Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5EKİM1999SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Fenerbahçe
ne arıyor?
Spormedyasına
baktlırsa, Fenerbahçe,
Rıdvan Dilmen'in
istifası üzerine yeni bir
teknik direktör arıyor.
Oysa Fenerbahçe'nin
bir teknik direktörü
var: Şenol Çorlu.
Rıdvan Dilmen zaten
Fenerbahçe'nin teknik
direktörü değildi.
Çünkü Dilmen'in
birinci ligde takım
çahştırmaya
yeterli teknik
direktörlük
_ belgesi yoktu.
Dilmen, elindeki
A sınıfı antrenör
belgesi ile ancak ikinci
ve üçüncü ligde
antrenörlük, birinci
ligde ise yardımcı
antrenörlük
yapabilirdi. Ama
Fenerbahçe, üç aylık
eğitimden geçip
sınaviarda başarı
kazanarak "teknik
direktör" belgesi
almayan Rıdvan
Dilmen'i, "teknik
direktör" olarak
takımın başına
geçirdi. San-
Lacivertliler, Türkiye
Futbol
Federasyonu'nun
istediği koşullan
yerine getirmek için
de Şenol Çorlu'nun
teknik direktörlük
belgesini kullandı.
Futbol
Federasyonu'nun da
bütün bunlardan
haberi vardı!
Etektronik postesomepostaxumhuriyetcom.tr Tet O212512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Meclis'teki yolsuzluk
soruşturmasında
taraf tutulmuş...
"Sonışturmalann bile
tutulacak tarafı kalmadı!"
Eve pazarlamacılar gelmiş, yeni bir mal satıyor
izim eve pazarlamacılar gelmiş. Komşular
önermiş, hanım daçağırmış. Yeni birelekt-
rik süpürgesinin tanıtımını yapıyorlarmış.
Aslında eski bir teknolojiymiş ama sistem
bizim memlekete yeni gelmiş. Sıcak suyla ve özel
sabunuyla halının altını üstünü yıkıyor sonra bir gü-
zel kurutuyormuş. Halıda tozun zerresi kalmıyor-
muş. Bir de koruyucu tabaka püskürtüyormuş, ha-
lı bir yıl tertemiz kalıyormuş. Pazariamacılann söy-
lediğine göre artık bütün dünyada bu sistem kulla-
nılacakmış. Hanım çok beğenmiş; çok uygun tak-
sitlerle satıyorlarmış; "alalım mı" diye sordu...
Alalım ama bizim evde halı yok ki, her yer parke!
Yargıtay Birinci Başkanı'nın Anglosakson hukuku-
naövgülerdüzmesinden sonra Istanbul Barosu'nun
Amerikan ceza yargılamasında çapraz sorgu ve jü-
ri sistemini uygulamalı bir seminerle Türkiye'de ta-
nıtması da halısı olmayan svlere elektrik süpürgesi
pazarlamasına mı benziyor ne?
Amerikan mahkemelerindeki jürileri Hollyvvood
filmleri ile yakından tanıyoruz.
Istanbul'daki seminerde Arizona'daki bir dava
canlandırılırken bizim izleyicilerden 12 kişi figüran
olarak seçilmiş, birjüri kurulmuş.
Savunma avukatı ve savcının çapraz sorgusun-
dan sonra jüri toplanıp karannı vermiş, Arizona'da-
ki gibi sanığı suçsuz bulmuş.
Bizim jüri, yeni sisteme çabuk uyum sağlamış...
Türkiye'de mahkemelerde yargıçlar yerine jüri
üyelerinin karar vermesi bugünden yarına olacak iş
değil ama ortada bir "ısındırma turlan" olduğu bel-
li. Küçük Amerika olmak için ne gerekiyorsa yapı-
yoruz. Hele bir de "Baba"yı, başkan yaparsak!
Yine Hollyvvood filmlerinden biliyoruz ki, bazı da-
valarda Amerikan polisijüri üyelerini korumakta güç-
lük çekiyor. Jüriye seçilenlerin aileleri bile tehdit al-
tında kaiıyor. Neyse ki bizim polisimiz güçlüdür;
mafyaya ve çetelere aman vermez!
Türkiye'de hukukçulann zaman zaman dile getir-
diği bir sorun vardır: Marangoz hatası.
Yargıçlar kürsüde tek başlarına otursa, savcılar ve
avukatlar aynı zemini paylaşıp göreceli olarak eşit-
lense, yargıdaki sorunların çözümünde kendimizce
bir adım atamaz mıyız? Yoksa illa başkalarının sü-
pürgesini mi kullanmak zorundayız?
SESSlZ SEDASIZ "(\f NURİKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Kokuşmuş düzende garibanın nefesi kokar.
Adapazarrnda üç Amerikan vatandaşı
Uç Amerikalı... Jason Erb, Terry
Foss ve Mustafa Malik... Malik,
Pakistan kökenli...
Üç Amerikalı, 26 Eylül'de
Adapazarı'nda inceleme ve
temaslarda bulunuyor.
Amerikalılar, "deprem yardımı"
konusunda çalışıyor; halkla ve
^ sivil toplum örgütleriyle yakın
V k i kuruyor. Ancak
"Amerikalılar, söze "deprem"le
girip başka konulara geçiyor...
Amerikalılar, Türkiye'deki son siyasi
gelişmelen, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu'nun
demeçlerini, deprem sonrası Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin yurttaşlaria
ilişkilerini sorup soruşturuyor.
Amerikalılar, Cumhuriyet Kadınları
Demeği Sakarya Şubesi'ni de
ziyaret ediyor; "ağız yokluyor" ve bir
de 10 bin dolar yardım öneriyor.
Şube Başkanı Nurten Erus, yardım
önerisini geri çeviriyor ve yetkililere
sesleniyor:
"Istanbul'da Sivil Koordinasyon
Merkezi adı altında etkinlik
gösterdiklerini saptadığımız bu art
niyetli ve haddini bilmez kişiler,
insani yardım maskesi ardına
gizlenerek kendi hesaplarına göre
başka çalışmalar yapmaktadır. Bu
üç Amerikalı derhal sınır dışı
edilmelidir. Cumhuriyet kadınlannı
satın alabilecek hiçbir para ve
yabancı ideoloji yoktur, olamaz da;
çünkü bağımsızlık ve özgürlük
cumhuriyet kadınının karakteridir."
i ANKARA 29. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1999/543
Davacısı M.S.B. vekili tarafından davalı Özer Tezcan hakkında
açılan alacak davası sonunda mahkememizden 17.9.1998 tarih ve
1996/722 1998/556 sayılı karan ile davanın kısmen kabulüne dair
verilen karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2.6.1999 gün ve
1999/1723-2251 sayılı ilamı ile istek kalemınin tamamına hükme-
dılmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesınde isabet gö-
rülmediğinden karann bozulmasına karar verilmiş olmakla; Bu ker-
re bozma üzerine mahkememızce yenıden duruşma günü tayın edil-
miş olmakla adresi meçhul davalı Özer Tezcan'ın mahkememizde
duruşmanın bırakıldıgı 3.11.1999 günü saat 10.40'da hazır bulun-
ması veya kendısıni bir vekil ile temsil ettirmesi aksı takdirde du-
pışmaya gıyabmdadsvam olunup karaj yenleceğı hususlan ilanen
tebfiğ olunur.
Basın: 46291
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
BÜYÜKÇEKMECE ASLtYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Es: 1998/1753
Davacı Devrim Korkmaz vekili Av. Hülya Gelgin tarafından dava-
lı Erdoğan Korkmaz aleyhine açılan boşanma davasının yapılan yar-
gılaması sonunda. davanın kabulüne, Giresun, Görele, Dereboyu,
cilt 043, sayfa 42, kütük 22"de nüfusa kayıtla Şahbaz ve Elmas'dan
olma 30.9.1967 doğumlu Erdogan Korkmaz ile Erden ve Güler'den
olma 7.5.1971 dogumlu Devrım Korkmaz'ın boşanmalanna, avu-
katlık asgari ücret tarifesine göre 45.000.000.- TL. ücreti vekaletin
davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 1.548.000.-TL. karar ve ilam
harcı, 2.100.000.-TL posta gideri, 14.375.000.- TL. gazete ilan gide-
ri ki toplam 18.023.000.-TL. mahkeme masrafının davalıdan alınıp
davacıya verilmesine karar venlmiş olup, karann gazetede neşrin-
den 7 gün sonra davalı Erdoğan Korkmaz'a tebliğ edilmiş sayılaca-
ğı ve tebliğden itibaren 15 gün içinde temyiz edilmediği takdirde ke-
sin halini alacağı ilanen teblig olunur. 29.9.1999
Basın: 46318
&r.
HARBİ SEMlH POROY
İZMİR ÜÇÜNCÜ İŞ MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1998/53
Davacı Bagkur Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalı Şehit
Ismail Eres Sok. No: 14/5 Maltepe-Ankara adresinde oturan Meh-
met Bozan aleyhine açılmış olan 1.990.885.-TL. yardım alacağı ile
7.5OO.-TL. cenaze giderinin faizi ile birlikte tahsili davasının yapıl-
makta olan duruşmasında adı gecen davalıya duruşma günü tebliğ
edilememiş ve zabıtaca yapılan tahlikata ragmen ikamet adresi tes-
pit edilemediginden duruşma gününün kendisine ilanen tebligine
karar venlmekle,
Adı geçenin davalı olarak 25.10.1999 günü saat 10.30'da Izmir 3.
İş Mahkemesf nde hazır bulunması veya kanuni bir vekil gönder-
mesi aksi takdirde davanın yoklugunda devam edip karar verileceği
hususlan davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
17.9.1999
Basın: 46206
BULUT BEBEK NVRAYçlFFTÇt
KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1999/290
Davacı Metin Ilban vekili Av. Tamer Yalçın tarafından davalı
Mehmet Akın aleyhine açılan Menfi Tesbit ve Istirdat davasının ya-
pılan tensibi gereğince:
Davacı Metin Ilban tarafından davalı Mehmet Akın'a verilen bi-
la tarihli 33.000 DM. bedelli senedin tarihi doldurulmak suretiyle
tedavüle çıkma ihtimaline binaen davacınm mağduriyetine mucip
olmaması bakımından işbu senet üzerine açılan dava sonucuna ka-
dar senedin işleme konulmaması bakımından ve üçüncü kişilerin de
iyi niyetli sayılmayacağından dolayı senet üzerine ihtiyati tedbir ko-
nulmasına karar verilmiştir.
İşbu karar özeti ilan olunur. 27.9.1999
46390
:
,T
r
-
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN SEkim
YEŞİLOVA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Davacı Azıze Salman tarafından davalı Yakup Salman aleyhine
Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan boşanma davası so-
nunda tnahkemenin 13.5. 1999 tarih ve 1999/14 esas, 1999/219 ka-
rar sayılı yetkisizlik karan geregince dosya mahkememize gönderil-
miş olmakla Yeşilova Ilçesi Bedirli Köyü nüfiısuna kayıtlı bulunan
davalı Yakup Salman'm adresi meçhul oldugundan duruşma günü-
nûn ilanen tebligine karar venlmiş olup, davalı Yakup Salman'ın du-
ruşma günü olan 9.11.1999 günü saat 9.00"da Yeşilova Asliye Hu-
kuk Mahkemesi duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisi-
ni bir vekille temsil ettirmesi, aksi tkdırde yoklugunda yargılama-
nın yapılarak karar venlecejı nususu duruşma günü yerine kaim ol-
mak üzere ilanen tebliğ olunur. 16.09.1999
Basın: 46142
KAT/P CELEB/
(6S?'P£ SU6ÜH, OSMANU TARİHİNfN EN BÜYÜK.
BİUSİNLEHJUpeN KÂTİP CBLEBİ, 43 YAŞINPA ÖU>Ü.
İLK GENÇLİK Y/UA&MPA, OR&UYLA Ç£$İTU SE-
FeRl£g£ KATlLMlŞ, SU AKADA HACCA DA 6İTTİ-
ĞİNPBN'HACI HAlİFe*DİYeANlLAAAİA 8AŞLAN-
MŞn.tMHA SONRA,İSTANBUL'A DÖNeiSEK KEN-
pisiNi es/'meye ZOVULAU ǣLBBI,ǣPTU HO-
CAtARDAN M DE££AU4IÇT!. AİL£SİND£N KMAH
niuMinflsı umPtAjeA HARCAAJUŞ,ABAPÇA,FAIIS.
ÇA,FKAN£I2CA VELÂTİHCE YAZILMIŞ BÖYÜK M-
PtTlARI /UC£i£M/ŞT7. 8/UM AÇlSINPAN OOĞU-
BATt AYRlMI YAPMIYAN İLK S/LS/AJLE/?İMJ2P€N
OIAN KATİP ÇELESİ, &RÇOK. ÖĞKENCİ YETİŞ-
TİRMÎŞ VE YAP/TlAg AALEME ALM/ÇTI. SA-
ZILAfU BATt PtLLERİNE DB ÇEV&LMÎÇTÎ..
ZEYTİNBURNU SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1999/976 - '
Karar No: 1999/1015
Hâkim: Kemal Güzel 20998 .
Katip: Nuran Taşkıran
Hüküm Özeti
Mahkememize ait 1999/976 esas 1999/1015 karar sayılı 15.9. 1999
tarihli ilam ile Ozan Bilir vesayet altına ahnarak kendisine babası Hüse-
yin Bilir vasi tayin edilmiştir. 15.9.1999
Basın: 46504
SATILIK DAİRE
Ataşehir Mimoza Blokları'nda,
114 m
2
, 3 oda 1 salon orta daire,
24 saat koruma ve yüzme havuzlu,
duvardan duvara halı beyaz eşyalı.
Tel: O216 455 15 7O
GÖRÜŞ
Prof. Dr. NECLA ARAT
Gönüntü ve Gençek
Felsefede görüntü ile gerçek, özen ve dikkat-
le birbirinden ayrılır. Örneğin, Platon ve Aristo
gibi ünlü filozoflar bu ayrımı form (biçim) ve idea
olarak yaparken çağdaş felsefeciler de görüngü
ve öz aynşmasını vurgularlar.
Felsefe ile pek az ilgisi olan bizimkisi gibi top-
lumlarda ise ilgi odağı her zaman görüntü, yani
biçimdir. Özlere pek aldırış eden olmaz. Örneğin,
Başbakan Sayın Ecevrt'in Amerika ziyaretinde
Başkan Clinton'la yaptığı görüşmede her iki li-
derin görüntüleri, çeşrtli basın organlarında man-
şetlere kadar çıkan ve köşe yazılannda ele alı-
nan tartışmalara neden olmuştur. Basının bir bö-
lümü yapılan ikili görüşmenin özünden çok gö-
rüntüsü ile oyalanmayı yeğlemiş, giderek Baş-
kan Clinton'un oturuş ve Ecevit'in duruş biçimi-
ne ilişkin değeriendirmelerin yapıldığı mini anket-
ler düzenlemiştir. Oysa burada üzerinde durul-
ması gereken, Ecevit'in nasıl durup Clinton'un na-
sıl oturduğu değil, görüşmenin özü, yani görüş-
medeki gerçekler olmalıydı. Ama bu gerçeklerin
analizi yapılacak yerde ne yazık ki artık kronik-
leşmiş olan bir aşağılık kompleksinin etkisiyle
Başkan Clinton'un oturuş biçimine (yani görün-
tüsüne) olumsuz anlamlar yükîenmiş, fan<lı bir kül-
türün doğal davranış biçimi, nerede ise etik yar-
gı konusu yapılmıştır.
Bir başka görüntü saplantısı da yıllar boyu ka-
muoyunu meşgul edip belli bir kesimin ideolojik
simgesi haline gelen "füröan"dır. Üniversiteleri-
mizin açıldığı bu hafta aynı görüntünün yine ısı-
tılıp gündeme getirileceği ve Türkiye'nin çözüm
bekleyen bunca önemli sorunu varken yersiz bir
görüntü bunalımı yaratılacağı kaygısını taşıyorum.
Bu kaygımın somut dayanakları var. Örneğin, Is-
lamcı yayın organlanndan biri, Ecevit-Clinton gö-
rüşmesine bile "türban" gölgesi düşürmeye ça-
lışmıştır. Merve Kavakçı olayı için Amerika'da-
ki Arap lobisinin ve Islamcı örgütlerin devreye gi-
rip güya Hillary Clinton'dan söz aldığını, hatta
Dışişleri Bakanı Albright'ın da Başkan Clinton'a
durumu ileteceğini söylediğini birinci sayfada
manşetten vermıştir. Bu yayın organı, bir şemsi-
ye örgüt olan Müslüman-Arap-Amerikan Siyasi
Koalisyonu'nun Başkanı Sefir Seyyid Ahzani'nin
ise Ecevit'e yazdığı mektupta "türbana izin ve-
rilmemesinin insan haklan ihlali olacağını" dile
getirdiğini aktardıktan sonra, Merve Kavakçı'nın
durumunun First Lady'ye danışmanlarınca da
iletildiğini ve politikaya girme hazırlıklarını sürdü-
ren Hillary Clinton'un insan haklan ihlali ile ilgili
bu konuda aktif girişimlerde bulunacağını "Hil-
lary, Merve için devrede" başlığı ile vermiştir (Bkz.
Yeni Şafak, 28 Eylül 1999). Ne var ki aynı yayın
organı iki gün sonra özü ile değil, görüntüsü ile
köşe yazısı yazmaktan kıvanç duyan bir yazarı-
nın ağzından, ikili görüşmelerde "türban" ve
"Merve Kavakçı" konusunun hiç gündeme gel-
mediğini dile getirip kendi haberlerini kendisi ya-
lanlamıştır (Bkz. Yeni Şafak, 30 Eylül 1999).
Amerikan politikası her zaman pragmacı ve..'
gerçekçi bir politika olmuştur. Bu politika görün-
tülerle uğraşmaz. Kaldı ki aktif politikaya girdiği
takdirde Hillary Clinton'u Merve Kavakçı'nın "tür-
banını" kurtarmak değil, 20. yüzyılın Kadınların
İnsan Haklan Bildirgesi olan "Kadınlara Karşı Her
Türiü Aynmcılığın Onlenmesi Uluslararası Sözleş-
mes/"ni Amerika Birleşik Devletleri'nin de imza-
lamasını sağlamak gibi güç bir görev beklemek-
tedir. Çünkü bu Kadınların İnsan Haklan Bildir-
gesi'ni bütün dünyada imzalayıp da (1980'de) par-
lamentolarında hâlâ onaylamayan ülke olarak
yalnızca Amerika Birleşik Devletleri ve Afganis-
tan kalmıştır. Oysa sözleşme ancak ulusal par-
lamentolarda onaylandıktan sonra yürürlüğe gi-
rebilmektedir.
Işte bütün bunlan göz önünde bulundurarak Is-
lamcı kesimin sözcülerinin, Arap lobisinin ve First
Lady'nin desteği masallan ile "türban" sorunu-
nu yeniden alevlendirmemeleri ve görüntü fana-
tizmi yapmaktan vazgeçmeleri gerekir. Çünkü
içinden geçtiğimiz bu zor dönemde bunun ülke-
mize ve insanlanmıza kazandıracağı hiçbir şey
olmadığı gibi kaybettireceği pek çok şey vardır.
Kısacası, gerçek sorunlar, ideolojik saplantılar
yüzünden "tesettüre" sokulmamalıdır.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN
SAĞA:
1/ Büyük bir
heyecan duy- 2
gusu yaratma- 3
ya yönelik
edebiyat üslu-
bu. 2/ Işyeri... 5
Mürekkep
hokkalanna
konulan ham
ipek. 3/Üzeri- Q
ne yazı yazılan
tabaklanmış =
ceylan derisi... Mid-
yeden daha büyük
kavkılı bir deniz yu-
muşakçası. 4/ Meme-
lilerde asalak olarak 3
yaşayan ipsi solucan...
Lantan elementinin 5
simgesi. 5/Bir nota... 6
Piston. 6/ Un ve yu- 7
murtayabulanarakkı- 3
zartılan köfte. II Ho- •
şa gitmeyen, tatsız...
Çelikçomak oyununa ve bu oyunda kullanılan değ-
neğe verilen ad. 8/ Hoşa giden duygulanım... Trab-
zon'un Akçaabat ilçesinde bir göl. 9/ Türk müzi-
ğinde bir makam.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bir özel kişi, bir işletme, bir yatınm ortakhğı ya
da bir bankanın elinde bulunan menkul kıymetle-
rin tümü. 2/ Harman yerindeki tahılın taş ve top-
rakla kanşık kalıntısı... Ceylan. 3/ Okyanusya halk-
lannın yiğitlik ve bereket tannsı... Rusya'ya özgü
alkollü bir içki. 4/ Notada durak işareti... Ciltçilik-
te, kitap yapraklannı düzgün tutmaya yarayan in-
ce örülmüş şerit. 5/ Çok iri ve zehirsiz bir yılan. 6/
Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan ve onun
özünde bulunmayan nitelik... Bir nota. 77 "Biz kim-
seye tutmayız / Kamu âlem birdir bize" (Yu-
nus Emre)... Eski dilde tuz. 8/ Iki kulplu ve küfe bi-
çiminde büyük sepet. 9/ Kir... Birine doksunsun di-
ye söylenen söz.