Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 KASIM 1999 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Türk Gibi Konuşmak
"Ulusların kendilerine özgü konuşma türteri
var mıdır" sorusuna, kafadan "hayır" demeden
önce bir düşünelim isterseniz.
Gerçekten de Fransızlar konuşurken belagat
sanatının hünerlerinı sergilemeye ne kadar düş-
künseler, italyanlar da o müzikalitesi yüksek, bil-
lur gibi dillerinı kullanırlarken, ifadelerine ellerini,
kollannı, mımiklerini de katmazlar mı?
Ya Âkdenizlilerin tersine, soğukkanlılığı soğuk-
luk kertesine getirmiş Ingilizlerin, iyice dikkat et-
mezseniz farkına bile varmayacağınız ince mi-
zahlarına ne demeli?
AmerikaİJİarın en büyük özellikteri ise doğrudan
amaca yönelik, süsleme sanatına pek iltifat et-
meyen, kimı zaman karşılarındakileri, heleAkde-
nizli iseler, pek yadırgatan dobra dobra konuş-
malarıdır.
"Peki Türklernasılkonuşuyoriar?" derseniz, in-
sanoğlunun kendini dışarıdan görmesı güç oldu-
ğuna göre, buna nesnel bir yanrt vermemiz güç
olur.
Ama, övgüyü abartan, işin içine duygusal öğe-
ler katan, tutabilip tutamayacağımızı düşünme-
den vaatleri bolca tutan bir konuşma biçemimiz
olduğunu söylersem acaba yanlış mı olur?
işin garibi, insanların karşılarındakilerden de
kendi biçemiyle konuşmasını beklemeleridir.
Bu yüzden olsa gerek, ülkemizi ziyaret eden
VIP Amerikalıları hep "Bu Türklerin bir tarafını
öv! Böyle şeylerden pek hoşlanırlar" diye uyarıl-
mış olmalılar ki, hep begenilecek birtarafımızı bu-
lur söz konusu kişiler.
Genellikle geçmiş yıllarda, Boğaz'ın ve kadın-
larımızın güzelliği noktasında odaklanırdı bu öv-
güler.
• • •
AGİT zirvesi için ülkemize gelen ve TBMM'de
tarihi önem taşıyan bir konuşma yapan Bill Clin-
ton'ın biçeminı ise medyamız, "Türk gibi" ya da
"bizden biri" gibi konuştu diye değerlendirdi.
Doğrusu ya, değerfendirmeyi oldukçayadırga-
dığımı belirtmeliyim.
Gerçekten de ABD Başkanı neden "Türk gibi
konuşsun" kı?
Bir Amerikan başkanının Türk gibi konuşması
zaten yakışık almaz ve böyle bir konuşma, onun
yemini ile de bağdaşmaz.
Zaten Clinton da öyle bir şey yapmadı. Galiba
işin özü, bizim onu Türk gibi dinlememizden kay-
nakJanıyor.
Sayın Başkan, Atatürk'e haklı övgüleri de içe-
ren konuşmasında, Türkiye'nin konumu ve poli-
tik yönelişlerıni değerlendirirken, ülkemize, 21.
yüzyılda ABD'nin dünya vizyonu içinde, bir ucu
Şalkanlar'a dayanan, bir ucu Kafkaslar'dan ge-
ç'erek Orta Asya'ya uzanan Avrasya'nın kilit ül-
kesi işlevini yüklediğini söylüyordu mealen.
•••
Kısacası Clinton, bizim beklentilerimizi değil,
tabii ki ABD'nin bizden beklentilerini dile getiri-
yordu.
Bu noktayı doğru değerlendirmemiz gerekir.
' Yine doğru değerlendirmemiz gereken bir baş-
ka husus da bunu ne ABD'den geliyordiyetu ka-
ka edip elimizin tersiyle itmemiz ne de beklenti-
leri dile getiren konuşmayı abartarak bir nimet
olarak kabul etmemiz gerektiğidir.
Bütün mesele, onların beklentileri ile bizimki-
lerin ortak noktalarını bulup, ortak bir çıkar doğ-
ruttusuna, elden geldiğince oturtabilmektir.
Bugün başlayacak AGtT zirvesinde dile getiri-
lecek konulardan da anlayabileceğimiz gibi, Tür-
kiye'nin kendisine biçilen bu rolü otomatik üst-
leneceğini sanmamız da yanlış olur.
Türkiye'nin, Avrupa'nın üyesi ve Avrasya'nın
anahtar ülkesi olmak için kendi yapması gereken
çok şey var. Onları başkasının yapması da müm-
kün değil.
Başkan Clinton da bu hususu bir Amerikalı gi-
bi, ama diplomatik nezaket kurallarına uyarak
söyledi zaten...
Bursa
Lodos okul çatısını
çökertti: 9 öğrenci yaralı
BURSA (AA)-Bursa "da,
Yunus Emre tlköğretim
Okulu'nun çatısınjn
lodos yüzünden çökmesi
sonucu 9 ögrenci
yaralandı. Bursa İl Milli
Eğitim Müdür Vekili
Ensar Manav. üç
öğrencinin durumunun
ağır olduğunu bildirdi.
Şiddetli esen lodos
yüzünden Kaplıkaya
semtindeki Ahmet Vefık
Paşa Lisesi'nin çatısı da
lodos nedeniyle yakında
park eden araçlann
üzerine çöktü. Çökrne
sırasında bölge boş
oldufu için ölen ya da
yaralanan olmadı.
Bursa Yıldınm ilçesine
bağlı Eğitim
Mahallesj'ndeki Yunus
Emre Ilkögretim
Okulu'nun çatısı,
şiddetli lodos nedeniyle
dünsaat 16.15
sıralannda çöktü.
Olayda yaralanan 9
öğrencinin isimleri
şöyle "Semih Dursun,
Volkan Göniil, Aykut
Can, Hakan Işık. Selim
Keleş. Eyüp Korkmaz,
Üknur Çavuş. Ayhan
Adil, Elif Korkmaz.'*
2 öğrenci Yüksek Ihtısas
Hastanesi"nde, 5 öğrenci
Bursa Devlet
Hastanesi'nde, 2 öğrenci
de Uludağ Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Hastanesi'nde tedavi
altına alındı.
Bursa'da Zümrütevler
semtinde, 23 Şubat'ta
thsan Dikmen
Ilkögretim Okulu'nun
çatısının çökmesi
sonucu 6 öğrenci
hayatını kaybetmişti.
Okul müdürü
Muammer Tezcan.
kendi okullannın
çatısının da kontrolden
geçtiğini belirterek
çöken çatının 3 ay önce
bayındırlık il müdürlüğü
tarafından ihale
edilerek onanldığını
bildirdi. Yıldınm
Kaymakamı Yaşar
Dursun Yılmaz da
olayda can kaybı
olmamasının bir teselli
kaynağı oldugunu
kaydetti. Bu arada,
Bursa Valiliği, kentte
18-19 Kasım'da şiddetli
lodos fırtması ve sonrası
sağanak yağış
beklendığini kaydederek
söz konusu tarihlerde
Bursalılann özellikle
gece yatmadan
sobalannı söndürmeleri
ve gerekli önlemJeri
almalannı istedi.
büyük,;; Prof. Ahmet Ercan,
deprem beklentisi için
erken oldugunu söyledi
ama eıi az 20 yd var'CENGtZYILDIRIM
tstanbul TeknikÜniversitesi (İTÜ) Je-
ofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim
Üyesi. Yeraltı Aramacılık Laboratuvan
Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, "Mar-
mara Denizi'mfc 7'den büyük bir dep-
rem beklentisinin benüz erken" oldugu-
nu belirttı. Prof. Ahmet Ercan. "Mar-
mara Deniziiçinde 7'den daha büyük bir
enerjinin birikmesi için gereken süre, kes-
tirimlerimize göre 130 ile 150 yü arasm-
dadır. Dolayısıvla 7'den daha büyük bir
depreminoluşması için henüzzamanıer-
kendir \e olağanüstü birikim değişimi oJ-
madıkça 20-25yil önceden boşaunasıola-
sıdeğildir*'dedi.
7.2 büyükJüğündeki Düzce depremin-
den sonra gündeme gelen ve Istanbul'u
etkileyeceği öne sürûlen Marmara Deni-
zi'ndeki 7'den büyük deprem beklenti-
sinin 20 yıldan önce mümkün olmadığı
belirtildi. ITÜ Maden Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, başta ts-
tanbul olmak üzere Marmara Bölge-
si 'ndeki tüm yurttaşlann birinci gündem
maddesini oluşturan "Marmara Deni-
zi'nde7'nin üzerindebüyük depremola-
cak tarnşması"na açıklık getirdi. Türki-
ye'de bugüne dek gerçekleşen tarihsel
depremlere de atıfta bulunan Prof. Ah-
met Ercan şöyle devam etti: "Marma-
ra Denüd içinde 7'den daha büyük bir
enerjinin birikmesi içingereken süre,kes-
tirimlerimize göre 130 ile 150 yıl arasnı-
dadır. Dolayısıyla 7'den daha büyük bir
depremin oluşması için henüzzamanı er-
kendirve oiağanüstü birikim değişimi ol-
madıkça 20-25 yılönceden boşalması ola-
sı degOdJr."
Depremlerin enerjileri
Ahmet Ercan. Türkiye'deki depremle-
rin enerjilerinı şöyle karşılaştırdı:
"7.4 büyükJüğündeki Göİcük depre-
mi, 12 büyükJüğündeki iki Düzce depre-
mine eşittir. 79 tane 6.2 büy üklüğündtki
Adana (1998) depremine eşittir. 125 tane
de 6 büy üklüğündeki Dinar depremine,
J bin 400 tane 5 büyükiüğündeld Tekir-
dağ, 126 bin tane 4 büyükJüğündeki art-
çj depreme eşittir. Bunu. Türkiyenin en
büyük depremiolan Erzincandepremiy-
le (7.9) karşılaştınrsak bu deprem 6 tane
Gölcükdepremineeşitenerji çıkarmısür.
Gökük depreminden çıkan enerji mik-
tan 10 üzeri 22.9 ergdir. Düzce depre-
minden çıkan enerji ise 10 üzeri 22.6
ergdir."
79 atom bombası
Atom bombası karşilığı olarak Göl-
cük depreminin 79 tane Hiroşima'ya atı-
lan atom bombasına eşit oldugunu belir-
ten Prof. Dr. Ahmet Ercan. "Düzee dep-
remi 4 tane atom bombası üzerinden çı-
kan enerjiye eşit Adana depremi de 7
atom bombasıtMİan çıkan enerjiye eşit
Dinar depremi 1 atom bombasından çı-
kan enerjiye eşit Endncan depremi ise
447 tane atom bombasından çıkan ener-
jiye denk gerilim enerji boşaltnuşnr. Bir
atom bombasının karşılığı 20 bin ton
TNT'dir. TNT'den çıkan enerji 10 üzeri
21 ergdir''dedi.
Sağlık çabşanlanndan ) Aksaray
ı olduğu tespit
edilen binalarda sağlık hizmetinin devam ettirilmesini protesto etti. SES Aksaray Şubesi'ne üye yaklaşık 50 sağlık çalışanı,
dün İstanbul ÜnKershesi Tıp Fakültesi bahçesinde toplanarak "Enkaz altında hizmet vermek istemiyoruz" sloganııu atn.
Şube Başkanı Songıil Beydilli. İstanbul t nrversitesi Tıp Fakültesi Dekanbğı tarafindan yayımlanan genelgede. göğüs
hastalıklan binası B biok dışındaki binalarda "deprem nedeniyle hiçbir statik kayıp olmadığı'"nın tespit edildiğinin
beürrildjğini. ancak bu binalann olası bir İstanbul depremine dayanıp dayanamayacagı konusunda hiçbir açıklama
yapümadığım söyledi. Hasarlı olduğu tespit edilen göğüs hastalıklan binasının da bugüne dek boşaltlmadığını ifade eden
Beydilli, çahşanlann ve hastalann can güvenlikleri konusunda endişe içindeolduklannı söyledi. Beydilli. "Olası bir
depremde. hizmet verebüecek durumda bulunması zorunlu olan sağlık kurumlannın. TMMOB'den bir heyet tarafindan
bir an önce hasar oranlannın tespit edilerek hasarlı binalann boşalhlmasını. tüm binalann depreme dayanıkh olup
olmadıklannın betirienmesini ve depreme dayaruklı hale getirilmesini talep ediyoruz" dedi. (Fotoğraf: İPEK YEZDANt)
İSTANBUL BABOSU'MN DEPREM VE HUKUK' KONULU BtLDİRlSİ
'Devlet, insankm savunmasızbıvaktı'
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Baro-
su'nca düzenlenen "Deprem ve Hukuk"
konulu toplantının sonuç bildirgesinde.
devletin depremde yurttaşlan savunmasız
bıraktığı belirtildi.
istanbul Barosu'nun dün gerçekleştir-
diği "Deprem ve Hukuk" konulu yuvar-
lak masa toplantısının ardından sonuç bil-
dirgesi açıklandı. Türkiye'nin tamamına
yakınının deprem riski altında olduğu
vurgulanan bildirgede şöyle denildi:
"Marmara Böİgesi'nde deprem olaca-
ğının uzun yıllardu- bilindiği ortaya çık-
mıştır. Bu koşullarda vatandaşlann bu bi-
çimde savunmasızJığa terk edilmesi; do-
ğay la uyumlu olmayan. hukuku ve bilimi
hiçe sayan yapılaşma ve buna göz yuman
devlet anlayışı nedeniyledir. Devletin yöne-
tun ve denetim yetersizliği, riskli alanlan
ünara açmasL, çağdaş olmayan imar \e is-
kân planlan oluşmrmasu öngörülebilir za-
rarlann önlenmesine \«>a en aza indir-
genmesüıe engel olmuştur. Devlet, anaya-
sal yükümlülüğü gereği, planh ve düzenli
gelişmeyi gerçekleştirmek zorundadır.
Merkezi ve yerel düzeyde rant ekonomisi-
ne bağunlı planlama ve uyguiamalardan
en kısa zamanda kurtulmak zorunludur."
Kaçak yapılaşma
Kaçak yapılaşmanın önlenmesi için bu
sahalara bundan sonra altyapı hizmeti gö-
türülmemesi gerektiği kaydedilen bildir-
gede. "Tamamen kaçak yapılardan olu-
şan sahalarda, nüfus koşulu gerçekleşmiş
olsa bile belediye kurulmamabdır. Türki-
ye, önümüzdeki lOyıh 'kaçak yapılaşma-
dan annma 10 yıh' ilaıı etmelidir" görü-
şü yer aldı.
Herkesin müteahhitlik yapamaması ge-
rektiği belirtilen bildirgede, bunun için
mesleki eğitim ve sertifika zorunluluğu
getirilmesi, yapı imalat sürecinde yeralan
herkesin de hukuki ve cezai sorumluluğu-
nun netleşmesi gerektiği belirtildi. 1998
Deprem YönetmeliğTnin yapı standartla-
nnı yükselttiği anlatılan bildirgede şu gö-
rüşlere yerverildi:
"Ancak bu yönetmelikte, risk artüran
normlar olduğu saptanmıştır. Bunlar bir
an önce ayıklanmahdır. Aynca yönetme-
ligi uygulayacak belediye teknik ekipleri
için bir eğitim çauşması yapümah ve bele-
diveler, denetim için gerekli teknik dona-
ruma sahip kılınmalıdır. Ceza hukuku açı-
sından mevcut yaptınmlar yetersizdir.
İmar sahasında gerçekleştirilen ihlaDer sa-
dece para cezasına değil, hürriyeti bağla-
yıcı ceza yaptınmına bağJanmahdn*. Ozei
sigorta kapsamında doğal afetlere ilişkin,
sorumluluk esaslan iyi düşünülmüş, zo-
runlu sigortalılık sistemi getü-ilmelidir.
Ulusal deprem sigortası tartışılmalıdır. Ya-
şadığımız felaketin önlenebiKr sonuçtarm-
dan niçuı kurtulamadığımızı araşnrmak-
la ve bu konudaki sorumlulan tespit et-
mekle göro'li bir TBMM araşnrma ko-
misyonu kurulmafadır."
Yuvarlak masa toplantısına, tstanbul
Barosu Başkanı Yücel Sayman. tTÜ Ma-
den Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Naci Gd-
rür. Mimarlar Odası Genel Başkanı Ok-
tsy Ekinci, Bilgi Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi Dekanı Prof. Dr. Uğur Alacakap-
tan, Sakarya Barosu Başkanı Bedri ErkuL
Kıbns Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yıldınm
üler'in de aralannda bulunduğu çok sa-
yıda uzman katıldı.
'AKSA'nm etkileri incelenmeli'
Marmara Böİgesi'nde meydana gelen 7.4 büy üklüğündeki depremden
etkiknen AKSA'dan, çe\ reve yajılan akrilonitriün uzun dönemdeki etkikrinin
bir an Önce incelenmesi istendL Valova'da bulunan AKSA Kimva v% Sanay i
AŞ'nin çevreye verdiği zararia OgiB olarak dün İstanbul Tabip Odası'nda Dr.
Rıfat Vticei ve Doç. Dr. Mithat Kıyak basın açJdaması yaptL Kanserojen ve
doğumsaJ anormalliklere neden oiabilen maddeye maruz kalan çev re halkının
ve çaüşanlarm henüz sağlık taramasmdan geçirilmediğini anımsatan Rıfaf
\'ücel, "Birinci derece deprem bölgesinde olan böyle bir işJetmeye çahşma
ruhsatı veren Sağhk Bakânhğı yetkilileri hakkında yasal ve idari somşturma
açılmalıdır" dedi. Bir öninceleme yapükiannı söyleyenYücel, "Hasar sonucu
6 bin 400 ton madde çevreye yayildl Stnnü bölgede yaşayun tüm canlılan ve
bidd örtüsünü etkifemiştir" dedi. (Fotoğraf: SAADET USJLU)
Marmara Denizi'nde kınlmanın boy-
dan boya (175 kilometre) olması halin-
de beklenen deprem büyüklügünün 7.6
olacağını kaydeden tTÜ Öğretim Üyesi
Ahmet Ercan, çıkan enerjinin 10 üzeri
22.5 erg olacağını, bunun da 178 atom
bombasına denk geldiğini söyledi. 150
kilometre yırtilması halinde depremin
7.5 büyükJüğünde olacağını, bunun
atom bombası karşılığuun da 100 atom
bombasına denk düştüğünü kaydeden
Ercan, depremin Gölcük depremi (125
kilometre) kadar yeri yırtması halinde
büyüklügünün 7.4, çıkan enerjinin ise
10 üzeri 22.9 erg, atom bombası karşılı-
ğının 79 tane atom bombasına eşit yer-
deki atunınuı ise 2.4 metre olacağını be-
lirtti. Ercan, Marmara'da boşluk olarak
gösterilen Büyükçekmece ile Danca ara-
sı yırtılırsa (75 kilometre) depremin bü-
yüklügünün 7, çıkan enerjinin de-10 üze-
ri 22.3 erg ve 20 tane atom bombasma
eşit olacağını kaydetti.
Prof. Dr. Ahmet Ercan. büyük bir dep-
rem öncesi,öncü depremlerin oluşup
oluşmamasının koşullannı da
şöyle değerlendirdi:
" Eğer bir bölgede yer yapı-
sı tek düze ise ve o bölge daha
önceden kınlmış değilse bu
bölgede biriken gerilim ener-
jisi tek birana depremle boşa-
lu*. Eğer bir bölgede yer yapt-
sı orta karmaşık ise ve az öl-
çüde kınklı ise bu bölgede ana
depremden önce öncü dep-
remcikler gözlenir. Eğer bir
bölge çok kınklı ve yer yapısı
karmaşık ise (Akyazı gibi) bu
bölgede toplanan bütün geri-
lim enerjisi küçük depremkr-
le boşaur. Ve bu bölgede bü-
yük bir deprem olmaz."
Kuzey Anadolu kınğı
Kuzey Anadolu kınğı bo-
yunca bir yerde 7'den büyük
deprem olabilmesi için gere-
ken enerji birikiminin en az
10 üzeri 22.3 erg, (20 atom
bombası) ile 10 üzeri 23.8
erge (630 atom bombasına)
denk baskı enerjisi bulunma-
sı gerektiğini anlatan Prof.
Ahmet Ercan. "Bu miktarda
bir enerji deortalama 15ite38
barlık bir gerilim düşümüne
denk gelir. Yani bu kadar ge-
rilim birikmedikçe Kuzey
Anadolu kınğı boyunca 7'den
büyük deprem oluşmaz" diye
konuştu.
Marmara'nın yapısı
Bugün için Kuzey Marma-
ra'da biriktiğini tahmin ettiği-
miz enerji miktannın 10 üze-
ri 21 ile 10 üzeri 21.85 erg do-
layında oldugunu, bu büyük-
lükteki enerji miktannın bir
ila 7 atom bombasının enerji-
sine denk olup yaratabileceği
deprem büyüklüğünün de 5
ile 6.7 arasında değiştiğini
kaydeden Ahmet Ercan şu
görüşlere yer verdi: "Göl-
cük'ün doğiısunda kalan Ku-
zey Anadolu kınğının Göl-
cük-Akyaa- Düzce-Bolu-Ge-
rede kesiminde 6.8 ile 12 bü-
yüklüğünde bir depremin ol-
ması için birikim bekleme za-
manı 30 ile 50 yıl arasında de-
ğişmektedir. Ve bu bölgede
birbirini Lder bir şekilde 50 ik
100 kilometre arasında enerji
boşalımlan olagelmektedir.
Ancak Akyazı kavşağından
sonra Kuzey Anadolu kınğı,
Marmara Denizi'ne 4 koldan
girerek enerjiyi dağıtmakta-
dır. Bunun kuzey kohı İznüt-
Hereke-Danca ve Adalann-
güneyinden Mürefte'ye ulaş-
makta. ikinci kotu ise Göİcük
depreminin bosakhğı Sapan-
ca Gölcük, Karamürsel, Yalo-
va ArmutJu üzerinden ya Ga-
nos (Gaziköy) kırığıy la birieş-
mekteyadaMTASisnıik-1 ve
tstanbul Üniversitesi Arar ge-
misuün deniziçi jeofîzik araş-
nrmalannda beliriediği gibi
İmralı Adası'nın güneyinden
Bandırma-Marmara Adası
ve Gönen Sanköy kınğma
bûieşmekte veoradan EtiH kı-
nğı adıyla Bozcaada'nın gü-
neyinden Ege'ye kavuşmak-
tadır. 3. kol ise Akyaa'dan
başlayıp Geyve üzerinden İz-
nik ve Iznik Göhı güneyinden
GemHk'e birleşmekte ve ola-
sıhkla Gemlik Körfezi'ni kat
ederek İmrah'mngüneyinden
Banduma ve oradan Manyas-
Gönen kınğına bûieşmekte-
dir. 4. kol ise Marmara Deni-
zi içine girmeden Geyve üze-
rinden Inegöl-Bursa, oradan
Llubat Gölü güneyinden
Mustafa Kemalpaşa ve Man-
yas Gölü güneyinden Yenke-
Gönen kıngı olarak Edremit
Körfezi'ne doğru yönehnek-
tedir. İşte Kuzey Anadolu'nun
çok kollu Marmara'ya girişi,
Marmara Denizi'nin bugün-
kü doğu-bat uzanımlı göriin-
tüsünü oluşturmuştur. Çok
kollu olarak Kuzey Anadolu
kınğının Marmara'ya girme-
si,büyük birdepremleyeri k»-
racak enerji birikim zamanı-
nı geciknrmektedir."
Prof. Ülben Ezen
' Şengör
deprem
siparişi
veriyor'İstanbul Haber Servisi- Eski tTÜ
Maden Fakültesi Jeofîzik Bölümü
Sismoloji Anabilim Dalı Başkanı
emekli Prof. Dr. Ülben Ezen, İTÜ
Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Öğ-
retim Üyesi Prof. Dr. Celal Şen-
gör'un, "Marmara Denizi'ndeki
olası bir depremin magnitüdünün
Ricbter ölçeğiyle 7'den büyük ol-
mak zorunda olduğu" açıklaması-
m, "Bu, doğaya deprem siparişi v«r-
mektir" diye eleştirdi.
Prof. Dr. Ülben Ezen, Prof. Dr.
Celal Şengör'ün Marmara Deni-
zi'nde 6 büyüklüğünde 100'den
fazla kınlma gerçekleşemeyeceği
için 7'den büyük tek bir kınlmanın
olacağı açıklamasına şu yanıtı ver-
di:
"8'den 7.5'e, 7^'ten 7'ye, 7'den
6^'e, 6^ten 6'ya ber vanm magni-
tüd inildiğijıde aradaki oran 6 olur
ve 6 büyüklüğünde 6 deprem olabi-
Br. Onun söy lediğine göre hesaplar-
sak 100 değil, 36 kınlma olur. Oyle
birsiparişveriyorsunuzki 'Marma-
ra'nın ortasında olacak, yüz sene de
geçse diğer yerlerde deprem olsa da
doğaya Marmara'da asla deprem
üretmeyeceksin, enerjını Marma-
ra'nın ortasında biriktireceksin, bu
deprem de mutlaka 6.5 büyüklü-
ğünde olacak, olmadan önce de bi-
riktireceksin enerjini ve bilmem kaç
sene sonra 7.5 olarak ortaya çıka-
cak' diyeceksin. Böyle bir siparişi
Idm veriyor merak ediyorum."
Bu konuya açıklık getirmek için
gerekli hesaplan yapmakta oldugu-
nu belirten Prof. Ezen, Prof. Dr. Ay-
kut Barka ve Prof. Dr. Celal Şen-
gör'ün dünyanıh sayılı jeologlan
arasında yer aldıklannı, ancak bu
bilim adamlannın yüzey jeolojisi
ile yerin 10 kilometre altında ger-
çekleşen fiziki olayı ellerindeki ve-
rilerle türettiklerini belirterek bu tü-
retimlerini yerin altında olup biten-
le ilgili vçrileri işjeyenlerin sonuç-
lanna benzeteneye çalıştıklarını
kaydetti.
Bunun büyük bir hafa oldugunu
savunan Prof. Ezen, depremin kay-
nağmda olan Fiziki mekanizmayı ve
deprem dalgası yeryüzüne gelene
kaAar olup bitenle ilgili aletsel ve-
rileri işleyen bir analitik düşünceye
sahip olmak gerektiğini belirtti.
Ezen, yüzey verilerini işleme alış-
kanlığına sahip insanlarla verileri
bu şekilde yorumlamanm hata do-
ğurduğunu ileri sürdü.
Prof Dr. Ülben Ezen. Japonya'da
olduğu gibi deprem konusundaki
açıklamalann bir ulusal kurul tara-
findan yapılması gerektiğini söy-
ledi.
Aykut Barka
'Marmara'da
7'nin üzerinde
deprem olmaz'
İstanbul Haber Servisi- tTÜ Avras-
ya Yerbilimleri Enstitüsü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Aykut Barka, Kuzey
Anadolu Fay Hattı'nm Erzincan ve
Marmara bölümünde, kınlmayan 2
fay bulunduğunu ve Marmara Bölge-
si'nde 7'nin üzerinde bir deprem bek-
lemediklerini söyledi.
Izmit'te düzenJenen "Deprem ve
Yapı Güvenhği'' konulu konferansta
konuşan Barka, Kuzey Anadolu Fay
Hattı'nda, Düzce depreminden sonra
yapılan incelemelerin sonuçlan hak-
kında bilgi verdi. Barka şöyle konuş-
tu: "Araşnrmalanmız, Sapanca ve
Göicük'ün 5 metre banya doğru kay-
dığınıortaya çıkardı. Biryüiçinde 5ve
6 şJddetindeartçı sarsınülar oJabilece-
ğmi düşünüyvruz. Ama bu sarsınola-
nn bölgesini belirlememiz mümkün
değfl.Büyük ölçekli birdeprem w özet-
liklede Kocaeli ve çevTesinde 7 büyük-
lüğünde bir deprem beklemiy oruz. Bi-
lim de bu tezimizi doğruluyor."
Rusya Devlet İnşaat Komitesi Dep-
rem Mühendisliği Direktörü ve Rus-
ya Milli Deprem Komitesi Başkanı
Başkanı Prof. Dr. JacobEisenberg de,
kendilerinin birer deprem öğrencisi
oldugunu dile getirerek şöyle konuş-
tu: "Bizter,depremöğrencisiolduk. Bn
depremlerden iyi dersler çıkannamız
lazım. Ancak anlaşılan o ki, bütün
olanlara rağmen dersimia iyi çahşa-
manuşız. Halen hata üstüne hata ya-
pıyoruz. Banagöre, depremde hasann
büyüklüğündeki ilk neden yapısal bo-
zukluklara izin veren mimarlar, ikin-
ci neden isezayıfmatzeme kuDanıhna-
sıdır. Baa betonarme binalann sis-
mografik açıdan yapılan araşürmala-
nnda, iyi malzeme kuDandıklan gö-
riinlyor. Birkaçyıl önce Türkiye'ye ge-
len Japon heyeti, İstanbul'daki binala-
nn depreme dayamklı olmadığuu söy-
lemişti ve dedikfcri de yapbklan araş-
ürmalarla doğrulandL"