14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 1999 PAZARTESİ 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE A 18 Sinop B 17 Adana Y 24 Edime A 18 Samsun PB 17 Kocaeli A 17 Trabzon PB 17 Çanakkale A 19 Giresun Izmir  24 Ankara PB 17 PB 18 Manisa Aydın _A 25 Eskişehir PB 18 A 27 Konya Denizli A 22 Sıvas PB 15 Zonguldak B 18 Antalya PB 24 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y Y Y PB PB PB PB 23 23 24 22 22 16 12 PB 11 Yurdun güney ve dogu kes'mlen parçalı bolut- lu, Do£u Akdenız, Gü- neydoğu Anadolu'nun baüsı ıle Doğt Anado- lu'nun güneybatısı sa- ğanak yağışlı, ötekı yer- 'er SL bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaKJı- ğı yağış alan yerierde biraz azalacak, ötekı yefierde değışmeye- oek. Rüzgar. kuvvetlı oterak esecek DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y PB 8 10 10 17 18 18 17 14 Münih Y 17 Zürih Beriın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina HB PB Y Y B B PB B M 18 19 17 19 17 22 26 Y 19 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire B Y Y Y Y Y PB B 10 23 14 20 17 22 16 32 Y 27 Parçaiı bulutlu Buiutlu <, Çok bulutlu ^ f e Yagmurtu Karlı S u l u * > Gok gürultüiü GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK H Baştarafı 1. Sayfada Kocatepe Camii'nde atılan "Ordu millet el ele" sloganını murad ediyorsa Kutan, bu saptaması doğru. llk kez, TSK, astsubayından orgeneraline kadar her kademesiyie bir sivilin cenazesini selamladı. Siyasal bir cinayetin ardından ilk kez TSK, bir bi- lim ve yazın adamının yorulrnaksızın yinelediği ve savunduğu ilkelerin arkasında durduğunu somut bi- çimde gösterdi. TSK, laik cumhuriyeti ve Atatürk ilkelerini koruyan ve kollayan, ulusa güven veren yegâne organize güç olduğunu bir kez daha kanrtladı. Halktan kesimler camideydi. Ulusun parçası ordu camideydi. Cenazenin arkasından yükselen yoğun alkış, as- kerlerie sivillerin tasada ve kıvançta birlikteliğini ser- giledi. Recai Kutan, toplumda bütünleşmeyi bu anlam- dasöylüyorsa.. Kimi partilerin siyasal rant peşinde olduğunu vur- gulayarak olayı basrte indirgemeyi hedefliyorsa.. Malum cephenin yadsınan yorumlannın tutsağı ol- muş demektir. Kuşkusuz Recai Kutan'ın toplumla ilgili yorumu kocaman bir yanlışı sergiliyor. Kutan, Kışlalı'nın laik kimliğiyle cenaze törenine katılan laik askerterin aynı doğrultuda örtüştüklerini nedense anımsamak istemiyor. Köktendinci şeriat uşağı kesimlere son olay şu gerçeği anımsattı mı, bilemeyiz. Yüzlerce nutuk, yüzlerce demeç, TSK'nin ulusuy- la birlikte Atatürk yolunda laik cumhuriyetin koruyu- cusu ve kollayıcısı konumunda olduğunu bu tören kadar açık ve seçik biçımde gösteremez. Her şey ortada... Köktendinci çevreler, FP Genel Başkanı Kutan'ın da katıldığı bir telaş içinde. Laikliği savunan, Atatürkçülük'le bütünleşmiş olan kişileri radikal Islamcı örgütlerin ortadan kaldırdığı ka- nısını silmeye çalışıyorlar. Oysa kanıtlar ortada: Akit gazetesi! Dün "Yine şeriata sövgü" manşetiyle çıktı. Binler- ce kişinin "Kışlalı'yı uğurlamak adı altında şeriata söven sloganlar attığını" duyuruyor. Tahran Radyosu, Kışlalı olayıyla "Müslümanlann hedefhaline getirilmek istendiğini" yayıyor. Içimizdeki şeriatçılarla Iran'daki molla rejiminin ka- fası, aynı kafa. Sonuca bakalım. sonuca: Şeriat kafasının karşısında laik cumhuriyet ve Ata- türk düşüncesi dimdik ayakta! Türkiye'nin laik kalacağını.. Atatürk'ün gösterdiği Kemalizm yolunda olduğu- nu haykırmak.. "Kahrolsun şeriat, Mollalar Iran'a" diye bağırmak şeriata sövmekse.. Evet; ben laik cumhuriyetçiyim! Evet; ben Atatürk devrimlerinin ve Kemalizm ilke- lerinin savunucusuyum! Evet; ben köktendincilerin, Türk modeli mollalann kahrolmasından yanayım! 'Siyasfler yargıya müdahale ettFANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Danıştay Başkanı Erol ÇH rakman, Cumhurbaşkanı Sûley- man Demirel ile Başbakan Bü- JentEcevit'in, MerveKavakçı'nın ifadesini almak isteyen Ankara DGM Savcısı NuhMete Yüksele yönelik tepkilerini "yargıya ağır bir müdahale" olarak değerlen- dirdi. Gelinen noktada savcının ne dokunulmazlığını kaldırmayı isteme ne de bizzat suçu soruştur- ma olanağı bulunmadığına işaret eden Çırakman, "Bu durum ne dokunulmazhğı bulunan miüet- vekili ne de vatandaşlar için geçer- li olmayan nıutlak dokunulmaz- lık rejimi ortaya çıkarnuşür" de- di. DGM Savcısı Yüksel'in, geçen hafta başmda beraberindeki po- lislerle ifadesini almak üzere "böJücülük ve terör örgütüne yar- dım ve yatakhk" gerekçesiyle hakkında soruşturma yürüttüğü Kavakçf nın evine gitmesi. Cum- hurbaşkanı Demirel ve Başbakan Ecevit'in tepkisine neden olmuş- tu. Demirel, bu konuda "ikazda" bulunduğunu söylerken, olayı yadırgadığını belirten Başbakan Ecevit, konunun üzerine daha fazla gidilmemesini ve kapatıl- masını istemişti. Ecevit, olayın yatıştınlması için Başbakan Yar- dımcısı Hüsamettin Özkan ile Içişleri Bakanı SadettinTantan'ı görevlendirmişti. Akbulut kurtarmışö Savcı Yüksel'e "Kavakçı'nın milletvekili olmadığT içerikli bir yazı göndererek soruşturmanın başlatılmasına neden olan TB- MM Başkanı Yıldınm Akbulut Kavakçı'mn avukatına Kavak- çı'nın milletvekilliğinin askıda olduğunu, vatandaşlık işleminin iptaline ilişkin itiraz başvurusu- nu görüşen Danıştay karannın beklenmesi gerektiğini savunan bir yazı vermişti. Akbulut'un bu çelişkili tutumunun ardından so- ruşturma askıya alınmıştı. Kavakçı'nın yasal konumu ko- nusunda gözlerin çevrildiği Da- nıştay Başkanı Erol Çırakman, AA muhabirinin sorulannı yanıt- larken Yüksel'in, TBMM Başka- nı Akbulut'un 15 Eylül tarihli ya- zısında Kavakçı'mn "millerveki- li olmadığu dolayısıyla yasama do- kunulmazlığının kaldınlmasmın söz konusu olmadığT şeklindeki yazısı üzerine yürüttüğü soruş- turmada harekete geçtiğini belirt- ti. Savcının talimatı üzerine ihzar celbinin polis tarafından iletil- mek üzere götürüldüğûnde bir kı- sım milletvekilinin engeliyle kar- şılaştıklannı anımsatan Çırak- man, polisin adli görevinin açık- çaengellendiğini söyledi. Bunun üzerine Yüksel'in olay yerine kendisinin gittiğini ve bunda bir zaman sınırlamasının söz konu- su olamayacağını kaydeden Çı- rakman, "Bunlar yargı görevini engclleme niteliğindedir. Ama olayın en acı yanı, yapılan açıkia- malarla yargr>a ağır bir müdaha- le olmasıdır. İdarece polisin olay mahallinden çekilmesi emrini veraıek açık bir müdahaledir" dedi. "İdari işlemler tesis edDdikten itibarengeçerliolur" ilkesi karşı- sında, Kavakçı 'nın yurttaşlığının sürdüğünü gösteren hiçbir işaret yokken vatandaşlığının "askıda" olduğunu ve bunun sonucu mil- letvekili dokunulmazhğma sahip bulunduğunu söylemenin olduk- ça zor olduğuna dikkati çeken Çı- rakman şunlan söyledi: u Bu tutum ve davranışlar so- nucu ifade alma engellenmiş, ara- ma karannın da kaldınlması ge- rekmiştir. Hâlâ yargıya müdaha- lede bulunulmadığını söylemek çok zordur. Bugün ortaya çıkan sonuca göre, savcının takip erme- si gereken bir suç bulunmasına rağmen savcuun ne dokunulmaz- lığını kaldırmayı talep etme ne de bizzat suçu soruşturma imkânı bulunuyor. Bu durum ne doku- nulmazhğı bulunan milletvekili ne de vatandaşlar için geçerli oi- mayan bir mutlak dokunulmazük rejimi ortaya çıkarmışör.*' Çırakman. Akbulut'un anladı- ğı anlamda Kavakçı'mn millet- vekilliği durumunun netleşmesi için Danıştay'da açılan davanın beklenmesi durumunda, dava sü- reci dikkate alındığında Mec- lis'in bu dönemine yetişemeye- ceğine dikkat çekti. Senaryo çok, sonuç yok Maçta çirkin gösteri Gericfler saygı duruşunda yuhaladı Yiırt Haberleri Servisi - Gazetemiz yazan ve eski Kültür Bakanı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın bombalı bir saldın sonucu öldürülmesine tepkiler gi- derek artarken gerici güc- ler de saldinya desteklen- ni sürdürüyorlar. Dün oynanan Elazığs- por-Malatyaspor karşılaş- ması öncesi tstiklal Mar- şı'nın ardından Kışlalı'nın katledilmesini protesto et- mek amacıvla 1 dakikahk saygı duruşu anonsu yapıl- dı. Anons yapılırken stadı dolduranlar arasındaki ba- zı gruplar. tekbir getirerek "Allahü ekben bismUlah" sesieri ve ıslıklarla yuhala- dı lar. Bu protesto karşısın- da maçın hakemi Kenan Gökkaya oyunu başlatmak zorunda kaldı. Ancak bu protestoyu kalabalık içinde bazı gruplann yaptığı, tri- bündekı çoğunluğun ise saygı duruşuna katıldığı gözlendi. • Baştarafı 1. Sayfada açıldıktan sonra içeriye girdi. Aramada, şüpheli bir durumun olmadığı görül- dü. Her iki evden de par- mak izi örnekleri alınırken ihbann asılsız olduğu bil- dirildi. Soruşturma çerçevesin- de özellikle Ortadoğu ül- kelerinden giriş-çıkış ya- panlann kimlikleri istihba- rat birimlerinin arşivlerin- de araştınlırken Kışla- lı'nın suikasttan önce yap- tığı telefon konuşmalan- nın da dökü/nlen ^ıkanla^ rak incelemeye alindı. > - Soruşturma sonucu ge- lişme sağlanamaması. su- ikastın nedenlerinin sorgu- lanmasına yol açıyor. Bu çerçevede gündeme gelen çeşitli senar>-olar şöyle: İslam ülketeri mercekal- tında: Türkiye'de istikrar- sızlık yaratmaya çalışan ve şeriatla yönetildikleri için toplumsal hareketler ve re- jim değişikliğinden endişe duyan tslam ülkeleri mer- cek altında. özellikle Iran istihbaratı "destekfi" şeri- atçı terör örgütleri üzerinde durulu- yor. lran'ın, ülkesinde yaşanan öğ- renci hareketlerinin sorumlusu ola- rak Türkiye'yi gösterdiği biliniyor. Güvenlik birimleri. geçen yıllarda yaptığı operasyonlarla Türkiye'de çe- şitli cinayetlere adı kanşan Iran des- tekli Islami Hareket Örgütü'nü (İHÖ) dağıtmış, örgüt üyelerinin bü- yük bir bölümünü ele geçirmişti. Iranlı operasyonu dikkat çekti: Su- ikastın ardından Türkiye'den çıkış yapmak isterken şüphe üzerine gö- zaltına alınan 3 Iranlı sorgulandıktan sonra serbestbırakılmışlardı. Konu- nun uzmanlan, Türkiye'nin tranlı 3 Kara para trafiğitSTANBUL (A.4) - Türkiye'de geçen yıl 7 ı para akîama yolunun ortaya çıkanldığı .,,. bildirîidi. Kara para akiamada. para transfert |- yüzde39ileençokragbetgörenyönteaıolur- fcen, kurye, araçta zula, banka teminat mektu- bu ve sahte fatura, diğer aklama yollannı teş- kii etti. Nakit paranın kulianıldığı otomobil yı- kama, taksiciük, gazinoculuk, otelcilikgibi iş- S[ kollan da kara para akiamada tercih ediliyor. ^ Törkiye Bankalar BirKği"ran yayımladığı Bankacılar dergisinin son sayısmda, kara pa- ranın aklanmasına üişkin yasal düzenlemeler ele alindı. Içişleri Bakaokğı Kaçakçüık ve Or- ganize Suçlarla N4ücaxiele Daire Baskanlı- ğı"nınkatktdabıüunduğu çahşmayagöre, "ya- sadışj yollardan eldeedüen parantn,kimüğinin değiştiriJmek surethie meşru bir kaynaktao kazanıMığı izleniminiıı >aratılmasına neden rfan hertûrlü tşiem r ' oiarak nitelenen kara pa- ranm aklanması sûrecL gene! olarak 3 aşama- dan olusuyor. fe "lerieştirme" aşamasiTida suçlu. suçtan el- P de ettiği kazancı, büyük miktarfarda dikkat çe- * Mci hale gelen nakit formundan kurtarmayı • amaçhyor. "Ajirma" aşamasında fonun kay- nağmı gizlemek amacıvla sıkhk, hacimve kar- maşıklık açısmdan yasai işlemlere benzeyen bir dizi (şlem gerçekleştirilirken "bütünlepıe" aşamasında ise suçlu yasal gibi görünen ka- zançlan ile yahnm yapıyor, liiks bir hayat sü- röyor veya kaynaklann bir kısmım tekrar suç işlemek için kullanıyor. Yasadışı yollardan elde edilen paranın khn- Bğini gizlemek için başta teknolojinin sağla- dığı olanakjar olmak üzere birçok metot kul- lauıhyor. Yurtdışına kaçırma. kıymetli evraka dönûştürme, serbest böîgelerde sunulan mali hizmetlerden yararianılması, kredi kartlannm kıülanılması. nakit ahmlannm yapılmast, ban- katransferinden fâydalanma. izîenenyoilardan sadece birkaçı. Türkiye'de. 4208 sayılı yasa ile uyuşturucu ffladde kaçakçjlığı, gümrük kaçakçüığı, silah ve mûhiramat kaçakçılıgı, kültür ve tabiat var- Iıklannın kaçakçılıgı. organ ve doku kacakçı- îığı, vergi suçlan, devfct şahsiyetine ve şahıs hürriyetine karşı işîenen suçlarıle sahtecilik ve dolaiKfanctlık suçlannm işlenmesi neticesinde elde edîlen tüm geürierin yasalaştınlması ça- balan suç olarak sayüıyor. Bu suçlan işleyenlere. 2 yildan 5 yıla kadar hapis. para ve müsadere cezalart öngörülüyor. Yasa kapsaımnda, bankalar ve diger maîi kuruluşJar nezdindekara para incelemesi yap- mak ve bununla ilgili soruşturma açılması için savcılıklara baş\TirmakIagörevli olarak Mali- ye Bakanlığı'na bağlı Mali Suçlan Araştırma Kurulu Başkanlığı kurularak 1998 yıbnda fa- aliyetegeçti. Tûrkiye'de kara para aklama olaylan değer- lendtrüdiğinde, 1997 ve 1998'de ?'şer olay meydana geldiği görülüyor. 1997 yılında An- kara'da 2, Edime'de 4 ve Bingöî'de 1 olay gö- rülürken. 1998'de suç mahallinde dcğişiklik dikkat çekiyor. Geçen yıl îstaobul'da 3, Ankara'da 1, Iz- mir'de 2 ve Mardin'de 1 kara para aklama ola- yı ortaya çıkanldı. Kara para akiamada kulla- nılan yöntemlerde ilk sırayı yûzde 39 ile para transferi ahrken, kurye ve araçta zulanm pay- lan yûzde 25'er, sahte föîura yözde 7 ve ban- ka teminat mektubu yüzde 4 oidu. kişiyi gözaltına almasını. Anka- ra'nın. 'kuşkulann odağındaki Tah- ran yönetimine mesajf olarak değer- lendiriyor. îran, gözaltına alınan kişilerin el- çilik binasmdaki anzalı bilgisayarla- n onarmak amacıyla Türkiye'ye gel- diğini ileri sürüp "Gereksiz >«re gö- zamna aMınız" derken Türkiye, "Bu kişilerden resmi pasaport çıkmadı. PoBs görevini yerine getirdi" yanıtını vermişti. 6 yıl önce Ankara'da Uğur Mumcu'ya yapılan suikastın ardın- dan da lslami örgütlerin Iran bağlan- tısı üzerinde durulmuştu. Istihbarat birimleri. lslami terör ör- gütlerine Tahran iie Kum kenti ara- sındaki bir bölgede bomba eğitımi de verilen askeri bir tesis bulunduğunu saptamışlardı. Türkiye'de yakalanan bazı teröristlerde sorgulan sırasında verdikleri ifadelerde bu kampın var- lığını dogrulamışlardı. İran'ın, başta Hizbullah ve lslami Cihad olmak üzere birçok köktendinci terör örgü- tüne maddi destek sağladığı, ulusla- rarası istihbarat raporlannda da yer almıştı. Bu nedenle istihbarat birimleri ça- lışmalannı ağırlıklı olarak İran des- tekli tslami terör örgütlerine yönelt- tiler. Konfrgerüla kuşkusu: Susurluk kazasının ardından gündeme gelen ve devlet içindeki kontrgerilla olarak nitelenen yasadışı örgütlenmelerin suikastı yapmış olma olasılığı da göz önünde bulunduruluvor. Başbakan Bülent Ece\it bu yöndeki sorulan. "O konular daha önce büyük rahat- sızlığa neden olmuştu. O tiir yapılar büyük oranda önlendi" şeklinde ya- nıtjamıştı. Ülkede kanşıkhk yaratmak: Ka- sım ayı ortasında İstanbul'da yapıla- cak olan Avrupa Güvenlik ve İşbirli- ği Teşkilatı (AGİT) toplantısı önce- sinde Türkiye'yi kanştırmak hedef- leniyor olabilir. Aynca PKK'yle mücadelesinde önemli adımlar atarak sonuca ulaşma aşamasına gelen Türkiye'nin AB adayhğı da yoğun olarak tartışılma- ya başlandı. Insan haklan konusun- da Türkiye'de ilk kez devlet bakanı başkanlığında demokratik kitle ör- gütleriyle bir araya gelerek yapılabi- lecek düzenlemeleri konuşmalan bir adım olarak görülmüştü. Devlet içindeki sertlik yaniısı gruplann demokra- tik açılımlann önünü kes- mek için rejimi zorlama gi- rişimlen de göz önünde bu- lunduruluyor. Bombanın Mumcu su- ikasbyla benzerliği: Kışla- lı'nın katledilmesinde kul- lanılan bombanın, Mumcu cinayetinde de kullanılan "C-4" tipi patlayıcının hammaddesi "RDX" içer- diği belirlenmişti. tki cina- yette de kullanılan bomba NATO standartlanna sahip. Uzmanlar, Kışlalı suikas- tmda kullanılart bombanın "düzeneğinin yasadışı sol te- rör örgütleri, PKK ve şeri- atçı terör örgütlerinin yön- temlerinin kanşımı olduğu- nu, bu nedenle amacın ba- zı çevrelerce kafa kanştıra- rak hedef saptırma olabile- ceği de dile getirdi. Yeni hedef kanşık: Ko- nuyla ilgili çevreler, Türki- ye'de laik- antilaik çatışma- sını köriiklemek için Kışla- lı suikastını gerçekleştiren odağın; benzer nitelikleri taşı>an başka birini daha öldürerek toplumdaki infiali tırman- dırmak isteyebileceğine dikkat çeki- yor. Aynı çevreler, Islamcı kesimin, önde gelen herhangi bir ismine yöne- lik bir suikast düzenleyerek dikkatle- ri dağıtıp hedefi saptırabileceğini kaydediyor. tslamcılann gerçekleşti- recekleri eylemin kontrol edilmesi- nin güç olabileceğine de işaret edili- yor. Devlete mesaj: Kışlalf ya yönelik bir saldınnın: siyasi, edebi, akade- mik ve basın dünyasındaki yeri nede- niyle tüm toplum kesimlerini ayağa kaldırabileceği düşüncesiyle 'doğru seçim' olduğu kaydedildi. Bu nedenle suikastın Kışlalı'nın katledilmesiyle devlete verilen bir mesaj olduğu da senaryolar arasında yer alıyor. Öcalan davasiyla aynı günde: Öca- lan davasının Yargıtay'daki temyiz duruşmasının başladığı saatlerde su- ikastın gerçekleşmesi de soruşturma birimleri tarafından değerlendirili- yor. İran'da yayımlanan Tehran Times gazetesi dünkü başyazısında, Iran- Türkiye ılişkilerini iyileştirmek için ne zaman ciddi bir girişim olsa belir- li çevrelerin bunu engellemek için harekete geçtiklenni öne sürdü. Soruştunna sırasında gözaltına alı- nan tranlılann kim olduklannın Türk yetkililer tarafından bilindiğininkay- dedildiği yazıda. "Ancak bazı eller, İran OeTürkive arasında sorun yarat- mak için işbaşındalar. Bu ellerin Siyo- nist rejünle bağları açıktır. Ne zaman Türkiye bir Müslüman ülke ile ilişki- lerini hileştirmeye çalışsa bu eller fit- neye baş^uruyor. Türkiye, Ankara- Tahran ilişkilerine zarar vermek iste- yenlerin kim olduğunu ortaya çıkar- malıdır" denıldi. Yazıda, 3 Iranlının gözaltına alın- ması ve "laik basının buna geniş yer vermesüıin Siyonizm yaniısı bazı un- suriann Türkiye'de karar alma me- kanizmalannda etkjli olduğunu gös- terdiği" de ıddıa edildi. Gazete bugün yayımladığı bir ha- berde ise İran'ın Ankara Büyükelçi- liği'ndeki birka>Tiağa dayanarak, gö- zaltına alınan 3 kişinin lran'ın Anka- ra Büyükelçiliği askeri ataşeliğinin bozulan bilgisayar şebekesini tamir için Ankara'da bulunduklannı öne sürdü. FP'li üst düzey heyet ABD yolcusu NEWYORK(AA)-Fa- zilet Partisi 'nden üst düzey bir heyetin kasım başında VVashington ve New York'u ziyaret edeceği öğ- renildi. Edinilen bilgilere göre. 1 Kasım'da ABD'ye gide- cek olan heyette Fazilet Partisi Genel Başkanı Re- cai Kutan'ın yanı sıra Baş- kan Yardımcısı Ertan Yü- lek, Kayseri Millervekili Abdullah Cül. Sıvas Mil- letvekili Temel Karamol- laoğlu, Istanbul milletve- killeri Nazlı Ilıcak ve Aii Coşkun ile Ankara Millet- vekili Oya Akgönenç'in bulunduğu belirtildi. Merve Kavakçı'nın da heyette yer alabileceği ile- ri sürüldü. VVashington'da 1-2 Ka- sım'da temaslar yapacak olan Fazilet Partisi heyeti, 3 Kasım akşamı New York'a geçecek. Türk- Amerikan Demekleri Fe- derasyonu (TADF), 4 Ka- sım Perşembe günü New York'taki Türkevi'nde Fa- zilet Partililerin katılacak- lan bir toplantı düzenledi. Toplantının amacının, Fa- zilet milletvekilleriyle New York ve çevresindeki Türk toplumunu tanıştır- mak olduğu ögrenildi. 5 Kasım Cuma günü New York Fatih Ca- mii'nde öğle namazı kıla- cak olan Fazilet milletve- killerinin aynı gün New York'tan Türkiye'ye hare- ket edecekleri bildirildi. G U N D E M MLSTAFA BALBAY • Baştarafı I. Sayfada edecek. Ancak senaryolann çoğu, olayı aydınlat- maya değil, olasılıklar yelpazesini genişletmeye yarıyor. 2- Islamcı kesimin olaya bakışını ikiye ayırabili- riz: - Konuyu çarprtanlar... - "Kesinlikle bizimkiler işlememiştir" telaşında olanlar. Birinci şıkkın başını Akit gazetesi çekiyor. Basın özgürlüğünü, hakaret ve komplo özgürlüğü sanan bu gazetenin "basın organı" niteliği taşımasına izin verilmemesi gerekiyor. Basınla ilgili 170'e yakın ya- sal düzenleme var, ama hiçbirinde 'küfür özgürlü- ğü' sağlayan madde yok! Ikinci şıktakiler daha farklı bir tutum içinde. Ya- nıtını ilk verdikleri soru şu oldu: - Cinayeti Müslümanlar işlememiştir! Işlemiştir diyen yok ki. Bu kesimdeki yayın or- ganları da bu cinayetin son olmasını, faillerin mut- laka bulunmasını 'manşetten' istediler. Ancak bi- rinci sıraya, olayla kendi etkinlik alanındaki kesim- lerin ilgisinin olmadığını koydular. Bu, "teröre ha- yır" cephesinin genişlemesini olumsuz etkiledi. Onlara göre, sanki cinayetin sorumluluğu kendi kesimlerinde değilse, sorun yok! 3- Kışlalı'nın cenaze töreni için "unutulmaya- cak" demek, yetersiz birtanım olur. Meclis'in için- deki tören gösteriye dönüştü, "Suskun Meclis is- temiyoruz" sloganı haykırıldı. Kocatepe Cami- si'ndeki törende siyasiler protesto edildi, askerier alkışlandı. Buna siyasilerin ne alınganlık göster- mesi yakışır ne de "Küçük bir aynntı" deyip kü- çümsemesi. Kocatepe'deki tören kocaman bir Türkiye fotoğrafıydı. Bu fotoğrafa herkesin çok iyi bakması, hiçbir aynntıyı gözden kaçınmaması ge- rekiyor! 4- Gazetemizin başyazan llhan Selçuk'un Cum- huriyet Ankara Bürosu'nun önündeki törende yap- tığı konuşma da bir başka fotoğraftı. Artık çağdaş, demokratik, laik Türkiye'den yana olanların oklan birbirine çevirmekten vazgeçmesi gerekiyor. Cum- huriyet gazetesi, sözünü ettiğimiz kesimlerin ze- minidir. Zemin ne kadar güçlü, geniş olursa, üze- rine inşa edilecekler de o kadar çok ve sağlam olur. Bu görev herkesin. Cumhuriyet gazetesi okuruy- la nefes alıp veren bir yayın organı. Nefesinin güç- lü olması, okur sayısıyla doğru orantılı... Yaşarken öldürmek 5- Kişisel düşüncem o ki, Kışlalı'nın da eklendi- ği cinayetler zincirinin en önemli hedefi, Türki- ye'dekı Atatürkçü aydın-önder sayısını azaltmak. Buna verilecek en güzel yanıt, bu sayıyı arttırmak- tır.- Geçen a^artia Ankara'dakr görev süresi sona eren bir büyükelçi, Türkiye'deki gidişe ilişkin yo- rum yaparken şu tümceyi de eklemişti: - Kemalist aydınlannız azalıyor! Bu konuda duyarlı her kesimin yukandaki tüm- ceden alacağı ders var. Üzerine görev düşen ku- rumların başında Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) geliyor. ADD sayıları arttıkça, Kışlalı, doğru- dan kendisiyle ilgili güzel bir şey olmuş gibi sevi- nirdi. Şimdi ADD'lerin "Kışlalı Okullan" açması, kalplerdeki Atatürkçülüğü beyinlere de taşıması gerekiyor. 6- Son söz hepimize... Şu yoruma katılır mısınız: - Aydınlarımızı yaşarken öldürüyoruz, ölünce ya- şatmaya çalışıyoruz! "Yaşarken öldürmek" tanımını açalım... Yazılı, görsel "aydınlık bir Türkiye'den" yana olan bütün yayın organlan Kışlalı'nın katline büyük duyariılık gösterdiler, acımızı paylaştılar. Sonsuz teşekkürier ediyoruz. Ama keşke Kışlalı'nın ölümüne gösteri- len ilgi, yaşamına da gösterilseydi. Katıldığı panel- lerde, verdiği konferanslarda yaptığı konuşmalar dahaberolsaydı. Yayın organlarımızı, Anadolu'nun yetiştirdiği ay- dınlara el vermeye çağınyoruz. Onlar ölünce ha- ber olmasınlar. Aydın insan, bugünden çok geleceğin yapısına harç taşıyan insandır... Onlara yaşamlannda el uzatmak, kardıklan har- cı arttırır, geleceğin yapısını güçlü kılar... Tabii ki o harç iyi kullanılabilirse... Harç sulandırılırsa hiçbir işe yaramaz... Saglık-İs Cenel Başkanı Mustafa Başoğlu 6 Sendikal önündeki GAZİANTEP (AA) - Türkij'e Sağuk İşçileri Sen- dikası (Sağhk-Iş) Genel Başkanı ve Türk-İş Baş- kanJar Kurulu üvcsi Mus- tafa Başoğlu, çalışma ban- şının sağlanması ve eme- ğin hakkının alınması için sendikal örgütlenme önün- deki engellerin kaldınlma- sı gerektiğini söyledi. Başoğlu. Sağlık-lş Sen- dikası Gaziantep Şube- si'nin genel kurulunda yaptığı konuşmada, işve- renlerin sendikalaşma ko- nusunda olumsuz tavır içe- risinde olduklannı savun- du. Birçok alanda olduğu gi- bi sağlık alanında da çalı- şanlann sorunlan bulundu- ğunu kaydeden Başoğlu. "Bu sıkıntılann çözümü için yapıunası gereken ger- çek alanda sendikal örgüt- îenmeye girmektir. İşveren de bu konuda Üzerine dü- şen görevi yerine getirmek zorundadır'" dedi. Başoğ- lu. Türkiye'de yaşanılan tüm sorunlann çözümünün demokrasi içinde aranması örgüdenmenin engeller kaldınlmalı gerektiğini ifade ederek "Hiç kimse çözümü başka yerdearamamalı. Sorunla- nn tartışılması ve çözüm- lenmesinde bazı kimselerin zaman zaman demokrasi dışı çözüm aradıklan yaz- dıklanndan, konuşmala- nndan, telkin ve tavsiyele- rinden anlaşılmaktadır" diye konuştu. Başoğlu, Türkiye'de ba- zı kesimlerin "ShiDe ol- maz, askerie olur" anlayı- şından bir türlü kendilerini kurtaramadıklannı söyledi. Tabip odasından açıklama Grip aşılan tam koruma sağlamıyor Istanbul Haber Servisi - tstanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Rjfat Yüceİ, grip aşılannın yûzde 100 koruma sağlaraadığmı belirtti. Yücel yaptığı yazdı açıklamada, korunma oranının grip virûsünün çeşitlerine göre değişeceğini. bu tür aşılarla korunmamn yüzde 60 - 80 dolaylannda olduğunu vurguladı. Grip aşüaraun koruyuculuğunun, yapıldıktaTî en erken 15 gün sonra başladığına dikkat çeken Yücel, gebeligtn iik fiç ayinda, başka bir ateşli hastalıği olanlarda ve yumurtaya karşı alerjisi bulunan kişilerde bu aşıiann kesinlikle uyguJanmaması gerektiği bildirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear