29 Nisan 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-11 MAYIS 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 1 Mayıs .gözaltılanına kınama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Demokrasi Platformu. " 1 Mayıs öncesi ve sonrası gerçekleştirilen gözaltılan, engellemeler 've baskılan" kınadı. " Yapılan açıklamada, Tüm- .Yargı Sen üyeleri Elif Gamze Öztürk ve Ahmet " Kızılkor'un Adalet 'Bakanlığı'nda 1 Mayıs ' bildirisi dağıttıklan gerekçesiyle gözaltına alındıklanna dikkat çeken , Medya-Sen Genel Başkanı ve Ankara . Demokrasi Platformu üyesi Mete Gönültaş, " 1 -Mayıs hazırhklan sırasında, afiş asan arkadaşlanmız gözaltına alındı. Sonrasında ise baskılar, disiplin soruşturmalan ve gözaltı -uygulamalan devam <ediyor" dedi. Telefon hatJarında büyük anza • İstanbul Haber Servisi -Telefon hatlannda meydana gelen geniş çaplı anza. dün akşam başta tstanbul-Ankara arası görüşmeler olmak üzere pek çok ilin şehirlerarası telefon bağlantısının kurulmasına engel oldu. Türk Telecom Müdürlüğu'nden edinilen -bilgiye göre Ankara- Eskişehir hattında oluşan PCM anzası, şehirlerarası 1 telefon hatlannın • kiütlenmesine yol açtı. - Saat 22.50'de başlayan anza uzun süre gıderilemezken. 118 ve 133 hatlan da hizmet dışı kaldı. Tüpkiye'de siyaset tıkandı • BURSA (Cumhuriyet) - Bağımsız Bursa -Milletvekilı Cavit Çağlar, -Türkiye'de siyasetin "ttkandiğını, liderlerin yorulduğunu ve " eskidiklerini belirterek ' "Türkiye yannlan anyor. Günü kurtaralım endişesinden '"vazgeçilmelidir. Koltuğa sanlmamah. koltuğun 4 gelip geçici olduğunu, ' insanlığın devam ettiğini bilmeliyiz" dedi. Bursa'da dün başlayan Marmara ve Trakya borsalan bölge _ toplantısında yaptığı .konuşmada, yeni hükümet .arayışlannda etkin rol almak istediğıni ima eden Bağımsız Bursa ^.Milletvekılı Cavit Çağlar, DYP'den aynlmasına yol açan nedenlen - özetleyerek kendilerinin haklı çıktıgını savundu. 'Çocuklara Işkence skandal' , • tZMİR (Cumhuriyet ıEge Bürosu) - AGİK tnsan (-Haklan Komısyonu Başkanı ve Almanya Insan Haklan AJt rJComisyon üyesi Freimut Duve, çocuklara işkenceyi bırinci derecede -.uluslararası skandal îjolarak niteleyerek, '-"Çocuklann işkencecilere göre daha fazla cezalandınldıklan ülkeler Avrupa Topluluğu'na ahnmak istenmemektedir" dedi. ;Duve. Manisa'da işkence gören çocuklarla -.yakından ilgileneceklerini rde söyledi. Almanya'daki saldırılar . • DİYARBAKIR ı {Cumhuriyet Bürosu) - Almanya Federal ı Cumhuriyetı Milletvekili , ve Federal Hükümet •Yabancılar Sorumlusu -Cornelia Schmalz- - Jacobsen, • •"Almanya'daki Türklere ^yönelik son saldınlarda fcölücü örgütün parmağı oldugunun kesinleştiğıni" söyledi. Jacobsen ve .'•beraberindeki 4 kişilik '•heyet, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet ' Bilgin'i makamında ziyaret ederek "Diyarbakır'ın sorunlan •fıakkında bilgi aldı. RP Milletvekili îbrahim Halil Çelik'in iç savaşı kışkırtan kanlı sözlerine tepki yağdı 6 Kan' tehdidine lanetANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-TBMM Idare Amin, RP Şan- lıurfa Milletvekili İbrahim HaBI Çelik'in "İmam-hatipleri kapat- maya kalkarsanız, ülke kan gölfi- ne döner, Cezayir'den beter olur" söztenne tepkı yağıyor. CHP Ge- nel Sekreteri Adnan Kesldn. bir grup milletvekilıyle TBMM Baş- kanvekili Hasan Korkmazcan'ı ziyaret ederek Meclis'in, bu tür üslubun kesinlikle kabul edıleme- yeceğine ılişkin karar almasını is- tedi. Çelik'in sözlerini iç savaş kışkırtıcılığı olarak nitelendiren Keskin. RP'nin. iktidara gelmek ıçin kullandığı demokrasiyı arka- dan hançerlemeye çalıştığuıı söy- ledi. Korkmazcan da cumhuriye- tin sahipsiz olmadığını vurgular- • CHP, TBMM Başkanlığı'na başvurarak, "Meclis, bu tür üslubun kabul edilemeyeceğine ilişkin karar almalıdır" dedi. TBMM Başkanvekili Korkmazcan: T.C. devleti sahipsiz ve bekçisiz değildir. DTP lideri Cindoruk: Çelik. kanlı bir pirzola yesin. ken "Beyanlar. sahne gerisinde sergilencn oy umı ortay a çıkarmış- ür" dedi. DTP Genel Başkanı Hû- samettin Cindoruk, İbrahim Halil Çelik'e "kanta bir pirzola yemesi- ni"önerdi. 8 yıllık kesintisiz eğitim ile bir- likte gündeme gelen imam-hatip- lerin orta bölümleriyle ilgili tartış- malar, iktidann büyük ortağı RP tarafindan gergin bir noktaya ge- tirildi. Başbakan Necmettin Erba- kan'ın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlannı imzalamasına karşın "Halk 8 yühk kesintisiz eği- timi istenûyor" açıklaması, RP milletvekillenni cesaretlendirdi. RP milletvekilleri peş peşe yap- tıklan açıklamalarla infîal yarat- tılar. RP'li TBMM Idare Amiri Çelik'in. -Kan dökülecek, hsük gibi olacak" sözleri ise muhalefe- ti harekete geçirdi. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, önceki geceyansı Cum- hurbaşkanı ile birlikte çıktığı Po- lonya gezisinden dönen TBMM Başkanvekili Hasan Korkmaz- can'ı arayarak randevu talep etti. Korkmazcan'm, bu istemi, de- mokratik tepkinin hızla ortaya konması ve kamuoyuna verilecek mesaj acısından önemli bulduğu için hemen kabul ettiğini açıkla- ması dikkat çekti. Keskin. KorkmazcanTa görüş- mesinde. RP milletvekillerinin yaptığı açıklamalardan duydukla- n rahatsızlığı dile getirdi. RE- FAHYOL hükümetinin güvenoyu almasından bu yana Türkiye'nin çok ciddi tartışmalara sahne oldu- ğunu. bu tartışmalann toplumu gerdiğinı anlatan Keskin, iktidann yanlış tutumu nedeniyle gerilimin siyasi bunalıma dönüştüğünü di- le getirdi. Bazı basın organlannın 8 yıllık temel eğitimin gündeme ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART RP Şanlıurfa Milletvekili Çelik, "Kan dökülecek, ben bunu istiyorum, demokrasi böyle gelecek,fistıkgibi olacak" dedi. gelmesiyle birlikte adeta iç savaş kışkırtıcılığına başladığını ileri süren Keskin, RP milletvekilleri- nin son açıklamalanrun da iç sa- vaş kışkırtıcılığına yeni bir boyut kazandırdığını söyledi. Keskin, TBMM Başkanlık Divanı üyesi bir millerv ekilinin iç savaştan, kan dökülmesinden söz etmesinin ka- bul edilemeyeceğini belirterek Meclis'in harekete geçmesini is- tedi. TBMM Başkanlık Divanı ve TBMM Genel Kurulu'nda bu tür bir üslubun hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğine ilişkin bir karar çıkanlması gerektiğini vurgula- yan Keskin. demokratik olanakla- n kullanarak iktidara gelen RP'nin demokrasiyı arkadan han- çerlemeye çalıştığını ıleri sürdü. TBMM Başkanvekili Korkmazcan da bazı mil- letvekilleri, siyasi parti- ler ve iktidar yetkilileri- nin tutum ve davramşla- nnın kendilerini de tedir- gin ettiğini söyledi. Korkmazcan, bu tür yak- laşımlan sergileyenlerin, demokrasinin kendileri- ne tanıdığı olanaklardan yararlanarak demokrasi- yi ortadan kaldırmak is- tediklerine ilişkin kaygı- lann kamuoyunda yayıl- dığını bildirdi. TB- MM 'nin bu tür yaklaşım- lara seyirci kalmayacağı- nı belirten Korkmazcan, şöyle dedi: -Türkiye Cumhuriye- ti devietinin sahipsiz, bek- çisiz olmadığını herkesin bilmesi gerekiyor. Böyle bir şeyin şakâsı olmaz. Kanla,ateşle siyasi değer- lendirme yapüamaz. Böyle iddia Ue ortaya çı- kanlaruı sonu hep hüsran olmuştur. Kaldı ki eğer demokrasinin işleyişin- den şikâyeteflerse, şu an- da Mecliste çoğunlukla- n vardır. Bunlar, sistem- de gördükleri yanhşlıkla- ru Meclis plaiformunda değiştirme çabalanna 0- nebüirler. Şu anda bir de- mokrasi oyunu oynanı- yor. Sahnenin önünde başka, arkasında başka oyunlar sahntkniyor." Ecevit: Erbakan devlete karşı cihat ohışturuyor ANTALYA (Cumhuriyet) - DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit Başba- kan Necmettin Erbakan °ı "devlete karşı cihat oluşturma amacında" ol- maklasuçladı. Ecevit, "REFAHYOL hükümetinin artık cılkı çıkü. Bu hü- kümet hemen istifa etmefidir" dedi. Partisinın Antalya ıl örgütünce Antalya Büyükşehir Belediyesı önündeki alanda düzenlenen "eşgü- düm toplantısı"nda konuşan Bülent Ecevit. REFAHYOL hükümetine sert eleştiriler yönelttı. "Başbakan Erbakan'ın cumhuriyet hükümeti- nin başında olmasına karşın devlete karşı cihat oluşturma amaanda" ol- duğunu söyleyen Ecevit, RP'nin. milletle, orduyla, Atatürk'le hatta kendi kendisiyle kavgalı bir parti ha- line geldiğini savundu. Ecevit. şöyle devam etti: "RP, ordumuzu kendi cihat ordu- suyla tehdit etmeye çahşıyor. Ancak şanlı Türk ordusu hiç khnseden kork- maz. Türkiye on aydan bu yana çok kötü idare edilhor. RP, İran yönetüni- ni kendisine ömek almaya çalışnor. Laik Türkiye Cumhuriyeti, demok- rasiden başka hiçbirrejimle idare edi- lemez. Türkiye bölge ülkelerine ör- nek olabilecek iken RP'nin işbaşmda bulunması nedeniv le büyük bir talih- sizük yaşıyor. Bu hükümetin doğal ömrii doldu. Yasal ömrii de kısa za- manda dolacakür. Milletimiz bu hü- kümetin işbaşından gitmesini istivor. Başbakan Yarduncısı Tansu Çiller de ortaklıktan a> nlsuı. Sonra bunun ve- baü altmdan kalkamaz. Kısaca RE- FAHYOL hükümetinin artık cılkı çıkn.'' RP'nin basını susturmaya çalıştı- ğını belirten Ecevit, "Basın sayesin- de RP'nin gercek >iizü ortaya çıkü. Basına hiç kimse gem vuramaz" de- di. Sosyal demokratlann DSP ve CHP'ye "birieşin baskısr yaptığını, ancak birleşmelerinin mümkün ol- madığını ifadeeden Ecevit, şöyleko- nuştu: "Önceşunusöyleyeyim,benim Deniz Baykal ile kişisel bir sorunum yok. Ancak DSP'nin sokuluk anlayı- şı CHP'yle bağdaşmıjor. CHP, bim değişikliğinden önce dört yıl iktidar- da kaldı, ama sokuluk adına ne ya- pıldı? CHP, Özal'a, Demırel'e ve di- ğer partilere özenen bir parti görünü- münde. Böyle bir parbye CHP den- mez, ancak 'kokteyl partisi' denir." Erez: Erbakan'ı kabul eden DYP'li başbakanı reddetmez A DÜRDANE KOCAOĞLU ANK\RA - DYP ıçındeki muhalefetin başını çeken Muğla Milletvekili Yalım Erez. altematif hükümet ara- yışı çerçevesınde bu hafta ikinci kez ANAP Genel Baş- kanı MesutYıtmaz'la bir ara- ya geldikten sonra genel baş- kanı ve Başbakan Yardımcı- sı Tansu Çiller ile görüşecek. "Erbakan'ı kabul eden DYP'li başbakanı reddede- mez" görüşünde olan Yalım Erez, "Altematif hükümet için hiçbirengel kalmadı. Gö- türeceğim teklif, DYP yetküi kurullannca da kabul edile- cek" dedi. Halen boş olan Sa- nayi ve Ticaret ile Sağlık ba- kanlıklanna hafta başında yapılacak atamalarla, DYP içindeki muhaliflenn sayıla- nnın artacağı ve Erez ekibi- nin daha da güçleneceği be- lirtildi. YakJaşık 30 DYP'li muha- lifin istifa dilekçesini cebin- de taşıdığı haberlerini yalan- lamayan DYP Muğla Millet- vekili Erez ve beraberindeki- ler. olağanüstü bir gelişme ol- maması durumunda Çiller'e hafta içinde alternatif hükü- met modelini sunacaklar. ANAP, DSP ve CHP liderle- riyle görüşen Erez'in, Çil- ler'e, "Görüştüğüm liderier DYP'den birisinin başbakan- lığını kabul ettiler. Bunu siz de kabul edip RP ile ortakb- ğa son vermelisiniz. Kabul et- mezseniz,' Erbakan' ın başba- kanlığını onayladı. ama ken- di partisinden birisinin baş- bakanlığmı reddetti' yorum- lan yapılacaktır. Alternatif hükümet modeline karşın RP ile ortakhğı sürdürmekte B- rar ederseniz, ülkenin kaosa gittiğini gören D\T miDeh'e- kiHeri olarak hükümet hak- kında verilecek gensoruyu destekleyeceğiz'' ıçeriklı bir mesaj vereceği dile getirildi. Yalım Erez, sorulanmızı yarutlarken, alternatıf hükü- met kurulması konusunda hiçbir engel kalmadığını söy- ledi. 30 milletvekilinin istifa dilekçesinin cebinde olduğu yolundaki haberlerle ilgili olarak "Eğer yeterli desteğe sahip olmasaydun, böyle bir şeye girişir miydim"dıyen Erez. kendisinin yetkisiz ol- duğunu söyleyen DYP yöne- timine sert çıkarak şunlan dedi: "Onlar bugüne kadar yet- kiliydiler de ne yapblar? Ben yetkisiz biri olarak başbakan- hğm D\T'ye geçmesini sağb- yorum. Yetkiyi bana versin- İer, DV P'yi tek başına iktida- ra getireyün. Kaldı ki getire- ceğim teklifle ilgili karan par- tinin yetkih' kunıDan verecek. Getireceğmı teklif hem parti hcm de ülke yararuıa olduğu için yetkili kurullarca da ka- bul edilecek.'" Tansu Çiller'in, son dakıka değişikliği yapmazsa, Sağlık Bakanlığı'na Genel Başkan Yarduncısı Ismail Karakuyu, Sanayi ve Ticaret Bakanlı- ğı'na da Rıza Akçah'yı dü- şündüğü bildırildi. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (g planetcom.tr Anne, Cumhurbaşkanı ile Polon- ya'dan önceki geceyansı dön- düm. Gazetenin benden bek- lediği, bu geziyle ilgili derieme bir yazı olsa gerek. Boşverece- ğim. Zaten ülkeden binlerce kilo- metre uzakta, gene iç politika- nın daracık labirentlerinde do- landık durduk. Demirel'e eşlik eden gazetecilerin de geziye katılan işadamlannın da hemen tümü antenlerini Türkiye'ye, il- le de başkente yöneltmişlerdi. Cep telefonları habıre çalıştı. Türkiye'deçıkan gazetelerin bi- rinci sayfalan Varşova'ya faks- latıldı. "Yalım Bey, Çiller'e de- mişki... Erbakan, Karadayı'ya demiş ki... Çiller grupta demiş ki..." diye başlayan ve sürüp gi- den laf ve haber kırıntıları, Var-' şova'da otel lobilennde, Varşo- va'nın bakımlı caddelerinde ku- laktan kulağa dolandı... Bense sosyalizm kuruculu- ğunda çuvallamış bir ülkede kapitalizme dönüşün izlerini, sonuçlannı gözlemeye çabala- dım. Ellerim cebimde sokakla- n arşınladım. Kocaman bir Big Mac'ı kemirerek çok ışıklı, çok Anneme, Annemize... "Batılı" bir vitrinde sergilenen Caterpillar çizmelere bakan genç Polonyalıları seyrettim. 740 Zloti'lik etiketin yaklaşık 250 Dolar tuttuğunu hesapla- dım. Polonya'da kişi başına dü- şen yıllık gelirin 5 bin dolan an- cak bulduğunu anımsadım. Bu- nun aylık 450 Dolar tutannda bir gelire karşılık geldiğini dü- şündüm. Sonra geceyansı kent merkezindeki Jerozolimskie Su/van'na açılan sokaklarda dolar ödeyecek müşteri avına çıkmış yaşlı, genç, hatta çocuk kadınlar ordusuna baktım. Sa- bahın köründe, pazar yerinde üç baş kereviz, birkaç kilo pa- tates ve beş on kavruk havuç- tan oluşan sergiciğinde müşte- ri bekleyen, yüzünde derin kın- şıklıklarla çevresine umutsuzca bakan koyu Katolik Polonyalı nineciklerin önünden geçtim... Kederlendim... ••• Ama yine de oturup Polonya üstüne yazmak istemiyorum. Bugün 11 mayıs anne. Pazar. Anneler Günü. Hani şu "Hedi- ye sektöründe pazar genişle- mesi sağlamak üzere uydurv- lan günlerden biri" diye çokça ve sıkça eleştirilen Anneler Gü- nü. Gezinin son gününde, Demi- rel'le birlikte Krakov yakınlann- daki o kara ünlü Auschwitz Toplama Kampı'rn gezdik. Ma- li sermayeyi elinde tutan Yahu- dileri tasfiye edip finans paza- nnda kendilerine yer açmak is- teyen azgın Alman büyük ser- mayesinin, orta ve alt sınıflan peşinden sürükleyen Nazi ırkçı- lığı ile kol kola, omuz omuza gerçekleştirdiği yüzyılın utancı- na, o büyük Yahudi cankırımı- na bir kez daha tanıklık ettik. Auschvvitz'de gaz odalanna gönderilen Yahudilerin valiz, bavul ve çantalarının yığıldığı bölümde binlerce valiz arasın- da bir yoksul çantacık ilişti gö- züme. Üstüne kargacık burga- cık harflerle "Clara Grünberg - Yetim çocuk - 1943 - Würz- burg" yazılıydı. O valiz aldı götürdü beni. Al- dı, 1949 yılının küçücük bir Ege kasabasına, Ödemiş'e götürdü. ilkokuldaki sıra arkadaşıma, uncu dükkânındatezgâhtar Ye- şua Amca'mın kara gözlü kızı Klara'ya götürdü. Bit muayenesi yapan öğret- menin Klara'nın yakasında iki bit yakaladığı günü anımsadım. Klara'nın sınıfta benim yanım- dan kaldırılıp, en arkadaki sıra- da tek başına oturmak zorunda kalışı geldi gözümün önüne. Sonra öğle yemeğinde bun- lan sana anlattığımı anımsıyo- rum. Sonra... Sonra anne, öğleden sonra, okulda sınıfın kapısının açıldığı- nı. kapıda senin belirdiğini, öğ- retmenin şaşkınlıkla açılan göz- lerinin içine bakarak, o güzelim mavi gözlerin çakmak çakmak, ama sesin alabıldığine sakin ve soğuk, konuştuğunu: - Klara'yı almaya geldim öğ- retmen hanım. Birde Aydın'ı... Evin avlusunda çıtır çıtır ya- nan zeytin odunlarının üstünde koca bir kazan su kaynıyordu. Klara'nın elbiseleri, ıçgomleği, çorabı, her şeyi o ocakta kül ol- du. Sonra ikimizi de kaynar su- larla yıkadın. Çocuk itirazları- mız, Klara'nın "Adalet teyze yandıııımmm!..", benim "Anne su çok sıcaaaak!" çığlıklanmıza hem güldüğünü, hem de bizi derilerimizi kızartmacasına yı- kadığını anımsıyorum. Klara ve ben, yüzümüzü pembeler basmış, üstümüzde yeni, yepyeni çamaşıriar ve giy- siler, senin ellerinden tutup oku- la döndürüldüğümüzü anımsı- yorum anne. Sınıfın kapısı açıl- dı ve Adalet Hanım, mavi göz- leri çakmak çakmak, ama sesi alabildiğine sakin, konuştu: - Aydın'la Klara aynı sırada yan yana oturacaklaröğretmen hanım. Aynı sırada, yan yana... Haydi sağlıcakla kalın... • • • Ödemiş Asri Mezarlığı'nda Terzi Sadık'ın az ötesinde ya- tan Adalet Hanım, ben (öz) oğ- lun, Yahudi Klara (öz) kızın, Türk, Kürt, Çinli, Yahudi, Arap, Polonyalı, Alman; kızıl, beyaz, san ve kara derili bütün (öz) ço- cuklann o güzelim mavi gözle- rinden saygıyla operiz. Anneler Günü'nde "annemizi" bir kez daha ve doyasıya operiz... POLİTİKA GUINLUGU HİKMET ÇETİNKAYA SevgiL. Beni ellerimden tut, beni sev, beni tüm hüzünle- rimden kopar... Issız öpüşlerinle oyala beni, saçlanmı okşa, o son- suz göğün altında beni kucakla... Çocukluğumu getir bana, topaçlanmı, bilyelerimi, rengârenk uçurtmalanmı... Kırk derece ateşle yatar- ken başucumda sabahladığın gecelerdeki gibi bana ninni söyie... Yum gözlerini ve bana bir masal an- lat... Güneşin donuk san gölgeterinde acılı gözlerle bak- ma bana... Derinden bir acıyla seslenme, sevgini yi- ne eskisi gibi saklama n'olur!.. Hani akşam yıldızının kıskanç gülümseyişi vardı ya o mavi yaz akşamlannda, hep öyfe yaklaş yanıma... Benim sakladığım duşleri, ay karanlığın içinden çı- karken salıver özgürlüğün bembeyaz köpüklerine... Umudun acıyla buluştuğu, genç ölülerin her gün toprağa verildigi benim ülkemin anneleri, hepinizi ku- caklıyorum?.. Annem benim, annelerim!.. Kiminız sınır boyunda yrtirdiniz çocuklannızı, kimi- niz dağda. Kiminiz nöbette, kiminiz yargısız infazda. Kiminiz demir parmakhklar arkasında açlık grevinde, kiminiz hain ve kalleşce kurulan bir pusuda yrtirdiniz çocuklannızı... Türk'ü, Kürt'ü, Çerkezi, Lazı, Alevisi, Sünnisi tüm anneler, acmızı yüreğinizde taşıyorsunuz, biliyorum... Ben her sabah acılı gözlerle karşılaşıyorum sokak- larda... Ben karabulutlar yerine kırmızı gülleri seviyorum... Hüznün grilerini bir kenara koyup o acılı yüzleri sevinç- lerle örtmek istiyorum... Yürekleri güneşlerin ısrttığı engin sularda çoğattı- yor, annemi, annelen ışıktan daha pariak seslerle uyan- dınyorum... Benım gözlerim çok uzaklarda bir şeyter anyor... Bir annenin hıçkınğında Manisa'da çocuk parkında oluyor, Buca Cezaevi'nin avlusunda volta atıyorum... Mevsimler beni yanıltıyor ve ben mevsimleri yanıl- tyorum... Ben işte o saatlerde, benden uzakta yaşayan an- neme sesleniyorum: "Çocukluğumu getir bana!.." • • • Tohum nasıl sabırta boy verirse toprakta; dal ucun- da patlarsa karanfil, işte öyle gel; ey kızıl kor güneş, öylesine gel ısıt dünyamızı... Bana ellerini uzat, beyazlaşmış saçlannı uçuştur rüzgârda... Bir Akdeniz sabahında uyan, bak bakalım 1974'ten bugüne kaç mevsim geçmiş! Yanık tenli Ali Ihsan Yalçın'ı düşün, Mustafa Yal- çın'la selamlaş, Metin Demirtaş'la konuş, Ataol Beh- ramoğlu yla buluş... Bir annenin çabasını Günay Yalçın'dan dinle... Çocuklan Deniz ve Ulaş'a bak, bir 68'linin sevda- sınıtanı... Annem benim, annelerim! Çağdaşhğın unutulmaz güçleri, laik cumhuriyetin geçit vermez bekçileri!.. Biliyorum, HalkJe Edip'in özgürlüğün ateşini yaktı- ğı Suitanahmet Meydanı'nı kuşatan "anne kılıklı soy- tanlar'a kanmıyor, onlann alçaklığından nefret edtyor- sunuz... Haklısınız! Ben sevdanın şiırini, Ali Ihsan Yalçın'ın dizelerinde buluyorum; dönekliğin, üçkâğıdın resmini o sahtekâr- lann suratına fırlatıyorum... Ülkemin karayobaz çeteterince kuşatıldığını gö- rüp, anne kılıklı bu soytanlan gördükçe çılgına dönü- yorum... işte o yüzden ben, o hainlere Ali Ihsan gibi haykın- yorum: "Yastayım Kenanellennden uzaktayim Hani benim güzel yurdum Nerde benim beyaz evim Meyve yüklü bahçeierim Hani benim çocuklanm Göçebeyim ordan ora Benim ülkem kan gölleri Benim ülkem kan gülleri Ben anayım duyun beni" ••• Çocuklann ve yaşlılann bilmediği bir gecede acılı gözler gördüm ben... Anneleri yorgun düşlerden alıp bir bilinmeyen evre- ne taşımak istedim. Orada özgürlüğün, sevginin se- sini dinletmek istedim. Yırmisinde çocuklann boynuna ilmik geçirilmiyor- du oralarda. Oralarda anneler ağlamıyordu. Çünkü oralarda savaş yoktu... Çocuklanmızı kursunlar alıp götürmüyordu... Bir rüzgâr esti, mavi bir güneşin ısrttığı iklimlere gö- türdü beni unutulmuş ve yitik sevdalanm... Aydınlığa açılan kapılara doğru koştum, annemle ve annelerle kucaklaştım!.. Bizler gökyüzündeki umudun kilidini bir gün mut- laka açacaktık... Bir gün mutlaka!.. Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (5 Planetcom. TR ÇAĞDAŞ YAYINLARI Olayiar, anılar, işgaller, boykotlar, grevler, politikacılar Çağ Pazariama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsöğüt Sok* No: 9/B Cağaioğlu Istanbui Tel:514 01 95/'96 Posta çeki no.: 666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear