Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 EKİM 1999 SAU • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul A 24 Sinop
Edme A 30 Samsun
A 25 Adana
PB 25 Mersin A 30
Kccaeli A 29 Trabzon PB 25 Diyarbakır A 34
Çgnakkale A 25 Giresun PB 25 Şanlıurfa
Izrnir A 30 Ankara
Menisa
A 31 Mardin
A 32 Eskişehir A 30 Siirt
AyJın A 32 Konya A 30 Hakkâri
Deiizli A 31 Sıvas A 30 Van
Zcyıguldak A 24 Antalya A 29 Kars PB 24
ı buluttu
Yurdun kuzeydoğu
kesimleri parçalı
bulutlu, öteki yerler
az bulutlu ve açık
geçecek. Hava sı-
caktığında önemli
bir değişiklık olrna-
yacak. Rüzgâr, gü-
ney ve batı yönler-
denhafifarasıraor-
ta kuvvette esecek.
DIS MERKEZLER
Oslo Y 10 Beriin Y 17
Helsınkı Y 10 Budapeşte Y 20
Stockholm Y 11 Madrid Y 22
Londra Y 14 Viyarta Y 19
Amsterdam Y 15 Belgrad
Brüksel
Y 21
Paris
Y 15 Sofya PB 26
Y 15 Roma Y 25
Bonn Y 16 Atina A 30
Münih Y 16 Zürih Y 18
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Şam
PB
A
A
A
A
A
PB
A
A
20
30
24
29
30
26
28
34
36
B u l u t l l J
k
Çok btluflu
• •
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
zamlardan yaka silkiyor.
Halkın vergileriyle yaşamını sürdüren herdaim
hükümet yanlısı TRT1 'deki haberlere göre, her şe-
yintıkınnda gittiği, hemen her şikâyete anında ça-
re ve çözüm bulunduğu için depremzedelerle yö-
re yöneticilerinin keyfi yerinde!
Celal Pir, NTV'de söyledi: Başbakan, ABD'ye
kalabalık bir heyetle gitti.
Ikinci kalabalık heyeti işadamlan. Üçüncü heye-
ti ise Hazine oluşturdu.
Bunca kalabalık heyetlerle ABD'ye gidilip gelin-
di, sonuç ne oldu:
109 milyon dolariık tekstil kotası dışında beklen-
tiler, umutlar srfır kerre sıfır elde var sıfır diye özet-
leniyor.
Başbakan Ecevrt dönüşte havaalanında ifade
buyurdu ki; Amerika görüşmeleri fevkalade olum-
lu geçmiş. Umut Türk'ün ekmeği ya. Ye Türk ye!
Bir yeni modadır gidiyor. Ecevit'i hükümet baş-
kanı olarak eleştirmeye başladığınız anda, yalaka-
lar lafı ağzınıza tıkamaya çalışıyor.
Savunulanndaki tek dayanak, tek cümle: "Ece-
vit dürûst adamdır".
Bir kez dürüstlük başanlı hükümet başkanı oJ-
maya yetmiyor. Üstelik namuslu ve dürüst olmak
bireyin öncelikli niteliği.
Ama dikkat ediyor musunuz; Türkiye'de namus-
tan yoksun, dürüstlükten nasip almamış o kadar
çok siyasetçi, bürokrat, gazeteci var ki; bunlar,
Ecevit'in başarısızlıklannı dürüstlüğü ile göğüsle-
meye çalışıyoriar.
Ne günlere geldik Yarabbi!
öyle bir hava esiyor ki son zamanlarda; doğru-
lan söylemenin ya da bir siyasetçide dikkat çeken
rahatsızlığın doktorlar heyeti tarafından incelene-
rek yalanlanmasını ya da doğrulanmasını istemek
bile, bir çeşit toplumsal ayıp.
Ömek mi? Ecevit'in özel doktoru Arif Abacı,
ABD dönüşü 5300 dolar ödeyerek geziye katılan
gazetecilere, "Tetkik etsek sizde bende hastalık çı-
kar, Sayın Başbakan'da çıkmaz" diyebiliyor.
Bir dahiliye uzmanı özel doktor Abacı. Bilimsel
açıdan bedensel ve zihinsel aksaklıklarda bir sinir
uzmanı, bir beyin uzmanı kadar yetkili mi acaba?
Iki sağlıksız bir sağlıkh eder
Ecevit'in sağlık sorunlarının tartışılmasının bir
yaran oldu. Devleti yönetenlerin sağlık durumlan-
nı kamuoyuna duyurmanın gereğini kimilerine
anımsattı.
76'lık Ecevit'ten sonra; üç-beş yıl daha görevde
kalmayı sağlamak için kollan sıvayan Cumhurbaş-
kanı Demirel'in sağlığına kanıt olarak TBMM'de i-
kı saat 10 dakika ayakta uzun bfrmetni okuması
gösteriliyor.
Bu olguya dayanarak; "Demirel'in adeta birmu-
kavemet maratonuna çıkarak, sağlığın gündemde
olduğubirdönemde 'sıhhatim yerinde' mesajı ver-
diğine" değinen yavuz kalemler, 'Baoa'iannı -bü-
tünüyle sağlıkh ya- "tam teşekküllü hastane"ye
benzetiyorlar.
Cumhurbaşkanı, benzetmeyi doğruluyor ama,
"hatta şeyi bile var" diyor. Neyi? Demirel'in yanıtı:
"Eczanesn
Demirel ne demek istiyor dersiniz?
Bana kalırsa bir cebinde şeker hastalığına karşı
ilaçlardan, tansiyon yüksekliğine çare olan haplar-
dan, diğer cebinde enerji yüklü yaşamını sürdür-
meye yarayan tabletlerden söz ediyor.
Başbakanımız doğru dürüst yürüyemiyor, kolla-
n sabit. Enerjısi tükenmiş gibi. Unutkan. Kimîso-
rulan anlamıyor vesaire.
Ama hastane kapılanndaki açıklamalarına göre
turp gibi maşallah.
Gumhurbaşkanımız keza. Her an -Allah sakla-
sın- bir darbe getirecek ciddi sağlık sorunlan var..
Ama, hastane kapılanndaki açıklamalanna göre
sağlığından hiçbir şikâyeti yok!
Her ikisinin de sağlıklan kendilerinden menkul.
Peki, öyleyse sağlıksız olan kim?
Medyanın "baba "sına göre; devlet!
Ister inanın, ister inanmayın: Sağlık sorunlan tar-
tışılan 76'lık iki siyasetçinin son görevi: vş h_
Devleti sağlığına kavuşturmak!
Yağmurtu Kartı
'Papandreu hayran bıraku
9
• Baştarafi 1. Sayfada
luk çıkarması olarak değer-
lendirdiler.
Gazetelere göre Yorgo
Papandreu'nun iki ûlke iliş-
kilerinde sorumluluğu her i-
ki ülke yetkililerine de yük-
lemesi Türkiye'deki elit sı-
nıfarasında hayranlıkyarat-
tı. Papandreu'nun sadece
konuşmalanyla değil, dep-
rem bölgesi dahil yaptığı
hertemasında Türk haikı ile
medyasının ilgi odağı hali-
ne geldiğine dikkat çeken
gazeteler Teodoros Panga-
los'un yol açtığı olumsuz
imajm, Papandreu ile tama-
men silindiğini belirtiyorlar.
Gazetelere göre Yunanis-
tan Dışişleri Bakanı Istan-
bul temaslannda Tûrki-
ye'ye yedi önemli mesaj
verdi. Buna göre,
- Iki ülkenin de görüşme-
lerden çok büyûk beklenti-
leri olmamalı,
- Güven arttıncı önlem-
lerin oluşması için mutlaka
NATO ve AB aracı olmalı.
- Kosova, Kafkasya ve
Ortadoğu'daki sorunlann
çözûmünde işbirliğine gi-
dilmeli,
- Iki ülkenin silahlanma-
ya harcadığı paralar kısıt-
Ianmalı,
- Sorunlar uluslararası
hukuk çerçevesinde çözüm-
lenmeli,
- Her iki ülkedeki ekstre-
mist gruplann faaliyetleri
smırîanmalı,
- AB nezdinde işbirliği
olanaklan araştınlmah.
Yunan basm organlanna
göre Yorgo Papandreu'nun
verdiği söz konusu yedi
maddelik mesajın Türkiye
tarafından alınıp almmadıgı
gelecekte belli olacak.
Öte yandan Papand-
reu'nun temaslanna verilen
destek ise sürüyor. Yunanis-
tan'ın eski başbakanı ve ana
muhalefet partisi YDP'nin
fahri başkanı Konstantin
Mftçotakis yaptığı açıkla-
mada, Yunanistan dış işlen
bakanına büyük destek ver-
diğini söyledi. Türkiye'yle
yapılan diyalogu başından
beri destekleyen Mitçota-
kis'e, Atina Belediye Baş-
kanı'nın da katıldığı dikkat
çekti. Marmara depreminin
ardmdan Türkiye'ye gelip
incelemelerde bulunan ve
yardım kampanyalannda
önemli rol oynayan Atina
Belediye Başkanı Dimitris
Avnunopulos da Papand-
reu'nun girişimlerini olum-
lu olarak değerlendirdi. Bu
konudaki desteğini bir kere
daha dile getiren Avuramo-
pulos, olumlu ilişkilerin de-
vamlılığı açısından karşılık-
lı temaslann sart olduğunu
dile getirdi.
'Kıbrıs'taki son duvarı yıkalım'
• Baştarafi 1. Sayfada
ünhersiteden daha göçlü bir
forum yoktuıf
Papandreu, bazı kimselerin
bugün için Türk ve Yunan
ilişkilerinde yaşananlan "pe-
ri masah" şeklinde nitelen-
dirdiğini kaydederek bunun
böyle olmadığmı, çünkü ya-
şananlann iki ülke halkının
talebi olduğunu. bu yüzden
de "imkânsıza cesaret etme-
nin zamaıu olduğunu" söyle-
di.
Balkan poütikası
Bundan birkaç ay önce Dı-
şişleri Bakanı tsmail Cem ile
ortak çıkar konulannın tespi-
ti için bir diyalog üzerinde ça-
lışmaya başladıklannı anım-
satan konuk bakan, "Sanki
kültürel mirasveçevreönero-
sizmiş gibi, bazı kişüer bu ko-
nulan 'düşük dıplomasi' oia-
rak adlandırmaktadır. Fakat ben
bunu 'az heyecanlı' olarak adlan-
dırmayı tercih ediyonun" diye ko-
nuştu. •
Avnıpa Birliği sürecinde çifte
standart uygulanmaması gerektiği-
ni belirten konuk bakan, Yunanis-
tan'ın, Türkiye'nin Avrupa Birliği
konusunda tek bir standart talebin-
de bulunacağını, bunun aynı za-
manda Türkiye'nin de eşit olarak
tek standart uygulaması gerektirdi-
gini kaydetti.
Bazılannın, "Balkanlar'da fark-
fa eöıik gruptar için farklı devletler
isteyerek banşın gekceğmi" iddia
ettiklerini vurgulayan Papandreu,
şunları söyledi:
"Ben buna hayır" divorunLÇün-
kü böigenıizde banşa 0den kısayol-
lar yok. Hızfa ve kolay yoUar da yok.
Buna hayır' diyorum.Avrupa ulus-
lan ve AB, çok etnik yapıh bir böt-
gedir ve bununJa ö\ünür. Biz, Tür-
Idyeileazuüıkiara göre suurlann de-
ğiştirilmemesi temel inancını pa>1a-
şn'oruz. Tüm gücfimüz, onlann bu-
lundukları sınırlar içerisinde korun-
masına yoğunlaşmah. Burada anla-
yacağınızı düşündüğüm bir şey van
Kaian son Beriin Duvan'nı da yıka-
lım. Kıbns'ı bu yükten kurtaralım.
Hepimizi bu vükten kurtaralım."
Papandreu, Kıbns'ın AB'ye gir-
mesinin de her iki toplumun yara-
nna olduğunu söyledi. Konuk ba-
kan, Yunanistan'ın, Türkiye'nin
tstanbul LnrversJtesi'nin açılışına kablan Yorgo Papandreu ve tsmail Cem'i tÜ Rek-
törii Kemal AJemdaroğhı karşdadı. (Fotograf: UĞUR GÜNYÜ2)
süye gelişi sırasmda salonda-
kilerden yoğun alkış aldı. Ye-
ninin ve yeniliklerin kaynağı-
nın üniversiteler olduğunu
dile getiren Cem, Mevla-
na'nın "Ne kadar şey varsa
düne ait / şimdi yeni şeyler
sövlemek lazun" dızelennı
arumsatarak şunlan söyledi:
a
Meslektaşun Saym Pa-
pandreu ile büiikte biz de
kendi alanuntzda yeni sözkr
söylemeye çauşmaktayız.
Türk-Yunan iü>kileri gibi fev-
kalade çetin bir konuda ban-
şu anla>işı, ortak menfaaü
egemen kılmak için uğraş-
maktayız. Kolay bir iş değil
tabiL. Ama bir Ö4çüde mesa-
fe almaktayız. Dikkatle, ihti-
yatla, kararnlıkla.- Bu zor işi
kolay kılan, hiç kuşkusuz Sa-
ym Papandreu'nun kendi hal-
kının menfaannı öncetfldesa-
AB içerisinde bir geleceğı olduğu-
na çok güçlü bir şekilde inanması-
nın yanı sıra Türkiye'nin en başa-
nlı politik ve ekonomik bölgesel
birlikte tam üye olmasının da Tür-
kiye'nin çıkanna olduğuna inandı-
ğmı vurguladı.
'Ttirkiye'yi desteküyonız'
Türkiye'nin Kafkasya, Ortado-
ğu ve Balkanlar'la çevrili bir coğ-
rafyada yer aldığmı anımsatan Pa-
pandreu, Türkiye'nin bölgedeki ça-
tışmalann yan etkilerine daha faz-
la maruz kaldığını vurguladı. Pa-
pandreu, bu nedenle Türkiye'nin
gelişmiş Avrupa ülkelerinin yolunu
izleme karannın alkışlanması ge-
rektıgine dikkat çekerek Yunanis-
tan"ın bir komşu olarak Türki-
ye'nin Avrupa'nın ortak değerleri-
ni uygulayan bir ülke olmasmda
özel bir yarar olduğunu, bu neden-
le de Avrupalılaşmasını ciddi ola-
rak desteklediğini kaydetti.
AB'nin kapalı bir "Hıristiyan
Knlübü" olmadığını ifade eden Pa-
pandreu, aksine AB'nin ortak kar-
şılıklı çıkarlara dayandığını söyle-
di. Türkiye'yi AB'de istediklerini
belirten Papandreu, "Biz, Tûrld-
ye'nin tüm hak >« sorumhıluklan
paylaşmasını tsthoruz" dedi.
Iki ülke arasında gelişen diyalo-
ğun temel sözcüğünün halklar ol-
duğunu kaydeden konuk Dışişleri
Bakanı, bu diyaloğun, iki halkın
üzerinde duracağı zemini ortaya çı-
karacagını. bu zeminin onlan daha
da yakınlaşnracağını belirtti.
Düşüncelenn halk taranndan ge-
liştinlmemesi durumunda geçersiz
olacağuu söyleyen Papandreu, ge-
çersiz bir düşüncenin de var olma
nedeni bulunmadığını, bunun sivil
katılımın özü olduğunu belirtti. Ko-
nuk bakan, AKUT ve EMAK'ın, i-
ki halkı yıllardır ayıran betonlan
kırdığını belirterek "Onlar bu be-
tonlan, birim teşekkür etmeye ka-
rar vermemizden daha hıziı lardı-
lar. Yunanlı gönüllüler. Türkiye'de-
ki enkazda bizim onlan sınırda dur-
durnıayı düşlememizden önce ça-
hşnurya başladüar. Bu sh il kablnmn
ve diplomasinin özüdür" diye ko-
nuştu.
'Halkın sesi işhilmeli'
Halklann sesinin güçlü olması
gerektiğini kaydeden Papandreu,
halkın sesinin işitilmesi gerektiği-
ni, öğrencilerin, profesörlerin, Tür-
kiye'deki ve Yunanistan'daki üni-
versitelerin vazgeçilmez bir rol oy-
namasının zamanının geldiğini
söyledi.
Atina Üniversitsi Rektörü'nden
bir mektup getirdiğini de söyleyen
Papandreu, mektupta, iki ülke üni-
versiteleri arasında işbirliğinin ar-
zu edildiğinin belirtildiğini ifade et-
ti. Papandreu'nun konuşması, öğ-
renciler ve öğretim üyelerinden yo-
ğun alkış aldı. Törene katılan Dı-
şişleri Bakanı Ismail Cem de kür-
vunu>t)r olmasKİır. Bizde kendihal-
kımızın menfaatuu öncetikle savu-
nuyoruz. Bu karşıhkh mcnfaaün
banşta, anlayışta, güvenlikte oldu-
ğunun biüncindeyiz.Sayuı Papand-
reu, sözüne gûvendiğinı dost bir in-
sandır. Bizim bildiğimiz, bizim tanı-
dığuıuz, bizim cograryamızın üste-
Bk bizlere de benzeven bir insam-
dır"
Dışişleri Bakanı tsmailCem, Yu-
nanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Pa-
pandreu onuruna Müşir Fuat Paşa
Yahsı'nda gayri resmi bir yemek
verdi. Yaklaşık 2.5 saat süren ye-
mek sonrasında gazetecilerin soru-
lannı yanıtlayan Yorgo Papandreu,
birkaç ay önce bir diyalog süreci
başlattıklannı belirterek "Bu so-
runlan çözdüğümüz anlanuna gel-
miyor. Uzun birsürecin başındavTz"
dedi.
Dışişleri Bakaru Ismail Cem ise
bir soru üzerine Kıbns konusunda
Türkiye ve Yunanistan'ın farklı tu-
tumlan bulunduğunun bir gerçek
olduğunu belirterek iki ülke arasın-
daki ilişkiyi iyileştirmek için doğ-
ru yönde adım atmaya çalıştıklan-
nı söyledi. Cem ile Papandreu, ye-
meğin ardından Istanbul Kültür ve
Sanat Vakfi'nca düzenlenen 6. ts-
tanbul Bienali kapsamında Aya Iri-
ni'de açılan "Tutku ve Dalga" adlı
sergiyi gezdi.
Papandreu, özel bir uçakla saat
16.55'te Atina'ya gitmek üzere
Türkiye'den aynldı.
Sulukar i Gök guaVtülü
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
yor:
"Iktidarda Komünist Partisi var. Tek parti ege-
men. Bu koşullarda liberal ekonomi mi olur?"
Çin ise modelini şöyle açıklıyor:
"Sosyalist piyasa ekonomisi!"
Bu tanımı Çinli yetkililerden ilk duyduğumda ak-
lıma şu benzetme gelmişti:
Ispanaklı baklavai
Çin'in birbirinden çok farklı özellikleri olan kent-
leri, Pekin, Şian, Urumçi ve Şanghay'ı görünce de
şu değeriendirmeyi yapmadan edememiştim:
Çinliler dünyadakı bütün değerleri, kendi bakış
açılanyla yeniden yorumlayıp kullanıyorlar.
Çin'in sosyalist sistemden vazgeçmeyip kapita-
list deneyimden yarartanarak kendine özgü bir mo-
del yaratması da bunun eseri. 50. yılında Çin şu
tanımla özetlenebilir:
Başkan Mao, lider Deng, düzen sosyalizm, reh-
berkapitalizm.
Çin'in nüfusu 1 milyar 300 milyon. Bir başka de-
yimle yeryüzündeki her beş kişiden biri Çinli.
Çin'de daha önceki yönetimlerin büyük çoğunlu-
ğu, açlıkla karşı karşıya kalan köylülerin başkenti
basmasıyla çökmüş. Bu sorun bugün için büyük
ölçüde azaltılmış görünüyor, ama hâlâ kırsal kesim-
de birinci öncelik. Çin köylüleri gelenekse! olarak
günaydın-iyi günler yerine şunu söylerier:
- Bugün bir şey yedin mi?
Yediyse iyi demektir.
Çin yönetimi, doğusundaki serbest bölgelerde
yoğunlaşan dış yatınmlara Çinlileri de ortak ediyor.
Böylece Çin'de de bir işadamlan grubu oluşturul-
maya çahşılıyor. Tabii ki Çin Komünist Partisi (ÇKP)
denetiminde. ÇKP'nin 9O'lı yıllarda parti binaların-
da verdiği derslerden biri şu:
Patronluk!
1978'de, bugüne gelişin yolunu açan reformla-
n başlatan Deng, hayattayken aktif siyasetten çe-
kilmişti. Yaşamının son yıllannda kullandığı tek un-
van şuydu:
Briç Demeği Onursal Başkanı.
Deng'in ölümüyle birlikte kafalarda şu vardı:
Acaba Çin'in 'deng'esi bozulur mu?
Olmadı... Zemin de aynı zeminde devam etti.
Zemin'in "Gökyüzû kapısı "anlamına gelen Tianan-
men Alanı'nda yaptığı 50. yıl konuşmasındaki şu
üç mesajın altını çizmek gerekiyor:
- Kuvvete dayalı dünya siyasetine hayır.
- Tek kutuplu dünyaya hayır.
- Daha dengeli bölüşümü içeren yeni bir ekono-
mik model.
9O'lı yıllann rakamlanna baktığımızda Zemin'in
özellikle üçüncü mesajının içeriği daha iyi anlaşılı-
yor. 1970'lere dek gelişmış kuzey yanmküre refa-
hın yüzde 60'ına sahipti, fakir güney yüzde 40'ına.
Bu denge 80'e 20 oldu. Clinton'ın son olarak kü-
resel ekonominin imajının bozulmaması için fakir
ülkelerin tüm borcunu silmesinin altında yatan ger-
çeklerden biri de bu.
ÇKP bütün kararlannı tartışarak geniş bir zemin-
de alıyor, ama yine de tek parti yönetimi evrensel
demokrasi kriterleriyle bağdaşmıyor. Ancak Çin'in
bugünkü deneyımını de küçümsememek gereki-
yor. Zira bugünkü "tek kutup" seçeneksiz kalırsa
iyice azgınlaşacak!
Ecevit'in açıklaması
Başbakan Bülent Ecevrt dün bu köşede yayım-
lanan "Ecof. Dr. Hüsamettin özkan" başlıklı yazı
içintelefonlaaçıklamayaptı. Ecevit, Özkan'la ara-
sında hiçbir sorun bulunmadığını söyledi. "Hava-
alanına gelmemesini ben istedim. Şatafata karşı-
yım. Zaten biliyorum, partimizin içini kanştırmak
isteyenler var. Bu türşeylerden mana çıkanlması-
nı yadırgıyorum" dedi.
özkan da yine telefonla bir açıklama yaptı. "Sa-
yın Başbakan istemediği için havaalanına gitme-
dim. Yoksa ben alana gerekirse geceden gider-
d/m"dedi.
Bir süredir konuşulmakta olan konuyla ilgili son
durumu birinci ağızlardan aktarmış olduk.
Işgal tatbikab Konuğumuz Papandreu CHP Cenel Başkanı yalanladı
H Baştarafi 1. Sayfada
rekâtında önemli görevler başardığı haber
verildi.
Nikiforos tatbikatırun 7 Ekim'e kadar
devam edeceğini bildiren Rum gazeteleri
ise ABD'ye kızan Klerides'in, Rus yapımı
S-300 füzelerini yeniden gündeme getirdi-
ğini haber verdiler.
Rum yönetimi Başkanı Glafkos Kleri-
des'in, ABD Dışişleri Bakanlığı ile Ulusal
Güvenlik Konseyi üst düzey yetkililerinin
"Clinton-Ecevit görüşmesinin tek sonucu-
nun, ABD Başkanfnın Kıbns özel temsfl-
cisi tecrübesiz Alfred Moses'in Ankara-
Atina-Lefkoşa üçgenine yapacagı önemsiz
zıyarettir" şeklindeki sözlerine bozuldu-
ğunu ve adeta kudurduğımu yazan Simeri-
ni gazetesi. "Klerides ihaneti hazmedemi-
yor" dedi.
Simerini. "Klerides'in ABD Cesaretsiz-
Uğine Öfkesi-Dünkö Ethnos Tis Kiryakos
Bunu \urguluyor" başlığı altında, Yuna-
nistan'da yayımlanan Ethnos Tis Kiryakos
gazetesinin New York muhabirine dayana-
rak. Klerides'in yakm çalışma arkadaşla-
nndan birinin "Cumhurbaşkanı yapı ola-
rak centilmen birisi olmasa>dı bağırmala-
n Beyaz Saray'dan duvıılurdu" dediğini
yazdı.
Tharros gazetesi ise "Öfkelenen Kleri-
des, Kıbns stratejisini yeniden a>aruyor- S-
3OO'lertekrarsahn€yeçıkacak" başlıklı ha-
berinde, Moses'in 16 Ekim'de Ankara'dan
getireceği mesajın Ecevit'in verdiğineben-
zer olması halinde "S-300 Rus füzelerinin
tekrar sahneye dönecegini ve Kıbns'nı stra-
tejisinin değişeceğini" yazdı. Gazeteye gö-
re, Klendes bundan sonra atacağı adımla-
n kararlaştırdı. Bu adımlar asken alanda,
Atina hemfıkir olmasa da ciddi hareketle-
ri de içerecek.
VVashington'da bulunan KKTC Dışişle-
ri ve Savunma Bakanı Tahsin Ertuğruloğ-
lu, ABD Başkanı Bill Clinton'ın, Kıbns'ta
hedeflenen çözümün 1974 öncesine dönü-
şe yol açmayacağı yolundaki güvencesinin
olumlu olduğunu. ancak bu güvencenin,
taraflann BM gözetiminde New York'ta
görüşme masasına oturmasına yetmediği-
ni söyledi.
Ertuğruloğlu, ABD Dışişleri Bakanlı-
ğı 'nda yapacagı temaslarda da Rum yöne-
timinin "Kıbns Cumhuriyeti" sıfatını taşı-
masına ve "sözdetoplumlararasıgöriişroe-
lerde iki toplum Ikkrinin masaya oturma-
sına" taraf olmadıklannı anlatacağını bıl-
dirdi.
Pışişleri'nden açıklama
Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan ya-
zılı açıklamada, Nikiforos tatbikatının Do-
ğu Akdeniz'de güvenlik ve istikrar açısın-
dan kaygı verici bir gelişme olduğu belir-
tilerek şu görüşlere yer verildi:
a
Rum-Yunan ortak tatbikata Kıbnsta
oluşturulma>a çauşılan olumlu ortama ters
düşmektedir.Türk tarafına saldın senaryo-
lan da içeren bu tatbikat, Kıbnsta KK-
TC'nin güven ve güvenlik endişelerinin ne
kadar hakfa olduğunu göstermektedir. Ulus-
lararası kamuoyunun bu olumsuzvetahrik-
kâr gelişmeyi gerektiği gibi değeıiendirece-
ğini ümit ediyoruz. KKTC'nin ve ûlkezi-
min güvenüğine dognıdan tehdrt teskil eden
askeri hazuiıklara karşı ülkemizin her tür-
lü önlemi alması doğaldır."
EROLMANİSAU
Yunanistan Dışişleri Bakanı
Papandreu, Türk-Yunan
dostluğunu pekiştirmek için
Türkiye'ye geldi ve bazı
konferanslar verdi. Deprem
bölgesine de gitti, çok güzri
bir başlangıç.
Ancak sonu gelmedi. Pazar
akşamı Taksün
toplantismda Kıbns'ın Rum
olduğunu, Türkiye'nin
azmlığını korumak
bahanesiyle adayı işgal
ettiğini söyledi.
Arnavutluk'u ömek
göstererek. "ArnavTraukta
Mman a/ınlıL- var dive
Yunanistan bu ülkevi işgal
mi etsm" diye yorum yaptı.
-Adayı 1955'tenberi
EOKA terör örgütü aracıhğı
De Yunanistan'ın işgal
etmek istediğini gözardı etti.
- 1963'te yine Rumlann
Attna'nın desteği ile Akritas
soytaran planı çerçevesinde
ikınci işgal faaliyetini
görmezlikten geldi.
- 1974'tefaşist Yunan
cuntasımn adayı işgal
girişimine karşı Türkiye'nin
garantörlük hakkmı
kullanarak adaya müdahale
edip buradaki Türk halkının
haklannı koruduğunu
unutmuş göründü.
tşin en önemli yanı, geçen
yüzyıhn sonunda, ada
haJkının nüfusunun yansını
Tûrkler oluştururken, 1900-
1974 arasında nasıl göçe
zoriandıklannı hiç
anımsamdı.
Bu arada tstanbul'da konuk
olduğu bir toplantıda
Denktaş'ı kötüledi. Eğer
Ismafl Cem Atina'da bir
konuşmasında yukanda
araiatBgHn tarfti gerçekleri
söyleyip Klerides'i
kötülese\di temiz bir dayak
yerdi, kimsenin kuşkusu
olmasın.
Bölgeyi ve Kıbns
uyuşmaziığını en iyi bilen
birkaç Avrupalıdan bni olan
Ingiüz Dr. Andrew Mango
geçen hafta çıkan Atatürk
kitabının sonunda şövîe
diyor: "Cumhuriyet dönemi
içinde Türkiye Cumhuriyeti
banşçı bfa- Âş poMka izledi
Kıbns'a müdahaie ve
KKTC'nin ilanı. fngfflz
bnparatoriuğunun çökmesi
sonucu, adada Türk
van^Bun korunmaa
hadiseskfir."
Papandreu Dr. Mango'nun
ortaya koyduğu bu gerçeği
anlayacak ve hazmedecek
durumda değil. Megalo
tdea'lanndan hâlâ
vazgecmemişler.
Yunanistan'ın dostluktan ne
anladığı da ortaya çıkmış
oldu. Bu arada şu günlerde
Kıbns Rum kesiminde
Nikiforos askeri
manevralan yapdıyor.
Yunan Savunma Bakanı
manevralan izliyor.
Manevralarda, KKTC'nin
nasıl işgal edileceği,
Girit'ten kalkan Yunan
jetlerine. Girit'te yeni
yerleştirilen S- 300
fuzelerinin nasıl destek
vereceği deneniyor.
Papandreu bir taraftan Türk-
Yunan dostluğundan söz
ederken diğer yandan,
- hem ortaya koyduğu
Yunan poütikası olarak
hiçbir şeyin değişmediğini
açıkîıyor,
- hem de Rum yönetimi ile
birlikte "düsmanca bir
tutumun simgesi olan"
askeri manevralan, en yeni
silahlarla adanın güneyinde
sürdürüyor. Bu çifte
standardın açıklığa
kavuştnası gerekmez mi?
Bu olmazsa medyamız
kendi halkını kandıran bir
araç durumuııa düser. Kim
biîir, belki birileri gerçekten
bonu arzuluyor.
'Oymen'e darbe' iddiası
CHP'yi kanştırdı
MUTLUSERELİ
ANKARA - CHP'de bir kanadın AJ-
tan Öymen'i genel başkanJıktan devir-
mek için toplandıklan iddialan parti ku-
lislerini kanştırd». Öymen, devirme
amacıyla yapıhnış bir toplantı olduğu-
nu sanmadığını belirtirken "Genel baş-
kanı devirmenin yohı beffidir. Gerekli
imzavı topianarveParti Mecfisi'ni (PM)
olağanüstü toplantıya çağınrlar" dedi.
Bir gazetede önceki gün yer alan ve
bir grup CHP'linin Genel Başkan Altan
Ö>men'i "devirmek" amacıyla "giziice
toplandıgı'' yönündeki haber parti içi
kulısleri hareketlendirdi. Toplantının
darbe amacı taşıdığı iddiasınm. eski Ge-
nel Başkan Deniz Baykal'a yakınlığıy-
la bilinen partililerin
u
manipülasyoöu
r
olduğu iddia edilirken Öymen konuyla
ilgili olarak son sözü söyledi. Toplantı-
nın özel olduğunu ve ıçeride ne konu-
şulduğuna kanşamayacağını belirten
Oymen. "Toplantıya kanlanlardan ba-
zıİan PM üyesi. Partinin tümünü ilgilen-
diren bir mesek olursa herhalde orada
açarlar. görüsürüz" diye konuştu. Öy-
men, genel başkanı devirmenin yollan-
nın belli olduğunu belirterek "Gerekir-
se PM'yi olağanüstü toplanoya çağınr-
lar. Ama böyle bir şey okhığunu zannet-
miyonun" diye konuştu.
CHP olarak bir süredir üye kayıtlan-
nın yenilenmesinden, deprem sürecinde
hazırladıklan raporlara kadar pek çok
çalışmayı gerçekleştirdiklerini ve pek
çok projenin de hazırlıklannı yürüttük-
lerini anlatan Oymen, bu çalışmalann
hiçbiriyle gazetelerde birinci sayfadan
haberolamadıklannı ifade etti. Oymen.
"Bu toplannyla birinci sayfaya çıknk. Bi-
rinci sayfaya çıkmamızı sağladığı için
faydab bir iş telakki edilebilir" görüşü-
nü aktardı. Toplantıya katılanlardan es-
ki Konya tl Başkanı Hüsnü Bozkurt,
toplantının olağanüstü kurultay döne-
minde birlikte çalışan kişilerin bir ara-
ya geldiğı bir değerlendirme toplantısı
olduğunu belirterek "Darbeyle devir-
mekle alakası yok" diye konuştu.
Toplantıya katılanlardan PM üyesi
Ethem Cankurtaran da toplantının ge-
nel başkanı devirme amacını taşımadı-
ğmı vurguladı. Merkez Yönetim Kuru-
lu (MYK) üyesi Mustafa Gazalcı da
şöyle konuştu: "Bir değerlendirme top-
lanusı yapıldı. Nedarbe nede devirmey-
le ilgisi var. Kurultay sürecinde bir ara-
daolan insanlarbirbirlerine bilgiaktar-
dılar. Genel başkana ve genel merkeze
tavir alma, yeni bir parti kurma anlayişt
yok. Ben parti yönetimindeyim. Parti
yönetimine karşı bir toplantı olsa ben
kanlmam. Bu toplantı partinin çalış-
malannı daha da destekleme amacını
taşıyor."