01 Mayıs 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 MAYIS 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Istanbul Edirne Çanakkale . Kocaeli Izmir Manisa Aydın Denizli Y PB PB Y A A A Y 20 21 22 21 24 24 27 24 Sinop Samsun Y 19 Mersin Trabzon J3 21 Diyarbakır A 32 Giresun B 19 Şanlıurfa A 34 Ankara Y 22 Mardın A 30 Konya Y 23 Sıirt A 30 Eskişehir Y 20 Hakkârı A 27 Sıvas Y 25 Van A 26 Zonguldak Y 18 Antalya A 26 Kars A 26 Yurdun kuzey ve iç j kesimlen çok bulutlu, Marmara nın doâu-' su. İç Ege, İç Anado- Londra lu. göller bolgesı ile Batı ve Orta Karade- niz şağanak ve gok- gurültulu sağanak yağışlı, diğeryerleraz bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı yurdun kuzeybatı ke- sımlerinde bıraz aza- lacak, diğer yerlerde değişmeyecek. PB 24 Paris Roma Berlin Amsterdam Madrıd Sofya Brüksel PB PB PB PB Y Y PB 25 24 17 17 20 12 20 Budapeşte Y 16 Münih Atına Milano Oslo Helsinki Stockholm Belgrad Viyana Bonn PB PB PB PB PB Y Y PB 24 24 18 15 15 15 16 19 PB 19 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bışkek Tiflis Kahire HB A Y Y Y Y PB A 18 32 26 32 26 30 30 25 Şam A 34 0*9* bulutlu ı Çok bulutlu Yağmurlu Kai i Gok gûrültûtü G U N C E L CÜ>EYT ARC4YÜREK • Baştarafi 1. Sayfada "Bir ülkede sosyalist devrim, başka bir ülkedeki devrim model alınarak yapılamaz. Devrim, ancak o ülkenin kendi koşullarına göre hazırianır ve yapılabi- lir" dedi. Bu anıyı anımsamamın nedenine geliyorum. Ertuğrul Özkök dünkü yazısında "Yakışıklı" Bay- kal'ın "Türkiye'de ikincidemokrasimucizesiyarata- caklarını ve CHP'yi soldan biraz daha merkeze taşı- yacağını" öne süren görüşlerine yer veriyor. Ancak Yakışıklı, mucizeye "fikri hazırlık ve temel dayanak" da söylüyor: Mucizenin anahtannı şu cümleyle veriyor: "Merkezi biraz sola, CHP'yi biraz merkeze kaydır- mak" diyor. Yani? "Ingiltere'de Tony Blair'/nyaptığınıyapma- yı planlıyor" diye yazıyor Özkök. "//c/nc/demo/cras/muc/zes/"ninpatentiyabancıel- lerde. Bu, bir. Ingiliz Işçi Partisi lideri Blair'in son seçimde uygu- ladığı program, söylemler, taktikler "kopya ediliyor" ' ve bunun adı... Türkiye'de Baykal damgalı, Ingiltere'den aşırma yöntemlerle "demokrasimizde ikinci mucize yarat- mak" oluyor. Olmuyor! Bu da iki. Üstelik Yakışıklı'nın övünerek taşıdığı bir başka sı- fat "siyaset bilimi doçenti". Blair'in yaratıcılığını kopya ederek Türkiye'de uy- gulamaya hazırlanmak, acaba siyaset biliminin han- gi sayfasında yazıyor? Laik cumhuriyetin sivil kesimdeki "yegâne koruyu- cu ve kollayıcısı" rolüne çıkarak daha bugünden oy oranının yüzde 14'lere tırmandığını söylemek... Hele ilk seçimde "dünyada Islami radikalizmi se- çimle iktidardan indiren sosyal demokrat parti ola- cağını" iddia ve ilan eylemek... Bravo Yakışıklı, bravo siyasal bilimci, bravo Dep- reli Hasan! Işine gelmeyince... Merkez partiler "biraz sola", yıllardırsolun tek par- tisi olmakla övünegelen CHP, "biraz merkeze" nasıl kayacak? Merkez sağ veya merkez sol dama taşı de- ğil ki, lütfen DYP ile ANAP biraz sola, olmadı, CHP biraz sağa diyesin. Yakışıklı'nın DSP'yi partiden saymadığı, anlatım- lanyla bir kez daha ortaya çıkıyor. Zaten yaratıcılık bahsinde Baykal; Ecevit'lere, Mümtaz Soysal'lara gereksinmiyor. "Yaratıcı tekstilci" AbdullahAkay'la oturmuş, mu- cizeye hazırlanıyor. Renk renk kumaş üretiyorlar. Mar-_ ka "Deniz", patent Blair. Ertuğrul da durup durduk yerde münasebetsiz bir soruyla Yakışıklı'nın keyfini kaçınyor: "Ya Çiller (Şa- ibe), RP. ile seçim Jttifakı yaparsa siz kiminle ittifak yapacaksınız?" Öyleya; CHP "birazmerkeze" kayınca. örneğin ne- den ANAP'la seçim rttifakına girmesin? Hatta BBP ile ya da DTP ile... Soru haklı. Yanrt yok: Çünkü Yakışıklı işine geldiğini söyler. işi- negelmeyeni ıskalar. "Bu türşeylerzamanıgeldiğin- de konuşulur" diyor. Bugün Blair var, modeli var, oku oku, Türkçeye çe- vir. söyle... Mucize yarat. Bugün kolay. Ya "seçim ittifakı"? Zamanı geldiğinde "zemine uygun" bir söylem elbette bulunur. Dünyada -bizden ırak- düşünen, yaratan insan çokkk. Insan Yakışıklı ile neşeleniyor. Yorgunluk atıyor, ke- yifleniyor. Siyaset; Şaibe ile Takkeli'nin, muhalefetteki "ma- lumların" davranışlarıyla zaman zaman güldürüye dönüştüğü için, dramla komedi arası ikinci bir dalga da DYP'nin dünkü GİK toplantısından bekleniyor. İki ortak arasındaki gelgitlerden sonra seçim ufuk- ta göz kırpıyor. RP'ye göre ekim. Şaibe'ye göre ara- lık veya martta. Takkeli istifa ettikten sonra Şaibe başbakanlık gö- revini şayet alır ise ne değişecek? Hiç! Işbaşında ha Ali, ha Veli. Ne var ki Çankaya'yı zorlu günler bekliyor. Işbaşından uzaklaşmasını istediği ya da istenilen bu kadroya ha Ali ha Veli hesabı görev verecek mi, bu sorumluluğu üstlenecek mi? Yoksa, ne o ne bu. Bir seçim hükümeti mi diyecek? Muhalefet meydanlarda Haber Merkezi-Muhale- fet. REFAHYOL'u düşür- mek için meydanlara çıkıyor. ANAP'ın "REFAHYOL'u Uğurlama" mitingi bugün Yalova'da yapılacak. CHP ise geçen aylarda îzmit, Ay- dın ve Samsun'da düzenledi- ği "Aydınhk Türkrye" mi- tinglerinin dördüncüsünü yann Tekirdağ'da gerçekleş- tirecek. ANAP Genel Sekreteri Yaşar Okuyan, yaptığı açık- lamada, bugûn yapılacak mi- ting için Yalova"da 32 bin evin dolaşıldığını ve her eve karanfillere iliştirilmiş mi- ting davetıyelerinin dağıtıl- dığmı bildirdi. Miting alanı- nın üzerinin tamamıyla san- beyaz renkte bez flamalarla kapatılacağını kaydeden Okuyan. miting için Genel Başkan Mesut Yümaz'ın portresinin yer aldığı göm- leklerin hazırlandığını ve gö- revlilerin bu gömlekleri gi- yeceğini belirtti. Okuyan. Yalova mitingi içinM Eşi benzeri görülmemis bir miting olacak. Bugüne kadar yapılmış mitinglerin en görkemlisi olacak" tanım- lamalannı kullandı. Okuyan. mitingde ses sanatçısı Em- rah'ın da şarkılar söyleyece- ğini bildirdi. Mitingde "ölii" kabul edilen iktidar için bir tabut haztrlandığı da kayde- dildı. Yalova mitınginin ardın- dan 3 haziranda da Gire- sun da "İktklaraGüleGüle" mitingi )>apılacak. ANAP Giresun Milletvekili Burhan Kara, mitingin "görkemi" konusunda Okuyan ile yanş- tığını \e Giresun mitinginin en az Yalova mitingi kadar görkemli olacağını belirtti. CHP Genel Başkanı De- niz Baykal ve bölge milletve- killerinin katılacağı "Aydın- Uk Türkiye" mitinglerinin dördüncüsü yann Tekir- dağ'da yapılacak. Birincisini 8 Mart Dünya Kadmlar Günü'nde Koca- eli'de. ikincisini Aydın'da. üçüncüsünü ise Samsun"da gerçekleştiren CHP. dördün- cü miting için Trakya'yı seç- ti. Tekirdağ mitingine Istan- bul ve Trakya'dan geniş ka- tılım bekleyen CHP. Trak- ya'da sosyal demokratların güçîü olması nedeniyle dör- düncü mitingin önceki üç mitingi gölgede bırakacağını umuyor. Saat 12.00'debaşla- yacak miting Tekirdağ'ın Cengiz Topel Meydanf nda yapılacak. Özden'den RPTilere uyam AHMET ŞEFİK / AYSEL ARAS TRABZON / ARTVİN-Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden. Türkiye Cumhu- riyeti'nin demokratik ve laik bir hukuk devleti ol- duğunu anımsatarak. ancak bunun kâğıt üzenn- de kalmaması, yaşama geçirilmesi için mücade- le ettiklerini söyledi. Özden. "Aına, bugün Tür- kiye'de devleti yönettiğini zanneden kimileri. hu- kuktan korkuyorlar. Hukuka saygılı değiller. Dev- leti temel sayan adalete sa>gısızüklan yaygmlaşır- sa bu ülkede hic kimse rahat u>uyamaz" dedi. .Anayasa Mahkemesi üyeleriyle biriikte Sam- sun. Trabzon. Rize, Hopa ve Arrvin'de çeşitli in- celemelerde bulunan Yekta Güngör Özden. gaze- tecilerin çeşitli konulardaki sorulannı yanıtladı. Türkiye'nin laik ve demokratik hukuk devleti ol- duğunu \nrgulayan Özden, bütün bu değerlerin tanım olmaktan çıkanlması ve kapsamlı bir bi- çimde yaşama geçirilmesi için çaba harcayan bir kuruluş olduklannı açıkladı. Özden. "Anayasa Mahkemesi obrak bağımsız,yansız bir kuruluşuz. Onun; bize ve savunduğumuz ilkelere herkesin gü- ven duymasu adakt konusunda özenü duyarhhk taşunası gerekir'' diye konuştu. Türkiye'de "öncelikK kurum"lann yıpratılma- ması gerektiğine işaret eden Özden, şunlan söy- ledi: "Bugün Türkiye'de devieti yönettiğini zanne- den kimileri. bukuktan korkuyorlar. Hukuka say- gılı değiller. Kimileri hukuk devletini, hukuk dev- leti yapmak yerine. kendi partilerinln ya da gü- dümlerinin devleti yapnıaya çalışıyorlar. Böyle hu- kuk devleti mi olur? Danıştav kararuu diniemh or- lar. Anayasa Mahkemesi karannı dinlemiyorlar. Adliyelerin halini görüyorsunuz. Hukuka say gı ol- sa böyle mi olur? Yanhş söylemiyorum. Korkum da yok. Hukuk devleti olacak ki. talebeler haksız yere sorgulanmasın,adam kaynlmasın. çetelerol- masıo, herkes hakkını alsın. evinde rahat uyusun. Bizim çabamız bunun için. Hukuk devleti ounaz- sa, ister kamu. ister özel kesimde olsun, kimse ra- hat görev yapamaz. Adaletten korkmamak gere- Idr. Devlette yürütme ve \asama erkini eünde bu- lunduranlann. devleti temel sayan adalete sa>gı- sı/Jıklan > aygınlaşırsa bu ülkede hiç kimse rahat uyuyamaz. Biz yürekli. mertçe konuşuyoruz.siya- set yapmıyonız." Yekta Güngör Özden, Atatürk ilkelenne bağlı insanlann dayanışma gereğini sürekli olarak \ ur- gulamayaçalıştığınıbelirterekbazıdavalar nede- niyle kendisinin ve kurumun tartışmalı hale geti- rilmesinin de büyük bir haksızlık olduğunu sa\Tin- du. Özden, şöyle dedi: "Son zamanlarda kimi davaiar nedeni> le Aast- yasa Mahkemesi ve ben gündeme getirilerek ön- yargılı olduğum sö> lendi. Bunun hiçbiri doğru de- ğiL GerçekJe hiçbir ilgisi yok. Gerçek dışına. hu- kuk dışına çıkmadan. insanlık. vicdan ve ahlak dı- şına çıkmadan kimse beni suçlavamaz. Hiçbiryer- de hiçbir parti adı anmadım. Burada da sö\ lerim, kapatma da\ ası ne kadar süre alır diye. 4 ay ya da 12 ay. Bu süre uzayabüir, kısalabilir. l van ne ka- dar alır, 2 a> da olur 7 ay da derim. Bunu söyle- mek suç değfl." Yekta Güngör Özden, Türkiye'yi Türkiye ya- pan değerler. kurumlar ve kavramlar olduğunu, bunlann çıkar ve siyaset için ödün konusu yapı- lamayacağını söyledi. Kimsenin düşüncesine, inancına el atmak gibi bir amaçlan olmadığını belirten Özden. "Tam tersine Idmi pis dilleri. ki- mi çirkin kalemleri, kimi kötü amaçlan inançla- nnıızdan ve düşüncelerimizden uzak tutmaya uğ- raşıyoruz" dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden. inançla- nn nabız gibi sessiz ve derinden olması gerekti- ğini. herkesin inancına sonsuz saygılan olduğu- nu belirterek şunlan söyledi: "Bunun gösterisi olmaz. >aJanlara. ifnralara, gösterilere aldanmavın. Adamın adamı olmasın. bizi geçsinler, fikirlerin adamı obunlar. Türkiye'de en büyük fikir ka\ nağı da. Türkiye'nin aydınlan- masının kavnağı da Atatürk'tür. Başka adam ta- nımnorum. Tarikatçı konuğa gözaltı ANKARA (Cumhuriyet Bfirosn) - Şeriatçı görüşleriyle tanınan ve bu nedenle birçok kez yargı önüne çı- kan yazar Hüsnü Aktaş'ın (Yusuf Kerimoğlu) yönetim kurulu başka- nı olduğu Vaihdet Vakfı'nın 5 yöne- ticisi, Aczmendilere para yardımı yaptıklannın saptanması üzerine gözaltmaalındı. AnkaraDevlet Gü- venlik Mahkemesi'nin (DGM) tali- matı üzerine gözalüna alınanlarara- stnda bulunan Aktaş'ın, Başbakan Necmettin Erbakan'ın, Başbakan- lık Konutu'nda cüppe ve sanklı ta- rikat-cemaat liderlerine verdigi iftar yemeğine katılanlar arasında yer al- dığına dikkat çekildi. Hu-Der adına açıklama yapmak isterken Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın odasından kovduğu Vahdet Vakfı kunıcu üye- si Yusuf,\kmaz'ın da gözaltına ahn- dığına işaret edildi. Ankara DGM Başsavcıhğı'nın yaptığı incelemeler sonucu, şeriat- çı görüşlere yakınlığıyla bilinen Vahdet Vakfı'nın, bir süre önce "şeyhi" Müslüm Gündüz'ün "zina" suçuyla tutuklanan Aczmendi tari- katına para vardımı yaptığı saptan- dı. Vahdet Vakfi-Aczmendi ilişkisi- nin kanıttanması üzerine, vakıf yö- netim kurulu başkanı Aktaş, başkan yardımcısı Mehmet Emin Bostan- cıoğlu. genel sekreter tbrahim Ho- ca, genel muhasip Ahmet Töret ve kurucu üye Yusuf Akmaz, DGM Başsavcılığı'nm talimatı üzerine, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaJtına alındılar. Şeriatçı tarikata yardım yapan vakfın başkanı Aktaş, yazdığı kitap ve yazılarda şeriat propagandası yaptğı gerekçesiyle birçok kez yar- gı önüne çıktı. "Yusuf Kerimoğlu" takma adıyla da tanınan Aktaş, Er- bakan'ın geçen ramazan ayında Başbakanlık Konutu'nda tarikat ve cemaat liderlerine verdiği yemeğe de çağnldı. Aktaş, anayasa güven- cesi altında bulunan devrim yasala- nna aylan giysiler giyen çok sayıda tarikat ve cemaat lideriyle biriikte yemeğe katıldı. Vakltn kurucu üyesi avukat Yusuf Akmaz da Adalet Bakanı Kazan'ın, kendisine destek vermek üzere ba- kanlıga gelen ve kendisinin de üye- si bulunduğu Hu-Der üyelerini kov- ması olayıyla tanındı. "Şeriat çağnsı" yapılan Kudüs Gecesi'nin miman eski Sincan Be- lediye Başkanı RP'li Bekir Yıldız'ı cezaevinde gizlice ziyaretinin du- yulması üzerine kamuoyunun tepki- sini çeken Kazan'a. Hu-Der üyele- ri destek verdiler. Kazan'ın. avukat- lık bürosu ortağı da olan Akmaz, makam odasında, Adalet Bakanı 'na destek sözleri içeren bir bildiri oku- maya başladı. Ancak buna müdaha- le eden Kazan, Akmaz ve arkadaş- lannı, basınm önünde odadan kov- du. Ankara 1 No'lu DGM, Terörle Mücadele Yasası'mn (TMY) 7/1. maddesine göre haklannda "cum- huriyetin laik düzenini değjştirmek amacryla örgüt kurmak" suçundan davaaçılan 128 Aczmendiden 6'sını 4'er yıl ağır hapis, 250'şer milyon lira ağır para; 113'ünü 3'er yıl ağır hapis, 100'er milyon lira ağır para; 3'ünü de l'er yıl 8'er ay hapis ve 55'er milyon lira ağırpara cezasına çarpürmıştı. 'Kara Ses' in haJefinin karısı gözaltında "Kara Ses" olarak bilinen ve ken- disini "haüfe'* olarak tanımlayan Cemalettin Kapian'ın ölümünden sonra yerine geçen ve öldürülen Yu- suf Sofiı'nun eşi Emine Nuran So- fiı. Terörle Mücadele Şubesi ekiple- rince Atatürk Havalimanı'nda ya- kalandı. Almanya'dan Türkiye'ye giriş ya- pan ve üzerinde iki pasaport bulu- nan Sofu, yurtdışından berabergel- diği kaymbiraderi Kemalettin Sofiı ile gözaltına alındı. Terörle Mücadele Şubesi'ne geti- rilen Sofu, ilk ifadesinde, üzerinde bulunan *Yaşar Hatice Nuran" adı- na düzenlenmiş ikinci pasaportun ablasma ait olduğunu ve ablasınm Türkiye'ye gelmekten vazgeçmesi üzerine yanında bulunduğunu söy- ledi. Polis yetkilileri. gözaltına aîı- nan Emine Nuran Sofu ve Kemalet- tin Sofu ile ilgili soruşturmanın de- rinleştirilerek sürdürüldügünü bil- dirdiler. DISK'ten örgütlemne çağrısı Ankara 'da faşist saldırı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ülkii Ocaklan'na bağlı bir grup genç. Beşev- ler'de bulunan Hacettepe Üniversitesi Ankara Meslek Yüksekokulu'nu kuşatma al- tma alarak bir süre öğretimı aksattı. MHP Genel Başkanı Al- parslan Türkeş'in mezannı ziyaret eden ülkücü grup da- ha sonra Hacettepe Üniver- sitesi Ankara Meslek Yükse- kokulu'na giderek sol görüş- Iû öğrencilere saiaırdılâr. Ülkücü grup tekbir getire- rek okul binasını taşladı ve binanın camlannı kırdı. Okul binasına sığınan sol görüşlü öğrenciler ise bankat kurdu. Kuşatma altında bulunan sol gnıp. çevik kuvvet kor- donu altında binadan tahliye edilerek otobüslere bindiril- di. Tahliye sırasında bazı öğ- renciler baygınhk geçirdi. Baygınlık geçiren öğrenciler olay yerine getırilen ambu- lanslarla hastanelere kaldın- lırken kuşatmada direnen ül- kücü grup, polisin uyansı üzerine olay yerinden aynldı. Ankara Emek Gençliği adına yapılan yazılı açıkla- mada. "Bizler bu saldınnın nedenlerini bihyoruz. ÜnKer- sitelerin karşı karşıya olduğu sorunlara karşı boyun egişi değil mücadeleyi seçiyoruz" denildi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada Hafta başından beri siyasete ilişkin tartışmaların temelinde iki konu var: - Erbakan, Çiller e başbakanlık koltuğunu vere- cek mi, vermeyecek mi? - Çiller, her iki olasılığa göre ne yapmayı planlı- yor? İki "koltuk lideri" şaşkın... Sandalyeye oturuyorlar almıyor, kanepeye otu- ruyorlardolmuyor... Gündemlerinde ne Türkiye'nin aydınlık geleceği için kaçınılmaz olduğu her kesimce kabul edilen se- kiz yıllık kesintisiz temel eğitim var, ne gelir dağılı- mındaki dengesizlikle daha da artan zengin-fakir uçurumu, ne de bütçe açığının yaratacağı sonuç- lar... Varsa yoksa koltuğu nasıl koruruz... Bu yüzden gündeme seçimi getirmeleri de sami- mi değil. Erken seçimi şöyle bir havada sunuyor- lar: - Demokrasilerde son çare sandıktır. Sistemde sorun çıkarsa bunu sandık çözer. Biz de buna inan- dığımız için seçime gitmeyi gündemimize aldık... Palavra... Erken seçimi sorunları çözmek değil, tam tersi- ne çözmemek için istiyorlar. Hiçbir sorumluluğunu yerine getirmeyen DRYP hükümeti, "Yapamadım. Alın emaneti" demek yerine, emaneti boynuna ta- kıp denize atlamayı düşünüyor... Nasıl olsa, o emaneti kurtarmak isteyenler çıka- caktır. Onu kurtanrken kendileri de kurtulmuş olur... • Bütün gazeteciler kapıda, Erbakan-Çiller görüş- mesinin ardından nasıl bir açıklama yapılacak me- rak ediyor. Çiller kapıya çıkıyor, makarnalık buğday fiyatını açıklıyor. Çiller'in aklına ilk buğday fiyatının gelmesi içeri- de de fiyatla ilgili pazarlıklar mı oldu, sorusunu gün- deme getiriyor. Belki de aday fiyatıyla buğday fiya- tını karıştırdı... Dünkü DYP Genel Idare Kurulu (GİK) toplantısı sonrasında da söze pancar fiyatıyla başladı. Ardın- dan açıkladı: - Türkiye 'nin gündemine erken seçim gelip otur- muştur... Türkiye kaçınılmaz birbiçimde seçim at- mosferine girmiştir... Kim oturttu? Kim istiyor erken seçimi? Suni gündem diye buna denir... Boş Başak Dik Durur... Çiller, Mesut Yılmaz a çatarken en çok şu söz- leri kullanır: - Kaçak Mesut. Daha 18ayınvarken 1991'dene- den seçime gittin? Korktun da ondan... Şimdi Çiller'in hizmet etmek için değil bir buçuk yıJ, tam üç buçuk yı)ı var. Ama seçime gidiyor. Neden? Koltuğu kaybetmemek için... Buna seçime gitmek değil, seçime kaçmak de- nir... Kulislerden sızan bilgilere göre, Erbakan "ekim- de seçim"dedi. Çiller, "1998 ilkbahannda" karşılı- ğını verdi. Çok iyi anlaşan iki koltukdar, işin ortası- nı bulup aralıkta seçim diyebilir... Ama bu karara bakıp, kesinlikle seçimin olaca- ğını da düşünmemek gerekiyor. Şöyle bir senaryo da hileye uzak değil... Seçim kararı alırlar... Gündemi seçime endeks- lerler... Ortamı soğuturlar... Eylüle doğru açıklarlar: "Seçim kaçınılmaz biçimde Türkiye'nin günde- minden çıkmıştır..." Hükümet o güne kadar gider mi, gitmez mi belli değil ama, sekiz yıllık temel eğitimden RP hakkın- daki kapatma davasına kadar her şeyi kullanmaya kalkan bir zihniyet bunu da yapar... Bu bahar olmadı öteki baharda... Nasıl olsa utanmak da kalmadı, ar da... Çiller, sık sık "Dimdik ayaktayız" diyor. Makarna- lık buğdayın ardından, bu "dik"\\k şu özdeyişi akla getiriyor: "Boş başak dik durur..." • Baştarafi 1. Sayfada Tüm örgütlenme gayretlerine karşın bir de bakıyorsu- nuz işveren, Çahşma Bakanhğı'ndan ahnan yetkiyi de bir şekilde bertaraf ederek, jeni işçiler alarak \iizde doksan- lara varan örgütlenmey i dağıtabUmiş." Budak. sendikal hareketin. sanayiciyi ve sanayiyi dışla- mayacak şekilde gericiliğe, haksız rekabete karşı örgütlü toplumun gelişmesi için mutabakat sağlaması gerektiğini belirtti. Uslu. Budak'ın önerisinin doğrulan yansıttığını. ancak çeşitli zamanlarda gündeme getirilen sendikal güç birliği çağnlannın özellikle Türk-îş'in bü>üklük kompleksi ne- deniyle yaşama geçirilemediğini savundu. Her şeye kar- şın sendikal hareketin güç birliği ve dayanışmayı sağlaya- cağından umutlu olduğunu, sendikal rekabetin bazı koşul- lara bağlanarak dondurulabileceğini ıfade eden Uslu, ha- ziran ayı başında Cenevre'de yapılacak ILO toplantısında Budak ve Türk-tş Genel Başkanı Bayram Meral'le yakla- şık 10 gün biriikte olacaklannı anımsattı. Denizer ise Tür- kiye'de 10 milyon çalışandan ancak yüzde 20'sinın sendi- kalı olduğunu kaydederek şu görüşleri sav undu: "Sayuı Bu- dak'ın önerilerine kuşkusuz katüıyorum. Aslında bunlan Uk gündeme getiren biziz. DİSK'in faah'vetlerine yeniden izin >erildiği tarihte biz birleşme çağrısı yapmıştık. KESK dahil tüm konfederasyonlar tek çaü altında bir araya gel- melidir." Şevki Yılmaz hakaret yağdırdı MGK 8 yıldan ödün vermeyecek B Baştarafi 1. Sayfada tamamlamış çocuklann ahnmasını" öngören yasal düzenleme yapılması istendi. MGK Genel Sekreterliği'nin, 28 şubat kararlan çerçe\esinde uygu- lanmasını istediği 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimden ödün verilemeve- ceği düşüncesinde olduğu. 1 Eylül 1997 tarihine kadar bu konudaki ya- sal hazırlıklanntamamlanmasını iste- diği öğrenildi. Cumhurijefin aldığı bilgiye göre. MGK Genel Sekreterliğı, 8~yıllık ke- sintisiz zorunlu eğitim ve Kuran kurs- lanndakidüzenlemeleriçin Başbakan- lık. îçişleri Bakanlığı. Milli Eğitim Ba- kanlığı. Maliye Bakanlığı, Diyanet Iş- len Başkanlığı. Devlet Planlama Teş- kilatrnın ortaklaşa çalışması gerektiği- ni ilgili kurumlara bildirdi. MGK Ge- nel Sekreterliği'nin Başbakanlığa gön- derdıği "çahşma notu"nda. 8 yıllık ke- sintisiz temel eğitim için. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası'mn. 222 sa- yılı llköğretim ve Eğitim Yasası'mn, 3308 sayıh Çıraklık ve Meslek Eğiti- mi Yasası'mn değiştirilmesi öngörül- dü. 8 vıllık kesintisiz temel eöitimden "kesüıHkle" vazgeçilemeyeceğini vur- gulayan MGK Genel Sekreterliği, uygulamaiçin 1 Eylül 1997'de tüm ya- sal değişikliklerin tamamlanması ge- rektiğini kaydetti. MGK'nin çahşma notunda, Kuran kurslan için yapılma- sı gereken çalışmalar da şöyle belirtil- di: - 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlı- ğf nıri Teşkilat ve Görevleri Hakkında- ki Yasa'da değişikJik yapıimalı. Deği- şiklik. tüm Kuran kurslannın sorumlu- luğunu Milli Eğitim Bakanlığf na ver- meli. - Kuran kurslanna gidecek çocuklar 8 yıllık zorunlu eğitimi tamamlamış ol- malı. Aynca ailelennden izin alınıp ahnmadığı kontrol edilmeli. - Diyanet Işleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa "Kuran kurslannın kontrolü, denetim esaslan" konusunda yönetmelik çıkarmalı. - Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet Işleri Başkanlığı. kurslan yılda en az 1 kere denetlemeli. Denetimler sadece mesai saatleri içinde değil. dışinda da yapıimalı. - Kuran kurslannın denetleme planı haziran ayı sonuna kadar çıkanlmış ol- malı. İzinsiz Kuran kurslannın da en geç haziran ayı sonuna kadar kapatıl- mış olması gerekli. MGK Genel Sekreterliği'nin, 28 şu- bat kararlannın uygulama esaslan ko- nulu aynntılı raporu da yann yapılacak MGK'de ele ahnacak. Raporda. 8 yıl- lık kesintisiz eğitim başta olmak üze- re, hükümetin. 18 maddelik MGK ka- rarlannın uygulanması konusunda ye- terli çahşma yapmadığı ve "oyalama taktiğini" sürdürdüğü vurgulandı. MGK toplantısı öncesınde, Başba- kan Necmettin Erbakan ile MGK Ge- nel Sekreteri Orgeneral İUıan Kıhç. dün bir araya gelerek toplantı gündemine ilişkin bir görüşme yaptılar. Kıhç. görüşmenın ardından gazete- cilerin ısrarlı sorulan üzerine. "MGK ile ilgili bilgi arz ettim. Kendileri teşek- kür ettiler" dedi. "8 vıh görüştünüz mü" sorusuna. "Hayır" diyen Orgene- ral Kıhç, hükümetle ilgili sorulan. "Tekrar söylüyorum, bizinı seçim veya yeni hükümet oluşumlanvla hiçbirilgi- miz yoktur. Normal anayasal duzende görevimizi yapıyoruz" diye yanıtladı. • Baştarafi 1. Sayfada manmaraş'ta isyanı başlatan Sütçü İmam'ı örnek g^östererek şöyle konuştu: "Memleketin müftüsü ne zaman Sütçü İmam olacak. Müslüman taraflıdır ve Al- lah'ın taraûndadır. Sütçü İmam olmaya mecbursunuz. SağmalcılarCezaevi'nde 10 yıl yatın, ne olur. Ölümden öte yol mu ^r?" Konuşmasında "Pezevenklerin oluştur- duğuTürkpariamentosu" ifadesını kulla- nan Yılmaz. "Türkiye tehlikededir. Türki- ye alçaklann idaresindedir" dedi. Yılmaz, Türkiye'yi yönetenlerin yüzde 80'inin de deve kadar namuslu olmadığını ileri sürdü. Gaziantep Belediye Başkanı Celal Do- ğan'ı da, kurban keserek genelev açmasın- dan dolayı suçlayan \ ılmaz şunlan söyle- di: "Namus için şehit olunan Antep'te ge- nelevyapüıyor. 'Ben sosyal eşitlikten yana- yım. İhtiyacı olan gençleri de düşünmek zorundayım. Bana kızabilirsiniz, ama ben belediye başkanı olarak onlara destek ver- mek mecburiyetindeyim' diyor. Madem sen eşitlikten yanasın pezevenk adam, ön- ce hanınunı gönder de bu eşitiik sağlansın." DoğaıTm yanıti Arena programına çıkarak hakaretleri yanıtlayan Celal Doğan. RP yöneticilerini göre\e çağırdı. Genele\' açmanın belediye- nin elinde olmadığını kaydeden Doğan. "Ankara ve İstanbul'da genelevler devam ediyor. Kendi arkadaşlanna kızsın. Ata- türk'ü tanımayan bir kişiyi muhatap kabul etmem" dedi. Başbakan Necmettin Erbakan. Oğuzhan AsUtürk ve Salih Kapusuz'dan Şevki Yıl- maz hakkmda işlem yapmasını isteyen Do- ğan. "İşlem yapmazlarsa çok ağır sözler söyleveceğim'"di>e konuştu. Doğan, savcı- lann aörev almasını bekleyeceğini söyle- di. TBMM Başkanı Mustafa Kalemli de son derece üzgün olduğunu belirterek şun- lan söyledi: "Üzgünümdemekyetmez.Bi- rilerinin bir şeyler söylemesi lazım. Mec- lis'in içtüzüğünün verdiği görevlervar. Mil- letin vekillerine hakaret edilmişse 65 milyo- na hakaret edilmiştir. Bu bandı Meclis hu- kukçularına incelettireceğim." CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. Yılmaz'ı klinik bir vaka olarak değerlen- dirdi. Keskin, "RP, 65 mihon insanın hu- zurunda bu cümleleri sar feden Yılmaz'ı ih- raç etmelidir" dedi. DSP'li Uluç Gürkan. olavın çok önemli olduğunu, Yılmaz'a açı- lacak davaiar için savcılann hareketini bek- lemeyeceğini söyledi. DSP'li Uluç Gür- kan. "Yann (bugün) hukukçularla bir ara- ya geleceğiz. Savcıhğm hareketini bekleme- den Adalet Bakanlığı'na basvuracağız. 19. ve 20. dönenı milletvekillerinin de bire>sel dava açması için girişimlerde bulunacağız" dedi. Şevki Yılmaz ise dün yaptığı açıklama- da, yayının durdurulması için cumhuriyet sav cılığına başvuruda bulunduğunu belirt- ti. Yayının durdurulmadığını kaydeden Yıl- maz, bugün ceza ve tazminat davası için harekete geçeceğini bildirdi. Olayın üze- rinden 7 yıl geçtiğini ve hangı sözleri kul- landığını hatırlayamadığını vurgulayan Yılmaz. konuşmanın kendisine yönelik ye- ni bir komplo girişimi olduğunu ileri sür- dü. "Boyner piç, TRT kahpe' Şevki Yılmaz'ın Almanya'da bulunduğu sırada yaptığı bir konuşmada da işadamı Cem Boyner için "Yunanh bir Yahudiden doğmuşbirpiçtir" dediğı belirtildi. TRT ve televizyonlara da hakaretler yağdıran Yıl- maz, filmlerde Hıristiyanlık propaganda- sı yapıldığını ileri sürdü. "Bunlann yaptı- ğı tahribatı fıravun bile yapmamıştır" diye konuşan Yılmaz. TRT'yi u kahpe" olarak nitelendirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear