01 Mayıs 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 1997 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Egemen Sınıfın Hizmetinde Olacaksa... Prof. Dr. NURIKARACAN H emen hiçbir ulke, eği- tim sisteminden hoş- nut değil. Bızde eğı- tım, veten kadar vay- gın ve nıtelıklı değıl Hındıstan'da, bu ulke- nın somurge olduğu donemde başlaj an bazıalışkanlıklarMirmor Lısemezun- lannın çoğu, Ingılterede tahta çıkan kral ve krahçelenn adını ezbere bılıyor da Hındıstan ın gerekMnımlennı kar- şılavamıyor Çın'de eğıtımle ılgılı tar- tışmalarsuruyor Bazılan eğıtımın pıyasa mekanız- masına bırakılmasmı savunuyor Bır yandan "Biz sosyalist bir ulke\iz**dı>e- ceksın. öbur yandan "Parayı basOran okur" dıyeceksin O da ıyı Endonez- ya. yenı lıseler, yenı unı\ersıteler kur- makta zorlanı>or ABD'de ılkoğretım ve ortaöğretımde ozellıkle fen bılımle- n oğretmenlennın nıtelığınde belırgın bırdüşuş var Hemen her ulkede. ozellikle bizde. bir yandan kıtlesel ışsi/lik var. ote \andan işçi arayanlar ıstedikleri niteliktc işçi bu- lamıvor. Işçı. unıversıte mezunu ara- >anlann ıstedıklen nıtelıkte eleman bu labılmesı ıçın eğıtıme venlen onem art- tı Nasıl makıneye donatıma yatınm yapılıyorsa eğıtım >oluyla ınsana da yatınm yapılıyor Gelecekte hangı dal- da ne kadar ışçı ya da ünıv ersıte mezu- nu gerektığını eğitim planlaması hesap- lıyor Eğıtım ınsanın venmını ve ekono- mıkgelışmeyı arttırdığı gıbı ekonomık gelışme de ılende hangı tıpte elemana gereksınım olduğunu gosterıyor Bır yerde eğıtımın makıneve donatıma yapılan >atınma oncelığı var Işe yara- mavan makıneyı, donatımı bır kıyıya atabılırsınız, fakat yanlış bır eğıtım po- lıtıkası sonucu ışsız kalanlara "Sen şo>- lebirkı>Tdaotur"dı>emezsınız \ıne makineye. donatıma yapılan yatınmla eğitim harcamalan dengeü olmak zo- runda. Makineye, donatıma, altvapıva yeteri kadar yaünm vapılmryorsa yeni iş olanaklan açılmıyorsa bir sure sonra her ver diplomalı işsizie dolar. Eğıtım bır butundur Örneğın tanm eğıtımı, nakıne muhendıslığı eğıtımı Latınce eğıtımı, dınsel eğıtım bır ulke eğıtımının bazı parçalandır Tanm \e makıne muhendıslığı eğıtımlennın ekonomık gelışme uzenndekı etkısı bu- yuktûr Latınce eğıtımının ekonomık gelışme uzenndekı etkısı kuçukrur Dınsel eğıtımın ekonomık gelışme uze- nndekı etkısı hemen hemen sıfırdır Dınsel eğıtım yaygınsa bır sure sonra vurtıçınde kanşıklıklar çıkabılır ve bu da ekonomık gelışmeyı ters yonde et- kılevebılır Bunakarşın gerektiği olçu- de dınsel eğıtım de Latınce eğıtımı de yapılmalıdır Nevarkı ekonomıkgeliş- me önceliktaşır. Her toplum ileri gjrme- Udir. Turkiye'de eğitim paralı HIL parasız mı olsun? Gelinn dağılımı çok kotu \e halkın büyük çoğunluğu voksul olunca 'paralı eğıtım' diye tutturmak anlam- sız oluyor. Bır yandan "Gelirleri piyasa belirlesin" dıyeceksınız ote yandan pı- yasa mekanızmasının ışlemesı sonucu yoksul duşmuş ışçıler, koyluler, •'Nasıl geçineceğiz? Çocuğumuzu nasıl okuta- cağız" dı>e sorunca "sorry'" deyıp ge- çeceksınız Bırvandan "Sosyal sımffi- lan vok; kendini kanıtlayan herkes üst mevkileregeçebüir''*di}ecek;>ınız öbur vandan "Istatistikleregöreuniversiteyi bitiren işçi çocuklarının yüzdesi iyice duşuk" dıveceksınız Eğıtım yalnız egemen s'ınıfm hizmetinde olacaksa oy - le dev letı ne y apa> ım° Ortaokulda başlayıp universiteyi bi- ünnceve kadar suren yabancı dille eğj- timi destekleyenlerin sayısı havli kaba- nk. Oysa v abancı dille eğitim. somurge ulkelerinde uygulanan bir vontemdir. Fransa'da Ingılızce eğıtım yapılmaz Hollandada, Norveç te Isveç teyarnız doktora duzey ınde Ingılızce eğıtım var- dır Onemlı olan, yabancı dılde okuduğu- nu anlamaktır O da dev let ortaokulla- nnda ve lıselennde, orneğın haftada 5 saat >abancı dıl oğretmekîe başanlabı- hr Bızde ozellıkle Ingılızceye bu dılde bulunmavan bazı ozellıkler atfedılır Bır arkadaşım "Turkçe bilim dili değil. Ben yazacağım şeyi once İngılizce vazı- yorum'" demıştı Sankı tngılızce saç- malamak olanaksız1 Oğrencınin iyı vetışmesi için iyi ders kitaplan gerekir. Nasıl denizegirmeden yuzme oğrenilmezse iyı kitaplar okun- madan da iyi duşünükmez. Benım oku- duğum >ıllarda ılkokul, ortaokul ve lı- sede ders kitaplan merkezden belırle- nı>ordu oğretmenın seçme hakkı yok- tu Universitede kursu saltanatı ve kitap ticareti egemendi. Oğrencı, kursu baş- kanının kıtabını okurdu Okuduğum ders kıtaplanndan bın 1200 sayfaydı ve fıvatı 40 lıravdı Bu çok yuksek bır fı> attı Nıtekım, bu kıtabı aldıktan uç > ıl sonra asıstan oldum ve ehme 250 lı- ra maaş geçtı Nevazıkkı okuduğumuz kıtaplann çoğu kötu kıtaplardı Bunakarşılık, ben oğrencıvken çıkan Kenneth Boul- dingın Iktisadi Tahlil adlı çevınsınden çok yararlandım Onerim, mumkun olan durumlarda. çevirisi vapılacak ki- tap iyi seçilmek ve iyi çevrilmek koşu- luyla. çeviri kitaplardan yararlanılma- sdır. Ama vaktın geç olduğunu da bı- lıyorum Irmağı tersıne akıtmak guç Bir ara hiç yeni universite açılmıvor- du, son zamanlarda ise ilçelere değin her yer universitelerle doldu. Buna yol açan şey. veni universite açılan bolgeler- de ov toplama umidi v e az merkezde yo- ğunlaşan oğrenci hareketlerini butun yurda dağıüp bir tehüke olmaktan çı- karmak oldu. Fakat vukseköğretımın nıtelığı de duştu Bazı bılım dallannda. nıtelığı duşse de eğıtım zararlı değıl Orneğın ıktısat eğıtımı. bu eğıtımı gorenler, hu- kumetın tepesıne tırmanmadıkça zarar- lı değıl Ama orneğın ınşaat muhendıslığı ve tıp eğıtımı oyle değıl Bılgısız bır ınşa- at muhendısının projesını çızdığı kop- ru baraj çokebılır bılgısız bırdoktorun tedavı ettığı hasta olebılır Koy Enstiruleri deneyimi Turkıve'ye çok vararlı oldu. Bu okullardan değer- lı oğretmenler bılım adamlan, yazar- lar yetıştı Bu okullar. kov çocuİclannı eğıtmey ı topluma kazandırmay ı amaç- lıyordu Dersler ezbere dayanmıyordu Bılgıler kuramsal ve uygulamalı olarak derslıkte tarlada, atolyede venlıyordu Venlen bılgıler bölgelere gore değışı- yordu Mezunlar. oğretmen olarak yı- neköydeçalışıyordu Bu okullar 1952 yılında olmadık dedıkodular fırsat bı- lınerek kapatıldı Bu okullar yıne açı- labılır ve ılkokulu bıtıren koy çocukJa- n arasuuten seçme yoluy la oğrencı ala- bılır Ne var kı Turkıye 1952 yılından bu yana pek değışmış değıl İmam-hatip okulları. bugunku gibi vaygın olsun mu. olmasın mı tartışma- sı süruyor. Bır >azara gore (Millhet, 5 Nısan 1997), dev let lıselen dogrnatık mezunlar verebıldığı gıbı, dınsel eğıtım gormuş laıkler de v ar Bu duşunuş tar- zı olasilıklan goz onune almadığı ıçın eksıkve>anıltıcıdır Devletlıselennden ıstenır nıtelıkte oğrencı yetışmesı ola- sılığı daha yuksek, ımam-hatıp okulla- nndan ıstenır nıtelıkte oğrencı yetışme- sı olasılığı daha duşuktur Onun ıçındır kı dev let lıselen yaygın eğıtım kuruluş- lan olmalı. ımam-hatıp lıselen de bu okul mezunlanna olan gereksinimi kar- şılamalıdır Hıç kuşku yok kı ıyı bır eğıtım sıste- mı ıstenır bır şev Fakat iyi bir eğitim sis- teminin de çözemediği sorunlar var. Or- neğın, îngıltere"de vapılan bır araştır- maya gore. ozellıkle bazı ışçı çocukla- n vetersız ısınma. ozel odalannın ol- mavışı yonlendırme eksıklığı gıbı ne- denlerle daha ılkokula başlamadan ye- tersız hale gelmektedır Yıne, okulu bı- rakmak zorunda kalan çocukJann çoğu, bunu yeteneksız olduğu ıçın değıl, aı- lesının maddı durumu ıyı olmadığı ıçın yapmaktadır Okuldanhaylazy a da ye- teneksız dıye atılan çocuklann bır kıs- mı, daha sonra bır yetenek olduğunu kanıtlamaktadır ARADABİR Prof. Dr. SULEYMAN ÇELIK Ondokıız Mayıs Unı\. Tıp Fak Oğr Uyesı Abdülhamitr e Haksızlık Etmişiz Said Nursı (Nurs Koylu Saıt) duzenlı bır eğıtım gormemıştır Doğum yerı olan Bıtlıs'e bağlı ve cı- vanndakı koy ve kasabalarda bulunan bırçok med- reseye devam ettığı bılınmekle bırlıkte, geçımsız, uyumsuz ve kavgacı bır kışı olduğu ıçın hıçbır med- resede tutunup eğıtımını tamamlayamamıştır 9 yaşında başladığı medrese eğıtımıne 15 yaşın- da son verdığı bıldırılmektedır Fakat bır medrese- den ayrıldıktan ya da atıldıktan sonra, bır sure ara verıp daha sonra başka bır medreseye gıttığı ıçın toplam 6 yıllık bır eğıtım alrrvş değıldır Murıtlerı, ustatlarının çok zekı olduğunu belırt- mek ıçın "normal olarak 20 yıl alacak bır eğıtımı 3 ayda tamamlayabıldığını"onesurmektedırler Bız, bu kadar zekı olup olmadığını bılmıyoruz Fakat medrese eğıtımının, "ınsana bır şey kazandırma- dığını, boş bır eğıtım olduğunu" anlayacak kadar zekı olduğu kesındır Bu nedenle bu eğıtım ona doyurucu gelmemış ve bırakmıştır Bu arada Tanzımattan sonra açılmış olan laık okullardaokutulan ders kıtaplannı ıncelemeolana- ğını bulmuş, bunların ıçerdığı bılgıler karşısında medrese eğıtımının ne kadar yetersız olduğuna lyı- ce kanaat getırmış ve bu bılgılere sahıp olmama- nın ezıklığını duymaya başlamıştır Fakat bu okul- larda da dın derslerının olmamasını eksıklık olarak değerlendırmıştır Buradan, okullara dın derslerı, medreselere de fen derslerının eklenmesı gerektı- ğı sonucuna varmış ve boylece aynı zamanda, mektep mezunları ıle medrese mezunları arasında- kı çatışmanın da sona ereceğını duşunmuştur Bu goruşunu padışaha (2. Abdülhamıt) sunmak uze- re Istanbul'a gelmıştır O yıllarda (1890'lar) Sarayda panıslamcı propa- ganda hazırlıkları yapıldığı ıçın gırışken bır molla olarak sultanın yakın çevresıne gırmeyı başarmış ve zaman zaman huzura kabul edılmıştır Bu ara- da Istanbul'a gelışının asıl amacı olan eğıtım ıle ıl- gılı yukarıdakı goruşlerını de padışaha sunma fır- satını bulmuştur Fakat bu goruşlerı Abdülhamıt tarafından kabul gormedığı gıbı tutarsız davranış- ları, aklı dengesının yerınde olup olmadığı konu- sunda kuşkular uyandırmış bu yuzden gozlem ıçın Toptaşı Akıl Hastanesı'ne gonderılmıştır Bugun gerıcılenmızın Ulu Hakan dıyerek sahıp çıktığı ılerıcılerımızın ıse Kızıl Sultan dıyerek kotu- ledığı 2 Abdulhamıt'e Saıt Nursı'nın 189O'lı yıllar- da kabul ettıremedığı bu goruşler, ne yazık kı 90 yıl sonra Abdülhamıt kadar yetkılere sahıp bır devlet başkanı olan Kenan Evren tarafından kabul edıl- mış ve okullara zorunlu dın derslerı konulmuştur Temel eğıtımın tartışıldığı gunumuzde, "Kesıntı- sız 8 yıl olsun fakat dın derslenne ek olarak oğre- tım programına ımam-hatıp derslennı de seçme- lı olarak koyalım" dıyenler, okulları medreseleştı- rerek Saîd Nursı'den de daha genye gıtmek ıste- mektedırler Bu konuda kendılerıne bır ozgorev (mısyon) bıç- mış olan Refah Partılılere dıyecek bır sozumuz ola- maz Fakat "gelecek nesıllen değıl, gelecek seçım- len" duşunen ve olaya sadece kuçuk polıtık çıkar gozluğu ıle bakan Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Mehmet Sağlam, Köksal Toptan ve Hasan Ce- lal Güzel gıbı polıtıkacılara baktığımızda 'Yıllardır Abdulhamıt'e haksızlık etmışız' dıye duşunu- yorum. Ormanlara Bakış Açısı Değişmedikçe... Doç. Dr. YUCEL ÇAGLAR Y avgın bakış açısı değıştınlmedı- ğınde neyapılırsa vapılsın, or- manlann kurtarılabılmesı, or- man vetıştırme çabalannın ba- şanlı olabılmesı olanaksızdıt Yakla^ık 150 vıldırvapılagelen orman koruma v e genışletme çalı^malannın ula- şabıldığı duzev bu gerçeğı açıklıkla ortava ko- yuyor Ancak \ıne de aynı bakış açısında dıre- nılıvor Orman muhendıslığı oğrenımı yapmış bır Orman Genel \ludur "Yardımcısı 1980'lı yıl- larda •*Doga)ormanlarrurizmlc>'okediliyorde- ıuyor._ Eğer Turldye'nın mcnfaatı varsa ve Tur- kıye ormanlan yok olup da ormanlardan temin edilen fav da kav alardan gelecekse. ormanlan yok edıp kaya vapalım. felsefemız bu. Eğer. Turki- ye'de tunzm bır geür getınvorsa. ormanlann ge- linrnn bın mısh ıse ve Turkıve'mn sahıl şeridıni tamanıen etkilenuyorsa, elbette kı ormanlaryok edilip turizme tahsis edıleceknr. Çunku, Türki- ye'nin menfaatı v ardır. Gelir Turk milletinindir. Biz olajı böyle gonıyoruz." dıyebılı> ordu Şımdı de Orman Bakanlığı nın musteşaryar- dımcılanndan bınsı, anajasanın "orman" sa- yılan alanlannın ıçındekı "taşlık" yerler ıle ma- kı alanlannın orman sınırlan dışına çıkanlma- sına olanak vermemesınden yakınabılıvor, ge- çen yıl, Marmans"tekı yangının 70 bın donum ormanı vakmasinı onlevemeyen Orman Bakanı ıle yıne orman muhendısı oğrenımı vapmış Ağaçlandırma ve Erozyon kontrolu Genel Mu- duru. buralarda kızılçam yenne fıstıkçamıyla ağaçlandırma yapılacağından söz edebılıyor. Başbakan Yardımcısı ıse hâlâ devlet ormanlan- nın ozelleştınlmesınden dem vurabılıyor Ormanlar uzunca bır donem, hemen hemen yalnızca çeşıtlı amaçlarla kullanılmak ûzere tomruk elde etmek ıçın kesılecek ağaçlann bır arada bulunduğu yerler olarak gorulmuştur Ovle kı, 1956'dan bu yana yururlukte bulunan 6831 sayılı Orman Yasası'nın ılk maddesı de "kendi kendine yetişmişveya emekle yetiştirilmiş ağaç ve ağaççık topluluğunu yerleriyle birlikte" onnan sayan bır tanımı yeterlı gohnuştur Do- layısıyla, ormancılık orgutlenmesının yapısı da bu anlayış doğrultusunda bıçımlenmış v e uzun vıllarbu doğrultuda etkınlıkte bulunmuştur Ilk kez 196O'lı yıllann sonunda gundeme gelen ba- kanlık duzeyındekı ormancılık orgutlenmesı, or- manlan algılama bıçımının ve dolayısıyla da or- mandıhk anlayışının değıştığı ızlenımını ver- mekle bırlıkte bu değışme de buyuk olçude bı- çımsel duzeyde kahnıştır 1991'de yenıden açılan Orman Bakanlığf nın orgutlenme bıçımı ve yapılagelen çalı^malann nıtelığı ıle ulkemızdekı hızlı ormansızlaşma su- recıyle ılgılı tartışmalann ıçenğı onnanlan yan- lış algılama bıçımının surduğunu ortava koy- maktadır Ormancılık oğretımınden geçmemış olanlann bu yanlışlık ıçınde olması, belkı hoş- gorulebılır Ancak Turkiye'de Orman Bakanlı- ğı nıntummusteşarlanvevardımcılan Orman Genel Mudurluğu ıle ^ğaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Genel Mudurluklen'nın tum genel İLAN T.C. DENİZLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ EsasNo 1996 1083 Davacı Nenman Çoban tarafından davalı Hasan Çoban ale>hıne açılan boşanma davasında, Sazak Koyu Tefennı adresmde bulunan davalı Ha- san Çoban adına çıkartılan davetıyenın gen donduğu, soruşturma ıle adresı tespıt edılemedığınden bu kere duruşma gunu olan 4 7 1997 gunu saat 09 00"da bız- zat kendınız gelmenız veya bır vekılle temsıl ettırme- mz, gelmedığınız veya bır vekılle temsıl ettırmedığı- mz takdırde davanın yokluğunuzda gorulup bıhnleceğı dava dılekçesı davehyesı teblığ yenne geç- mek uzere ılan olunur Basın 22205 BARIŞ PARTİSİ1. OLAĞAN GENEL KURUL İLANI Barış Partisi 1. Olağan Genel Kurulu 14 Haziran 1997 Cumartesi günü saat 10.00'da Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda aşağıdaki gündemle toplanacaktır. Delegelere ilanen duyurulur. BARIŞ PARTİŞİ GENEL BAŞKANLIĞI GÜNDEM 1. Açılış; 2. Divan Teşkili, 3. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı, 4. Kurucu Genel Başkanın sunuş konuşması, 5. Genel Yönetim Kurulu ve Merkez Yürütme Kurulu faaliyet ve mali raporlarının okunması, 6. Raporların görüşülmesi ve genel değerlendirmeler, 7. Kurulların ibrası, 8. Genel Siyasi Değerlendirmeler (Konuşmalar) 9. Aday müracaatlarının alınması, Ara 10SEÇİMLER a. Genel Başkan Seçimi, b. Genel Yönetim Kurulu Seçimi, c. Merkez Disiplin Kurulu Seçimi, d. Kurultay Bildirgesinin okunması, H.Kapanış. müdurlen ve yardımcılan, orman bölge ve ışlet- me müdurlen ıle orman ışletme şeflen ve ağaç- landınna başmühendısı ve muhendıslen orman muhendıslığı oğrenımı yapmış kışılerdır Bu kı- şıler ıçın aynı hoşgorûyü gosterebılmek olanak- sızdır Ne var kı, Tûrkıye ormancılığını yonetenler, ozellıkle de son on-ort beş v ıldır Turkıye orman- cılığının su başlannı tutnıuş olanlar. ormanlan algılama bıçımlenndekı yanlışlıklann vanı sıra başka yonlerden de ortak ozellıklere sahıptır Tumune yakın bır kesımı "sağ" dunya goruşu- nun "miHtan" sayılabılecek kışılendır Sozgelı- mı, MHPçızgısındekadrolaşma, hıçbır donem- de 1980 sonrasında. ozeliıkle de REF\HYOL donemındeolduğudenlı yaygınlaşmamıştır Bu. kesınlılde bır rastlantı değıldır Orman Bakanlığf nın ve ozellıkle de Orman Genel Mudurlügu'nun etkınlıklen son derece buyuk bır sıy asaljızılgucü harekete geçırebıle- cek nıtelıkte ve büyukluktedır Tum sağ sıyasal partıler bu gerçeğı görebılmış ve değerlendıre- bılmıştır Böylesı bır yapılanmada. ormancılık orgutlennde bılgı ve becen bınkımı yeterlılığı yenne v alnızca sağ sıy asal nıtelık, hemen hemen her zaman kadrolaşmanın temel olçutlennden bınsı olmuş,tur Bu olumsuzluklara karşıhk Turkıye"de de or- manlara yonelık ılgının artması, kuşkusuz sev ın- dıncı bır gelışmedır \ncak, bu ılgının artık bi- lince dönüşmesi gerekmektedır Bu doğrultuda- kı bılınçlenmenın ılk adımı ıse ormanlara bakış açısının değiştınlmesıdır Ormanlar artık, ço- ğunluğu canlı sonsuz savıda oğenın oluşturdu- ğu, canlı bır sıstem olarak algılanmalıdır Doğaldır kı, bo\ lesı bır algılama bı- çımı, oncelıkle ormancı- lık uğraşısının nıtelığının değıştırılmesı gereğını gundeme getırecektır Bu nedenle ozellıkle orman fakultelen ve onnancılık meslek orgutlennın bu doğrultuda yoğun bır oze- leştın surecını başlatma- lan gerekıyor Orman fa- kultelen ve ormancılık meslek orgutlen bugere- ğı venne getırmedıklenn- de varlık gerekçelennın en azından tartışılır duru- ma geleceğını artık kavTa- malıdırlar Belkı de eşan- lı olarak atılacak bır baş- ka adım da çev re v e ozel- lıkle de doğa korumacıla- nnın Turkıye'dekı orman- sızla^ma surecının temel dınamıklennı kavrama eksıklıklennı gıderme ça- basına gırmesıdır Ozel- lıkJe sağda solda. rasge- le amaçlarla \e turlerle ağaçlandırma yapmakla ya da "Turkiye Ç61 Otaıa- sm!" demekle, orman yangınlan karşısmda ağ- laşmakla yetındıklen su- rece Turkıye ormanlan- mn korunmasına ve ge- nışletılmesıne kalıcı kat- kılar vapamayacaklarını bılmelen gerekıvor C>te v andan. Turkı- ye'nın demokratıkleşme- sı ıçın ozvenh çabalara gırenler. antıdemokratık faşızan sıya^al eğılımlen besleyen yapılanmalan da sorgulamak zorunda- dır Son yıllarda ıyıden ıv ıve su >Tizune çıktığı gı- bı dev let, ışlevlen tum bo- yutlanyla sorgulanması gereken yapılanmalann başında gelmektedır \y - dınlanmızın bu boyuta ılışbn ılgi!.ızlığı sürdu- ğunde ne ormansızlaşma surecı durdurulabılecek ne de demokratıkleşme savaşımında kalıcı başa- nlar elde edılebılecektır Bırakalım "Bovle gel- miş, bo> le gjtsuı" mı "• PENCERE Alacanın Ayrışmasında, Aydınlığa Doğru... 1923 Devnmı nı gerçekleştırıp cumhunyetı kuran kuşağın, ardıllarından kat kat ustun olduklarına ılış- kın gerçek her yenı gun bıraz daha ortaya çıkıyor Uzağa gıtmeye gerek yok, yalnız 1926 tanhlı Mede- nı Kanun (Yurttaşlar Yasası) gerekçesını okumak bı- le ınsanı çarpabılır Zamanın Adalet Bakanı Mahmut Esat (Bozkurt) yasa gerekçesınde bır anıt-yazı çıkar- mış ortaya1 Felsefe - tanh - hukuk boyutunda de- nnlemesıne bır yapıt' Turkıye Cumhunyetı'nın nasıl sağlam ve bılınçlı temellere dayandınldığını gosterı- yor, geleceğı ongoruyor Kımse danlmasın, 54'uncu hukumetın bakanları ıçınde Mahmut Esat ın onda bırı kadar olacak adam yok1 Yetmış yıl sonra ulke çapında tuyler urpertıcı sığlığın sıyasetı yapılıyor Cumhunyetı kuranlar, polıtıkacı ardıllannın bu olçu- de kısır olabıleceğını duşunmuşler mıydı7 Ne olur- sa olsun yıne de umutluyuz Dışardan ve ıçerden el- bırlığıyle yıkmaya çalıştığımız laık cumhunyet, tum saldınlan aşarak demokrasıyı yaşam bıçımıne çevı- recek • Polıtıkanın sıyaset meydanında çıkmaza saplan- masına karşın, toplumsal bır muhalefet oluşuyor Işçı - ışveren - esnaf - aydınlar - memurlar - ser- best meslek erbabı arasında bır dayanışma surecı başladı, "Sıvıl ınısıyatıf" adı venlen bu dayanışmanın 'tanhsel' bır anlamı var Dayanışmanın ayaklan Turk-iş DİSK TESK TİSK TOBB Beş kuruluşun sınrfsal yapısı ıncelendığınde serma- ye - emek ışbırlığı ortaya çıkıyor, sınıfsal bır uzlaşma soz konusudur bır ıttıfak gerçekleşıyor Kıme ve neye karşı"? "Beşler" demokrasıye yonelık ve ırtıcaya karşıt bır eylem planı hazırladılar Bu "aşamalı eylem planı" sı- yasal amacı aşan bır ıçerık taşıyor gençlığın, kadın- lann aydınların desteğını sağlıyor Sıyasal partılenn yozlaşıp halkın gozunde guven yı- tırdıklerı polıtıkacıların ulkenın çıkarlarını bır yana bı- rakıp bırbııienne duştuğu, ulkenın çaresızlık batağı- na saplandığı noktalarda asker, kurtancı gıbı duşu- nulurdu 2000'e 3 kala sıvıl toplum orgutlennın sınıfsal çe- lışkılennı de aşarak 'ınısıyatıf'i ele almaları, Turkıye Cumhunyetı tarıhınde bır donum noktasını vurgulu- yor 1923 Devrımı ıle cumhunyetı kuranların, yattıklan yerde gonullerı hoş olsun 1 • 20'ncı yuzyılın ılk çeyreğınde cumhurıyetı kuranlar, sanayı burjuvazısının oluşmadığı bır toplumda de- mokrasıyı gerçekleştıremezlerdı Ancak cumhurıyetçı rejımde, demokrasının altya- pısını çağdaş hukuk reformu ve eğıtım seferberlığıy- le gerçekleştırmeyı duşunduler Bır tanm toplumunda laıklık ılkesı ve kadın haklan gıbı davalar nasıl mayalanabılırdı'' Şenat hukukunun ağır bastığı islam dunyasında akla havsalaya sığmayan bır devrım nasıl gerçekle- şebılırdı?. Yeryuzunde o vakte dek boyte bır deneyım yoktu... Ama demokratık devnm gerçekleştı • Gerçekleşmenın olçutu şımdı ortaya çıkıyor, olabıl- dığınce yaratılan sanayı burjuvazısıyle ışçı sınıfı, es- nafın katılımıyla dıncı seruvene karşı ağırlığını ortaya koyuyor Sıyasal partılenn yonetıcılen bu donuşumun ayır- dında mıdırlar^ GALATASARAY LISESİ 1977 MEZUNLARI 20 Mezunıyet Yılı Yemegı ıçın Galatasarav Adası nda buluşuvor 31 Mayıs 1997 tarıhınde 19 30 da ba$layacak olan yemeğe butun 77 hler davethdır Not Sadece donem arkadaşUnv U e\ lı oUnlar eşlennı getırebıhr İLAN T.C. ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESİ EsasNo 1997 265 KararNo 1997 447 Hâkım Kemal Guzel 20998 Kâtıp Zanf Nalbantoğlu Mahkememızce venlen 30 4 1997 tanhlı ve 1997 265 esas 1997 447 karar savılı karar ıle Nızamettın Aydın a babası Gıyasettın Avdın vası tavın edılmıştır Bu husus ılan olunur 30 4 1997 Basın 22679 T.C. BAKIRKÖY 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ DosyaNo 1997 323 Mahkememızce venlen 12 5 1997 tanh 1997 323 esas, 1997 450 sayılı karar ıle 1939 doğ Cemal Geç- mez ın vesavet altına ahnarak eşı Nura Geçmez'ın vası olarak tayın edılmış olup ışbu vasi karanna ıtıraz eden- lenn kanunı suresınde ıtıraz edebıleceklen. ıtıraz vakı ol- madığı takdırde hukum avnen kesınleşeceğı teblığ venne kaım olmak uzere ılan olunur Basın 226^2 SI\AS 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1997 46 Davacı Mustafa Yıldız tarafından davalı Türkan Tan aleyhıne açılan ızaleı şüvu davasında \enlen ara karar uvarınca tum aramalara rağmen açık adresı tespıt edılemeven davalı Turkan Tan adına ilanen teblıgatyapılmasına kararvenlmış olup adı geçenın du- nışmamızın bırakıldığı 26 6 1997 gunü bızzat mahke- memızdehazırbulunması vevakendısını bır vekılle tem- sıl ettırmesı, ası takdırde duruşmaya yokluğunda devam edılerek karar venleceğı hususu HUMK nın 509 ve 510 maddelen uvannca teblığ olunur 14 5 1997 Basın 22203 G01-335477 Sen numaralı nurus cuzdanımı. kaybertım hukumsuzdur ZFKİ ÎN4L
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear