22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28MART1997CUMA 12 HABERLER İstanbul Tabip Odası Başkam Prof. Dr. Orhan Arıoğul, Sağlık Bakanlığı'ndan şikâyetçi Sağhk lıizıııt'tloıi çökertiMyorAnoğul, birinci basamak hizmetleri en iyi veren kurumun sağlık ocaklan olduğunu ifade ederek, bakanlığın bu kurumu çağdışı olarak gördüğünü söyledı. Sağlık Bakanhğı'nın hazırladığı yasanın "piyasa ve kârlılık" esaslan üzerine oturtulduğunu savunan sağlık ocağı çahşanı Dr. Turabi Yerli bu anlayışın insan sağlığmı oiumsuz etkileyeceğini vurguladı. SAADET USLU Birçok sorunun yaşandığı sağlık sektörünü özelleştirmenin birinci basamak sağlık hizmetlerinı çö- kerteceği vurgulandı. Kişinin temel sağlık sorunlannı çözmek amacıyla başvurduğu bi- rinci basamak sağlık hizmetlerin- de yaşanan sorunlann özellikle gözardı edildiğini savunan hekim- ler, "Birinci basamak sağlık hiz- metleri ve kurumlan sağlık ocak- lan bilinçli bir şekilde çökertilmiş vebirboşİuk.varaülmıştır''dediler. istanbul Tabip Odası Başkam Prof. Dr. Orhan Anoğul. hastane- lenn >ükünü büyük oranda azaltan birinci basamak hizmetlerini yıl- lardır sağlık ocaklannın verdiği- nı, ancak son yıllarda bu kurumun ilkel kabul edilmeye başlandığmı söyledi. Bu anlayışı 'Çağdışı' olarak ni- teleyen Anoğul. "Sağhk ocağı de- nince kırsal kesim anlaşılıyor. Oy- sa kentlerin de sağlık ocaklanna ihtiyacı var" dedi. Sağlık Bakanh- ğı'nın yeni hazırladığı sağlık re- formuyla kaldınp yerine aile he- kimlığini getirmek istediği sağlık ocaklan için "Şu anda koruyucu hizmetlenlerakibiyok"'diyen An- oğul, şöyle devam etti: "Sağhk ocağı bir popülasyonu oluştunır. Kişiye ilk tedaviyi koru- yucu hizmeti. Töm verileri ve gra- fikleri düzenler. Kişilerin sağlık so- nınJannı gerektiğinde evlerine ka- dar giderek takip eder. Oysa aile hekimliği muajene hekimliği yap- mak. Bir ekip çalışması birev sel ha- le getirilmeve çalışılıvor. Düşünün bir popülasyonu bir insanın tek ba- şına nasıl yürütecek." Sağlık ocağında çalışan Dr. Nu- ran Doğramacıoğlu, sağlık ocakla- nnın yerine getirilmeye çalışılan aile hekimliğinde sadece tedavi hizmeti verileceğini, koruyucu hizmetler ve çevre faktörünün yok edildiğini belırtti. Bugün sağlık ocaklannın ele- man ve alt yapı sorunlan olduğu- nu bu vüzden de birçok aksaklık- laryaşandığını belirten Doğrama- cıoğlu. "Bu durum aile hekimüği- nin getirilmesi için bir neden değil. Fksiklikk'rin tamamJanmasrvta te- S a ğ l ı k o c a k l a n n ı n d u r u m u i ç l e r a c ı s ı Çok hastaya az hizmet veriliyor İstanbul Tabip Odası Pratisyen Hekim Komısyonu'nun verilerine göre, tstanbul'da 180 sağlık ocağı, 30 ana-çocuk sağlığı merkezı. 19 SSK dispanseri, 7 Milli Eğitim Dispanseri, 11 Verem Savaş Dispanseri, 32 ılçe ve 1 büyükşehir belediyesınin sağlık kuruluşu ile bazı kurumlann polikliniklen bulunuyor. Bunun yanj sıra yakJaşık 400 özel dispanser, 21 Kızılay dispanseri ve 4 bin civannda muayenehane bulunuyor. tstanbul'da sağlık ocağı başına 60 bin nüfus düşerken. bunun olması gerekenden altı kat fazla olduğu belirtıliyor. Sağlık ocaklannda halen 700 hekim (3-4 bin olmalı), bin 500 hemşire (7-8 bin olmalı), 300 sağlık memuru (en az bin tane bulunmalı) ve 350 çevTe sağlığı teknisyenı (binin üzerinde olmalı) bulunuyor. Sağlık Bakanlığı'nın 1996 yılı içınde hazırladığı "Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanun Tasan Taslağı~nda Aile Hekimliği "halkın sağlığmı korumak ve getişrirmek üzere kişive yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ve birinci asamak tedavi hizmctlcrinin verilmesi görevi" olarak tanımlanıyor. Yani aile hekimi. bu güne kadar sağlık ocaklannın verdiği birinci basamak hizmeti verecek. Ostesinden gelemediği durumlarda hastayı, hastaneye kamu sağlık merkezlerine veya kamu sağlık laboratuvarlanna sevkedecek. Aile hekimi en fazla 3 bin kişiye bakacak ve yanında en az bir ebe ve hemşire çalışacak. Aile hekimleri birinci basamak hizmetlerin yanı sıra, temel laboratuvar, ikinci ve üçüncü basamak hizmetlerin takibi. gerektiğinde ılaç temini, aile planlaması ve istatistik işlemleri de yürütecek. Bakanlık. bu tasannın çıkmasındakı gerekçelerde, dünya normlanna uygun bir model geliştirilmesinin zorunluluğundan bahsediyor. mel sağlık hizmetleri en iyi biçim- de verilecektir"' diye konuştu. Nu- ran Doğramacıoğlu, Dünya Sağlık Örgütü'nün venlenne göre, temel sağlık hızmetlerinın özelleştirildi- ği yerlerde bulaşıcı hastalıklann arttığını da belirtti. Sağlık Bakanlığı'nın hazrladığı yasanın "piyasa ve kârlılık" esas- lan üzerine oturtulduğunu savu- nan sağlık ocağında çalışan Dr. Turabi Yerli ise bunun insan sağ- lığını oiumsuz etkileyeceğini vur- guladı. Sağlık ocaklannın görevlerini. *Sağhk sorunlannın tanmu,önlen- mesi \e kontrolüne yönelik eğitim, ana-çocuk sağlığı. doğum kontro- lü ve aile planlaması, bulaşıcı has- talıklara karşı aşılama, yerel ende- mik hastalıklar ve bozukluklann önlenmesi ve tedavi, erken tanı ve tedavi, doğnı ve yeterli besknme- nin sağlanması. temiz içme suyu sağtanması, insan dışkı ve aükla- nnın uvgun biçimde yok edilmesi, bannak hijyeni, hava ve gürültü kiriiliğine karşı çahşma,ilk yardun ve acil tedavi hizmetleri. evde ayak- tan tedavi ve bakını hizmetieri, has- ta sevk ve sonuçlann izlenmesi, ad- li hekimük ve yönetimsel hekim- lik" olarak sıralayan Yerli. bunla- n bir aile hekiminin nasıl yapabi- lecegini soruyor. Türk Tabipleri Birliği de Sağhk Bakanlığı'nın \ıiUrdır varolan ulusal sağlıkörgütlenmesi mode- linin gerekJerini yerine getirmedi- ğini belirterek. "Sağük ocaklan yapınıına ağıriık vermemiş, mev- cut sağhk ocaklannın alt yapı ve teknoiojik eksikliklerini giderme- miştir 1 ' diyor. Bakanlığı'nın birinci derecede sorumlu olduğu boşluğu gerekçe göstererek yeni bir düzenleme önerdiğini belirten Türk Tabiplen Birliği görüşlerinı şöyle sıraladı: "Sağlık Bakanhğı, Türkiye'de ulusal sağlık örgütlenmesi modeli yokmuş. sağlık ocaklan yokmuş, bu alanda hiçbir birikim yokmuş gibi davranmaktadır. Bu Turldye'nm brrikimlerini yok savan ithal malı projecilik an- İavışıdır. İl Sağhk Müdürlüğü'nün istediği hekim ve sağlık personeli, diş hekimi ile sözleşme yapabilme- si, hekimin vanında ebe ve hemşi- re çalıştırma zorunluluğu bürû- nüyle sağhk personelini mevcut du- rumundan daha geriye götüren, güvencesiz ve güvensiz bir çalışma ortamı düzeni demekfir. Sağhk Bakanhğı kamusal so- rumluluklan vezorunluluklan bı- rakırken, yetkilerini daha da art- tırmaktadır. Bunun anlaniL ikti- dar partisi il başkanlarımn keyfi uygıilamalannın sınırsızlaşacağı- dir." Kalın bağırsak hastalıkları öldünnüyor, süründürüyor İstanbul Haber Servisi- Kanserden hemoroide, çat- laklara kadar birçok çeşidi olan kalın bağırsak hastalık- lan erken lanı konduğu za- man tamamen iyıleştirilebi- liyor. Hastalıklann makattan (Kalın bağırsağın son kısmı) gelen kanamayla anlaşıldı- ğını belirten uzmanlar, "Her kananıayı önemsemek gere- kiyor. Makattan gelen her kanama aksi ispat edilene kadar kanser şüphesi taşır" diye konuşuyorlar. Kalın bağırsakta özellikle makatta meydana gelen has- talıklar, alay konusu olacak- lan ya da utangaçlık yüzün- den insanlann çoğu tarafın- dan saklanıyor. Hastalar. bu duygular yü- zünden zamantnda hekime başvurmadıklan için ileride kansere kadar gıdecek ciddi hastalıklara davetiye çıkar- tıyorlar. Türkiye'de bu hasta- lıklan bilim dalı olarak ele alan tek hastane olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Proktoloji Anabilim Dalı Başkam Prof. Dr. Halit Os- manoğlu, makattan gelen herkanamanın önemsenme- sıni ıstiyor. Kanamanın. he- moroid, çatlak, iltihap, dı- bertikül (küçük ceplikler), polip (ben gibi fazlalıklar) \e kalın bağırsak kanseri be- lirtisi olabileceğini vurgula- yan Osmanoğlu. "Et suyu renginde ve büyük abdestle gelen kanamalar ve sık sık tuvalete gitme durumunda mu tiaka doktora gidin " öne- risinde bulunuyor. Kalın ba- ğırsak hastalıklanndan ko- runmada meyve, sebze, ye- şillik, kepekli ekmek yeme- nin önemli olduğunu vurgu- layan Prof. Osmanoğlu, ba- zı hastalıklan ve özellikleri- ni şöyle sıralalıyor: -Hemoroid (basur); Her 100 kişiden SO'sinde basura bağh kanama olur. Kan, kır- mızu damla damla ya da fis- khe şeklinde geiir. Hastamn eline meme şeklinde bir küt- le geUr. Kanser riski vardır. Basur, 50-60 yaşuıdan sonra sık görülür. Kadınlarda do- ğuma bağh olarak 20-25 yaş- lannda görülebUir. Kalın bağırsak kanseri; Mide, bağırsak, karaciğer kanserleri içinde en sık gö- rülenidir. Ancak yaşama şansı daha yüksektir. Er- ken tanı konursa hasta normal hayatını yaşar. Polip; Kanama vapabil- diği gibi belirtisiz de olabi- lir. Irsi olanları vardır. Ir- si ise 40 yaşında mutlaka kansere dönüşür. O neden- le ailesinde kanser olanlar mutlaka tarama yaptırma- lıdır." Mesuliyet hasta ediyor İnsanlann büyük kısmının hayatlannm bir döneminde başına gelen bir başka makat hastalıgı da analfissür (çat- laklar). Amerikan Hastane- si'nden Operatör Dr. Musa Albukrek, Eski Mısır'da ma- kat çatlakJannı tedavi etmek için özel hekimlerin bulun- duğunu ortaçağda ise ıyileş- tirme yerine acıyı dindirme yollannm tercih edildiğini söylüyor. Hastalann utanma hissi yüzünden proktolojinin bi- lim dalı olmasmm geciktiği- ni savünan Albukrek, hasta- lıgı şöyle anlattı: " Yoğun stress makat ada- lelerinde kasıunaya ve spaz- ma neden olur. Daha çok ka- bızhk olduğunda görülen makat çadaklan, her büyük aptese çıkmada şiddetli ağn- lara neden olur. Makat ada- lesi elinizle dokunduğunuz zaman deniz kestanesi gibi ele geUr. Bu ağnlar 5 daldka- dan 3-5 saate kadar sürebi- lir. Bir dahaki tuvalete gitme- de ağn tekrar eder. Bu yüz- den hasta tuvalete gitmez >« kabızlık oluşur. Ağn artar ve kısır döngfi meydana geUr. Hasta erken gelmis.se yüzde 40-60 arasında ilaç- la tedavi olumlu sonuç ve- rir. Kronikleşmişse cerra- hi yönteme başvurulur ve yüzde 99 başan sağlanır." Dr. Albukrek, makat çat- lağmın özellikle 30-50 yaş arası mesuliyeti olankişiler- de yoğun strese bağh olarak ortaya çıktığtnı kaydediyor. Makat çatlağını 'ülser'e benzeten Albukrek, "Bu hastahktanölen yok sürünen var" diyor. Fabrika kapatıldı Uyuzilaa bıdunmuyor • Neredeyse bütün okullarda bulun ağu bildirilen uyuz hastalığımn ilacı, Keçiborlu Kükûrt Fabrikası Tesisleri'nin kapatılması nedeniyle bulunamıyor. İstanbul Haber Servisi- Uyuz tedavısinde kullanılan kükürtlü pomatlann hamaddesini karşılayan tek kuruluş olan Keçiborlu Kükürt Fabrikası Tesisleri'nin kapatılması yüzünden, ilaç sıkıntısı çekildiği bildirildi. İstanbul Eczacı Odası Başkam Mustafa Turunç, özelleştirme kapsamında genellıkle kâr eden kuruluşlann kapatıldığını savunarak, "Tesis verimB değilse, vcrinüi hak getirilsin. Hastalar. fabrika kapadldığı için 260 bin liralık verine. ithal olan 1.5 mihon liralık ilacı kuüanmak zorunda kahyor" diye konuştu. Süt Endüstrisi Kunımu. Et ve Balık Kurumu gibi kuruluşlardan sonra özelleştirme sağlığı da vurmayabaşladı. Keçiborlu Kükürt Fabrikası Tesislen'nin zarar ettiği gerekçesiyle kapatılması yüzünden ülkede uyuz ilacı sıkıntısı başladığı bildirildi. üyuz vakalannm Turkiye'de giderek arttığını vurgulayan Turunç, " Fabrika kapandıgı için üç a\dır ilaç sıkıntısı >aşıyordu. Şuanise piyasada hiç ilaç vok" dedı. Türkiye'de üretilen ilaçlann 260 bin lira olmasına karşın dışandan gelenlerin 1.5 milyon lira olduğunu belirten Turunç >öy le devam etti: "Siyasi . iktidariar özelleştirme furyası içinde. Genellikie kâr eden kuruluşiar kapatılıvor. Dışanya bağımlı hale gelmemek, toplumsal >aşam sorunlan yaratmamak için Türkiye'nin temel gereksinimini karşılayan kuruluşlann kapaülmaması, kapaülanlann yeniden açılarak verimli hale getirilmesi gerekir. İlaç firmalan da pahalı ilaçlann üretimine öncelik tanı\or. Sağlık Bakanhğı, ilaç firmalannı uvarmair. İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANEN TEBLİGAT Ilyas Can (Mehmet ve Keziban oğlu 16.01.1976 doğumlu, Kayseri ili, tncesu ilçesi, Kızılören Köyü nüfusuna kayıtlı olup halen istanbul ili, Bağcılar ilçesi, Atatürk Caddesi Bakır Apt. No: 14'te oturur.) Kaçakçıhk suçundan sanık Ilyas Can hakkında istanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin E.: 1993/866, K.: 1996/159 sayılı, 18.03.1996 tarihli kesinleşmiş karan gereği mahkûm olduğu 2.906.000 TL ağır pa- ra cezasına ajt ödeme emri tüm aramalara rağmen adı geçene tebliğ ettirilememiştir. Ilanen tebliğ olunur. Basın: 12553 Bülent Ersoy sokak çocııkları için söyledi Sokakta yaşayan ve çalışan çocuklann topluma kazandmlması amacıyla "Kırmızı ışık çocuklanna yeşil ışık yakın" adlı bir kampanva başlatan Sokak Çocuklan Cönüllüleri Derneği ve Şişli Belediyesi, bu nedenle bir gece düzenledi. Harbiye Askeri Müze'de önceki gece gerçekleşen ve Bülent Ersoy'un da bir konser verdigi gecenin geliri ç ocuklann rehabilitasyonu için yapüması planlanan merkeze bırakıldı. Şişli Betediye Başkam Gülay Ang'ın Ersoy'a bir plaket verdiği geceye Semra Özal ve eski bakanlardan Sudi Türel de kanldı. (Fotograflar:KADER TUĞLA) ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Yokuş Grip yakamı bırakmıyor. Öksürük, aksınk; kimı olaytan uzaktan izlıyorum ancak. Ankara Film Festivali nedeniy- le düzenlenen törene de katılamadım. ArnaTFfT-2'de baş- tan sona yaşadım, elbet mutlu oldum. Ödül alanlar, ödül verenler, festıvalegönül ye destek verenlerle mutiu, umut- lu bir olay. Sanatsevertiğimi de, seçmenliğimi de okşu- yor. Çankaya'da bir seçmen olmanın rahatlığını da duyu- yorum. Oy verdiğim yerel yöneticiler düş kınklığına uğrat- mıyor beni! Btr seçmenin, kullandığı oydan pişmanhk duymaması çok önemli değil mi? Ancak milyonlarca seçmen büyük düş kınklığı yaşıyor bugün. Kimı politikacılar, bırakalım seçmenlerin ıstekteri, eğilimlen, gereksinımleri doğrultu- sunda çalışmayı; anayasal çizgiyi de zorluyor, cumhuri- yetimizin ilkelerine, dahası kürsüdeki yeminlerine de ters düşüyor! RP'lilerin davranışı, ANAP'lılann belli konularla ilgili politikalanm açık-seçik ortaya koymamalan, kimi DYP'lilerin değişkenlıği nasıl yorumlanabılir! Siyasal orta- mın yozluğu önlenebilir mı bu dayranışlarla? Rüzgârgü- lüne benziyor kimı politikacılar! Milli Güvenlik Kurulu'nda başka, partı meclisinde başka kışilık sergiliyor. Imzaladık- lan karariann uygulanamayacağını açıklryor, demokratik tıkanıklığı aşacak yolu kapryor! Yeni soylemlerie günde- mi çarpıtıyor! Sekiz yıllık eğıtımın uygulanamayacağını söylerken Kurtuluş Savaşı'nı, inananlann başardığını öne sürmek bir saptırma, çarprtma değil mi acaba? Kurtuluş Savaşı'nı kimlerin başardığını biliyor halkımız; kimler kurtardı parçalanmaktan vatanımızı, kimlerdakja- landırdı bayrağımızı, kimler kurdu laik cumhuriyetimizi, cumhuriyet kuşaklanna neler öngördü, çağdaş uygariık yolunu nasıl açtı, neter amaçladı? Amaca varmak için na- sıl çalıştı... Eğitim dalını nasıl yeşerttı, yaşamda en ger- çek yol gösterici bilım, dediler, bilimin ışığıyla aydınlan- maya yöneldıler. Sürekli aydınhk da böyle yaşanacak, a- ma karanlık güçler hoşlanmıyor, tepki gösteriyor, aydın- latmayı değil karartmayı yeğliyor Küçük beyınlen bilinç- lenmeden yıkamayı, doğru seçimlere varmadan yönlen- dirmeyi... Ben umutsuz değılim doğrusu. Karanlığın ötesindeki aydınlığı görüyorurn. Okurlanma da göstermeye çalışıyo- rum. Mesleğımin bilincini de derinden hissediyorum gi- derek. Yaklaşık yanm yüzyıla ulaşmama karşın hâlâ belli kuşkulanm var. Sağlıklı kamuoyu oluşturmayı başanyor muyuz acaba? Kimi zaman biz de çarpıklığa araç olmu- yor muyuz? Bireysel doyumlanmıza karşın genel, mes- leksel bir doyuma ulaştığımız söylenebilir mi? Açıklarnak zorundayım, TV düâmesini çok az çevinyorum son gün- lerde, tüm kanallarda aynı görüntüleri iztemek insanı yo- oıyor. Kimi programlar da serumlu bitkiler gibi hayli ya- pay ürünterle akıl almaz boyutlara vanyor. Dallanıyor, bu- daklanıyor, boynuzlanıyor Ancak dev boyutlarına karşın cüceliği sergiliyor. Çoksesli, çok görkemli programlar da hayli fakir, soluk kalıyor ekranda!.. Arada bir açıkoturumda bir konuşmacıda öz sesimizi, özlemimizi dinliyoruz, ama keçiboynuzu tüni bir tat veri- yor ancak. O tada vanncaya kadar nelere katlanıyorsun! Oysa ekranlar daha düzeyli. daha olumlu programlara sahne olabılir. Düzeysiz programlan, 'halkımız bundan hoşlanıyor' diye savunmayı da hayli saygısız buluyorum ben. Halkın beğenisi beceriksizliğin özrü olamaz hiçbir za- man; halka iyıyı, güzeli, doğruyu venyorsunuz da geri mı çevınyor! Öte yar,dan, TRT türü bir iletişim aracının hal- kın beğenı düzeyini aşağıya değil yukan çekmesi gerek- mez mi acaba? Kimi kanallarda sergilenen çirkinliklere hangi Batı ülke- sinin TV'lerinde rastlanır bilmem. Sunucu mu, striptiz yıl- dızı mı şaşınyor insan. Türkçeden kaç kez sınıfta kalır; ha- ber okuyor, gazetecilikle hıç ilgısı yok, program yapıyor, yanlışlan da araştırmacı gazetecilık diye savunuluyor! AN- KA'nın ilk yayını Mobilya Dosyası adlı kitap duruyor kar- şımda. Güldal Mumcu'nun girişimiyle um:ag ikinci bas- kıyı yaptı. Araştırmacı gazeteciliğin güzel bir ürilnû. Ön-" sözde AJtan Oymen anlatıyor öyküsünü. O dönem hep birlikteydik ajansta. Satır satır yaşadım öyküyü. Nastl bir emek ve yürekle oluştuğunu bilıyorum. Araştırmacı ga- zetecilik diye nıtelenen programlara da gülümsüyoaım et- bet! Yaşasaydı Uğur Mumcu da nasıl kahkaha atar, ne- ler yazardı kımbılir! Son günlerde arada bir başına dönük söyleşiler de ya- pılıyorekranda. Yakalayınca ilgiyle izliyorum. Arada bir öz sesimı, özlemimi duyuyorum konuşmalarda. Çok şey yozlaşıyor, ama sağduyu ağır basıyor hâlâ. Aydınhk umut da buradan kaynaklantyor kuşkusuz. El yordamıyla da ol- sa gerçeğe uzanıyor, aldatmacaya ödün vermiyor halkı- mız. Sekiz yıllık eğitime karşı tepkiler de buradan kaynak- lanıyorashnda. Çocuklanmızın çağdaş eğitimleyetişme- sini; düşünen, konuşan, tartışan, sorgulayan kuşaklar oluşmasını amaçlanna ters buluyor kimi politikacılar... • • • Yazımı bitirmeden acı haber geldı. Gazeteci-yazarTur- han Dilligil'ı yitırdık. Boşluğu dolmayacak kişılerden bi- n, mesleğimizde. Inançlanndan ödün vermeyen bir fikir işçısi, iyi bir araştırmacı... Çok acı faturalar da ödedi, a- ma dartaoğazlara, tutukluluğa, hastalığa karşın çizgisini sürdürdü. Her zaman aynı gönişte değildik, dahası, ters de düştük, ama her zaman sevgıyle, saygıyla baktık bir- birimize. llginç bir dönerne rastlıyor ölümü. Özümüzü, mesteği- mizi sorgulamak için bir ışık tutuyor gendekilere. Gaze- teciliğin bir yaşam biçimi olduğunu kanrtlıyor her şeyden önce. Evet, bir yasam biçimi. Belli ilkelerte oluşuyor, sev- giyle, özveriyle. Özünü aşıyor, milyonlarla bütünleşiyor- sun, dünyayla kucaklaşıyorsun. Milyonlar çarpıyor yüre- ğinde. iğneyte kuyu kazıyorsun kimi zaman, karanlığı de- lecek ışığı anyorsun, halkını doğrularla aydınlatiyorsun, el- bet soluğun yettiği kadar, soluğunu kesenleri aşabikjiğin kadar... Hayli çileli, ama mesleklerin en güzeli. Keşke genç bir gazeteci oteam. yeniden tırmansam Bizim Yokuş a. Çok- tan dağıldı, Ikitelli'ye uzandı, ama ben mesleğimizi Yo- kuş'ta düşünüyorum hâlâ. Inişleri ve çıkıştan, doğal ve ya- pay tınnanışlanyla düzlüğü yaşanamayan bir yokuş. BULMACA SEDAT YAŞAYA1S SOLDANSAĞA: 1/ Doğum sırasın- da tenuzlığe dik- kat edilmemesi yüzünden loğusa- nın tutulduğu ateş- 3 li hastalık. 2/ Bi- linc... Ikı nicelik arasındaki bağınn. 3/ Yabancı... Tür- kiye'nin batıdakı en uç noktası olan burun.4/Kübakö- kenli bir dans ve müzık... Şarap mahzeni. 5/Poker- 1 2 3 4 de, sırayla birbirini izle- yen,renklerifarklı beş kar- ta verilen ad... Baryum ele- mentinın sımgesi. 6/ Batı Anadolu'da ünlü bır antik kent... Akla ve sağduyuya 4 aykın olan. II Bir bağ- 5 laç... içinde tohum ya da krizalit bulunan koruncak. 8/Bırnota... Birtürufakve hafif motosiklet. 9/ Tehli- keli dunım... Rütbesız as- ker. YUKARIDAN AŞAĞrK4: 1/ Gebelikte kimi yemeklerden tiksinip. olmayacak şeyler için aşın istek duymak. 2/ Uzun tüylü bir süs köpeği... Ulus- lararası Futbol Federasyonu'nun simgesi. 3/ Bir gösterme sıfatı... Bır sanayi kuruluşumuzun kısayazılışı... Utanç duy- ma. 4/Ertem Eğihnez'ın. Yeşilçam fılmlerinın parodisi olan filmı. 5/Bir ilimız... Düz ve genış arazi. 6/ Yayla ya da bah- çe kulübesi... Bozulmamış, bayatlamamış olan. 7/ Uzak... Kısa bacaklı bir köpek cinsı. 8/Sarp geçit... Praseodım ele- mentınin simgesi. 9/Göçücü balıklann Akdeniz'den Kara- deniz'e çıkması.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear