25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 AĞUSTOS 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Uğur Mumcu cinayetinin üzerinden 55 ay geçti... Sezgin yine söz verdi... 'Gnayeti aydnılatmak boyım borcu'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı ve Mılli Savunma Bakanı İsmetSezgin. üzerinden 55 ay ge- çen Uğur Mumcu cinayetinin faillerinin yakalanması konusunda verdıği sözü yı- neledi. "Mumcu cinayetini aydınlatmak boynumuzun borcu" diyen Sezgin, ucu kime dayanırsa dayansın Susurluk skan- dalının perde arkasının da ortaya çıkan- lacağını ve "emniyetin temizfeneceğiııi" söyledi. 24 Ocak 1993 'te otomobiline yerleş- tirilen bombanın patlaması sonucu ya- şamını yitiren gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun failleri, hükümet yetkilile- rinın "onur" ve "namus" sözü vermele- rine karşın 55 aydır yakalanamadı. Dönemin Içişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı lsmet Sezgin, Konya Selçuk Üniversitesi'nde düzenlediği basın top- lantısında, "Mumcu soruşturmasında bir geüşme var mı?" sorusuna, şu yanıtı verdi: "YenibirgeBşmeolduğumısanını- yorum. Ama ben Uğur Mumcu cinayeti- nin mutiaka çözüleceğine inamyorum ve Uğur Mumcu cinayetinin çözümü için başta emniyet güçleri olmak üzere bütün kamuoyu her türlü gayreti göstermistir. Ama o zamana göre polisin alışmadığı tarzda bir eykm yapılmışür. Polis bu tiir eylemlere bu tiir parJayıcı maddelerie ya- pılan eylemlere yabancıydı. Onun sıkın- osı çekildi ve inanın o zaman da ifade et- tim, bazı ipuçlan aranırken ele geçen şa- hıslann isimİeri zamanından önce açık- lanmasaydı, bu faillcrin yakalanması mümkün olabüirdi. Tabü bu Uğur Mum- cu cinayeti eylemi 40 saniyelik bir iştir. Yani bu bombayı arabanın betirti yeriııe koymak için 40 sanhe yeterli oluyor. Ya- ni böylesine beceri isteyen bir eytemin ya- pılması polisin alışık olduğu tür eylemle- re benzemi>ordu. Güçlükçekti. Ama ben iimit edhorum, temenni ediyorum ki, en kısa zamanda bu cina\etin faili yakalana- cakür. O boynumuzun borcudur." Sezgin, cinayetle Susurluk skandalı arasındakı bağlantı konusunda herhangi DİSK. hükümetin toplantıya çağırdığı Ekonomik ve Sosyal Konseyin yapısının değiştirilmesini isteyecek Öncelik vergi reformu ve kayıtdışı BANUSALMAN ANKARA - Hükümetin yann toplantıya çağırdığı Ekonomik ve Sosyal Konsey'in devlet ağırlık- lı yapısına karşı çıkan DİSK., ilk gündem maddesi olarak bu ko- nunun ele alınmasını istedi. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Bu- dak, konseyde sosyal güvenlik- ten önce "vergi adaletsizliği ve ka- yıtdışı ekonomi" konulannın gö- rüşülmesı gerektiğinı bildirdi. Eşel-mobil sisteminin konseyde görüşülmesine karşı çıkan Türk- Iş Genel Teşkilatlandırma Sekre- teri Sabri Ozdeş, "kangren" ha- line dönen geçiçi işçi sorununun çözülmesini istedi. DlSK'in, Ekonomik ve Sosyal Konsey'le ilgili Devlet Bakanı Işın Çelebi'ye gönderdiği gün- dem önerisine ilişkin yazıda, otu- rumda eksik ve yanlışlar olduğu vurgulanarak " Bileşimi ve işleyiş usulleri belirlenmemiş bir kuru- lun sağlıklı bir çalışma sürdüre- meyeceği'' belirtıldi. TOBB'ye aynlan iki üyeden birinın DlSK'in konseyde yer al- masına tepki gösterdiği TÜSİ- AD'a aynldığı ortaya çıktı. Ka- yıtdışı ekonomi ve vergi adalet- sizliğinin son derece yaygın oldu- ğuna dikkat çekerek bunlardan önce sosyal güvenlik sorununun ele alınmasının yanlış olduğunu bildiren DtSK'in gündem öneri- si, şöyle: "ESK'nin bileşimi ve çalışma usulleri, makro ekonomik du- rum, kayıtdışı ekonomi Ozerine ön görüşme, vergi reformu konu- sunda ön görüşme, eşel- mobil sis- temi u) gulaması, mevsimlik ve ge- çici işçi istihdanu." Türk-lş Genel Teşkilatlandır- ma Sekreteri Özdeş de "Toplu- sözleşme ile ilgili ücret zammmın aytık enflasyon yerine 6 aylık enf- lasvon olması teklifine olumlu va da olumsuz yamt beklediğimiz günlerde eşel- mobil konusunun konseye getirilmesini u>gun gör- müyorum" dedı. Konsey toplan- tısına ilişkin dağıtımın kamu ış- veren sendikası olan Kamu-tş'e de yapıldığına dikkat çeken Öz- deş, bu konunun konseye geriril- mesinin ileriki dönemlerde ger- çekleştinlecek toplusözleşme gö- rüşmeleri açısından sakıncalı ola- cağını anlattı. Özdeş, şunlan söy- ledi: "Toplusözleşme yann da bu hükümetin sorumlu kıldığı devlet bakanı, işveren sendikası ile değü, diğer devlet bakanlıklan, işveren örgütfcri, ne ilgisi varsa Türkiye Ziraat Odalan Biriiğj. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin de bulunduğu bir yapıda görüşülür. Toplusözleşmede pazaruk gücü- nü kırmakla kalmaz, bir toplu- sözleşme konseyde sonuçlandınl- dığında kimse sorumluluk almaz. İşçi, işveren, hükümet, topu kon- seye atar." TİSK Genel Başkanı Refik Baydur ise bildirilen gündem maddelerinin hepsınin görüşül- mesinın mümkün görünmediğinı belirterek "Sanıyorum hükümet bu konudaki görüşlerini iletecek" dedi. bir bılgiye ulaşıp ulaşmadıklan yolun- daki soruya. "Mumcu cinayetinin Susur- luk'la organik bağı olduğunu sanmryo- rum. Tesadüfen ortaya çıkn. Susurluk'la Ugüi iddialaraydıniaülacakve çözülecek- tir" yanıtını verdi. Sezgin, "50 günü aşkm bir zamanda bugüne kadar bitiremcdiğimiz tek şey Su- surluk'tur. Bu çahşmalar nereye gkterse jjitsin kime dayanırsa dayansın Susurluk a>dınlatılacakür, emni>et temizlenecek- tir. Susuriuk'u aydınlatmak da boynu- muzun borcudur" dıye konuştu. 55 aylık süreçte faillere ulaşmayı sağ- layabilecek tanıklar ve kanıtlann gözar- dı edildiği kuşkusu yoğunlaşırken şeriat- çı Islami Hareket Orgütü (İHÖ) bağlantısı. Mumcu soruşturmasının 24 Ocak 1993'ten bu yana geçen 55 aylık bölümünde bulgulann odağını oluşrurdu. İHÖ mi- litanlanndan Kudbettin Gök tstanbul Emniyet Mü- dürlüğü tarafından hazırla- nan fezlekeye göre, cinayet- ten 1 gün önce, 23 Ocak 1993 'te gözaltına alındı. Ta- nık anlatımlan ise emniyet fezlekesinin tersine Gök'ün 23 ocakta Ankara'da olduğu yönündeydi. Emniyet fezle- kesine göre. İHÖ elemanla- n Mehmet Ali Şeker, Abdü- bziz Ocakhanoğlu. Mehmet Şah Çuıar, Mehmet Candi- rek, Yusuf Altun aynı gün öğle saatlerinde. Ayhan Us- ta, Serdar Attun, Fahrettin Baytap ve Adnan Günaydın da akşam saatlerinde gözal- tına alındı. TURK-IŞTEN YILMAZ'A MEKTUP 'Avrupa Sosyal Şartı uygulansın' ANKARA (AA) - Türk- lş. Başbakan Mesut Yıl- maz'a mektup göndererek Türkiye tarafindan 1989 yı- lında imzalanan "Avnıpa Sosyal Şarn"ndaki çekince- % maddelerin Bakanlar Ku- fulü.taran ıleyaşamageçi- rilmesini istedi. • -lürk-lş Genel Başkanı BavTam Meral ve Genel Sekreter Şemsi Denizer ta- rafından Başbakan Mesut Yılmaz'a gönderilen mek- tupta, 5 Avrupa ülkesince 1965 yılında yürürlüğe ko- nulan "Avrupa Sosyal Şar- ö^nın Türkiye tarafından da 1989 yılında imzalana- rak kabul edildiği anımsa- tıldı. Türkiye'nin, Avrupa Sosyal Şartfndaki bazı maddelere ve fıkralara çe- kince koyduğu, bunlann onaylanması konusunda Bakanlar Kurulu'na yetki verildigi vTirgulanan Türk- lş mektubunda, şu görüşle- reyerverildi: "Türkiye Cumhuriye- tfni Avnıpa Birliği'ne tam üye olarak almama çabası içinde olan çevrelerin daya- naklanndan biri, Türki- ye'nin temel Avrupa sözkş- melerini onaylamamış ol- masıdır. A\Tupa Sos> al Şar- D'nda >asayla onaylanma- yan ve ancak ilgili yasa ile Bakanlar Kurulu'nun yet- kiü kıündığı madde ve fıkra- lann Bakanlar Kurulu'nca onavianması, lürkive'nin İran'da ilk kez HatemPye kadın yardımcı atandı TAHRAN(AA)-lran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi. Masume Ebtekar'ı ÇevTe Koruma Örgütü'nden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcılığı'na atandı. Böylece lran Islam Cumhuriyeti'nde ilk kez bir kadın, cumhurbaşkanı yardımcılığına atanmış oldu. lran Islam Cumhuriyeti'nin ilk kadın cumhurbaşkanı yardımcısı olan Masume Ebtekar, 1960 yılında doğdu. ABD'de yükseköğrenimini tamamlayan ve aynı ülkede kimya doktora derecesi alan bayan Ebtekar, halen Tahran Üniversitesi'nde öğretim üyesı olarak görev yapıyor. demokratikleşme çabala- nnda önemli bir aşama ola- caktir. Bu konuda en kısa sürede gerekli adımın atüa- cağı umudundayız. n Öte yandan. Türk-lş Ge- nel Başkanı Bayram Meral, Türk hükümetleriniri'de : ' mokratikleşme konusunda uluslararası düzeyde el*şti- riye uğradığını belirterek bu eleştirilerin hükümetin demokratikleşme alanında atacağı adımlarla önlenebi- leceğini söyledi. Türkiye'nin uluslararası düzeyde bir saygınhğa ka- vuşması için Avrupa Sosyal Şartı'ndaki çekinceli mad- delerin Bakanlar Kunılu ' kararıileyaşamageçirilme- si gerektiğinı anlatan Me- ral, "Avrupa Birliği'ne üye olmak istivorsak Avrupa Biriiği standartianm ülke- mizde yaşama geçirmek zo- runda>iz. Hükümetin bun- dan bir kaybı ounaz" dedi. Türk-lş'in Bakanlar Ku- nılu karan ile yaşama geçı- rilmesini istediği çekinceli maddeler. "Adil Çalışma KoşuUan Hakkı, Güvenli ve Sağnkb Çalışma KoşuUan Hakkı, Adil Ücret Hakkı, Toplu Pazaruk Hakkı, Ço- cuklann ve Gençlerin Ko- runma Hakkı. Çauşan Ka- dınlann Korunma Hakkı, Bedensel ya da Zihinsel Ozürlülerin Mesleki Eğiti- mi, Mesleğe ve Topluma Yeniden İntibakı HakkTnı kapsıyor. C H P B a k ı r k ö y ü ? e örgütü, ücretsiz v e r d i ğ i ünjversjteye n a a , ^ kurslan- na katilarak başanh olan gençiere kokteyl verdi. İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci ve İstanbul İl Başkanı Mehmet Ali Ozpolat'ın da katıldığı koktey Ide konuşan Ketenci. üniversiteye hazırlık kurslannın pa- rayla gerçekleştirildiği bir zamanda Bakırköy İlçe Başkanlığı'nın çok şey başardığını ifade ederek öğrenci- lere ve ilçe başkanlığına başanlar diledi. İlçe Başkanı Akif Mahmut Yazıoğlu. ekonomik gücü olmadığı için özel dershanelere gidemeyen gençiere ücretsiz kurs hizmeti vermeyi sürdüreceklerini söyledi r işgüvencesiîstiyor İstanbul Haber Servisi-Sağlık çalı- şanlannın, sendikalardan öncelikle ekonomik kazançlannı geliştirmeyi ve iş güvencesi sağlamayı bekledikleri, bunu soyal ve demokratik haklarla il- gili beklentilerin izlediği belırtildi. 1 Eylül 1997'de Genel Sağlık-lş Sen- dikası'ncatoplam 33 il veilçede 16bin 736 sağlık çalışanının katılımıyla ger- çekleştirilen anketin sonuçlan yayım- landı. Ankete katılan sağlık çalışanla- nnm yüzde 39.7 sinin devlet \e üniver- site hastanelennde, yûzde 26.1'inin SSK hastanelerinde, >üzde 14.2'sinin sağlık ocağı ve dispanserlerde, >'üzde 10.4'ünün ise huzurevı, kreş ve diğer birimlerde çalıştığı belirtıldi. Katılanlann yüzde 54.1'ini kadın, yüzde 44.3'ünü ise erkek sağlıkçılann oluşturduğu anketi yanıtlayanlann yüz- de 66. l'i sendikalann öncelikle üyele- nnın ekonomik kazançlannı arttırmak, savunmak ve geliştirmekle ilgilenme- si gerektiğini vurguladılar. Sendikalann en önemli görevinin üyelerinin meslek-özlük haklannı sa- vunmak ve geliştirmek olduğunu belir- tenlenn oranı yüzde 26.7 olurken sen- dikalann bırincil görevinin üyelerinin sosyal ve demokratik haklannı savun- mak ve geliştirmek olduğunu düşünen- lerin oranı yüzde 6.5'te kaldı. Ankete katılanlann yüzde 64.9'un- un herhangi bir sendikaya üye olmadı- ğı belirtilen çalışmada, sağlık çalışan- lannın yüzde 21 'inin mevcut sendika- lann etkili olacagına inanmadığı kay- dedildi. Çalışanlann yüzde 54.2'si mev- cut sendikalarda politik hareketler ol- duğu gerekçesiyle. yüzde 17.4'ü mev- cut sendikalar hakkında bilgisi olmadı- ğı için. yüzde 7.4'ü de sendika yöneti- cilerini kendisini temsil edecek ölçüde yeterli bulmadığı gerekçesiyle sen- dikalara üye olmadıklannı sa\oındular. Tutanak tahribatı 19. dönemde kurulan TBMM Faili Meçhul Siya- si Cinayetler Araştırma Ko- misyonu ve 20. dönemde kurulan Uğur Mumcu Cina- yetini Araştırma Komisyo- nu, çalışmalannın sonunda ayn ayn hazırladıklan ra- porda, tutanak tahrifatını aynntılanyla anlatarak, em- niyetin tavnna dikkat çekti- ler. Dönemin Emniyet Ge- nel Müdürü Mehmet Ağar. Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu'na verdiği ifadede, tutanak tah- rifatının polis soruşturma- sını uzatmak amacıyla ya- pılrmş olabileceğim savun- du. lstanbul'da İHÖ hücre evinde, Mumcu'nun öldü- rülmesinde kullanılan plas- tik patlayıcı madde benzeri C-4'ler ele geçirildi. TB- MM Faili Meçhul Siyasi Ci- nayetleri Araştırma Komıs- yonu tarafindan hazırlanan raporda. C-4 tipi plastik pat- layıcılann tstanbul'da Iran- lı iki rejim muhalifinin araçlannın havaya uçurul- ması için kullanıldığı belir- tıldi. Mumcu cınayetinde de aynı patlayıcının kullanıldı- ğı anımsatılan raporda. olayla ilgili olarak gözaltına alınan İHÖ militanlannın evinde de C-4 yapımında kullanılan malzemelerin ele geçırildığı kaydedildi. Ra- porda, emniyetin "İHÖ'de ele geçirilen C-4 paüayıcılar- la ilgili olarak ay nntüı sonış- turmayapmaması' n eleştiril- di. Bu operasyonlar sırasın- da gözaltına alınan sanıklar ise ifadelerinde İran'da eği- tim gördüklerini belirtirken. sanıklardan Mehmet Ali Şeker, C-4 patlayıcılanyla ilgili olarak eğitim gördü- ğünü söyledi. İyi bir eğitim için önce çocuğu, sonra OKULU TANIMALI Çocuğa gelecek konusunda ozgüven sağlayan bir okul. Eylül 97de eğitim ve oğretıme başlayacak olan 21. YÜZYIL KOLEJİ 4000 Ağaç içınde ıkı katılı uç bina üzerine kuruludur. 21. YÜZYIL KOLEJİ nde yeni çağa yaraşır "daha iyi bir eğitim" için her biri 24 öğrenci ile sınırlı ve her öğrenciye eğitimleri süresince tahsis edilecek bilgisayarlı sınıflar sağhk odası, kapalı devre televizyon sistemi geniş CD arşivlı dil laboratuvarı oğrencilerın uygulama yapabılmeleri için donanımlı. fizik, kimya ve biyoloji laboratuvarları, konferans salonu, kapalı spor salonları yemekhane ve kantinierı, tiyatro salonu, resim, müzik odalan, hoby salonları, rahat ve kolay ulaşım için servis araçları. öğrencinın okuldakı durumunu öğrenebilmek için 24 saat hizmete açık bilgisayar hattı bulunuyor. 21. YÜZYIL KOLEJİ, anasınıf, ilkokul, ortaokul ve yabancı dıl ağırlıklı süper lise bölümleriyle eğitim vermektedır. "DAHA İYİ YAŞAM İÇİN, DAHA İYİ EĞİTİM" ilkesi ile 21. YÜZYIL KOLEJİ'nde eğitim görecek çocuklar, Atatürk'ün izinden çağdaş uygarlık yoluna güvenli adımiar atıyor. _JU Turgut Özal Bulvarı Sahil Yolu No: 3 (Dengemek-Beltaş Yanı) Kartal istanbul, Tel:(0216)387 27 00(6hat) HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Öyküsüz Öykücü... Öykümüz uzun yıllar önce bir orman köyünde geçer. Köyde çok sevilen, ağzından bal damlayan bir öykücü varmış. Akşam olunca köy kahvesinde gençler etrafına toplanırmış. Sorartarmış: - Bugün ne yaptın, ne gördün? Öykücümüz anlatırmış: - Sabahleyin ormanda yürüyüşe çıkmıştım. Bir de ne göreyim; pamuk prenses ile yedi cüceler halay çekip oynuyoriar... Irmağa doğru yöneldim; gözlerime inanamadım. Su perileri yeşil saçlannı altın taraklaria tanyorlar... Elbette bunları böyle kısacık değil, uzun uzun, ballandıra ballandıra anlatırmış. Ve öykücü bir sabah evden çıkıp ormanda yü- rüyüşe başlamış... Aaaa! Gerçekten de pamuk prenses ile yedi cüceler. Gerçekten de ırmak ke- nanndasu perileri... Şaşkın, düşünceli köyüne dönmüş. Akşam olmuş. Gençler gene köy kahvesinde etrafını almışlar. Sormuşlar: - Bugün ne gördün? - Hiçbirşey!.. ••• Okurlarım sık sık sorar oldular: - Sekizyıllık kesintisiz temel eğitim üzerinde ar- tık hiçbir şey yazmıyorsunuz. Niçin? Sayımız sadece birkaçtı... Ama yıllarca bıkma- dan, usanmadan ve de umudumuzu yitirmeden yazdık. "Milli Ihanet Eğitimi Bakanlığı" dedik... "Devlet kendi eliyle birbirine düşman iki gençlik yetiştiri- yor" dedik... "Buaymazlıktan vazgeçilmezse, gü- nün birinde iç savaş çıkması kaçınılmaz olur" de- dik... Sayısız, somut örnekler verdik... Askerlikten gelip devletin en yüce makamına oturan kişiler bile, o zamanlar çok farklı düşünü- yorlardı. Cevdet Sunay ne diyordu: - Okullanmız solcu yetiştiriyor. Devleti onlara teslım edemeyiz! Devleti teslim edeceğimiz ku- şaklan imam-hatip okullannda yetiştireceğiz. Kenan Evren ne diyordu: - İmam-hatip okullannda okuyan gençler iyi eği- tim görüyortar. Onlardan zarar gelmez! Ve imam okulu mezunlarına polislik, kayma- kamlık, savcılık, yargıçlık, valilik yolunu bu bakış açısı açıyordu... Yaşandı, görüldü. Kör gözler, ancak Refah ikti- dar olunca açıldı. İlk uyanan askerler oldu. Ordu bastırdı. İlk adım olarak kesintisiz sekiz yıl kabul edildi... Şimdi so- ruyorlar: - Ne diyorsun? -Hiçbirşey!.. ••• Söylenecek bir şey kalmadı kalmasına da... Sa- nşın çirkin bayan ve benzerleri, "Tek tip insan ye- tiştireceksiniz; böyle demokrasi mi olur" demi- yorlar mı; elinjz, diliniz, beyniniz kanncalanmaya başlıyor. Sakalıyla, takkesi İle sarığı ile kılığı kıyafeti ile "Iranlı" görünüşlülerin cirit attığı semtlerde görü- yorsunuz "tek tip" insanı... Zerdüşt rahibelerinin üçgen başörtüsüne bürünmüş bazı hanım kızlan- mızda görüyorsunuz "tek tip" insanı... İmam okulu mezunları üzerindeyapılmış kamu- oyu araştırmalannda görüyorsunuz "tek tip" insa- nı... O "tek tip" insanın, Arap- Acem kültürünü na- sıl Islam dıyebenimsediğini görüyorsunuz... Ken- dileri gibi giyinip düşünmeyenlere, kendileri gibi yaşamayanlara nasıl "kâfir" diye baktığını görüyor- sunuz... Ve anlıyorsunuz kı... Asıl sarışın çirkin bayan ve benzerleri "tektip"t\r\ Herşeyi kişısel çıkarlan açısından gören; dürüst- lük, tutarlıhk gibi kavramlara yabancı; kendilerini kurtarmak için tüm toplumu ateşe atmaya hazır; yalancılığı kişiliklerinin bir parçası yapmış; dün söylediklerinin bugün tersini rahatlıkla söyleyebi- len "tek f;p"lerdir bunlar... Tanrı toplumumuzu ve insanlığı, bu gibi "tek f;p"lerden korusun! İsmet Sezgin 'OHAL Yasası'na gerek kalmayacak' • Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin, köy koruculuğu sisteminin ıslah edileceğini söyledi. Sezgin, ABD'nin, teslim süreleri dün dolan firkateynleri önümüzdeki günlerde göndereceğini açıkladı. KONYA (Cumhuri- yonları yapanlar, cuma yet) - Başbakan Yardım- cısı ve Mılli Savunma Bakanı (MSB) İsmet Sezgin, bu yılın sonunda yada 1998 başında Ola- ğanüstü Hal uygulaması- nın kaldınlacağını açık- ladı. Sezgin, köy koruculu- ğu sisteminin ıslah edile- ceğini ve köy koruculan- nın kendi bölgelerinde görevlerini sürdürecekle- rini söyledi. Sezgin, dün Konya Selçuk Üniversitesi'nde düzenlediği basın toplan- tısında, Konya'da savun- ma sanayiini geliştirme- ye yönelik bazı çalışma- lar yürüttüklerini kaydet- ti. Gazetecilerin sorulan- nı yanıtlayan Sezgin, ABD'nin. Türkiye'ye teslim süreleri dün dolan firkateynleri önümüzde- ki günlerde göndereceği- ni söyledi. Kendisinin de cuma namazı kıldığını belirten Sezgin. "Bu provokas- namazı ceamati olamaz" dedi. Konya Ovası Proje- si'ni bitirmek için hükü- metin gerekJi desteği sağlayacağını anlatan Sezgin, "Konya Ovası'nı dünyanın buğday amba- n yapacağız" dedi. Sez- gin, RP'nin kapatılması davasına ilişkin bir soru üzerine de "Bu konuda yorum yapmam. Vargı karannı verecektir. Ben partilerin kapatılmasına karşıyim. Parti kapatma- yı millet sandıkta yapar" görüşünü dile getirdi. Bedelli askerliğin söz konusu olmadığını kay- deden Sezgin, OHAL'in kaldınlacağını, geçici köy koruculuğunun da ıslah edileceğini söyledi. Köy koruculannın böl- gelenyle ilgili çalışmala- nnı sürdüreceğini belir- ten Sezgin, il idaresi ya- sasının çıkanlmasıyla O- HAL Yasası'na gerek kalmayacağını kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear