25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA HABERLER hkenderun'da olay • İSKENDERLN (Cumhuriyet Bürosu)- Hatay'ın Iskenderun ilçesinde otogarda meydana gelen yolcu kavgası, HADEP'lıler ile ülkücülenn çatışmasına dönüşürken her iki taraftan toplam 23 kişi gözaltına alındı. lskenderun'da öncekj gece aynca, Banş Partisi'ne aıt minıbüsün kimliği belırsız kişilerce pompah tûfeklerle taranması sonucu bir kişi yaralandı. Olayda kimliği belirlenemeyen sürücü ağır yaralanarak Adana Numune Hastanesi'ne kaldınldi. Nacar taüurcu oldu • MUĞLA(AA)- Muğla'da geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan yazar Ismail Nacar, tedavi edilmekte olduğu hastaneden taburcu oldu. Özel Yücelen Hastanesi Başhekimi Necdet Doğu, Nacar'ın hastanede kalmasını gerektirecek durumun ortadan kalktığı ve tedaviye evınde devam edebileceğini söyledi. Talay'dan uzlaşmacı tavır • MERSİN(AA)- Kültür Bakanı Istemihan Talay, ülke sorunlannın polıtik ve siyasal uzlaşma ile daha kolay çözülebileceğinı söyledi. Dinamik bir kamuoyunun siyaseti yönlendirdiğini ve siyasileri çözüm üretmeye teşvık ettiğıni belirten Talay. "tnsanlanmızın en önemlı özelliğı. bu dinamik yapısıdır" dedi. Toplumu, laıklik ve çağdaşlıktan yana ileriye götürecek her türlü çabayı göstereceklerini ifade eden Bakan Talay, şunlan kaydetti: "Geçen dönemde, çağdışı politikalar yaratılmıştır. Ancak, hükümetimizin kurulmasıyla toplumda bir rahatlama ve geleceğe güvenle bakma olayı yaşanmıştır" dedi. Hâkîmler ve Savcılar Yasası • ANKARA (AA) - Anayasa Mahkemesi nin Hâkimler ve Savcılar Yasası'nda değişiklik yapan yasanın bazı maddelerinin iptaline ilişkin gerekçeli karan, Resmi Gazete'de yayımlandı. Yüksek Mahkeme, yasanın avukatlardan en az 3 yıldan beri mesleklerinde çalışanlardan mesleğe kabulde yeterlik sınavını geçenlenn, avukatlıkta geçen sürenin tamamının meslekte geçmiş sayilarak hâkimlik ve savcılığa kabulünü anayasaya aykın bularak iptal etti. Cumhupbaşkanı Demirel affetti • ANKARA (AA)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bir mahkûmun "sürekli hastalığı" nedeniyle cezasını kaldırdı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Demirel'in affettiği Jsa Bakırcı, Söke Asliye Ceza ve İzmir 8. Asliye Ceza mahkemeleri ile Söke lcra Ceza Hâkimliği'nde yargılandı ve toplam 6 yıl hapis ile 10 gün hafif hapis cezasına mahkûm edildi. Kahraman Bilgiç nakledîldi • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - itiraflanyla Yüksekova çetesini ortaya çıkaran PKK itirafçısı Kahraman Bilgiç, yaklaşık 1.5 yıldan ben tutuklu bulunduğu Midyat Kapalı Cezaevi'nden, "can güvenliği olmadığı" gerekçesiyle Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'ne nakledildi. Bilgiç, Diyarbakır 1 No'lu DGM'deki duruşmasında, çeteciler tarafından itiraflannı geri alması yönünde para tekJifinın yapıldığını söylemişti. Şeriat sloganlan, hükümetin 'irtica' brifingi aldığı saatlerde Genelkurmay'a ulaştı Hükümete 'nalden' brifingANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yıtanaz ve bazı kabine üye- leri. Kızılay'daki şeriatçı eylemin sürdüğü saatlerde Genelkurmay karargâhın- da "irticai faaüyetler'' ko- nusunda brifing aldılar. Başbakan Yılmaz, Baş- bakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Milli Savunma Ba- kanı İsmet Sezgin ve bazı bakanlar dün Genelkur- may Başkanlığrnı ziyaret ettiler. Yılmaz, Genelkur- may karargâhında Genel- kurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ta- rafından askeri törenle kar- şılandı. Karadayı, Yılmaz'ı beklerken Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgene- ral Erol Ozkasnak'a döne- rek Genelkurmay'ın önün- den geçen yurttaşlann mi- tinge mi gittiklerinı sordu. Özkasnak, Karadayı 'ya "Hayır. Bunlar yürüyerek işlerine gidenler" dedi. Karşılamanın ardından Genelkurmay şeref defte- rini imzalayan Yılmaz, Ka- radayfyla bir süre görüş- tii. Karadayı-Yılmaz gö- rüşmesinde, Başbakan Yardımcısı Ecevit ile Sez- gin de hazır bulundu. Brifing sırasında, Anka- Genelkurma> karargâhındaki briflngde aynca Kıbns sorunu, Türkiye-Yunanistan ilişkileri. Türk Silahlı Kuv- vetteri'nin gereksinimleri Uc Kuze\ Irak harekâtı konusunda da bilgi verildi. (Fotoğraf: AA) ra'daki gösteri nedeniyle Genelkurmay karargâhının etrafındaki bazı yollar tra- fiğe kapatıldı. Ancak, 8 yıllık kesintisiz eğitimi ön- İemek ıçin şeriatçı eylem yapan 200 kişilik bir grup Genelkurmay Başkanlığı önüne kadar giderek yürü- yüş yaptı. Köktendinci gnıbun "Imam-hatiplcr kapatılamaz", "Kuran'a uzanan eller kınlsın" slo- ganlan, hükümetin 'irtica' brifıngi aldığı saatlerde Genelkurmay karargâhına kadar ulaştı. Yılmaz ve berabennde bulunan bakanlar daha sonra "İnönü Salonu"na geçtiler. Brifinge. Yılmaz. Ecevit. Sezgin'in >anı sıra devlet bakanlan Hüsamet- tin Özkan, Cavit Kavak. Yücel Seçkiner. Dışişleri Bakanı Ismail Cem. Mali- ye Bakanı Zekeriya Temi- zel, Içişleri Bakanı Vekili, Adalet Bakanı Oltan Sun- guıiu ile Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir katıldılar. Brifingde, hükümet üyele- rine irticanın kaynaklarına ilişkin bilgiler verildi. İrti- canın yurtdışından aldığı finansal desteğe dikkat çe- kilen brifingde, Diyanet Iş- leri Başkanlığı'nın etkisiz olması nedeniyle ortaya çı- kan boşluğun şeriatçılarta- rafından doldurulduğu an- latıldı. '8 yıl vazgeçilmez' Brifıng sırasında görsel malzemelerden de yararla- nılırken. hükümet üyeleri- ne 8 yıllık kesintisiz eğıti- min vazgeçilmez önkoşul olduğu anlatıldı. Orgeneral Karadayı'nın yanısıra Ge- nelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, Ge- nelkurmay Plan ve Pren- sıpler Daire Başkanı Kor- general VuralAvar. Genel- kurmay tstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin Saner ile daha önce basına ve bazı kamu personeline irtica brifingi veren Genelkur- may Istihbarata Karşı Koy- ma Daıre Başkanı Tümge- neral Fevzi Tûrkeri'nin de hazır bulunduğu bnfıngin sonunda. Mesut Yılmaz. Bülent Ecevit ve Milli Sa- vunma Bakanı Sezgin söz alarak kısa birer değerlen- dırme yaptı lar. Eşber Yağmurdereli, cezaevine girmesinin kendisine bir şey kaybettirmeyeceğini söyledi 'Hapse girmek sorunıım değiP HALİL NEBİLER Ha- va-lş Genel Başkanı Atilay Ayçin, avukat Kemal Keleşoğlu. Eşber Yağ- murdereli. bir de O'nun refakatçisi... ÇelikGüler- soy'un Refah arabeskın- den kurtarabildiği ender mekânlardan Yeşil Ev'in havuzlu bahçesindeyiz. Havuzdaki fıskıyenin se- si. bahçenin dört köşesi- ne yerleştirilmiş hopar- lörlerden yayılan 5. sen- foninin notalanna kanşı- yor. Eşber Abi'nin karan Yargıtay'dan çıkmış, avu- kat Şenai Hanım'ın tas- hih-i karar dilekçesi de aynı gün mahkemeye su- nulmuş. Ne olacak? Eş- ber Abi hapse girecek mi? Girerse 24 sene nasıl yatar? Olacak iş değil... Bunlar tartışılırken Eş- ber Abi hafifçe kolumu tutup "Şu ağaçtagarip ga- rip öten kuşa bak!" diyor. Hangi kuşa? Eşber Abi görmüvor ki göstersin. "Sen gördün mü" soru- suna. "Sengörmedin mi" sorusuyla yanıt venyor. Bizim kaygılanmıza kar- şın Eşber Abi son derece neşeli. cezaevindeki anı- lanndan birinı anlatıyor "Cezae\inde arkadaşlar beşer-altışar kişilik takun kurmuşlar. diğer komün- lerle çayına futbol oynu- yorlar. Havalandırma. futbol sahası olmuş. Bir metreve bir metre büyük- lüğünde bir de kale kur- muşlar. Yalnız tek sonın var. Hep bizim komün di- ğerierine çay ısmarlıyor. Hep bizunkiler yeniliyor. Maçtan önce arkadaşlan topladım, 'Bu böyle ol- maz, hep biz yeniliyoruz, ben de oynayacağım ve bız yeneceğiz' dedim. Şa- şırddar, 'Abi, sen görmü- yorsun, nasıl oynayacak- sın?' dediler. Giydim eşofmanlan, aldım tabu- remi, bir paketsigaravı da koydum cebime. gittik futbol oynamaya. Sahaya çıkûk. "Beni kaleye götü- rün, ben kaleci olacağım' dedim. Bir metrtye bir metreük kakyi ortaladun. Kovdum tabureyi, otur- dum. Ben oturunca kale kapandı tabii. Değil to- pun. havanın gireceği boş- luk kalmadı. Biz kazan- dık." Gülünmez mi? Gülü- nür elbet. Güldük. Bah- çede 5. senfoninin kaderi anlatan melodileri uçu- şup giderken merak ettik. sorduk: "Biz senin hapse gine- ceğini düşünüp kavguaıu- yoruz, senin umurunda "değü." Aldığımız yanıt Kemal Abi'nin, Atilay Ayçin'in, refakatçi arkadaşın, be- nim kanımızı dondurdu. Eşber Abi diyordu ki: "Benim hapse girmem benim sorunum değO, si- zin sorununuz. Beni ahp götürürler, siziııinsanuğı- nız benimle cezaevine ge- lir. Ben yatarun, siz ben- den çok özgflrlüğûnüzü yitirirsiniz. Ben kaça- mam, siz kovalayabilirsi- niz. Benim hapse ginne- min benimle hiçbir ilgisi yok. Benim söyledikleri- mi hepiniz söylersiniz. ben içeri gireceksem he- piniz kendinizin yerine girdiğimi biürsiniz. Bu \-uzden, benim bapse gir- mem meselesine beni ka- nşörmayın. Hukuk mü- cadetesi mi vereceksiniz, kamuoyu mu oluştura- caksınız, ne yaparsanız >apın._ Siz bilirsiniz." Işçilere destek veren DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, "Sendikaya karşı çıkmak çağdaş bir işadamı man- ü ^ olamaz. Bu ancak gangster manöğı olur" dedi (Fotoğraf: ALPER TURGUT) Budak'tan işçüeriTJyaret Istanbul Haber Servisi -Türkiye Devrimci lşçi Sendikalan Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Rıdvan Budak, DİSK'e bağlı Basın-lş Sendikası'na üye olduklan gerekçesiyle 50 işçinin Reslan Matbaası'ndan çıkanlmasını sert bir dille protesto etti. Budak, "Sendikaya karşı çıkmak çağdaş bir işadamı manüğı olamaz. Bu ancak gangster mantıgı olur" dedi. Reslan Matbaası'ndan çıkanlan 50 işçinin 11 temmuzda matbaa önünde işverene karşı başlattıklan direniş sürüyor. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak. direnişçi işçilere destek için matbaa önünde yaptığı açıklamada, Reslan Matbaasf nın işverenini, işçılerin anayasa ve yasalardan kaynaklanan haklanna saygı göstermemekle suçladı. Budak. işçilerle işverenler arasında uzlaşma sağlamak için her iki tarafın üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini belirterek bu anlamda görevlerini yapan işçılerin işverenlerden de aynı anlayışı bekJediklerini kaydetti. Basın-lş Sendikası'na üye oldukJan gerekçesiyle işçilerin işine son verilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Budak. işçilerin tekrar işe alınması için matbaanın işverenine çeşitli yollarla ulaşmaya çalıştığını ve bu doğrultuda İSO ve TOBB başkanlannı devreye soktuğıınu ifade etti. Budak, buna rağrnen vine de bir sonuç alamadığını kaydetti. Öte yandan Alaska fabnkası işçileri de "Reslan işçisi yalnız değüdir" ve "Yaşasın işçilerin birliği" sloganlanyla Reslan işçilerinin direnişine destek verdi. Bu arada eylemci işçileri desteklemek amacıyla Ankara'da da DtSK yetkilileri tarafından bir açıklama yapıldı. Bayrampaşa'da bulunan Öztaş Çorap Fabrikasrnın işçileri, sıgortalanmalan. işgününün 8 saate ındirilmesi, iş güvenliği ve iş güvencesinin sağlanması. enflasyona uygun zam, senelik ücretli izin ve sosyal haklar istemiyle fabrika önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı izleyen Özgür Atılım gazetesi muhabiri Duygu Senem ve Kızıl Bayrak gazetesi muhabiri Ersoy Şahin. polis tarafından gözaltına alındı. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Oğuz ve Aykut'un oynadı- ğı Fenerbahçe 2 yıl önce şam- piyon olmuştu. Ali Şen de uzun bir aradan sonra baş- kanlığa seçilmişti. Şen, bu şampiyonluğun gerçek sahibi kendisiymiş gi- bi hareket etti. Kulübün sem- bol isimleri olan Oğuz'u, Ay- kut'u ve ardından Bülent'i ku- lüpten kovdu. Bu futbolculann "ŞampiyonlarLigi"nde Fener- bahçe'ye uyum sağlayama- yacağını iddia etti. Fenerbahçe taraftarı, çok sevdiği kaptanı Oğuz'un gidi- şine üzüldüyse de şampiyon- luğun hatırına sesini çıkarma- dı. Belki Ali Şen'in bir bildiği vardır diye düşündü. Aradan i- ki yıl geçti, kimin haklı, kimin haksız olduğu şimdi daha iyi anlaşıldı. Ali Şen îstifa, Fenerbahçe Şampiyon Oğuz ve Aykut, kulüpten kovulduklannda, birçok insan buna karşı çıkmıştı. Ali Şen'in de kişilikli oyuncuları tasfiye ederek hegemonya kurmak amacıyla böyle davrandığı söylenmişti. Oğuz ve Aykut'la Fenerbahçe önemli bir ilkeyi, önemli bir birikimi yitiriyordu. Oğuz ve Aykut çok kritik bir Trabzonspor maçı sonrası önemli bir çıkış yapmışlardı. Fenerbahçe'nin Trabzon'u 2-1 yendiği maçın iki kilit ismi, iki kritik golün kahramanı bu oyuncular, galibiyete sevinir- ken Trabzonlu meslektaşları adına da üzüldüklerini belirt- mişlerdi. Aykut, "Her maç bir ölüm-kalım havasına döndü- rülüyor. Kaybeden tarafmah- voluyor. Trabzonlu meslektaş- larımızın yerinde biz de olabi- lirdik. Bu nedenle üzgünüm" anlamına gelen şeyler söyle- mişti. Oğuz da onu destekle- mişti. ••• Aykut'un bu çok doğru ve futboldaki rekabeti anlamsız bir trajediye dönüştüren fana- tikliği eleştiren açıklaması önemliydi. lleri bir bilinci, ge- lişmiş bir tepkiyi yansıtıyordu. Ali Şen, bu sözleri gerekçe göstererek bu iki yıldız futbol- cu hakkında kampanya baş- latmıştı. Oğuz, Aykut ve Bü- lent gitti. Peki şimdı Fenerbah- çe ne durumda? Ali Şen hak- lı mı çıktı? Ali Şen'in Fenerbahçe'yi ge- liştirmek bir yana yıkıma sü- rüklediği bir gerçek. Fener- bahçe Oğuz'u kovarak kimli- ğini yitirdi. Hem futbol kimliği- ni hem de büyük kulüp olma kımliğini. Oğuz da ortada, Ali Şen de ortada. Oğuz, 34 ya- şında. hâlâ büyük bir futbol zekâsı ve olağanüstü bir yete- nek olduğunu kanıtlıyor. Oğuz'u futbol oynarken seyretmek herkese büyük bir zevk veriyor. Istanbulspor maçlarını bazen sırf Oğuz'un güzel hareketlerini, estetik fut- bolunu seyretmek ıçin izliyo- rum. Izlerken zevk alıyorum. O hem oturmuş kişiliğı hem de ince zekâsıyla Ali Şen'e ders veriyor. Fenerbahçe taraftarları, Oğuz'lu Fenerbahçe döne- minde "Ali Şen Başkan, Fe- nerbahçe Şampiyon" diye slogan atıyorlardı. Fenerbah- çe iki yıldır kimliksiz ve silik bir futbol oynuyor. Bu görüntü- nün bir an önce değişmesi ge- rekiyor. Milyonlarca taraftarı olan, futbolun bu etkili ekibinın kimliğini bir an önce kazan- ması şart. Peki bu nasıl olacak? Be- nim sloganım net: "Ali Şen is- tıfa, Fenerbahçe şampiyon." Biz Fenerbahçeliler; Oğuz'- u, Aykut'u nerede oynarsa oy- nasınlar Fenerbahçeli sayıyo- ruz. Ali Şen'ler gelip gider a- ma LefterMer, Oğuz'lar unu- tulmaz. GLOBAl^oijrtKÜLTÜR * ERGİN11LDIZOĞLU \ Siyasal İslamın Yükselişi Durdu mu? Mısır ve Afganistan'daki son gelişmeler, Türkiye, Iran, Yemen ve Fas gıbi ülkelerle birlikte değerlen- dirildiğinde, siyasal islamın 1980'lerde başlayan yük- selişinin durduğu düşünülebilir. Mısır'da hükümet 1990'larda siyasal Islama karşı şiddetli bir saldırı başlattı. Yaygın tutuklamalar, silah- lı grupların liderlerine birbiri ardına verılen idam ce- zalan, "yargısız infazlar" siyasal İslamın militan ka- nadını büyük ölçüde felç etti. Diyanet Işleri Bakan- lığı son yıllarda kontrolünden çıkan camileri tekrar denetimine aldı ve özel camileri kapattı. Bu baskı tedbirlerine ek olarak, siyasal İslamın, sağlık hizmet- leri ve toplumsal destek sunduğu yoksul bölgeler- de, kamu harcamaları ve belediye hizmetleri geliş- tirilmeye çalışıldı. Bütün bunlar olurken devlet gürv lük yaşamda laik kültürün desteklenmesine büyük özen gösterdi. Geçenlerde bir mahkeme Islami ra- dikallerin laik bir yazar hakkında açtığı davayı red- detti ve davacılara da "psikolojık tedavi görmeleri- ni tavsiye etti". Hâkime göre "çok az sayıda da ol- sa bazı akli dengesi bozuk kişiler, Tann'nın kendile- rine başkalannı cezalandırma veya ödüllendirme yetkisi verdiğini" zannedıyorlardı. Sonuç olarak giysi modasından günlük yaşam et- kinliklerine kadar gözle görülür bir değişiklik var. The Economist'in son sayısındaki bir araştırma da ben- zer bir manzara çiziyor (26.7.97). Kahire'de yaşayan, MENAS ve The Economist Intelligence Unit için ça- lışan bir gazeteci dostum da "Siyasal İslamın etkisi günlük yaşamda artık eskisi gibi hissedilmiyor. Hü- kümet militanlan acımasızca ezdi" dıyerek bu du- yumlan doğruladı ve ekledi: "Ama Mısır'da hayat şimdi herkes için çokzor. Demokratik haklar bu ça- tışmanın en önemli kurbanı oldu." Afganistan'da Taleban'ın hızlı yükselişi durmuşa benziyor. Genç ve medrese dışında hemen hiçbir eğitime sahip olmayan Taleban kadrolannın, askeri hatalarının yanı sıra lslam dininin gerektirdiklerini ta- vizsiz bir şekilde uygulamaya kalkmalannın da za- yıflamalarında büyük rol oynadığı bildiriliyor. Kadın- lan günlük yaşamdan çıkarmaya kalkmalan, kızlann okula gitmesinı yasaklamalan. sakal zorunluluğu ve şeriat cezalarını uygulamakta ısrar etmeleri, özellik- le kentli halkın Taleban'dan uzaklaşmasına yol açtı. Şimdi 9 ay önceki askeri mevzilerıne geri çekilmek zorunda kalan (International Herald Tribune, 28.7.97) Taleban, giderek toplumsal desteğini de kaybedıyor. Siyasal islamın sıcak mücadele içinde olduğu Ce- zayir, Sudan ve Filistin'e bakınca da manzara siya- sal islam açısından hoş değil. Cezayir'de iç savaş bir zamandır polisle siyasal islamın militanlan ara- sında sonu gelmez bir kan davasına dönüşmüştü. Bu iç savaş sırasında siyasal İslamın militanlannın onlarca insanı boğazlannı keserek öldürmeleri, özel- likle orta sınıflar ve çarşı esnafı içinde desteklerini za- yıflattı. Gençler arasında işsizliğin yüksek olması, si- yasal İslamın hâlâ militan bulmaya devam etmesine olanak sağlıyor. Ancak silahlı mücadelenin artık iv- mesini kaybettiği de bir gerçek. Sudan'da iç savaş yakın bir zamanda sonuca ulaşacak gibi değil. Yan askeri Islamcı cunta hükümetiyse, halkın yaşam ko- şullanru iyüeştirmekten çok uzak görünüyor. Bu u h J kede, demokratik haklann olup olmadığını sormak ise gülünç olmayı göze almazsanız, olanaklı değil. Filistin'de Hamas'ın hâlâ bir etkinliği var. Hamas, resmi hükümete ve Israil ile uzlaşma politikalanna karşı önemli bir muhalefet odağı. Ancak Filistin hal- kının savaştan usandığını ve Israil'in şu andaki katı tutumunu bırakması halinde, Hamas'ın toplumsal desteğinin zayıflayacağını soylemek yanlış olmaz. Hamas'ın da gelişme potansiyelleri sınırlı. Kitlelerın siyasal Islamdan uzaklaşma eğiliminde olduğunu gösteren başka örnekler de var. Son baş- kanlık seçimlerini, iran'da ılımlı, demokratik haklar- dan, kadın haklanndan söz açan bir aday kazandı. Siyasal Islami benimsemiş partiler, son Yemen ve Fas genel seçimlerinde de beklenenden çok daha kötü sonuçlar elde ettiler. Türkiye'de ise siyasal İs- lamın kitle partisi Refah, hükümete gelmeyi başar- mış olmasına rağmen, "daha iyi ve adil bir şekilde yönetebileceğini" gösteremedi, elde ettiği mevzile- ri dahi koruyamayarak neredeyse bir "üfürükle" ik- tidan terk etti. Siyasal İslamın uluslararası düzlemde genel yük- selme eğilimınin, şu sıralarda, en azından durakla- dığını soylemek çok yanlış olmaz. Bu duraklamayı bir gerilemenin izlemesi hiç de zayıf bir olasılık de- ğil. Siyasal lslam, sol muhalefet hareketlerinin bü- yük bir gerileme gosterdıği ortamda yükselmeye başlamış ve yoksul kitlelere, ulusalcı ama Batı kül- türünün basıncı ile bir kimlik bunalımına girmiş bazı aydınlara, umut vermişti. Ancak zaman içinde, siya- sal islam, popülist bir kitlesel muhalefet hareketi ola- rak tabanının beklentilerine cevap veremedi. Kitle- lere dayanan bir "kurtuluş ideolojisi" mutlaka sömü- rüye karşı ve demokratik haklann (kadın haklan, fi- kir özgürlüğü vb. de dahil) tutariı bir savunucusu ol- malıdır; iktidar olmaya yaklaştığı anlarda da mutla- ka kitlelerin yaşam koşullannı iyileştirmeli, ağzından düşürmediği adalet ve dürüstlük ilkelerine sonuna kadar sadık kalmalıdır. Siyasal lslam bunlann hep- sinde sınıfta kaldı. Örnek aramak için Taleban'a ve- ya Cezayir'deki boğaz kesme olaylanna kadar git- meye gerek yok... "Bir dakika karanlık" eylemine karşı Refah'ın tutumunu hatıriamak yeter sanınm. ergin(« ergin.demon.co.uk Göktepe sanıklannın avukatı 'Müvekkillerim şereflV İstanbul Haber Servisi - Evrensel gazetesi mu- habiri Metin Göktepe'yi öldürdükleri iddiasıyla yargılanan polislerin aMikatlanndan ÖmerVe- şih/urt da Tansu Çiller" in Abduüah Çatlı ıçin kul- landığı benzetmeyi kul- landı: "Benim müvekkil- lerim göğsiinde ay-yıldız taşıyan şerefli poüsler- dir_." Mahkemenin hak- lannda gıyabi tutuklama karan verdiğı 6 polisin teslim olması, Göktepe ailesi ve avukatlan tara- fından "olumlu bir geüş- me" olarak değerlendiril- dı. Gazeteci Metin Gök- tepe'yi gözaltına alındık- tan sonra öldürdükleri gerekçesiyle haklannda gıyabi tutuklama karara çıkanlan 9 polis memu- rundan 6'sının teslim ol- masının ardından, diğer 3 polis memurunun da teslim olacağı belirtildi. Sanık avukatlanndan Chner Yeşilyurt dün yap- tığı açıklamada, gıyabi tutuklu polislerin yargı- dan kaçmadığını öne sü- rerek "Müvelddllerimin Eyüp Ağır Ceza Mahke- mesi'nde ifadeleri alın- mışü. Bu yüzden duruş- maya katümalanna ge- rek yok. Talimatla ifade alınmasuıda vasaya aylo- n bir şe>: yok" diye ko- nuştu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in -Metin Göktepe olayı Türkiye Cumhuriyeti'- nin ayıbıdır'7 sözlerini de eleştiren Yeşilyurt. "Asıl bu sözii soylemek ayıpbr ve suçtur" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear