29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2£EKİM 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanı Süleyman Çelebi, 'Cumhuriyeti korumak için Cumhuriyet okumalıyız' dedi 4 Cıımhuriyete sahip çıkmahyız'ADANA (Cumhuriyet Güney Dleri Bürosu) - Tür- kıyea'ebaskıla- nn artacağı ye- ni bir döneme girildiğini be- lirten Tekstil İş- çileri Sendikası Genel Başkanı Süleyman Çele- bi, "Buna hazır obnulıy a. Bizi hazıriıksız >akala> anlar bu üllude gündemi sık sık değiştiriyorlar. Ah- me: Faner Kışlalı gibi bildiğimiz değerie- ri tatlederek bunu yapıyorlar. Cumhuri- yeti demokrasiyi tehdit ediyorlar" dedi. Curchunyetı korumak için Cumhuriyet gazetesi okunması gerektığinı kaydeden Çelebi. "Onun yazarlannı iyi anlamah- VTZ. Atatürk için, Cumhuriyet için. devrim için çahşanlara sahipçıkmabyız" diye ko- nuştu. Tekstil Sendikası şubelerinin kongrele- rine katılmak üzere Genel Sekreter Ali Yddınm. Örgütlenme Sekreten Günay Onayman. Toplu Sözleşmeler Sekreten Nuri Toprak. Bölge Temsılcisı ve Gazı- antep Şube Başkanı Muzaffer Subaşı ıle çok sayıda çahşanm katıldığı Teksa Şube- si kongresinde bir konuşma yapan Çele- bi. daha sonra Mensa Şubesı'nin kongre- sine katıldı. Konuşmasında Kışlalı cina- yetine değinen Çelebi. "Bildiğimiz deger- lertektekkattedilme>e başlandı" diye sö- ze başladı. Çelebi. hükümete de sert gön- dermelerde bulunarak şöyle devam etti: "Türkiye'nin gündemi yine değiştirüdi. Bilim adanıı. gazeteci, aydın. Atatürkçü arkadaşunız Kışlalı haince öldürüldü. Kış- lah'mn öldürülmesi basit bir olay değiktir. Demokrasi, demokrasi. demokrasi deni- len bir döneme rasgelmiştir. Bu saldın de- mokrasiye. cumhuriyete, bilime, siyasete, Atatürk devrimlerine, bizlere. szlerc ya- pılmıştır. Bahnye Üçok, Muammer Aksoy. Uğur Mumcu'nun öldürülmesi gibi Kışlao'nın öldürülmesi de bizi geriye götürecektir. Demokrasiyt insan haklanıu, sosyal gü- venliği. özgüriükleri, sendikal hareketleri geriye götürecektir. Hazır ve uyamkolma- lıyız. Cumhuriyete.onun savunucusuolan Cumhuriyet gazetesine sahip çıkmahyız. O'nu okumalıyız. Laik Cumhuriyefi, Atatürk ilkelerini savunan. koruyan ya- zarlannı iyi okuyup anlamalryız. Onlaria birlikte olmahyız. HerkesL kendimia sor- gulamalıyız. Ondan sonra da yeni bir de- mokrasi mücadelesine gümeliyiz." Marmara depreminde de hükümetin a- ciz kaldığını vurgulayan Çelebi. bölgede sivıl toplum örgütlennin daha başanlı ça- lışmalar yaptığını söyledi. Çelebi şöyle devam etti: "Hükümet ne yapü orada? Hiç!.. Kızı- lay da dahil tüm kurumlar etkisiz kaldı- lar. Sanki deprem önce onlan yıkmıştı. Binlerce insan ölürken, yüz binlercesi in- im inim inlerken hükümetve yetkililer' sa- ğırlar'ı oynadüar. Biz "Halkımız ıçın ne yapabılınz' di>e düşünürken onlar Mec- lis'ten mal kaçınr gibi Sosyal Gih enlik Ya- sası'nı çıkardılar. Nani hakkımızı gasp et- tiier. Ama smıfta kaldüar. Bizden kötü not aldılar. Onlardan >akında hesap soraca- ğız. Hesap verecekİeri gün uzak degü, he- saplaşacagız." Demokrasi mücadelesinde zaman za- man yalnız bırakıldıklannı, bu nedenle daha sıkı bir örgütlenme çalışması içine girmeleri gerektiğini belirten Çelebi, sen- dikal hareketın önünde ciddi ve büyük so- runlar olduğunu. ancak DtSK'in dûn ol- duğu gibi bugün de bunlan aşacak güçte olduğunu kaydetti. DtSK'in önder bir sendika olduğunu vurgulayan Çelebi. "DİSK'i işçi büyütür. Demokrasi mücade- lesinde DISK'e ihtiyaç vardır. Demokrasi treninin doğru gitmesini sağlayan raylar- dır. Tehdit unsurianndan kurtulmak için güçlü olmahyız. İşveren DİSK'i istemiyor. 'Önce Türk-tş ve Hak-İş' diyor. Neden DtSK değiL Çünkü biz işçiyiz, onun sesi- yiz. Hükümet ve işverenin dayatmalan ile sosyal haklanmız, aJdığımı/ zamlar elden gidiyor. Baskılann artacağı birdönemegi- riyoruz. Aruk susmayacagız. Sizden ala- cağunız destekle alanlara çıkacağız. sesi- mizi yükseltecegiz" diye konuştu Tekstil Sendikası'nın her iki kongre- sinde de tek liste ile seçimlere gidildi. Teksa'da Nazmi tnce. Mensa'da Ayhan Dolaşu* yeniden başkanhğa getirildıler. Başbakan Bülent Ecevifin yayımladığı "Cumhuriyet Bayrarm törenlerinin kısıth kutlanması" yönündeki genelgeye yurttaşlar ve çeşitli sivil toplum örgütleri tepki gösterdi ayram görkemli kııtkursmHaber Merkezi- Başbakan Bülent Ecevit'in yayınladığı "CumhuriyttBayramı törenlerinin kısıth kurtanmaa" yönündeki genelgeye yurt- taşlar ve çeşitli sivil toplum örgütleri tepki gös- terdi. Gazetemiz yazan Ahmet Taner Kışia- h'nın cenaze töreninin şeriata karşı güçbirliğı- ni bir kez daha ortaya çıkardığmı anınısatan ör- gütler, "Cmnhuriyete sakbnlarm yoğunlaştığı bu günJerde. cumhuriyetm varoluşunun simge- si otan günün kntianmaması dt\ letin a>ıbıcur " dediler. ÇYDD Genel Başkanı Prof. Or. Türkan Say- lan, Cumhuriyet BayramTmn mutlaka kutlan- ması gerektiğini belirterek "Bu tür olaylarda uhısal ba> ranılann iptal ediunesi yerine, o gün- leri ulusal sorunlann konuşuiacagı,birükv« be- raberüklerin pekiştirBeceg günfcr olarak an- lamlandırümahdır^ dedi. Saylan. derrtek ola- rak Cumhuriyet Bavramı'nı her zamanki gibi törenlerle kutlayacaklannı söyledi. Cumhuri- yet Bayramında AhroetTanerKışlalı ya düzen- lenen suikastın aydınlanmasıyla ilgili bir top- lantı yapacaklannı ifade eden Saylan. ulusal bayratnlann iptal edilmek yenne cumhuriyet düşmanlığınuı önlenmesi için daha etkin çaliş- malann örgütleneceği günier olarak anlamlan- dınlması gerektiğini vurguladı. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) îstanbul Şube Başkanı Bflge Bilgjç. Cumhuriyet Bayra- mı îcutlamalanrun bir eğlence ohTBdığını ve 29 Ekim'in Türk ulusunun onur günü olduğunu belirterek "DevJetdepremibahaneederek cum- huriyetkutlanıalannıçckrık koymatörenine in- dirgemiş olabüir.Aocafc bizADD olarak Başba- kanlığın genetgesine karşın 29 Ekim'i coşkuyia Başbakanlığın yayımladığı genelgeyi doğru bulmadıklanm ifade eden Bilgiç, cumhuriyetin 76'mcı yildönûmü kutlamalannm, insanlann moralinin yükseltilmesine ve içinde yaşanılan koşullar göz önünde bulundurulduğunda ulusal bütünlüğün bir kez daha kenetlenmesine neden olacağını söyledi. tP Buca llçe Başkanı Hayati Özcan, Kışla- h'nın cenaze törenindeki ordu-halk birlikteliği- nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerinin görkemli olmasını zorunlu kıldığını savundu. Ecevit'in, genelgesini bir an önce geri çekme- si gerektiğini belirten Özcan, ABD'nin cumhu- riyet devrimine karşı savaş. açtığını savTindu. Özcan. MerveK»akçı*>T kurtarma çalışmala- n, deprem bölgelerindeki asker düşmanlığı gi- bi olaylann ABD kayııaklı olduğugu kaydetti. ADD Mugla Şubesi'nin düzenlediği "Cum- huriyet Çayı"nda konuşan Şube Başkanı Av. Birdal Ertuğrul. "Cunıhuriyvte saldınlann yo- ğunlaştığı bu günlerde, cumhuriyetin varoluşu- nun simgesi olan günün kutlanmaması devietin ayitHdn-" dedi. Muğla Öğnetmenevi'nde yapılan ve Kışla- lı'yı anma toplantısına dönüşen etkinlikte ko- nuşan ETtuğruI, devlet kutiamasa da kendileri- nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutlaya- caklannı vurguladı. Ertuğrul, şeriatçı saldınla- nn Kışlah'nın katledihnesiyİe daha da yoğun- laştığını kaydederek kutlamalann cumhuriye- tin başbakanı tarafmdan yasaklanmasının düşündürücü olduğunu söyledi. AYDINLANMA EMRE KONGAR Katilin Robot Resmi Katilin robot resmini çizmek için bilgisayann ba- şına geçti. En yanılmaz tanık olan tarihin ifadesine başvur- du. Katil "seri cinayetler" işleyen biriydi. Bu nedenle önce "kurbanlar" ve "ortam" üze- rinde odaklaşarak bazı ıpuçları aramalıydı. • • • Seri cinayetler, kin ve nefrete dayalı çok uzun bir kuluçka döneminden sonra 1970'li yıllarda başlamış görünüyordu. Kuluçka döneminin ilk adımları ise 1950'li yıl- lara kadar gerı gidıyordu. inançlar üzerinde oynanan oyunlarla insan- lan birbirine düşman eden bu dönem iyice olgun- laşınca, "seri cinayetler planı" uygulamaya ko- nulmuştu. Kurbanların arasında kadın-erkek ayrımı yoktu. Ama hepsi "ünlü" idi. Öldürülenler eğitim kurumlannda veya basın- da ya da her ikisinde birden öne çıkmış insanlar- dı. Hepsi birer "kamuoyu lideri" konumundaydı. Hepsi Atatürk Türkiyesi'nin "demokratik" (ve demokratik olduğu için de zorunlu olarak laik) ge- lişmesine inanan, kamuoyu lideriiklerinı çağdaş- laşma alanında odaklaştırmış insanlardı. Hepsi çok çalışkan, çok birikimli. son derece aktif, dinamik, dürüst ve etkili kişilerdi. • • • Kurbanlar ve ortam açısından ıncelemeyi bitirin- ce dnayetlerin ortak özellikleri üzerinde odaklaş- tı: Her cinayet, hem bireysel olarak büyük biriki- mi ortadan kaldınyor hem de toplumsal olarak, Türkiye'nin, Cumhuriyet aşaması ıle uygulamaya koyduğu çağdaşlaşma projesini, düşünce ve eylem düzeyinde geriletiyordu. Cinayetlerın sayıca tırmanışı, özellikle güven- lik güçlerinin ideolojık açıdan yeniden yapılandırıl- dığı "Milliyetçi Cephe Hükümetleri" zamanına dayanıyordu. Bu seri cinayetler, kimı zaman aydınların tutuk- lanması ve işkence görmesi gibi 12 Mart benzeri, kimi zaman da bütün üniversiteierin aynı çizgide tasfiyeye tabi tutularak, yeniden aynı amaca uy- gun personelle doldurulması gıbı 12 Eylül benze- ri "resmi tutum ve davranışlarla" da destekle- niyordu. Katillerin hemen hemen hiçbiri saptanamamış, saptanmış olanlar yakalanamamış, kazayla yaka- lanmış olanlar ise ya kaçmış ya da serbest bırakıl- mışlardı. Evet, artık bir "robot resim" için elinde yeterli veri vardı. • * • Önce yanm yüzyıldır en üst düzeyde "yetkili a- ma sorumsuz" yöneticilik yapanların hatlan ile bir siluet oluşturdu. Sonra, elli yıl boyunca "icracı koltukta" Çrtıjrajı "fiderlerin" çizgileri ıle bu silueti birazdâhVbeflr- ginleştirdi. Yanm asırdır gizli ve açık güvenlik kuruluşla- nnın sorumlulan bu robot portreyi bıraz daha netleştirebilirdi. Onlan da kapsayan bir-iki "fare darbesi" daha ekledi çizimlerine. Ekrandaki resim hâlâ tam seçilemiyordu. Buna, kitle iletişim araçlarındaki "kışkırtıcılan" ve "hedef belirteyicileri" de ılave etti. Artık oldukça seçılebilir bir portre ortaya çıkmış- tı, ama bu da yetersizdi. Son olarak, Türkiye'de çağdaş bir rejımin geliş- mesinden rahatsızlık duyan ve bu oluşumu geri- ye çevirmek için çaba harcayan komşu ülkeler ile uluslararası örgütlerin yönetici ve tetikçile- rini de ekleyince, resim tamamlandı. Portreye dikkatle baktı: Katili tanımıştı. Sıkıntı içinde. eli, sağlıkh yaşamak için bırakmış olduğu sigaraların bulunduğu kutuya uzandı, bir sigara yaktı: Katili tanıyınca sıradaki hedefin kim olduğunu da keşfetmişti! Eski ANAP Milletvekili İlhan Kesici Burada devletin aczini görüyorum • Kesici, Kışlalı cinayetinin, ülkenin huzurunu bütünüyle ortadan kaldıran bir suikast olduğunu \airgulayarak "Şimdiye kadar benzerleri oldu ve bunlann çok büyük bir bölümünü devletimiz yakalayamadı. Burada devletin aczini görüyorum" dedi. İstanbul Haber Servisi - Eski ANAP mil- letvekili İlhan Kesici. gazetemiz yazan Ah- met Taner Kışlah'nın bombalı bir saldın sonucu katlediîmesini Türkiye'ye yapılmış bir suikast olarak değerlendirdiğini belirt- ti. Kışlalı için Istanbul'da gazetemizin bah- çesinde düzenlenen törene katılan Kesici, daha önce gerçekleştirilen benzer cinayet- lerin büyük bölümünün faillerinın yakala- namadığını anımsatarak "Burada devletin aczini görüyorum" dedi. Törenden sonra Radyo Cumhuriyet'e ko- nuşan Kesici. Kışlalı cinayetinin, ülkenin huzurunu bütünüyle ortadan kaldıran bir suikast olduğunu \-urgulayarak "Şimdiye kadar benzerleri oldu ve bunlann çok bü- yük bir bölümünü devletimiz yakalayama- dı. En azından. halka intikal edecek derece- de. Burada devletin aczini görüyorum. Bu büyük hadiseleri önle>ememe, haber ala- mama, koruması gereken insanlan koru- yamama gibi bir acz içinde oldu" dedi. Devletin önemlı ımkânlannın "çarçur" edilir mahiyetteki imkânlar haline geldiğı- ni savıınan eski DPT Müşteşan Kesici, hiç olmazsa bundan sonra devletin tüm imkân- lannın topyekûn scferber edilerek, devletin yeniden derli toplu bir devlet haline getiril- mesini ve bu şekilde Kışlalı'nın katillerinin arkasmdaki güçlerin ortaya çıkanlmasını istedi. Bunun yolunun siyasetten geçtiğini Kesici: Katili yakalayacak olan devlet ifade eden Kesici. "Yakalayacakolan kamu bürokrasisi, devlet Bunlan derli toplu hale getirecek hem de bu imkânlan seferber ede- cek olan siyasettir. Siyasetûniz acz içerisin- dedir. Hem y ügınlık. hem beceriksizlik içe- risindeyiz. Bu nedenle sivasiyapının da göz- den geçirümesi gerektiğjni düşünüyonım" diye konuştu. Bu cinayetin çözülmesinde, önceküerine kıyasla daha umutlu olduğunu vurgulayan Kesici. şunlan söyledi: "Bunun göstergeleri var; Saym Cumhur- başkanı. ilk defa böyle bir cenaze namazma iştirak etti. Genelkurmay Başkanlığı'nın Ankara'daki bütün subay ve astsubay lann cenaze namazına üniformalarıyla katıl- masını biremiıieduyurmasıilk. Halkıngit- tikçeartan bir bUinç düzeyi vetakipçilik ar- zusu var. Halkın ve medyanın takipteki ıs- rannın Kışlalı "nın katillerinin bulunmasuı- da önemli rol oynayacağını düşünüyorum." TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ KONRAD ADENAUER VAKFI \ Kbnrad ! ->4ctencıoer- SHffung YEREL GAZETECİLİK ÖDÜLÜ 2000 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Konrad Adenauer Vakfı Yerel Gazetecilik Ödülü Koymuştur. AMAÇ Madde 1: Ödülün amacı, demokrasi kültjrünün yerleşmesıni, halkın bilgilen- me ve gerçeklen öğrenme bilincının kavranmasını ve yerel gazetedliğın güçlen- mesırv sağlamaktır. Madde 2: Bu amacı gerçekleştırmek için. yerel basın ve yayın kuruluşlannda çaıışan gazetecilenn çalışmaıannın değerlendınlmesi ve mesleğe yönelen genç- ienn özendınlmesı öngörülür. KAPSAM Madde 3: Yerel gazetecilik ödülü. yerel gazetelerde çalışan gazetecileri kap- sar Değerlendırmede. bu kuruluşlarda çalışanlann yerel konular için olanakları en ıyı şekilde kullanmaları diKkate alınır. BAŞVURU Madde 4: a) Adaylar doğrudan başvurabileceğı gibi, yerel gazetelenn yazı işleri müdür- len; iletişim fakürtelennın bulunduğu yerlerae fakülteier adına oğretim üyeleri, yerel meslek kuruluşlan ve sivil toplum örgütleri aday gösterebilır, her aday tek bir eser ıle katılabılır. b) Adayların TC vatandaşı ve eser dilınin Türkçe olması zorunludur. c) Ders kıtaplarında, master veya doktora çalışmalannda yayınianmış veya bir yarışmaya katılmış olan çahşmalar kabul edümeyecektır Sahibı ölmüş çalışma- lar aday gösterilemez. Yarışma süresınce eser sahibı ölur ve eseri ödül kazanır- sa. ödüi ölen kişının yasal vanslerıne venlır. d) Eserlerin 01.01.1999-31.12.1999 tarıhlerı arasında yayınianmış olması ge- reklidır. e) Eserler. eser sahıbinın nüfuz cüzdanı ömeğı ve bir kışa özgecmışi ile birlikte Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, {Yerel Gazetecilik Ödülü - 2000) Türkocağı Cad. No: 1, 34440 Cağaloğlu-lstanbul adresıne 31.01.2000 tarihine kaaar 1 orıjinal 11 nüsha halinde taahhütlü ola- rak postaya venlmış olmalı ya da elden teslım edilmelıdır. ÖDÜLLER Madde 5: Ödüller 2000 yılı için aşağıdakı şekilde belırlenmıştır Birincılik odülü 2.000 DM IkıncilıK ödülü 1.000 DM Üçüncülük ödülü 500 DM Madde 6: Seçıci Kurul Gerekli gördüğünde en fazla 5 adaya mansiyon olarak bırer özendırme plaketı verebilır. Atatürkçü Düşünce Derneği istanbul subeleri Ahmet Taner Kışlah için AKM'de gece İstanbul Haber Servisi - Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) İstanbul şubelen bu akşam Atatürk Kültür Merkezı'nde (AKM). bombalı suikast sonucu kaybettiğimiz gazetemiz yazan Prof. Dr. Ahmet Taner KjşlaJı ve tüm Cumhuriyet şehitleri için anma toplantısı düzenliyor. Kışlalı ve Cumhuriyet şehitleri için AKM Büyük Salonda saat 20.00 da başlayacak olan anma gecesi "Mustafa Kemal Destanı" konulu dia gösterisiyle başlayacak. Gecede, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur Serter. gazetemiz yayın kurulu başkanı ve yazan tlhan Selçuk, Sivil Toplum Kuruluşlan Birlıği adına eski 10 Rektörü Bülent Berkarda. Radyo Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Ümit Zileli. ADD istanbul Şube Başkanı Bilge Bilgiç ve Ahmet Taner Kışlah'nın dostlan konuşacaklar. Saat 22.30'a dek sürecek olan anma gecesini eski TRT spikerlennden Emin Saylan sunacak. Bilge Bilgiç, "Laik. demokratik Atatürk cumhuriyetine sahip çıkan tüm Ahmet Taner Kışlalı dostlannı bu anlamlı geceye bekHyoruz" dedi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Türkan Saylan: Kimse köşesîne çekilmemeli tstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan. yazanmız Ahmet Taner Kışlahnın cenaze törenindeki duyarlılığın çağdaş, laik, demokratik Türkiye özlemi içinde bulunan tüm bilinçli yurttaşlar için "Asla yeterli sayümaması gerektiğini'* belirterek "Kimse köşesine çekümemelidir. hiç kimsenin buna hakkı yoktur" dedi. ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, yaptığı yazılı açıklamada, şunlan söyledi: "Cumhuriyetimizin temel taşı olan Atatürk ilke ve devrimleri. hukukun üstünlüğü. değişmez değiştirilemez laik düzenimiz, son 50 yıldır bizi yönetenlerin oy ve çıkar beklentileri ve ilkesi/likleriy le, verdikleri ödünlerle, yozlaştu-umış, yobazhğa, köktendinciliğe, 'demokrasi' söylemryie yer açılmıştır. Aydın cinayetkrinin temeli de budur." Saylan, bu gerçeği herkesın iyi bellemesı ve cumhuriyetin her bireyinin tarikat-siyaset-mafya üçgeninın yok edilmesi için cumhuriyetle bütünleşmesi gerektiğini vurguladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear