23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 1997 PAZAR 14 KULTUR Besson'un 'Beşinci Element'i beğenilmedi, Manuel Poirier'in 'western'i güzel bir sürprizdi Fransız sinemasından taze bir solukVECDİ SAYAR CANNES- Gilles Jacob'un bu yıl Ame- rikan sinemasından seçtiği altı fılmin be- şinı w bağımsız" yapımcılann (Istanbul Festivali'nde ilginç ürünlerini izlediğimiz Bağımsız Amerikan Sineması tanımı al- tında buluşan yönetmen ve yapımcılann) ürünü. KapanıştagösterilecekClmtEast- wood fılmi dahıl. Ama, genç yönetmen- lerin imzasıru taşımalan ve de büyük stüd- yolardan bağımsız üretilmeleri bu filmle- ri önemli kılmıyortek başına. RobTregan- za'nın "İçersi, DtşarsT (Insıde / Out) ad- lı filmi bir psikiyatrik klinikte dört hasta arasındakj ilişkileri ardatıyor. Siyah- be- yaz fotoğraflann başansına karşın, sıkıcı olmaktan kurtulamayan bir yapım. "Nor- mal" ile "anormaTin arasında pek de ka- lın duvarlarolmadığını. psikıyatri klınik- lerinin "normalleştirnıe" çabalannın ne denli insanlığa aykın olduğunu anlatma- ya çalışırken, insanm temel içgüdülerin- den bırini, özgürlük duygusunu gürıdeme getiriyor. Bu yanıyla da bu yılm gözde te- malanndan birine dokunuyor. Kimin "içer- de", kimin dışarda olduğunu, kimın ger- çekten özgür olduğunu sorgulaması açı- sindan fılmin önemli bir sözü olduğu kuş- kusuz. Ama. bu sözü bizlere aktarmakta epey zorlandığı kanısındayım. Daha ya- lın bir senaryo. daha az özentili bir anla- tımla mesajını çok daha etkili biçimde ak- tarabilirdı. Bu yılın özellılderinden birinin oyun- culann yönetmenlik denemeleri olduğun- dan söz etmiştik daha önce. Gary Old- man da bunlardan biri; Londra'nın güne- yındekı banlıyölerden bınnden insan man- zaralan sunuyor. Oyunculuğa, sonra da yönetmenliğe soyunan bu yetenekli gen- cin gençlık anılan pek fazla ilgilendirme- V ransız sinemasmın bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük bütçeli film olan "Beşinci Element", eleştirmenlerce hiç de sempati ile karşılanmadı. Avrupa sinemasından 42 yaşındaki Fransız yönetmen Manuel Poirier'in koyboylara, silah gösterilerine yer vermeyen "Western"i güzel bir sürprizdi. di eleştirmenleri. Filmin yapımcısı Luc Besson da, Oldman'la ortak yönler bulmuş kendi yaşamında besbelli. Ama kendi fi- mindebunlarayervermekyerine "star" Oldman'ı başrollerden birinde oynatmak- la yetinmiş. Luc Besson'un müthiş bir reklam kampanyasıyla gündeme gelen ve Fransız sinemasının bugûne kadar ger- çekleştirdiği en büyük bütçeli film olan "Beşinci EIement"ı, eleştirmenlerce hıç de sempati ile karşılanmadı. Yıllar önce "Buyük Mavi" adlı fîlmi ile eleştirmen- lerin gazabına uğrayan, ama bu acısıru gi- şe başansı ile telafı eden Besson'u bu kez de aynı yazgı bekliyor gibı. Tümüyle bir Fransız (Gaumont) yapımı olan film, Ame- rikan sinemasının klişelerini yinelemek- ten öteye gitmemekle, çoluk çocuğun eğ- lenebileceği birçızgi- roman olmakla suç- lanıyor. Fılmi izlemeyi, festival sonrasına bıraktığım için (Şu anda Fransa'nın yüz- lerce sinemasında bu film oynuyor) kişi- sel biryorum yapamayacagım. Televizyon- larda izlediğim parçalar fılmin ne olup ne olmadığı hakkında yeterli bir fıkir verse de 23. yüzyılda geçen bir bilimkurgu ger- çekleştirmiş Besson, "Kötn" güçlerden insanlığı kurtarmak için harekete geçen bir kahramanın öyküsünü anlatırken, büyük ölçüde özel efektlerin çarpıcılığına sığın- mış. Film hakkında pek çok sinema yaza- n aynı eleştiriyi getiriyor. "Madem Aroe- rikan sinemasının her şeymi takih ediyor, öyle ise neden onlar kadar sağiam bir se- naryo OHiştununanuş" diye soruyorlar. Şimdiden, tüm ülkelerle birlikte Türki- ye'ye de satılan bu fılmi gördüğümüzde bu sorunun da yanıtmı buluruz herhalde. Bazılan, sinemanın kurtuluşunu Ame- rikan formüllennde, fılmin zekâ yaşının iyice asağılara çekilmesınde arayadursun, Avrupa sinemasından heT zaman güzel sürprizlerçıkıyor. Dün izlediğimiz "Wes- tem" bunlardan biriydi. 42 yaşındaki Fran- sız yönetmen ManuelPoirier,kovboy lara, silah gösterilerine yer vermeyen bir *wes- tenT çekmiş. Fransa'nın "Batı''sında Brö- tanya bölgesindekı taşra kasabalannda ge- çen bir yol fılmi bu. Kahramanlan ikı erkek. Biri Ispanyol, diğeri Rus. tkısı de Fransa'da yaşıyorlar ve ikisi de aşkın peşinde. Insan gerçeğini sorgulayan bu fılmin tek kusuru uzunlu- ğu. Ama, bunun dışvnda tümüyle başan- h, sıcacık, ınsan sevgısi ile dolu bir yapım. Sinemada mizah duygusunun ne denli önemli olduğunu biliyor Poirier ve iki oyuncusunun mükemmel yorumlan ile iz- leyiciye keyifli dakikalar yaşatıyor. Fil- min konusu son derece basit. Iki yalnız ada- mın arkadaşlığı ve kaduılarla ilişkileri çer- çevesinde yalnızlık, kadın-erkek ilişkisi, kendi kültürüne yabancı bir ülkede yaşa- manın sorunlan gibi temalan ustaca ya- zılmış bir senaryo; duyarlı ve zekâ pınl- tılan taşıyan bir sinema diliyle aktanyor. lspanyol oyuncu Sergi Lopez ve Rus oyuncu Sacha Bourdo'nun oyunculuk da- lında ödüle aday olduklannı şimdiden söy- leyebilirim. Manuel Poirier, belli kı insa- nı çok iyi tanıyor, ınsanlar kadar yaşadık- lan çevre de çok önemli. tnsanlann ger- çeğini, çevrelennin gerçeğini anlarmak için. çok iyi tanıdığı mekânlarda gerçek- leştiımiş fılmini. Onceki yıllarda "Anto- nfo'nunKızArkadaşjVKirda'1 ve "Ma- rion" adlı fılmleri yöneten Poirier. sanı- nm 50. festivalin keşiflerinden biri olacak. 'KM Clint Easthood, politik bir gerilimle 43. kez kamera arkasına geçti Harry' artık mutlu bir adamKültür Servisi - 'KirJi Harry'. ye- ni bir eş, yeni bir çocuk ve yeni bir filmle geri döndü! Yaşarken efsane ol- mayı başarmış ünlü oyuncu, yönetmen ClintEastwood bugüne kadar yönet- tiği fılmlerin en pahalısı olan 'Abso- tate Pbwer' ile 43. kez kamera arka- sına geçti. Eastwood'un sadece yönet- mekle kalmayıp oyunculuğunuve ya- pımcılığını da üstlendiği "Absolute rNmer5 , David BaMacd'nin çok satan romanmdan uyarlanmış politik bir gerilim. Film, 50. Uluslararası Can- nes Fîlm Festrvali'nin kapanışında gösterilecek. Eastwood'un fılmleri ashnda ken- di hayannın bireryansıması. Beyaz- perdedeki ilk günlerinde başma buy- ruk, 'sda' tipleri canlandıran ünlü ak- tör spagetti vvesternlerinde de 'Adı Obnayan Adam'dı. 'KirH Harry'de işiyle evli bir tip çizdi. Son dönem- lerinde Eastwood'u yeni melankolik kahraman olarak buluyoruz. East- vvood, Kuzey Kalifomiyalı orta halli bir aılenın çocuğu. Kore Savaşı sıra- sında özel koruma olarak görev ya- pan Eastvvood. bu dönemde tanıştığı aktör David Janssen sayesinde Holhy- wood ile tanıştı. Spagetti western tü- rünün yaratrası oldu, 'KiriHarry'tip- lemesiyle sinema tarihine adını yaz- dırdı. HCT zaman skandallara kanştı. Beş kez evlendi, çeşitli kaduılarla sayısız ilişkisi oldu. Eastvvood'un, ilk kansı Maggje'den bugün 28 ve 24 yaşlann- da iki çocuğu var. JaceKn Reeves ile ilişkisinden ise lOyaşmdabiroğluve 8 yaşmda biri kızı bulunuyor. Çocuk,- lannuı sayısı bu kadarla kalmıyor. Oyuncu Frands Fbher ile ilişkisin- den üç yaşmda bir kıza ve son olarak son eşi Dina Ruiz'den geçen ay dün- yaya gelen Morgan adındaki bebeğe babalık yapıyor Eastwood. 'Çok pariak kariyerim var' Ünlü oyuncu-yönermenin özel ya- şamına iliskin en önemli aynnti,Sand- ra Locke ile yaşadığı inışli çıkışlı be- raberlik. Sandra Locke, Eastwood'un biraz kibirli, gizemli kişiliğinin ar- kasındaki gerçek yüzünü tanıyan en- der kadınlardan biri. 1975'tetanışan ikili, fırtmalı bir beraberlik yaşamış. Ayn insanlarla evli olmalanna rağmen düzenli olarak görüşen Locke ve East- vvood'un arası öteki evliliklerinden kaynaklanan sonınlar yüzünden bo- zuldu. Locke'un kocası bir eşcinsel- di ve sürekli olarak kansımn arka- sında kalıp, onun desteğine muhtaç pozisyondaydı. Eastwood, sevgilisi- nin tüm zamanmı mızmız bir kocaya ayırmasından sıkılmıştı. İki sevgili 'bnpuise' adlı fılmin setinde şiddet- li bir kavganm ardından birliktelikle- rini sonlandırdılar. Ancak her ikisinin de sinirleri yatısmamış olacak ki; Easrvvood, Sandra'nın kaldıgı evin telefonlarmı dinlemek için özel bir sis- tem kurdu. Sonra da sık sık ölüm teh- didi aldığını ve bu tehditlerin Sand- ra tarafmdan yapıldıgını sandığını, bu yüzden eski sevgilisinin telefon- larmı dinlediğini itiraf etti. Bir yıl sonra Sandra Locke, East- vvood'un prodüksiyon şirketinden ala- caklı olduğu gerekçesiyle Eastwo- od'u mahkemeye verdi. Locke- East- ^•ood ilişkisi böyle tuhaf dengesizlik- ler gösterse de kimi 'çıkar biriiktefik- lertnde' iyi anlaştıklan da oluyordu. Reagan'ın ABD başkaru olduğu dönemde bir gün limuzinleriyle VVhi- te House önünden geçerken Eastvvo- od. sevgilısine dönüp şöyle diyecek- ti: "Bütünbunlarbİ2İınoİabffir" Ro- nald Reagan Amerikan başkanı olduy- sa Clint Eastvvood neden olmasındı. Reagan'ı sinemadaki günlennden bu yanatanıyordu. İyi bir oyuncu olama- sa da başanlı bir politikacıydı Re- agan. "Oşanslı biradam.Şareslıveye- tenekH". Reagan'dan güç alan East- wood, politikaya sıcak bakmaya baş- lamıştı. 'KirM Harry' ile zaten bir halk kahramanına dönüşmüştü. Halk onu .seviyordu. CaaBBİ.valiliğine adaylı- ğını koydu ve politikaya girdi. Ancak sinemadaki gibi değildi hiçbır şey. Tutunamadı. Yıllardan beri sıkı bir Cumhuriyetçiydi ama şimdi hayata 'B- beral' açılardan bakıyor. Herhangi bir partı için çalışmaktansa daha ev- rensel konularda gönüllü olarak ger- çekleştirilen çevTeci projeleri destek- liyor. Son eşi Diana Ruiz ve yeni doğan kızı Morgan onun ıçın hayatının ışı- ğı "Yaşiandıkçaçocuklarİadahacok ilgüenmeye baştıyor insan" diye an- latıyor çocuğuna olan tutkusunu. "Çünkü artik kariyer Oe OgOi hedef- leri geride bırakry-orsunuz. Gerçek- ten de çok pariak bir kariyerim var, ama yann bütün bunlardan geriye bjçbir şe> kalmasa bile mutlu bir adam omıayı sürdürürüm." Mustafa Altıoklar, 'Ağır Roman' ile uluslararası standartlarda bir prodüksiyon yaratma çabasında 6 Çıtayı hep biraz daha yükseğe taşımah 9 ZEY1VEPSAYGI 3 •4 İstanbulKanadanmınAlünda"yla büyük bir gışe başansına imza atan Mus- tafa Alooklar. yeni fılmi "Ağır Roman"ın çekimlerine başladı. Eurimages destekli film bir Türk-Macar-Fransız ortak yapı- mı olacak. Metin Kaçan'ın aynı adlı romanından uyarlanan filmin senaryo çalışmalan se- kiz a\ sürmüş. Altıoklar 1992 yılından be- ri romanın ucundan kenanndan tutmuş du- nımda olduğunu belırtiyor. Uluslararası standartlarda bir prodüksiyon yaratma çabasında olduklannı vurgulayan yönet- men, filmde küçük bir rolde izleyici kar- şısına çıkacak. Evlere şenlik kalabalık bir kadrosu olan filmde, Müjde Ar, Okan Bayülgen, Sav^ş DinçeL Mustafa Uğurlu, Burak Ser- gen. Sevda Ferdağ, Aysel GüreL Levent Erim. Zafer Algöz, küçük İskender, Ni- lûfer Aydan ve Menderes Samancüar'm yanı sıra yüzlerini mutlaka bir yerlerden hatırlayacağmız çok sayıda isim rol alı- yor. Altıoklar'a göre tanınmış isimlerle çabşmanın bir sakıncası yok. Kesin bir ses tonuyla, "Ben iyi oyuncularla çalışı- nm" diyor. 'Oyuncu üçüncü sırada' Yönetmen, "İstanbul KanarJanmm Al- ünda" adlı fılminden önceki Türkiye si- nemasını "bağışıklığını kaybetmiş bir si- nema" olarak değerlendiriyor. Onun ön- cesınde çekilen filmlerde, örneğin tt On Yönetmen İki Film" adlı projede rol alan TürkânŞoray'dan FıkretKuşkan'a, tlhan Şeşen'e birçok tanınmış kişı bu filmlen, Altıoklar'a göre, başanlı yapmaya yet- miyor. Ya da başka bir deyişle; tanınmış isimler seyircinin gişelere gelmesini sağ- lamıyor. Altıoklar başlıyor anlatmaya: "Pozitif bilimc ve istatistik bilimine çok büyük önem veren ABD'de bir arasörma yapü- mtş. Oysa bizde biraz ahbap çavuş ilişki- leri ve kulaktan dobna Yesilçam iliskfle- riyle hareket edilir. O yüzden çuvallanz. Bflimsel temellere dayandırdığınız zaman doğru kaldırun taşlanna basarsınız. Bir filme neden gidersiniz diye sorduklann- da, ABD'K izleyici ilk sırada şu yanıü ve- riyor: 'Fragmanına bakanm'.ikinci sıra- da 'Arkadaşım önerirse',üçüncü sraday- sa, 'Oyunculanna bakanm'." ABD'de gerçekleştirilen bu bilimsel araştırmanın Türkiye'de de geçerli olduğunu düşünen Altıoklar, bu bilimsel verilere dayanarak filminin izlenme nedenınin, oyuncula- nndan ötürü olmayacağını düşünüyor. - Başanya ulaşmış bir filmin ardından yeni bir film... Bir risk aküğmızı düşünü- yor musunuz? Eğer bu riski düşünsem bir daha film çekmemem gerekir. Her girişilen proje- nin riskleri mutlaka vardır. Kendi para- metremde bu, daha önceden yaptığımdan daha iyi bir şeyler yapma, yani çıtayı bi- raz daha yükseğe taşıyabilme gayretidir. - Bilinen bir romanı filme aktarmak- tan doğan bir risk de var mı? Bir edebi eserden film uyarlaması ya- pıldığı zaman, kitabı okuyan izleyicile- rin temel kriterleri. "Kitapdaha hoştu. ama film kitap kadar iyi olmamış" cümlcsın- de toplanıyor. O anlamda elbette risk ta- şıyor. Ama her şeyden önce eserin bir ki- tap olarak tadı var. Kitaptan yola çıkıla- rak hazırlanmış senaryo ise bir başka ede- bi eserdir sonuç olarak. O nedenle ede- biyatın sinemayı çokbeslediğini düşünü- yorum. Ama sinemanın edebiyatı kopya- laması değil, kendi dilini yararması ge- rekiyor. Kendi dilini yaratmakta tökezle- meler söz konusuysa o zaman haklı bir eleştiri getirilebilir. Yoksa kitabın birebir anlatımı beklenmemeli bir edebiyat ese- ri uyarlamasında. -Yani Metin Kaçan'ın kitabınıbir 'ede- bi eser' olarak mı görüyorsunuz? Elbette. Hatta Türk edebiyatının kla- sikleri arasına girecek eserlerden birisi. • Metin Kaçan'ın "Ağır Roman"ından uyarlanan fılmin "sesli" olarak çekimlerine başlayan yönetmen Mustafa Altıoklar, sinemanın edebiyatı kopyalaması değil, kendi dilini yaratması gerektiğini vurguluyor. Filmin dünyasını aktarabilmek için klasik sinema anlatımıyla çok fazla uyumlu olmayan, aykın açı ve objektifler kullandığını belirtiyor. (Fotoğraf:KADER TUĞLA) Kullandığı dil ve argolan kullanışı bakı- mından kült edebiyat ürünleri arasında çoktan yerini almış bir eser. Ondan yola çıkılarak bir Argo Sözlüğü yapıldı. - Peki bu dflseîyapryı senaryoda ne de- receye kadar korudunuz? Elimden geldiğince korumaya çalış- tım. Çünkü yörenin ve romanın bir jar- gonu var ve romana tat katan da bu. Eğer o jargonu çekip çıkanrsanız eser, gazete üçüncü sayfa haberlerinden ibaret bir ro- mana dönüşür. Metin'in dili kullanım- daki ustalığı çok önemliydi. O ustalığı biz de sinema diline nasıl aktannz, onu dü- şündük. Gerek romandaki diyalog ve anlatım biçimlerini, kişiler arasındaki diyalogla- ra serpiştirerek ve daha yaygın bir biçim- de kullanarak, gerekse filme şairier adı- nı verdiğimiz bir grup karakter katarak ve onlara bir parça manzum söylem ve- rip, Metin'in dilini onlann ağzından du- yurduk. Bir de çok arada sırada giren bir anlatıcı kullanarak o jargonu korumaya çalıştık. Bunlar işitsel olarak Metin'in dilini transpoze etmek içindi. Görsel an- lama gelince, ışık kullanımı ve farklı ka- mera teknikleriyle bu etkiyi yaratmaya ça- lışıyoruz. - Film daha öncekilerden farklı yeni teknik nitetikler taşıyor demiştiniz. Klasik sinema anlatımıyla çok fazla uyumlu olmayan, aykın açı ve objektif- lerkullanıyorum. Filmin kahramanının ol- dukça geniş hayal dünyası olması, oje koklayarak bir başka dünyaya sıçraması, o dünyadaki yumuşak göriintüler, kahra- manın dışandan görünüşü ve onun dışa- nyı görüşündeki algılama farklıhklannı aktarabilmek için farklı objektifler ve ışıklar kullanıyorum. - Bir yandanda sesli çekim var. Canlı oyuncular çekim sırasındaki can- lılıklanyla seslerini aktanyorlar. Hızımı- zı azaltıyor tabii sesli çekim. Ancak bu- nu önemsemiyoruz, çünkü artık bütün dünya sesli çekiyor. Ve sinemanın inan- dıncılığı bunda ortaya çıkıyor. - Ne kadar sürecek çekimler? 6-7 hafta. TMzbirproje - Yaklaşık 5 >ildır gündemde olan bir proje neden bu kadar gecikti sizce? Bu erteleme benim dışımda gelişen bir süreç oldu. Ben son 8 aydırbu proje üze- rine çalışıyorum. Ama bildiğim kadany- la Müjde Ar, Sabahattin Çetin ve Metin Kaçan'ın son derece titiz olmalan nede- niyle bu kadar uzadı. Bu yıllar içinde Türk sinemasının hemen hemen bütün yönetmenleriyle görüştüler. Ancak bu yönetmenlerin projeye ba- kışlan, ne kadar u>Timlu olup olmadık- lan, Dolapdere'ye ve romana hangi pers- pektiften baktıklan, işte tüm bunlar de- ğerlendirildi. Finans kaynaklannın ta- mamlanmamasının dışında. daha çok iyi bir proje çıkarma kaygısı vardı. • Tommy Ken Russell'ın yönettiği filmde Eric Clapton. Elton John, Jack Nicholson hayranlan için kaçınlmaz fırsat. (Etiler Akmerkez 282 05 05, Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Altunizade Capitol 39119 35) • Richard'ı Ararken Al Pacino'nun ilk ' yönetmenlik denemesinde Alec Baldvvin, Winona Ryder, Kevin Spacey gibi ünlüler bir arada. (Beyoğlu Lale 249 25 24, Kadıköv Broadway 346 14 81, Suadiye Movieplex 385 24 49) • Acı Şeker Havanalı yönetmen Leon Ichaso'nun fılmi. (Beyoğlu Beyoğlu 25132 40) • Tuhaf ilişkiler Jennifer Tilly ve Gina Gershon'un başrollenni paylaştığı film iki lezbiyenın öyküsünü anlatıyor. (Şişİi Kent 241 62 03, Beyoğlu Sinepop 251 11 76, Ç. Taş Şafak 516 26 60, Galeria Prestij 560 72 66, Bakırköy Avşar 583 14 97, Kadıköy Reks 336 01 12, Suadiye Movieplex 385 24 49) • Kan ve Şarap Bob Rafelson'ın fılminde Jack Nicholson çapkın şarap tüccan rolünde. (Beyoğlu Alkazar 293 24 66, Şi$li Kent 241 62 03, Ortaköy Princess 227 91 47, Bakırköy Carousel 571 83 80, Altunizade Capitol 39119 35, Kadıköy Bahariye 414 35 05) • Sessiz Düşman Harrison Ford ve Brad Pitt, Alan Pakula'nın fılmınde başrollerde. (Beyoğlu Emek 293 84 39, Osmanbey Gazi 247 96 65, Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Akmerkez Sinema Braun 282 05 05, Istanbul Princess 285 06 95, Parliament Cinema Club 263 18 38, Ortaköy Princess 236 20 72, Kadıköy Süreyya 336 06 82, A. Capitol 39119 35, Suadiye Movieplex 302 44 17) • Basquiat Julian Schnabel'in filmi İstanbul Film Fesmalf nde Jüri Özel Ödülü aldı. Jeffrey Wright başrolde. (Teşvikiye AFM224 05 05, Beyoğlu Alkazar 293 24 66, Kadıköy Broadway 3461481) Akrebir. olculuöoi Ömer M ' ' Kavur'un • fılmi Cannes'da 'Özel Bir Bakış Bölümü'nde gösteriliyor. (Beyoğlu Alkazar 293 24 66, Osmanbey Gazi 247 96 65, Bakırköy Avsar 583 14 97, A. Capitol 39119 35, Kadıköy As 336 00 50) • Aşkta ve Savaşta Sandra Bullock ve Chris O'Donneirin rol aldıklan fılmin yönetmeni Richard Attenborough. (Be\oğlu Fitaş 249 01 66, Şişli Kent 241 62 03, Ortaköy Ferive 236 28 64, Etiler Hillside 263 18 38, Bakırköv Carousel 571 83 80, Bakırköy Incirli 572 64 39, A Capitol 391 19 35, Kadıköy Bahariye 414 35 05, F. Bahçe Pyramıd 348 01 50) • Dante Yanardağı Roger Donaldson'ın yönettiği, Pierce Brosnan ve Linda Hamılton'ın rol aldığı film, 90'lann en iyi felaket filmi olarak adlandınlıyorYE<i/er/l*/»ıerAcc Braun 282 05 05, Teşvikiye AFM 224 05 05, İstanbul Princess 285 06 95, Ortaköy Feriye 236 28 64, Osmanbey Gazi 247 96 65, Beyoğlu Atlas 252 85 ?6, Fatih Feza 63116 08, Çemberütaş Şafak 516 26 60, Altunizade Capitol 39119 35, Kadıköy AÜantis 418 26 56, Bakırköy Carousel 571 83 80, Bakırköy Renk 57218 63, Pendik Güney 354 13 88, Florya Prestige 663 28 86, Cmraniye Princess 461 03 83) Sait Faik Abasıyamk'ı Anma Günleri • Kültür Servisi - Sait Faik Abasıyamk'ı sevenler bu yıl da bugün Burgazada Kalpazankaya'da toplanıyor Ada Dostİan Derneği, TYS ve PEN Yazarlar Derneği'nce düzenlenen anma günleri, saat 12.00'de Sait Faik Meydanı'nda saygı duruşu ve ardından 12.30'da Müze Evi'nde büstün açılışıyla başlayacak ve 13.00'te Kalpazankaya'da tören düzenlenecektir. Metin Belgin'in sunuculuğunu yaptığı törende açış konuşmasını Perihan Ergun gerçekleştirecek. TYS Başkanı Ataol Behramoğlu, araştırmacı-yazar Muzaffer Uyguner. Ruşen Hakkı, Osman Şahin, Necati Mert'in Sait Faik'le ilgıli konuşmalannın ardından bu yılın Sait Faik Öykü Ödülü'nü kazanan yanşmacıya Ada Dostİan'nca plaket verilecek. Anma günlerine Hasan Karayol, Ruhi Su türküleriyle katılıyor. ttalyan yönetmen Ferreri öldü • Kültür Servisi - Cnlü İtal>an film yönetmeni Marco Ferreri, geçirdiği kalp krizi sonucu öldü. Italya'nın Paris Büyükelçiliği taraından yapılan açıklamada, önümüzdeki pazar 69 yaşına girecek olan Ferreri'nin Paris'teki Pitie Salpetriere Hastenesi'ndeöldüğübildınldi. Cannes Fibn Festivali Başkanı Gilles Jacop, Ferreri'nin ölümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, İtalyan sinemasının, en özgün ve en yetkili isimlerinden birini kaybettiğini söyledi. ltalya'nın Milano kentinde 11 Mayıs 1928'de doğan Marco Ferreri, üniversiteden eğitimini tamamlayamadan aynldı. Bir içki dükkânında satıcılık ve ardından gazetecilik yapan Ferreri daha sonra sinemaya girdi. Filmlerinde topluma ahlaki bir bakışla yaklaşan Ferreri'nin yönettiği filmler arasında, ölümüne yemek yiyen zenginlerin anlatıldığı ünlü hicvi *La Grande Bouflfe' ile 'Liz', 'The VVTieelchaır" \" 'Dıllınger is Dead' yer alıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear