Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5EKİM1999SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ODTÜ açıhşında konuşan Rektör Prof. Dr. Suha Sevük devlet sistemine ağır eleştiriler yöneltti
6
Yolsuzhığa gözANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ODTÜ Rek-
törû Prof. Dr. Suha Sevük, devlet kurumlannın si-
yasi partüerin arpahğı haline gelmesini eleştirir-
ken, yandaşlannın yolsuzluklanna göz yuman ik-
tidarlara da tepki göstererek, Türkiye'de yasa ve
kurallann uygulanmadığına dikkat çekti. Marma-
ra depreminin devletin yönetim sisteminin verim-
li işlemediğıni ortaya koyduğunu kaydeden Se-
vük. "Siyasikrimiz niçin toplumun en çok giiven-
diği kurumun Türk ordusu okiuğunu düşünmek
zorundadır. Bunun nedenleri mitolojik değüdir"1
di-
ye konuştu. Yeni öğretım dönemının ılk açılış der-
sini vermek üzere ODTÜ'ye gelen Yunanistan
Rektörler Komitesi Başkanı Prof. Dr. Spyros Kyrit-
siz. iki ülke arasındaki yakınlaşmaya koşut olarak
bilim. çevre. ekonomi ve sanat konulannda işbir-
liği yapıjması gerektiğini kaydetti.
ODTÜ'de yeni öğretim dönemi Kongre Merke-
zi'nde yapılan açılış töreni ıle başladı. Törene Yu-
nanistan Rektörler Komitesi Başkanı Prof. Dr.
Sypros Kyritsiz ve Yunanlı öğretim üyeleri de ka-
tıldı. ODTÜ Görsel. İşitsel, Uygulama ve Araştır-
ma Merkezı tarafından hazırlanan iki ülke arasın-
daki ortak kültüre dikkat çeken bir belgesel izlen-
dı. Törenin açılış konuşmasını yapan ODTÜ Rek-
törü Prof. Dr. Suha Sevük. 17 Ağustos'ta gerçek-
leşen depremin Türkiye'de devletin yeterince de-
neyım birikimıne sahip olmadığını. halkın da dev-
lete güven duymadığmi gösterdığini söyledi. Tür-
kiye'de kentlenn plansız geliştiğine, yapılann de-
netimsiz inşa edildiğine dikkat çeken Sevük, dev-
letin deprem sonrasındaki müdahalede geciktiği-
• ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Suha Sevük, 17 Ağustos'ta gerçekleşen depremin
Türkiye'de devletin yeterinee deneyim birikimine sahip olmadığını, halkın da
devlete güven duymadığını gösterdiğini söyledi. Türkiye'de kentlerin plansız
geliştiğine, yapılann denetimsiz inşa edildiğine dikkat çeken Sevük, devletin
deprem sonrasındaki müdahalede geciktiğini, daha sonra da etkin koordinasyonu
sağlayamadığını vurguladı.
ni, daha sonra da etkin koordinasyonu sağlayama-
dığını vurguladı. Sevük, bunun nedeninin demok-
ratikleşme sürecinin siyasi partilerce yozlaştınl-
masından kaynaklandığını kaydetti. Demokrasiye
geçiş sürecindeki ilk yıllarda özgürlüklerin geniş-
letilmesi yerine, bürokrasinin karalandığını ve za-
yıflatıldığını anlatan Sevük. şöyle konuştu: "Böy-
le bir ortamda siyasi partikrin himayeci pratikle-
ri, genedikle parti yandaşlanrun kurailan aşmala-
nna hatta yolsuzluk yapmalanna göz yumulması
biçiminde gerçekleşmektedir. Türkiye'de siyasi ik-
tklariar. iktidar olmayı, bürokrasiyi kendine yakın
siyasallaştınlmış kişilerie doldurmak olarak gör-
dükierinden liyakata göre oluşan atama ve terfi sis-
temine davalı bir bürokrasi ve dene>im birikimi
gerçekleşememiştir."
fc
Slvil bürokrasi'
Türkiye'deki yönetim sisteminin yeniden yapı-
landınlarak. liyakata dayalı dinamik bir sivil bü-
rokrasi kurulmasıni isteyen Sevük, hiyerarşik bir
denetim toplumu yerine, yatay ilişkileri güçlü bir
toplum yaratılması gerektiğini anlattı. Sevük, dep-
rem sonrasındaki sosyal uyanış ile PKK'ye indi-
rilen ağır darbenin Türkiye'ye uzun zamandır ara-
dığı ortamı sağladığını belirterek, "Savunma gü-
dûlerimiz Uedaraltrjğımtz demokrasi ve insan hak-
ian suııriannı genişletip. hırpalanan toplunısal do-
kumuzu onarmanıız gerekmektedir. Türkiye, dev-
letinegüventneyen bir halk ve halkmagüvenmeyen
bir devlet görüntüsü ile 2000'li yülara ginnemeli-
dir" diye konuştu.
'Kapah cemaatier'
Sevük,sivil toplum örgütlerinin siyaset dışı ol-
ması ve evrensel etik normlan tanıması gerektiği-
ne de dikkat çekti. Bazı şeriatçı örgütlere de ısaret
eden Sevük, "Sivfl toplum örgütieri. hizmederini
kapalı cemaatterin üyelerine ayncalıklı olarak su-
namazlar" dedi.
Sağlık Bakanı'na eleştiri
Sevük, Marmara depreminin Türkiye'nin dün-
ya toplumundan dışlanmadığını ve Türk dış poli-
tikasının dışa açılması gerektiğini gösterdiğini de
söyledi. Dış dünyayı "düşmanlar topluluğu" ola-
rak gören bakış açısının yanlış olduğunun da or-
taya konduğunu kaydeden Sevük, Sağlık Bakanı
Osman Durmuş'a gönderme yaparak. şöyle ko-
nuştu: "Gelen yardımlara xenophobic (yabancı
düşmanhğı) bir tutum içinde sırtını dönmek iste-
yen sonımlular tepki gördüler ve tutumlannı sür-
düremediler. Halkımız, deprem sonrasmda dış po-
Htikasınm sadece askeri ve siyasi iliskilerden ibaret
olmadığını gördü. Türk ve Yunan halklan arasın-
da ortaya çıkan yakınlaşma sonrasmda müzakere
sürecinin kolay ohnayacağuu,önemli engellerin aşıl-
masıiçin ild tarafin da cesaretietaviztervermesi ge-
rektiğini bihyoruz."
Almanya-Fransa örneği
Türkiye ve Yunanistan'ın ulusal kimliklerini
"düşmaiüık" üzerinden tanımlamaması gerekti-
ğini kaydeden Sevük, Almanya ve Fransa örneği-
ni verdi. Sevük, Almanya ve Fransa ilişkilerinin
geçmişinin acılarla dolu olmasına karşın bugün
AB sürecini gerçekleştirdiklerini vurguladı. Yuna-
nistan ve Türkiye arasındaki dil ve din farklılığı-
na karşın külrurel benzerliğe işaret eden Sevük, i-
ki ülke bilim adamlanna diyalog köprülerinin ge-
liştirilmesi için büyük görevler düştüğünü söyle-
di. Sevük, iki ülkeyi silahlanma yanşına son vere-
rek, bilim alanında işbirliğine çağırdı.
Açılış dersini veren Yunanistan Rektörler Komi-
tesi Başkanı Prof. Dr. Spyros Kyritsiz, iki ülkenin
kitaplardaki düşmanca tanımlara karşın içsel duy-
gulanndaki dostluğun gölgelenmediğini kaydetti.
İki ülkedeki siyasilerin oluşan dostluğu iyi değer-
lendirmesi gerektiğini anlatan Kyritsiz, er ya da
geç Avrupa çatısı altındabirleşileceğini söyledi.
Cocuk Hakları Komisyonu
6
Yeni tasan
ayrancılık
yapıyor'
• Çocuk Haklan Komisyonu adına açıklama
yapan Başkan Seda Akço, TBMM Adalet
Komisyonu'nun af tasansını yeniden tartışmaya
başladığını ifade ederek af tasansının BM
Çocuk Haklan Sözleşmesi'ne ve diğer ,;
uluşlararası ilkelere aykın diizerılemder -
içerdiğini ifade etti.
i
tstanbul Haber Servisi -
Af tasansının çocuklarla il-
gili bölümünde yaşa ve su-
ça göre aynmcılık yapıldı-
ğını kaydeden Istanbul Ba-
rosu Çocuk Haklan Komis-
yonu. Birleşmış Mılletler
(BM) Çocuk Haklan Söz-
leşmesi u> annca yasada de-
ğişiklık yapılmasını ve ay-
nmcılığın giderilmesini is-
tedı.
Istanbul Barosu Çocuk
Haklan Komisyonu. Dünya
Çocuk Günü nedeniyle dün
Istanbul Barosu Staj Eğitim
ve Kültür Merkezı'nde bir
açıklama yaptı. Çocuk Hak-
lan Komisyonu adına açık-
lama yapan Başkan Seda
Akço. TBMM Adalet Ko-
misyonu'nun af tasansını
dün yeniden tartışmaya baş-
ladığını ifade ederek af tasa-
nsının BM Çocuk Haklan
Sözleşmesi'ne ve diğer
uluşlararası ilkelere aykın
düzenlemeler içerdiğıni ifa-
de etti.
Sözleşmeye göre 18 yaşı-
İstanbul
na kadar herkesin çocuk ola-
rak kabul edildiğini ifade e-
den Akço, "çocuğun yara-
n" ve çocuklar arasında
"aynmcıhğınönJenmesi"nin
sözieşmenin temel ilkeleri
olduğunu vurguladı. Yasa
tasansmda 18 yaşına kadar
herkesin çocuk sayılması il-
kesinin dikkate alınmadığı-
nı belirten Akço. "15yaşın-
dan küçükçocuklarile 16-18
yaş arasındaki küçükler
hakkında farklı düzenleme-
ler içermesi. \aşa dayah ay-
nmcılık yapılmamasını ön-
gören ilkeye aykmdır" dedi.
Yasa tasansında gerek 15
yaşından küçük, gerekse 16
yaşından büyük, 18 yaşın-
dan küçükler için bazı suç-
lann ıstisna olarak kabul
edildiğini söyleyen Akço,
"Halbuki çocuk suçluluğun-
da esas olan çocukluk duru-
mudur. Çocukluk dunımu
dışında bir kriter getiren dü-
zenleme, suça dayalı aynm-
cdık oluşrunnaktadır" diye
konuştu.
tstanbul Haber Servisi- "Dünya Çocuk Günü"nde depremzede
çocuklar doyasıya eğlendiler. tstanbul"daki Çarousel Alışveriş ve
Yaşam Merkezi'nce "4 Ekinı Dünya Çocuk Günü" nedeniyle dün
Gölcük Esentepe Çadır Kenti'nden gelen 7-11 yaşlanndaki 30
çocuk için etkinlikler düzenlendi. Çocuklar, athkanncaya bindiler,
Toys'R Us tarafından dagıtılan kırtasiye malzemelerini alıp Şehir
Tiyatrolan oyuncusu Konur Alp Sunal'ın pandomim gösterisini
izlediler. Ardından, öğle yemeklerini yiyip bir çocuk filmi izlediler.
Çocuklan Istanbul'a getiren öğretmenleri Zeynep Kuzol,
cocuklann, çadırkentten şehre gelip burayı gördükleri için çok
sevindiklerini, gelemeyen cocuklann ise ağladıklannı söyledi.
Gölcük'te eğitime başlanmadığını belirten Kuzul. "Deprem
bölgesmdeki ailelerin çoğu çocuklannı okuia göndermek istemryor,
prefabrike okullan tercih ettiklerini söylüyorlar. Biz de yaş
gruplanna göre çadırter oluşturup çocuklan deprem skmüsından
kurtarmaya çahşıyoruz'' diye konuştu. Çocuk Vakfı verilerine göre
dünyada yaklaşık 2 milyar 700 miryon çocuk yaşıyor. Her gün, 8
bini ishalden olmak üzere 35 bin çocuk ölüyor. 170 miryon
çocuğun ise dengesiz beslenme sorunu bulunuyor. Dünyada yoksul
ortamda yaşayan çocuk sayısı 1 milyara yaklaşıyor. Acil önlem
alınmaması halinde 2010 yılına dek 1 miryon 100 bin çocuğun
AIDS kurbanı olabıleceği beliıtiliyor. 6*11 yaşlan arasında hiç
okula gitmeyen çocuk sayısı 140 milyonu bulurken, her 100
çocuktan 24'ü okuma yazma bilmiyor. Türkiye'de her yıl 1 milyon
360 bin bebek dünyaya geliyor. Bebek ölüm hızı binde 42. 5 yaş altı
ölüm hızı ise binde 50. Her dört çocuktan biri hiçbir sosyal
güvencesi olmadan çalıştınhyor. Kimsesiz çocuk sayısı 700 bin
dolaymda bulunuyor.
Istanbul ve Yalova'da deprem nedeniyle ara verilen eğitim yılı yeniden başladı
Sisveokullar Oğrencflerin uzun
trafiği felç ettiİstanbul Haber Servisi -
Istanbul'da sabahın erken
saatlerinde bastıran yoğun
sis nedeniyle tstanbul Bo-
ğazı bir süre gemi trafiğine
kapatıldı. llköğretim okul-
lan ile üniversitelerin açılı-
şıyla birlikte yoğunlaşan ts-
tanbul trafiği, yoğun sisin
etkisiyle ana arterlerde sa-
bah saatlerinde zaman za-
man kilitlendi.
Sabaha karşı bastıran sis
nedeniyle tstanbul Boğazı
çift taraflı olarak gemi tra-
fiğine kapatılırken Kadı-
köy, Eminönü, Üsküdar.
Karaköy ve Beşiktaş arasın-
daki şehir hatlan seferlen
de saat 07.15'e kadar yapı-
lamadı. Bu saatten sonra si-
sin dağılması üzerine boğaz
trafiği normale döndü. Ay-
nı saatlerde tstabul yakasın-
da meydana gelen elekrrik
kesintısi nedeniyle tramvay
seferleri yaklaşık 1.5 saat
süreyle yapılamadı.
Gemi ve tramvay seferle-
rinin aksaması ve yoğun
trafik nedeniyle çok sayıda
lstanbullu işine zamanında
gidemedi.
Dünyanın mega kentleri
arasında yer alan tstan-
bul'un kent içi trafiği çağ-
daş kentlerin aksine motor-
lu kara taşıtlanyla sağlanı-
yor. Istanbul Büyükşehir
Belediyesi ile tTÜ tarafın-
dan 1996 yılında yapılan or-
tak araştırmaya göre Istan-
bul'da kent içi ulas.ımın yal-
nızca yüzde 6.2 si deniz ve
raylı sistemlerle yapılıyor.
Ulaşımın yüzde 34.1 'i bele-
diye otobüslerince, yüzde
19.6'sı minibüsletle, yüzde
19.2'si özel otomobillerle
sağlanıyor.
Tstanbul Büyükehir Bele-
diye Başkanı Ali Müfit
Gürtuna, kent içi ulaşımda-
ki bu çarpık tabloya dikkat
çekerek ulaşımın tüm bi-
rimleriyle belediyeye dev-
redilmesini istiyor. Önce-
lıkle banliyö trenlerinin
devrini isteyen Gürtuna, bu-
nun sağlanmast halinde kı-
sa sürede banliyö sistemini
modemize ederek kent içi
ulaşımmdaki payını arttıra-
caklannı savunuvor.
İSTANBUI/YALOVA (Cumhuri-
yet)- İstanbul ve Yalova'da ilk ve or-
ta dereceli okullann açıldığı 13 Ey-
lül'de meydana gelen 5.8 büyüklü-
ğündeki artçı depremden sonra ara
verilen 1999-2000 eğitim-ögretim
yılı dün yeniden başladı. tstanbul
Milli Eğitim Müdür Yardımcısı
Omer Gûl, 17 Ağustos'ta meydana
gelen deprem ve sonrasındaki artçı
sarsıntılar dolayısıyla ağır hasar gö-
ren 60 okulun eğitime kapalı, 400
okulun da orta hasarlı olduğunu söy-
ledi. Yalova'daki özel okul ve ders-
hane binalannın sağlam olmasına
karşın artçı depremler nedeniyle
derslikler prefabrike konutlara taşuı-
dı.
İstanbul'daki ilk ve orta dereceli
okullann hasar tespit çalışmalannın
Bayındırlık ve tskân Bakanlığı, tTÜ
ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi
uzmanlan tarafından yapıldıgnn be-
lirten Gül, eğitime açık olan okullar-
da sakıncalı herhangi bir durumun
söz konusu olmadığıru kaydetti. Gül,
ögretmenlerden, eğitimin ilk günle-
rinde öğrencilerin okula ve çevreye
uyumlannın sağlanması amacıyla,
derslerin bir bölümünü okul bahçe-
sinde yapmalannın istendiğini ifade
etti. Depremden psikolojikzarar gö-
ren öğrencilerin rehberlik öğretmen-
lerince korkulannı yenmeleri konu-
sunda eğitileceğini belirten Ömer
Gül, başanlı olunamaması halinde
• Depremde büyük hasar alan ve bir bloku
tamamen yıkılan Yalova Lisesi'nde öğretmenler
ve öğrencilerin tepki göstermesi üzerine hiçbir
öğrenci sınıflara girmedi.
ise bu öğrencilerin üniversitelerin
çocuk psikiyatrisi bölümlerine gön-
derileceğini söyledi.
Öte yandan, Bahçelievler llköğ-
retim Okulu'nda veliler ile okul yö-
netimi arasında gergin anlar yaşan-
dı. Veliler ile öğrenciler, okul öğren-
ci servislerinindegiştirilmesine tep-
ki gösterirken veliler polis tarafından
uzaklaşnnldı.
Yalova muhabirimiz Faruk Kır-
tay'm haberine göre, Yalova Milli
Eğitim Müdürlüğü, 21 bin 388 öğ-
rencinin eğitim gördügü, yeni yapı-
lan ve az hasarlı okullarda eğitime
başladı. Istanburdada2milyonaya-
kın ilköğretim, lise ve dershane öğ-
rencisi de deprem tatilini tamamla-
yarak ders başı yaptı. Okullann bü-
yük bir bölümünde öğrencilerin sı-
nıflara girmek istememesi üzerine,
öğrencilerin taleplerini yerine geti-
ren öğretmenler öğrencileri smıfla-
ra sokmadılar. Artçı depremlerin de-
vam ettiği Yalova'da, Milli Eğitim
Müdürlüğü, ağır ve orta hasarlı 23
okulun dışındakı okullarda eğitime
başlarken her okulun önüne artçı
deprem olması halinde öğrencilerin
bannması ve eğitimin devam etme-
si amacıyla büyük çadırlar kuruldu.
Milli Eğitim Müdürlüğü, Yalova" nın
değişik bölgelerinde kurulan çadır-
kentlerde bannan öğretmen ve öğ-
rencileri okul1ara taşımak için 40
otobüs kiraladı. 23 büyük okulun
ağır hasarlı olması nedeniyle bura-
da okuyan öğrenciler diğer küçük
okullara kaydınldı. Okul açığının bu
yıl, eğitimin sağlam okullarda ikili
olarak verilerek kapatılacağı belir-
tildi.
Dün ilk kez çadırkentlerinden çı-
karak kent merkezinde bulunan en-
kazlar arasından geçerek okullanna
giden öğrenciler, uzun bir süre sınıf-
lanna girip girmeme konusunda te-
reddüt ettiler. Bazı okullarda ise okul
müdürlerinin telkinleri sonucunda
sınıflanna giren öğrenciler, sınıflan-
nı tespit ettikten hemen sonra okul
bahçesine çıktılar. Yalova'da öğren-
cilerin kapalı mekânlarda deprem
sendromunu henüz atamadıklan gö-
rüldü. Öğrenci velilerinin de ders bo-
yunca dışanda beklediği ilk ders gü-
nünde, öğrencilerin bir bölümünün
okula gelmediği gözlendi.
Kent merkezinde bulunan Atatürk
tlköğretim Okulu'nda, öğretmenler
l.itıiye öğrenciler sınıflara sokulmadı.
Öğretmenler, okulun 2. katına çıkan
merdivenlere okul sıralan ile barikat
kurarak öğrencilerin birüst kata çık-
masını engellediler.
Depremde büyük hasar alan ve bir
bloku tamamen yıkılan Yalova Lise-
si'nde ise öğretmenler ve öğrencile-
rin tepki göstermesi üzerine hiçbir
öğrenci sınıflara girmedi. Okul bah-
çesine kurulan sahra çadınna da tep-
ki gösteren öğretmenler "Az hasarh
okluğu öne sürülen lise binası eğitim
için risktaşryor,bahçeye konulan ça-
dırda iseeğitiınolanâğıyok" dediler.
Tepkiler üzerine lise müdürlüğü,
öğrencileri bahçede toplayarak yok-
lama yaptı. Yoldamadan sonra açık-
lamayapanyöneticiler, yurtdışından
geleceği söylenen dev çadırlann he-
nüz gelmediğini, çadır gelene kadar
da hiçbir şekilde eğitim verilemeye-
ceğini belirterek öğrencileri evleri-
ne gönderdileT.
Diğer okullarda da öğrenciler sı-
nıflara girmeyerek bahçede yapılan
sembolük birtöreninbitiminde sınıf-
lannı öğrendikten sonra dağıldılar.
Milli Eğitim Müdürlüğü, Yalo-
va'da geçen yıl 23 bin ögrencinin
eğitim gördüğünü, bu yıl ise sayının
yeni kayıtlarla 35 bine çıkması bek-
lenirken ilköğretime bu yıl çok az
' sayıda ögrencinin kayıt yaptırdığını,
geçen yılki mevcudun çok altında
kalındığını açıkladı.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Eğitlmöe Haksrz
Rekabet
Deprem felaketini yaşayan bölgenin kimi kent-
lerinde ilköğretim ve liselerde eğitim, dün herhal-
de başladı. "Herhalde" diyorum, zira ben bu ya-
zıyı pazar günü yazıyorum. Yazılarımı bir gün ön-
ce, öğlene kadar teslim etme durumundayım.
Depremi izleyen günlerde, eğitim konusunda
hiçbir şey yapılmaması ve gerekli incelemenin ya-
pılmadan okullann açılmasını eleştirmiş ve bu ko-
nuda bir deyazı yazmıştım. Aslında Milli Eğitim Ba-
kanı Sayın Metin Bostancıoğlu'nun, "okullann
açılması gereğini" ileri sürmesine tümüyle katılı-
yordum. Okullar, deprem şoku içindeki çocukla-
nmızın "normalleşmesinin" birinci koşuluydu. An-
cak bu arada il ve ilçe yöneticileri, okullan dene-
timden geçinmeli ve sakıncalı okullan saptayarak
bir çare üretmeliydiler.
Bu yapılmadı ve bir artçı deprem üzerine hafla-
lardır en sağlam binası olan okullar bile kapatıldı.
Ve aradan geçen zaman içinde de hasarlı binala-
rın elden geçirilmesi konusunda çok tutuk davra-
nıldı.
"Mektepler Olmasa..." başlıklı yazımda da de-
ğindiğim gibi bu tutum. hem öğrencileri ve öğret-
menlerini olumsuz etkiledi hem de "sokaktaki in-
sanı" korkuyaitti. "Okullaraçılamadığınagörebil-
mediğimiz bir şeyler mi var" sorusu, içimizdeki
deprem korkusunu, deprem paranoyasını körük-
ledi.
Fakat okullann üç hafta kapalı tutulmasının or-
taya çıkardığı bir başka ciddi sorun daha var. O da
öğrencilerin derslerinden geri kalmaları. "Canım,
ne olacak eğitim biraz uzatılarak bu açık kapatı-
lır" diyemeyiz. Zira bu okullarda okumakta olan ya
da okuyacak olan öğrencilerden önemli bir bölü-
münün belli "yanşmalı sınavlara" girmek zorunda
olduklannı unutamayız.
Gerçekten, özellikle lise son sınıf öğrencileri,
üniversite ve yüksek okullara girebilmek için
ÖSYM'nin sınavında yanşacaklar. Okulsuz geçen
üç haftada, diğer bölgelerde yaşayan arkadaşla-
nna oranla çok geri kaldılar. Bu çocuklarımızın kay-
bını, kim giderecek ve nasıl giderecek? Acaba bu
bölgelerden sınava giren öğrencilere "telafı edici
birkatsayı" uygulanması düşünülebilir mi?
Aynca unutmamakgerekir ki bu bölgedeki "özel
dershanelerin" çalışmalarına da izin verilmedi. Ya-
ni çocuklar, kelimenin tam anlamıyla ortada kaldı-
lar. Bunlara ek olarak, deprem felaketinin getirdi-
ği acılar ve bu çocuklanmızın sinir durumları dü-
şünülürse, herhalde bir şeyler yapmak gerekecek.
Ve aynca unutmamak gerekir ki bu yıl üniversite
giriş sınavlan, nisan ayında yapılacakrnış. Yani yi-
tirilenleri telafı edecek zaman çok krt.
• • •
"öğretmen Dünyası" dergisinin ekim sayısın-
da, Zeki Sanhan'ın olaya değgin çok güzel birya-
zısı yayımlandu "Ertesi Gün" başlığını taşıyan bu
yazının toir bötümünü sizlerle paytaşmak isuyo
L
rum.
s
"...örgütlü bir öğretmen toptutuğu, bu deprem
yıkımında yaralann sanlması için neleryapmazdı?
Ülkenin beş yüz bin öğretmeni, ne harikalar ya-
ratmazdı?.. Bazı öğretmenler, depremin hemen
ertesinde çocuklar için kurulan çadıharda eğitime
başladılar. Gecelehni gündüzlerine kattılar. Bu-
nun için bir karşılık beklemek akıllannın ucundan
bile geçmedi. Onlar Yargıtay Başkanı Sami Sel-
çuk'un 'asn saadet' diyerek hafıfe aldığı 1930'lu,
40'lı yıllannın Köy Enstitülü, 1960 7/ yılların TÖS 7ü
ruhunu temsil ediyorlardı. Bir de eğitim ve öğre-
time başlanmaması için depremi bahane olarak
kullanan, üstüne üstlük iki maaş tutannda deprem
tazminatı isteyen öğretmenler var. Bunlar hangi
ruhu temsil ediyor?
Umut yabancıda! ABD hükümetin çıkaracağı
tahvile kefıl olursa dışardan yardım alınacak da
depremin yaralan sanlacak... Amerikan Altıncı Fi-
losu hastalanmızı tedavi edecek.
Türkiye'de olmayan şey doktor, ilaç, çadır, yi-
yecek değil. Okul, öğretmen değil. Halkın örgüt-
lülüğü ve yeni bir Türkiye kurmaktaki karahılık..."
• • •
Türk siyasal yaşamından bir yıldız kaydı. Avni
Akyol, erken sayılabilecek bir yaşta kalbine yenik
düştü. Allah rahmet eylesin...
Akyol'un vefatını öğrendiğimde müthiş üzüldüm
ve "birşeyleryazmalıyım" dedim. Bunu duyan bir
dostum, "Sen ANAP'ı sevmezsin ki" diye itiraz
edince Akyol'la ilgili bir şeyler yazmamın "zorun-
luluk" olduğunu anladım.
Avni Akyol "gösteriş" değil, "hizmet" insanıydı.
Milli Eğitim Bakanlığı sırasında ortaöğretimdeki
"şeriatçı örgütlenmenin" belini o kırmıştı. Yüzler-
ce ve yüzlerce okul yöneticisini görevden almış ve
yerierine laik yöneticiler getirmişti. (Daha yapacak
çok iş varama...)
O günlerde Avni Akyol, şeriatçı basının boy he-
defı idi. Ve eğer Akyol'un o çabaları olmasaydı, 28
Şubat 1997'de çok daha kötü durumda olurduk.
Ozal'ın "felsefesine de karşıyım, partisine" de.
Ancak ANAP içinde kendime yakın hissettiğim
çok insan var.
Avni Akyol gibi insanların hizmetleri unutulma-
malı...
zararlı maddeye rastlanmadı
Hamsi satışı serbest
Haber Merkezi - Yak-
laşık 200 kişinin yedikle-
ri hamsiden zehirlenme-
leriüzerine başlatılan in-
celemelerde, balıklarda
ağır metal ve bakteriye
rastlanmadı. tl Sağlık
Müdürü Mecit Çalışkan,
beklemeye bağlı olarak
balıklarda bazı mikroor-
ganizmalann oluştuğunu
ve şikâyetlerin meydana
geldiğini söyledi.
Pazar günü yasakla-
nan hamsi satışı ise bu-
günden itibaren serbest
bırakıldı.
Mecit Çalışkan, bu tür
bir olayın bir daha yaşan-
maması için Büyükşehir
Belediyesi ile birlikte bir
dizi önlem ahnmasına
karar verdiklerini söyle-
di. Çalışkan, balık satışı-
nın bugünden itibaren
sağlık koşullanna uygun
olması kaydıyla serbest
bırakıldığını da ekledi.
Tanm ve Köyişleri
Bakanhğı da, Marma-
ra'daki su ve su ürünleri
üzerinde tarama analiz-
lerine başladı. Zehirlen-
menin "kimyasal kirlilik-
ten" kaynaklandığı iddi-
alannın ise AB'nin Tür-
kiye'den çift çenekliler
ithalatında uyguladığı
yasağı kaldırma yönün-
deki girişimini olumsuz
yönde etkilemesinden
korkuluyor.