02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 1999 ÇARŞAMBA HABERLER Taziye Defterinden: Çelik Ezişçi: Sonsuz üzüntülüyüm. Ama bir o kadar da kararlı ve azimliyim. Yplunuz yolumuz, sözünüz özümüz, yazınız gözümüz olacaktır ^ \ \Siz bizhııle yaşayacaksımz'Tutuklu aileleri adına Süleyman Turan, Süreyya Kesgin: Bu defteri tu- tuklu aileleri adına yazar ve imzalar- ken sizi katledenlerin mutlaka bulu- nacak ve hesabı sorulacak diyecek konumda değilız. Ancak şunu biliyo- ruz, Uğur Mumcu, Muammer Ak- soy'u kimler katlettiyse, Ulucan- lar'daki katliamı kimler yaptıysa, Su- surluk"ta kimler vardıysa sizi de on- lann katlettiğine inanıyoruz. Susur- luk'un, Ulucanlar'ın. Aksoylar'ın, Mumcu'lann katillerinden ve sizi kat- ledenlerden hesap sorulamayacağına inanıyoruz. Onun için size rahat uyu- yun diyemiyoruz. Şimdi sıra kimde diye sorarken; Cumhuriyet ailesine başsağlığı diliyor, tüm aydın, demok- rat, devrimciyim diyenlere; SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELE- CEK diyor ve biz SUSMUYORUZ! Okurlarınızdan Fatma Uyanık: Cumhuriyet ailesine, aydınlık bilimin ışığında kaybettiğiniz yazarlannıza başsağlığı diliyor. Düşün adamlannı yok ederek karanlık emellerine ulaş- mak isteyenlere, biz okurlannız ülke- mizı genci düşünceye bırakmayaca- ğız. Gönül Ipçi (Ayrancı Lısesi ticaret meslek derslen öğretmeni): Yüreği ışıl ışıl Atatürk ve insan sevgisiyle dolu olan; laik. demokrat, çağdaş, Ke- malıst. aydın, güzel insan. sevgili ağa- beyimiz, hocamız, Sayın Taner Kış- lalı'ya yapılan hain saldınyı. şiddet- le kınıyorum... Cumhuriyet ailesine ve tüm sevenlerine bassağlığı diliyo- rum.. Kocaman yürekli. canım ağabe- yim. Sizleri Cumhuriyet gazetesinde- ki o güzel, aydınlık Türkçenizle yaz- dıgınız. gerçekleri yansıtan yazılan- nızla tanıdım. Yudum yudum okudu- ğum yazılannızı, bundan sonra artık okuyamayacağım.. Çünkü siz yoksu- nuz!.. Fakat ben ve ailem ve sizleri se- venleriniz tarafından her zaman anımsanacak ve hiç unutulmayacak- sınız...Bizleregösterdiğinizyoldade- vam edeceğiz... Acım sonsuz... Üzün- tümü ifade etmekte zorlanıyorum.. Nur ıçinde yatın!.. Her zaman sizi ör- nek aldım ve hep alacağım.. Sizleri seviyorum. Tüm Cumhuriyet ailesini çok seviyorum. Ali Akuzun (Em. Alb.): Atatürkçü, laik, demokrat. çağdaş ve aydın Tür- kiyemizin yılmaz kalemşörü Sayın Kışlalı'yı rahmetle anar. ailesine, Cumhuriyet gazetesi mensuplanna ve Türk milletine bassağlığı dilerim. Cumhuriyetimiz 76 yaşına girmiş ko- ca bir çınardır. Karanlık- güçler seni haince ve kalleşçe katletmekle bu çı- nann sadece ve sadece bir dalını kes- tiler. O caniler şunu iyi bilmelidirler ki kesilen daldan daha nice nice cum- huriyet bekçisi Kışlalılar, Mumcular, Emeçler. Ipekçiler, Üçoklar ve Ak- soylar filizlenecektir. Sen rahat uyu. Cumhuriyet şehidimiz. Ali Rıza Koç (Em. Öğrt.): Cumhu- riyet (gazete), cumhuriyetin (yönetim biçimi) okuludur. Cumhuriyet çalı- şanları bu okulun öğretmenleridir; okurlan ise (bizler) bu okulun öğren- cilenyızî Cumhuriyet okulunun öğ- retmenlerinden birinin (Sn. Kışla- h'nın) haince öldürülmesi herkes ka- dar beni de (bu okulun bir öğrencisi olarak) çok çok üzdü. Bu üzüntüm devam eylese de. öteki öğretmenleri- min Sn. Kışlalı 'nınyokluğunuhisset- tirmeyecekleri umudum sağlamdır; tamdır. Ancak. Cumhuriyet gazetesi- ni okumadaıv'okuyamadan yaşadığım günlerin üzüntüsü bu üzüntüden az değıldir. Bir başka öğretmenimiz için, böyle bir yazı yazmamak dileğiyle değerli Kışlalı'yı içımizde yaşataca- ğımızı dost da düşman da iyi bilsin. Cezmi Orhan (Ressam): llerici güçlere karşı sistemleşen bu can kı- yımlannı kınıyorum. Aslında bunlar faili meçhul değil, faili meşguldür. Bu kıy ımlann tarihin tozlu sayfalan- na kanşmasının yolu bu us yitiminin yolu. noksansız uygarlaşmak, bir do- ğa varlığı olmaktan çıkıp bir bilinç varlığı olmakla olasıdır. Bunun bir toplumda doğal ve insani bir temelle gerçekleşmesinin yolu ise ülkü ve a- maç birliği olan kuşaklann yetişmesi ile olur. Bir devlet hem özgür. çokses- li cumhuriyet çocuğu yetiştirmek id- diasında hem de kendi varhğını orta- dan kaldırmak üzere, başka kuşaklar yetiştiriyor olamaz. llla Tevhid-i Ted- risat, illa Eğitim Birliği. Çelik Ezişçi: Sizinle İstanbul Üni- versitesı'nde benim de konuk oldu- ğum bir sempozyumda tanışmış ve bir kez daha hayran olmuştum. Son- suz üzüntülüyüm. Ama bir o kadar da kararlı ve azimliyim. Yolunuz yolu- muz. sözünüz özümüz, yazınız gözü- müz olacaktır. Siz bizimle yaşayacak- sınız. SemihOzay(Avukat): Sevgili Kış- lalı için hepimizin başı sağolsun. Şid- det! Önlenmeli?! Nasıl olursa olsun önlenmeli. Selahattin Yiğit (Öğrenci): Sevgili Kışlalı, mücadeleni yüreğimizde ya- şatacağız. Öldüğünü kimse düşünme- sin. Bizimle birlıkte yaşayacaksın. Fatma S. Yüksek (Yeni Şafak mu- habiri): Prof. Dr. Ahmet Taner Kışla- h'dan 10 yıl önce BYYO'da "Siyaset Bilimi" ve "Siyasal Düşünceler Tari- hl" derslerini aldım. Bence O'nun Türkiye'yi temsil eden bir kimliği vardı. Yani, dünyayı iyi tanıyan bir aydındı, ama ulusçuydu. Içten bir inanmıştı ama laikliğin ödünsüz savu- nucusuydu. O'nu katletmeye karar verenlerin kendileri açısından "çok doğnıbirhedef seçtiklerine inanıyo- rum. Ali Ekber Ertürk (Sabah gazetesi): Hocam, hoşgörüne sığınarak söylü- yorum, herhalde sizi katledenler de 'meçhul' kalacak. Öğrencin ve seve- nin olarak anın önünde saygıyla eği- liyorum. Hüseyin Karakuş: Sevgili Kışlalı, çağdaş gelişim sürecındeki yolun zor olduğunu bizden daha iyi biliyordu- nuz. Bir de mevcut yapıyı ve kokuş- muşluğu isteseydiniz kaleminizi ikin- ci söylediğimden yana seçerdiniz. A- ma siz zor olanı seçtiniz. Sizin yolu- nuzda da yürüyecek insanlarçoğaldı. Epeyce insanian aydınlattınız. Yolu- nuz açık olsun. Rahat uyu. Necmiye Kunı (Em. Öğrt., Şair): BlR BULUT HAVALANIYOR.. Bir bulut havalanıyor/Ankara semalann- dan/Ağıdı dünyayı tutmuş./Bomba ile avlanmış günahsız/Kolu kanadı kop- muş paramparça/Kahpece vurulmuş bir KUŞ. Bir bulut/llkeli, kararlı/Yo- bazlığın üstüne/Aydın düşüncelerle yağmaya hazır olduğu unutul- muş./Bir tanesinin yok oluşun- dan/Milyonlarcası doğmuş Atatürk- çü/Laik. İnsan gibi insan olma tutku- sundan/Bir bulut havalanıyor/Yurdu- mun semalanndan elele/Bütünleş- miş/llkelerle yoğrulmuş. "Rahat uyu". sağlamıştır. Sizin aydınlık yolunuz- dan, asla ödün vermeden ilerleyece- giz. Ferihan Menendiz: Değerli Hoca- mız, yiğit insan, acılanmız her geçen gün artarken bir yenisi daha eklendi. Bizleri acıya boğanlar kendileri de acı çeksinler diyemiyorum. Çünkü bizler acı çektirmeyi istemeyen çağdaş dün- yanın insanlanyız. Değerli aydınlan- mızın bizlerden kopanlması bizleri derinden yaralıyor. Asla yılmayaca- ğız. Kara yobazlara, insanlık düşman- lanna, can alıcı, kan emici canilere ne söylesem bilemiyorum. Biz sizle- ri özleyeceğiz. Ama bayrağınızı hep dik tutacağız. Yaşasın aydınlık Türki- ye için canını siper edenler. Yaşasın bağımsız, özgür, çağdaş TURKİYE. Söyleyecek çok şey var. Fakat hiçbi- ri deftere dökmekle bitmez... Sizleri hep yüreğimizde yaşatıp, ışığınızla ülkemizi yannlara taşıyacağız. Bu bi- zim boynumuzun borcu. Rahat uyu yiğit insan, yürekli KEMALtST... Kadriye Karakuş: Canım Hocam seni çok özleyeceğim. Bir tanem se- ni kaybetmedik, hep içimizde yaşaya- caksın. Sen bizim bir ışığımız ve gü- vencemizsin. tnşallah bundan sonra hiç kimseyi kaybetmeyiz. Seni hiç unutmayacağım. Sen benim içimde- ki ışıksın. Hiçbir zaman sönmeyecek- sin. Ruhi Atak: Sayın Hocam. sen rahat uyu. Bir zamanlar Cumhuriyet gaze- tesi okuyanlan sürüyorlardı. Yılma- dık, yıldıramazlar. Cumhuriyeti bu hale getirenler utansm. Bu olaylar 1950'de başlar. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar biz Cumhuriyeti yaşataca- son halka sevgili Kışlalı olur. Ulusal onurumuzun simgesi dünya üzerinde kimliğimizin, bireysel özgürlüğümü- zün güvencesi olan cumhuriyetimi- zin yetiştirdiği yeni kuşaklar onun yo- lunu takip edeceklerdir. Cumhuriyet- çi demokrat insan Kışlalı tüm ışıklar içinde kabrinde rahat uyu. senin saç- tığın aydınlıklar orman oluyor. Ata- türkçüler, senin verdiğin ışıklarla se- nin yolundan devam edeceklerdir. Cumhuriyetçilerin, Atatürkçülerin, Türk devTİmcilerinin, onu sevenlerin ve tüm ulusumuzun başı sağolsun. Ali Kubin (Eğitim-Sen Silifke Şu- besi Başkanı): Ahmet Taner Kışlalı, bilimci siyasetçi ve gazeteci kimliği ile demokrasi savunuculuğu ile tanı- nan bir isimdi. Bu saldın toplumda kaos ve karmaşa yaratarak bundan sosyal ve siyasal sonuçlar elde etme- yi amaçlayan kirli ellerin işidir. Ve amacı açıktır. Halkj sindirmek, insan- lan susturmak, kısacası toplumu tero- rize etmektir. Ahmet Taner Kışlalı 'ya yapılan bu insanlık dışı saldınyı nef- retle kınıyor, demokrasiden yana olan herkese, bilim dünyasına, basın ca- miasına bassağlığı diliyorum. MehmetGökten(Silifke ADD üye- si): Bugün güçlü, onurlu kalemleri- mizden birini daha içimize gömdük. Atatürk'ün yılmaz bekçilerinden bi- rini daha uğurladık. Gazeteci demek. yüreği, kalemi güçlü kişi demektır. Teror ise yüreğe, beyne, kültüre gerek duymayan cani demektir. Ruhun şad olsun yürekli insan. O bayrağı bırak- tığın yerden ileriye götüreceğiz. Bekir Onuk (Öğretmen): Şiddet kimden gelirse gelsin, kime yönelik çağdaş düşünen, Atatürk ilkelerinden ödün vermeyen, tıpkı bir Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu gibi güzel insan, toplumu aydınlatma görevini en iyi yapan bir bilim adamı ve yazar. Sizlerin topluma verdiği il- keler ve aydınlanmayı çağdışı insan- lann yok etme arzulan söndüremeye- cektir. Üzüntümüz sonsuz. Yaşar Öztürk (Gazeteci): Sevgili Ahmet Taner Kışlalı, ölümlerde bir araya gelmek ne kadar acı. Yeni bir yüzyılın eşiğinde toplumlann en çok gereksinim duyduğu bilım-düşün in- sanlanmızı birbiri ardınca yitiriyoruz. Üzücü olan senin ölümüne de alışa- cağız. Güzel olan ne varsa kopanyor- lar. "O güzel insanlaro güzel aüarabt- nip gidiyorlar" diyor Çukurova'nın destancısı Yaşar Kemal. Sizleri o gü- zel atlarla yolculayamadık. En verim- li çağınızda yitirdik. Umudumuzuyi- tirmiyoruz. Biliyoruz ki Ahmet Ta- ner Kışlalı da böyle isterdi. Ne diyor büyük şair A. Kadir: "Umudumuzun çiçekleri çocuklar". Mehmet Köse (Emekli öğretmen): Değerli hocam Ahmet Taner Kışlalı. Siz ölmediniz. Ölmeyeceksiniz. Ke- malizm yolunda ebediyete kadar ya- şatacağız. Bu yolda ölmek var ama dönmek yok. Yolumuzdan dönmeye- ceğimize namus sözü veriyoruz. Ya- şama hakkmızı elinizden alanlara en iyi yanıt, sizi sizin yüriidüğünüz yol- da ebediyete götürmektir. Bu görevi yapmaya bir kere daha ant içiyorum. Göksel Bütün (Öğretmen): Ata- türkçü düşüncenin laik ve demokrat Türkiye Cumhuriyeti'nin savunucusu değerli bilim adamı Ahmet Taner Kış- Okurlanmız, ( Uğur Mumcu, Muammer Aksoy'u kimler katlettiyse, Ulucanlar'daki katliamı kimler yaptıysa, Susurhık'ta kimler vardıysa sizi de onlann katlettiğine inanıyoruz' diyor. Fatma FıratTopcuoğlu: Çok sevgi- li Kışlalı, veda etmek zor, bu şekilde veda etmek bin kez daha zor. Çok de- rin bir hüzün yaşıyoruz. Cumhuriyet ailesinin ve Atatürkçü laik demokrat tüm Türk aydınlannın başı sağolsun. Hüseyin Vahdi Ertan: Muhterem Ahmet Taner Kışlalı'ya kalkan eller kınlsın. Eşi, yavrulan, sevenleri sağ- olsun. Vatan sağolsun, millet sağ ol- sun. Tüm Atatürkçüler sağolsun. Prof. Erinç Yeldan (Bilkent Üniv. Ekonomi Böl. Bşk.): Değerli bilim insani, seni aramızdan ayırdığını sa- nan karanlık çeteler amaçlanna ula- şamayacakJar. Senin ve senden önce- ki onlarca, yüzlerce devrim şehidinin ışığı hep kalbimizde yaşayacak. Son- suz saygılanmızla. Şahin Ergûney (Kültür-Sen Basın Halkla Ilişkıler Sek.): Cumhuriyet il- kelerinin inançlı savunucusu, aydın bilim adamı, eski Kültür Bakanımız Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'ya ar- tık herkesin bildiği, ama bir türlü ya- kalanamayan gerici ve karanlık güç- lerce yapıldığı malum, kalleşçe saldı- nyı lanetliyoruz. Bağımsız, demokrat ve çağdaş bir cumhuriyet mücadele- mizden asla VAZGEÇMEYECE- ĞİZ. Şenol Kotan (Ankara CUMOK): Karanhktan korkmaktansa mum yak- mayı tercih ederim. Senin ışığında yo- lumuza de\r am edeceğiz. Süheyla Yılmaz: Sn. A. Taner Kış- lalı, sizin ve sizden önceki gerçek Ke- maİist aydınlann katli; Türkiye'nin aydmlanma sürecini durduramayaca- ğı gibi, Türk halkınm aydmlanma kar- şıtı düşmanlan ile mücadelesinde, toplumsal bilincin ivme kazanmasını ğız. Saygılar. Söke Güzeltepe köyünden. Hüse- yin Kaya: Sn. Ahmet Taner Kışlalı, cumhuriyetin ve demokrasinin yolun- dan yürüyenler sizi unutmayacak. Ay- dınlık karanlığı mutlaka yenecektir. Bûıgül ve Atagün Kâmiloğiu: Sev- gili Ahmet Taner Kışlalı, onurlu ve yürekli bir şekilde savunduğun aydın- lık yannlan, yüreklere umut ve güven veren yüzündeki aydınlığı da katarak, sonsuza kadar çoğaltarak yaşataca- ğız. Kaime-Hüsevin-Leyla-Cem- Emre: Sayılan artık çok azalan böyle güzel "insan gibi bir insaıTın kaybmdan do- layı acımız çok büyük. İyi ki vardınız. İyi ki sizi tanıdık. Bunun sevincini ve onurunu hep içimizde taşıyacağız. Si- zi çok seviyoruz. Ahmet Taner Kışlalı için Silifke? de demokratik kitle örgütlerinin imzaya açtığı defterden notlar Yüksel Bütün (Göksu Vakfi tl Baş- kanı): Hiçbir şeye yanmasam bilim adamına. yazar çizerlere, yarattıkJan ile sanatın tüm dallanna insanoğluna ışık tutan yol gösteren sanatçının ölü- müne yananm. Ab-ı hayat bulsaydım önce onlara sunardım. Anadolu ay- dınlanmasının büyük bir öncüsü, Prof. Dr. A. Taner Kışlab'yı suikast sonucu yitirdik. Şair babanın dediği gibi "Kerem gjbL.. yana yana / Ben yanmasam / Sen yanmasan / Nasıl çı- kar karanlıklar aydınUğa" kör inanç ve cehaletle mücadele sürüyor. Bay- rak yere düşmeyecek! Mahmut ÜnaJ (ADD Silifke Şube- si Başkanı): Umanz karanlık canava- nn aydınlık güneşimizden kopardığı olursa olsun şiddetle ve esefle kınan- ması ve lanetlenmesi gereken bir ol- gudur. Kınıyorum. Umanm, bu ve da- ha önceki cinayetlerin failleri tez za- manda bulunur ve arkasındaki güçler açığa çıkanlır. Fevzi Soner (Öğretmen): Onursuz- luğun kolgezmekte olduğu şu ülkede onurunu yaşamanın her saniyesinde koruyup onur mücadelesinde en başı çeken Atatürkçülüğün yılmaz savu- nucusu Ahmet Taner Kışlalı öğretme- nimize Tann'dan rahmet dilerim. Ru- hu şad olsun. AliÇakmak (Öğretmen): Atatürk- çülüğün yılmaz savunucusu Ahmet Taner Kışlalı'yı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Faili meçhul cina- yetlerin failleri bulunmadığı sürece bu tür cinayetlerin son bulacağı konu- sunda karamsanm. Sevenlenne bas- sağlığı diliyorum. HalukErtaş(Avukat): Demokratik laik cumhuriyetin ve Atatürk ilkele- rinin ödünsüz savunucusu Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah'nın acımasızca öldürülmesine elbette üzülüyoruz. Ancak bir Ahmet Taner Kışlalı öldü- rülür, binlerce Ahmet Taner Kışlalı dirilir. Ahmet Taner Kışlalı'nın tem- sil ettiği düşünceyi öldüımeye kimse- nin gücü yetmeyecektir. Kör inanç sa- hipleri asla! Estna Yılmaz(Hemşire): Sayın Ah- met Taner Kışlalı'nın kendisini kay- bettik. Ama onun Atatürk ilke ve in- kılaplanna olan inancını. laik. de- mokratik düşüncelerini asla kaybettir- meyeceğiz. Hepimizin, tüm ulusumu- zun başı sağolsun. Nail Trak (Avukat): Ahmet Taner Kışlalı cumhuriyetçi. laik, demokrat. lalı'yı katleden hainler bilmelidir ki bu tür cinayetler Kemalistlerin üze- rindeki ölü toprağını atarak Atatürk- çü düşünce yolunda daha da kararlı bir şekilde yürümelerini sağlayacak- tır. Katillerin bir an önce bulunması- nı ve yapanın yanına kâr kalmaması- nı istiyorum. Songül Saydam (Öğretmen): Yıllar önce Bilge Karasu, bir yazısında "Öltnlerin ardından yaşandığını, ölenle ölünmediğini herkes bir gün öğ- renir. Ama eksilerek, azalarak, sakat- lanarak, bir yeri koparak yaşandığı- nı'' sözlerini yazmıştı. Her güzel in- sanm yitiminde bu sözleri anımsıyo- rum. Acımasızhk ve sevgisizliğe kur- ban verdiğimiz Ahmet Taner Kışlalı, "Siyasal Çatışma ve Uzlaşma' adlı ya- pıtında Şıddete Dayalı Araçlar ve Yöntemler başlığı altında incelediği terorizmin hedefi oldu. Kışlalı, tero- rizmin kendisi gibi "masum kurban- lara" zarar verdiğini yazmıştı. Yazı- sının sonunda da, "Son olarak şunu söyleyebiliriz: Terorizm giderek top- lumdaki demokratik üetişim kanalla- nnı ükar ve bir kutuplaşmaya neden olur. Mantığuı değil duyguların öne çıktığı böyle bir ortamda geniş kitleler genellikle devletin yanında yer alır ve 'en sert önlemler'in destekçisi olur. Bu koşullar -özellikle demokrasi deneyimi az olan toplumlarda-' baskı rejimlerinin oluşmasma çok elveriş- lidir'" diyerek sanki bizleri uyarmış- tı. Ahmet Taner Kışlalı'nın kılıcı kalem. kalkanı sevgiydi. SÜRECEK GLOBALPOLÎKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU Ah! Nerde 0 Eski Dostluklar! •*• Bir süredir görüşmediğiniz bir arkadaşınızla ak- şam yemeği yiyorsunuz bir lokantada. Once âdet olduğu üzere havadan, sudan, aile, çoluk çocuk üzerine konuşuluyor. Sonra gece ilerier, boşalan ka- dehlerin sayısı giderek artarken, söz dönüp dolaşıp her ikinizin meslek yaşamına geliyor. "Nerede çalı- şıyorsun?", "Ne yapıyorsun?" vb. Bir aşamada ar- kadaşınız, cebinden matbu bir kâğrt çıkanp size uzatıyor ve utana sıkıla "Yanlış anlama ama" diye- rek bir şeyler anlatarak, kibarca bunu imzalamanızı istiyor. Içkiden ve günün yorgunluğundan olacak, önce hemen anlamıyorsunuz. Sonra durumu kav- rayıp "Hiç önemli değil takma kafana" deyip, siz de cebinizden benzer bir kâğrt çıkanp imzalaması için arkadaşınıza uzatıyorsunuz. Ne siz ne de arkadaşı- nız gizli ajan filan değilsiniz, ama yine de "masada konuşulanlan üçüncü şahıslara açıklamayacağını- zı" taahhüt ettiğinize ilişkin belgeleri imzalıyor, cep- lerinize koyup, içiniz rahat, sohbetinize devam edi- yorsunuz. Bu küçük hikâye size çok mu garip geldi? Gel- mesin. Wall Street Journal'ın aktardığına göre, son yıllarda, bu tür "Non Disclosure Agreement"\ara (NDA) akşam yemeklerinde, düğünlerde, hatta bar- larda giderek çok daha fazla rastlanılmaya başlan- mış. Bu uygulama ilk önce "Slicon Valley" (ABD'de bilgisayar endüstrisinin araştınma-geliştinne mer- kezi olan bölge) çalışanlan arasında ortaya çıkmış, giderek iş çevrelerinde yayılmaya başlamış. Bugü- ne kadar, 50 eyalette çeşrtli davalarda hâkimler bu anlaşmalann geçerliliğini tanımışlar. Yüksek tekno- loji alanında danışmanlık yapan Mark Macgilliv- ray'e göre bugün, artık, NDA kâğrtlan, cebinızde taşımanız gereken, araba anahtan, kredi kartı gibi krrtik malzemeler listesinin içine girmiş durumda (WSJ 5-6/11). Bir taraftan, piyasada ayakta kalmak, şirketlerin hisse senetlerinin düzeyini korumak zoriaştıkça, di- ğer taraftan, bilgisayar, iletişim, uydu, Intemet vb. teknolojisi alanında, yeni buluşlar, yeni yönetim tek- niklerinin gelişmesi hızlandıkça, şirketlerin birbirle- rine karşı marjinal üstünlüklerte rekabet ettikleri bir ortamda, en ufak bir bilgi kınntısının önemi artıyor. Bilgiyi denetlemek, hatta neyin, kimin işine, ne za- man, nasıl yarayacağını kestirmek de giderek zor- laştıkça paranoya yaygınlaşıyor, salt şirketin üretim bilgilerini korumak yetmiyor, belli ki artık bütün bir akşam yemeği boyunca yapılan konuşmanın tümü- nü denetim attına almak gerekiyor. Dostunuz, sizin bilginizi size karşı kullanmaya aday potensiyel ra- kip, hattagammaz olarak karşınıza çıkıyor. O zaman gelsin NDA. Artık, akrabalannıza, eşinize imzalattı- ğınız bir belge olarak NDA, NetScape yönetimin- den Kent VValker'in ifadesiyle. "ortaçağda kullanı- lan mumlu mührün 21. yüzyıldaki karşılığı" adeta. Kimileri ellerinde onlarca NDA biriktiriyorlar ve böy- lece kendilerini daha bir güvenlikte hissediyorlar. Sanınm tüm bunlan, bilgi işlem ve iletişim tekno- lojisi alanında yaşanan "teknolojik devrim" süreci- nin insan ilişkileri üzerindeki kimi etkileri bağlamm- da değerlendırebiliriz. Değertendirebiliriz, ama şu paradoksu da görmezden gelemeyiz: İletişim ve bil- gi işlem teknolojisindeki "devrim" piyasa ilişkileriy- le birleşince, kimi "iyimseherin" beklediği gibi açık- lık, özgürlük, bilgi-demokrasisi getirmiyor. Bireyin bi- reyle kıyasıya rekabet içinde olduğu, "itin iti yedi- ği", "herkesin yalnız öldüğü", "her koyunun kendi bacağından asıldığı" bu dünyada, dayanışma ve dostluklann yerini, paranoyak ilişkiler ve bunlann getirdiği, bundan böyle günlük yaşamın en özel ve hatta "banal" alanlanna kadar sızan yasal kontrat- lar alıyor. Ne kadar ilginç değil mi? Işin aslına bakarsanız, bu yukanda aktardığım iliş- kiler ne o kadar ilginç ne de sanıldığı kadar yeni. Ba- kınız, Thomas Hobbes 1651 'de yayımlanan Levi- athan isimli kitabında, yeni şekillenmekte olan ana- malcı toplumun yarattığı insan cinsi üzerine ne ya- zıyor: "Eğer alışveriş için bir araya gelmişseniz her insan diğen ile değil onun işiyle ilgilenir. Eğer bir mevkiye atanmanız söz konusuysa, o zaman piya- sada ortaya çıkan, bu sınırlı, gerçek sevgiden da- ha çok kıskançlığa dayanan dostluklar dahi unutu- lur. Hatta birsürü siyasi fraksiyon ortaya çıkar, ama iyi niyet asla! Eğereğlenmek, iyi vakit geçirmek söz konusuysa, insanlar diğer insanlann eksikliklerine, içine düştükleri utandıncı durumlara gülerier. Böy- le toplantılarda, orada olmayanlar hakkında dedi- kodu yapılır, bütün yaşamlan, davranıslan, sözleri irdelenir, yargılanır ve mahkûm edilir. Orada olan- lardan biri aynlsa o da hemen bunlardan nasibini alır." (1968 basımı, Citt: II, Sf. 2-3, ben serbestçe çe- virdim.) Işte piyasa ilişkilerinin insani bu. Rekabetçi, bir- birine düşman, kuşkucu, dedikoducu ve parano- yak. Bunun üstüne, şeylerin yanı sıra bilginin de meta olduğu bir ilişkiler ağı, bilginin üretimini, dola- şımını hızlandıran yeni birteknoloji ekleyin. Thomas Hobbes'un betimlediği insan türünün ilk tepkisi, bil- giyi serbestçe dolaştırmak, bir dayanışma içinde toplumsal çıkar için kullanmak, toplumsal özgür- lüklerin genişlemesi için çabalamak değil, hemen kâr-zarar endeksi içinde denetlemek, sahiplenmek, kimseye kaptırmamak için tedbir almaya girişmek oluyor. Bilgi çağı denen şey, neden farklı, önceki dö- nemlerden farklı bir sonuç yaratsın, insan mal değil de bilgi alıp satmaya başladı diye? Anamalct eko- nomik yaşamın temel kurallan, "hakikati", 1600'ler- den bu yana değişmemiş olduktan sonra. Kışlalı elestirisi 'Hükümet Meclis'i bilgilendirıneli' 4 ANKARA(Curahuriyet Bürosu)-TBMM Başkan- vekili Murat Sökmenoğlu, gazetemiz yazan Ahmet Taner Kışiah'nın katlınden sonra hükümetin Meclis'i bilgilendirmemesini eleş- tirdi. Sökmenoğlu.İçişlen Bakanı Sadettin Tantanı, Meclis'i bilgilendirmeye çağırdı. TBMM Genel Kuru- lu'nda, Kışlalı cinayetiyle ilgili söz alan MHP Malat- ya Milletvekili Naıruk Ha- kan Durhan'ın konuşma- sından önce açıklama ya- pan Sökmenoğlu, cinaye- tin üzerinden bunca zaman geçmesine karşın, hükü- metin hiçbir şekilde Mec- lis'i bilgilendirmemesinin büyük eksiklik olduğunu vurguladı. Sökmenoğlu, bu konuda genel göriişme açılmasını istedi. Kışlalı cinayetiyle ilgili gündem dışı söz alan Dur- han ise ulkenin terör soru- nundan kurtanlması için mutlaka güç birliği yapıl- ması gerektiğıni belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear