Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 1999 ÇARŞAMBA
10 DIŞ HABERLERdishab@cumhuriyet.com.tr
Carlos-Castpo
görüşmesi
" • HAVANA (AFP) - lspanya
Kralı Juan Carios, Küba
Devlet Başkanı Fidel Castro
ile liderlerin buluştuğu 9.
zirve toplantısı için önceki
gün Küba'ya gitti. Liderlerin
görüşmeleri ekonomik
küreselleşme, demokrasi ve
insan haklan konulan
çerçevesinde gelişti. Caslro,
ABD'nin saJdınlanna ve
demokrasi konusunda
baskıcı tutumuna değinirken
Carlos, tüm dünya
ülkelerinin demokrasiden
yana olması gerektiğini
söyledi.
MISIP uçağını FBI
araş&racak
• WVSHINGTON (AA) -
Atlantik'e düşen Mısır
Havayollan'na ai! Boeing
767 tipi uçağın personelinin
karakutudaki
konuşmalannda tespit edilen
şüpheii ıfadelerin, konuyu
kaza soruşturması
kapsamından çıkararak suç
soruşrurması kapsamına
sokabıleceği büdınldi.
Resmi yetkıliler,
soruşturmanın FBF'a
devredilmesiyle ilgili yasal
uygulama konusunda
görüşmeler yapıldığını
belırtti. ABD'li bir yetkili
tarafından basına yapılan
açıklamada. soruşturmanın
suç soruşturması kapsamına
alınması ihtimalının
belirmesınde, 'uçaktaki
rnürettebattan birinın, pilot .
kabininde kaydedilen
konuşmasında dıni nitelik
taşıyan bazj sözJer söylemiş.
olmasının" etkili olduğu
kaydedıldi.
ABD, BM borcunu
• UASHINGTON(AA)-
Kongre'nin baskısıyla
BM'ye 1 milyar dolardan
fazla borcunu ödeyemediği
için yıl sonunda BM'deki oy
hakkını kaybetme tehlikesi
altında bulunan ABD
yönetimı, en sonunda
borçlannı ödemek için
Kongre ile anlaşmaya vardı.
C'Jinton yönetiminin.
uluslararası aile planlama
gruplanna yönelik fonlar
üzerinde bazı kısıtlamalan
kabul etmesi karşılığında
Kongre'nın üzennde
yarattığı baskıdan
kurruldugu belırtilıyor.
halyanlar
benzinsiz kaldı
• ROMA(AA)-ttalyan
hükümeti ile benzin
şirketleri sendikalan
arasında bir haftadır devam
eden görüşmeler sonucunda
anlaşma saglanamayınca
benzin istasyonlan greve
gıtme karan aldı.
Fiyatlandırmada serbestlik
isteyen benzin şirketlerinin,
hükiimet ile yaptıklan
görüşmelerden sonuç
alamaması üzerine, benzin
istasyonlan dün akşam
19.00'dan cumartesı sabah
07.00'ye kadar benzin
satmama karan aldı.
Dışişleri Bakanı, Kıbns'ta geri adım atıldığı yönündeki iddialan yalanladı
4
AB için ödiin vermeyiz'ANKARA (CumhuriyetBürosu)- Dışiş-
leri Bakanı İsmailCem Türkiye'run "birmi-
lim bile" geriye gitmeyeceğı Kıbns soru-
nunun Avrupa Birliği 'nden (AB) ayn tutul-
ması gerektifıni söyledi.
B.M Genel Sekreteri Kofi Annan'ın çag-
nsının uzlaşma metnıne göre düzeltildıği-
nı anlatan Cem, bu gelişmenin KKTC Cum-
hurbaşkanı RaufDenktaş'ın olağanüstü ba-
şansı oldufunu belırtti. Cem. AB'nin Tür-
kiye için önemli olduğunu, ancak kaderi-
nin buna bağlı olmadığını vurguladı. Ba-
kanhğın 2000 yılı bütçesı görüşmelerinde
Komisyon üyelerine dış politikada yasa-
• BM'nin daveti Rum kesimini de karıştırdı. Kofi Annan'ın
davetini kabul eden Klerides'in istifası isteniyor. Rum basını,
yaşanan gelişmeleri, "Türk tarafimn zaferi" olarak yorumladı.
nan gelişmelere ilişkin bilgi veren Dışişle-
ri Bakanı Cem, AB'nin Türkiye'nin Avru-
paülığı'run birtescil makamı obnadığmı vur-
gulayarak "Bizfan için bir amaçür, bir sap-
lantı değü" dedi. Kıbns konusundaki son
gelişmelerin Denktaş'ın olağanüstü başa-
rısı olduğunu kaydeden Cem, BM'nin da-
vet metninın Denktaş'la uzlaşılan biçimi-
ne dönüştürüldüğünü söyledi. Cem "Denk-
tas 3. metni kabul ettf deniyor. Vok böyle
bir şey. 3. metin uziaştığunız metin olduğu
için Denktaş girme karan aldı. Asıl önemli
olan sekreterliğin yaptığı son aç ıklama met-
nidir. Denktaş'ın ustalığj sayesinde bu nok-
tayageünmistir" dedi. Denktaş"ıngörüşme-
lere gitme karannın "Kıbns'ta ödûn" ola-
rak deferlendirildiğinı kaydeden Cem, Kıb-
ns konusunun ayn, AB ile ilişkilerin ayn
olduğunu belirfti. Cem "Kıbns'ta inandı-
ğımızdan. hakkımızdan bir milim geriye
Srebreniça
itirafi
BM tarafından \a\ımlanan
bir raporda. BM'nin
Bosna'ıun Srebreniça
kentinde 8 binden fa/la
Müsliimanın kadedibnesine
engel olamamasına, yanlış
durum değeriendirmesi ve
'BM'nin karşısına çıkan
belanın büyükJüğünü
kavramadaki yetersizliğin'
neden olduğu büdirUdi.
Genel Sekreter Kofi Annan,
raporda, BM'nin, Sırplann
yaptiğı etnik temizliği göz
öniinde bulundurarak
ahlaki bir hüküm vermesi'
gerektiğini kavrayamadığını
belirtti. Katliamdan
kurtulan Boşnaklar,
sıgınmacı konumuna
düşmüşlerdi. (REUTERS)
gjtmeyiz" dedi.
Ekştiri yağmunı
BM'nin çağnsı Rum kesimini de kanş-
tırdı. Klerides'in, dolaylı görüşmelere ka-
tılacağını aç ıklamasma, Başpiskopos Hiro-
sostomosdahil, muhalefet tepkı gösierdi. Kte-
rides'in istifası da istendi. Hrisostomos,
dolaylı da olsa görüşmeler yapılacağından
henüz emin olmadığını belirterek, gelişme-
lere bakarak Kıbns konusundaki dummdan
memnun olmadığını söyledi.Yeni Ufuklar
Partisi Başkanı \ikos Kutsu. görüşmeleri
kabul etmesinden dolayı Klerides'i sert bir
dille eleştirdi. Kutsu, \u seçimin,
en kötü zamanda, en kötü koşullar-
da yapıldığını belirterek Kierides'i
istifaya çağırdı. Rum basını da do-
layı görüşmeler konusundayaşanan
gelişmeleri, "Türk tarafinın zafe-
ri" olarak yonımladı ve Rum yö-
netiminin gelişmeleri yumuşak ton-
da göğüsleyerek aleni demeçler-
den kaçındığını yazdı.
İsveç, Yunanistan
jestbekliyor
Yunanistan ve Isveç, Türkiye'nin
AB'ye resmen adaylığını haklı çı-
karmak için, Tûrkiye'den halen ba-
zıjestler beklediklerini bildirdiler.
Brüksel'de yapılan AB dışişleri
bakanlan toplantısına katılan Yu-
nan ve tsveçli yetkıliler, Türki-
ye'nin Kıbns ve insan haklan ko-
nulannda taviz vermesi gerektigi-
nı savundular. Yunanistan Dışışle-
ri Bakanı Yorgo Papandreu. "Bu
noktada çok fazla değişiklik ol-
madığını sövleyebilirim" dedi.
İsveç Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Anoa Lindb ise "Türkiye konu-
sunda bir değişiklik yok" diye
konuştu.
Bmkl Büyükriçi Tevfft İhnydm'ın KKTC Cumhurbsşkam tenktaş Ue yaptğı söyfeşMn Hdnd belünü
Denktaş: Rumlar Adaran tümiinü istiyor
- Bosna örnek gösterüdi. Bos-
nasorunu farku,aynca çözümü-
nün kaJjcı oJup olmavacagıda kuş-
kulu. Bu husustaki görüşüniiz..
DENKTAŞ-Hakhsmız. Kıbns
Bosna'ya benzemez. Kosova'ya
baksalar ve Kosova'nın egemen-
liğini tanıyarak iyi komşuluğuteş-
viketseler daha ryi olacak. Ara-
Tannda bu kadar kan akmış olan
taraflan geçici olarak ayırmak ve
zaman içinde aradan çekilip ya-
pay birarılaşmaçerçevesinde 'iyi
geçinin" diyerek, birini diğerinin
insafina teslim etmek banşa hiz-
met değildir. De\ietler, insanlann
güvenliğini, refahını saglamak
için kurulur. Kıbns'ta ortaklaşa
devlet kurulmuştu. Banş, Türk-Yu-
nan dengesine ve garantisine da-
yanıyordu. 1974'te Türkiye,
1999'da NATO'nun Kosova'da
yaptığını, uluslararası anlaşma-
lardan kaynaklanan hakkını kul-
lanarak yapmış ve ülkeye 26 yıl-
dırdevam eden banşı getirmiştir.
Şimdi ABD Başkanı Clinton.
*4974öncesinedönüşyok" diyor.
Kosova'da NATO'nun müdaha-
lesinden öncesine dönüş olama-
yacağı gibı, burada 1974 öncesi-
ne dönüş olamaz. Olmamalıdır.
O halde bugünkü durumdan baş-
lamalıyız. Yani iki eski ortağın, iki
ayn devletin egzersizi bu iki dev-
letin arasına işbirligi köprüleri
koymak yönünde olmalıdır. Bu-
nun ötesi hayaldir. Bize gereken,
gerçekçiliktir. Rum idaresinin,
Kıbns hükümeti olduğunu iddia
etmek hakkı yoktur. Hukulcun üs-
tünlüğü geçerli ise Ruma bu ger-
çeği söylemek zamanı şimdidir.
- ÇeşitH öneriler nedeniyle çö-
zûm konusunda kamuoyunun zih-
ni kanşık. Bu konuda en yetkili
kvnseolarakTürktezüıi kamuoyu-
na nasıl anlatabilirsiniz?
DENKTAŞ-Bız 1960anlaşma-
lannda Kıbns Cumhuriyeti'nin
iki kurucu ortağından biriydik.
Bu hakkımız 1960anlaşmalann-
da ve anayasada kayda geçiril-
miştı. Ancak 1963 te Rumlar
"BunJar geçersizdir" deyınce 36
yıldır "ortaklık hakkımızı" savii-
nur olduk. Dinleyen yok. Devle-
ti kurduk. Sadece Türkiye tanıdı.
Şımdi yeniden birleşiniz diyor-
lan Biz de bu kez devletimizi ve
egemenliğimizi tanıyınız, tapu-
muz elimizde olsun ki, korkusuz-
ca yeni bir ortaklık şartını konu-
şalım diyoruz. Halbuki Rum ta-
rafi, Kıbns'ın tümünün egemen
halkı ve hükümeti olduğunu ka-
bul etmemizi istiyor. Biz de "ol-
maz" diyoruz. Bir apartmanı or-
kin görtişlerinizi bikmadan usan-
madan aniatma>a çalıştııuz. Bu
görüşmeler ve görüşmeciler hak-
kındaki genel izknimiıuz nedir?
DENKTAŞ - Bunlann tümü,
BM Güvenlik Konseyi'nin ma-
lum karan ile elleri kollan bağlı
olarak göreve başlıyorlar ve "Kıb-
ns hükümeti\ardn-; KıbnsCum-
huriyetî'nin egemenliğine, top-
rak bütünlüğune. bağımsızüğma
dokunamayTz" diyorlar. Rum da
bu gerçek dışı karann arkasına
saklanarak yoluna devam ediyor.
Ben bu temsilcilerden tek bir şey
istiyorum... Ellerini vicdanlan-
na İcoyarak tarafsızca meselenin
ne olduğunu üstlerine bildirme-
nı Kıbns hükümeti olarak kabul
etmemi istiyorlar. tkinci önko-
şullan. uzlaşmanın hedefı Kıb-
ns'ı "Türkiye henöz ih'e oüna-
dan" AB'ye üye yapmayı hedef
olarak kabul etmemizdir. KJeri-
des'e göre. Kıbns AB'ye üye
olunca Türk garantisi ortadan
kaikacak.iki kesjrnli Iik de "Rum-
lann laueye dönüşü ile" yok ofa-
cak. böylelikle "Kıbns'ta Yiı-
nanlıiık zafere ulaşacak". AB
üyesı Kıbns'a Yunanlılar dola-
cak, yerleşecek. Türkiyede uzak-
tan bakacak! Ruma toprak vere-
ceğiz. bize kalan toprak da bele-
diye sının gibi olacak. Garanti sis-
temi etkisiz halegetirileceğine gö-
LJzlaşmayı engelîeyen "Kıbns hükümeti
yanhşlığını düzeltmelerini istiyorum. ÜmitH
miyim? Sabır lazım. Haklı olduğumuz milli
çizgiden "Devletten devlete konuşuruz. Rum
idaresi hükümetimiz değildir ve olamaz
çizgisinden" aynlmamamız lazım. Geldiğimiz
noktadan geriye gitmek olmaz.
taklaşa yapan insanlar, taraflar-
dan birinin apartmarun tümüne
sahip çıkması halinde ne yapar?
Mahkemeye gider. Bizim gittiği-
miz "mahkeroe'*, Güvenlik Kon-
seyi oldu. Güvenlik Konseyi
1964'teyanlış birkararla Rumun
"meşru hfikfimet" olduğuna ka-
rar verdi. Rum da buna dayana-
rak Kıbns'a sahip çıkmak için
kan akıttı. darbe yaptı. ambargo-
lan devam ettiriyor, ancak direni-
şimiz ve Türkiye'nin müdahale-
si neticesinde başaramadı. Şimdi
yeniden ortak olmamız için bas-
tınyorlar. Biz de "evvela kuzeyin
tapusunun bizde olduğunu kabul
ediniz" diyoruz. Başka çare yok!
-ÇeşMtenısildlere çözümefliş-
lerini ve 36 yıldır uzlaşmayı en-
gelleyen "Kıbns hükümeti var-
dır" yanlışlığtnı düzeltmelerini is-
n'yorum. Umitli miyim? Sabır la-
zım. Haklı olduğumuz milli çiz-
giden "Devietten devlete konu-
şuruz. Rum klaresı hükümetimiz
değildir veotamazçizgrgnden''ay-
nlmamamız lazım. Geldiğimiz
noktadan genye gitmek olmaz.
- BM'nin çağnsı üzerine yapt-
lacak görüşmelere 'koşulsuz' ka-
Olmanız isteniyor. koşulsuz kanl-
ma istemi onlann Ueri sürdüğü
bir koşul olmıryor mu?
DENKTAŞ-Bana "koşulsuz
geP diyenler, önümüze biraz ön-
ce izah ettiğim 36 yıllık engel-
koşulu koyuyorlar, Rum idaresi-
re, onun yenne çokuluslu güç
gelecek. haklanmız yine kâğıt
üzerinde olacak, bunlarda geçer-
sizdirdendiği zaman işimiz Al-
Iah'a. Kıbns da Yunana kalacak.
Bizden istenen budur!
- Bundan sonraki gelişmeler
hakkındaki düşünceleriniz_
DENKTAŞ - Rum tarafı Kıb-
ns'a sahip çıkmak eyleminden
vazgeçmiyor. Görüşme yolu ile
elde etmeye çalıştığı; Kıbns'ın
bütünüdür. Bekleyebilir. Çünkü
"Kıbns hükümeti" mrvanı altın-
da zenginleşiyor: gün gelip Tür-
kiye'nin adadan çekileceği haya-
li içinde yaşıyor; Kıbns'ın tümü
üzerinde egemenük hakkı iddıa
ederck ve "ülkem işgal albnda-
dır" yalanıni sürdürerek uluslar
arasında aleyhimize saldınyı yeğ-
liyor. Milli davası Kıbns'ın tü-
müne sahip çıkmak olduğuna gö-
re bu "doğru" addertıği yoldan
saparak bizimîe ortakJaşa yeni bir
devreye girmek istemiyor. Bu gi-
dişata "dur" diyen KKTC olgu-
sunu güçlendirerek devam-etiir-
mekyegâneseçeneğimizdir. "GÖ-
rüşmeyohıüe kaha banş" isteyen-
lerin sorumluluğu vardır. Aksi
halde AB, tüm gerçeklere ve ya-
sal duruma rağmen Rum idaresi-
nin üyelik müracaatını "Kıbns'"ın
müracaatı olarak değerlendirme-
ye devam ederse Rumlar da 36
yıllık uzlaşmazhğa devam ede-
ceklerdir. Kazara, "Kıbns" üye
olmuştur denirse, Rum idaresi,
AB'yi Kıbns'ta Türkiye ile hem
hudut yapıp karşı karşıya getire-
cektir. "AB ve ABD De Rusya ar-
kanuzdadır" hayali düşüncesi ile
yıllardıryığdıkJan silahlara san-
labileceklerdir. Netice ne olursa ol-
sun, AB ve ABD bunlann askeri
yardımma gelemeyecek ve Kıb-
ns'ı mahvedeceklerdir. Senaryo-
lan, "kazanacaklan" inancı için-
de budur.
Sözümü şöyle bitireyim. Eski
Amerikan Dışişleri Bakanı Kissin-
ger, "^'ears of Renewal" kitabın-
da, "Çoğunlukyönetimi kavranu
ancak sayjca az tarafin çoğunluk
olabflme oiasıhğı ve hukukgelene-
ğinin yasama uyguiamalannı ön-
fc\çbflecekgüçte olması halinde an-
lam taşır, bu koşuüar Kıbns'ta
yoktu" diyor; kitabın bir başka
yerinde ise "_etnik biranlaşmaz-
hk çıknğında sonuç va etnik ann-
lığui kı>imı \% da etnik gruplann
zorunhı aynnğıdır" görüşünü be-
lirtıyordu. Kissinger'ın bu sözle-
ri bizim durumumuzu ve tutumu-
muzu yeterince anlatıyor.
BİTTİ
Cumhuriye<
k ı 1 a p 1 a r ı
AY SALLANIYOR
RLN.Hi Depraal
P.E.N.'DEN
TAVSÎYELİ
Depremden zarar görenlere, görmeyenlere,_görecek
olanlara... Muzır Kuruluna, YÖK'e. RTUK'e,
Taüm ve Terbiye Kurulu'na...
r
Cumhurty»< Çağ Pazariama A.Ş TûrkocaŞı Cad. No:39/41
„ krtapkulubü (34334)Cağatoğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Bu kitabın tüm geliri depreme uğrayanlara bağışlanmıştır.
HflYATIMG VE
DEĞERlfRİMİZ
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
Değerlerimiz sürekü mi degişıyor? Değer degışunı
dünyamızı da değiştirir mi? Kahcı değerlerimiz hiç mi
yok? Her degişen iyi ya da değişim kötü müdür? Çok geç
kalmadan. gelın bu konulan konuşalim. Ama konusmadan
once. bu kitaptaki yanıtlara bakalmt.
y C u m h u r t y i t Çağ Paanama A Ş. T&Kocağı Cad. No:39/41
kitap kukibO ^4334)Cağatoğ)u-istanbul Tel: p12)S14 01 96
MASALDAN BUNALIMA
YENİ DÜNYA DÜZENİ
Cumhuriyet
k ı ! .ı p 1 a r M
On beş yetkin ınsanla, onlarca sorunun vanıtını
aramak için yapılan söyleşıler.. Düşündüklerini
düşünenlerinknle çakıştırmak isteyenler için...
Cumhuriyet Ça§ Pazarlama A.Ş. Türkocağt Cad. No:39/41
. fcitap kulübû |34334)Cağa)oğtu-lstanbul Te): (212)514 01 96
KADIKOY2.
SULH HUKUK
MAHKEMESİ
Sayı: 1998/236
Vesayet
Bahçelerarası
Değirmenyolu
Sok. Kaya C
Blok K: 12 D:
179 adresinde
ikamet eden
Berrin Demir
vasisi Av. Aynur
Öztuna görevin-
den afFedilerek,
yerine Istanbul
Barosu avukat-
larından 13518
sicil no'lu Av.
Hanefi Yıldız
vasi tayin edil-
miştir.
Keyfiyet ilan
o I u n u r .
6.10.1999 Basın:
56687
Sürücü belgemi kay-
bettim, hükümsüzdür.
MEHMETSIDDfK
BAYTAR
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Bekleme Odasında Iğlal'
Türkiye-Avrupa üyelik ilişkilerinde esas sorun "Tür-
kiye'nin AB'ye getireceği olağanüstü yüktür." Bu yük
AB'nin hazmedemeyeceği kadar büyüktür ve AB'nin
bu yükü çekmesi için, 1995'ten sonra bir neden de
kalmamıştır. Türkiye, AB'ye tam üye olursa bunun
AB'ye getireceği olağanüstü sosyal (serbest dola-
şım), ekonomik ve politik yükü Cumhuriyet'te son 5
yıl içinde kaç defa yazdığımı artık ben de hatıriamıyo-
rum. Kitaplanmda da aynntılan ile anlatmıştım.
Türkiye-AB üyelik ilişkileri üzerinde yazı yazanlar, ka-
fa yoranlar, tam üyeliğin AB'yi nasıl ezeceğini, bozaca-
ğını ve değiştireceğini göremedikleri veya görmek is-
temedikleri sürece yaptıklan değerlendirmelerbuz üze-
rine yazı yazmaktan başka bir şey olmaz. Cumhuriyette
bir yazımda şaka yollu, "Türkiye tam üye olursa Euro-
pa'nınyerini Türopa alır" demiştim.Türkiye 20 yıl son-
ra da, 50 yıl sonra da AB'ye tam üye yapılmayacak. AB
ile Türkiye yan yana, hatta iç içe yaşayacak, aynen Is-
viçre ve Norveç gibi; onlar da AB'nin üyesi değiller.
Biz ne yapıyoruz? Bu en önemli ve belirleyici gerçe-
ği bir devekuşu gibi, kafemızı kuma gömerek görmek
istemiyoruz. Helsinki için "adaylık" hesapları yapıyo-
ruz. Adaylığın sanki tam üyeliğe bir katkısı olacakmış
gibi kendi kendimizi aldatıyoruz.
Adaylık bir aldatmaca, bir iğfal
Neden bunu yapıyoruz, insanımız neden aldatılıyor?
Bazı politikacılanmız, bazı iş çevreleri, bazı "aydınlar"
bu gerçeği bildikleri halde neden "Türkiye sanki tam
üye olacakmış gibiinsanımızı beklenti içine sokma ça-
bası içindeler?"
- Bazı büyük sermaye çevreleri "AB vesayeti altına
sokulmuş" bir Türkiye'nin kendileri için daha yarariı ve
güvenli olacağı inancındalar.
- Küreselleşmeyi savunanlar ise "AB kıskacı içine alın-
mış" bir Türkiye'nin sisteme daha kolay sokulacağını,
bu kıskaçtan kaçamayacağını düşünüyorlar.
- Bekleme odasına sokulmuş ve üzerindeki baskılar
arttınlmış bir Türkiye "azınlıklar" konusunda özerkliğe
kadar gidecek açılımlann ancak AB boyunduruğu ile
sağlanabileceğini düşünenler var. Bu, Sevr'in 1990
sonrası versiyonundan başka bir şey değü.
- Aşın dincılere gelince: Çok ılgınçtir, onlarda son yıl-
larda birdenbire "Avrupacı" oluverdiler. O ortamda da-
ha iyi palazlanıp gelişebileceklerini umuyorlar.
- AB'ye üyelik konusunun incelik ve aynntılannı pek
bilmeyen bazı aydın çevreler ise biraz da iyi niyette, "de-
mokratikleşme bu yolla hıztanır" diye düşünüyorlar.
Ben bunu, "Hindistanyeniden BüyükBritanya'nın sö-
mürgesi olursa daha demokratik olur" ifadesinden
farksız görüyorum.
Bu farklı beklentiler içinde, olmayacak bir AB üyeli-
ğini destekleyip Türkiye'yi bekleme odasında hapset-
tirmek ve iğfal ettirmek isteyenlerin ortak bir kesişme
noktası var Mandactlar, aşın dinciler ve bölücülerin
Türkiye'yi bekleme odasında "kıstırtarak", baskı yolu
ile amaçlanna ulaşmak istemeleri.
Sokaktaki insanımız işin farkında değil. Nasıl farkın-
dadsun ki! Konu biraz teknik, medya ne yazarsa, han-
gi başlığı atarsa ona inanmak zorunda kalıyor. Politi-
kacılar mı?.. Gerçeği bildikleri halde, bu yazdığım ger-
çeklerf kamuoyuna nasıl açık açık söyleyebilirler? Ay-
nen 1995'te olduğu gibi, esen rüzgânn önünekatılrrtış,
yürüyorlar. Onlann da kendilerine göre "bireysel" he-
saplan var. Aynen 1995'te olduğu gibi.
Kimlerin işine yarayacak?
Türkiye tam üye olsa A'dan Z'ye kazanacak, kaza-
nantaraf olacak. Zorunlu parayardımı akacak, milyar-
larca dolar "hibe" gelecek: Işgücümüz istediği gibi,
serbestçe AB içinde ış arayabilecek ve Türkiye bir Al-
manya gibi AB yönetiminin başına geçecek. Halbuki
şimdi 1995'teki Gümrük Birliği vesayet düzeni ile Tür-
kiye tek yanlı olarak AB'nin denetımi altında, dış eko-
nomik ilişkileri AB yönetiyor, Türkiye pazannı sonuna
kadar açmış. Ve Helsinki'de Türkiye "aday" adı altın-
da bekleme odasına sokulacak.
- "Azınlıklar" konusu halledilecek.
- Kemalizmin izleri sılinecek. Artık ulusalcı politikala-
ra gerek yok, siz yann üye olacaksınız diye bastınla-
cak.
- Bu arada ödün isteyen bazı "komşu" ülkelerin is-
tekleri yerine getirtilecek.
Geçen hafta gelen Alman Içişleri Bakanı ne dedi:
"Türkiye'nin adaylığı bütün sorunları çözecek" de-
medi mi? Yukanda andığım, AB için "sorun" olan ko-
nular çözülecek, adamcağız açık açık söylüyor. Ha-
ni nezaketen "Tam üyeliğiniz bütün sorunlan çöze-
cek" demeye bile dili varmıyor, adaylığınız diyor.
Ve Türkiye bekleme odasında iğfal edilecek, kan-
dınlacak. AB'nin Türkiye'yi bekleme odasında kıstı-
rarak isteklerini yaptırmaya çalışması çok doğal, on-
lara kızmamak gerek. Kızmamız gerekenler, içeride
bu durumun hazırlanmasına yardımcı olanlar. Kafa-
mızı kumdan çıkanp bu gerçeği görmek zorundayız.
Yoksatarih bir defa daha tekrarlanmış olur. Aynen Cum-
huriyet kurulmadan önce Osmanlı'nın Avrupa karşı-
sındaki durumu gibi.
Türkiye mandacıiann, dinciierin ve bölücülerin Tür-
kiyesi olmamalı.
HUSNU OKÇELIK
1962-1995
Gâvur, Müslüman demezdi
Kendisi için bir şey istemezdi
Yatak ölümü beklemezdı
Gitti, vadesiz gencecikken
Yığitken, güzelken, incecikken
Dört yıl önce trafik kazasında yitirdiğimız şirketimiz
ortaklanndan HÜSNÜ OKÇELIK'ı saygıyla anıyoruz.
BEYOCLU METROPOL
ÇALISANLARI
Kirienen Dünyamızı
Fidan Dikerek Arıtalım
ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON
KONTROI.İ GENEL MLDÜRLLIĞC