Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 MAYIS 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Bank Ekspres 5
yaşında
• İstanbul Haber Servisi
- Bank Ekspres, 5. kuruluş
yıldönümünü Çırağan
Oteli'nde bir törenle
kutladı. Fahir Atakoğlu ile
Sertap Erener'in konser
verdiği gecede konuşan
Bank Ekspres Genel
Müdürü Savaş Özcan,
bankanın ilk 5 senesinde
sermayeyi arttırdıklannı,
hizmet kapasitesini
geliştirdıklerini ve şube
sayısını çoğalttıklannı
kaydetti. Özcan, bankanın
Uluslararası Kalite
Ödülü'nü hedeflediğini de
belırtti.
İhale hüsranı da
basının suçu
• İSTANBLL (AA) -
Devlet Bakanı Ufuk
Söylemez, son TÜFE (x)
ihalelerine yeterli talep
gelmemesini basının suçu
olarak gösterdi. Söylemez,
"Hazine'nin 3 ay vadeli
yüzde 150 ile
borçlanmasına ve buradan
haksız çıkar sağlamaya
alışmış bazı tekelcı
sermayenin basındaki
uzantılan, bilerek veya
bilmeyerek TÜFE (x)
ibalelerine gölge
düşürmeye çalışmaktalar"
dedi. Söylemez
KOBl'lerin yatınm
ihtiyaçlannda leasingın
önemli bir sermaye
kiralama yöntemi
olduğunu belirterek,
leasingin mali sistem
içindeki payının, yüzde
3'lerden yüzde lO'lara
çıkanlmasının
hedeflendiğini açıkladı.
Dış ticaret açığı
19milyardolap
• ANKARA (A.NKA)-
Devlet Istatıstik Enstitüsü
(DlE) verilerine göre,
geçen yılın Ekim sonu
itibariyle son bir yıllık
dönemde gerçekleştirilen
ıthalat 41 milyar949
mılyon dolara ulaştı. Aynı
dönemdekı ıhracat ise 23
rrulyar 119 milyon dolarda
kaldı. Böylece, ekim
sonundan geriye doğru bir
yıllık dönemde 18 milyar
830 milyon dolarhk dış
ticaret açığı oluştu.
Doğalgaz için
döptlü ortaklık
• ANKARA (ANKA) -
Türkiye'nin tanınmış
müteahhitlık firmalan.
Rus doğalgazını başta
Balkanlar olmak üzere
diğer bölgelere taşıyacak
doğalgaz hattının yapımına
talip olmaya hazırlanıyor.
ENKA, TEK.FEN, GAMA
ve ENTES gruplan,bu
amaçla ortak şirket kurdu.
"Transbalkan Inşaat
Sanayı ve Ticaret A.Ş" adı
verilen şirketin sermayesi
5 milyar lira olarak
belirlendi.
Rekabet Kurulu
yanştıracak
• Ekonomi Servisi -
jRekabet Kurulu Başkanı
Prof. Dr. Aydın Ayaydın,
"Kaliteli ve ucuz mal
üretimmde sanayicıleri
birbirleriyle yanştırmayı
amaçlıyoruz"dedi. MİHA
ajansından alınan bılgiye
göre, kurulun mali ve idari
açıdan çok geniş yetkilere
sahip. özerk bir yapıda
olduğunu vurgulayan
Prof.Dr. Ayaydın "4054
Sayılı Rekabet Kurulu
Kanunu'na göre, kurul,
kararlannda hiç kimseye
danışmaz ve hiçbir merci,
kurula emir veremez"
şeklinde konuştu.
Stratejik önemdeki limanlan satm alanlann bağlantılan, amaç dışı kullanım kuşkusu yarattı
Liıııaıılara mafya yanaştı
• Liman-Iş
Sendikası'nm
hazırladığı bilgi
notunda, Karadeniz'de
Türkiye'nin ithalat,
ihracat işlemlerinin
yapıldığı gümrük
kapısı niteliğindeki
limanlan satın
alanlann geçmişi
tartışılıyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Karadeniz'de Türkiye'nin
ithalat, ihracat işlemlerinin ya-
pıldığı gümrük kapısı niteliğin-
deki limanlan satın alanlann geç-
mişi tartışılıyor.
Liman-lş Sendikası'nm hazır-
ladığı bilgi notunda, liman işlet-
meciliğinin, yalnızca deniz ve
karayoluyla gelen-gıden yükle-
nn düzenlenmesiyle sınırlı olma-
dığı; sahil, sıhhiye, gümrük, de-
niz polısı, liman işletici kuruluş-
lar, gümrük muhafaza teşkilatla-
n, liman başkanhkJanndan olu-
şan "kamu ağırlıklı" uğraşlan
kapsadığı bildirildi.
Limanlann, "ekonomik ve
stratejik kapdar" olduğu vurgu-
lanan notta, Karadeniz Ekono-
mik İşbirliği Bölgesi, Güneydo-
ğu Anadolu Projesi ve Gümrük
Birlıği çerçevesinde limanlann
iş hacminin artacağı, "transit
Limanlar transit merkezi olma
merkezleri" konumuna gelece-
ği kaydedildi.
ILKSAN yolsuzluk davasında
'•emniyeti suiistimal ve evrak-
ta sahtekârlık" suçlanndan al-
dığı 2 yıl hapis cezası Yargıtay ta-
rafından da onanan Sedat Ço-
lak'ın da ortağı olduğu Link it-
halat İhracat ve Gıda Sanayi A.Ş,
Antalya Limanı'nı devraldı. Li-
man-Iş Sendikası'nm bu yılın
ocak ayında yayımlanan dergi-
sinde, Çolak'ın, "6. FUo" diye bir
çete kurduğu iddiasına yer veri-
lerek "Ülkü Ocaklan bağlanb-
konumlarıyla stratejik öneme
b olan 6. Filo çek-senet tahsi-
latı yapmak için kurulmuştur.
6. Filo'nun ilişkide olduğu bir
çok milletvekili, bakan, polis
müdürleri oiduğu iddia edil-
mektedir. Kemal Ilıcak'ın ya-
kın arkadaşı olan Sedat Çolak,
Tercüman gazetesinin sahibi
olduğu dönemde Çiller'e yap-
tığı destek ile dikkati çekmiş-
tir" dendi.
Hopa Limanı'nı devralan Tur-
gay Ciner'in "yalı komşusu ol-
duğu Çiller ailesiyle yakın iliş-
kide olduğu" iddia edilen dergi-
sahip.
de. şu savlara yer verildi:
"Ciner, aynı zamanda Ya-
zeks firması ile HAVAŞ, Park
Holding ile Çayırhan Linyit İş-
lermeleri'nin sahibi durumun-
dadır. Ancak her iki ihale de
idare mahkemesi tarafından
iptal edilmiştir. Ciner, turizm-
ci ErsinOrtaç'ıayağından vur-
durttuğu iddiasıvla yargılan-
maktadır. Mehmet Ağar ile ya-
kın ilişkide olduğu iddia edilen
Ciner'in Yazeks ve Park Hol-
ding şirketlerinin yönetim ku-
rulunda Yunus Ağar da bulun-
maktadır. Ciner'in, HAVAŞ iha-
lesinde en yüksek teklifi veren
Ömer Lütfi Topal'ı devreden çı-
karırken, Mehmet Ağar'ın,
Ömer Lütfi Topal'ın uyuştu-
rucudan hüküm giydiğine da-
ir sızdırdığı bir haberin etkili
olduğu söylenmektedir."
Dergide. Giresun, Ordu ve Si-
nop limanlannı alan Çakıroğlu
Inşaat AŞ hakkında, "verimli ça-
lışmadığı, hizmetleri aksattığı,
anlaşma koşullarına uymadı-
ğı, işçilerin can ve mal güven-
liğini sağlamadığı, vergi ve SSK
primlerini yatırmadığı gibi ge-
rekçelerle" soruşturmalar açıl-
dığı kaydedildi.
Projeleri yok
Liman-Iş Sendikası Genel Baş-
kanı Hasan Biber de limanlan
alan kişilerin bu alanla ilgili pro-
jelennin bulunmadığına dikkat
çekerek "Limanlar, amaçlan
doğrultusunda kullanılmaya-
cak. Ödedikleri para miktan
da bunu gösteriyor" dedi. Li-
manlan satın alanlann, az işçiy-
le çok iş hedeflerken; kaçak yol-
larla, gümrük vergilerini kaçıra-
rak kâr elde etmeye çalışacakla-
rı kaygısını dile getiren Biber,
"Zaten taksitle ödeme yapa-
caklar. Kapasite arttirma ko-
şulu yok. Devletin satıştan kâ-
rı olmadığı halde. ideolojik ya-
pılandırma sonucu satılıvor"
diye konuştu.
DenizNaMiyat çalışanı iptal istedi
• Deniz Nakliyat'ın satışının ardından sendika yöneticileri ve genel müdürün
eline geçen Birlik AŞ'nin iptal edildiği açıklandı. Sendika yöneticileri "Yeni
şirket kuruyoruz" derken, bunun da yeni bir oyun olduğunu savunan ortak
girişim grubu, Deniz Nakliyat ihalesinin tümden iptalini istediler.
MUTLUGUNEŞ SONMEZ
Deniz Nakliyat'ta ortaya çıkan
sendikacı patronlaşma, çalışanla-
nn tepkısi ve gazetemizde yer
alan geniş haberin ardından bo-
zulmaya başladı. Çalışanlara ait
olan yüzde 51 hisseli Birlik
AŞ'nin A grubu olarak tanımia-
nan hisselerini alarak imtiyazlı
konuma yükselen altı kişilik grup,
gelen tepkiler üzerine yeni bir
şirket için hazırhğa başladı. Tüm
çalışanlann eşit ve yüzde yüz sa-
hipliğiyle gerçekleştirileceği be-
lirtilen bu yeni şirketin, Deniz
Nakliyat'ın 26 mayıstaki devir
işlemine kadar kurulması planla-
nıyor. Ancak Deniz Nakliyat ça-
lışanlan da Cumhuriyet'e yap-
tıklan açıklamada, Birlik AŞ'nin
sendikacı yöneticilerinin yeni ku-
racaklannı söyledikleri şirketten
haberdar olduklannı belirterek
"Yapılmak istenen şey, Deniz
Nakliyat'iD tüm kontrolünüİs-
tek Vakfı'na devretmek. Kura-
cakları şirketin İstek V'akfı ile
ortak olması düşünülüyor. Biz
Deniz Nakliyat ihalesinin ipta-
lini istiyoruz" diye konuştular.
Sendika yöneticileri Hidayet
An, Celal Bitiş ve Necdet Ök-
süz, çalışanlann tepkisinin hak-
lı olduğunu, ancak şirketin kredi
alabilmesi için böyle bir imtiyaz-
lı hisse ile yönetim kurduklannı
savundular. Birlik AŞ'nin iptal
edildiğinı ve 26 mayıs tarihne ka-
dar yeni bir şirketi kuracaklannı
açıklayan yöneticiler, aksi tak-
dirde verdikleri 100 milyar lira-
lık teminat mektubunun yanaca-
ğını ve ihalenin iptal edilerek
ikinci ve üçüncü olan şirketlerin
Deniz Nakliyat'ı almak için ya-
nşacaklannı söylediler.
Bunu kınnak için yeni bir ana
sözleşme ile çalışanlann önüne
geleceklerini belirten sendikacı-
lar, "Her şey yeniden başlaya-
cak" sözünü verdiler.
Sendika yöneticilerinin yeni
bir oyun peşinde olduğu iddiası-
nı tekrarlayan ortak girişim gru-
bu ise yaptığı açıklamada, yüz-
de 49'u bir bütün olarak Park
AŞ'de bulunan şirketin işçilerin
elinde bulunan toplam yüzde
51 'lik hisseyi yutacağı, bunun da
kurulacak bir ortak şirketin ilk
genel kurulundaki sermaye arttı-
nmında gerçekleştirileceği vur-
gulandı.
Çalışanlar, Istek Vakfi'nın, Bir-
lik AŞ adına verilen 100 milyar
liralık teminatın 85 milyar lirası-
nı karşıladığını anımsatarak "Biz
Deniz Nakliyat'ın yüzde
100'ünü istiyorduk. Ama bu te-
minatın, İstek Yakfı'ncaöden-
mesine karşılık işletmenin yüz-
de 49'u Park AŞ'ye verildi.Da-
ha başka ne tür ödünlerin ve-
rildiğini de bilmek istiyoruz" di-
ye konuştular.
Öte yanden 26 mayısa kadar ye-
ni bir şirket kurulmaması duru-
munda ihalenin iptal edileceği ve
ikinci olan Türkon firmasınm
ihaleyi kazanmış olacağı şeklin-
de çıkanlan söylentilerin de ka-
sıtlı olduğu belirtildi.
Hukuk çevTelerinden edinilen
bilgiye göre, Anayasa Mahkeme-
si'nin kararlan doğrultusunda bu-
nun mümkün olmadığı, böyle bir
iptal durumunda yeni baştan iha-
leye gidilmesi gerektiği vurgu-
landı. Çalışanlar da herhangi bir
grubun kucağına düşmektense
ihalenin tümden iptalini istediler.
ÇÎFTÇİ D O S T U / SADULLAH USUMİ
Ziraat Odalarıııda Hesap GünüANKARA - Türkiye Ziraat
Odaları Birliği Kongresi, 23
mayısta Ankara'da toplana-
cak. Yeni genel başkan ve yö-
neticiler seçilecek. Belki tan-
mın geleceği ile ilgili kararlar
alınacak. Bu nedenle kongre,
Türk tanmı ve milyonlarca çift-
çi için son derece önemli!
Türkiye'nin birçok bölgesi-
ni dolaştım. Ziraat odalan. çift-
çi birlikleri, kooperatif yöneti-
cileri ve çok sayıda üretici ile
görüştüm. Hepsi tanm kesimi-
nin içinedüştüğü bunalımdan
yakındı. Ama en çok yakındık-
lan koou, sahipsiz bırakılmış ol-
malanydı. Hükümetlerin çiftçi-
nin örgütlenmesine engel olan
tutumlarına ateş püskürüyor-
lardı.Türkiye Ziraat Odalan Bir-
liği gibi geniş kitlelere mal ol-
muş bir kuruluşun sessiz ve et-
kisiz kalışından yakınanların
da sayısı bir hayli fazlaydı.
Çiftçi kuruluşları ve çiftçijer
yerden göğe kadar haklı. Zira
hükümetler, çiftçinin ekono-
mik örgütlenmesine türlü en-
geller çıkarırken Ziraat Odala-
rı Genel Merkezi'nden ses se-
daçıkmıyordu. Genel Başkan
Faruk Yücel yönetimi, hükü-
metin tanm ürünlerine verdiği
düşük taban fiyatlarına karşı
çıkmak bir yana destek veri-
yordu.Üretici fiyatları beğen-
mediği halde, Ziraat Odalan
Genel Merkezi tersi açıklama-
laryapıyordu. Fındıkta, çayda,
buğdayda, pamukta, ayçiçe-
ğinde, zeytinyağında, tütün-
de hükümetin verdiği fiyatla-
ra ve uygulanan pazarlama
sistemine çiftçiler tepki göste-
rirken Ziraat Odalan Genel
Merkezi ya sessiz kalıyor ve-
ya desteklediğini açıklıyordu.
Daha da kötüsü Ziraat Oda-
lan Genel Merkez yönetimi,
hükümetin ve Tansu Çiller'in
emrinde bir kuruluş görüntü-
sü veriyordu. Nitekim, Genel
Başkan Faruk Yücel, daha
başkanlığa seçildiği ilk gün,
Tansu Çiller hükümetinin tanm
politikasını desteklediğini açık-
iamıştı. Ondan sonraki açıkla-
maları da farklı olmamıştı.
Faruk Yücel, Karadeniz ço-
cuğu olduğu halde, geçen yıl
fındık üreticilerinin hakkını bi-
le koruyamadı. Önceleri tavır
koydu. Fındık için hükümet-
ten 200 bin lira fiyat istedi.
Hatta, başkanlığa geldiği gün-
den beri sessiz kaldığı halde,
bir ara sertleşir gibi oldu ve
"istediğimiz fiyat verilmezse
fındığı yakarız, gene de sat-
mayız" diye rest çekti. Ancak,
fiyat 200 bin lira yerine 160
bin lira ilan edildi.
Ayrıca Fiskobirlik yeterli gü-
veni veremediği için, on bin-
lerce üretici fındığını 125 bin
liradan satmak zorunda kaldı.
Tüccar piyasada istediği gibi
at oynattı. On binlerce üretici-
nin hakkı olan paralar ıhracat-
çıların kasalarına aktı. Üreti-
ciler kıyameti kopardı. Ancak,
ilk günlerde gürleyen Faruk
Yücel, bir daha sesini bile çı-
karamadı. Hükümetve Tansu
Çiller ile uyumlu bir fındık po-
litikası izledi.
Faruk Yücel'in bu uyumlu
politikası yüzünden tüccar tril-
yonlarca lira kazanırken, fındık
üreticisi bankalara olan borç-
larını bile ödeyemez duruma
düştü. Geçenlerde Doğu Ka-
radeniz yöresinde kısa bir ge-
ziye çıkmıştım. Fındığını 125
bin liradan satmak zorunda
bırakılan ve aylarca fındık be-
dellerini Fiskobirlik'ten alama-
yan binlerce üretici kan ağlı-
yor. Çay üreticilerinin durumu
daha da kötü. Birçok üretici,
"Faruk Yücel, kendi çevresini
bile koruyamadı" diye sitem
ediyor!
Muhalefeti suçladı
Faruk Yücel, buna rağmen
tanm kesiminin çökmesinde
hiçbir sorumluluğu olmayan
muhalefet partilerini suçlama-
yı âdet haline getirdi. Asıl suç-
lu olan Tansu Çiller'i ve hükü-
meti savunuyor, muhalefet par-
tilerine ise her vesile ile çatı-
yor. Tarım kesimine en büyük
darbeyi vuran hayvancılığımı-
zı tam birçıkmaza sürükleyen
Tansu Çiller ve hükümete te-
şekkür ediyor; tarım kesimi-
nin sorunlarını Meclis içinde
ve dışında dile getiren, tarım
kesimine destek veren Deniz
Baykalı. Mesut Yılmaz'ı, Bü-
lent Ecevit'i ise eleştirmek için
fırsat kolluyor. Tanm kesiminin
başkanı "çiftçileh ezenlere"
dostluk elini uzatırken "çiftçi-
yi savunanlara" düşmanlık gös-
terileri sergiliyor.
Genel başkanlığa seçildiği
günden beri çiftçinin ezilme-
sine ve soyulmasına karşı ses-
siz kalan Yücel, 23 mayısta
yapılacak Ziraat Odalan Birli-
ği Kongresi'nde yeniden seçi-
lebilmek için son günlerde bir-
denbire atağa kalktı. Bugüne
kadar "hükümetin tanm poli-
tikasını protesto etmek için"
yürüyüş ve mitingler düzen-
lemek isteyen çiflçilere ve ku-
ruluşlarına destek vermeyen
ve hatta zaman zaman engel
olmaya çalışan Faruk Yücel,
şimdi meydanlara çıkmaya
başladı.
Bursa Karacabey'de on bin-
lerce çiftçinin katıldığı miting
ve yürüyüşlerde ortada gö-
zükmedi. Bursa, Karacabey
ve çevresindeki ziraat odala-
rı başkanlarının büyük bir öz-
veri ile organize ettikleri pro-
testo toplantılarına destek ver-
medi. Eskişehir'de ziraat oda-
ları ile biriikte pancar koope-
ratifinin düzenlediği "çiftçi yü-
rüyüş ve mitingi"ne de yar-
dımcıolmadı. Eskişehir'de de
on binlerce çiftçi, hükümetin
tarım politikasını protesto et-
ti. Yer gök inledi. Eskişehirli
halk, esnaf, tüccar, bu protes-
to mitingine sahip çıktı. Ama
yerel ziraat odalan yöneticile-
ri ve çiftçi, böylesine bir gün-
de genel başkanlan Faruk Yü-
cel'i aralarında göremedi.
Seçilme uğruna...
Faruk Yücel, geçen gün Ço-
rum'da yapılan mitingde or-
taya çıktı. Çünkü genel baş-
kanlık seçimine çok az bir za-
man kalmıştı. Seçilebilmek için
artık çiftçinin arasında gözük-
mesi gerekiyordu. Kürsüye çık-
tı, mikrofonu eline aldı, hükü-
meti eleştireceğine muhalefe-
te çatmaya başladı.
Orneğin, Çorum çiftçi mi-
tingine destek vermek için An-
kara'dan gelen CHP Genel
Sekreter Yardımcısı Haydar
Oymak ile CHP'li milletvekil-
lerini hedef göstermeye çalış-
tı. Ancak bilinçli çiftçiler, Faruk
Yücel'in bu sözlerine tepki
gösterdiler. Toplu halde, "Sen
hükümeti eleştir, CHP'lilerbi-
zim dostumuz. Bizi destekle-
meye geldiler" diye bağıran-
lar oldu. Çorum Ziraat Odası
Başkanı ile çevre il ve ilçeler-
den gelen Ziraat Odası baş-
kanlan, Yücel'in bu konuşma-
sından ötürü CHP Genel Sek-
reter Yardımcısı'ndan özürdi-
lediler.
Şimdi aynı Faruk Yücel, trak-
törlü gösteriler düzenlemeye
çalışıyor. Konya'dan yola çıkan
traktörlerle Ankara caddele-
rinde yürüyüş yaptıracakmış.
Böyle biryürüyüşe kimsenin iti-
razı olamaz.
Çiftçinin her hareketine dost-
ları destek çıkar. Bundan hiç
kuşkumuz yok. Ancak, on ikiye
beş kala yapılan bu toplan-
tılarla Faruk Yücel kendini çift-
çinin gönlünde beraat et-
tiremez!..
Sürecek
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Ortak Bilinç, Ortak Kader
"Akdenizli Kadınlar ve Demokrasi" konulu top-
lantı, Türkiye'deki kadınları, toplumumuzu fazlası
ile ilgilendiren gündemiyle medyaya yansıdı. Tunus-
lu, Cezayirli. Filistinli, Mısırlı kadınlann sorunların-
dan kimi dersler çıkarmaya çalıştık.
Yükselen radikal Islam, şeriatçı terör örgütleri-
nin yol açtıkları sıcak, yaşamsal sorunlar arasında,
Fransız, Akdeniz Yurrtaşlar Forumu Başkanı Mo-
nigue Prim'in sözünü ettıği evrensel ölçekteki so-
runlar gözlerden kaçtı. Prim, şiddet ve eşitsizlığin
küreselleşme ile biriikte bütün dünyaya egemen ol-
duğunu, Batı demokrasilerinın örnek alınamayacak
kadar içeriklerıni yitirdiklerini, doğal olarak eşitsız-
liği yaşayan kadınlann haklarında, dozu farklı olmak
üzere bütün dünyada önemli bir geriye gidiş süre-
cinin yaşandığını anlattı.
Prim, kadınların islam dünyasında şerıat, baş-
ka dinlerde başka adlarla ve bütün ülkelerde gele-
neklerie, ırkçılıkla hedef olduklan saldırıların şiddet-
lenmesi, yeni boyutları karşısında, yükselen kadın
haklan mücadelesinin yetersiz kaldığının altını çiz-
di. Küreselleşmenin yarattığı bu büyük krizin aşıl-
masında, kadınlann geleneksel dayanışma müca-
dele ve yöntemlerinin yeterli olamayacağını; yeni
siyasal ideolojisini, ortak bilinci yaratmak duru-
munda olduklannı söyledi.
Sorunları birbirinden çok farklı imiş gibi görünen
Akdenizli kadınlann, Fransız, Türkiyeli, Cezayirli,
Tunuslu, Mısırlı, israilli, Yunanlı, Faslı, Filistinli ka-
dınların ortak bilinç geliştirmesi, haklar savaşımın-
da güçlerini birleştirmesı, ortak kader yaratmala-
n... UNESCO'nun kışa adı REUNIR (Kıyıdan Kıyı-
ya lletişim Bölgesel Örgütlenmesi'nin) ve istanbul
Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma Merkezi ile
Kadın Araştırmaları Derneğı'nin toplantısının da
amacı bu.
Akdenizli kadınlar için atılan bu güzel adımı, "or-
tak bilinç üretme, ortak kader yaratmayı" biz ülke-
mizde, en geneli ile "demokrasi, hukuk devleti'çtz-
gisinde ne ölçüde gerçekleştırebiliyoruz? Son gün-
lerde moda yaklaşımla, şeriat cephesinin karşısın-
da olduğu söylenen yüzde 70-90'lık bir çoğunluk,
kendini "demokrasi, hukuk devleti" çizgisinde gö-
rüyor... Gerçekten öyle mi? işte size ortak bilinç uçu-
rumunu ortaya koyacak bir soru:
Güney Kore modeli bir mucize mi, yoksa ülke-
mizin de içinde yer alması istenen bir tuzak mı? Sa-
hi siz her gün televizyon haberlerinde yolsuzlukla-
ra bulaşmış hükümeti istifa ettirmek üzere polısle
çatışan öğrencilere, gasp edilen sendikal hakları-
nı isteyen işçilere bakıp hangi tarafı tutuyorsunuz?
Meraklılarına Sosyal Demokrat Değişim dergi-
sinin son (7.) sayısında yayımlanan bir incelemeyi
okumalarını öneririm. Güney Kore'de ister seçım-
le, ister darbe ile gelsin, bütün iktidarlarakıl almaz
yolsuzluklara, rüşvetlere bulaşmışlıklarının ortaya
çıkmasının, genellikle de sık sık televizyonlarda
gördüğümüz olaylann, büyük toplumsal tepkinin ar-
dından, ancak düşürülebilmişler. Mucize model
akıl almaz bir rüşvet, çeteler düzenini, akıl almaz
bir işçi, insan haklan sömürüsü ile biriikte üretiyor.
"Güney Kore'ye boşver biz Türkiye'ye bakalım"
diyemezsiniz. Güney Kore modelini bir "mucize"
olarak görüyor ve gösteriyorsanız, Susurluk'ta ucu
görünen çeteler düzenine karşı çıkışınız da, "Tür-
kiye'de hukuk devleti, demokrasi düzeninden" ya-
na olduğunuz da doğru, en azından bilinçli, içten
değil demektir.
Zaten Susurluk'ta bunca kirli çamaşırın ortaya
çıkmasından sonra bile başrollerdekilerin kahraman
gibi ortalıkta dolaşabilmeleri, "temiz toplum" öz-
lemi ile ışık söndüren çoğunluğun, hâlâ "ortak bi-
linç üretme, ortak kader pay/aşma "dan ne kadar
uzakta olduğunun bir kanıtı değil mi?
Çetelere, Susurluk'la ucu görünenlerle çıkar ça-
tışması içinde olup da sadece bir grubu temizle-
mek amacı ile karşı çıkmak da var; îürkiye'de yar-
gısız infazların, işkencenin sona ereceği. gerçek-
ten insan haklan ve hukuk düzeninin geçerli ola-
cağı bir hesaplaşmanın ilk adımı olarak görüp yo-
la çıkmak da var.
Şeriata sadece yaşam biçiminiz tehdit altında
olduğu için karşı olmak başka, hukuk düzenine
herkesin insan haklarına gerçekten saygılı olduğu-
nuz; rejimi, cumhuriyeti tehlikede gördüğünüz için
karşı olmak çok başka bir şey.
Sorun galiba, Susurluk'ta birbirleri ile hesaplaş-
maya giımiş çetelerin birbirlerini ele vermeleri ile
ortaya çıkan kirli çamaşırlardan yola çıkıp devleti
çetelerden arındıracak, hukuk devleti düzenini ge-
çerli kılacak bir uzun soluklu savaşımın kapısını
açamamakta. Bir yaşam biçiminden vazgeçeme-
yeceklerin, sadece kendi yaşamları adına şeriat-
tan korkanlann, yaşam güvencesi istemlerinden
yola çıkıp toplumun arayışını, insan haklarının ge-
çerli olacağı çağdaş yaşamın, hukuk düzeninin
arayışına yönlendirememekte.
Akdenizli kadınlar, küreselleşmenin ekonomik kri-
zine bağlı ışsizliğin artması ile haklarında geriye gi-
dişi yaşayan Parislı kadın ile Cezayir'de öldürülme-
ye hedef olan kadının haklan, sorunlan arasında "or-
tak bilinç üretme, ortak kader paylaşma"da örgüt-
lenmek üzere yola çıktılar.
Biz bu ülkede yaşayanlar çetelere, şeriat saldı-
rılanna karşı, bir yerlerde buluşamıyor, sonuç alıcı
örgütlenmeyi, güç ve eylem birliğini oluşturamı-
yorsak vay halimize, vay geleceğimize.
Harb-Iş ve Liman-Iş
sözleşmeleri inızaladı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Harb-İş Sen-
dikası. Milli Savunma Ba-
kanlığı, Içişleri Bakanlığı,
Jandarma Genel Komutan-
lığı ve Sahil Güvenlik Ko-
mutanlığı işyerlerinde ça-
lışan yaklaşık 30 bin işçi
adına sürdürdüğü toplu-
sözleşme görüşmelerini so-
nuçlandırdı.
Harb-lş Sendikası, üc-
retlerin yüzde 81.23 ile
yüzde 122.45 oranlannda
arttınldığını bildirdi. Li-
man-tş Sendikası da de-
miryollanran ardından Tür-
kiye Denizcilik Işletmele-
ri'ne bağlı limanlarda ça-
lışan 1000 kişi adına söz-
leşme görüşmelerini ta-
mamladı.
Harb-lş Sendikası'ndan
yapılan yazılı açıklamada.
1 Mart 1997 - 28 Şubat
1.999 tarihleri arasında ge-
çerli olacak sözleşme kap-
samında ortalama ücretin
brüt 90 milyon liraya, gi-
yinik brüt ortalama ücretin
de 114 milyon liraya çık-
tığı kaydedildi. Ortalama
ücretteki artış oranmın yüz-
de 100.49 olduğu behrtilen
açıklamada, "Daha önce
6 sınıflı ve 128 dereceli
olarak uygulanan ücret
cetveli, 45 dereceli tek bir
ücret cetveline dönüştü-
rülerek sınıflar kaldırıl-
mıştır" denildi.
Liman-Iş Sendikası da
TDİ'ye bağlı ve satış karar-
lan geçen hafta onaylanan
limanlann da yer aldığı iş-
yerlerinde çalışan 1000'e
yakın kişi adına sürdürdü-
ğü sözleşme görüşmelen-
nı tamamladı. Alınan bil-
giye göre ortalama artış
düzeyi yüzde 86 olarak ger-
çekleştirildi. Ortama gün-
lük ücret 2 milyon 5 bin li-
raya. aylık ortalama çıplak
ücret 60 milyon liraya yük-
seldi. En düşük ücret düze-
yi de 50 milyon 585 bin
liraya çıktı.