25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet | lmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordınatörir Hikmet Çetinkaya 0 Yazıışlen Müdûrü' tbrahim Yıldız • Sorumlu Müdür: Fikret llkiz Haber Merkczi Müdürü. Hakan Kara 6 Görsel Yönetmen Fikret Es«r tstıhbaıat: Cengiz Yüdınm 9 Ekonomi. ÖzJem Yüzak 9 Kültür: Handan Şenköken • Spor: Abdülkadir Yücelman # Makaleler. Sami Karaören 9 Düzeltme: Abdullah Yazıcı 9 Fotograf Erdoğan Köseoğlu 9 Bilgı-Belge: Edibe Buğra 9 Yun Haberlen: Mehmet Faraç Yayın Kuıulu: tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Knrtböke. Hikmet Çetinkaja, Şûkmn Soner. lbrahim Yüdız, Ortaao Bursah. Musttfa Baibay. Hakan Kara. Ankara Temsilcisı: Mustafa Baibay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks:419502''•lzmırTemsilcisi SerdarKızık, H.ZıyaBlv 1352 S.23Tel:4411220, Faks-4419117 9 Adana Temsilcisi: ÇetinYiğenoğlu, tnönüCd. 119 S.No:l Kat.l.Tel 363 12 11,Faks 363 12 15 Müessese Müdürü İ stiin Akmen 9 Koordınatör Ahmet Kornlsan 9 Mubasebe: Bülent Yener 9 tda- re Hüseyin Gürer 9 Bılgı-lş- lem: Naİl lnal 9 Satış: Fazilet Kuza MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Cülbin Erdunın # K-oordınatör Reha Işıtman # Genel MüdurYardîHvcıs SevdaÇoban Tel. 514 (T 53 - 5139580-5I384«Kl.Faks 5138463 la>sn ve Basan: Yem Gun Haber Aıansı. Basın ve Yayıncıhk A Ş C2JI Cad >v 41 Cağalcğlu 34334 Istanbui PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks: (0^121 513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 15KASIM1999 lmsak:5.14 Güneş: 6.44 Öğle: 11.56 tkindi. 14.30 Akşam: 16.54 Yatsı: 18.18 Bambi ödülleri • Haber Merkezi - Almanya'nın başkenti Berlin'i yine bir ödül töreni için uluslararası üne sahip sanatçılar doldurdu. Önceki gün gerçekleşen şeleneksel Bambi Medya Ödülleri. 1999yılmdada sahiplerini buldu. ABD'lı sinema sanatçısı Goldie Hawn, kendisine layık görülen ödülü, Fransız moda tasanmcısı Jean Paul Gaultier'e gösterirken coşkusunu gizleyemedi. Törende ABD'li ünlü şarkıcı NVhitney Houston' da, MTV Avrupa'dan sonra aldığı Bambi ödülüyle de dalının en iyisi olduğunu kanıtladı. Burda dergisini yayımlayan grubun düzenlediğı Bambi ödülleri her yıl yerel ve uluslararası şöhretlere veriliyor. Çizgi poman nostaljisi • ANKARA (AA) - 60'lı yıllarda 50 Kuruş"a satılan Teksas, Tommiks, Mister No ve Kaptan Swing gibi macera dolu çizgi hikâyeler, bugün 4.5-5 milyonluk fiyatlanyla cep yakıyor. Avrupa'daki ilk baskılan 1965 yılında yapılan resimli hikâyelenn basıldığı kâğıt. odun hamurundan (wood-pulp) yapıhyordu. Ucuz kâğıt kullanıldığı için fiyatlan uygun olan çizgi romanlar, büyük kitleler tarafından satın alınıp zevkle okunuyordu. Türkiye'de bir dönem Tay Yayınlan ve ardından Alfa Yayıncıhk tarafından çıkanlan hikâyeler, bugün Aksoy Yayıncılık tarafindan okuyucular ile buluşturuluyor. Fpkat çizgi hikâyeler. ilk örneklerinin aksine cıltli olarak. 1. smıf hamura basılıyor ve 4 milyon 500 bin liraya satılıyor. Fiyatlann pahalı olmasının nedeni ise, 'korsan yayıncılar ile mücadele' olarak açıklanıyor Barajlar ve raîting • YUSUFELt(AA)- Çoruh Nehn üzerinde yapımına geçen yıl başlanan Denner Barajı ve yapırru projelendirilen 4 ayn barajın nehirde rafting yapılmasını olumsuz etkileyeceği bildirildi. Artvin'in Yusufeli ilçesinde bulunan K.ayak-Rafting-Dağcılık thtisas Spor Kulübü Demeği Başkanı Sırali A\dın, Güney AİTİka'daki Zambezi Nehri'nden sonra raftinge en uygun parkurun Çoruh Nehri'nde bulunduğuna dikkati çekerek "Yöreye çeşitli ülkekrden yılda 5 bin civannda yabancı, rafting yapmak için geliyor. Bu sayı her yıl artıyor. Rafting göz önünde bulundurularak proje yeni baştan revize edilirse hem enerji üretiriz hem de rafting devam eder" dedi. Kemer uyaracak • VVASHINGTON (AA) - Fazla yemek yiyerek kilo sorunu çekenler. bundan böyle bellerine takacaklan elektronik kemerin uyansıyla daha az yemek yiyebilecek. Amerikalı diyet uzmanlannm buluşu olan 'Slim Smart' adındaki elektronik kemer. kilo almak istemeyen oburlara, ihtiyacı kadar yemek yediklerini titreşimlerle haber veriyor. Elektronik kemenn işler duruma geçmesi için. üzerinde yer alan küçük bir düğmeye basmak yetiyor. Dünyada 143 milyon diyabetli olduğunu açıklayan WHO'ya göre 2025 yılmda bu rakam 300 milyonu bulacak EHyabetin maKyeti tarbşıhyor SAADETUSLU Günümüzde dünyada 143 milyon diyabet- li bulundugu tahmin edilirken, ülkeler hasta- lıgın maliyetini düşürmek için çalışmalar ya- pıyor. Uzmanlar, rnaliyetin düşürülmesi için hastahğa bağh olarak ortaya çıkan sorunlann engellenmesi gerektiğini vurguluyor. ABD'de diyabetli bir kişinin 3 yıllık tedavisi 11 bin do- lan bulurken bunun yanında kalp, >r üksek tan- siyon varsa maliyet 44 bin dolan geçiyor. Insülinin keşfedilmesini sağlayan Frede- rick Bantingin doğum günü olan 14 Kasım Dünya Diyabet Günü'nde bu yıl hastalığm maliyeti tartışılıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Diyabet Federasyo- • ABD'de diyabetli bir kişinin 3 yıllık tedavisi 11 bin dolan bulurken, bunun yanında kalp, yüksek tansiyon varsa maliyet 44 bin dolan geçiyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu, devletlerin hastahğın maliyetini gözden • geçirip hizmetlerini biçimlendirmesi gerektiğini vurguluyor. nu'nun (IDF) verilerine göre 2025 yılında dünyadaki diyabetli sayısı 300 mityonu bula- cak. Gelişmekte olan ülkelerde diyabetlilerin çoğunun üretken yaş grubunda olması bekle- nirken, gelişmiş ülkelerde yoğunluk 65 yaş üs- tünde görülecek. WHO. diyabetlilerin yüzde 90'ını oluşturan Tip 2 diyabetlilerin yansın- dan fazlasının henüz tespit edilemediğini, bu kişilerde diyabete bağh bozukluklann görü- lebileceğini vurguluyor. Devletlerin hastahğın maliyetini gözden geçirip hizmetlerini biçim- lendirmesi gerektiğini vurgulayan Dünya Sağ- lık Örgütü ve Uluslarası Diyabet Federasyo- nu, şu tespitlerde bulunuyor "Her tophımda diyabete bağb olarak uzun dönemde ortayaçıkan bozukluklan engeDemek büyük bir ekonomik fayda sağlayacakür. Mad- di açıdan engellenmesi en kolay olan diyabet bozukluklan göz rahatsızhklan, ayak yarala- n ve ampütas\onlandır. Diyabetlilerde etkili bir ayak bakınu hastaneye gitme sayısuu, has- tanede kalma süresini ve ampütasyon oranını yüzde 50'lere kadar azaltıyor. Dıyabetfiyi has- tane dışuıda da kontrolünü sağlayacak "pay- laşılmış' bakımsistemkritedavideverirniart- Unp maliyeti düşürmeninen i>i yohı olarak su- nulmaktadır.'' Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Diya- bet Federasyonu, diyabetten kaynaklanan ye- tersizlik, sakathk, erken emeklilik gibi du- rumlann hastahğın asıl maliyeti kadar tuttu- ğuna da dıkkat çekti. Diyabetin toplumda yan- lış algılanması nedeniyle bazı diyabetlilerin iş ararken zorluklarla karşılaştıklanna deği- nen iki kuruluş, devletlerin eşitliği sağlama ko- nusunda çalışmalar yapması gerektiğini vur- guladılar. ABD"de diyabetin doğrudan ve dolaylı ma- liyetinin 1997 yılında 98 milyar dolar olduğu belirtildi. Etkin birbirleşme olmaması duru- mundahastahğın önümüzdeki yıllarda salgın halini alacağını da vurgulayan kuruluşlar, şu görüşleri dile getirdiler: "Başan ancak ve ancak dhabetüJeri, ai- klerini, sağlık bakım ekibi üyelerini, toplu- mu, sağlık sigortası yapanian, sağlık bakım sektörü tüketicilerini ve tkari sektörü de içe- ren sağhk bakım sisteminin bütün kişilerini birleştirmek ve eğitmekle dde edUebilir." Türkiye Diyabet Tedavi veEğHİmVakri,'14 Kasım Dünya Diyabet Günü' nedeniyle İstanbul'da ücretsiz kan şekeri taraması yaptı. Vakfin organize ettiği Diyabet Gemisi' ile Kadıköy, Eminönü, Beşiktaş ve L sküdar tskelelerinde; 'Diyabet Tramvavı'yla da Suhtanahmet- Zeytinburnu hattında di\abet taraması ve kan şekeri ölçümü yapüdL Yurttaşlara diyabet konusunda eğitici matenaller dağıtan Türkiye Diyabet Tedavi ve Eğitim Vakfi'nca yapılan açıklamada, Türkive'deki diyabetii sayısının en az 2^ mirvon olduğu belirtilerek birçok kişinin hastauğmdan habersiz olduğuna dikkat çekfldL Dünya Diyabet Günü, nedeniyle birçok ilde de etkinlik düzenlendi 18 YAŞIN ÜSTÜNDEKİLERE TEST ÇUBUCt] YOK Çocuklarda psikolojik sorunlara yol açiyor Erken teşhis hastahğın seyrinde belirleyici Yaşam sürdürülmeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı SülejTnan Demirel, di- yabetle yaşamamn, her şeyden önce bir bilinç işi olduğunu belirtti. Demirel, 'Dünya Diyabet Günü' do- layısıyla yayımladığı mesajda, diyabe- tin içinde bulunulan yüzyılda artış eğı- liminde olduğunun gözlendiğini ifade et- ti. Demirel, gûnlük hayatı paylaştığı- mız her 10 kişiden binnin diyabet has- tası olmasının, bu hastalık hakkında herkesin daha çok bilgi edinmesini ve doğru bir şeküde yönledirilmesini zo- runlu kıldığını kav - dederek her geçen gün doğrudan ya da dolaylı olarak daha çok insanı yakından ilgilendiren bu du- rumun, dünyadaki birçok sağlık kuruluşunu harekete ge- çirdiğini, diyabetlinin yaşamını normal koşullarda sürdürebilmesine yönelik programlar gelışririldiğini vurguladı. Diğer tüm hastahklarda olduğu gibi erken teşhisin, diyabet hastahğının sey- rinde de belirleyici bir unsur olduğunu ifade eden Demirel, erken teşhisin ya- m sıra doğru tedavi yönteminin belirle- nerek uygulanmasınm da diyabeti cid- di bir hastalık olmaktan çıkaracağını belirtti. Diyabetin. ciddi olduğu kadar tehli- keli ve etkileri çok yönlü bir hastalık ol- • Günlük hayatı paylaştıgımız her 10 kişiden birinin diyabet hastası olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, dünyadaki birçok sağlık kuruluşunun diyabetlinin yaşamını normal koşullarda sürdürebilmesine yönelik programlar geliştirdiğini sÖyledi. duğunu vurgulayan Demirel, şunları kaydetti: " Diyabetle yaşam her şey den önce bir bilirıç işidir. Bu bakımdan \ aşamını da- ha da kolay laştırmak kişinin kendi elin- dedir. Aynca. belirlenen teda\i > öntemi- nin gereklerinin kişi tarafından bilinçli bir şekilde yerine getirilmesi de yaşamı daha sağlıklı ve daha kola> bir hale ge- tirebilmenin önemli bir şartını oluşturmakta- dır. Kişinin kendi has- talığını izknebilmesi için gereken egitimin veril- mesi ve buna bağh ola- rak hasta olmasından kaynaklanan endişele- rinin ortadan kaldınl- ması, diyabetlinin öz- güven kazanmasırun en temel koşuludur. Diya- betlinin. hastalığından ötürü kendisini diğer üısanlardan farkh gör- mekten kurtulup yaşamında gereken düzenlemeleri yapması, ona sağlıklı ve uzun bir hayat sürdürebihnesinin yolla- nnı da açacaktir." Bu arada Izmir'deki diyabetli çocuk- lar için Ege Pediatrik Endokrinoloji Der- neği tarafından Devlet Tiyatrosu Ko- nak Sahnesi'nde, 'Denizin Dibinde Zil' adlı çocuk oyunu sahnelendi. Devlet Ti- yatrosu fuayesinde bir diyabet standı da oluşturuldu. Ege Pediatrik Endokrino- loji Derneği'nin üyesi doktorlar diyabet- li çocuklara hastalık hakkında bilgi ver- diler. sorulannı yarutladılar. Türkiye 'de 5 milyon hasta Özeîlikie çocuk yaş- iarda başlayan durum- îarda yaşam boyu insü- lin kullanımını gerekti- ren diyabetin durumu rakamlarla göz önüne seriliyor. Diyabetli has- ta sayısı dünyada 150, Türkiye'de ise bu rakam hasta olduğunu bilme- yenlerle bırlikte 5 mil- yonkişiyibuluyor. Has- talıkla ilgili bazı rakam- lar şöyle sıralanıyon - Avrupa'da 20 >-aş üs- tü körlük nedenleri için- de birinci sırada, - Ölüm nedenleri ara- smda Türkiye'de üçün- cu, ABD'de dördüncü sırada, - Amenka'da diyabet yüzünden biryılda aya- ğı kesilenlerin sayısı Vi- etnam Savaşı'nda ayağı kesüenlerden fazla, - Böbrek yetmezliği nedeniyle hemodıyaliz cihazına bağlananlann üçte biri diyabetli, - Evde bakım olması durumunda körlüklerin yüzde 70, böbrek yet- mezliğinin ise yüzde 50 oranında azaidığı tespit edilmiş. st. Vincent Milenyum Cözümu 'Diabeûüertopluma kazandmltnalı' Diyabetli hastalann du- rumlan ve yapılması gere- kenlerle ilgili olarak 10 yıl önce imzalanan St vincent Deklarasyonu bu yıl İstan- bul'da toplandı. Tüıkiye'nin de altına imzaattığı dekla- rasyonla ilgili olarak yapı- lan toplantı sonucunda "St Vincent Milenyum Çözü- mü" başlıklı Istanbul Bil- dirgesi yayunlandı. WH0 adına J. Asvall. IDF adına Avrupa Bölge Başkanı Massimo Beredetti ve Tür- kiye adına Sağlık Bakanı Osman Durmuş ve Prof. Dr. TemelYümaz'ın imza- ladıklan bildirgenin mad- delen şöyle: • Diyabetli bireylerin toplumda temsil edilebil- mesi için temel insan hak- lanndan yararlanabilmesı garantı altına alınmalıdır. • Diyabetli kişilerin tıb- bi ve sosyal gereksinimle- ri, insan kaynaklannın eşit dağılımının sağlanması ile karşılanabilir. • Geçmiş deneyimler- den elde edilen bilgilerin gelecekteki diyabet takip vetedavisinde kullanılma- sı sağlanmalıdır. • Diyabetliler yalnızca hizmetin sunulduğu birey- ler olarak algılanmamalı, diyabet tedavi ortaklığmın bir üyesi olarak kabul edil- meli ve kendilerini iyi his- setmeleri için yeterli bilgi verilmelidir. • Sorunlan ortadan kal- dırmak. hareket planı oluş- turma maksadı ile sağlık- çılar. politikacılar, idareci- ler, endüstri temsilcileri ve hastalan kapsayan birortak- hk oluştunılmahdır. tstanbul Haber Servisi - Büyiiklerin aksine yaşam bo- yu ensülinkullanmak zorun- da olan çocuk dıyabetikler, sosyal güvenceleri olsa bile 18 yaşından sonra bazı im- kânlardan yoksun kalıyorlar. Bağkur, Emekli Sandığı ve SSK güvencesi altında olan hastalar 18 yaşından sonra test çubuğu alamıyor. Çocuk ve Adolesan Di- yabetikler Demeği Başkanı ve tstanbul Tıp Fakültesi Ço- cuk Hastalıklan ögretim üye- si Prof. Dr. Hülya Günöz, çocuklann yetişkin diyabe- tiklerden aynlması gerekti- ğini söyledi. Çocuklannçok hareketli olmalan nedeniy- le hastahğın kontrol edihne- sınin zorlaştığını vurgula- yan Günöz, "Çocuklar bü- yüklerden farkh olarak de- vunfa ensülin ahyorlar. Bu- günkü übbuı olanaklannda bu, enjeksiyon yöntemiyle ohtyor. Çocuklar ortalama günde 4 kez ensülin almab- lar ve 3-4 kez paraıaklann- dan kan şekerierini ölçmele- ri gerekiyor. Bu, çocukta psi- kotojik sorunlara nedenola- biüyor" diye konuştu. Ço- cuklardaensülin tedavisinın düzenlı olmaması durumun- da kalp, böbrek ve gözde so- runlann ortaya çıktığını be- lirten Prof. Günöz, en bü- yük sorunlannın diyabetin hâlâbelli biryaşta iyileşir gi- bialgılanması olduğunu söy- ledi. Hülya Günöz. u Bu sü- reküve pahalı birtedavi Has- ta, yaşamı boyunca ensülini almak zorunda. Almadığı zaman çeşitlisorunlarla kar- şılaşması mümkün. L lkemiz- de hâlâ testçubuklan 18 ya- şm üstündekilere verümrvor. Bu sorunun bir an önce aşü- ması gerekiyor'' dedi. Risk gruplan önemli Kardeşı diyabet olanlann birinci derece. annesi veya babası diyabet olanlann ise ıkinci derece risk grubu ara- sında olduklannı söyleyen Günöz, bu kişilerin kontrol altına alınmalan gerektiğini belirtti. Prof. Günöz, yatkın- lığı olanlann çeşitli çevresel faktörlerin etkisiyle hastalı- ğa yakalandıklannı ifade et- ti. Günöz, henüz kesin teda- visi olmayan diyabetle ilgi- li çeşitli araştırmalann yapıl- dığmı bildirdi. SÖYLESİ ATTİLÂ İLHAÎ İngiliz 'Tezgâhı' e-posta : tan @ prizma. net tr Ruslar, bizim edebiyat neslimizi, başka türiü et- kilemişti: o yıllarda, 'Dünya Muharrirlerinden Tercümeler Sen's/'nde, Rusçadan üst üste çeviriler yayımlanıyor, ya Mustafa Nihat'ın kalemınden, ya Hasan Âli Ediz'in kaleminden: Dostoyevskiy.Tur- geniyef, Gogol, Çehof, Gorkiy, hatta Şolokhof ya daZoşçenko! '40 Karanlığı'nın yatılı öğrencileri, so- ğuk yatakhanelerinin çıplak aydınlığında, o roman- lardan bazı cümleleri, ezbere okurlardı: "-...sen Aleksiy Maksimiç, hırsızlığa alışma; görüyorum ki senin yolun başkadır, sen, maneviyât adamı- sın!"; yâni, Maksim Gorkiy'in ünlü üçlemesınin son kitabı, 'Benim Ünrversrteterim'den. 'Hırsız' Başkin'in, Alyoşa'ya (Genç Gorkiy'e) söyledikieri; ya da, 'Ka- ramazof Kardeşler'den. 'Ecinniler'den Dosto- yevskiy'in akla durgunluk veren 'asabiyeti'; hep- sinden, her biri, birbirinden ilginç 'kahramanlar': Ni- kolay Stavrogin, Şigaliyef, Klim Samgin, Dimit- ri Karamof, Kukuşkin, Netoçka Nezvanova ve di- ğerieri. 30'lu yıllar, Avrupa'nın dcjğusu, bir inkılâp coğraf- yasr. Moskova, Bolşevik thtilâli; Ankara, Anado- lu Ihtilâli: Gâzi'nin deyımiyle, emperyalizme kar- şı müşterek mücâhedât'; o kadar 'müşterek' ki, iki ülke 'birieşikkaplargibi', beraber sanayileşiyor- lar; bolşevik diye Avrupa'nın 'ittiği' Sovyetler Bir- liği'ni, Milletler Cemiyeti'nde, Türkiye Cumhuri- yeti'nin Dışişlen Bakanı Tevfik Rüştü bey temsil edi- yor; Cumhuriyet'in 10. Yıldönümü şenliklerinde, SSCB'nin gözde kumandanı, Voroşilof, Çanka- ya'da, Gâzi'nin misafiri; 'Ankara Türkiye'nin Kal- bidir' belgesel'i, Yutkeviç imzasını taşıyor. Bilir mi- siniz ki, 'II. Dünya Savaşı' yıllannda olsun, 'Soğuk Savaş' sırasında olsun; 'Gâzi Cumhuriyeti'nin bu gerçeğıni' dile getirmek, adeta bir ihanet sayılırdı; Ankara, Osmanlı gafletinin 'safh-ı mâili'ne düş- müş, eski ve yürekler acısı bir Tanzimat 'yanlışı'na kayıyordu: üstelik, Ingiliz'in tezgâhladığı, eski bir 'yanlış't bu! Osmanlı'yla Moskofu kapıçtırmak! Bakar mısınız, bir zamanlar bunu, nasıl anlatmı- şım: "...önce, doğru teşhisi XIX. yy'da Devlet-i Aliy- ye, eski satvetini kaybetmiştir. Birbirini ızleyen ye- nilgiler; hepsi mülk'ün aleyhine. Karlofça, Pasarof- ça, Kaynarca Anlaşmalan; Osmanlı askeh üstün- lüğünün, artıksona erdiğini gösteriyor. Öyleki, Hris- tiyan, kapitalist ve emperyalist Bat için, eski 'Şark Tehlikesi',yavaşyavaş, 'paylaşma'anlamınagelen, 'Şark Meselesi'ne dönüşecek; gerçek tehlikeyi, git- tikçe yayılan, yayıldıkça güçlenen Rusya oluştura- caktır..." "...o zaman Batı'nın yapacağı basrt: güçten düşen devlet-i Aliyye'yi denetimi altında tuta- rak, Rusya'ya karşı kullanmak! Osmanlı'ya kabul ettihlen Tanzimat fikhnin ardında yatan stratejik he- sap budur, nitekim Reşit Paşa'nın özel kâtibi M. Cor, bunu saklamıyor: '-...Fransa ve Ingiltere için, Tür- kiye'yi Rusya'ya karşı bir engel oluşturma zorun- luluğu içinde düşünüyoruz'. Bunun pratikteki so- nucu, XVIII. yy'a kadar savaşlannı, Batı'da Avus- turya/ Macaristan, Doğu'da Iran'a karşı yürüten Osmanlı Devleti'n/n, artık münhasıran Rusya ile sa- vaşması olmuştur: 1768'den, 1918'e kadar, tam al- tı kere!.." ('Hangi Batı', 5. Basım, s.200, Bilgi Yayı- nevi, 1999) Bu 'tezgâh', yayılmacı Çarlığın işine gelmişti; oy- sa Osmanlı, o zaman Ingiltere Devlet-i Fehime- si'nin ya 'kuklası', ya 'maşası' olan Tanzimat sad- razamlannın elinde. mukadder akıbetine hızla yak- laşıyordu: düşmanlığı, daha da kızıştırmak için, Pan/Slavizm'e karşı, Pan/Türkizm devreye sokul- muş; o da çözümü savaşsız düşünemediği için, işi -Osmanlı'nın aleyhine- büsbütün çıkmazasokmuş- tu: gerçek 'geleneksel' düşman, -yânı Ingiltere- ye- rini, kumazca Rusya ile değiştiriyor; hem Avrupa'lı saymadığı iki büyük devtetin yakınlaşmasını, hem de ikisinin de daha çok güçlenmesini, böyle engelliyor. Osmanlı'nın 'gaflet'i elbette Moskofunkinden büyük; düşünsenize, Rusya'ya karşı, Çarlarla 'mülkü' paylaşma pazariığı yapan, Londra'ya sı- ğınmış! Keçecizade Fuat Paşa'nın ünlü vasiyetini unutmadınız elbet: 'Devlet-i Aliyye ile Ingiltere Devlet-i Fehimesi'nin ihtilâfa düştüğünü gör- mektense, mülkün bir eyâletinin feda edilmesi evlâdır'. Batı Türklerini, Sevres çıkmazına getiren, işte bu kafadır en yakın, en güçlü muhteme! 'ortağı', 'düşman' diye almak; 'müttefik'i cehennemin fınnannda aramak! Her iki ülke içinde, bu vahim yanlışın farkına kim vardı? Ankara'da ve Mos- kova'da 'zuhur eden', iki ihtilâlci: Mustafa Ke- mal ve Vlâdimir llyiç!.. Kafkas Seddi' ve ötesi... Daha 1920 yılının Ocak ayında. Mustafa Kemal Paşa, ünlü 'Durum Muhakemesi'm, bütün ku- mandanlara tebliğ ederek, Anadolu'daki Harekât- ı Millıye için, 'Kafkas Seddi'ni kaldırmak 'zarureti- ni' gündeme alır: 'Itilâf Devletleri, Bolşevikler'le Kemalistler'in irtibatını kesmek için, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, belki Kuzey Kafkas hü- kümetJerinin bağımsızlıklannı tasdik ederek; on- lan, kendi yönlerine çevirmişler'dir; 'Kafkas Sed- di', işte bu sed, Gâzi'nin fikrince 'Türkiye Kafkas- ya'dan Bolşevik istilâsını kolaylaşbrmak ve onun- la hareket birliğini sağlamakla, Batı'dan Doğu'ya doğru, Anadolu, Suriye, Irak, İran ve Afganistan ve Hindistan kapılannı müthiş surette açmış ola- caktır'; halbuki, Ingilizler '...bu açık kapıları kapa- mak için sonuç alıcı stratejik taarruz kuvverJe- rini sağlayamazlar.' O tarihte, henüz petrol konuşulmuyor, ingittere için önemli görunen, Hindistan ve Uzakdoğu yolunun açık ve onun denetiminde olması; buna engel olan da, Türkiye ile Rusya'nın yakınlaşması; 'Kafkas Seddi' bunun için tasarianıp uygulanmış: Gâzi'ye göre, Ankara ile Moskova el ele verirse, bu sed yı- kılır; her şey, A'dan Z'ye değişir. Bildiğiniz gibi o sed yıkılmış, her şey değişmiştir. Meraklısı için NOT: Gâzi'nin, mutlaka okunma- sı gereken, -ve nedense 'Söylev ve Demeçleri'nde bulunmayan- 'Durum Muhafcemes/'nintarihi, gerçek- te Ocak 1920 değil, 5 Şubat 1920'dir; o yazıyı ka- leme aldığım sırada, tam metnı, elimde değildi, son- radan Stefanos Yerasimos'un değerii eserini okur- ken, belgeler bölümünde doğru tarihi ve tam metni buldum: ('Türk/Sovyet llişkileri/ Ekim Devri- mi'nden Millî Mücadele'ye', S.142/146. Gözlem Yayınlan.1979.) O da, dipnotunda. metni 'Harp Tarihi Vesikalan Dergisi'nden aldığım belirtmiş, Belge No.338. http-y/www.prizma.nettr/AlLHAN http^/www.bilgıyayınevi.com.tr./ailhan Faks/0-212/26019 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear