Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
• TEMMUZ1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Başbakan Yılmaz, Ecevit ve Sezgin ile birlikte hükümetin 1 yılını değerlendirdi
'Cranhuriyeti Meclis korıır'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan MesutYılmaz, irticayla müca-
delede izlenecek strateji konusunda Türk
Silahlı Ku\"vetleri ve Genelkurmay Baş-
kanlığı ile görüş aynlığı olabileceğini,
ancak TSK'nin parti polıtikalanna mü-
dahale etmesini doğru bulmadığını söy-
ledi. İrtica ile mücadelede politikayı hü-
kümetin belirleyeceğini kaydeden Yıl-
maz, TBMM'yi işlevsiz bir kurum biçi-
minde görmeye kimsenin hakkı olmadı-
ğını belirterek u
Meclis, cumhuriyetin ni-
teiiklerini mutlaka koruyacakür" dedi.
Başbakan Yılmaz. dün Başbakan yar-
dımcılan Bülent Ecevit ve İsmet Sezgin
ile birlikte düzenlediği basın toplantısın-
da, hükümetin 1 yılını değerlendirdi. Yıl-
maz, bugün bir yıl önceki rejim kaygıla-
nndan eser kalmadığını savunurken, TB-
MM'nin en zor koşullarda bile kendi
içinde uzlaşmaya varabildiğini söyledi.
Cumhuriyeti koruyup yükseltme görevi-
ni yerine getirirken yurttaş kimliğine
özen gösterilmesi gerektiğini, yurttaşlık
kurumunun zedelenmesinin cumhuriye-
ti korumak değil tahrip etmek olacağını
kaydeden Yılmaz. irtica ile mücadeleyi
buanlayışla yürüttüklerini belirtti. Mec-
lis'i irade sahibi olmayan işlevsiz bir ku-
rum olarak görmeye kimsenin hakkı ol-
madığını \-urgulayan Başbakan, "Din Al-
lah'ındır. Yatandaşlann din ve vicdan
hürriyetininteminatı TürkiyeCumhuri-
yeti'dir. Demokrasimizin kalbi mertebe-
sindeki yüce Meclis, cumhumetin nitetik-
lerini muüaka konıyacaktır. Meclis'e gü-
venmeden. inanmadan ve iradcsine say-
gı göstermeden Türkiye'nin meselelerini
çözmek nıümkün değüdir" dedı.
Yılmaz, irtica ile mücadelede ordu ile
hükümet arasında gerginlik olduğu yö-
nündeki haberlerin anımsatılması üzeri-
ne. irticayla mücadelenin "soluk ve sa-
bır" isteyen bir mücadele olduğunu vur-
guladı. Yılmaz, şu görüşleri dile getirdi:
"Karşimızda Türldye'yi bölmek iste-
yenler gibi silahlı giiç kullanan örgüt ve-
ya mensupları söz konusu değüdir. Dini-
mizi istismar ederek, demokrasiyi araç
kabul ederek. Türkiye'nin anayasal dii-
zenini değiştirnıek iste>en bir hareket söz
konusudur. Bununla mücadelenin bölü-
cü terörleaynı >öntemie >apılması müm-
kün değildir. Bu mücadelenin TSK'ye bı-
rakılması da mümkün değüdir. DeUetin
bütün kurumlanvla de\let adı\la >apıl-
ması gereken bir mücadeledir. Cumhuri-
yetin başlangıcından beri gelen birtehdit-
le karşı karşıya olduğumuza göre bunun
devlet kadrolan içindeld boyurJannı gö-
zardı etmek, bir vıl içinde bunlann tü-
müyle anndınlacağını düşünmekyanlış-
ür. Hükümete düşen göre>, laik devleti
koruma konusunda irticai faalivetlerle
1 yılın hesabını verdiler
Tanklann ardmdan
iktidar koltuğu
DÜRDANE KIRÇUVÂL
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Başbakan
Mesut Yılmaz, bir yıllık
iktidannm hesabını
verdiği basın
toplantısında. askerlerin
siyasete müdahale eder
tarzda açıklamalar
yapmasını kabul
edemeyeceğini
açıklarken, yapılan
multivizyon gösterisinde
hareket halindeki tank
görüntülerinin ardmdan
Başbakanlık koltuğuna
otururken gösterilmesi
dikkat çekiciydi. Aynı
multivizyon gösterisinde
komutanlarm cenaze
namazı kılarken
görüntülerine yer
verilmesi ise irtica ile
mücadele nedeniyle
çıkan görüs, aynlığı da
anımsanınca "anlamlT
bulundu. Mesut
Yılmaz'ın 55. hükümetin
l yıllık icraatını
anlatmak üzere
Karayollan Genel
Müdürlüğü'nde
düzenlediği basın
topiantısında. Başbakan
Yardtmcılan BüJent
Ecevit ve tsmet Sezgin ile
birlikte birkaç eksik
dışında tüm bakanlar,
bürokratlar ve koalisyon
partilerine mensup
milletvekilleri hazır
bulundu. Çok sayıda
gazetecinin izledıği basın
toplantısında yaklaşık 15
dakikalık bir multivizyon
gösterisi yapıldı. Büyük
puntolarla yazılı
"Yorumsuz" ifadesiyle
başlayan multivizyon
gösterisinde daha çok
gazete haberlerine yer
verilerek devTalınan
Türkiye ve REFAHYOL
hükümeti anlatılmaya
çalışıldı. RP'nin
kapatilmasıyla yasaklı
hale gelen dönemin
başbakanı Necmettin
Erbakan'ın başta Libya
olmak üzere her biri
birer skandal olarak
basına yansıyan yurtdışı
gezilerine, irtica
tehdidinin tırmandığı
ızlenimi yaratan eski RP
millervekillerinden Şevki
Yılmaz'ın konuşmalanna
ve Sincan olayına da yer
verildi. Mesut Yılmaz,
cumhuriyet tarihinin en
uyumlu koalisyon
hükümeti olarak
nitelendirdiği 55.
hükümetin icraatını
anlatmak üzere
düzenlediği basın
toplantısına başlarken,
ortaklan Ecevit ve
Cindoruk'la birlikte
kuruluş aşamasında
hükümete destek veren
ve şimdi de gündemdeki
bazı yasalan cıkarmak
koşuluyla seçim
uzlaşmasına vardığı
Baykal'a da teşekkür
etmeyi unutmadı.
Başbakan'ın yakJaşık 1.5
saat süren açıklamasının
ardından Ecevit ve İsmet
Sezgin de kısa birer
konuşma yaptılar.
Ardından gazetecilerin
sorulannı yanıtlayan
Yılmaz'ın en çok
karşılaştığı soru ise
Genelkurmay Ikinci
Başkanı Orgeneral Çevik
Bir'in açıklamalan ve
hükümet-ordu gerginliği
konusu oldu. Aynı
yöndeki birkaç soruyu
yanıtladıktan
sonra, "Yeteri kadar
konustuğumuzu biraz
önce söykdim, ısraıia bu
konuda >eniden soru
sormanıza gerek yok"
diyen Yılmaz, bir kez
daha aynı yönde soruyla
karşılaşınca
sinirienerek'*Ben mi
Tûrkçe konuşmuyorum.
siz mi Türkçe
anlamıyorsunuz" diye
çıkıştı.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Türkiye'nin en büyük oto hırsızuğı çetesini bir başkomiser yönetiyormuş.
Ecevit, adada ikili çözümü herkesin içine sindirmesi gerektiğini söyledi
'AB KıbnsJ
taçöziimüengelledi'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Yardımcısı Büient
Ecevit hükümetin l yıllık dış
politika uygulamalannı anlatırken
Kjbns sorununun çözümünde
ilerleme sağlanabilmesi içm
adada iki bağımsız devletin
varlığının herkes tarafından kabul
edilmesi gerektiğini söyledi.
Ecev it. Güney Kıbns Rum
Yönetimi'yle üyelik
görüşmelerine başlama karannı
"Kıbns sorununda çözüm
arayışlanna darbe* olarak
değerlendirdi.
Ecevit. dün düzenlenen basın
toplantısında Türkiye'nin
komşulan ve yakın ilişki içinde
bulunduğu ülkelerle ilişkiler ve
son diplomatik gelişmeleri
değerlendirdi.
Ecevit, Bosna-Hersek'in esenliği
ve yeniden yapılandınlması için
çabalannı sürdürdüğünü
belirterek Türkiye'nin dışanya
yapacağı yardımlan kolaylaştıran
ve etkili duruma getiren bir
çerçeveye gereksinim olduğunu
söyledi. Yugosla\ya'daki
sorunlann çözümü için
Kosovalılann daha önce
kazanılmış olan haklannın \e
statülerinin yeniden tanınmasının
önemli bir adım olacağını
kaydeden Ecevit, devlet
başkanlığı seçiminin ardından
Türkiye'ye yönelik tutumunu
değiştiren Ermenistan konusunda
şunlan söyledi:
"Azerbaycan'ın topraklannın
yüzde 20'sini hâlâ işgal altında
tutan Ermenistan'da işbaşma
gelmiş olan yeni yönetimin
tutumunu kavgıvla izliyoruz.
Koçaryan yönetimi, Yukan
Karabağ'ın ilhak edilebikceği
iddiasıvla banscı çözüm yollannı
tıkayan ve uJuslararası hukuka
aykın politikalara yönelmiştir.
Komşumuz Ermenistan'ın bu tip
maceracı ve kendine zarar
vermekten başka hiçbir yere
ulaşamayacağı açık olan tutum ve
davranışlan bir kenara bırakması
bölge istikrar ve banşına da katkı
sağlayacakür."
IsraiTle ilişkiler
Ecevit. Israil'le ilişkilerin
geliştırilmesinin hiçbir ülkenin
aleyhine olmadığını belirtirken
"Ancak İsrail'le ilişkilerimizin
geliştirilmesi. öncelikle bu ülkenin
Filistin halkuun meşru haklanna
göstereceği saygıya bağlıdjr" dedi.
Ecevit, Türkiye'nin AB ile var
olan ortaklık ilişkilerini
geliştirmesinin, birliğinin
yükümlülüklerini yerine
getirmesine bağlı olduğunu
belirterek AB'nin Türkiye'nin iç
yapısına ve Kıbns dahil dış
politikasına ilişkin yanlı, önyargılı
ve gerçek dışı değerlendirmeler
yaptığını söyledi. Ecevit,
Türkiye'nin AB konusundaki
temel yaklaşımını koruduğunu.
Türkiye'nin adaylığının herhangi
bir siyasal koşuîa bağlanmasının
kabul edilemeyeceğini vurguladı.
Başbakan yardımcısı,
Yunanistan'ın Türkiye'ye yönelik
tutumunu eleştirirken Ankara'nın
iyi niyetli, diyalog isteyen
açılımlannın karşı taraftan olumlu
yanıt alamadığını kaydetti. Ecevit.
şöyle devam etti:
"Yunanistan. Türkiye'nin AB ile
ilişküerinde takip t'th'ği olumsuz
politikasını sürdürmektedir.
Türkiye'>c düşman olan çe\ relere
hoşgörü ile yaklaşmaktadır.
Türkiye'nin çıkarlannı zedeleme
yönündeki bazı başka güişimlere,
o arada bolücü terör örgütüne
açık destek \ermektedir. Kıbns'ta
gerginliği artüncı politikalar
izlemektedir. Batı Trakya'daki
Türk azınlığına >önelik
baskılannı art&rarak
sürdürmektedir. Bütün bunlan
ciddi ve dikkatli bir şekilde izleyen
hükümetimiz gerektigi anda
gereken her türlü önlemi
almaktaduf
Kıbns
Ecevit, Kıbns sorunundaki
gelişmeleri anlatırken Güney
Kıbns Rum Yönetimi ile üyelik
görüşmelerine başlama karan
alan AB Komisyonu'nu eleştirdi.
AB'nin Kıbns'ta görüşme
sürecınin temelini oluşturan
siyasal eşitlik ilkesini
tanımadığım belirten Ecevit, "AB,
BM müzakere sürecine ve çözüm
parametrelerine >ikıcı bir darbe
indirmiştir. Arük Ada'daki
gerçeği, iki bağımsız devlet
vaıiığuu konuyla ilgili herkes içine
sindirmelidir. Kıbns konusunda
bir ilerleme ancak böyle
sağlanabilecektir" dedi.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin (a posta. cumhuriyet. com. tr
Özelleştirmeye karşı olmaz, a-
ma böylesi haraç mezat özelleş-
tirmenin önüne geçmek isteye-
bilirsiniz. Yapacağınız, kamu
mülkünün özelleştirilmesini yağ-
madan kurtarmak, ülke ekono-
misinin yaranna bir işleyişin or-
tamını hazırlamak olacaktır.
Kapkaççılığı önleyecek düzen-
lemelere gidersiniz. Keza özel-
leştirmeden sağlanan gelirlerin
dış ya da iç borç ödemesine kul-
lanılıp çarçur edilmesinin önüne
geçer; bu kaynaklann, koruna-
cek kamu işletmelerini iyileştir-
mekte kullanılmasını sağlayabi-
lirsiniz...
Ama dört gündür bu köşede
tartşılan bu değil. Biz özelleştr-
rreye siyasal, ideolojik neden-
lefe karşı çıkan; özelleştirme
histerisini şimdilerde adına glo-
balizm (küreselleşme) filan de-
nen, çokuluslu şirketlerin, dev
mali kuruluşlann bir saldınsı ola-
ra< yorumlayanlarla tartışmayı
deniyoruz.
Şimdi keskin bir yargı: Özel-
ieştirmeye karşı çıkanlar, buna
kırşılık ne önerdiklerini, özel
de
mülkiyete karşılıknasıl birkolek-
tif mülkiyet modeli önerdiklerini
somutça ortaya koymak zorun-
dalar.
Ucuz bir yanıtlama yegleyip
"özelleştirmeler dursun, Her
şey nasılsa öyle kalsın" diyenler
düşüncelerini hangi kanrtlaria ve
tanıtlaria süslerlerse süslesinler
inandıncı olmayacaklar.
"Her şey nasılsa öyle kalsın"
diyenler, aslında, kamu bankala-
n siyasal çıkaıiarla destekli kre-
di yağmasının alanı olarak kal-
sın; KİT'ler her boy ve soydan
politikacının kendilerine, delege-
lerine, hemşerilerine, köylüleri-
ne, avanta verenlere iş ve (hale
sağladığı bir avlak niteliklerini
sürdürsünler; ekonominin sırtın-
daki kamburlar daha da katmer-
lensin, demiş oluyoriar.
Keza hırsızJık yapanlar ağır ce-
zalara çarptnlsın, kamu işletme-
lerini siyasal çıkarlara alet etmek
yasaklansın gibi görünüşü par-
lak, içi kof öneriler de hiçbir an-
lam taşımıyor. Her yasak delin-
mek içindir ve ülkemizde böyle-
si yasaklan delmek başlıbaşına
bir uzmanlıkalanınadönüşmüş-
tür.
Sorun kanımızca daha köklü
ve zordur.
Sorun: Üretim araçlannın özel
mülkiyetine bir seçenek yarat-
maktır.
Bu yalın ve kısacık cümle,
dünyada bütün sol partilerin, dü-
şünürlerin, teorisyenlerin, ide-
ologlann en azından seksen yıl-
lık (1917-1998) sorusudur. Yanıt
oluştumnak üzere çok çeşitli de-
nemeler, yapıldı, kâğrt üstünde
iyi duran modeller üretildi.
Işte size birkaçı::
Sovyetler Biıiiği'nin "sovhoz"
(devlet ışletmesi) ve "to//roz"(ko-
operatif mülkiyetine dayanan iş-
letme) modelleri. Yugoslavlann
"özyönetm" modelleri. Doğu Al-
manya'nın VEB (Halka ait işlet-
me) denemeleri. Macaristan'ın
kooperatiflerde örgütlenmiş üre-
tici mülkiyetindeki kamu işlet-
meleri. Çin'in köylü birlikleri ile
devlet ortaklığına dayanan sa-
nayi ve tanm işletmeleri. iskan-
dinav sosyal demokratlannm
parti denetiminde halk girişimi
modelleri. Batı Almanya'nın tü-
ketici ve üretici kooperatiflerinin
ortak yatırımlarına dayanan,
devlet destekli işletmeleri. Arna-
vutluk'un parti mülkiyetinde ağır
sanayi işletmeleri...
Bu liste uzar gider. Ortak nok-
talan, hepsinindeçuvallamışol-
masından ibaret. Özel mülkiye-
tin karşısına çıkanlan bu "kolek-
tif mülkiyet" modelleri, şu ya da
bu oranda ve çoğu kez kısa sü-
reli başanlardan sonra hantal,
teknolojik yenilenmeyı becere-
meyen, çalışanlarda "Benim-bi-
zim mülkümüz" duygusu yara-
tamayan, verimsiz, ülke ekono-
misinin sırtna kambur olan ku-
ruluşlardı. Hemen hepsi sonun-
da birer "devlet mülkiyeti"r\e dö-
nüştü. Işçiler karşılannda kaprta-
list patron yerine, patron devle-
ti buldular. Yaratılan değere pat-
ron yerine devletin el koyduğu-
nu ve bu değerin nereye nasıl
kullanılacağına da patron yerine
devlet bürokratlannın, parti seç-
kinlerinin karar verdiğini gördü-
ler. Onca propagandaya rağ-
men bunun özel mülkiyete bir
seçenek oluşturan "kolektifmül-
kiyet" olmadığını sezgisiyle, ya-
şam deneyleriyle kavradılar.
Ekonomik çöküşün ebeliğini
de işte bu gerçek yapt.
Özelleştirmeye karşı çıkmak
bu soruya yanıt aramak demek.
"Bulmak" değil "aramak". Ce-
sur ve yeni denemelerden kork-
mamak. Daha önceki deneyler-
den dersler cıkarmak üzere çok
sıkı ders çalışmak demek.
Var olan Marksist partilerin
(ÖDRİR EMER SİP) ve aynı en-
dişeleri belli ölçülerde duyan
sosyal demokrat partilerin prog-
ramlannı bir de bu gözle tarasak
acaba nasıl bir yanıt bulacağız?
"Özelleştirmeyip de neyapa-
lım kardeşim" diyenleri sustura-
cak yanıtlar bulabilecek miyiz?
mücadelevidemokratik sistem içerisinde
ve hukuk devleti kurallan içinde yürüt-
mektir. Başkalannın başka türlü müca-
dele anlayışı varsa, hükümet olarak bu-
nu paylaşmıyoruz."
'Kutsal ittifak,
cumhuriyetçi blok'
İrtica ile mücadelede TSK ve Genel-
kurmay ile farklı yaklaşımlann söz ko-
nusu olabileceğini belirten Yılmaz, şöy-
le devam etti:
"Bunu demokratik açık toplumda do-
ğal karşılıyorum. Ama netice itibanyla
>etki Meclis'te ve millete karşı sorumlu-
luk taşıyan hükümete aittir. Nihai politi-
kayı belirlevecekolan hükümet-
tir. TSK'nin önceki dönemde ve
bizim hükümetimiz döneminde
gösterdiği duyarlılığı takdirie
karşılıvorum.ama bunun Silah-
lı Kuvvetieriınizin geleneğine de
uymayan biçimde, parti politi-
kalanna müdahale ttnıe, Türki-
ye'nin sivasi tablosuna görüş
serdetme boyutuna varmasını
da hiçbir şekilde doğru karşüa-
nuyorum. Bana göre>apılan ha-
reket yanlışür. Bir kamu görev-
lisinin >apugı yanhş üzerioe be-
nim yorum yapmam ikinci bir
vanuş ouır."
Başbakan Yılmaz, Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel'in
önerileri arasında bulunan "se-
çim ittifakı*' konusunda da,
"Kutsal ittifak ve cumhuriyetçi
blok deyimlerinin yanlışlığına
da değinmek gerekmektedir. Bu
riir avnmlar >anhş ve fevkalade
tehlikeüdir" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı ve Mıl-
li Savunma Bakanı Sezgin, ga-
zetecilerin sorulan üzerine, Ge-
nelkurmay 2. Başkanı Çevik
Bir'in söz konusu beyanda bu-
lunmadığını kendisine söyledi-
ğini belirterek "Olmayan bir
beyan üzerine fikir vürütmenin
doğru olmadığuıa inamyorum"
diye konuştu.
Yılmaz, hükümetin çalışma-
lanyla ilgili olarak şu açıklama-
lan yaptı:
Yasa ve reformlan Bakanlar
Kurulu'nda 175 tasan kabul
edildi. Milli eğitim refoımu, öğ-
retmenlere yüzde 18 ek zam,
vergi kimlik numarasının yay-
gınlaştınlması, OHAL ve kal-
ktnmada öncelikli yörelerde is-
tihdamın ve yatınmlann teşvik
edilmesi, yap-işlet, yap-işlet-
devret modelleriyle enerji tesis-
leri yapılması, Mera ve Haller
Yasası. muhtaç erbaş ve er aile-
lerinin ücretsiz tedavilerinin
sağlanmasına ilişkin yasa tasa-
nlan yaşama geçirildi. Vergi,
yerel yönetimler ve adalet re-
formlan, örgütlü suçlarla mü-
cadele yasa tasansı. çeteler için-
de yer alan veya bu faaliyetler-
den haberdar olan devlet me-
murlan için pişmanlık yasa ta-
sansı, irticayla daha etkili mü-
cadele için yasa tasanlan Mec-
lis gündemine alındı.
Ekonomi: Sağlam ve ilkeli
bir para politikası ile bozulan
mali dengeler yeniden kuruldu.
Piyasalann hükümetin ekono-
mi programına güveni sağlandı.
Bu sayede çeşitli dönemlerde
ortaya çıkan uluslararası krizle-
re rağmen, mali piyasalardaki
istikrar korundu. Bütçe ödenek-
leri amacına uygun ve yerinde
kullanıldı. Hükümet bu yıl ek
bütçe yapmamak karanndadır.
Hükümet enflasyonla mücade-
lede elde etmeye başladığı
olumlu sonuçlardan rehavete
kapılmamaktadır. Bütçe tahmi-
ninden 382 trilyon lira fazla ver-
gi tahsilatı gerçekleştirildi.
Odeme güçlüğü içerisine bulu-
nan mükellefiere yıllık yüzde
120 yerine çok düşük bir oran
olan yüzde 6 tecil faizi ile 12 ay-
da borçlannı ödeme kolaylığı
sağlandı.
Eğitim: Milli eğitim, çağın
gereklerine uygun bir sisteme
kavuşturuldu. Çağdaş eğitim
standardıyla; çocuklar 30 kişi-
lik sınıflarda okuyacak, tam gün
eğitim alacak, bilgisayan ilköğ-
retim çağında tanıyarak kullan-
mabecerisini kazanacaklar. Ge-
nel ve mesleki ortaöğretim
okullanna ilgi alanlanna göre
yönlendirme yapılacak. Yatılı
ilköğretim bölge okullannın sa-
yısı 155'e, pansiyonlu ilköğre-
tim okullannın sayısı 27'den
68'e çıkanldı. Doğu ve Güney-
doğu Anadolu başta olmak üze-
re öğretmen açığını kapatmak
için 49 bin öğretmen ataması
yapıldı.
Sağhk: 21 milyon 400 bin
yurttaşın sağlık güvencesine
kavuşturulacağı yasa tasansı
hazırlandı. Sağlık reformunun
kişisel sağlık sigortası sistemin-
den sonraki aşamalan, aile he-
kimliği sistemi ve devlet hasta-
nelerinin yerel yönetimlerle iş-
birliği içinde özerkleştirilmesi-
dir. Doğu ve Güneydoğu'da
hastanalerin gereksinimlerinin
karşılanması amacıyla 5 bin
600 sağlık personefi ile 1320
genel ve yardımcı hizmet perso-
neli gönderildi. Trafik kazalan-
nın yoğun olduğu yerlerde acil
yardım istasyonlan kuruldu.
POLflİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
. /iki Yazgı Birleşti.
Kalabalığın içinde çekingen bir kadın... Sessizlik-
te ve rüzgârda karşımıza çıkan hüzün...
Bir fırtına öncesi sessizlik, biraz umursamazlık..
biraz dakınlganlık...
Acaba ellerinde, avuçlarında saklı olan nedir?
Temiz şeyler düşündüğümüzden beri hiç böyle-
sine yonjlmamıştık, hiç ağlamamıştık sabaha dek...
Bir otel odası, pencereden baktığımızda Akde-
niz...
Palmiyeler, limon ve portakal bahçeleri...
Öyle uzun uzadıya düşünmeye gerek yok!..
İki yazgı nasıl birleşti, nasıl kucaklaştı birbiriyle...
Alfred Jarry ne diyordu sen karşısına çıktığın an-
da:
"Burası yüksekçedir ruhu duymaz kimsenin; ve
mutlak aşk, artıkyadsımaz kendini..."
Hani anımsar mısın donmuş güneşi, Antonio
Machado'nun "Sevgilim meltemdir" diye başla-
yan dizelerini?..
Gözlerinde bir giz yanıyor, el değmemiş; kızıl yon-
ca can yoldaşım benim! Susuzluk mu yoksa yolu-
mun üstündeki su musun sen?
Anlat bana kendini, anlat Akdeniz nasıl bakıyor
sana!..
"Rüzgâr getirdi bana
adını sabah alacasında;
dağ tekrahıyor
ayak seslerinin yankısını...
Gözlerim seni görmeyecek
bekliyor seni yüreğim!"
Bak bu sabah uyandığında masmavi gökyüzü be-
nim; benim Akdeniz, mor dağlann zirvesinde bek-
leyen benim...
Unutma, bir aşk sana kurtarıcıdır...
Ağlarken eriyoruz az buçuk mutluluğa; Fargue'yi
tanımıyoruz 'titreyen' sevdayla...
Belki o saatte haykınyoruz, bulutlan kovalıyoruz...
Ağlıyoruz saatlerce, sevdanın peşinden koşuyo-
ruz...
Diyoruz ki:
"Sen birkırfangıç gibisin, baharta dönen ama gü-
zün göç eden..."
•••
Gizli biryeraltı sevinci sıçrayıp gider benden uzak-
lara... Işıl ışıl maviler çınlar...
Bir şiir okunur Pierre Jean Jouve'den, uykuya
dalmış tek bir kadın anımsanır; Metin Eloğlu'dan
bir aşk masalı dinlenir:
"Aşksa bu, ben vanm, günlerimin sığı; gündüze
de kalasın diye sevdim seni geceden..."
Bir Akdeniz akşamında limon ve portakal bahçe-
lerindeyim; Finike'den Kaş'a; Fethiye'den Marma-
ris'e dek seninleyim...
Bak sabah oldu uyandın mı, çiçekler topladın mı
çocuğum!..
Yunus Yaşar, sanki seni yazmış sevdalan anla-
tırken:
"ömrümüz ki
peşinden iz sürdü acının doru tayı
denizaşın sevdalara dalmıştık
zaman koştu bizden önce ' '''"*
bakakaldıkardından." . ' .'"î""";'
Bir tuhaftı hüzün...
Kaçan aşktı, kaçan bizdik!..
Yitirilen zamanlarda, doludizgin mevsimlerde yok
oluyorduk...
Tek tek vurdular bizi...
Ayırdılar, parçaladılar...
Dedik ki:
"Oyalandık birdönem deniz sofalannda; saçlan-
na kırmızı yosunlar takmış deniz perilehyle; boğul-
duk sonra uyanınca ansızın insan sesleriyle..."
• • •
Sen Akdeniz'de oyalan, limon ve portakal bahçe-
lerindedolaş...
Kaldır başını göğe bak!..
Akdeniz seni kucaklasın!..
Hareketli günlerden bir karnaval rüzgân essin; bı-
rak da haykırayım son defa, Mayakovski'nin zırfıtı
yüregi çarpsın...
Aşkından gayn başka akdeniz yok!.. Aşkından
gayn başka hiçbir güneş yok!..
Boşunadırağlayıp haykırmam biliyorum; boşuna-
dır sızlanmalar bir akşamüstü kalabalığında...
Dünya portakal rengi dünya mavi...
Sözcüklerde yalan yok yanhş falan arama... Artık
türküler yakmak yasak Bize...
Şon kez dinle Paul Eluard'ı...
Üzülmeağlama!..
"El eleyken biz ikimiz
Sanınz her yer evimiz
Serin bir ağaç altındayız
Karanlık gökyüzü altındayız
Evlerin köşesinde çatıların altındayız
Apaydınlık bir sokaktayız
Buğulu gözlerindeyiz kalabalığın
Akıllılann delilerin yanındayız
Küçüklehe büyüklerle iç içeyiz.
Yok aşkın gizlisi saklısı
Ortadayız işte çınlçıplağız
Sanki bütün sevişenler yanımızda."
hckaya(5 posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramtz: 0212/ 513 90 98
Ç A G D A S Y A Y I N L A R I
CAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR
2. BASI
«COOCTt
KlfBİUY OLAYI VE TARİKAT
KUffUUM
4. BASI
550 000 TL
SANCIU riLLAR KUŞATIUIIŞ
SOKAKLAR
4. BASI
«KOOOTl
KUZU POSTUHD* KURT
2. BASI
aooooon.
ZAMBAK SANA DA BUIASTI KAN
2. BASI
800 000 TU
»İNIARONUNUN KA2UUH
2. BASI
900 000 TL
Â$IK KADIHLAR SOKAİI
2. BASI
SOOOOOTl
SERİATPAZARI
800 000 TL
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
1 000 000 TL
Çağ Pazartama A.Ş. Türkocağı Caddest No:39/41
(34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (0212) 514 01 96