28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 HAZİRAN 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Maaşlar 10 yılda yüzde 146 artarken özel okul ücretlerindeki artış yüzde 400'ü geçti • • Ozel okuDar smır tanmnyorFİGENATALAY Özel okul ücretleri son 10 yılda yüz- de 421 kat arttı. Ücretlerin yüksekliği nedeniyle özel okullarda doluluk oranı yüzde 50'ye düştü. Ara sınıflardan dev- let okullanna geçış, bazı okullarda yüz- de 20'ye kadar çıktı. Özel Okul Velileri Demeği'nce yılla- ra göre çalışanlann ücretleri ile özel okul ücretlerinin karşılaştırması yapıl- dı. Karşılaştırma, özel okul ücretleri TED Ankara Koleji, veli ücreti ise bi- rinci derece mühendis maaşı baz alına- rak hazırlandı. Buna göre son 10 yılda maaşlar yüz- de 146 artarken özel okul ücretleri yüz- de 421 kat arttı. Ömeğin, 1988-1989 öğretim yılında iki aylık mühendis üc- reti ile özel okul ücreti ödenebilirken 1997- 1998 dönemınde okul ücreti an- cak 5.3 aylık mühendis ücreti ile karşı- lanabilırhale geldı. Ücretlerdeki artış, özel okullardaki ögrenci sayısının düşmesine neden ol- du. Özel Okullar Derneği'nce "Özel Okullann Bugünkü Durumu" şöyle özetleniyor: -1990 yılında yüzde l^olan özel okul öğrenci oranı 1996 yılında yüzde 1.2'ye düştü. Türkiye'de yıllara göre çalışanlann ücretleri ve ozel okul ücretlerinin karşılaştınlması Öğretim dönemi 1988-1989 1989-1990 1990-1991 1991-1992 1992-1993 1993-1994 1994-1995 1995-1996 1996-1997 1997-1998 1. derece mühendis ücreti TL/ay 472.000 938.000 1.707.000 2.607.000 4.666.000 7.319.000 11.000.000 20.800.000 45.000.000 68.700.000 Ücret artış % 98.73 81.98 52.72 78.98 56.86 50.29 89.09 116.35 52.67 Ozel okul ücreti TL/yıl 863.000 1.966.000 4.400.000 8.800.000 16.800.000 29.415.000 57.240.000 96.000.000 182.500.000 363.500.000 Ücret artış % 127.81 123.80 100.00 90.91 75.09 94.59 67.71 90.10 99.18 Çeşitli ülkelerde özel okula giden öğrenci oranlan Rusya: Yüzde 9 Tunus: Yüzde 12 Almanya: Yüzde 13 tngiltere: Yüzde 15 Fransa: Yüzde 24 Hollanda: Yüzde 68 Japonya: Yüzde 85 Türkiye: Yüzde 1 - Bugün özel okullarda doluluk ora- nı yüzde 50 civanndadır. - 1991-92 öğretim yılında özel Türk okullannda okul başına 210 öğrenci dü- şerken 1996yıhnda 146 öğrenci düşmek- tedir. Son yıllarda açılan pek çok okul henüz mezun vermez, hep yeni öğrenci alırken yüzde 25 civanndaki bu azahş çok anlamlı ve endişe vericidir. - Ara sınıflarda devlet okullanna ge- çiş başlamıştır. Bazı okullarda oran yüz- de 20'ye kadar çıkmaktadır. Yeni öğre- tim yılı kadro anlaşmalan haziran. tem- muz aylarında yapılırken ara sınıflar- daki azalma, derslerin başlama günle- rinde, genellikle eylül ayinda gerçek- leşmektedir. Bu dunımda hiçbir tasar- ruf önlemi alınamamaktadır. Milli Eğıtim Bakanlığı'nın, özel okullan teşvik için hazırladığı "625 sa- yılı Özel Öğretim Kurumlan Kanu- nu'ndayapılacakdeğişiklikkT" adlı ya- sa taslağı. yaklaşık bir yıldır Bakanlar Kurulu'nda gündeme ahnmayı bekli- yor. Bu taslak yasalaşırsa, özel okullar Gelirler ve Kurumlar Vergisi'nden mu- af tutulacaklar, devletin özel öğretim kurumlanna mali yardım olanağı sağ- lanacak, yardıma muhtaç öğrencilerin ücretlerinin birkısmı ya da tamamı dev- letçe karşılanacak, özel öğretim kurum- lannın televizyona reklam verme yasa- ğı kaldınlacak. 'Muhasebe oyunlanyla kâriar gjzlenfyor' Özel oku! sahıplen öğrenci bulama- maktan yakınıp, devletten teşvik beklcr- ken veliler farklı düşünüyor. Özel Okul Velileri Derneği'nce özel okul ücretle- riyle ilgili olarak bir süre önce hazırla- nan raporda. şu görüşlere yer verildi: "Özel okul sahipierince belirlenen öğ- retim ücretlerinin hangi girdiler ve de- ğerler göz önüne alınarak hesaplandığı, bir öğrenci maliyetinin ne olduğu, kâr marjı vb. kriter ve değerler her okul ta- rafindan detayh bir sekilde ilgili kamu- oyuna açıklanmalıdır. Özel okullar, mu- hasebe oyunlanyla kârlannın boyutu- nu gizleyebilmektedir. Öğrenci velileri, özel okullann kârlannın. yatınmlannm vb. hususlann devletin ilgili kurumla- nnca ciddi bir şekilde incelenmediği yö- nünde bir kanıva sahip bulunmaktadır. Bu konuda devletçe yapılan ciddi dene- tim ve inceieme varsa kamuoyuna açık- lanmah, bu konudaki kuşkular gideril- metidir." işadamı Alatonun gözüyle Cüneydoğu 'Halk yoksulluk sınınnın altında' Alaton: Güneydoğu halkı umutsuz. ALtER Türkiye'nin sosyal ve toplumsal sorunla- nna yönelik çözüm arayışlan ile de bilinen işadamı tshak Alaton, gelir dağılımındaki uçurumun dayanılmaz boyutlara doğru yol aldığını belirterek "Marmara Bölgesi'nde nüfusun yüzde 1.4'ü. Doğu'da yüzde 30'u. Diyarbakır varoşlannda ise yüzde 60'u gun- de 1 dolar olarak kabul edilen yoksulluk suu- nnınalnnda yaşıyor" dedi. Doğu ınsanın yö- reye banşın gelmesi konusunda umutsuz ol- duğunu vurgulayan Alaton, açlıkla ic içe ya- şayan Diyarbakırh'nın erzak değil. köyüne dönmek istediğini anlattı. Diyarbakır'da geçen hafta incelemeler ya- pan TESEV (Türkiye Ekonomik Sosyal Etüdler Vakfı) heyetinde bulunan Alaton, iz- lenimlerini gazetemize anlattı: - Gezinin amacı neydi? Yoksulluk denilen problemi önce yerinde teşhis edelim. nereden oluşuyor diye. TE- SEV yöneticilerini en çok rahatsız eden ko- nu, Türkiye'de dayanılmaz boyutlara doğru yol alan fakirle zengin arasındaki uçurum. Türkiye'nin yoksulluk sının denilen günde 1 dolann altında yaşayan ınsanlann oranı, Marmara Bölgesi'nde yüzde 1.4, Doğuda ise yüzde 30 genelinde; fakat Diyarbakır'ın et- rafındaki varoşlarda yüzde 60'lara kadar çı- kıyor. Nedendir diye sorarsanız, Türkiye'de bir garip olayla karşılaşıyorsun: Batı'da, bir Hollanda kadar iyi standartlarda yaşayan 8- 10 milyon kişi var. Fakat Doğu'da 20 ile 30 milyon kişi Bangladeş sınınnda yaşıyor. - Nderle karşılaşonız? Gecekondu yörelerini dolaştık, özellikle sonradan gelenlerle görüştük. Göz alabildi- ğine uzanan bir gecekondulaşma var. Ama, Diyarbakır'da beni en fazla üzen şey; özel- likle yaşlı erkek ve kaduılarda gördüm bu- nu; sordum: " Peki banşın geleceği yönünde umudunuzvarmı?" "Hayırdediler. banşgel- mez bu Güneydoğu'ya" dediler. Yani banşın gelmeyeceğinı düşünen umutsuz ınsanlann olması beni çok endişenledirdi, çok rahatsız etri, çok üzdü. Çünkü biliyorsunuz umutsuz yaşanmıyor. Peki umutsuzluğun gerekçesini sordunuz mu? "Türkiye'nin sistcmi değişmeyecektir; zihniveri değişmeyecektir" diyorlar. Politi- kacılann hiçbir zaman kendilerini anlama- dıklannı düşünüyorlar. Politikacılann. Tür- kiye'nin dertlenyle hıçbir zaman ilgilenme- dikleri noktasında birleşiyorlar. -Günlük yaşamla ilgili başbca sorunlan ne- ler? Oradaki en büyük dert susuzluk. Su dağı- tım sistemi yok. Onun için kadmlar, çok uzaklardan saatlerce yürüyerek bidonlarla su taşıyor. Zaten orada vakit büyük oranda su taşımayla geçiyor. Bu olumsuzluklann ya- nında üretime dönük bir şeyler aradık. Söy- ledikleri çok açık bir olay, diyorlar ki:"Biz üretken insanlanz ve üretebiliriz. Yeter ki bi- ze müsaade etsinler. biz köyümüze döneüm. Bize erzak dağıtmayın, bırakın biz kendi kö- yümüzde üretken olmaya devam ederiz." Bu gözlemlerden sonra sızde oluşan çö- züm önerileri neler? Özellikle tanma ve hayvancılığa dönük pratik projeler geliştiriyoruz. lsveç şırketi Alfa Laval Agri Şirketi 'nın genel müdürü de geldi oraya. Süt endüstnsınde peynir ve te- reyağ üretımınde elle kullanılan bazı basit ci- hazlann yaygın bir şekilde oradaki ailelere destek olabileceğini düşünüyoruz. Ama bü-'' tün bunlan yapmadan önce banşın oradatg^I sis edilmesi lazım. Bir de orada yapılacak ya- tınmlarla ilgili alınması gereken çerçeve ted- birler var. Yani bir başka deyişle Ankara'da- ki yönetim ve politikacılann Güneydoğu'da banş şartlan içinde oluşabilecek yeni birüre- tım kampanyası için gereken çerçeveyi çiz- mesi lazım. Her türlü yatınmdan 10 yıl sü- reyle vergi alınmamalı mesela. Zaten üretim olmadığı için vergi de yok. Ama tüm bunlar için muhatap bulamıyoruz. Çünkü Ankara'da sizı dinleyecek kımse yok bu mevzuda. - Bundan sonraki aşamalaruıda neler ya- pacaksınız? Bir rapor hazırlayacağız. Bunun yanında bazı endüstrileri teşv ik edici projelerin geliş- mesıne destek vereceğız. Ve hazır olacağız o güne ki devlet veya politikacılann içinden bazılan uyanacaklar: dedtğim şekilde bazı kalıcı tedbirlenn çerçevesini çizecekler. Bun- lann çızildiğı gün biz projelerimizle hazır o- lacağız. BEN DE ÇİZDÎM ZAFER TEMOÇİN SUSURLÜK C^vtASI mahkeme salonunda gor'ulurken^ışarıda "başka birdava" Sürdi/rûlüytjr: Samk /aktnı '"sıviiler"y : Samk /aktnı a^ına Çıkıyorjar-<. Bdna i-ffcirs atanfcnn... KÜRŞUN 5IKARIM/ ÇOKKÖTJ . f^xr^ i ş k e n c e c i p o l i s l e r d a v a s ı n a M a n i s a ' d a d e v a m e d i l d i Af örgütü duruşmayı takip ediyor MUREKKEP ZAMANLAR 7OO YILLIK SÜREÇTE KALEM MEDENİYETİ MEHMET AKGÜL KOLEKSİYONU NECATİAYGIN / GÜLCAN GÖRDES MANİSA- Manisalı öğrencilere ışkence yaptıklan savıyla 10 polis hakkında 70"şer yıl ağır hapıs istemiy- le Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya devam edildi. Sanık polislerin katılmadığı duruşmayı Alman Parlamentosu'nun istemiyle Almanya tzmir Başkonsolosu Manfred Unger, Uluslararası Af Orgü- tü Türkiye Temsilcisi Barbara Neppert de izledi. Du- ruşmaya katılan CHP tzmir Milletvekili Sabri Ergül, Avrupa'nm Türkiye'yi işkence konusunda ızlemeye aldığını belirterek, "Türkiye işkence konusunda sınav veriyor. Şündi Avrupa'nm gözü Manisalı öğrenciler ve Metin Göktepe davasına çevrildi. Burada bağunsız Türk yargısma önemli göre> düşüyor'" dedı. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde sıkı güvenlik önlemi alınarak yapılan yargılamada, mahkeme heye- tince Manisa Emniyet Müdürlüğü ve Sağlık Müdür- lüğü'nden istenen belgeler okundu. Çocuklann avu- katlanndan Pelin Erda ve Sabri Ergül, raporlann ger- çeği yansıtmadığını öne sürdüler. Mahkeme heyeti avukatlann istemlerinin yerine getirilmesi \e sanık polis memurlanrun fotoğraflanndan teşhislerinin ya- pılması için Ankara'danlçişleri Bakanlığı'ndan sanık polislerin fotoğraflannın getirilmesini kararlaşhrdı ve duruşmayı erteledi. 5 H A Z İ R A N 3 0 T E M M U Z 1 9 9 7 YAP1 KREDI K (' L. T C R M i: R K F- / İ Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Mûzesi Istiklâl Caddesı 285 Beyoglu 80050 Istanbul Telefon. (0Z1Z) 245 20 41-252 47 00/259 YAPINTKREDi Tahliye edilen Susurluk sanıkları Susurluk davasında yargılanan özel timciler Mustafa AJtmok ile Enver Ulu, önceld gün yapılan ikinci duruşmalannda tahliye sevinci yaşadılar. AJtmok fle Ulu, Metris Cezaevi'nden akşam saatlerinde tahliv e edilirken nizamiye ka- pısuıda görevlilerle vedalaştılar. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul Şubesi'nce yapılan yazıta açıklamada. Susurluk davası duruşmasında gaze- tecilere yönelik engeUemeler kınandı. (Fotoğraf: HATÎCE TUNCER) ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Usandım Artık... Gazeteleri okurken, haberleri izlerken içim sıkılı- yor. Bir taraftan, inanılmaz bir yüzsüzlük ve pişkin- lik sergilenmesi, bir taraftan insanı ısyan ettiren çif- te standart uygulamalan... Ama ne kadar kızarsak kızalım, yapacak bir şeyimiz yok. Sık sık dile getiri- rim: "Ne gidecek bir başka diyanmız var, ne de bir başka diyara gitmeye niyetimiz..." • • • Özel timcilerin Istanbul Devlet Güvenlik Mahke- mesi"nde başlayan yargılanmalan, çrfte standart uy- gulamalannın en son örneğinın sergilenmesi oldu. Polis olduğu ifade edilen bir grup, resmi polislenn önünde tam bir terör estirdiler. Zaten beni sinir eden bir slogan var: "Türkiye se- ninle gurur duyuyor." Geçenlerde Aydın Engin bu konuya değinmişti: "Eline sağlık" dedım okuduktan sonra. Yahu. Türkiye bu adamlann nesıyle gurur du- yar? Adam eroin kaçakçısı, adam silahlı gaspla suç- lanıyor, adam görevini suıistimalle suçlanıyor... Ama binlerine sorarsanız, "Türkiye sizinle gurur duyuyor"... Hadi canım sen de. ••• Hele Sayın Çiller bunlan bozuk Türkçesiyle "ak- ladıktan" sonra iyice şımardılar. Ikisi dokunulmaz- lık zımının ardına sığınmış, ötesi "bilinmezlik" zırhı- nın arkasında. Ve devletin resmi görevlisi kimi tip- ler, DGM önünde gazeteci ve televizyon katıerama- nı kovalıyoriar. Ve slogan: "Türkiye sizinle gurur du- yuyor..." Türkiye bunlarla utanç duyuyor. Türkiye bu adam- lann ve bunlann perde arkasındaki ve önündeki des- tekçileri yüzünden, utanç verici bir konuma soku- luyor. Uygar dünyadaki yerini yrtiriyor... • • • Medyanın tutumunu anlamak da mümkün değil. Şevki Yılmaz'ın ve Hasan Hüseyin Ceylan'ın mü- nasebetsiz bantlan nicedir ellerindeymiş. Ama her nedense açıklanmıyor. Ve derken sanki "ilahi" b\t işaret geliyor ve tüm kanallarda bu iğrenç konuş- malan izlemeye başlıyoruz... Daha önceleri nere- deydiniz? • • • Erken seçimle ilgili olarak Sayın Erbakan ve Çil- ler'in ortaya koydukları senaryo, "oyalama taktiğin- den" başka bir şey değil. Şu andaTBMM'ye gırmiş olan yeni milletvekillerinin, emeklilik haklannı elde edecekleri iki yıllık süre dolmadan, hiçbir şekilde erken seçime nza göstermeyeceklerini çocuklar bı- le biliyor. Ve bu süre aralık sonunda doluyor. Ekim ayında erken seçim mümkün mü? Şu anda ne Türkiye'nin nüfusu kesın olarak bel- li, ne seçmen kütükleri elden geçirildı. Ortalama yıl- da yüzde 3 nüfusu artan bir ülkede 7-8 yıllık seç- men kütükleriyle seçime gidilir mi? Böyle bir seçim "adil" bir sonuç verir mi? • • • Hükümet ve erken seçim senaryoları arasında BBP'nin de koalisyona dahil edilmesi soz konusu. Bana kalırsa bu bıraz zor. Bir kere "oltadaki balığa kimse yem vermez". BBP, zaten doğası gereğı bu koalisyonun kaçınılmazbirdestekleyicısi. "Şeyhle- n" emrederse desteklerter, emretmezse destekle- mezler. *' Kaldı ki Sayın Yazıcıoğlu da, "TBMM'deki sayı- mıza göre değil, ağırtığımıza göre temsil edilmek is- tenz" diyormuş. Hey büyük Allahım. Sen kimleri ko: nuşturuyorsun böyle? Adamlar, "ağırlıklarına göre" pay istiyorlarmış. Artık bu ağırlıklan neyse ve nere- den geliyorsa... • • • Muhsin Yazıcıoğlu, Türkeş'in de mahkûm oldu- ğu davada, iki numaralı sanık durumundaydı. Ve hem Türkeş, hem Yazıcıoğlu "beraat etmediler". Tam tersine, "mahkûm oldular". Fakat zamanaşımı ve infaz yasası nedeniyle salıverildiler. Bu konuda- ki mahkeme karan elime yeni geçti. Yakında yaza- cağım. • • • Fransız sosyalistlerinin ve komünıstlerinin seçim zaferieri, bizim "dönek solculann" keyfini epeyce kaçırdı. Kendi utanç verici konum ve durumlannı açıklarken "Artık sol öldü" vb. gibisinden uyduruk gerekçeler ileri sürüyoriardı. Fransız solculannın ba- şansı, suratlanna inen bir tokat oldu. 1980'lerin sonunda "çöken ve çözülen" sol ide- oloji değil, Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku olmuş- tu. Ama bizim "dönekler" kendi konumlannı meş- rulaştırmak ve belki de vicdanlarını rahatlatmak için bu yalana sanldılar ve "sola düşman" koroya katıl- dılar. Bakalım şimdi durumlannı ve konumlannı na- sıl açıklayacaklar? • • • Ingiliz Işçi Partisi'nin seçim başansını "liberalleş- meyle" açıklayabilmişlerdi. Fakat bu kez, bunu da söyleyemeyecekler. Ancak bunlann "yüzsüzlükleri- nin" sının da yoktur. Korkanm "Bizim söylediğimiz gibi..." ya da "Öngördüğümüz üzere..." gibisinden incilerle başlayan yazılar kaleme alacaklardır. • • • Ne de olsa "kartel medyasının " önemli köşebaş- lan bunlann elinde. Bugün beyaz dediklerine, yann siyah deseler de oluyor. Dün yazdıklannı kimse bun- lann yüzüne vunnuyor. Ve ne yapıyor, ne ediyor, gündemin önündeki yerierini koruyoriar. Yıllardan beri Kemalizme ve Mustafa Kemal'e en ağır eleştirileri yöneltenler, şimdi önemli ölçüde Ke- malist oldu. Yeniden dönecekleri endişesi içinde ol- masam, inanın çok memnun olacağım. "Geç de ol- sa, güç de olsa, ayaklannı yere bastılar" diyeceğim. Ama güvenemiyorum. * • • Bugünlerde en çok "MGK kararlannı uyuttuklan- nı" sananlara gülüyorum. Bunlar bızım askerleri hiç anlamamışlar. Gülmesine gülüyorum, ama sonuç- ta beni de çok üzen şeyler olabilir. Umanm yanılıyorumdur. ; Koc'un naasının calınması 5 sanığa 4 yıl 7'şer ay; hapis cezası verildi İstanbul Haber Servisi - tşadamı Vehbi Koc'un Zin- cirlikuyu Mezarlığı'ndaki naaşını çıkartarak başka bir mezarda bekleten 5 sanık, 4 yıl 7'şer ay ağır hapis ve 750'şer bin lira ağır para cezasına çarptınldı. Istanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruş- mada mahkeme heyeti Bü- lent Kol, Ylahmut Özçelik, Nurten Bilgili, Gürsel Çak- makçı ve İlhami Erginci'yö eylemin 'cksik teşebbüs' derecesinde kalmasındarî dolayı üçte iki oranında in-î dirimyaparak 5'eryılağıi hapis verdi. Mahkeme, sa-! nıklann mahkemedeki iyi hallerini göz önüne alarak] cezayı4yıl 7'şerayaındir-? di. Sanıklara 750'şer bin lira da para cezası verildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear