Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
-11 MAYIS 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
1 Mayıs
.gözaltılanına
kınama
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Demokrasi
Platformu. " 1 Mayıs
öncesi ve sonrası
gerçekleştirilen
gözaltılan, engellemeler
've baskılan" kınadı.
" Yapılan açıklamada, Tüm-
.Yargı Sen üyeleri Elif
Gamze Öztürk ve Ahmet
" Kızılkor'un Adalet
'Bakanlığı'nda 1 Mayıs
' bildirisi dağıttıklan
gerekçesiyle gözaltına
alındıklanna dikkat çeken
, Medya-Sen Genel
Başkanı ve Ankara
. Demokrasi Platformu
üyesi Mete Gönültaş, " 1
-Mayıs hazırhklan
sırasında, afiş asan
arkadaşlanmız gözaltına
alındı. Sonrasında ise
baskılar, disiplin
soruşturmalan ve gözaltı
-uygulamalan devam
<ediyor" dedi.
Telefon
hatJarında
büyük anza
• İstanbul Haber Servisi
-Telefon hatlannda
meydana gelen geniş çaplı
anza. dün akşam başta
tstanbul-Ankara arası
görüşmeler olmak üzere
pek çok ilin şehirlerarası
telefon bağlantısının
kurulmasına engel oldu.
Türk Telecom
Müdürlüğu'nden edinilen
-bilgiye göre Ankara-
Eskişehir hattında oluşan
PCM anzası, şehirlerarası
1
telefon hatlannın
• kiütlenmesine yol açtı.
- Saat 22.50'de başlayan
anza uzun süre
gıderilemezken. 118 ve
133 hatlan da hizmet dışı
kaldı.
Tüpkiye'de
siyaset tıkandı
• BURSA (Cumhuriyet)
- Bağımsız Bursa
-Milletvekilı Cavit Çağlar,
-Türkiye'de siyasetin
"ttkandiğını, liderlerin
yorulduğunu ve
" eskidiklerini belirterek
' "Türkiye yannlan anyor.
Günü kurtaralım
endişesinden
'"vazgeçilmelidir. Koltuğa
sanlmamah. koltuğun
4 gelip geçici olduğunu,
' insanlığın devam ettiğini
bilmeliyiz" dedi. Bursa'da
dün başlayan Marmara ve
Trakya borsalan bölge
_ toplantısında yaptığı
.konuşmada, yeni hükümet
.arayışlannda etkin rol
almak istediğıni ima eden
Bağımsız Bursa
^.Milletvekılı Cavit Çağlar,
DYP'den aynlmasına yol
açan nedenlen
- özetleyerek kendilerinin
haklı çıktıgını savundu.
'Çocuklara
Işkence
skandal'
, • tZMİR (Cumhuriyet
ıEge Bürosu) - AGİK tnsan
(-Haklan Komısyonu
Başkanı ve Almanya
Insan Haklan AJt
rJComisyon üyesi Freimut
Duve, çocuklara işkenceyi
bırinci derecede
-.uluslararası skandal
îjolarak niteleyerek,
'-"Çocuklann işkencecilere
göre daha fazla
cezalandınldıklan ülkeler
Avrupa Topluluğu'na
ahnmak
istenmemektedir" dedi.
;Duve. Manisa'da işkence
gören çocuklarla
-.yakından ilgileneceklerini
rde söyledi.
Almanya'daki
saldırılar
. • DİYARBAKIR
ı {Cumhuriyet Bürosu) -
Almanya Federal
ı Cumhuriyetı Milletvekili
, ve Federal Hükümet
•Yabancılar Sorumlusu
-Cornelia Schmalz-
- Jacobsen,
• •"Almanya'daki Türklere
^yönelik son saldınlarda
fcölücü örgütün
parmağı oldugunun
kesinleştiğıni" söyledi.
Jacobsen ve
.'•beraberindeki 4 kişilik
'•heyet, Büyükşehir
Belediye Başkanı Ahmet
' Bilgin'i makamında
ziyaret ederek
"Diyarbakır'ın sorunlan
•fıakkında bilgi aldı.
RP Milletvekili îbrahim Halil Çelik'in iç savaşı kışkırtan kanlı sözlerine tepki yağdı
6
Kan' tehdidine lanetANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-TBMM Idare Amin, RP Şan-
lıurfa Milletvekili İbrahim HaBI
Çelik'in "İmam-hatipleri kapat-
maya kalkarsanız, ülke kan gölfi-
ne döner, Cezayir'den beter olur"
söztenne tepkı yağıyor. CHP Ge-
nel Sekreteri Adnan Kesldn. bir
grup milletvekilıyle TBMM Baş-
kanvekili Hasan Korkmazcan'ı
ziyaret ederek Meclis'in, bu tür
üslubun kesinlikle kabul edıleme-
yeceğine ılişkin karar almasını is-
tedi. Çelik'in sözlerini iç savaş
kışkırtıcılığı olarak nitelendiren
Keskin. RP'nin. iktidara gelmek
ıçin kullandığı demokrasiyı arka-
dan hançerlemeye çalıştığuıı söy-
ledi. Korkmazcan da cumhuriye-
tin sahipsiz olmadığını vurgular-
• CHP, TBMM Başkanlığı'na başvurarak, "Meclis, bu tür üslubun kabul
edilemeyeceğine ilişkin karar almalıdır" dedi. TBMM Başkanvekili Korkmazcan: T.C.
devleti sahipsiz ve bekçisiz değildir. DTP lideri Cindoruk: Çelik. kanlı bir pirzola yesin.
ken "Beyanlar. sahne gerisinde
sergilencn oy umı ortay a çıkarmış-
ür" dedi. DTP Genel Başkanı Hû-
samettin Cindoruk, İbrahim Halil
Çelik'e "kanta bir pirzola yemesi-
ni"önerdi.
8 yıllık kesintisiz eğitim ile bir-
likte gündeme gelen imam-hatip-
lerin orta bölümleriyle ilgili tartış-
malar, iktidann büyük ortağı RP
tarafindan gergin bir noktaya ge-
tirildi. Başbakan Necmettin Erba-
kan'ın Milli Güvenlik Kurulu
(MGK) kararlannı imzalamasına
karşın "Halk 8 yühk kesintisiz eği-
timi istenûyor" açıklaması, RP
milletvekillenni cesaretlendirdi.
RP milletvekilleri peş peşe yap-
tıklan açıklamalarla infîal yarat-
tılar. RP'li TBMM Idare Amiri
Çelik'in. -Kan dökülecek, hsük
gibi olacak" sözleri ise muhalefe-
ti harekete geçirdi.
CHP Genel Sekreteri Adnan
Keskin, önceki geceyansı Cum-
hurbaşkanı ile birlikte çıktığı Po-
lonya gezisinden dönen TBMM
Başkanvekili Hasan Korkmaz-
can'ı arayarak randevu talep etti.
Korkmazcan'm, bu istemi, de-
mokratik tepkinin hızla ortaya
konması ve kamuoyuna verilecek
mesaj acısından önemli bulduğu
için hemen kabul ettiğini açıkla-
ması dikkat çekti.
Keskin. KorkmazcanTa görüş-
mesinde. RP milletvekillerinin
yaptığı açıklamalardan duydukla-
n rahatsızlığı dile getirdi. RE-
FAHYOL hükümetinin güvenoyu
almasından bu yana Türkiye'nin
çok ciddi tartışmalara sahne oldu-
ğunu. bu tartışmalann toplumu
gerdiğinı anlatan Keskin, iktidann
yanlış tutumu nedeniyle gerilimin
siyasi bunalıma dönüştüğünü di-
le getirdi. Bazı basın organlannın
8 yıllık temel eğitimin gündeme
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
RP Şanlıurfa Milletvekili Çelik, "Kan dökülecek, ben bunu istiyorum, demokrasi böyle gelecek,fistıkgibi olacak" dedi.
gelmesiyle birlikte adeta iç savaş
kışkırtıcılığına başladığını ileri
süren Keskin, RP milletvekilleri-
nin son açıklamalanrun da iç sa-
vaş kışkırtıcılığına yeni bir boyut
kazandırdığını söyledi. Keskin,
TBMM Başkanlık Divanı üyesi
bir millerv ekilinin iç savaştan, kan
dökülmesinden söz etmesinin ka-
bul edilemeyeceğini belirterek
Meclis'in harekete geçmesini is-
tedi. TBMM Başkanlık Divanı ve
TBMM Genel Kurulu'nda bu tür
bir üslubun hiçbir şekilde kabul
edilemeyeceğine ilişkin bir karar
çıkanlması gerektiğini vurgula-
yan Keskin. demokratik olanakla-
n kullanarak iktidara gelen
RP'nin demokrasiyı arkadan han-
çerlemeye çalıştığını ıleri sürdü.
TBMM Başkanvekili
Korkmazcan da bazı mil-
letvekilleri, siyasi parti-
ler ve iktidar yetkilileri-
nin tutum ve davramşla-
nnın kendilerini de tedir-
gin ettiğini söyledi.
Korkmazcan, bu tür yak-
laşımlan sergileyenlerin,
demokrasinin kendileri-
ne tanıdığı olanaklardan
yararlanarak demokrasi-
yi ortadan kaldırmak is-
tediklerine ilişkin kaygı-
lann kamuoyunda yayıl-
dığını bildirdi. TB-
MM 'nin bu tür yaklaşım-
lara seyirci kalmayacağı-
nı belirten Korkmazcan,
şöyle dedi:
-Türkiye Cumhuriye-
ti devietinin sahipsiz, bek-
çisiz olmadığını herkesin
bilmesi gerekiyor. Böyle
bir şeyin şakâsı olmaz.
Kanla,ateşle siyasi değer-
lendirme yapüamaz.
Böyle iddia Ue ortaya çı-
kanlaruı sonu hep hüsran
olmuştur. Kaldı ki eğer
demokrasinin işleyişin-
den şikâyeteflerse, şu an-
da Mecliste çoğunlukla-
n vardır. Bunlar, sistem-
de gördükleri yanhşlıkla-
ru Meclis plaiformunda
değiştirme çabalanna 0-
nebüirler. Şu anda bir de-
mokrasi oyunu oynanı-
yor. Sahnenin önünde
başka, arkasında başka
oyunlar sahntkniyor."
Ecevit: Erbakan devlete
karşı cihat ohışturuyor
ANTALYA (Cumhuriyet) - DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit Başba-
kan Necmettin Erbakan °ı "devlete
karşı cihat oluşturma amacında" ol-
maklasuçladı. Ecevit, "REFAHYOL
hükümetinin artık cılkı çıkü. Bu hü-
kümet hemen istifa etmefidir" dedi.
Partisinın Antalya ıl örgütünce
Antalya Büyükşehir Belediyesı
önündeki alanda düzenlenen "eşgü-
düm toplantısı"nda konuşan Bülent
Ecevit. REFAHYOL hükümetine
sert eleştiriler yönelttı. "Başbakan
Erbakan'ın cumhuriyet hükümeti-
nin başında olmasına karşın devlete
karşı cihat oluşturma amaanda" ol-
duğunu söyleyen Ecevit, RP'nin.
milletle, orduyla, Atatürk'le hatta
kendi kendisiyle kavgalı bir parti ha-
line geldiğini savundu. Ecevit. şöyle
devam etti:
"RP, ordumuzu kendi cihat ordu-
suyla tehdit etmeye çahşıyor. Ancak
şanlı Türk ordusu hiç khnseden kork-
maz. Türkiye on aydan bu yana çok
kötü idare edilhor. RP, İran yönetüni-
ni kendisine ömek almaya çalışnor.
Laik Türkiye Cumhuriyeti, demok-
rasiden başka hiçbirrejimle idare edi-
lemez. Türkiye bölge ülkelerine ör-
nek olabilecek iken RP'nin işbaşmda
bulunması nedeniv le büyük bir talih-
sizük yaşıyor. Bu hükümetin doğal
ömrii doldu. Yasal ömrii de kısa za-
manda dolacakür. Milletimiz bu hü-
kümetin işbaşından gitmesini istivor.
Başbakan Yarduncısı Tansu Çiller de
ortaklıktan a> nlsuı. Sonra bunun ve-
baü altmdan kalkamaz. Kısaca RE-
FAHYOL hükümetinin artık cılkı
çıkn.''
RP'nin basını susturmaya çalıştı-
ğını belirten Ecevit, "Basın sayesin-
de RP'nin gercek >iizü ortaya çıkü.
Basına hiç kimse gem vuramaz" de-
di.
Sosyal demokratlann DSP ve
CHP'ye "birieşin baskısr yaptığını,
ancak birleşmelerinin mümkün ol-
madığını ifadeeden Ecevit, şöyleko-
nuştu: "Önceşunusöyleyeyim,benim
Deniz Baykal ile kişisel bir sorunum
yok. Ancak DSP'nin sokuluk anlayı-
şı CHP'yle bağdaşmıjor. CHP, bim
değişikliğinden önce dört yıl iktidar-
da kaldı, ama sokuluk adına ne ya-
pıldı? CHP, Özal'a, Demırel'e ve di-
ğer partilere özenen bir parti görünü-
münde. Böyle bir parbye CHP den-
mez, ancak 'kokteyl partisi' denir."
Erez: Erbakan'ı kabul eden
DYP'li başbakanı reddetmez
A
DÜRDANE KOCAOĞLU
ANK\RA - DYP ıçındeki
muhalefetin başını çeken
Muğla Milletvekili Yalım
Erez. altematif hükümet ara-
yışı çerçevesınde bu hafta
ikinci kez ANAP Genel Baş-
kanı MesutYıtmaz'la bir ara-
ya geldikten sonra genel baş-
kanı ve Başbakan Yardımcı-
sı Tansu Çiller ile görüşecek.
"Erbakan'ı kabul eden
DYP'li başbakanı reddede-
mez" görüşünde olan Yalım
Erez, "Altematif hükümet
için hiçbirengel kalmadı. Gö-
türeceğim teklif, DYP yetküi
kurullannca da kabul edile-
cek" dedi. Halen boş olan Sa-
nayi ve Ticaret ile Sağlık ba-
kanlıklanna hafta başında
yapılacak atamalarla, DYP
içindeki muhaliflenn sayıla-
nnın artacağı ve Erez ekibi-
nin daha da güçleneceği be-
lirtildi.
YakJaşık 30 DYP'li muha-
lifin istifa dilekçesini cebin-
de taşıdığı haberlerini yalan-
lamayan DYP Muğla Millet-
vekili Erez ve beraberindeki-
ler. olağanüstü bir gelişme ol-
maması durumunda Çiller'e
hafta içinde alternatif hükü-
met modelini sunacaklar.
ANAP, DSP ve CHP liderle-
riyle görüşen Erez'in, Çil-
ler'e, "Görüştüğüm liderier
DYP'den birisinin başbakan-
lığını kabul ettiler. Bunu siz
de kabul edip RP ile ortakb-
ğa son vermelisiniz. Kabul et-
mezseniz,' Erbakan' ın başba-
kanlığını onayladı. ama ken-
di partisinden birisinin baş-
bakanlığmı reddetti' yorum-
lan yapılacaktır. Alternatif
hükümet modeline karşın RP
ile ortakhğı sürdürmekte B-
rar ederseniz, ülkenin kaosa
gittiğini gören D\T miDeh'e-
kiHeri olarak hükümet hak-
kında verilecek gensoruyu
destekleyeceğiz'' ıçeriklı bir
mesaj vereceği dile getirildi.
Yalım Erez, sorulanmızı
yarutlarken, alternatıf hükü-
met kurulması konusunda
hiçbir engel kalmadığını söy-
ledi. 30 milletvekilinin istifa
dilekçesinin cebinde olduğu
yolundaki haberlerle ilgili
olarak "Eğer yeterli desteğe
sahip olmasaydun, böyle bir
şeye girişir miydim"dıyen
Erez. kendisinin yetkisiz ol-
duğunu söyleyen DYP yöne-
timine sert çıkarak şunlan
dedi:
"Onlar bugüne kadar yet-
kiliydiler de ne yapblar? Ben
yetkisiz biri olarak başbakan-
hğm D\T'ye geçmesini sağb-
yorum. Yetkiyi bana versin-
İer, DV P'yi tek başına iktida-
ra getireyün. Kaldı ki getire-
ceğim teklifle ilgili karan par-
tinin yetkih' kunıDan verecek.
Getireceğmı teklif hem parti
hcm de ülke yararuıa olduğu
için yetkili kurullarca da ka-
bul edilecek.'"
Tansu Çiller'in, son dakıka
değişikliği yapmazsa, Sağlık
Bakanlığı'na Genel Başkan
Yarduncısı Ismail Karakuyu,
Sanayi ve Ticaret Bakanlı-
ğı'na da Rıza Akçah'yı dü-
şündüğü bildırildi.
IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (g planetcom.tr
Anne,
Cumhurbaşkanı ile Polon-
ya'dan önceki geceyansı dön-
düm. Gazetenin benden bek-
lediği, bu geziyle ilgili derieme
bir yazı olsa gerek. Boşverece-
ğim.
Zaten ülkeden binlerce kilo-
metre uzakta, gene iç politika-
nın daracık labirentlerinde do-
landık durduk. Demirel'e eşlik
eden gazetecilerin de geziye
katılan işadamlannın da hemen
tümü antenlerini Türkiye'ye, il-
le de başkente yöneltmişlerdi.
Cep telefonları habıre çalıştı.
Türkiye'deçıkan gazetelerin bi-
rinci sayfalan Varşova'ya faks-
latıldı. "Yalım Bey, Çiller'e de-
mişki... Erbakan, Karadayı'ya
demiş ki... Çiller grupta demiş
ki..." diye başlayan ve sürüp gi-
den laf ve haber kırıntıları, Var-'
şova'da otel lobilennde, Varşo-
va'nın bakımlı caddelerinde ku-
laktan kulağa dolandı...
Bense sosyalizm kuruculu-
ğunda çuvallamış bir ülkede
kapitalizme dönüşün izlerini,
sonuçlannı gözlemeye çabala-
dım. Ellerim cebimde sokakla-
n arşınladım. Kocaman bir Big
Mac'ı kemirerek çok ışıklı, çok
Anneme, Annemize...
"Batılı" bir vitrinde sergilenen
Caterpillar çizmelere bakan
genç Polonyalıları seyrettim.
740 Zloti'lik etiketin yaklaşık
250 Dolar tuttuğunu hesapla-
dım. Polonya'da kişi başına dü-
şen yıllık gelirin 5 bin dolan an-
cak bulduğunu anımsadım. Bu-
nun aylık 450 Dolar tutannda
bir gelire karşılık geldiğini dü-
şündüm. Sonra geceyansı kent
merkezindeki Jerozolimskie
Su/van'na açılan sokaklarda
dolar ödeyecek müşteri avına
çıkmış yaşlı, genç, hatta çocuk
kadınlar ordusuna baktım. Sa-
bahın köründe, pazar yerinde
üç baş kereviz, birkaç kilo pa-
tates ve beş on kavruk havuç-
tan oluşan sergiciğinde müşte-
ri bekleyen, yüzünde derin kın-
şıklıklarla çevresine umutsuzca
bakan koyu Katolik Polonyalı
nineciklerin önünden geçtim...
Kederlendim...
•••
Ama yine de oturup Polonya
üstüne yazmak istemiyorum.
Bugün 11 mayıs anne. Pazar.
Anneler Günü. Hani şu "Hedi-
ye sektöründe pazar genişle-
mesi sağlamak üzere uydurv-
lan günlerden biri" diye çokça
ve sıkça eleştirilen Anneler Gü-
nü.
Gezinin son gününde, Demi-
rel'le birlikte Krakov yakınlann-
daki o kara ünlü Auschwitz
Toplama Kampı'rn gezdik. Ma-
li sermayeyi elinde tutan Yahu-
dileri tasfiye edip finans paza-
nnda kendilerine yer açmak is-
teyen azgın Alman büyük ser-
mayesinin, orta ve alt sınıflan
peşinden sürükleyen Nazi ırkçı-
lığı ile kol kola, omuz omuza
gerçekleştirdiği yüzyılın utancı-
na, o büyük Yahudi cankırımı-
na bir kez daha tanıklık ettik.
Auschvvitz'de gaz odalanna
gönderilen Yahudilerin valiz,
bavul ve çantalarının yığıldığı
bölümde binlerce valiz arasın-
da bir yoksul çantacık ilişti gö-
züme. Üstüne kargacık burga-
cık harflerle "Clara Grünberg
- Yetim çocuk - 1943 - Würz-
burg" yazılıydı.
O valiz aldı götürdü beni. Al-
dı, 1949 yılının küçücük bir Ege
kasabasına, Ödemiş'e götürdü.
ilkokuldaki sıra arkadaşıma,
uncu dükkânındatezgâhtar Ye-
şua Amca'mın kara gözlü kızı
Klara'ya götürdü.
Bit muayenesi yapan öğret-
menin Klara'nın yakasında iki
bit yakaladığı günü anımsadım.
Klara'nın sınıfta benim yanım-
dan kaldırılıp, en arkadaki sıra-
da tek başına oturmak zorunda
kalışı geldi gözümün önüne.
Sonra öğle yemeğinde bun-
lan sana anlattığımı anımsıyo-
rum. Sonra...
Sonra anne, öğleden sonra,
okulda sınıfın kapısının açıldığı-
nı. kapıda senin belirdiğini, öğ-
retmenin şaşkınlıkla açılan göz-
lerinin içine bakarak, o güzelim
mavi gözlerin çakmak çakmak,
ama sesin alabıldığine sakin ve
soğuk, konuştuğunu:
- Klara'yı almaya geldim öğ-
retmen hanım. Birde Aydın'ı...
Evin avlusunda çıtır çıtır ya-
nan zeytin odunlarının üstünde
koca bir kazan su kaynıyordu.
Klara'nın elbiseleri, ıçgomleği,
çorabı, her şeyi o ocakta kül ol-
du. Sonra ikimizi de kaynar su-
larla yıkadın. Çocuk itirazları-
mız, Klara'nın "Adalet teyze
yandıııımmm!..", benim "Anne
su çok sıcaaaak!" çığlıklanmıza
hem güldüğünü, hem de bizi
derilerimizi kızartmacasına yı-
kadığını anımsıyorum.
Klara ve ben, yüzümüzü
pembeler basmış, üstümüzde
yeni, yepyeni çamaşıriar ve giy-
siler, senin ellerinden tutup oku-
la döndürüldüğümüzü anımsı-
yorum anne. Sınıfın kapısı açıl-
dı ve Adalet Hanım, mavi göz-
leri çakmak çakmak, ama sesi
alabildiğine sakin, konuştu:
- Aydın'la Klara aynı sırada
yan yana oturacaklaröğretmen
hanım. Aynı sırada, yan yana...
Haydi sağlıcakla kalın...
• • •
Ödemiş Asri Mezarlığı'nda
Terzi Sadık'ın az ötesinde ya-
tan Adalet Hanım, ben (öz) oğ-
lun, Yahudi Klara (öz) kızın,
Türk, Kürt, Çinli, Yahudi, Arap,
Polonyalı, Alman; kızıl, beyaz,
san ve kara derili bütün (öz) ço-
cuklann o güzelim mavi gözle-
rinden saygıyla operiz. Anneler
Günü'nde "annemizi" bir kez
daha ve doyasıya operiz...
POLİTİKA GUINLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
SevgiL.
Beni ellerimden tut, beni sev, beni tüm hüzünle-
rimden kopar...
Issız öpüşlerinle oyala beni, saçlanmı okşa, o son-
suz göğün altında beni kucakla...
Çocukluğumu getir bana, topaçlanmı, bilyelerimi,
rengârenk uçurtmalanmı... Kırk derece ateşle yatar-
ken başucumda sabahladığın gecelerdeki gibi bana
ninni söyie... Yum gözlerini ve bana bir masal an-
lat...
Güneşin donuk san gölgeterinde acılı gözlerle bak-
ma bana... Derinden bir acıyla seslenme, sevgini yi-
ne eskisi gibi saklama n'olur!..
Hani akşam yıldızının kıskanç gülümseyişi vardı ya
o mavi yaz akşamlannda, hep öyfe yaklaş yanıma...
Benim sakladığım duşleri, ay karanlığın içinden çı-
karken salıver özgürlüğün bembeyaz köpüklerine...
Umudun acıyla buluştuğu, genç ölülerin her gün
toprağa verildigi benim ülkemin anneleri, hepinizi ku-
caklıyorum?..
Annem benim, annelerim!..
Kiminız sınır boyunda yrtirdiniz çocuklannızı, kimi-
niz dağda. Kiminiz nöbette, kiminiz yargısız infazda.
Kiminiz demir parmakhklar arkasında açlık grevinde,
kiminiz hain ve kalleşce kurulan bir pusuda yrtirdiniz
çocuklannızı...
Türk'ü, Kürt'ü, Çerkezi, Lazı, Alevisi, Sünnisi tüm
anneler, acmızı yüreğinizde taşıyorsunuz, biliyorum...
Ben her sabah acılı gözlerle karşılaşıyorum sokak-
larda...
Ben karabulutlar yerine kırmızı gülleri seviyorum...
Hüznün grilerini bir kenara koyup o acılı yüzleri sevinç-
lerle örtmek istiyorum...
Yürekleri güneşlerin ısrttığı engin sularda çoğattı-
yor, annemi, annelen ışıktan daha pariak seslerle uyan-
dınyorum...
Benım gözlerim çok uzaklarda bir şeyter anyor...
Bir annenin hıçkınğında Manisa'da çocuk parkında
oluyor, Buca Cezaevi'nin avlusunda volta atıyorum...
Mevsimler beni yanıltıyor ve ben mevsimleri yanıl-
tyorum...
Ben işte o saatlerde, benden uzakta yaşayan an-
neme sesleniyorum:
"Çocukluğumu getir bana!.."
• • •
Tohum nasıl sabırta boy verirse toprakta; dal ucun-
da patlarsa karanfil, işte öyle gel; ey kızıl kor güneş,
öylesine gel ısıt dünyamızı...
Bana ellerini uzat, beyazlaşmış saçlannı uçuştur
rüzgârda...
Bir Akdeniz sabahında uyan, bak bakalım 1974'ten
bugüne kaç mevsim geçmiş!
Yanık tenli Ali Ihsan Yalçın'ı düşün, Mustafa Yal-
çın'la selamlaş, Metin Demirtaş'la konuş, Ataol Beh-
ramoğlu yla buluş...
Bir annenin çabasını Günay Yalçın'dan dinle...
Çocuklan Deniz ve Ulaş'a bak, bir 68'linin sevda-
sınıtanı...
Annem benim, annelerim!
Çağdaşhğın unutulmaz güçleri, laik cumhuriyetin
geçit vermez bekçileri!..
Biliyorum, HalkJe Edip'in özgürlüğün ateşini yaktı-
ğı Suitanahmet Meydanı'nı kuşatan "anne kılıklı soy-
tanlar'a kanmıyor, onlann alçaklığından nefret edtyor-
sunuz...
Haklısınız!
Ben sevdanın şiırini, Ali Ihsan Yalçın'ın dizelerinde
buluyorum; dönekliğin, üçkâğıdın resmini o sahtekâr-
lann suratına fırlatıyorum...
Ülkemin karayobaz çeteterince kuşatıldığını gö-
rüp, anne kılıklı bu soytanlan gördükçe çılgına dönü-
yorum...
işte o yüzden ben, o hainlere Ali Ihsan gibi haykın-
yorum:
"Yastayım
Kenanellennden uzaktayim
Hani benim güzel yurdum
Nerde benim beyaz evim
Meyve yüklü bahçeierim
Hani benim çocuklanm
Göçebeyim ordan ora
Benim ülkem kan gölleri
Benim ülkem kan gülleri
Ben anayım duyun beni"
•••
Çocuklann ve yaşlılann bilmediği bir gecede acılı
gözler gördüm ben...
Anneleri yorgun düşlerden alıp bir bilinmeyen evre-
ne taşımak istedim. Orada özgürlüğün, sevginin se-
sini dinletmek istedim.
Yırmisinde çocuklann boynuna ilmik geçirilmiyor-
du oralarda. Oralarda anneler ağlamıyordu. Çünkü
oralarda savaş yoktu... Çocuklanmızı kursunlar alıp
götürmüyordu...
Bir rüzgâr esti, mavi bir güneşin ısrttığı iklimlere gö-
türdü beni unutulmuş ve yitik sevdalanm...
Aydınlığa açılan kapılara doğru koştum, annemle ve
annelerle kucaklaştım!..
Bizler gökyüzündeki umudun kilidini bir gün mut-
laka açacaktık...
Bir gün mutlaka!..
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (5 Planetcom. TR
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
Olayiar, anılar, işgaller, boykotlar,
grevler, politikacılar
Çağ Pazariama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsöğüt Sok*
No: 9/B Cağaioğlu Istanbui Tel:514 01 95/'96
Posta çeki no.: 666322