarken MHP ve ANAP, ta- sannın birçok yönüne karşı çıktı. MHP, tasanmn "kuru kuruya eşftHk" getirdı- ğini ileri sürerken "servet avcüığına y- ol açacağı ve aile hukukunu tenıelden sarsacağTnı sa\-unurak, sadeleştinne adı altında dil garabeti yaratıldığı gö- rüşünü dile getirdi. ANAP ise. tasanda öz Türkçe adına fanteziye kaçıldığını bildirirken "ev- lenme yasının 18'e çıkanlması, boşan- ma davalannın gizli olması, kiralık an- ne, insan yumurtası \e sperm saklan- • TBMM'ye sunulan medeni yasa tasansına hükümet ortaklan farklı tepkiler verdi. DSP, olumlu karşıladığı tasanyı laik, devrimci ve eşitiikçi olarak niteledi. Koalisyonun diğer ortaklan ANAP ve MHP ise tasanya karşı çıktı. MHP aile hukukunun temelinden sarsılcağım ileri sürerken ANAP tasannın bazı maddelerinde öz Türkçe uğruna fanteziye kaçıldığını vurguladı. ri doğrultusunda uzlaşmaya vanlabi- uyum sağlanarak hazırlandığı, kadın- lirse tasannın, Gümrük Yasası'nda ol- erkek arasındaki her türlü aynma. eşit- duğu gibi tek madde olarak TBMM sizliğe son verildiği görülmüştür. Kul- masına yönelik düzenlemeleryapüma- sınT ıstiyor DSP: MHP ve ANAP'ın dıl konusundakı eleştırilerine ise "Or- taögrenim gören bir kişinin anlayabile- eeği nitelikte'" yanıtını verdi. Hükümet ortaklan arasmda Medeni Yasa Tasansı üzenndeki anlaşmazhk. tasannın yasalaşmasını güçleştiriyor. Partilerin farklı görüşlerine karşın hü- kümet ortaklan, zaman yitirilmemesi ıçin tasanya TBMM'deki ihtisas ko- misyonlannda son biçiminin verilme- sini kararlaştırdı. Üç partinin göruşle- Genel Kurulu'nda görüşülmesi plan- lanıyor. Koalısyon ortaklannın tasan- ya ilişkin görüşleri şöyle: DSP: Tasanda. var olan yasanm te- mel niteliklerine dokunulmadığı; dev- rimci, laik, eşitiikçi, demokratik, halk- çı, sosyal, insancıl. çağdaş nitelikleri- nin geliştirilerek korunduğu gözlen- miş; Türkiye'nin de imzaladığı ulusla- rarası bildirge ve sözleşmelerle tam bir lanılan dil oldukça anlaştınlmış. ge- nellikle anayasada kullanılan dil esas alınmıştır. 'Anlaması kolay' Kavram, deyim ve terimler olabil- diğince günümüzde kullanılan deyim ve terimlerle değiştirilmiştir. Tasan, or- taöğrenim gören bir kişinin anlayabi- lecegi niteliktedir. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Strasbourg İşkenceyi Onleme Kongresi toplanıyor ORALÇALIŞLAR STRASBOURG - "ls- kencenin Önlenmesi Avru- pa Sözleşmesrnin ilan edi- lişinin 10. yıldönümünde Strasbourg"da Avrupa Konseyi'nce bir toplantı düzenlendi. "YeniBirYüz- vüın Şafağında İşkencenin Önlenmesr başlıklı top- lantıya çok sayıda ünlü in- san haklan savunucusu ve hukukçu katılıyor. Aynı zamanda tşkence- nin Önlenmesi Avrupa Ko- mitesi'nin kuruluş yıldö- nümü olan 19 Kasım'da (yann) yapılacak toplantı- ya; Ingiîtere'de Pinoc- het'nin tutuklanmasını sağlayan tspanyol yargıç Baltasar Garzon Reul. Fransa'da idamın kaidınl- masmın öncüsü eski Ada- let Bakanı Senatör Robert Badinter, Rusya Devlet Başkanı Yeltsin'in insan haklan danışmanı Sergei Kovalev, Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Pi- erre Sane, Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi Baş- kanı Luzius \Yidhalzer, İş- kenceyi Önleme Örgütü Başkanı Mareo Mano ka- tılacak bazı tanınmış insan haklan savunuculan. tleriemeler tartışılacak Yann saat 10'de başlayıp akşama kadar sürecek bir dizi açıkoturumda. işkence ile mücadelenin bugün u- laştığı nokta ele alınacak. İşkence konusunda çeşitli ülkelerdeki sorunlar ve bu alanda sağlanan ilerleme- ler tartışılacak. İşkencenin Önlenmesi Avrupa Komitesi Başkanı Bnıno Haller'in kapanış konuşmasıyla sona erecek olan toplantıda 4 açıkotu- rum yapılacak. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, beraat karanna yapılan itirazı sonuçlandırdı Oral Çelik'i iııkâr kurtardı ANKARA (Cumhuriyet Bfiro- su)-Yargıtay 1. Ceza Dairesi, ga- zeteci Abdi Ipekçi'nın öldürül- mesine yardım ettiği gerekçesiy- le yargılandığı davada Oral Çe- lik hakkında \enlen beraat kara- nnı onadı. Mahkeme karannda, Mehmet Ali Ağca"nın cinayette Çelik'in rolü ile ilgili anlatımlar- daçelişkilerbulunduğu, Çelik'in de her aşamada inkâra yöneldiği belirtildi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi. tpek- çi ailesinin avukatı Tiırgut Ka- zan'ın, "delil yetersizüğinden'' verilen beraat karanna itirazmı görüşerek sonuçlandırdı. Istan- bul 4. Ceza Mahkemesi'nce ve- rilen karan onayan yüksek mah- kemenin gerekçesinde, sanık Çe- lik'in bütün aşamalarda inkâra yönelik savurana yaptığı anım- satıldı. Cinayet tanıklan Setim Üeri ve Sadık Aktar'ın tpekçi'ye ateş edenin Mehmet Ali Ağca oldu- gu şeklinde değişmeyen kararlı anlatımı bulunduğunun kayde- dildiği gerekçede, Ağca'nm da ifadelerinde Çelik'ten söz etme- diğine işaret edildi. Olaydan 17 yıl sonra "olayye- rinde silahla bekleyen üçüncü bir kişinin var olduğu" yolunda an- latımı saptanan tanığın, üçüncü kişinin fiziksel özelliklerinin Çe- lik'e benzemediği belirtilen ka- rarda, tanığın duruşmada Çelik'ı teşhis edemediği kaydedıldi. Kararda, bombalı saldın sonu- cu yaşamını yitiren gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun Ağca ile 1983 yılında Italya'daki gö- rüşmesine de yer verildi. Mum- cu'nun "İpekçi'yi sen mi öMür- dün" sorusuna Ağca'nm, "Ha- yu-" yanmnı verdiği anımsatılan kararda, Mumcu'nun, "Pekikün öldürdü" sorusuna ise Ağca'nm "Elbette Oral Çelik" yanıtını verdiğine dikkat çekildi. Karar- da şöyle denildi: "Ağca'nm 16 Haziran 1983'te Roma'da sorgu yargıcmaverdiği ifadede, kendisinin Oral Çeök ile biıükte tpekçi'nin öldürülmesi eyleminin planlayıcısı arasında olduğu. ancak kendisinin olay ye- rinde bulunmayıp, eyleme fiilen iştirak etmediği, Çelik'in eylem- de silahla gnzcülük yaptığı yolun- daki anlatımlan, diğer anlatunla- n ile çclişkilidir." Kararda. elde edilen kanıtlann mahkûmiyete yeter nitelikte ve derecede bulunmadığının isabet- li olarak değerlendirildiği, yerel mahkemenin gerekçede göster- diği kabul ve takdirin doğru ol- duğu belirtildi. Dairenin bu ka- ranyla Çelik'in beraat karan ke- sinleşti. MHP lideri Bahçeli'yi eleştirmişti YahnicVden Uca'yagözdağı Durmuş ile Kayrıcı birbirine girdi MHP'nin içinde kadro kavgası ANKARA (Cumhurivet Bfirosu) - MHP Genel Baş- kan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici'nİB; lideri Devlet Bah^li">-i eleştirmesinin ar- dmdan Kanal 6'daki "Sabaha Merhaba" adh programı ya- yından kaldınlan Mctin Uca için, "Az bile yapmışlar. Dö- veceklerdi, ben engeikdioı. Ev adresini tespit etmişler'" dediği bıldirildı. Çağdaş Gazeteciler Der- neği'nden (ÇGD) yapılan açıklamada. Metin Ûca'nın 25 Ekim gûnü yayımlanan prograrnında, MHP Geneî Başkam Devlet BahçeH'nin, gazetemiz yazan Ahmet Ta- ner Kışlah'nın cenaze töreni- ne katılmamasını eleştirdiği anımsatıldı. Açıklamaya gö- re, programın bitiminin ar- dından Kanal 6'ya ve Uea'ya yöneîik tehditler sürdü. Teh- ditler sürerken MHP ii yöne- timınden aradığmı söyleyen kişiler, '"Şe\İ4etBükntYahni- ci bu işe çok kı/du hesabıru soracağH" tehdidindebulun- dular.Açıklamada, Uca An- kata'ya geldiginde Meclis'i ziyaret ettiğinde Yahnici'ye •'Âdımzı kullanarak beniteh- dit ediyorlar^ dedi. Yahnici ise Uca'ya, "AzbBeyapnuş- lar* karşılığını \"eTerek **Evî- nin adresini tespitetmişler,se- ni dövecekSerdi ben engeUe- dim" diye konuştu. Yahnici daha sonragazete- cilere şu açıklamayı yaptı: ''Tefevizvün programuıı ya- yımladıktan sonra partili ar- kadaşlar çok tepki göstenS- ler. Kanai 6'nın yönetkisi Ay- dın ÖzdalgaŞı arayarak bir parü genel başkanınj küçük düşürücü > ay m yapıtanasuun doğru olmadığını söyledim. Partüilerin tepkilerine ben enget oklum. Dö%-eceklerdi, ben önledim."' ÇGD'nin açtklamasında, olay kınanarak "Daha önce de ekştirri y^mlardan dola- yı gazetecileri tehdh etme yo- luou seven MHPyöneticOeri- ne, efeştirflere tahammül et- meterini imeıiriz" denildi. ANKARA (Cumhoriyet Bürosu) - Hükümet ortakJan arasında kadrolaşma konu- sunda önde giden MHP'de iç kavgalar yaşamnaya başladı. Sağlık Bakanı Osman Dur- maş ile Çoruın Millervekili Valüt Kayncı Meclîs kulisle- rinde kavga etti. MHP'nin önceki gün yapı- lan grup toplantısmdan sonra kulise çıkan Çorum Millerve- kili Kayrıcı. Sağlık Bakanı Durmuş'un yanına gelerek Bayat ilçesindeki atamalan eleştirdi. Bakanın kayınpederinin is- teği üzerine DYP'li belediye başkanınm oğîunun doktor Olarak atandığını belirten Kayncı. "Bu atamadan son- ra beiediyede çabşan 26 iilkû- cünün işiiH' son verikii" dedi. Tacizde bulunduğu yönünde hakkında iddiaiar bulunan bir öğretoenin de Çorum Sağlık Meslek Liısesi'ne atama&uun yapıldığım anımsatan Kayn- cı, **Ne biçiın bakansınız? Bu işteri düzeitin" diye bağırdı. Dunnuş'un. "Siz bu işlere kanşmaym" sözlerine daha da sinirlenen Kayncı. *Biz kanşmayahm da kaympede- rin mi kan^m" dedi ve küfr ederek bakâmn üzerine vürû- dü. Kayncı. Durmuş.'avurmak üzereyken araya giren MHP Ankara Millervekili Hayret- tin Ozdemirtarafından engel- lendi. Özdemir, küfreden Ka>Ticı*nm ağzını eliyle ka- patarak sakinîeştinneye çalış- tı. Bakan Durmuş ise koruma görevüleri ve bazı milletve- killerince olay yerinden uzak- laştınldı. Kayncı "nın kendisini yatış- tırmaya çalışan milletvekille- rine "Sapjğm birini Çorum'a atamış. Saptk Çorum'da sa- pıklık yapmayacak mı? Ka- yınpederini düüeyipbenim se- çim bolgeme atama yapıvor. Bunun hesabını ondan sora- cağun" dediği öğrenildi. Bah- çeli. kavganın kendisine ile- tilmesi üzerine Kayncı ile gö- rüştü. Tasannın "aile hukukunu temelden sarsacak hûkümler içerdiği'* düşünce- si doğru olmadığı gibi, aksıne, tasan ai- le içi ilişkileri daha adil, demokratik. eşitiikçi, sosyal, insancıl hale getir- mektedir. Genel yapısı itibanyla tasa- n olumludur. çağdaştır. Atatürk dev- rimlerine. insan haklan sözleşmeleri- ne. günün ihtiyaçlanna uygıındur. MHP: Tasanda madde numarala- nnm yeni baştan değiştirilmekle temel amaca aykın davranılmıştır. Dilimizde halen kullanılan hukuk ıstılahatında da anlamlan tamamen belirlenmiş olan pek çok sözcük. aynı anlamı ifade et- tiği şüpheli olan başka sözcükler ile değiştirilmiştir. Bu nedenİe ortaya çıkan söz ve an- lam bozukluklan o kadar fazla ki bun- lan tek tek saymak ve göstermek müm- kün değildir. Aynca tek bir söz- cük ile birden fazla kavram ifa- de edilmeye çalışılmış, böyle- ce Türkçe kısırlaştmlmış ve fa- kirleştirilmiştir. Zira, tasanyla Türkçede sadeleştirme adına fakirleştirme yapılmış. edebi hiçbir değeri bulunmayan basit metinlere yer verilmiştir. öz Türkçe adına yapılan değişik- likler tam bir dil garabeti yarat- mıştır. Ailereisliği Aile reisliği kocadan ahnmış ve aile birliğini eşlerin birlikte yöneteceği hükme bağlanmış- tır. Keza, ailenin geçimine kat- kı bakımından eskiden yardım- cı olan kan, bu defa koca gibi yükümlü tutuhTiuştur. Oysa bugün ülkemizde ken- di geliriyle ayakta durabilen kadınlanmızın adedi oldukça sınırlıdır. Bu değişiklikler ilk bakışta evli kadının lehine gi- bi görünüyorsa da kadına ev- velce sağlanmış olan korunma bu tasan ile birlikte ortadan kalkmış, kuru kuruya eşitlik uğruna toplumumuzun önem- li bir kesimini oluşturan ve ço- ğu bir gelirden ve işten mah- rum olan kadınlanmızı hima- yesiz bırakmıştır. Edinilmiş mallara katılma rejimi, evliliği bir gönül ve ya- şam birliği olmaktan çıkanp bir menfaaat ortaklığı oaline dönüştürmektedir. Hatta Baö ülkelerinde kısa bir uygulama- sı olan bu mal rejimi, gayri ah- laki ve hukuk dışı birliktelerin kaynağı haline gelmiştir. Bu düzenleme tarzı dolayısıyla hu- kukun, ahlakın, dinin, özellik- le Türk örf ve âdetinin asla tec- viz etmediği eşler arası servet avcıhğına da yol açacaktır. . Ülkemizde özellikle kırsal kesimde kızlan küçük yaşta evlendirdikleri için yaşın bü- yütülmesi gayrimeşru ilişküe- re yol açacaktır. Bugün kadın- lar için evlenme yaşı 15, erkek- ler için ise 17'dir. Türkiye'deki sosyal gerçekler evlilik yaşla- nnın düşük tutulması sonucu- nu doğurmuştur. Tasanyı ha- zırlayanlar ülkemizde geçmiş- te yaşanan bu tecrübeyi gör- mezden gelerek söz İconusu hükmü düzenlemişlerdir. ANAP: Ülkemizin dilini. kültürünü ve sosyolojisini en ıyi şekilde ifade edebilmesi gerçeğini unutmamak gerekir. Sadeleştirme adı altında hukuk dili ile bağdaşmayan aynı anla- mı vermekten yoksun sözcük- lerin hukuk dilimize girmesine fırsat vermemeliyiz. Özellikle toplum tarafından kabul gör- müş anlaşılabilir yerleşik keli- melerin korunmasının doğru olacağı düşüncesindeyiz. Öz Türkçecilik adına fanteziye ka- çılmamalıdır. Evlilik yaşı Tasan ile aile hukuku çağ- daş bir hukuk düzeyi seviyesi- ne getirilerek ailede erkeğin egemenliği yerine ailede eşitlik prensibı benimsenmiştir. 15 yaşındaki küçüğün evlenmesi- ne izin verilmemesi isabetli bir görüş otaıuştur. Hatta, Çocuk Haklan Sözleşmesi'nde 18 ya- şm altında olan herkes çocuk sayılır hükmü nazara alınırsa evlenme yaşmın 18 yaşaçevril- mesi gerekmektedir. "Eşlerden biri meslek ve iş seciminde diğerinin iznini al- mak zorunda değUdir" madde- si konulmakla sadece kadının değil her iki eşin de iş seçimin- de özgür olduğu gerektiginin vurgulanması isabetli olmuş- tur. Edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanmasını geti- rerek kadmlann mağduriyeti- nin önlenmesi isabetli olmuş- tur. Çocuklann yıpranmaması, aile mahremiyeti ve özel haya- tuı gizliliği nedeniyle taraflann talebi üzerine boşanma dava- lan gizli olmahdır. Şiddetli geçimsizlik nedeni sayılan haysiyetsiz hayat sür- me, cana kast ve pek fena mu- amele evlilik birliğinin sarsıl- ması nedenleridir. POLtTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Alman İslamı... BONN - Bakışlannda yıllann yorgunluğu gözleni- yordu... Sordum: "Kaç yaşındasın?" Sesi kısıktı, zor konuşuyordu: "68 yaşındayım..." O hâlâ bir elektronik fabrikasında çalışıyordu... Dedim ki: "Almanya'da emeklilikyaşt 65, ama sen emekliota- mamışsın..." * Öyküsünü anlatmaya başladı: "Ben Hınıs depreminde eşimi, çocuklanmı yitir- dim. Almanya o zaman (80'liyıllar) işçi istedi. O tarih- te 55 yaşındaydım. Ama Almanlar40yaş koşulu koy- muşlardı. Nükıs memuruyaşımı 12yaşküçülttû, ben de Almanya 'ya geldim. Nüfusa göre ben şu anda 53 yaşındayım. Yani emekliiiğime 12yıl var..." Bu fotoğraf da Almanya'dan bir başka acı gerçeği yansıtıyordu... O hastaydı, ama çalışmak zorundaydı... İşten kaç- mayı hiçdüşünmemişti... 74yaşınagddiğindeemek- li olacak, yaşamını Hınıs'ta sürdürecekti... Ali Rıza adlı 65 yaşındaki işçimizin öyküsü karşı- sında donup kaldım... Sohbetimize diğer Türk işçiler de katıldı. Ali Rıza gi- bi 'depremzede' çok kişi vardı. Tümü de yaşlannı nü- fus müdürünün torpilıyie küçüttüp Almanya'ya göç et- mişlerdi... Kahveden dışanya çıktık... Sis basmışt. Hava soğuktu... Ali Rıza aksayarak yürürken şöyle dedi: "Burada havalarHınıs'a benzen soğuktur, ama has- taetmez..." Sonra öksürmeye başladı... ' ' Dedim ki: "Ama öksürüyorsun!" - : • Yanıt: "Sigaradan; önemli değil..." ••• Yıllardır yazıp çiziyoruz... Ayrupa hem dinci hem de bölücü hareketleri des- tekliyor... Hem dinci sermaye, hem Milli Görüş hem de PKK özeliikle Almanya'da her yıl 2 milyar markı, bağış adı altında toplamıyor mu? Acaba Almanya Anayasasrnı Koruma örgütü bu 'bağış' ya da 'haraç' yoluyla mark toplama işine ni- çin "olur" demiyor... Hürriyet'in Avrupa baskjanda Çağn Ataman'ın 'Al- man Isiamının Faydalan' başlıklı bir yazı, acı gerçeğin altını çizıyor. Çağn Ataman diyor ki: "Federal Almanya'da Türkçe ders/erine ve Türk basınına karşıyürütülen kampanyanın 'Alman İslamı' projesiyle atbaşı gitmesi rastlanb değildir. Okullarda Türkçe derslerinin kaldınlmasını, yerine Almanca Is- lam din dersi konulmasını talep eden çevreter ve on- lann Türk kökenli sözcüleri, amaçlannın entegrasyon olduğunu öne sürüyoriar... ° Önce şunu belirtelim: Almanya'da yaşayan 2 milyonıı aşkın Türkiye Cum- huriyeti yurttaşı bulunuyor, ama resmi açıklamalara göre, 'ulusal azınlık' olarak Almanya'da 90 bin kişinin yaşadığı bildiriliyor... Almanlar, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlannı 'ulusal azınlık' kapsamına almıyorlar, ama onlan 'ülkede ya- şayan Islam toplumu' olarak görmeyi sakıncalı bul- muyorlar... Burada ortaya çıkan gerçek nedir? Türklerin ulusal kimliğinden korkmak... Bu noktada, okullarda Türkçe derslerinin kaldınlma- sı, Almanca din derslerinin okutulması bu nedenle devreye giriyor... Almanlan 'Türkkimliği' korkutuyor, ama 'Islam kim- liği' korkutmuyor... Almanya'da satt Türkler yaşamıyor... Museviler de var, Arap kökenli azınlık da.. Nedense onlar için boyle bir uygulama yok!.. Ümmetçi bir Islam modelini esas alıp 'şeriatçılara' destek çıkan bir düşünce, Almanya'nın desteğiyle gelişirse ne olur? Elbet, bu Almanya'nın işine yarar, ulus kimliğini 'fe- lamın kardeşliği', 'aynı ümmetin bireyleri' esasıyta yok eder!.. Türkiye'de dinci örgütlenmenin arkasında da PKK örneğinde gördüğümüz gibi yine Avrupa ülkeleri ve özellikle Almanya bulunuyor... 'Alman İslamı Projesi' beliıii bir hesabtn sonucudur^ Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu gerçeği görmelidir... ••• 65 yaşındaki Hınıslı Ali Rıza'nın düşleri, yani emek- lilik dönemindeki yaşamın güzelliğini yakalama sev- dasının öyküsü yüreğimde derin bir acı bırakırken 'Al- man İslamı Projesi' kafama takılıp kaldı... Acaba Almanlar, Mustafa Kemal Atatürk ve arka- daştannın kanlanyla, canlanyta kurduklan laik demok- ratik Cumhuriyeti hâlâ 'Islam Cumhuriyeti' mi görü- yorlar, çok merak ediyorum... 'Alman İslamı Projesi' Almanya'da yaşayan Türkh ye Cumhuriyeti yurttaşlannı, etnik ve dinsel kimlikJeri öne çıkararak bölme çabalannı sürdürüyoriar... Burada amaç, Çağn Ataman'ın değindiği gibi 'din' silahryla kültürel kimliği yok etmektir... Benim kanıma göre de 'etnik silah la başaramadık- lannı bu kez 'Islam silahı'y\a denemektir... Ne yapariarsa yapsınlar, başaramayacaklar... hikmet.cetinkaya(g cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 02127 513 90 98 » Cumhuriyrt ^ kitap kulübü ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2. BASI 60DOMJ1 KUBILAY 0UYI YE TARİKAT KAMPLARI 4 BASI 90: KC TL SAMCILI YILLAR KÜŞATILMIJ SOKAKLAR 4 BASI KÜZU POSTUNDA KÜRT , 1 İOO0OC"L ZAJABAK SANA DA BUIAJTI KAN 2. BASI 1 ipOOOCTl DİN BARONUMUN KAZLARI 2. BASI A$IK KADINLAR SOKAĞI 2. BASI ' . 1 'OCı 000 TL JERİAT PAZARI 1-OCOOOT. SEVDAIHN ADRESI BEILI DEĞİL 1 50C 000 T_ TÜRKİYE'NİN $EYTAN UÇGEHİ 2 OOC 000 TL ZLERİN POYRAZ 3 000 000 TL Cumhurıyet Kılap Kulubu Çağ Pazarlama A.Ş Turkocağı Cad. No:39/41(34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel:514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear