25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 1999 ÇARŞAMBA 10 DIŞ HABERLERdishab@cumhuriyet.com.tr Carlos-Castpo görüşmesi " • HAVANA (AFP) - lspanya Kralı Juan Carios, Küba Devlet Başkanı Fidel Castro ile liderlerin buluştuğu 9. zirve toplantısı için önceki gün Küba'ya gitti. Liderlerin görüşmeleri ekonomik küreselleşme, demokrasi ve insan haklan konulan çerçevesinde gelişti. Caslro, ABD'nin saJdınlanna ve demokrasi konusunda baskıcı tutumuna değinirken Carlos, tüm dünya ülkelerinin demokrasiden yana olması gerektiğini söyledi. MISIP uçağını FBI araş&racak • WVSHINGTON (AA) - Atlantik'e düşen Mısır Havayollan'na ai! Boeing 767 tipi uçağın personelinin karakutudaki konuşmalannda tespit edilen şüpheii ıfadelerin, konuyu kaza soruşturması kapsamından çıkararak suç soruşrurması kapsamına sokabıleceği büdınldi. Resmi yetkıliler, soruşturmanın FBF'a devredilmesiyle ilgili yasal uygulama konusunda görüşmeler yapıldığını belırtti. ABD'li bir yetkili tarafından basına yapılan açıklamada. soruşturmanın suç soruşturması kapsamına alınması ihtimalının belirmesınde, 'uçaktaki rnürettebattan birinın, pilot . kabininde kaydedilen konuşmasında dıni nitelik taşıyan bazj sözJer söylemiş. olmasının" etkili olduğu kaydedıldi. ABD, BM borcunu • UASHINGTON(AA)- Kongre'nin baskısıyla BM'ye 1 milyar dolardan fazla borcunu ödeyemediği için yıl sonunda BM'deki oy hakkını kaybetme tehlikesi altında bulunan ABD yönetimı, en sonunda borçlannı ödemek için Kongre ile anlaşmaya vardı. C'Jinton yönetiminin. uluslararası aile planlama gruplanna yönelik fonlar üzerinde bazı kısıtlamalan kabul etmesi karşılığında Kongre'nın üzennde yarattığı baskıdan kurruldugu belırtilıyor. halyanlar benzinsiz kaldı • ROMA(AA)-ttalyan hükümeti ile benzin şirketleri sendikalan arasında bir haftadır devam eden görüşmeler sonucunda anlaşma saglanamayınca benzin istasyonlan greve gıtme karan aldı. Fiyatlandırmada serbestlik isteyen benzin şirketlerinin, hükiimet ile yaptıklan görüşmelerden sonuç alamaması üzerine, benzin istasyonlan dün akşam 19.00'dan cumartesı sabah 07.00'ye kadar benzin satmama karan aldı. Dışişleri Bakanı, Kıbns'ta geri adım atıldığı yönündeki iddialan yalanladı 4 AB için ödiin vermeyiz'ANKARA (CumhuriyetBürosu)- Dışiş- leri Bakanı İsmailCem Türkiye'run "birmi- lim bile" geriye gitmeyeceğı Kıbns soru- nunun Avrupa Birliği 'nden (AB) ayn tutul- ması gerektifıni söyledi. B.M Genel Sekreteri Kofi Annan'ın çag- nsının uzlaşma metnıne göre düzeltildıği- nı anlatan Cem, bu gelişmenin KKTC Cum- hurbaşkanı RaufDenktaş'ın olağanüstü ba- şansı oldufunu belırtti. Cem. AB'nin Tür- kiye için önemli olduğunu, ancak kaderi- nin buna bağlı olmadığını vurguladı. Ba- kanhğın 2000 yılı bütçesı görüşmelerinde Komisyon üyelerine dış politikada yasa- • BM'nin daveti Rum kesimini de karıştırdı. Kofi Annan'ın davetini kabul eden Klerides'in istifası isteniyor. Rum basını, yaşanan gelişmeleri, "Türk tarafimn zaferi" olarak yorumladı. nan gelişmelere ilişkin bilgi veren Dışişle- ri Bakanı Cem, AB'nin Türkiye'nin Avru- paülığı'run birtescil makamı obnadığmı vur- gulayarak "Bizfan için bir amaçür, bir sap- lantı değü" dedi. Kıbns konusundaki son gelişmelerin Denktaş'ın olağanüstü başa- rısı olduğunu kaydeden Cem, BM'nin da- vet metninın Denktaş'la uzlaşılan biçimi- ne dönüştürüldüğünü söyledi. Cem "Denk- tas 3. metni kabul ettf deniyor. Vok böyle bir şey. 3. metin uziaştığunız metin olduğu için Denktaş girme karan aldı. Asıl önemli olan sekreterliğin yaptığı son aç ıklama met- nidir. Denktaş'ın ustalığj sayesinde bu nok- tayageünmistir" dedi. Denktaş"ıngörüşme- lere gitme karannın "Kıbns'ta ödûn" ola- rak deferlendirildiğinı kaydeden Cem, Kıb- ns konusunun ayn, AB ile ilişkilerin ayn olduğunu belirfti. Cem "Kıbns'ta inandı- ğımızdan. hakkımızdan bir milim geriye Srebreniça itirafi BM tarafından \a\ımlanan bir raporda. BM'nin Bosna'ıun Srebreniça kentinde 8 binden fa/la Müsliimanın kadedibnesine engel olamamasına, yanlış durum değeriendirmesi ve 'BM'nin karşısına çıkan belanın büyükJüğünü kavramadaki yetersizliğin' neden olduğu büdirUdi. Genel Sekreter Kofi Annan, raporda, BM'nin, Sırplann yaptiğı etnik temizliği göz öniinde bulundurarak ahlaki bir hüküm vermesi' gerektiğini kavrayamadığını belirtti. Katliamdan kurtulan Boşnaklar, sıgınmacı konumuna düşmüşlerdi. (REUTERS) gjtmeyiz" dedi. Ekştiri yağmunı BM'nin çağnsı Rum kesimini de kanş- tırdı. Klerides'in, dolaylı görüşmelere ka- tılacağını aç ıklamasma, Başpiskopos Hiro- sostomosdahil, muhalefet tepkı gösierdi. Kte- rides'in istifası da istendi. Hrisostomos, dolaylı da olsa görüşmeler yapılacağından henüz emin olmadığını belirterek, gelişme- lere bakarak Kıbns konusundaki dummdan memnun olmadığını söyledi.Yeni Ufuklar Partisi Başkanı \ikos Kutsu. görüşmeleri kabul etmesinden dolayı Klerides'i sert bir dille eleştirdi. Kutsu, \u seçimin, en kötü zamanda, en kötü koşullar- da yapıldığını belirterek Kierides'i istifaya çağırdı. Rum basını da do- layı görüşmeler konusundayaşanan gelişmeleri, "Türk tarafinın zafe- ri" olarak yonımladı ve Rum yö- netiminin gelişmeleri yumuşak ton- da göğüsleyerek aleni demeçler- den kaçındığını yazdı. İsveç, Yunanistan jestbekliyor Yunanistan ve Isveç, Türkiye'nin AB'ye resmen adaylığını haklı çı- karmak için, Tûrkiye'den halen ba- zıjestler beklediklerini bildirdiler. Brüksel'de yapılan AB dışişleri bakanlan toplantısına katılan Yu- nan ve tsveçli yetkıliler, Türki- ye'nin Kıbns ve insan haklan ko- nulannda taviz vermesi gerektigi- nı savundular. Yunanistan Dışışle- ri Bakanı Yorgo Papandreu. "Bu noktada çok fazla değişiklik ol- madığını sövleyebilirim" dedi. İsveç Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Anoa Lindb ise "Türkiye konu- sunda bir değişiklik yok" diye konuştu. Bmkl Büyükriçi Tevfft İhnydm'ın KKTC Cumhurbsşkam tenktaş Ue yaptğı söyfeşMn Hdnd belünü Denktaş: Rumlar Adaran tümiinü istiyor - Bosna örnek gösterüdi. Bos- nasorunu farku,aynca çözümü- nün kaJjcı oJup olmavacagıda kuş- kulu. Bu husustaki görüşüniiz.. DENKTAŞ-Hakhsmız. Kıbns Bosna'ya benzemez. Kosova'ya baksalar ve Kosova'nın egemen- liğini tanıyarak iyi komşuluğuteş- viketseler daha ryi olacak. Ara- Tannda bu kadar kan akmış olan taraflan geçici olarak ayırmak ve zaman içinde aradan çekilip ya- pay birarılaşmaçerçevesinde 'iyi geçinin" diyerek, birini diğerinin insafina teslim etmek banşa hiz- met değildir. De\ietler, insanlann güvenliğini, refahını saglamak için kurulur. Kıbns'ta ortaklaşa devlet kurulmuştu. Banş, Türk-Yu- nan dengesine ve garantisine da- yanıyordu. 1974'te Türkiye, 1999'da NATO'nun Kosova'da yaptığını, uluslararası anlaşma- lardan kaynaklanan hakkını kul- lanarak yapmış ve ülkeye 26 yıl- dırdevam eden banşı getirmiştir. Şimdi ABD Başkanı Clinton. *4974öncesinedönüşyok" diyor. Kosova'da NATO'nun müdaha- lesinden öncesine dönüş olama- yacağı gibı, burada 1974 öncesi- ne dönüş olamaz. Olmamalıdır. O halde bugünkü durumdan baş- lamalıyız. Yani iki eski ortağın, iki ayn devletin egzersizi bu iki dev- letin arasına işbirligi köprüleri koymak yönünde olmalıdır. Bu- nun ötesi hayaldir. Bize gereken, gerçekçiliktir. Rum idaresinin, Kıbns hükümeti olduğunu iddia etmek hakkı yoktur. Hukulcun üs- tünlüğü geçerli ise Ruma bu ger- çeği söylemek zamanı şimdidir. - ÇeşitH öneriler nedeniyle çö- zûm konusunda kamuoyunun zih- ni kanşık. Bu konuda en yetkili kvnseolarakTürktezüıi kamuoyu- na nasıl anlatabilirsiniz? DENKTAŞ-Bız 1960anlaşma- lannda Kıbns Cumhuriyeti'nin iki kurucu ortağından biriydik. Bu hakkımız 1960anlaşmalann- da ve anayasada kayda geçiril- miştı. Ancak 1963 te Rumlar "BunJar geçersizdir" deyınce 36 yıldır "ortaklık hakkımızı" savii- nur olduk. Dinleyen yok. Devle- ti kurduk. Sadece Türkiye tanıdı. Şımdi yeniden birleşiniz diyor- lan Biz de bu kez devletimizi ve egemenliğimizi tanıyınız, tapu- muz elimizde olsun ki, korkusuz- ca yeni bir ortaklık şartını konu- şalım diyoruz. Halbuki Rum ta- rafi, Kıbns'ın tümünün egemen halkı ve hükümeti olduğunu ka- bul etmemizi istiyor. Biz de "ol- maz" diyoruz. Bir apartmanı or- kin görtişlerinizi bikmadan usan- madan aniatma>a çalıştııuz. Bu görüşmeler ve görüşmeciler hak- kındaki genel izknimiıuz nedir? DENKTAŞ - Bunlann tümü, BM Güvenlik Konseyi'nin ma- lum karan ile elleri kollan bağlı olarak göreve başlıyorlar ve "Kıb- ns hükümeti\ardn-; KıbnsCum- huriyetî'nin egemenliğine, top- rak bütünlüğune. bağımsızüğma dokunamayTz" diyorlar. Rum da bu gerçek dışı karann arkasına saklanarak yoluna devam ediyor. Ben bu temsilcilerden tek bir şey istiyorum... Ellerini vicdanlan- na İcoyarak tarafsızca meselenin ne olduğunu üstlerine bildirme- nı Kıbns hükümeti olarak kabul etmemi istiyorlar. tkinci önko- şullan. uzlaşmanın hedefı Kıb- ns'ı "Türkiye henöz ih'e oüna- dan" AB'ye üye yapmayı hedef olarak kabul etmemizdir. KJeri- des'e göre. Kıbns AB'ye üye olunca Türk garantisi ortadan kaikacak.iki kesjrnli Iik de "Rum- lann laueye dönüşü ile" yok ofa- cak. böylelikle "Kıbns'ta Yiı- nanlıiık zafere ulaşacak". AB üyesı Kıbns'a Yunanlılar dola- cak, yerleşecek. Türkiyede uzak- tan bakacak! Ruma toprak vere- ceğiz. bize kalan toprak da bele- diye sının gibi olacak. Garanti sis- temi etkisiz halegetirileceğine gö- LJzlaşmayı engelîeyen "Kıbns hükümeti yanhşlığını düzeltmelerini istiyorum. ÜmitH miyim? Sabır lazım. Haklı olduğumuz milli çizgiden "Devletten devlete konuşuruz. Rum idaresi hükümetimiz değildir ve olamaz çizgisinden" aynlmamamız lazım. Geldiğimiz noktadan geriye gitmek olmaz. taklaşa yapan insanlar, taraflar- dan birinin apartmarun tümüne sahip çıkması halinde ne yapar? Mahkemeye gider. Bizim gittiği- miz "mahkeroe'*, Güvenlik Kon- seyi oldu. Güvenlik Konseyi 1964'teyanlış birkararla Rumun "meşru hfikfimet" olduğuna ka- rar verdi. Rum da buna dayana- rak Kıbns'a sahip çıkmak için kan akıttı. darbe yaptı. ambargo- lan devam ettiriyor, ancak direni- şimiz ve Türkiye'nin müdahale- si neticesinde başaramadı. Şimdi yeniden ortak olmamız için bas- tınyorlar. Biz de "evvela kuzeyin tapusunun bizde olduğunu kabul ediniz" diyoruz. Başka çare yok! -ÇeşMtenısildlere çözümefliş- lerini ve 36 yıldır uzlaşmayı en- gelleyen "Kıbns hükümeti var- dır" yanlışlığtnı düzeltmelerini is- n'yorum. Umitli miyim? Sabır la- zım. Haklı olduğumuz milli çiz- giden "Devietten devlete konu- şuruz. Rum klaresı hükümetimiz değildir veotamazçizgrgnden''ay- nlmamamız lazım. Geldiğimiz noktadan genye gitmek olmaz. - BM'nin çağnsı üzerine yapt- lacak görüşmelere 'koşulsuz' ka- Olmanız isteniyor. koşulsuz kanl- ma istemi onlann Ueri sürdüğü bir koşul olmıryor mu? DENKTAŞ-Bana "koşulsuz geP diyenler, önümüze biraz ön- ce izah ettiğim 36 yıllık engel- koşulu koyuyorlar, Rum idaresi- re, onun yenne çokuluslu güç gelecek. haklanmız yine kâğıt üzerinde olacak, bunlarda geçer- sizdirdendiği zaman işimiz Al- Iah'a. Kıbns da Yunana kalacak. Bizden istenen budur! - Bundan sonraki gelişmeler hakkındaki düşünceleriniz_ DENKTAŞ - Rum tarafı Kıb- ns'a sahip çıkmak eyleminden vazgeçmiyor. Görüşme yolu ile elde etmeye çalıştığı; Kıbns'ın bütünüdür. Bekleyebilir. Çünkü "Kıbns hükümeti" mrvanı altın- da zenginleşiyor: gün gelip Tür- kiye'nin adadan çekileceği haya- li içinde yaşıyor; Kıbns'ın tümü üzerinde egemenük hakkı iddıa ederck ve "ülkem işgal albnda- dır" yalanıni sürdürerek uluslar arasında aleyhimize saldınyı yeğ- liyor. Milli davası Kıbns'ın tü- müne sahip çıkmak olduğuna gö- re bu "doğru" addertıği yoldan saparak bizimîe ortakJaşa yeni bir devreye girmek istemiyor. Bu gi- dişata "dur" diyen KKTC olgu- sunu güçlendirerek devam-etiir- mekyegâneseçeneğimizdir. "GÖ- rüşmeyohıüe kaha banş" isteyen- lerin sorumluluğu vardır. Aksi halde AB, tüm gerçeklere ve ya- sal duruma rağmen Rum idaresi- nin üyelik müracaatını "Kıbns'"ın müracaatı olarak değerlendirme- ye devam ederse Rumlar da 36 yıllık uzlaşmazhğa devam ede- ceklerdir. Kazara, "Kıbns" üye olmuştur denirse, Rum idaresi, AB'yi Kıbns'ta Türkiye ile hem hudut yapıp karşı karşıya getire- cektir. "AB ve ABD De Rusya ar- kanuzdadır" hayali düşüncesi ile yıllardıryığdıkJan silahlara san- labileceklerdir. Netice ne olursa ol- sun, AB ve ABD bunlann askeri yardımma gelemeyecek ve Kıb- ns'ı mahvedeceklerdir. Senaryo- lan, "kazanacaklan" inancı için- de budur. Sözümü şöyle bitireyim. Eski Amerikan Dışişleri Bakanı Kissin- ger, "^'ears of Renewal" kitabın- da, "Çoğunlukyönetimi kavranu ancak sayjca az tarafin çoğunluk olabflme oiasıhğı ve hukukgelene- ğinin yasama uyguiamalannı ön- fc\çbflecekgüçte olması halinde an- lam taşır, bu koşuüar Kıbns'ta yoktu" diyor; kitabın bir başka yerinde ise "_etnik biranlaşmaz- hk çıknğında sonuç va etnik ann- lığui kı>imı \% da etnik gruplann zorunhı aynnğıdır" görüşünü be- lirtıyordu. Kissinger'ın bu sözle- ri bizim durumumuzu ve tutumu- muzu yeterince anlatıyor. BİTTİ Cumhuriye< k ı 1 a p 1 a r ı AY SALLANIYOR RLN.Hi Depraal P.E.N.'DEN TAVSÎYELİ Depremden zarar görenlere, görmeyenlere,_görecek olanlara... Muzır Kuruluna, YÖK'e. RTUK'e, Taüm ve Terbiye Kurulu'na... r Cumhurty»< Çağ Pazariama A.Ş TûrkocaŞı Cad. No:39/41 „ krtapkulubü (34334)Cağatoğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96 Bu kitabın tüm geliri depreme uğrayanlara bağışlanmıştır. HflYATIMG VE DEĞERlfRİMİZ Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Değerlerimiz sürekü mi degişıyor? Değer degışunı dünyamızı da değiştirir mi? Kahcı değerlerimiz hiç mi yok? Her degişen iyi ya da değişim kötü müdür? Çok geç kalmadan. gelın bu konulan konuşalim. Ama konusmadan once. bu kitaptaki yanıtlara bakalmt. y C u m h u r t y i t Çağ Paanama A Ş. T&Kocağı Cad. No:39/41 kitap kukibO ^4334)Cağatoğ)u-istanbul Tel: p12)S14 01 96 MASALDAN BUNALIMA YENİ DÜNYA DÜZENİ Cumhuriyet k ı ! .ı p 1 a r M On beş yetkin ınsanla, onlarca sorunun vanıtını aramak için yapılan söyleşıler.. Düşündüklerini düşünenlerinknle çakıştırmak isteyenler için... Cumhuriyet Ça§ Pazarlama A.Ş. Türkocağt Cad. No:39/41 . fcitap kulübû |34334)Cağa)oğtu-lstanbul Te): (212)514 01 96 KADIKOY2. SULH HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1998/236 Vesayet Bahçelerarası Değirmenyolu Sok. Kaya C Blok K: 12 D: 179 adresinde ikamet eden Berrin Demir vasisi Av. Aynur Öztuna görevin- den afFedilerek, yerine Istanbul Barosu avukat- larından 13518 sicil no'lu Av. Hanefi Yıldız vasi tayin edil- miştir. Keyfiyet ilan o I u n u r . 6.10.1999 Basın: 56687 Sürücü belgemi kay- bettim, hükümsüzdür. MEHMETSIDDfK BAYTAR BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Bekleme Odasında Iğlal' Türkiye-Avrupa üyelik ilişkilerinde esas sorun "Tür- kiye'nin AB'ye getireceği olağanüstü yüktür." Bu yük AB'nin hazmedemeyeceği kadar büyüktür ve AB'nin bu yükü çekmesi için, 1995'ten sonra bir neden de kalmamıştır. Türkiye, AB'ye tam üye olursa bunun AB'ye getireceği olağanüstü sosyal (serbest dola- şım), ekonomik ve politik yükü Cumhuriyet'te son 5 yıl içinde kaç defa yazdığımı artık ben de hatıriamıyo- rum. Kitaplanmda da aynntılan ile anlatmıştım. Türkiye-AB üyelik ilişkileri üzerinde yazı yazanlar, ka- fa yoranlar, tam üyeliğin AB'yi nasıl ezeceğini, bozaca- ğını ve değiştireceğini göremedikleri veya görmek is- temedikleri sürece yaptıklan değerlendirmelerbuz üze- rine yazı yazmaktan başka bir şey olmaz. Cumhuriyette bir yazımda şaka yollu, "Türkiye tam üye olursa Euro- pa'nınyerini Türopa alır" demiştim.Türkiye 20 yıl son- ra da, 50 yıl sonra da AB'ye tam üye yapılmayacak. AB ile Türkiye yan yana, hatta iç içe yaşayacak, aynen Is- viçre ve Norveç gibi; onlar da AB'nin üyesi değiller. Biz ne yapıyoruz? Bu en önemli ve belirleyici gerçe- ği bir devekuşu gibi, kafemızı kuma gömerek görmek istemiyoruz. Helsinki için "adaylık" hesapları yapıyo- ruz. Adaylığın sanki tam üyeliğe bir katkısı olacakmış gibi kendi kendimizi aldatıyoruz. Adaylık bir aldatmaca, bir iğfal Neden bunu yapıyoruz, insanımız neden aldatılıyor? Bazı politikacılanmız, bazı iş çevreleri, bazı "aydınlar" bu gerçeği bildikleri halde neden "Türkiye sanki tam üye olacakmış gibiinsanımızı beklenti içine sokma ça- bası içindeler?" - Bazı büyük sermaye çevreleri "AB vesayeti altına sokulmuş" bir Türkiye'nin kendileri için daha yarariı ve güvenli olacağı inancındalar. - Küreselleşmeyi savunanlar ise "AB kıskacı içine alın- mış" bir Türkiye'nin sisteme daha kolay sokulacağını, bu kıskaçtan kaçamayacağını düşünüyorlar. - Bekleme odasına sokulmuş ve üzerindeki baskılar arttınlmış bir Türkiye "azınlıklar" konusunda özerkliğe kadar gidecek açılımlann ancak AB boyunduruğu ile sağlanabileceğini düşünenler var. Bu, Sevr'in 1990 sonrası versiyonundan başka bir şey değü. - Aşın dincılere gelince: Çok ılgınçtir, onlarda son yıl- larda birdenbire "Avrupacı" oluverdiler. O ortamda da- ha iyi palazlanıp gelişebileceklerini umuyorlar. - AB'ye üyelik konusunun incelik ve aynntılannı pek bilmeyen bazı aydın çevreler ise biraz da iyi niyette, "de- mokratikleşme bu yolla hıztanır" diye düşünüyorlar. Ben bunu, "Hindistanyeniden BüyükBritanya'nın sö- mürgesi olursa daha demokratik olur" ifadesinden farksız görüyorum. Bu farklı beklentiler içinde, olmayacak bir AB üyeli- ğini destekleyip Türkiye'yi bekleme odasında hapset- tirmek ve iğfal ettirmek isteyenlerin ortak bir kesişme noktası var Mandactlar, aşın dinciler ve bölücülerin Türkiye'yi bekleme odasında "kıstırtarak", baskı yolu ile amaçlanna ulaşmak istemeleri. Sokaktaki insanımız işin farkında değil. Nasıl farkın- dadsun ki! Konu biraz teknik, medya ne yazarsa, han- gi başlığı atarsa ona inanmak zorunda kalıyor. Politi- kacılar mı?.. Gerçeği bildikleri halde, bu yazdığım ger- çeklerf kamuoyuna nasıl açık açık söyleyebilirler? Ay- nen 1995'te olduğu gibi, esen rüzgânn önünekatılrrtış, yürüyorlar. Onlann da kendilerine göre "bireysel" he- saplan var. Aynen 1995'te olduğu gibi. Kimlerin işine yarayacak? Türkiye tam üye olsa A'dan Z'ye kazanacak, kaza- nantaraf olacak. Zorunlu parayardımı akacak, milyar- larca dolar "hibe" gelecek: Işgücümüz istediği gibi, serbestçe AB içinde ış arayabilecek ve Türkiye bir Al- manya gibi AB yönetiminin başına geçecek. Halbuki şimdi 1995'teki Gümrük Birliği vesayet düzeni ile Tür- kiye tek yanlı olarak AB'nin denetımi altında, dış eko- nomik ilişkileri AB yönetiyor, Türkiye pazannı sonuna kadar açmış. Ve Helsinki'de Türkiye "aday" adı altın- da bekleme odasına sokulacak. - "Azınlıklar" konusu halledilecek. - Kemalizmin izleri sılinecek. Artık ulusalcı politikala- ra gerek yok, siz yann üye olacaksınız diye bastınla- cak. - Bu arada ödün isteyen bazı "komşu" ülkelerin is- tekleri yerine getirtilecek. Geçen hafta gelen Alman Içişleri Bakanı ne dedi: "Türkiye'nin adaylığı bütün sorunları çözecek" de- medi mi? Yukanda andığım, AB için "sorun" olan ko- nular çözülecek, adamcağız açık açık söylüyor. Ha- ni nezaketen "Tam üyeliğiniz bütün sorunlan çöze- cek" demeye bile dili varmıyor, adaylığınız diyor. Ve Türkiye bekleme odasında iğfal edilecek, kan- dınlacak. AB'nin Türkiye'yi bekleme odasında kıstı- rarak isteklerini yaptırmaya çalışması çok doğal, on- lara kızmamak gerek. Kızmamız gerekenler, içeride bu durumun hazırlanmasına yardımcı olanlar. Kafa- mızı kumdan çıkanp bu gerçeği görmek zorundayız. Yoksatarih bir defa daha tekrarlanmış olur. Aynen Cum- huriyet kurulmadan önce Osmanlı'nın Avrupa karşı- sındaki durumu gibi. Türkiye mandacıiann, dinciierin ve bölücülerin Tür- kiyesi olmamalı. HUSNU OKÇELIK 1962-1995 Gâvur, Müslüman demezdi Kendisi için bir şey istemezdi Yatak ölümü beklemezdı Gitti, vadesiz gencecikken Yığitken, güzelken, incecikken Dört yıl önce trafik kazasında yitirdiğimız şirketimiz ortaklanndan HÜSNÜ OKÇELIK'ı saygıyla anıyoruz. BEYOCLU METROPOL ÇALISANLARI Kirienen Dünyamızı Fidan Dikerek Arıtalım ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROI.İ GENEL MLDÜRLLIĞC
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear