13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 TEMMUZ 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 13 Şakir Eczacıbaşı, sürekli değişimin, sorgulamanın, keşfetmenin, yeniliğin peşinde E,akın dönem sanat ve kültür yaşamımızda birçok 'ilk'in kurucusu Şakir Bey. Yıllardır Türkiye'yi, görüntülüyor, değişimi fotoğrafla belgeliyor. M,'. üthiş merakını, heyecanını, coşkusunu ve yaşam dolu kahkahasını hep koruyarak, 'takım ruhu'nu hiç yitirmeden projeler üretiyor. CoşkuhıbirkültürsavaşçısıHANDAN ŞENKÖKEN Sevgilı OnatKutiar'ın vurgula- cbgıgibi Şakir Eczaabaşj'BirCııın- huriyet dönemi sanatçısı'. Sürekli değişimin, sorgulamanın. keşfetme- nia yenilığin peşinde. Müthiş ener- jisiyle, ayrıntılan çok önemseye- rek, olağanüstü titiz bir tutumla, coşkuyla ciddiyeti hep dengeleye- rek, "girişimriİikruhuylasanatsal yaraücılıgı aydın kişiliğînde bütün- leştiren". hepsmden önemlisi her yaptığını 'tutkuyla' gerçekleştiren biri Şakir Eczacıbaşı. Coşkusunu hiç yitirmeyen biraydınlanma, kül- tür devrimi savaşçısı. Hem sanatçı, hem destekleyici hem de sanatın her alanıyla ilgilı bir ızleyici. Istanbul'u festivaller kentine dönüştüren tstanbul Kül- tür ve Sanat Vakfi'nın Yönetim Kurulu Başkanı. Üstelik yakın dö- nem sanat ve kültür yaşamımızda bir çok 'ilk'ın kurucusu. Bugün de 'kendi tarihindeki ve cografvasın- daki kültürlerin çeşitüüği \e çoklu- ğu bakınıından dünyada eşj bulun- mayan Türkiye'nin bu alana en az kaynak ayıran ülketer arasında oi- rnas'ndan herfirsattayakınan. sor- gulayan ve hiç yılmadan devlete 'Kühüreönem vermeden dünyaya açılamav ız. ekonomi sanatsız geJi- şemez' uyansında bulunan biray- dın. Son olarak 26. Uluslararası Istanbul Müzik Festivali'nin açış konusrnasını yaparken, Atatürk'ün sözünü anımsatan da Şakir Bey: ""Devrim yalnız başlar' diyordu Atatûrk, "devTİmin bitişi diye bir şey yoktur. Başlamak ve bitme- mek, gerek doğada, gerekse top- lumda devrimin evrimle benzer olan ortak yasasıdır." 'Vatan'ın Sanat YaprağT Aslmda Şakir Bey, çok küçük yaştabenimsemiş BernardShav»' un görüşünü: "Sanat varolmasaydı, gerceğin kabahgı katlanmaz kdar- dıdünyayı."' Daha ilkokuldayken yazlan evi- nin bahçesinde arkadaşlanyla re- sim sergisi düzenler. Açılışa ma- hallenin bakkalını. manavmı ça- ğırarak, kurdelesini de babasına kestirir. Sonra daha doğmadan saptanmış bir gelecek; Babası Süleyman Fe- rit Eczacıbaşı'nm ısteğıyle büyük oğlu Nejat'ın önderliğinde Türki- ye'nin ilaç endüstrisini kuracak al- tı kardeşle oluşan kadroda. Şakir Bey ya kimyacı ya da eczacı ola- cak. Hangi alana eğilimi olduğunu irdeleyemeden 1949'daLondra'da eczacılık okumaya gidişı ve yep- yeni bir dünyaylakarşılaşması...Sa- natın çeşitli alanlanna yoğun ilgi duyduğu bu dönemde, tkinci Dün- ya Savaşı sonrasında 20. yüzyıhn öncü yazarlanrun, aydınlannın, du- şünürlerinin ınsan psikolojisini an- lamaya daha çok yönelmeleri Şa- kir Bey'i etkiler Oda Freud'a, psi- kanalize yakınhk duymaya baş- lar... Akşam saat beşe dek süren la- boratuvar çalışmalanndan sonra, çoğu kez Londra Psikınaliz Ensti- tüsü'ne giderek oradakı konferans- lan izledikçe, bitirmesine bir bu- çuk yıl kala eczacılık fakültesini bı- rakır. Psikanalist olmaya karar ver- mıştir. Bu, yaşamını en dennden etkileyen olaylardan bıri. Şakir Eczacıbaşı psikanalist ola- maz, ama yurda döndükten sonra gazetecılığe yönelir. AhmetEmin Yalman'ın 'Vatan' gazetesinde Tunç Yalman ve öteki arkadaşla- nyla bırhkte 'Sanat Yaprağı'nı çı- karmaya başlar. Türkiye'de 'ilk' kez bir gazete eki olarak 'Sanat Yaprağı'nı çıkanrlar. Amaçlan 'Sa- naü günlük vaşamın içine sokarak ilgi uvandırmak'tır Çağdaş dünya yazarlannın yanında, Dağlarca'sı, SaH Faik'ı, Necatigü'ivle Türki- ye'nin tüm yeni sanatçılarına ku- cak açar'Vatan'ın SanatYapragı'. Sadece edebiyata degil, sanatın çeşitli alanlardaki olaylanna, hem de sıcağı sıcağına yer veren 'Sanat Yaprağı'nın ilki 26.7.1953 tarihi- ni taşıyor. Bir çok ilk'in kurucusu 'Sanat YapragT serüveni üç yıl sürer. Askerlik sonrası, evlenmek üzereyken ağabeyı Nejat Bey'in önerisıne uyarak İcısa sürelı de ol- sa Eczacıbaşı kurumuna katılın- ca, yaşamını o günden sonra ilaç üretımi başta olmak üzere sanayi dünyası içinde geçınr. Tam 41 yıl... Ancak hiçbir zaman kültür ve sa- nat dünyasından uzak kalmaz. Ter- sine yeni 'ilk'lere yönelir. Hep araş- tıncı, titiz, çok yönlü bakış açısıy- la. "Eczacıbaşı tlaç Fabrikası'nda üç yıl büükteçahşbğun Dr Karl He- ınz Most adlı Alman uzmandan raflar üzerine tartışırken. dostu 'Madem Id fotoğraf üstüne bu ka- dar çok şey bitiyorsun, kendin çek degördim'deyince, bu inatlaşma hemen bir Leica fotoğraf makine- si sahibi yapar Şakir Bey' i. O gün- den bu güne sürdürür fotoğraf çek- meyi. 'Bir rastianöyia' demesine al- dırmayın, çünkü çocukluğundan bu yana çevresini. olaylan 'bir fo- toğrafçı gözüyle' izlıyor Şakir Bey. Fotoğraf makınesı, 'sankibirAlâ- addin'in lambasT ona göre: "Jçin- den istediğiniz görüntü çıkıyor." Fotoğraf çekmek de 'dünyayıbit çeşit tanuna ve anlama'. Her görüntünün aynntılannı in- celeyip, her şeye değişik açılardan bakmak ve sonsuz değişimlenn peşine düşmek... Daha yalın, da- ha anlamlı bir anlatım için. "An- yorsunuz, beküyorsunuz: sonra bir- den o anın geldigini anuyor ve onu görüntülüyorsunuz. Bazen bom- boş büyük bir alanda hemen göze çarpmayan ufaak bir nesne ya da kalabalıklar arasında küçük bir aynnü. anlatmak istedikierinizin simgesini oluşturuveriyor." En çok sokaklan görüntülemek- ten hoşlanıyor. Şakir Bey'e göre so- kaklarda karşılaştığı her olayın ar- dında bir öykü var: portresinı çekebılmenız ıçın, bütün bir yaşam boyu gözlemenız gere- kir...° Eczacıbaşı'mn bütün bir ya- şam boyu izlediği \efotoğrafinıçek- tiğjkişİTürkiye'dir." "İstanbul'un sokakiannda ya da Anadolu'nun kentkrindedola- şırken hep beni derinden saran, coşturan gönınfükri. renklerin ına- ncu duj gusal etkileri üsründe du- rarak.iztenimci biryakiaşımla >an- sıtmava çalışnm." Kolejde mate- matık öğretmenı, zor problcmlen çözenlen arka sıraya oturtup, Fran- sız izlenimcılerinin resimleriyle dokkkibkpkn önlenne koymasıy- la başlayan ılgisiyle Fransız izle- nimciliğinin etkisi hep görülüyor fotoğraflannda. Fotoğraf ve sinema aşkı Özünde bir değişiklık >ok fo- tograflannın. 1980'lerdedevinimı daha büyük ölçüde yansıünaya yö- nelıyor. *De\inim çağı''nda fotog- rafı da donup kalmışlıktan kurtar- mak amacında. Renk ve ışık iliş- kisinden doğan olağanüstü dina- mızm ya da hareket, anlatmak ıs- tediklerinı daha da vurguluyor. Bi- çımler ve renkler sürekli oluşum du- rumunda bulunan görüntülere dö- nüşüyor. Renk akışlan, bıçımlerin geride bıraktıklan izler, sınırlann- tedavn yöntemleri üzenne 'Yaşamak tçin'den sonra 'Renk Du\arian\ 'Göreme', 'Tülü - Deve Güreşleri' ve 'Kırkpınar' başlıklı filmien ger- çekleştınyorlar. Türk çiniciliğinin Anadolu'daki dönemini özetleyen 'RenkDuvarian', 1964>ılındaAv- rupa Konseyi'nin Kültür Filmleri Ödülü'nü kazanıyor. Büyük ilgi gören bu çalışma, Türk Sinema- tek'inin oluşmasını sağlıyor. Şakir Bey, bu diziyı Paris'te kendisi gi- bı Izmır doğumlu olan Fransız Si- nematek'inin kurucusu Henri Langlois"yagösterince, Istanbul'da hemen bir Sinematek kurma öne- nsini alıyor. 10 yıl boyunca başkan- lığını yaptığı Sinematek ile ger- çekten sınemada bir devrim gerçek- leşıyor Türkiye'de. Türk Sinema- tekı'nden Uluslararası Istanbul Film Festivali doğuyor. Şimdi de Istanbul Kongre ve Kültür Mer- kezi tamamlandığında yine Sine- matek türü, klasik fılmlerin göste- rileceği bir etkinlık düşünülüyor. Yararlı bir yılbaşı hediyesi dü- şüncesınden yola çıkılarak başla- nan Eczacıbaşı Fotoğraf Yıllıkla- n, 1 %8 yılından bu yana her yıl de- ğişık bir konuda yayımlanıyor. Hız- la değışen, kentleşen, göçlere uğ- rayan Türkiye'yı en eski ve en ye- ni özellikleriyle belgeleyebilmek Bernard Shavv, Şakir Eczacıbaşı'nın 'Gülen Düşünceler' adlı khabıyla (solda). Eczacıbaşrnın 'Türkiye Renkleri'nden (1997). aknğun'takım' olarakçabşma der- sini vaşamım bmnnca u> guladını Orneğin. spor alanında Eczacıba- şı takımlannın başansınuı neden- İerinden biri debuvaklaşundır. Be- nim kişiliğim de buna uygundu: Stcaklık. dostluk. coşkunun bulun- madığı ortamlarda pekçalışamam. yararlı olamam." Dr.Nejat Eczacıbaşı'nın ulusal Türk ilaç endüstrisi için verdiği savaşımında hep yanında olan Şa- kir Bey, ürünlerin kalitesini yansı- tabilmek için, 'Avrupahlar düzevin- de' yepyeni tanıtım, tasarım ve pa- zarlama etkinlikleri gerçekleştirme- yi hedefler. "Oysa, o sıralarda ne yeterK rek- lam şirkeneri vardı ne de tasanm kumhışlan_ Bu nedenleNuri lyem, Bedn Rahmi gibi dost ressamlar, Ara Gülergibi fotoğrafçılar benden çok çektiler." Her zamanki gibi hatayı bağış- lamayan. düzenli, tıtız turumuyla, 'nokö.virgülustündebBedurarak' modern. çağdaş. yenılıkçi kurum imgesı yaratır 1955'te çıkardığı, bilim dünya- sı kadar sanat dünyasının da ilgi- sini çeken 'Tıpta Yenilikler' dergi- sınde tıp açısından önemlı konu- lan ele alıp, her yönüyie inceler. Bir gün Ara Güler'in getirdiğı fotoğ- "Sokaklarda bütün bir kenti ya- şıyursunuz. DegismekTİ. grfişmeJe- ri. oluşumlan sapnyorsunuz. İn- sanlann sevgikrini. tepkikrini, coş- kulannı. umutlannı. umutsarfuk- lannı izliyorsunuz. Yalnız bir ken- ti de degil: bir ülkeyi. bir külrürü: bütün bir insanlığı görüyorsunuz." AnadoluŞıı belgetKor Kendine özgü doğası. insan zen- ginlikleri, külrürü, uygarlığı, ren- gi, ışığıyla Anadolu'ya tutkun. Tür- kiye'yi Istanbul'dan görmeye kar- şı. Değişimi sürekli Anadolu'yu gezerek, görerek yakalamak ge- rek. Bu nedenle yaklaşık 20 yıldır, her yıl bunun çok tadını çıkaran. dolaşmayı, güzellikler karşısmda keyıf almayı. çoşmayı bilen ıki ar- kadaşıyla Türkiye'yi gezıyor. Çok sevdiği Henri Cartier-Bresson gi- bi "dolavsız görüntülerte' bir kül- türü görüntülüyor yıllardır, değişi- mi fotoğrafla ölümsüzleştiriyor. Yine Onat Kutlar'ın değindıği gi- bi Şakir Bey'ı en güzel plastik sa- natlar uzmanı. eieştırmen Alexand- re Alexandre anlatıyordu Novum dergısınde: "Büyük olasdıkla, fo- toğrafin öneüsü ve Eczacıbaşı'nın çokse\diğiAlfredStıeglız'in,onun sanafı üzerinde etkileri olmuştur. Şöyle diyordu Stiegliz: "Bir kişi> ı. dan taşmış insanlar, nesneler ve belirsizlik duygusu... Bu belirsiz- lik, izleyiciye de görüntüleri algı- larken daha çok düş kurma. belle- ğini zorlama olanağı veriyor. Çün- kü söz konusu olan "yalnızbeklen- tiJerin \egelişmelerin belirsizliği de değil: beileğin. anılann da belirsiz- liğL" Türkiye'de yedi. çeşitli Batı ül- kelerinde 23 fotoğraf sergisi düzen- lenen ŞakirBey' ın seçme foloğraf- lannı içeren iki fotoğraf kıtabı var: 'Antar' (1983) ve 'Türki>« Renk- leri'(1997). Abidin Dino, "Şakir'in görsel tutkusu. fotoğraftan başka bir de sinema ve sinematek aşkından bel- İL ŞakirEczacıbaşıfotoğrafçımı, res- sam mı. yoksa kalem yerine fotoğ- raf makinesi kullanan bir yazar mı?" diyor. Şakir Bey. önce fılm sonra da fotoğrafla belgeliyor Tür- kiye'yi. Çağımızda, bugünkü ile- tişim ortamında, fotoğraf ya da filmle her şeyin. en önemli olay- lann, aynı anda en can alıcı boyut- lanyla dünyanın dört bir yanına yansıdığı düşüncesiyle Sabahat- tin Eyubogtu ve Fransız yönetmen Pierre Biro ve görüntü vönetmenı Jean JacquesFlori'ylebırlıkte Ec- zacıbaşı Kültür Fılmlen dizisıni yapıyor. Anadolu'daki geleneksel amacındaki bu yıllıklarla, hem genç fotoğrafçılar kazandınldı ülkemi- ze, hem de Anadolu'nun her yö- resinde yok olan kültürümüzün ör- nekleri arşiv lendi bınlerce dia ile. Ferit Edgü'nün deyişiyle 'Türki- ye'nin yazısız ansildopedisi' olan bu yıllıklar. çağdaş Türkiye'yi gör- sel açıdan yansıtırken, Türkiye'nin tanıtımını ve Türk fotoğraf sana- tına katkı işlevini sürdürüyor. Abi- din Dino'nun belirttiği gibi 'Tür- krvc'nin bir çcşitgüzellikler demir- başdefteri' olan yıllıklar. 'taşutop- ragu insanı, bitkisiyle bölünı bö- lüm Türkiyç imge ansiklopedisi'ni yaratıyor. Kültür Girişiıni'nin öneüsü Bir başka büyük eksıklik de yıl- lar süren bir çaba sonunda gideri- liyor, plastik sanatlar konusunda üç ciltlik Eczacıbaşı Kültür ve Sanat Ansiklopedisi yayımlanıyor yine Şakir Bey'in öncülüğünde. Şimdi sıra öteki sanat dallannda oluştu- rulacak ansiklopedilerde. Milliyet Sanat Dergısi de Şakir Bey'in öncülüğünü yaptığı bir ürün. Ab- di İpekçL 1972 yılmda Natan'ın Sa- nat Yapragı' gibi bir sanat eki çı- karma önerisinde bulunduğunda, günümüze dek uzanan bu derginin doğmasını sağlıyor Şakir Bey. Ipek- çı'ye hazırladığı rapor. 'sanat ga- zetecüiği'nde ustalığının bir belge- sı. Türkiye'de daha çağdaş bir kül- tür ortamının oluşumuna katkıda bulunmak amacıyla yine Şakir Bey 'in öncülüğünde, bir grup kül- tür ve sanat adamıyla bırhkte ku- ruluyor Kültür Girişimi. Kültür politikasının oluşturulması ve ge- liştirilmesı, geçmış kültürümüzün zenginliğe sahip çıkma bilincine ulaşılması için kamuoyu yaratmak amacıyla çeşitli bildiriler yayınJı- yor; kültürel yozlaşmaya. yağma- ya. kültüre aynlan bütçenin azlığı- nakarşı... -Bizim gibi genç demokraside, pariamentonun shil toplum örgüt- leri taranndan etkilenmesi gcrekir süreklL Asl demokrasL srvil toplum örgütlerinin geliştigi. seslerini çı- karabildiği sözlerini geçirebildiği parlamentoyu, meclisi etkileyebO- diği oranda geüşir." Kültür Girişimi'nin etkinliği ola- rak geçen yıl tzmir Kültür Sanat ve Eğıtim Vakfi'nca izmır'de düzen- lenen 1. Ulusal Kültür Kongre- si'nde. "Demokrasi Külrürü veGlo- baüeşme' tartışılmıştı. Şakir Bey, bu kongreye göstenlen büyük il- gıden çok hoşnut. Bu kez Istan- bul 'da ekim ayında gerçekleştirile- cek uluslararası alanda bir çok kül- tür adamı, UNESCO temsilcileri- nin katılacağı sempozyumla 'Kül- tür Poütikası' gündeme gelecek. 'Hobisi işadamlığı' Eczacıbaşı ailesinin yaşam fel- sefesi sanki baba Süleyman Ferit Bey'in "Toplumdanakiığınıa,top- luma vennetisiniz" görüşü üzenne kurulu. Bir sanayi kurumunun üre- timinin. topluma verdiği kazancm yanı sıra çevreye verdiği zaran. doğayı yeniden zenginleştirerek düzeltmesi gerektiği görüşüyle, özel girişimciliği her alana özellik- ie gençler için eğitime, spora, sa- nata yöneltiyor Eczacıbaşı. Şakir Bey'in 1966 yılında kunılmasını sağladığı Eczacıbaşı SporKulübü de, basketbol, voleybol ve masa tenisi alanlannda bir çok kez Tür- kiye şampiyonluğu kazanarak. yıl- larca Avrupa kupalannda Türki- ye'yi temsıl etti. Kişiliğıne de yakın özellıkler (a- şıyan, 'jaşamın ağırlığını büyük ölçüde üzerimizden kakuran' Ber- nard Shaw'u "Gülen Düşünceter" adlı kitabıyla Türk okuruna kap- samlı biçimde tanıttı. Şimdi Os- car Wikte kitabını bitirmek üzere. 20. yüzyıla çok büyük kapılar açan, basmaİcalıp gelenekselliğe karşı çıkarak, yeni kapılan zorlayıp. hem sanatın hem de başka alanlann önünü açan. sorgulayan, her şeyi çok hoş biçimde tartışılabilir kılan. dünyayı sarsan, her konuda yeni- den düşünmeye yönelten ve dü- şünce üreten bu iki büyük yazann tanınmasının Türkiye için yararlı olacağını düşünüyor. Fotoğraflarındakı 'devinim' ya- şamma da yansıyor ama geleceğe bakışında 'beürslzlik' yok Şakir Bey'in. Müthiş merakını, heyeca- nını, sevincinı. coşkusunu ve o an- latılması güç yaşam dolu kahkaha- sını hep koruyarak. 'takımruhu'nu hiç yitirmeden projeler üretiyor ve bunlan sonuna dek izliyor. Şakir Bey'ı dınledıkçe de Hegel'in "Tut- kulu olmadıkça.önemsenmeye de- ğer hiç bir şey yaranlamaz şu dün- yada" sözlerini anımsamamak, Abidin Dino'nun 'hobisi işadam- bgı' esprisine katılmamak olası mı? Rudolf Nureyev 'in vasiyeti gerçekleşiyor M Kristin Scott ThOITOS ve Sean Penn'in başrollerinı paylaştığı, Philip Haas'ın 'Up At The Villa' adlı filminin çekimlerine Italya'da devam ediliyor. Sanatçının yeni projesı. yönetmen William Wellman'ın hayatını konu alan bir film. • Lars Von Trler Cannes Fılm Festivali'nde de açıkladıgı gibi 1999 yılının ilkbahar aylannda İngılızce bir müzikal komedi çekmeyi planlıyor. Von Trier. müzikalde kimlerin rol alabileceğini henüz düşünmemış. • Eric Rochant Tonına Benacquısta'nın 'Çarres Rouges sur Fond Blanc' adlı yapıtını sinemaya uyarlayıp vönetecek. Rus yönetmen • Andrel Konçalovski 1999 yılının Ocak ayında Andre Malraux'nun 'Voie Royale" adlı yapıtını beyazperdeye aktarmayı düşünüyor. • Rlchard Cere ve Steven Seagal'dan sonra Leonardo DiÇaprio da Budızme merak sardı. Dı Gapno, Los Angeles'ta bir Budist gruba üye oldu. • Paul Mccartney en zengin tngılız pop müzık şarkıcısı olarak belırlendı. lngiliz müzık dergısi Q'nun hazırladığı listede eski Beatles üyesini Elton John, Mick Jagger ve Phil Collins ızledi. En zengin kadın şarkıcı ise Cranberries grubunun solisti Dolores O'Riordan'dı. Spice Girls ancak 53. sırada yer alabildi. • Michelle pfeiffer ve Bruce Willis, Rob Reiner'ın yeni filminde başrolleri paylaşıyorlar. Duygusal komedi nıteliğındekı filmın adı 'The Story of Us'. • Harrison Ford. Robert Zemeckis'in yeni filminde başrolü üstleniyor. "What Lies Beneath' isimli bilimkurgusal korku filminin fikir babası ve yapımcısı Steven Spıelberg. Fılmde gizemli bir cinayet olayına kanşan bir öğretmenin başından geçenler anlatılıyor. • Rlchard cere'in 1993 yılında yaptığı Tibet gezisi sırasında çektıği fotoğraflar lsvıçre'de sergilenivor. Lozan kentındekı Elysce Müzesı'nde yer alan sergi. Gere'ın sıyah- beyaz fotoğraflanndan oluşuvor. • Mâurizio Micheli ve Valeria Mannı. 'Mı voleva Strehler' adlı fılmde başrollen paylaşıyorlar. Yönetmenliğini Alfredo Angeli'nın yapacağı filmin çekimlerine ekim ayında ba^lanacak. • Carlo Cecchi. Palermo'da bir dizı Shakespeare gösterİM hazırlıyor. Gösterilerin koreografisı Pappi Çorsicato'ya aıt. • Federico Fellini nın 1957 yılında çektıği başvapıtı venıden dünya sinemalannda... 'LeNotti di Cabirıa' isimli filmin onarılmi!) \e kesıntısız halı bu ay Nevv York ve Los Angeles'ta göstenlıyor. Çevrıldığı dönemde filmin 7 dakıkalık bir bölümü Vatikan'ın baskısı üzenne kesilmiştı. • Romy SchnCİder'ın yaşamını anlatan kıtap, sanatçının kızmdan büyük tepkı aldı. Annesıni henüz 5 yaşındayken kaybeden Sarah Biasini. babası Daniel Biasini'nin Avusturyalı bir gazeteciyle birlıkte hazırladığı 'My Romy' ısımlı kitabın gerçekleri yansıtmadığını belırtıyor. Biasini'nın iddiasına göre Schneider kıtapta herkes tarafından kullanılan, alkolik ve ninfomanvak bir kadın olarak tanıtılıyor. • Rudolf Nureyev'in vasiyeti gerçekleştiriliyor. 1993 yılında ölen ünlübalet. Chıcago'da oluşturulacak birdans vakfı için 7 mılyon dolar bırakmıştı. Nevv York mahkemesi, sanatçının ailesinin bu para üzenndeki talebini geri çevirdi ve Nureyev'in vasiyetinin gerçekleşeceği belirlendi. Aziz Nesin'in 'Vicdan Davası' • Kültür Servisi - Aziz Nesin'in Türki> e Yazarlar Sendikası (TYS) başkanlığmdan istıfasmın ve Tomns Uyar'ın açtıgı ödence davasının öyküsü. Nesin'in bıraktığı dosyadan yola çıkılarak Ali Nesin tarafından kitap haline getirildi. Aziz Nesin dosyayı 1992'de by- pass ameliyatı olmadan önce hazırlamış v e Adam Yayıncılık'a bırakmış, ameliyattan sağlıklı çıkarsa da ilk iş olarak kendısinin dosyayı tamamlayacagını belirtmişti. Nesin ameliyat sonrasında gözlerinin ıv ıce zayıflaması üzerine dosyayı gözden geçıremeyeceğını anlayarak 23 Aralık 1993'te yazdığı vasiyette dosyanın bu işten anlayan biri, örne|in Ali Nesin tarafından yayına hazırlanması gerektiğıni belirtmişti Ali Nesin'in 'Vicdan Davası' başlığı altında kıtaplaştırdığı bu dosya Adam Yayınlan'ndan çıktı. Alain Lefevre Ankara'ya geliyor • Kühür Servisi - Kanadalı pıyanist Alaın Lefevre, Kanada Büyükelçilıği'nin katkılanyla 10-14 Tcmmuz tarihlen arasında Ankara Dev let Konservatuvarı pıyano bölümü öğrencilerine ders vermek üzere Türkiye've geliyor. Sanatçı geçen kasım ayında da Istanbuİ'da Polonyalı Orkestra Şefi Tadeus Strugala'nın yönettiğı Istanbul Devlet Senfonı Orkestrası ile bırhkte konser vermişti. National Symphony, Houston, Montreal. Sruttgart ve Moskova Orkestralan başta olmak üzere birçok tanınmış orkestrayla beraber çalan Lefevre, profesyonel çalışmaiannın dışında, sosyal yardım faalıyetlerine de katılıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear