22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28«LART 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYt=A HABERLERIN DEVAMI 19 Ista-bul E c n e Çarakkale Kocaeli Izrnr Ma'isa Avcn Denzli PB PB PB PB A A A A 14 16 14 12 16 15 18 14 Sınop PB Samsun PB 10 Mersın Trabzon Y 9 Dıyarbakır Giresun PB 10 Şanlıurfa Ankara PB Konya PB 6 Eskişehtr PB 6 Sıvas PB 2 Zcrguldak PB 9 Antalya A 15 Kars Doğu Karadeniz ile Güneydoğu Anado- lu'nun doğusu karla karışık yağmurlu. Doğu Anadolu'nun doğusu kar yağışlı, dığer yerter az bulut- lu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı biraz artacak. Rüzgâr ku- zey ve batı yonler- den hafif, arasıra or- ta kuvvette esecek. Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tıflıs Kahire K B Y Y Y Y Y Y -4 20 8 14 14 10 10 21 Budapeşte Y 14 Şam 15 Parçalı btıiutlu SıSıl Eulütiu k Çok bulutlu Vağmurtu Ka-" ı Gok gumttulu C L H \ C E L CCVEYTARCAYİ REK • laştarafı 1. Sayfada larca daha geniş olanaklar... r nkel, Kıbns, Ege, insan haklan, Kürt sorunu gibi ulusai sorunlarımızdan büyük ödünler vermeden çö- zijlfmeyecek konulan Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği içır önkoşul olarak öne sürmekte direnıyor. Şaibe'nın peyklerinden "alüminyum tüccan" Ko- mıs/on Başkanı Sedat Aloğlu, Türkiye ve Türklere "yunarıdan bakan" Kinkel'e "halkımızı temsilen" ge- rek« dersleri vermıyor. Kâmran inan cesaretle atılıyor. "Siz, Atina'ya da- ha "azla ödün koparmak için anlaşmaziıklarda müm- kür olduğunca direnin, diyorsunuz. Bıze Atina ile Kıtns başta, sorunlannızı hemen çözün, diye bastı- rıycrsunuz" dıye çıkışıyor. Sonuncu eleştıri yine Kâmran inan'dan geliyor. Fransızlann bu gibi durumlarda kullandığı deyımi Kin- kel a anımsatıyor "Yaniüyeliğımizi 'Yunan takvimi'ne baçlıyorsunuz." • "Yunan takvimi" uygulanınca, Türkiye'nin üyeliği hiç gelmeyecek bır tarihe bırakıltyod . AB'nin öne sürduğü koşullan bir hamlede çözüp tarr üyeliği yakalamak?.. Elbettezor.çokzor. Komis- yor üyelennin zorluğu anlatabilmek içın akıllanndan geçen. ancak söyleyemedikleri bir başka gerekçe gür-celliğinı koruyor. Tiirkiye 21. yüzyıla bırkaç yıl kala hâlâ laiklik tartış- mSarı içinde kıvranıyor. 8 yıl kesıntisız temel eğitimi uygulayıp uygulama- ma< arasında bocalıyor. Devlet teknesi inandıncılığını yıtirmiş kışilenn elin- de fırtınalı denizlere açılıyor. İki senaryo Kınkel gıdiyor. "Avrupalt Türkiye"üe kamuoyu 8 yıl kesntısiz eğitim tartışmalanna dönüyor. Çeşitli kaynaklardan gelen bilgiler, sorunu dilediği gibi çözmek için RP'nın yeni tezgâhlar peşinde oldu- ğunu duyuruyor. Hem de çift yönlü tezgâhlar. Bir yönü DYP kaynak- lı, öteki yönü RP. Şaibe çıkıyor kursüye, MGK kararlarının "mutlaka uygulanacağını" söylüyor. Ayrıntı yok. 8 yıla değinen tekcümle yok. MEB Sağlam Mehmet ise öyle ça- Jışmalar yapıyormuş ki, birkaç gün sonra kesintisiz 8 •yır temel eğitimin bütün öğeleriyle kurallannı açıkla- yacağını söylüyor. Araya şımdilik önemsenmeyen bir kuralı sıkıştınyor. Kesintisiz eğıtım hazıriıktannın Bakanlar Kurulu'nun onayından geçeceğini, sanki üzerinde fazla durmu- yormuş gibi anımsatıyor. Oysa: Sağlam Mehmet, Bakanlar Kurulu'nda, Baş- ta Takkeli Bay Başbakan ve RP'lı bakanların. MEB'den gelen kesintisiz eğitim yasasına şapka çı- karmayacaklarını adı gibi biliyor. %}nyç^.Şaibe'nİ0ıbakanlanyla tüm direnrnelerine karşın, kesintisiz 8 yıl temel eğitim "hükümet tasansı" olarak TBMM'ye gidemi- yor. Senaryonun birinci bölü- münde RP kazanıyor. Şaibe Hanım, hele MGK önündetemize çıkmayı her şeyın üstünde tutan yolda- şı Sağlam Mehmet Bey, bu kez, parlamentodakı aynı konulu yasa önensıni des- teklemeye hevesleniyorlar. Ne çare RP, bir ikı gündür bu hevesi de önleyecek rüzgârlar estiriyor. imam-hatipleri baltala- yacak hiçbir yasaya veya karara destek vermeyece- ğinı açıklayan takkeliler, çö- zümü "erken genel seç/m- de" gördüklerıni duyuru- yorlar. Bu manevra tümüyle ve doğrudan parlamentoyu baskı altına alarak 8 yılı ön- lemeyi amaçlıyor. Yasa önerisinin TBMM'de kabul edileceğini anladığı anda; RP, genel seçim tehdidi ile milletvekillerini "korkutu- yor". Ikinci raunt; yine RP'nin. Bu oyunlar içinde parla- mento ne yapıyor? . Öncelikle RP ile anlaş- mazlığa düşen Şaibe ve ivedilikle parlamento, bu hükümetten kurtulmayı ak- lından bile geçirmiyor. Bu parlamento bu hukü- metle rejime yönelik var olan sorunlan çözmeyi dü- şünmüyor. Yapışmışlar koltuğa. Nasıl kalkacaklar, kim bı- lebilir? Gülen'in davalam Yargrtay'dan döndü Haber Merkea - Gazetemız Genel Yayın Koor- dinatörü Hikmet Çetinkaya hakkmda. köşe yazıla- nnda Fethullah Gülen e hakaret ettiğı gerekçesıyle venlen manevi tazmınat cezası. Yargıtay 4. Hukuk Dairesı tarafindan basın ilkeleri çerçevesinde yazıl- dığı gerekçesiyle bozuldu. Hikmet Çetinkaya'nın "Politka Günlüğü" adlı köşesmde 13-16 mayıs tanhleri arasında yayımla- nan "Fethullahçtfann KraUığT başhklı 4 ayrı yazı nedeniyle Fethullah Gülen tarafindan hakaret dava- sı açılmıştı. bmir 2. Aslive Hukuk Mahkemesı'nde görülen davada Hikmet Çetınkaya ve Yazıişleri Mü- dürümüz Ibrahim Yıldız hakkında Fethullah Gü- len'e hakaret edildıği gerekçesiyle 100 milyon hra manevi tazminat cezası verilmişti. AvukatlarFikret İlkiz, Sefa Yıhnaz, Sibel Hasdemirtarafindan bu ka- rar temyız edilmişti. 'Saldın yoktur' Temv iz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Hu- kuk Dairesı yerel mahkemenın karannı bozdu. Yar- gıtay bozma gerekçesınde şu görüşe yer verdi: "Ana- yasanın 28. maddesinde basuun özgür olduğu, san- siir konulmavaeağı ifade edilmiştir. Bu ayncalığın nedeni, toplumun ilgisini çeken konularla İI0Iİ ola- rak yazı/haber yayınlannıası. bövlece toplumu ilgi- lendiren konularda bilgilendirmek. çözüm yollan göstermek, dikkatini çekmek gibi duyaıiı ve önemli bir işlevi yerine getirmesinden kaynaklannıaktadır. Böylece basın. halka ulaşnrmasında kamu yaran bulunan haberi zamanında ve gerekli aynnnlan ile doğru olarak toplayıp. bunlan uygun bir dille ve o haberin veriliş amacı içinde kalınmak suretiy le top- luma duyuracaktır. Ancak bu halde göre\ini eksik- siz olarak yerine getirmiş olacaktır. Bu amacın dışı- na çıkıp; fazla sürüm. sansasyon. kin. intikam. reka- bet gibi amaçla verilen haber gerçeği \ansıtmış olsa bile, sınınn aşıldığı gerçekleşirse. hukuka aykın da> - ranmış ve basın özgürlüğü smıriannın dışına çıkıJ- mışohır." Basın özgürlüğü Basının bu geniş özgürlüğü karşısında kişilerın kişilik haklannuı da korunması gereknğinı bildıren Yareıtay 'ın kararında şöyle denildi: "Işte bir taraftan basın özgürlüğü, diğer taraftan kişilik haklannın dokımulmazhğı karşı karşıya gel- mektedir. Bundan dolayı da basın, hakkı olan özgür- lüğü kullanırken kişinin dokunutmaz. \azgeçilmezve toplum tarafindan kendisine tanınan manevi değer- lere say gı göstermek zorundadır. Bu ancak ikisi ara- sında kunılacak denge ile gerçekleşebilir. Habeı in olusması gereken amav için, uygun araç kullanıidı- ğı hallerde kişilik hakkına sakiın olmadığı. tersi du- rumlarda. sakhnnın \artığı kabul edilmelidir. An>- cın amaç için kullanıldığından söz edebilmek için her şeyden önce onun hizmetinde olması gerekir. Açtklamada. kamu yaran yanında kişinin haklan- nı da korumau ve ölçü ası Imamalıdır. Eğer başka ifa- deler ve açıklama biçüni ile amaca ulaşılabiüyorsa, kullanılan sö/ün hukuka aykın olduğu kabul edil- melidir. Daha az zarar verici >ol seçilmclidir. Çünkü kişilik \e sözlere katlanma zorunluluklan bulunma- maktadır. Aksi halde amaçla araç arasındaki denge bozulmuş oiur. Bu dengenin bozulup bo/ulmadığı her somut olayın özelliği gözönünde tutularak sap- tanmalıdır." Yargıtay. Hikmet Çetinkaya'nın yazılannda u Fet- hullah Cfilen'in ban dini örgütJerk Uişki içinde bu- lunduğunu, bu konuda eğitim cahşmalan yapüdığı- nı. kamplar kurulduğunu. kurban derilerinden sağ- lanan gelirle bu tür faaliyederc kaynak yaranldığı- nı" >azdığını belirttı. Yargıtav "ın bozma gerekçesın- de şöyle denıldı: ~Basının görev ve işlevi konusun- da göz önündetutulması gereken ilkeler gözetildiğin- de bunlann eleştiri niteliğinde olduğu. yayında/yazı- da sınınn aşılmadığı. bö\ lece kişilik haklanna karşı bir saldında bulunmadığı sonucuna >anlnuşnr." tzmır6. Aslıye Hukuk Mahkemesınde görülen bır başka davada da Hikmet Çetınkaya \e Yazıişle- n Müdürümüz Ibrahim Yıldız hakkında ret karan verildi. Çetınkaya'nın "Pblitika Günlüğü" koşesın- de 9 Mayıs 1994 tarihinde y a\ ımlanan "Tarnşma". 10 Mayıs 1994 günü ya\ ımlanan '"Fethullah'm Ma- rifederi" ve 11 Mayıs 1994 tanhınde vayımlanan "25 Milyar TL Nerede" başlıklı vazılan nedeniyle Fethullah Gülen ve avukatı tarafindan hakaret da- vası açılmıştı. Ancak Gülen. davadan \azgeçmış. av ukatı Feti Cn ise "kendisine hakaret edilidiğT ge- rekçesiyle davaya devam etmiştı. Izmır 6. Aslıye Hukuk Mahkemesi'nin karann- da, Çetınkayanın yazılannda "Fethi Cn kaçakde- ri toplayan kişflerin de avukaadır- Yakalanan sanık- lan Fethullah Hoca'nın avukab Feti Cn savunmuş- tur" dedığını. ancak bu vayınlar nedeniyle manevi tazmınat koşullarının oluşmadığı belirtilerek şöyle denıldı: *" Mesleği avukatiık olan bir kimsenin her türlü da\ada sa\unma yapmasının mesleğin yasal kabı olduğu, bu nedenle suçlu olan \e\a mahkeme- ye düşen her sanığın sa\unma hakkı bulunduğu ve her avukaün da mesleğinin gereği savunma görevi yapmasının ahjalo.yasal birgörev olduğu,bu neden- le davacı Feti Cn'ün talep ettiği manevi tazminatın yasal unsurlan oluşmadığından açılan davanın red- dine karar verildi." Askerlerin yoğun günü • Baştarafı 1. Sayfada zır olduklannı vurguladık- lan bildirildi. Alınan bilgiye göre, ko- mutanlar, MGK kararlannın, laık-demokratik cumhuriye- tın devamı açısından yaşam- sal öneme sahıp olduğunu vurgulayarak. "Bu kararla- nn ahndığı toplannda Başba- kan da vardı. Karaıiann al- tina imza attı. Birtakım poli- tik hesaplar uğruna, ülkenin geleceğrvle UgUi kararlar ko- mısunda tdmse- spek«Uasy«ıı yaratmamalıdır. Bu kararta- ra herkes uy mak zorundadır. Bundan cn küçük btr ödün verilmesi söz konusu olamaz. Anayasa tarahndan laik, de- mokratik sosy al hukuk devie- ti olan Türkiye Cumhuriye- ti'nikoruma ve kofiama göre- vi kendisine verilen Türk Si- lahlı KuvvetJeri (TSK), bu ko- nudaki kararlığını her fırsat- ta dile getirecektir" görüşün- de birleştiler. IComutanlann. RP'den yansjtılan kan'ım MGK'de, 8 yıllık ke- sintisiz eğitimin uy gulanama- yacağını söyleyeceği" mesaj- lan üzenne aynntılı bir dos.- ya hazırladıklan kaydedildi. Toplantıda, 28 şubattaki MGK'de alınan ve yaptmm uyansı içeren kararlann ta- kibiyle görevli olan Kılıç'm, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sunulmak üzere hazırladığı raporla ilgili bil- gi sunduğu belirtildi. Kı- lıç'ın. 8 yıllık kesintisiz zo- Tunlu eğitim ve şeriatçı yuya- lanmaya olanak tanıyan de- netimsiz Kuran kurslan ile il- gili olarak da komutanlara bilgı verdigi kaydedildi. Kı- lıç'ın. önceki gün, NevzatEr- can ve Mehmet Sağlam ile yaptığı görüşmeler konusun- da komutanlara aynntılı bil- gi sunduğu öğrenildi. Top- lantıda. komutanlann hazır- lattığı 8 yıllık eğitim dosya- sında, AB'ye üye 12 ülkede uygulanan kesintisiz temel eğitim süreleri incelendi. Ra- porda, baülkekf<ar«sıntUas w Yaşamdan • BaştarafıArka Sayfada Kazan - Neden. bir V'ahşı Nehır ne kadar ıyimser, güzel bir fılmdi... Bütün büyük yö- netmenlerin filmlerinde ka- ramsarlık ve ıyimserlik iç içe- dir. Gazetelerebakın! Hayata küsebilir insan. Bosna... Ar- navutluk'tan kaçıp. kendilen- ni istemeyen halyanlara sı- ğınmaya çalışan o ınsanlar... - Başka bir şey söy lemek is- ter misiniz? Kazan - Mutlu bir insan ol- duğum izlenimine kapılıyor musun'? -Evet Kazan- Haklısın. Ben ha- yatım boyıınca mutlu oldum. Çünkü her zaman istedığım gıbı davrandım. Bırlikte ol- fnak istediklerinıle bırlikte ol- dum Yaşamımda kimseye boyan eğmedım. Görüş fark- lılıklanm oldu ama, asla bo- yun eğmedim. düşük süreli zorunlu eğitimin 8 yıl olduğu ve Yunanistan. trlanda. Hollanda ile tngılte- re dışındakilerde zorunlu eğitim için uygulanan müfre- datın "standart-ortak" oldu- ğuna işaret edıldı. Raporda. şugönışlereyervenldi "Bu ülkelenle zorunlu eğitimde bir mesleğe y önelik ders «ku- tulmamaktadır. Türkiye'de '5+3=8 yıl" biçinündegetiril- meye çaîışılan sistemin 3 yıl- lık ortaöğretime tekabül eden bölümüoün hir meskğe \ö-. nelik «labileceği düşünül- mektedir. \ani öğrenci 5 yıl- lık bir ilköğretimden sonra 10-11 yaşlannda meslek eği- timi veren bir okula girebile- cektir. Oysa AB ülkelerinin çoğunda bu yaş sının, 14- 15'tir: y ani asgari 8 yılhk or- tak bir temel eğitimden geç- meyen çocuklar bir mesleğe yönelik okula gidememekte- dirler." Ordu Kum çalana falaka ORDU (Cumhuriyet) - Ordu'da bir türlü önleneme- yen kıyılardaki "kum yağ- ması" yöre halkının deyişıy- le "denizin aklını bozmaya başladı." Ordu \alisi Mus- tafa Malay. yağmadan üzün- tü duyduğunu bclirterck "Kesin emir verdim. Sahil- lerden kum çalan y akalarur- sa onlan ibret-i âlenı için fa- lakaya vatıracağım" dedi. - G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Akit. Yeni Şafak, "çarpıtarak hayır"c\: "Halkın dini duygulanyla oynayamazsınız. Kuran düşmanlığı yapmayın..." Oysa, halkın dini duygulanyla oynayanlar zorun- lu eğitimden yana olanlar değil, tam tersine imam hatiplere işlevınden farklı anlamlar yükleyenler... Bu konulara, demokrat kesimden de şu tür fark- lı yaklaşımlar geliyor: "Bu noktaya gelmede en azpayı olanlann başın- da Erbakan / sayabilınz. Bu okullan sağcı ve solcu politikacılar açmadı mı?" "Eğitimde birliği delik deşik hale getirenler, şim- di sekiz yıllık temel eğitim şampiyonu kesiliyor..." Haklıhk payı var. Ama, gün bunlann listesinin tu- tulacağı gün değil. Çağdışılığa karşı en geniş yelpaze nasıl oluşturu- labilir? Öncelikle bu sorunun yanıtınm zaman geçırmek- sizin verilmesi gerekiyor. Bu soru, sağ-sol kavram- lannı da aşıyor. Çağdaş bır temel eğitim, demokra- sinın tarlasıdır Tarlayı nadasa bırakıp ürün beklemek ne kadar boşunaysa, eğitimi çağdışı kılıp, çağdaş bir Türki- ye beklemek de o kadar boşuna... Eğitimin masaya yatınlmış olması, bu alandaki sorunlara çözüm üretmek için de fırsat yaratabilir. Burada bir parantez açalım. imam hatip liseleri- nin işlevi ıçine sokulmasıyla eğitim sorunu çözülmüş mü olur? Tabii kı hayır.. Anadolu'daki üselerden bıhnde öğretmenlik ya- pan arkadaşımı aradım. Anlattıklarından bırkaç tüm- ce: "Bakanlıktan süreklı talımat geliyor. Başan oranı- nın yüksek olmasını ıstiyorlar. Bu yüzden herkese ğeçer not vermemizi istiyorlar. Kimi öğrencileri ade- ta zorla sınıf geçiriyoruz. Lise ikinci sınıf olup, yazı yazmasını bilmeyen öğrenci var..." Parantezi kapatalım. Devam edelim. Sekiz yıllık zorunlu eğitim tartışmalarının özü şu: "Temel eğitim dinselleşecek m; dınselleşmeye- cekmi?" Ötesi fasa fiso... Yok, gelışmiş ülkelerde şöyley- mişdeötekilerdeböyleymiş... Butürzorunluluksa- dece kabile tipi toplumlarda varmış da demokratik ülkelerde yokmuş... Bunlar, gulu gulu dansı... Gidış, eğitimin birliğinın delinmesi değil. O zaten delınmış durumda. Gidiş, eğitimin birliğinın tam kar- şı yönde sağlanması. Tüm eğitimin dinselleştirilme- si... Erbakan'dan Asiltürk e kadar RP içındeki tüm karından-takkeden konuşmaların temeiinde bu ya- tıyor. Burada bır tehlike daha var. Sekiz yıllık temel .>9grtwne-evet deyipf attıncı sınıftan itibaren halen ı- mam-hatip ortaokullannda okutulan derslerin seç- meli hale getirilmesi... Bu, beraberinde tüm temel eğitimin hedeften sap- masını getirir... MGK tartışacak mı? Kafalardaki güncel soru şu: - 31 marttakı Millı Güvenlik Kurulu toplantısında konu gündeme gelecek mı gelmeyecek mi? Görünen o ki gelirse "usulen" gelmeyecek. RP'nin sekiz yıllık kesintisiz eğitimin niçın olma- ması gerektiği yönünde hazırlık yapıp Erbakan'ın eline verdiği söyleniyor. Buna karşılık da askerler niçin hemen kesintisiz eğitime geçilmesi gerektiği hazırlığını yapıyor. Attığı imzayı bile inkâr eden bir başbakanla karşı karşıyayız. Bu ortamda sorunlan sağlıklı tartışmak da zor. Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam la onceki akşam AJmanya Dışışlerı Bakanı Klaus Kinkel'in Erbakan'la düellosundan sonra verdiği kokteylde sohbet ettik. MGK Genel Sekreteri Orgeneral llhan Kılıç'la görüşmesini şöyle özetledi: "Aynı düşündüğümüzü gördük. Memnun ol- duk..." Hükümet ortaklan farklı tellerden çalmaya devam ediyor... Bütün bunlar bir yana. Türkiye'nin geleceğini dü- şünüyorsak, eğitim sorununu hükümetin de MGK'nin de üzerinde tutmalıyız... Kısacası tam bir "sekizberlik" gerekiyor... YONETMEN: FRED SCHEPISI OYUNCü: TOM SEIJJECK, KEN TAKAKÜRA BEYZBOL SAHALARININ SEVİLEN OYUNCUSU KARİYERİNİN KÖTÜLEŞTİĞI BİR ANDA JAPONYA'NIN CHUNICHI DRACONLARI BEYZBOL TAK1MINDA OYNAMA ŞANSINI ELOE EDER.ANCAK OYUNCULAR İLE YÖNETtClLERİNİN IÜŞKİLERİİYİ DECİLDİR. • TRflTI B U G Ü N SAAT:21.00 TB n MİUİPİYUKOİDUBİSIMM TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GENEL KURUL OLAĞAN TOPLANTISINA DAVET Türkı\e Cumhuriyet Merkez Bankası Hıssedarlar Genel Kurulu olağan toplantısı aşağıda- ki gündemı görüşmek üzere 15 Nısan 199 7 Salı günü saat 14.00'te Istıklal Caddesı No. 10 U- lus-^nkara adre^indekı tdare Merkezı Yenı Hızmet Bınasındavapılacaktır Sayın hıssedarla- nn kendilenne göndenlen davet mektubu. \ekilleri aracılığı ile katılacaklann ise noterlıkçe aşağıdakı omeğe uygun olarak düzenlenmış \ekâletname veya vekâletname ile birlikte vekâ- let \ erenın noterce ona>lı ımza sırküleri ile katılmaları nca olunur Hissedarlardan arzu edenler Bankanın 1996 Yılı Yıllık Raporunu (Banka Meclısı ve De- netleme Kurulu Raporlanm. bılanço. kâr \e zarar hesaplannı) incelemek uzere ıdare merke- zımız \e şubelenmızden temın edebıhrler TÜRKtYE CIMHURİYET MERKEZ BANKASI Baaka Meclisi GÜNDEM: 1- Açilış \e di\an teşekkülü. 2- Toplantı rutanağının ımzalanması hususunda divana yetkı venlmesı. 3- Banka Meclisi \eDenetleme Kurulu'nun 1996hesap>ılınaaıtraporlannınokunması ve görüşülmesı, 4- 1996 yılına ait bilanço. kâr ve zarar hesabının onaylanması. kânn teklif gereğınce dağı- tılmasmın kabulu veya reddı. 5- Banka Meclisi ve Denetleme Kurulu'nun ibrası 6- Banka Meclısı'nde görev süreleri 30 Nısan 199"" tanhınde sona erecek iki üyelik ıçın se- çım vapılması. 7- Denetleme Kurulu'nda görev sürelen 30 Nısan 1997 tanhınde sona erecek iki üyelik için (B-C) sınıfı hessedarlannca bır, (D) Smıfı Hissedarlannca btr üye seçimi. VEKÂLETNAME ÖRNEĞİ Hıssedan bulunduğum Türkıve Cumhuriyet Merkez Bankası Anonım Şirketi'nın 15 Nısan 1997 tanhınde Istiklal Caddesı No. 10 Ulus-Ankara adresindekı ldare Merkezi Yenı Hizmet Bınasındasaat 14.00'tevapılacak 1996 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısında benı tem- sıl etme>e ve gundemdekı maddelenn karara bağlanması ıçın oy kullanmaya "yı ve- kıl tavinettım. VEKÂLETİ VEREN lsim, İmza, Tarih VEKÂLETİ VERE1NİN : Sermaye Mıktarı : Hısse Adedı : •\drusi : Not: Vekâlctnamemn noter onavsız olması halınde vekâletı \erenin noter onaylı ımza sir- kulennın \ekâletname\e eklenmesı gerekmektedır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear