22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 1999 PAZAR HABERLER DUN1ADA BUGUN ALİ StRMEN Fotoğraf Dediğin... Sevgili Iki gündür Izmir'deyim. Burada yaz hâlâ sü- rüyor. Dostum Daniel Colagrossi'nin Başak Sigorta Sanat Galerisi'nde açtığı sergiyi izle- mek için geldim. Daniel Colagrossi'nin geçmişinde rugby oyunculuğunun yanı sıra aşçılık da var. Dünya görüşlerimiz kadar damak zevklerimiz de bağ- daşıyor. Cuma akşanm Sevgili, Daniel'in fotoğrafian- nadaldım, gittim. Fotoğraf dediğin nedir ki? Bu soruyu, onun broşürüne önsöz yazmam jgerekince sordum kendi kendime. Evet gerçekten Sevgili, fotoğraf dediğin ne- dir ki? Bir objektif, bir deklanşör, bir fotoğrafçı rrndır sadece? Dostum değerli sanatçı Ara Güler her ne kadar fotoğrafın bir sanat olmadığını söyle- se de onun affına sığınarak ve de haddim ol- mayarak, ben fotoğrafı sanatların içinde en sürprizlerie dolu ve en şaşırtıcı olanı olarak gö- rürüm. Işin içinde objektif olması, bu sanatı tümüy- le nesnel mı kılar? Burada Paul Valery'nin şiir için söylediklerı gelıyor aklıma. Herkesin fellik fellik peşinde koştuğu, "esin perisini" sanatın içindeki gerçek yerine, emeğin çok arkasına yeıieştiren Valery, şiirin yalnız duyguiarla yazı- lamayacağını, onun duygu ile zekânın, sürekli savaş sonunda, vardıklan uzlaşmanın bir ürü- nü olduğunu söyler. Fotoğraf da öyle değil mi? O da objektifin so- ğuk ve şaşmaz nesnelliği ile sanatçının onu kendine ram etmeye çalışan, öznelliğinin sürek- li savaşımlan sonucunda, vardıklan uzlaşmanın ürünü değil mi? öyle olmasaydı, aynı mahallede aynı nesne- yi, aynı makine ve objektifı kullanarak çeken i- ki sanatçının bize sundukları görüntüler bu de- rece ayn, bu derece birbirlerinden farklı duygu- lar uyandıran bir biçim alabilirler mi? Evetbelki de fotoğraf, objektifin nesnelliğinin sanatçının öznelliğine yenik düştüğü ya da onunla uzlaştığı bir sanattır. Ama hınzır objektif de çerçevesini inceden in- ceye d.üzenlemiş, herşeyi sabırla ayariamış sa- natçıya, zaman zaman oyun oynar, görüntü- nün içine davetsiz misafirler sokar. Ve çağnsız konuklar kıyıda, köşede, ilk bakışta göze çarp- mayan varlıklanyla kimi zaman hedeflenen nes- neleri, amaçlanan-kişileri köşeye itıp, dikkatimi- zi kendilerine çekerek bizde unutulmaz izler bı- rakırlar. Daniel'in sergisinde, Sevgili böyle bir fotoğ- rafa rastladım. Bir lokanta ya da meyhanede toplanmış olan insanlar arasında ön planda elin- de rakı kadehi olan dazlak bir adam duruyor. A- ma benim dikkatimi en çok o değil de, taa dip- te koyu renk gözlükleriyle herkesten kopmuş, tek başına kendi dünyasına dalmiş kişi çeteti. BeJki sanatçı öyle istemiyordu. Ama ben öy- le okudum resmi. Daniel'in sergisinin bir başka hoş yanı da Pa- ris ile Istanbul'u, Izmir ile Marsilya'yı tıpkı onun gibi, süperpoze görüntüler gibi alabildiğine coş- kuylayaşayan büyük şairSalih Ecer'in kimifo- toğraflar yanındaki enfes dizeleriydi. Dilersen birini okuyalım birlikte? # "Ben sanmıştım ki, • • -' ; ' *" • " padişahlar sandık dolusu rüşvet verdiler şu soru sorulmasın diye; Paris mi âşık Istanbul'a Istanbul mu Paris'e?" Izmir'de şiir ile fotoğrafı birlikte okuyup tatma- nın keyfini yaşadım. Adana'daki operasyon 6 polis hâlâ teslim olmadıADANA (Cumhuriyet Güney tlkri Bürosu) - Akıncılar Mahallesi'nde 2 kişinin ölûmü ile sonuç- lanan baskına katılan po- lislerden haklannda gıya- bi tutuklama karan bulu- .nan 6'sı, Emniyet Müdü- rû Şûkrfi Yetimoğlu'nun, "EDerimle teslim edece- ğjm" demesine karşın dün de teslim olmadı. Emni- yet yetkililerinden konu ile ilgili bir açıklama ya- pılmazken, polislerin pa- zartesi günü teslim ola- cajdan belirtildi. Yüreğir ilçesi Akıncılar Mahallesi'ndeki bir bina- ya 'hûcreevi' oldugu iddi- asıyla baskın düzenleye- tek DHKP-C militanı ol- dugu açıklanan Erdinç Aslan ile Murat Bektaş adlı kişileri öldüren, yine DHKP-C'li oldugu ileri sûrülen Mustafa Köp- rfi'yû sağ yakalayan Em- niyet Müdürlüğü Terörİe Mücadele Şubesi'nde gö- revli polisler, Bektaş aile- sinin " Yanhş adam öldür- 'düler" suçlamasıyla sav- cılığa yaptıklan suç duyu- rusunun ardından hafta içerisinde başlatılan sor- gulamanın önceki gün ta- mamlanması ve gıyapla- nnda tutuklama karan çıkmasına karşın dün de teslim olmadılar. Tutuklama karanndan sonra Emniyet Müdürü Yetimoğlu; Başkomiser Fevzi Mustan, polisler Haydar Erot, Ali Erduru- can. Nurettin BülbüL Mu- harrem Topaç ve Eyüp Yakankaya'yı "kendi elle- riyle teslim edeceğini" söylemişti. Öte yandan polislerin pazartesi günü teslim olacaklan iddia edildi. Akmcılar Mahalle- si'ndeki baskında öldürü- len Murat Bektaş'ın aile- si, Emniyet yetkililerinin yaptığı açıklamalann ak- sine Bektaş'ın terörist ol- madığını, yanlışlıkla öl- dürüldüğünü, Erdinç As- lan'ın ailesi ise oğullan- nın yakalandıktan sonra öjdüriildüğünü savunmuş ve baskına katılan polis- ler ile diğer yetkililer hak- kında suç duyurusunda bulunmuşlardı. Bu arada CHP Parti Meclisi üyesi ve eski Is- tanbul Milletvekili Meh- met Sevigen ve il başkanı E. Hakkı Öztürk, Murat Bektaş'ın ailesi ile yakın- larına başsağlığı ziyare- tinde bulundu. Erdinç As- lan'm ailesi, yakınlan ve arkadaşlan ise dün Ha- tay'ın Samandağ ilçesine bağlı Tekebaşı beldesin- deki mezan başında anma toplantısı düzenlediler. Katıhmcılann "Erdinc.'in KatUi Susurluk Devleti- dir". "KatiUer Cepheye Hesap Verecek" ve " Yaşa- sın Omırlu MücadeJemiz" sloganlannın atıldığı tö- rendejandarmanın çok sı- kı güvenlik önlemi aldığı gözlendi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ilişkileri düzeltmek için yann Bakû'ye gidecek Ene egenyeSERKAN DEMİRTAŞ ANKARA - SSCB'nin yıkılmasının ardındanbağımsızlıklannı kazanan Türk cumhuriyetleri sayesinde "enerji diplo- masisi" ile tanışan Türkiye, 10 yıla ya- km bir süre geçmesine karşın etkin bir politikayı yaşama geçiremedi. Tansu Çîller'in başbakanlığı döneminde yaşa- nan koordinasyonsuzluk, Bakû-Ceyhan boru hattı projesinin geleceğini olum- suz etkilerken, 57. hükümette de benzer bir dagınıklık gözleniyor. Dışişleri Ba- kanlıgı'nın tamamen devre dışı kaldığı "enerji diploroasisini" ANAP'lı bakan ve diğer yöneticıler idare etmeye çalışı- yorlar. ANAP Genel Başkanı olmasımn yanında hükümet adına yetkisi bulun- mayan Mesut Yümaz'ın ÂBD ve Rusya gezilerinde enerji konulannda yaptığı te- maslar, Türkiye'nin çıkarlan açısından olumsuz değerlendirildi. Haziran ayında imzalanması gereken Bakû-Ceyhan boru hattı projesi için ke- sin anlaşma hâlâ imzalanma aşamasma gelmezken. Transcaspian adı verilen Türkmen doğalgazinı Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak boru hattı projesi- nin geleceği belirsizliğini koruyor. 57. hükümetin enerji konulannda yaşadığı dağınıklığın temelinde şu unsurlar yatı- yor Cem pasif: Dışişleri, petrol ve doğal- gaz boru hatlan ile girişimlerde pasif ka- lıyor. Dışişleri Bakanı tsmafl Cem, me- saisinin büyük bölümünü Türkiye-AB ilişkileri ve ABD ile geçirirken, uzun sü- redir Türk cumhuriyetlerine gitmedi. Cem, bugün de Venezüella ve Küba'yı kapsayan 6 günlük bir tura çıkıyor. TtKA MHP'de: Dışişleri Bakanlı- ğı'nın kurdugu Türk Işbirliği ve Kalkın- Doğalgaz-petrol oyunlarında yeni iddia... Eski BOTAS Genel Müdürü Hayrettin Uzun'dan uyarı 'Mavi Akım, Bakû-Ceyhan'a alternatif BANUSALMAN ANKARA-Eski BOTAŞ Genel Müdürü Hayret- tm Uzun. Mavi Akım projesinin dogalgaz taşıma ye- rine Bakû-Ceyhan'a altematif proje yapılmaya ça- lışıldığina dikkat çekti. Mavi Akım'daİd boru hat- • lannın çapınm büyütülerek 52 inçe çıkanlmasının ve doğalgazm işareti olan komprosör istasyonlan- nın ihale dışına çıkanlmasınm bu tehlikenın göster- gesi olduğunubelirten Uzun. Mavi Akım kapsamm- da Türkiye'nin Samsun-Ankara hattının ihaiesini de yaptığına dikkat çekerek, "Boğaztar'dan geçmesin, bu hattı yaptık dnecekler. Samsun'dan Ce>han'a basarak, yani tersine çabşürarak Bakû-Ce\han'a gerek kalmaz düşüncesi a\nca bir tehdittir" dedi. Hayrettin Uzun, Türkiye'nin ulusal politika ha- line getirdiği iki projesi bulunduğunu, bunun birta- nesinin Bakû-Ceyhan petrol boru hattı, diğerinin de Türkmenistan-HazaT geçişli dogalgaz projesi oldu- ğunu anımsatırken "Mavi AJamdadahJloimakuze- re diğerieri, bu projeji baltalayan projelerdir" dedi. Bakû-Ceyhan'la Türkmen doğalgazı projesinin biriikte olduğunu, Dogu-Baü Enerji Koridoru kap- samında malıyetleri yan yanya düşürdüğünü anla- tan Uzun, Mavi Akım'm da kesin dogalgaz proje- si olup olmadığının belirsizliğine işaret etti. Uzun, Mavi Akım'a ABD'nin de karşı olduğu- nu, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile Başba- kan Yardımcısı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümerin Washington'a yaptıklan res- mi olmayan gezilerinde ''Mavl Akım'm birinci ön- ceük" olduğunu söylediklerini ve Türkmenistan'da- ki '^rça B yı ABD'de de gizli kapılar arkasında *je- diklerini" söyledi. Uzun, ABD'nin ardından Yıl- maz ve Ersümer'in Rusya'ya yaptığı gezinin de işa- damı ŞankTara ve bazı şirketler tarafindan fınan- se edildiğine dikkat çekti. Ersümer'le Yılmaz'ın bu gezide Gazprom şirke- ti ve rejim muhalifleriyle, Moskova Belediye Baş- kanı'yla görüştüğünü kaydeden Uzun, muhalif ka- nadın ağırlıklı oldugu Duma'da bu geziden hemen sonra Mavi Akını projesiyle ilgili anlaşmanın onay- landığını ve vergi teşviklerinin geçirildiğini anım- sattı. Yılmaz'Ia Ersümer'in gezisinin resmi olmamâ- sına karşın "beürkjid ve organize edki" yapısı ol- duğuna dikkat çeken Uzun, "Yılmaz'ı bir işadaım olarak görmek lazun" dedi. ma Ajansı (TtKA), koalisyonda yer alan MHP'ninsorumluluğunaverildi. Böyle- ce Türkıye'nin dış ilişkileri konusunda politika yapmakla görevli Dışişleri Ba- kanlığı'nın Orta Asya ve Kafkasya'daki ülkelerle olan sorumluluğu bir siyasi partiye bırakılmış oldu. Enerji pazarbklan ANAP'ta: Türki- ye'nin iç ve dış tüm enerji pazarlıklan ANAP'lı yöneticilere teslim edildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ANAP'lı Cumhur Ersümerde ANAP lideri olmasımn dışında hükümetle bir il- gisi bulunmayan Mesut Yılmaz'ın ABD ve Rusya gezileri, Türkiye'nin enerji çı- karlan açısından olumlu değerlendiril- medi. Yılmaz'uı rolû: Yılmaz'ın Rusya te- maslan, Azerbaycan ve Türkmenis- tan'da büyük tepki topladı. Mavi Akım projesini Bakû-Ceyhan ve Transcaspian projelerine alternatif olarak gören bu ül- keler, bu projeleri Türkiye'nin bilerek geciktirdiğini düşünüyorlar. Enerji ve BOTAŞ yetkilileri, bu ülkeleri ikna et- mek konusunda yetersiz kalıyorlar. BOT.'VŞ da uzak: BOTAŞ ise her iki bakanhktan da uzak. BOTAŞ'ın '^icari bir kuruluş" olduğunu her fırsatta dile getiren yetİcililerin, bazı uluslararası an- laşmalann metinlerini bile Dışişleri Ba- kanlığfna vermek istemedikleri basın- da çıktı. Demirel Bakû'ye gjdiyor: Kurumlann boru hatlanndaki dağuııklığı geçen haf- ta içinde Çankaya Köşkü'nde yapılan zirvede ele alındı. Cumhurbaşkanı De- mirel'in konuyla ilgili bakanlara, anlaş- malann bir an önce yaşama geçirilmesi için gerekli çalışmalan yapmalan tali- matını verdiği kaydedildi. Daha sonra Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev, De- mirel'i Bakû'ye da\ r et ederek, petrol hat- lan konusunu "baş başa görüşmek" is- tediğini bildirdi. 18 Ekım'de gerçekleşe- cek Demirel-Aliyev zirvesinde Bakû- Ceyhan ile ilgili kesin anlaşmanın bir an önce hazırlanması konulannda birkara- ra ulaşılması bekleniyor. Dogalgaz gereksinimi büyük: Demi- rel'ın de bu konuda gazetecilere yaptığı açıklamada, petrol boru hatlan konusun- da bazı tereddütleri olduğunu, buradaki tartışmanın ekonomik olmaktan çok si- yasi olduğunu düşündüğünü söyledi. Türkiye'nin hem Türkmenistan'dan hem de Rusya'dan dogalgaz alacağını belir- ten Demirel, "Herdunımda2010yıhna kadar olan gereksinimimizi me>cut kay- naklar karşılavamayacaktır" dedi. Bulent Ecevit 'Çeteler af dışında kalacak'ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit koalisyon ortağı partilerin çetelerin af kapsamı dışında kal- masında birleştiğini bil- dirdi. Koalisyon ortaklan arasında uzlaşı arayışına girdiklerini belirten Ece- vit, "Her konuda anlaşa- mayabiliriz, onu da doğal karşdamakgerekir'' dedi. Ecevit, milletvekilliği do- kunulmazlığının sınırlan- dınlması konusunda so- run çıkacağını sanmadı- ğını belirtti. Ecevit, Sos- yalist Enternasyonel'e üye olacaklannı söyledi. Başbakan Ecevit, CNN Türk'te kendisine yönelti- len sorulan yanıtladı. Ecevit. "Şu andaki MHP'den sizin kuşkulan- mzvarmı"yönündeki so- ruya "Birbirimize karşı kuşkumuz yok" karşılı- ğını verdi. "Milletvekilhği doku- nulmazhğı konusunda TBMM'de uzlaşma olabi- lecekmi" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Biz,sayın Devlet Bah- çeli ve Mesut Yılmazia bir araya geldik. Meclis çahşmalanndaki öncelik- leri saptadık. Daha doğru- su, anayasa değişiklikle- rindeki öncelikleri sapta- dık. Bunlann başında 83. maddeile 100. madde. ya- ni milletvekili ve bakan dokunulmazltğını smırla- yıa maddeler ele alındı. lçeriğinc henüz girmedik. tçeriğine gjrince biranlaş- mazhk çıkar mı, çıkmaz mı bilmiyonım ama bir ııyum sağla> abflece^mize inanıyorum. Bu konuda tam görüşbüi^me vanhk. Bir sorun çıkacağuu san- ıruyorum. Kamuoyunun daDekkDtisivar." Ecevit, af yasasına iliş- kin olarak, tamamen insa- ni nedenlerden afkonusu- nu gündeme getirdikleri- ni söyledi. Başbakan Ecevit, "Her partinin kendine göre göriişleri vardır. Onu beğenmesek de say- gıyla karşüamak gerekir. Af yasası Cumhurbaşka- nı tarafindan iade edilin- ce, koalisyon ortaklan arasında uzlaşı arayışına girdik. Her konuda anla- şamayabiliriz, onu da do- ğal karşüamak gerekir" diye konuştu. Ecevit, "Çetelere af kapsama nasıl girdi" so- rusu üzerine, koalisyon ortağı partilerin liderle- rinin çetelerin af kapsamı dışında kalmasında bir- leştiklerini kaydederek "Bir yerde girdi ama o konuda şimdi 3 koalisyon ortağı da aynı düşüncede birteşiyor. af dışı kalması konusunda birleşiyor" dedi. Başörtüsü konusunda "Üzücü bir konu" diyen Başbakan Bülent Ecevit, "BUdiğiniz gibi, Türki- ye'de doğal olarak tarla- da çalışan kadın, saçını başını korumak için ka- patır. Üniversitelerdeki sorun, doğal bir giy si olan başörtüsünün bir siyasal simge haline. laikliğe, devlete meydan okuyan bir simge haline getiril- mesinden kaynaklamyor. Bu konu siy~asal açıdan is- tismar edilmez dunım haline gelsin, ortalıkta so- run diye bir şey kalmaz" diye konuştu. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN İzmirti bir grup avukatın, Demirel'in Çağtar ve Çörtük'le çektirdiği fotoğraf nedeniyle manevi acı ve çökün- tüye uğradıklannı belirterek Cumhurbaşkanı Demirel aleyhme açtığı 2 miryar 10 miryon lirahk manevi tazrai- nat davası 26 Ekim'de başhyor. Aileler 'Affi mahkûmlar istemedi' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adlı tutuklu ve hükümlü yakınlannın kur- duğu Mahkûm Aileleri Yardımlaşma Dayanışma Vakfı yönetieilerij koalis} yon ortaklan arasında pa- zarlıklan süren affı mah- kûmlann istemediğine dikkat çekerek "Siyasiler çaresiz insanlann üzerin- den pazarhk yapmasınlar" dediler. Vakıf yöneticileri, Cum- hurbaşkanı Süleyman De- mirel tarafindan yeniden görüşülmek üzere TB- MM'ye gönderilen af ya- sasının eşit ve adil olmadı- ğını vurguladılar. Başba- kan Bülent Ecevit in mah- kûm yakınlannın yüzde 76'sının oyunu alarak ikti- dara geldiğini savunan yö- neticiler."Başbakan bunu seçim yatınmı olarak kul- landı. Ancak, şimdi çaresiz insanlann üzerinden pa- zarhk yapıyorlar" dediler. Cezaevinde af nedeniyle huzursuzluk yaşandığını belirten yöneticıler, mah- kûmlann hiçbir zaman "af istiyoruz" diye isyan çıkar- madığını. sessiz sedasız cezalannı çekerken siyasi- lerce afFın gündeme geti- rildiğini kaydettiler. Abdullah Öcalan silaha başvurma riskinin banş sürecini zorladığını söyledi Iııırah 9 dan PKK'lilere banş mektubu ENVERSEVtŞ DİYARBAKIR-PKK lideri Ab- duDah Öcalan örgütün başkanlık konseyi ve merkez komitesine gönderdiği mektuplarda, çatışma yaşanabilir havasına kesinlikle son verilmesi gerektiğini belirterek her an silaha başvurma riskinin banş süreceğini zorladığını söyledi. Türkiye'den geri çekilen militan- lann bu işlemi hızlı bir şekilde sür- dürmesi gerektiğine işaret eden öcalan, devletin daha çok pratik sonuçlan dikkate aldığrnı belirtti. Kendisine ve diğer idam mahkûm- lanna karşı MHP'nin infazcı bir yaklaşım sergilediğini belirten Öcalan, her türlü gelişmeye hazır- lıklı olunması gerektiğini bildirdi. Abdullah Öcalan imzalı, PKK Başkanlık Konseyi ve Merkez Komitesi'ne gönderdiği."PKK Demokratik Çözümün Anahtan- dır" başlığmı taşıyan 12 sayfalık mektupta Öcalan, geri çekıbne- nin hızlanduılmasını isteyerek şunlan dedi: "Sizlerin de birçokaçıklamamz- da vurguladığuıız gibi geri çekflme stratejik bir karar ounak kadar, tüm silahh birimleri kapsamasına Oişkindir. Bizzat Genelkurmay Başkanı'nın tahmini de olası bir k>- • Banş ve kardeşlik için şimdilik mütevazı da olsa her şeyi yapmanın esas olduğunu vurgulayan Abdullah Öcalan, mektubunu şu satırlarla bitirdi: "Sağlığımı zor da olsa koruyorum. Duyguların dayanılmaz gûcünü dengeliyorum. Kayıp yakınlannın çocuklanna, kadın ve ihtiyarlara, tüm yoksullara ve yardıma muhtaç olanlara, acı çekenlere ve güzelliklere, benden yana istemlerine yanıt olursanız çok memnun olurum. Hepinizi tarif edilmez özlem ve sevgilerimle kucaklar, sonuna kadar hepinizin, herkesin istediği kadar onlann olduğumu belirterek selamlanm." srnıgücümüzün kahbfleceğinl ob- sılık dahilinde de olsa belirtilmesi önemlidir. Yani biraz kıışku vardır. Hatta sağ basında hep yaptıklan taş geri çekilmesi ve hazırlıklandır btçüninde propaganda bile yaptl- maktadır.Vıneheransüahhmüca- deleye başlayacakımşız gibi tah- minler de yapıhnaktadır. Ayriyet- ten dışta üslenme durumumuzyan- hş degerlendirmelere konu olmak- tadır. Bazı tebükeleri beraberinde getirmektedir. Gerek yanlış anla- malara son vermek ve gerekse bu taribi dönüşüm sürecinin hazırhk- lannı doğru, kapsanüı yapabflme- miz için geçmişten de ders çıkarta- rak stratejik kararlara tam bağb- hk ve gereklerini güvenlik içinde tam yerine getirmek önemlidir. Ya- ni güçlerimiri mûmkünse en ktsa sürede ama güvenlik içinde tama- men sınır dışına çekme ve hazırhk- laruı özüne uygun üslendirme, em- niyet altmda yeni sürecin dersleri temelinde eğitime, bulunduklan alanlarda pratik göre>1erine, esas görevlerine zarar vermeyecek bi- çimde katiada buhınma söz konu- sudur. Kısaca bu adımla Türki- ye'den disiphn içinde çeldldikleri bflgisini gerçekçi olarak devlete, tophuna ve ara güçlere inandına kıbnak durumundasmız. Bunda kuşku ve yanbş degerlendirmelere firsat vermemelisiniz." Devletin daha çok pratik sonuç- lan esas aldığıru, özellikle geçmiş- teki benzer çağnlar nedeniyle hay- li kuşkulu ve ihtiyatlı olma gereği- ni duyduğunu kaydeden Öcalan şunlan söyledi: "Ashnda devletin tümüyie du- yarsızyaldaştığı söylenemez. Cum- hurbaşkanı, Başbakan ve Genel- kurmay Başkanı'nm değeıiendir- mekrinde, yasal çerçevede çözüm konulanndasmırh da oba bazı işa- reder görmek mümkün. Kamu- oyunda, basında daha acık tutum ve beklentiler ortaya çıkn. Her şart altmda yok etmed yaklaşım güçle- ri de vardır. Ama eskiye nazaran daralmışOr. Bilindiği üzere son af tarüşmalan ve ardmdan gelen ve- to, vineterörlemücadeleyasasmda- Id dahada dararalarak basmda piş- manlık denilen yasanm çıkanhna- sı bizierk yakmdan ilgüklir. Af&n dışında tutulmak kadar, yönetici kesiminantiteröryasasmuıdışmda tutulması bunu acık gösteriyor. Bu- rada bir noktaya daha açddükgetir- me gereği vardır. Antiterör yasast- na pişmanlıkyasasıdenmesikamu- oyu ve basının bir yaklaşımıdır." Öcalan, MHP'lilerin kendisi ve diğer idam karan verilmiş PKK'lilere infazcı bir yaklaşım içinde olduğunu belirterek şöyle devam etti: "MHP'nin infaza yaldaşun ru- tumu dahaçoktaban kin sürdürül- mekte. Gücü yeterse sonuna kadar bu tavnnı sürdürecektir. Hatta po- fitik malzeme olarak diğer partile- ri de sıkıştıracaktır. Ordu benim durumumla ilgili olarak 'Işin so- rumluluğu siyasilerdedir' diyor. Başbakan tutum beürlemediği gi- bi, Cumhurbaşkanı da 'son yılla- nn en zor sorunu' diyor. Bu durum yohınsonunakadar böyle gideceğe benzivor. Işin içyüzünü kestirmek zor. Halbukigeldiğimden beri tanık okhığum, gözlemlediğim biraz da- ha derin. olgun devlet tavn da diye- bilecegim yaklaşım, banş ve kar- deşlik yaklaşımlannı sesJendirmek- ten geri kalmıyordu. Bu halen böy- ledir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'nm de- meçlerinde şiddeti ortadan kakhr- ma istemleri var."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear