22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 MAYIS 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Islami sermayenin büyük holdinginin kaçak para trafiği önceki gün Esenboğa'daki operasyonla ortaya çıktı Kombassan'a 'kayıt dışı' baskmıANKARA (Cumhurryet Bürosu) - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafindan hazırlanan raporla "kâr payı dağrtunı" adı altında "25 bin kişiden kayrt dışı 7.7 trilyon lira para topladtgTortaya çıkanlan Kombassan Holding'in, yurtdışından elden transfer yöntemiyle de para aldığı belirlendi. Esenboğa Havaalanı'nda Ankara polisi tarafindan yapılan aramalarda. Mehmet Uzun adlı kişide bulunan 1.7 milyon mark ile 28 altın bileziğin, Almanya'da bulunan A. Ö. tarafuıdan Kombassan'a gönderildiği saptandı. Islami sermayenin büyük gruplanndan olan. bu grubun toplandığı Müstakil Sanayici ve Işadamlan Derneği'nin (MÜSlAD) en önde gelen isimlerinden biri olan Kombassan, RP'nin hükümete gelmesinın ardından 1 yılda büyük bir • îslami sermayenin büyük gruplanndan olan, bu grubun toplandığı Müstakil Sanayici ve İşadamlan Derneği'nin (MÜSÎAD) en önde gelen isimlerinden biri Kombassan, RP'nin hükümete gelmesinin ardından 1 yılda büyük bir atıhma geçti. SPK'nin raporuna göre holding, 1995 sonunda kuruluşunda 20 milyar liralık sermayesini 1996 sonunda 30 trilyon liraya çıkarttı. Raporda, Kombassan'm 40 asil ortağı olduğu, ancak 25 bin kayıt dışı, çoğunluğu Avrupa'daki Türk yurttaşlanndan oluşan pay sahibinden 1 yılda 7.7 trilyon lira para topladığı bildirildi. atıhma geçti. SPK'nin raporuna göre holding, 1995 sonunda kuruluşunda 20 milyar lira olan sermayesini 1996 sonunda 30 trilyon hraya çıkarttı. Raporda, Kombassan'm 40 asil ortağı olduğu, ancak 25 bin kayıt dışı, çoğunluğu Avrupa'daki Türk yurttaşlanndan oluşan pay sahibinden 1 yılda 7.7 trilyon lira para topladığı bildirildi. Holdingin kayıt dışı ortaklardan topladığı paralarla genişlediği belirtilen raporda, muhasebe kayıtlannın ve defterlerinin Türk Ticaret Yasası'na aykın olduğu da belirtildi. RP'nin en çok kolladığı holdinglerden biri olan ve son 6 ayda yapacağı yeni yatınmlar için 3.2 trilyon liralık teşvik kullandınlan Kombassan'a ithalat indirimleri de sağlandı. Özelleştirme kapsamında aldığı PETLAS, Kombassan'a SSK prim borçlan kapatılarak devredildi. "Kâr payTdağıtımı adı altında faizsiz para toplayarak genişleyen Kombassan, pay sahiplerini kayıt altına alabilmek ve işlemlerini yasal hale getirebilmek için özel finans kurumu ve aracı kurum kurmak için başvuruda bulundu. Kayıt dışı para trafiği Son bir yılda REFAHYOL hükümeti döneminde büyüyen bu holdingin kayıt dışı para trafiği önceki gün Ankara Esenboğa Havaalanı'nda polisin bir baskını sırasında ortaya çıktı. Havaalanında üzerinde 1.7 milyon mark ve 28 tane altın bilezik bulunan Mehmet Uzun adlı işçinin, parayı Almanya'da yaşayan A. Ö. adına Kombassan'a iletmek üzere getirdiği belirlendi. Uzun dün serbest bırakılırken, para Kombassan'a teslim edildi. Paranm Kombassan'm, "kâr payı dağrtmu'" adı altında yurtdışındaki kişilere verdiği pay kâğıtlanna karşılık gönderildiği öğrenildi. Mali Şube Müdürlüğü, paranın banka aracılığıyla transfer edilmemesinin "transferi mali kayıtlardan kaçırma" amacına yönelik olabileceğinı belirterek, durumu Maliye Bakanlığı'na bildirdiklerini açıkladılar. Kombassan yetkililerinin, paranın. "komisyon ödememek için" banka yenne elden gönderildiğını savunduklan, bu miktardaki bir paranın pasaportta deklare edilmemesinı de. **Almanya'da bu tür bir işleme gerek duyulmuyor" diye açıkladıklan öğrenildi. 'Siyanüre hayır" Bergamahlar bakaıun yolıınu kesti İZMİR / ANKARA (Cumhuriyet) - Eurogold firmasının siyanürle altın arama çalışmalanna başla- yabilmesi için köylüleri ik- na etmek amacıyla Berga- ma'ya gelen Devlet Bakanı Rıza Güneri'nin yolu Ça- nakkale-Bergama yol ayn- mında yurttaşlar tarafindan kesildi. 'Siyanürlü aitına ha- yır' sloganlan atan köylüle- rebir konuşma yapan Güne- ri, "Halka rağmen hiçbirşey vapüamaz, yapılmayacak- ür" dedi. Ancak köylüleri. madenın çalıştınlması için ikna çabalannı da sürdürdü. Jeoloji Mühendısleri Odası da üyelerin yoğun baskısı üzerine siyanürle altın aran- masına verdiği desteği geri şekti.-' Bergama'ya gelişi sıra- sında Çanakkale-Bergama yol aynmında köylüler tara- findan yolu kesilen Güneri, maden alanının kapatılma- sını ve ruhsatın iptalini iste- yen köylülerle görüştü. "Si- yanürlü alnna hayır, maden kapatüsın izin yırnlsın, Eu- rogoMTurtdye'yiterketsuT sloganlan atan köylülere konuşan Bakan Güneri, "Sorunlannızı, dertierinizi diniemeye gddim" diyerek şunlan söyledi: 16 kaçak Kııraıı kursu kapatddı IstanbulHaberServi- si -Istanbul Valisi Rıd- van Yentşen'in geçen günlerde lstanbul'da 47 kaçak Kuran kursunun belirlendiği açıklaması- nın ardından Emniyet Müdürlüğü; Güvenlik Şube ve Terörle Müca- dele Şube Müdürlü- ğü'nün ortaklaşa düzen- ledigi operasyonda 21 kurstan 16'sı kapatıldı, 5 kursa eksik evraklannı tamamladığı gerekçe- siyle işlem. yapılmadı. Yetkililer, diğer 26 Ku- ran kursunun ise kendi- liğinden kapandığını ifade ettiler. Polis ekipleri ve Di- yanet tşleri yetkilileri- nin katıldığı operasyon- lar sonucu, Kartal'da 7, Ümraniye'de 3, Soğan- lık'ta 2, Üsküdar'da 2, Beykoz'da 2, Silivri'de 2, Büyükçekmece'de 1, Yakacık'ta 1 ve Tuzîa'da 1 Kuran kursuna baskın yapıldı. Milli Güvenlik Kuru- lu'nun 28 şubat tarihin- de aldığı tarihi kararla- nn ardından Kuran kurslanmn yakın takibe alınmasıyla birçok kur- sun yasadışı faaliyet gösterdiği anlaşılmıştı. Fstanbul Valisi Rıdvan Yenişen de geçen gün- lerde yasadışı faaliyet gösteren 47 Kuran kur- sunun kapatılması için Diyanet'in hazırlayaca- gı raporu beklediğini açıklamıştı. "Dertierinizi büiyorum. 'Siyanüre hayır' şeklindeld istekleriniz Ankara'ya ka- dar ulasü. Temsilcilerinizk görüşeceğiz. Halkımızla ku- caklaşmaya geldik. Halka rağmen hiçbirşey yapdmaz, yapılmayacaknr. Biz sorun- lannızı bilhoruz." Bakan Rıza Güneri, yolu kapatan köylülere askerle- rin müdahale etmesi üzeri- ne, "Halkia aranuzda asker olsun istemiyonız. Halkt- mızla biıiikteolmaya geldik, müdahale etmeyin" dedi. Daha sonra köylülerin iste- mi üzerine maden alanına giden Güneri, burada Euro- gold şirketinın yetkilileriyle görüşmeler yaparak bilgi al- dı. Güneri, siyanürle altın , tartışmasını perşembe günü toplanacak Bakanlar Kuru- lu'nda gündeme getireceği- ni söyledi. Bu arada. Eurogold fir- masının Bergama'nın Ova- cık beldesinde siyanürleme yoluyla altın çıkarma çalış- malanna destek veren Je- oloji Mühendisleri Oda- sı (JMO) Başkanı Hikmet Tûmer'e, oda üyeleri büyük tepki gösterdi. JMO Yöne- tım Kurulu tepkiler üzerine olağanüstü toplanarak daha önce aldığı "destek" karan- nın tersine, siyanürle altın çıkanlmasını "biMmsellikte- mdinden yoksun bir terdh" olarak değerlendirdi. Eski JMO 2. Başkanı ve oda üyesi Şanver Ismailoğ- lu, Tümer'in. "Siyanür ma- denciliğini destekliyoruz" yönündeki konuşmasının o- da tabanının görüşlerini yansıtmadığını belirterek "Ulkenin doğal kaynaklan- nın yok edilmesini savun- mak, uluslararası şirkederin avukatlığına soyunmakla eşanlamlıdır" dedi. Prens Charles'tan Spice Girls'e ilgi Prens Charles, Manchcster'daki Opera Binası'nda kraliyet ai- lesi tarafindan düzenlenen galada, İngiliderin ünlü pop gru- bu Spice Girls'ün elemanlanyla bir süre sohbet etti. Grup ele- manlanna tek tek takma isimleriyle hitap ederek etraftâkile- ri şaşırtan Prens Charies, daha sonra kızlar tarafindan öpü- cük yağmuruna tutuldu. (Fotoğraf: REUTERS) Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki ünlü görevliler başka illere gönderiliyor Uzman yerine imam-hatipli ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Topkapı Sarayı'nın dünyaca ünlü uzmanlan hallaç pamuğu gi- bi atılarak yerlerine sanat deneyi- mi bulunmayan imam-hatip lise- si mezunu bazı kişilerin atanma- sına başlandı. Geçen yıl Topkapı Sarayı 'nda bazı hırsızlıklar ve yol- suzluklar olduğu iddiası ile başla- tılan soruşturmada aklanan uz- manlar, ani bir kararla görevlerin- den alındılar. Müdür yardımcısı ve aynı zamanda Silah Bölümü sorumlusu olan ve bu konudaki deneyimi ile tanınan Turgay Tez- can, Rumelihisan Müzesi'ne uz- man olarak atandı. Topkapı Sara- • Geçen yıl Topkapı Sarayf nda bazı hırsızlıkJar ve yolsuzluklar olduğu iddiası ile başlatılan soruşturmada aklanan uzmanlar, ani bir kararla görevlerinden alındılar. Yerlerine ise sanatla ilgileri bulunmayan imam-hatip mezunlan yerleştirilecek. yı'nın elyazmalan ile ünlü kütüp- hanesinden sorumlu ve Osmanlı sanatı ile ilgili dünya literatürün- de önemli yeri olan FilizÇağman, Yıldız Sarayı'na gönderildi. An- cak, Çağman'ın atama karannı henüz almadığı öğrenildi. Çağman'ın yardımcısı konu- mundaki Banu Mahir ise istifa ederek Yıldız Üniversitesi 'ne geç- ti. Bu atamalarla boşalan yerlere sanatla ilgileri bulunmadığı kay- dedilen bazı imam-hatip okulu mezunlan atandı. Halı uzmanı Hülya Tezcan Trabzon, dünyada bir eşi bulunmayan Çin Porselen- leri Bölümü sorumlusu Hülya Tüncay Antalya, Sanat Tarihçisi Gülgün Tunç ise Konya Müze- si'ne gönderilecekler. Geçen yıl bir televizyon kanalı Topkapı Sarayı'nda yolsuzluk ol- duğunu iddia edince, dönemin Kültür Bakanı Agâh Oktay Gü- ner, bir sabah Topkapı Sarayı'nın kapısını polisle tutarak uzmanla- nn üzerlerini ve çantalannı arat- mıştı. Polis uzmanlann evlenni de basmıştı. Yapılan soruşturma so- nucunda uzmanlar aklanmış ol- makla birlikte Kültür Bakanlığı bir süre önce aldığı "Topkapı Sa- rayı uzmanlannın başka görevle- re atanması" karannı ancak yeni uygulamaya koymuş oluyor. Dün- ya müzelerinde rahatlıkla iş bula- bilecek durumda olan ve görevle- rinden alınan bazı uzmanlann yar- gı yoluna gideceklen ve bazılan- nın da üniversitelere geçecekleri anlaşılıyor. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI "Başörtülü Mazlum" Numaracı cumhuriyetçi bir gazetede şu satıriar çıkmıştı: "Yasaksız üniversite isteyen gençlerimiz, öğrenci kuruluşlanmız neden başörtülü arkadaşlan için des- tek eylemleri düzenlemiyor? Ömeğin neden bütün kız öğrenciler bir günlüğüne başlannı örtüp okulun kapısına dayanmıyor?" Ve ekleniyordu: "EğerAtatürkçülük, başını örten genç kızlan cahil brakmayı emrediyorsa, benAtatürkten değil, başör- tülü mazlumdan yanayım." Kendisi de bayan olan yazann varsayımı şu: - Bazı kız öğrenciler, ınançlannın gereği olarak baş- lannı örtüyortar. Demokrasilerde buna engel olunma- malıdır. Ustelik bunun kimseye de zaran yoktur. Acaba haklı mı? • • • Bir... Demokrasilerde her isteyen her istediğini "inancı gereği" dıye yapamaz. Derslere başörtüsü ile girilmesi ile ilgili bir başvuruyu, Avrupa Insan Hakla- n Komisyonu bile reddetti. Ve daha geçenlerde bu sütunlarda Emre Kon- gar'ın yazdığı bir olay yaşandı. ABD'de Mississıppı eyaletinin aldığı, okullarda toplu dua karannı Ameri- kan Yüksek Mahkemesi bozdu. Gerekçe: "Okullarda toplu halde edilen duanın, bireylerin vicdanlannda bir baskı oluşturacağı..." Avrupa ve Amerika din düşmanlığı mı yapıyor? Yoksa demokrasiden mi uzaklaştılar? Benzer biçimde giyinerek derslere girmek, toplu halde dua etmek, okullara "zorunlu" din dersi koy- mak ve mescit açmak.. acaba "inanç özgürtüğü" mü, yoksa inançlar üzenne baskı mı? Ve son bir soru: Son yıllara gelinceye kadar derslere "türban "la gi- ren öğrenci olmadığına göre; acaba Cumhuriyet'in ilk yanm yüzyılında hiç mi "inançlı kız öğrenci" yoktu? Yoksa o zamanlar günah olmayan şey, şimdi birden bire günah mı oldu? • • • Iki... Özgüriüklerin sının, başkalannın özgürtüğüdür. Dünya bir faşizm-Nazizm belasını yaşadıktan ve Ikinci Dünya Savaşı'nda milyonlarca kurban verdik- ten sonra.. demokrasiyi yıkmak, özgürlükleri yok et- mek özgürlüğü ise hiçbir demokraside "artık" yok- tur. Son yıllara gelinceye kadar.. ramazan ayında oruç tutmayanlar, Anadolu'nun hemen hiçbir yerinde sak- lanmak gereğini duymazlardı. Anadolu'nun hemen her yerinde, ramazan ayında açık lokanta bulunur- du. Şimdi ramazan ayında gidin koskoca Kayseri'ye, acaba bir sandviç bulabilir misiniz? Yurtlarda oruç tutmadıklan için dayak yiyen öğren- ciler yok mu? "Türban "ın okullarda bir simge ve bir siyasal- inançsal baskı aracı olarak kullanılmadığını söyle- mek olanağı var mı? Türk kadınının her dönemde taşıdığı başörtüsü, acaba nıçin durup dururken biçim değiştirmiştir? Ni- çin o başörtüsü ile birlikte giyinilen "manto 1ar daüni- formaya benzer hale gelmıştir? • • • Ve üç... Acaba türbanlı-üniformalı kız öğnencilerimizin tü- mü, bunu gerçekten de "inançlan" gereği mi yapı- yor? Akıllı kız öğrencilerin teker teker saptanıp aileleri- ne başvurulması... Özel burslar, özel yurtlar ve özel giyim, akşamlan özel eğitim, özel yasam biçimi... Çogunun özellikle "öğretmen" olmaya yönlendi- rilmesi... Başörtülü, laiklik karşıtı bir bayan öğretmen ordu- su yetiştirme çabası... Bunlar acaba bir sır mı? Olayın tanığı olan bir bayan profesörden dinlemiş- tim. Fakülte içinde "türban"h-"tesettür"\ü dolaşan bir kız öğrenci... Bir de bakmış ki, okul çıkışında mini etekli... Hocasının hayretler içinde olduğunu görün- ce gülmüş: - Görev saatim bitti!.. Bu saatten sonra istediğim gibi giyinmekte serbestim. • • • Humeyni de Paris'ten yolladığı mesajlarda özgür- lükten yana gözüküyordu. "Herkesin inancına göre yaşayacağını", kjmsenin vicdanı üzennde baskı ya- pılmayacağını söylüyordu. Şair "Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz" demiş... Doğru söylemiş! Bırakın namazı, orucu falan... Siz hiç, Sıvas'ta inançlanndan, düşüncelerinden dolayı çıra gibi yakı- lan insanlanmız için sesini yükselten "türbanl\ öğ- renci gördünüz mü? Elbette herkesi aynı kefeye koymamak gerekir... Ama, acaba olayın arkasındaki güç ya da güçlerin amacı nedir? Kendi özgürlüklerini mi kazanmak, yok- sa başkalannın özgürlüklerini ellerinden mı almak? Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyesi Ata Soyer'in araştırması 6 Kâr eden hastaneler satıhyor' YUSUFÖZKAN ANKARA - Türk Tabipleri Bir- liği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Ata Soyer, sağlık reformu adı altında, hükümetin en fazla kâr e- den devlet hastanelerini özel sek- töre peşkeş çekmek istediğini be- lirtti. Soyer'in yaptığı çahşmaya göre "özerkteştinne" adı altında satılacak ya da 49 yıllığına kiraya verilecek 150 hastane, en çok dö- ner sermaye geliri olan kunımlar arasmdan seçildi. Özelleştirme ris- ki altındaki her dört hastaneden bi- risi üç büyük kentte bulunuyor. So- yer. hastanelerin satılması ile "sos- yal gü\enceden yoksun yurttaşlara bugüne kadar verilen i>i körü sağ- lık hizmetinin de ortadan kaldınla- cağuıı" savundu. Eski Sağhk Bakanı Yüdınm Ak- tuna'nın. Kurban Bayramı sırasın- da, Başbakanlığa iletildiğini ve Ba- kanlar Kurulu'nda imzaya açılaca- ğını söylediği sağlık reformu yasa tasan, hekimlerin tepkisine yol aç- tı.TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ata Soyer, "1992 yıhndan bu yana gündemde tutulan bu tasanlann yasalaşması. tüm çalısanlar, yoksul kesimler için sıkıntılara yol açacak- ör" dedi. Tasanyla ilgili bir çalış- ma yapan Soyer, kısa dönemde • Özelleştirme riski altındaki her dört hastaneden birisi üç büyük kentte bulunuyor. Soyer, hastanelerin satılması ile "sosyal güvenceden yoksun yurttaşlara bugüne kadar verilen iyi kötü sağlık hizmetinin de ortadan kaldınlacağını" savundu. oluşabilecek tehlikeleri şöyle sıra- leceği tehlikesi söz konusudur. Kı- ladı: "Hiçbir sağlık güvencesi ol- mayanlar için oluşturulması plan- lanan Sağlık Finansman Kurumu (SFK) kapsamına yakJaşık 21 mil- yon kisi gireceği hesaplanmısür. Bu 21 milyon kişiden toplanması düşü- nülen ve devletin bu kişiler için ya- pacağı prim katkısıtoplam 180 tril- yon liradır. Bu miktann varısını devletin ödemesi gerekiyor. Devlet bu yükü karşılama>a hazır mı? Bu yük nereden ve hangi kaynaktan karşılanacak? Yasa\i hanrlayanlar, bu 21 milyon kişinin tümünü, prim ödeyebilecek insanlar olarak belir- lemis ve hesaplan bu nokta üzerin- den >apmıslardır. Oysa bu 21 mil- yon kişi, 4-5 mihon aile anlamına gelir. Primi aile bazmda hesapladı- ğımızda, toplanması düşünülen pa- ra 4-5 kat azalacaktır. Hükümet bu anlamda hesap hatası yapmıştır. Bu baştan hesap hatalan ve kaynak be- lirsizlikleri ile oluşturulan kunı- mun, atanan bürokraüar için yeni 'arpalık' anlamına gelebileceği ve sosyal güvenlik sistemini özel sigor- talara yamama' işlevini üstlenebi- sa dönemde öncelikle Sağhk Ba- kanbğı'na bağh döner sermaye ge- liri yüksek kâr eden, teknolojik \a- pısı ve otelcilik hizmetleri i>i, bü- yük merkezlerde yoğunlaşmış has- taneler 'özerkleşhrrne' adı altında elden çıkanlacakür. İhale ile yöne- timiözelleştirilecek ya da belirli ser- maye gnıplanna 49 yıllığına ldra- lanacaktır." Soyer'in çalışmasında, bu kap- samda ilk olarak Istanbul, Ankara ve tzmir'deki önemli devlet hasta- nelerinin elden çıkanlacağı, daha sonra da öncelikle Marmara, Ege ve Akdeniz'deki hastanelere sıra- nın geleceği belirtildi. Çalışmada, Antalya, Bursa, Adana, Samsun, Denizli, Kocaeli, Trabzon, Isparta ve Aydın devlet hastanelerinin u özelleştirme aşamasında olası ön- celikli" hastaneler olarak görüldü- ğü, buradaki temel ölçütün de. "bulunduklan illerdeki gelir düze- yi ve devlet hastaneleri dışında baş- ka seçenekbulunup bulunmaması" olduğu vurgulandı. Sağlık Bakanlığı'nın ilk aşama- da 150 dolayında hastaneyi elden çıkaracağı kaydedilen çalışmada, en çok gelir getiren bu hastanele- rin 17'sinin lstanbul'da. ll'inin Ankara'da, 9'unun Izmir'de oldu- ğu; 150 kurumdan 33 'ünü de, Eğir- dir Kemik Hastalıklan Hastanesi. Alanya, Çorlu, Nazilli, Söke, Ak- şehir devlet hastaneleri gibi ilçe hastanelerinin oluşturduğu belirtil- di. Çalışmada. özelleştirilecek ku- rumlar arasında yer alan 10 hasta- nenın. 1995 yılı içinde 1 trilyon 145 milyar liralık gelirle. toplam döner sermaye gelirinin yüzde 75'ini sağladıklan kaydedildı. Açıklamada. "Hastanelerin özel- leştirihnesi 0e birlikte sağhk perso- neli sözteşmeli hale getirilecek. iş- letme haüne gelen hastanenin işlet- me yönetim kurulu arpalık olacak \e burada göre\ lilere kârdan aslan pa>ı verilecek. Vatandaş da eskiden parası/ >a da muayene tezgâhı ile gi- rebildiği bu hastanelere cepten öde- me yaparakgirebilecektir" denildi. Dr. Ata Soyer, hükümetin, tasa- n ile bugüne kadar özellikle sosyal güvencesiz kesimlerin "iyi kötü" sağlık hızmeti alabildıği hastanele- ri elden çıkararak çalışan ve yok- sul kesimlerin sağlık hizmeti ala- bilme olanaklannı sınırlayacağını söyledi. W 0 R L D S E R V I C E RADIOJOURNALISTS The BBC VVorld Service invites applications for the position of Radio JournalistProducer in the BBC's Turkish Section, based in London. It is a challen- gingjob, which involves many aspects of radio broadcasting including prograrnme production, live presentation. writing and translating, in a stimulating and rewar- dıng atmosphere with highly professional and motivated colleagues. To apply for the job you will need Turkish as your fırst language. an excellent com- mand of written and spoken English, a thorough knowledge of Turkish as well as interaational current affairs and be educated to degree level or equivalent. In ad- dition you w ill be expected to work to deadlines, on your own initiative and as part of a journalistic team, vvithin the BBCs strict editorial standards of objectivity and impartiality. You must also be able to translate from English into Turkish both ac- curately and with speed, have a good microphone voice, the ability to use modern broadcasting technology and keyboard skills. The successful candidate will be offered a two year fixed-term contract at a salar\' of circa £23.000 per year plus an allowance of £1,730. Accommodation assistance is paid on arrival. Please send a detailed Curriculum Vitae in English only, quoting reference num- ber 87234, gi\ ing your full biographical details, qualifications and work experien- ce to date, showing how you met the above requirements to: BBC World Service Recruitment Office, Room 111 NE Wing, Bush House ,Strand, London WC2B 4PH, enclosing a large self-addressed envelope plus telephone/fax number. Applications must arrive in London by Monday 2nd June. Please note candidates meeting our requirements will be asked to take a written and voice test before the final selection is made.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear