22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 MART 1997 ÇARŞAMBA HABERLER Uçak kazalarmnı ardında kâr hırsı yatiyor Eski ABD Ulaştırma Bakanlığı Başmüfettişi, uyarılan dinlenmeyince kitap yazdı Schiavo, güvenli bir uçak yolculuğu için nelere dikkat edilmesi gerektiğiııi aniatıvor. Çeviri Servisi - ABD'de Ulaştırma Bakanlığı ıle Federal Havacıhk Dairesi'nin (EAA) arasının açılmasına yol açan hava taşımacılığinda güvenlik konusu, eski Ulaştırma Bakanlığı Başmüfettişi Mary Schiavo'nun yazdığı bir kitap ile suyüzûne çıktı. ABD'de iç hatlarda çalışan ValueJet'lerin uçuş güvenliği açısından son derece sakıncalı olduğunu ileri süren ve bu konuda FAA'yı sûrekli uyaran Schiavo'nun ne denli haklı olduğu acı bir olay ile kanıtlandı. 11 Mayıs 1996"da Florida'da 110 yolcu ve mürettebatıyla birlikte bataklığa düşen ValueJet'ten kurtulan olmadı. Kazanın, FAA yetkililerinin uyanlanna kulak asmaması yüzünden meydana geldiğini öne süren Schiavo, sesini duyurabilmek için görevinden istifa etti ve görüşlerini "Kör Uçuş" adlı kitabında dile getirdi. Time dergisinin kapak konusu yaptığı haberde, Schiavo'nun kitabından almtılar yer alıyor. Kitabında, havayolu şirketlerinin daha fazla kâr etmek amacıyla başvurduklan dolambaçlı yollan gözler önüne seren Schiavo, uçak yolculanrun güvenli bir yolculuk için şu hususlara dikkat etmesi gerektığini belirtiyor: 1- Eski jet uçaklanna binmeyiıı 20 yıllık uçaklan allayıp Mary Schiavo'nun kitabı Kör Uçuş, Time dergjsine kapak oldu. pullayıp uçak fılosuna katan havayolu şirketlerini seçmeyin. Sektöre yeni giren ve mali sıkıntı içindeki havayolu şirketlerinden uzak durun. Eski uçaklannı emekliye ayıran ve filosunu sürekli yenileyen şirketleri tercih edin. 2- İmalat hatası olan uçaklar ile uçmayın Bazı uçaklann sicili bozuktur. sık sık kaza yaparlar. Aşın soğuk ortamlarda kontrolden çıkan Fransız-ltalyan ortak yapımı ATR uçaklan ve şaibeli bir geçmişe sahip olan Rus yapımı uçaklara. gerekmedikçe binmeyin. 3- Uçakta en güvenli yere oturun Kaza istatistiklerine göre uçaklarda güvenli yer yoktur. Ancak yine de hayatta kalma şansımn yüksek olduğu yerler vardır. Uçak kazalannda insanlar genellikle dumandan boğularak ölür. Bu nedenle kondor tarafindaki 'çıkış' kapılanna yakın koltuklar tercih edilmelidir. Çıkış kapısı ile koltuk arasında, geçişi engelleyecek herhangi bir engel bulunmamasına dikkat edilmelidir. 4- Güvenlik konusundaki şikâyetlerinizi yetkililere büdirin Uçuş sırasmda tanık olduğunuz aksaklıklan vakit geçirmeden yetkililere bildirin. Güvenliğine ilişkin olumsuz duyumlar • aldığınız havayollanndan uzak durun. 5- Havaalanı açık bile olsa nrünalı havalarda uçmayın Olumsuz hava koşullannda mecbur olmadıkça uçmayın. Eğer pilot deneyimli ve soğukkanlı ıse sorun çıkmayabihr, ancak pilot konusunda herhangi bir tercih şansınız olmadığından işi şansa bırakmayın. 6- Uçak mürettebaö ile Ugili şikâyetierinizi itgilikrebiklirin Uçuş sırasında istekleriniz yerine getirilmiyor, hak ettiğiniz koşullar sağlanmıyor ise mutlaka ilgilinin adını kaydedin. Uçuştan sonra şikâyetlerinizi havayolu şirketine bildirin. Soğukoğlu 'Tuda yangını kaderin tecellisV • İstanbul Itfaiye Müdürü Muhittin Soğukoğlu, tanker yangınında yaşamını yitiren İtfaiye Grup Amiri Celil Dağ'ı, inançlı özelliğinden özelliğinden dolayı 'amiryaptığınf açıkladı. İstanbul Haber Servisi - RP'lı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ttfaiye Mü- dürü Doç. Dr.Muhhtin So- ğukoğlu. Tuzla'daki tanker yangınını 'kaderin bir tecel- lisi' olarak değerlendirdi. tki ıtfaiyecinin öldüğü, 20 ıtfaiyecinin de yaralandığı Tuzla yangınını. ttfaiye der- gısinın ocak-şubat sayısı için değerlendiren Soğukoğlu, yangınla ilgılı olarak "Mu- hakkak ki zahiri sorumlula- n vardır, ancak inancımıza göre olayda batıni sebep ka- derin bir tecellisidir''' ifade- sını kullandı Soğukoğlu, eğitimı gereğı er olarak gö- reve başlaması gereken Ce- lil Dağ'ı doğrudan grup amir yardımcısı yapmasının ge- rekçelerinı de şöyle anlattı: "Celil Dağ, itfaiyemize son akitğımız üniversite mezunu, inançlı, inancını yaşamaya çalışan, kabuğuna sığmayan, gözünü budaktan esirgeme- yen, bundan dolayı başından macera eksik olmayan bir kardeşimizdL ttfaiye Eğitim Merkezimizde vermiş oldu- ğumuz 4.5 ayhk temel eğiti- mini pekiyi dereceyle bitir- mesini müteakip Fatih Gru- bu'nda-Grap Amiri nezare- tinde amiryardımcısı olarak görevlendirilmiş, birkaç ay önce de \ekâleten Bakırköy Grup Amirügi'ne atanmış- h." Soğukoğlu, Celil Dağ'a görev verdıği sırada söyle- diği sözleri aktanrken de yö- neticilik ve düşünce sistemi- ne ilişkin ipuçlan verdi: "O gün kcndisini çağırmış ve şöyle demiştim: 'Sana ağır birgörev vermeyi düşünüyo- rum. Ancak bu görevi başar- maya mecbursun. Zira omuzlanmızdaki yük çok ağırdır. Yıllardır inanan in- sanlar olarak ezildik ve hor- landık. Üstad'ın ifadesiyle "öz yurdumuzda garip, öz vatanımızda parya muame- lesı gördük." Hertürlüalter- natif denendikten sonra, Rabbimiz'in inayetiyle hal- kımız inananlan görev başı- na getirdi. Bunun kıymetini bilmez. üstesinden gelemez- sek, belki bir daha bu ema- net uhdetnizetevdiedilmez." Sogukoğlu'nun yaklaşı- mını değerlendiren psikiat- rist Prof. Dr. Özcan Köknel, bu konuşmanın bilimın yanı sıra tslamın akılcılığı buyu- ran ıçeriğine de aykın oldu- ğunu söyledi. İçişleri Bakanlığı'nın bu kursların kapatılması yönünde harekete geçmediği belirlendi Yasadışı Kuran kıırslan korunuyor BAR1ŞDOSTER Tarihi Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısından sonra gündeme gelen ve ka- patılmalan yönünde tavsiye karan alınan yasadışı Kuran kurslan hakkında, Istan- bul'da bugüne dek hiçbir işlem yapılmadı- ğı ortaya çıktı. tstanbul'da yasadışı Kuran kurslannın en yoğun olduğu Üsküdar, Sultanbeyli ve Ga- ziosmanpaşa ka>Tnakamlan, kendilerine bu yönde bir talımat gelmediğıni söylediler. İstanbul Valısı Rıdvan Yenişen ise MKG toplantısından sonra yapılması gerekenle- ri öncelikle İçişleri Bakanlığı'nın tespit et- mesi gerektığini vurgulayarak, "Öncelikle bakanlık ne tür önlcmler aknması gerektı- ğini kararlaştınp bize bil- dirmeli ki bu de ona göre gereğiniyapabileliın r ' diye konuştu. 28 şubatta yapılan MGK toplantısında üze- rinde önemîe durulan ve kapatılmalan hükümete tavsiye edilen yasadışı Ku- ran kurslannın faaliyetle- rine devam ettikleri belir- lendi. Türkiye genelinde yasadışı olarak eğitim ve- ren toplam 425 Kuran kur- sunun yaklaşık 200'ünün bulunduğu tstanbul'da. bu kurslann en yoğun olduğu bölgelerin başında gelen Osküdar, Sultanbeyli ve Gaziosmanpaşa ilçelerin- de henüz hiçbir kurs hak- kında işlem yapılmadı. Üsküdar Kaymakamı Alim Koçer,konuyla ilgili olarak henüz ilgili bakanlıktan bir ta- limat gelmediğini belirterek "Tatimat gel- mesini bekliyoruz. Gelirse gereğini yapanz. Ama henüz bir talimat gelmediği için bir iş- lem de \apılmadı" dı>e konuştu. Şeriatçı örgütlenmenin en yoğun yaşan- dığı ilçeler arasında yer alan Sultanbey- li'nin kaymakarru AhmetArabacı ise yasa- dışı kurslar hakkında herhangi bir bilgiye sahıp olmadığını kaydetti. Arabacı. "BeMe- mizde yasadışı Kuran kursu varsa ve bun- lann kapatılmalan yönünde bir talep gelir- se harekete geçeriz. Fakat şu ana dek böyle bir talep gelmedP dedi. Diyanet'e baglı en fazla Kuran kursunun bulunduğu Gaziosmanpaşa ilçesinin kay- makamı Aziz lnci de diğer kaymakamlan doğruladı ve "Bu kurslaria Ugili bir işlem yapmakiçin herhangi birtalimatalmadık" diye konuştu. Konuyla ilgili sorulanmızı yanıtlayan Vali Rıdvan Yenişen de, bu konunun 40 yıl- lık bir konu olduğunu ve öncelikle bakan- hğın yapılması gerekenleri belirlemesi ge- rektiğini söyledi. Yenişen. neyin yasal ne- yin yasadışı olduğuna öncelikle İçişleri Ba- kanlığı'nın karar verip uygulamalan için kendilerine bildirmesi gerektiğini savuna- rak şöyle konuştu: "Yasadışı olan bir yeri tstanbul polisi kapaür. Müfettişler kursta gerekli incelemeyi yaptıktan sonra kapat- mamızı isterlerse biz kapannz. Bu konuda en çok tartışılan yerler, ögrenci yurtlan. Tokat Sağlık Müdürü Uçar: Tepkiler imam-hatip düşmanlığı Imamlar saghk müdürlüğü kadrosunda HÜSEYtN KALKAN TOKAT - RP. kendine bağlı bakanhklardan sonra şimdi de Sağlık Bakanlığı birimlerinde kadrolaşıyor. Tokat'ta 21 köy imamı tl Sağlık Müdürlüp kadrolanna yatay geçiş yaptı. 40'a yakın imamın da geçiş yapmak için onay bek- İediği öğrenildi.Tokat Sağlık Müdürü HüseyinUçar. ımam kadrolaşmasına yönelik tepkileri, "imam-hatip düşmanb- ğı" olarak nitelendirdi. Imamltk yaparken üp fakültesıni bitirerek doktor olan To- kat ll Sağlık Müdürü Hüseyin Uçar, kurumunda imamlan istihdam etmekle suçlanıyor. Uçar'ın, imam arkadaşı Sefer Şahin'ı Sağlık Müdür YardımeıhğVna getirdiği iddia edil- di. Tokat'taki imam kadrolaşması önce üst düzey yönetici- lerle başladı. Imamlık yapan Bilal Şeker Dofum Hastane- si Müdür Yardımcılığf na. Hüsnü Ozdemir Reşadiye Dev- let Hastanesi Müdürlüğü'ne, Seyfi Yıtmaz Erbaa Hastane- si Müdürlügü'ne. Cebl ve Cemal Balakar kardeşler ise Zi- le Devlet Hastanesi müdür yardımcılıklanna atandılar. Tokat tl Sağlık Müdürlügü'nebağh çeşitli kurumlara ge- çiş yapan imamlann sayısı yetkililere göre 21. Ancakbu sa- ymın ilçe ve köy birimlerine atananlarla birlikte 60'a çık- tığı öne sürülüyor. Tokat Sağlık Müdürlüğü birimlerine ya- tay geçişle alınan imamlann adlan şöyle: Necati Çakmak, İsmail Durnıuş, Eyüp Çınar, Hasan Dumlupınar, Ali Demir, Bcsinı Ocak, Eyüp Ozsm. RecepO- cak.AliBenli,ÖmerDogan,\'usufDündar,MehmctTeımır. SaHh Dumanh, Doğan Zal, AM Tok. Burfaan Erdoğan, İsa Çamsan. Mustafa Baltacı, Ömer Tok, Seyfeüin Duman. Yetkihler, sağlık müdürlüğü birimîerine atama için 23 imamın beklediğini belirtirken, bazı kaynaklar bu rakarm 40 olarak bildirdiler. Çünkü burada Kuran okununca burasuun yurt mu, yoksa kurs mu olduğu yönünde tarüşma çıkıyor ve Kuran okuyanİarda sa- dece öğreıunek amacıyla bu işi yapbklan- IU, aslen kurs olmadıklannı söylüyorlar. Ay- ncayasalar günceUeştirilmeU. Kılık kıyafet yasasua ay kın giyinen bir kişiyi polis yaka- layıp mahkemeye çıkardıktan sonra o kişi 10 bin lira paracezası verip kurtuluyor. Ön- cetikk ne yapılacağına karar verilmeli." Diyanet Işleri Başkanı MehmetNuri Yıl- maz, gazetemize yaptığı açıklamada, Tür- kiye genelinde yılda 150-200 Kuran kursu açıldığını ve yılda 150 civannda kursun da öğrenci yokluğundan dolayı kapandığını belfrftt, Yılmai, 1, Oc^k t997 tarihi iffba- nyla TürlHye genelindekı 5 bin 24İ Kuran kursunda 177 bin 120öğren- cinin eğitim gördüğünü ve bu kurslarda 5 bin 510 öğre- ticinin ders verdiğini kaydet- ti. Yılmaz'ın verdiği bilgiye göre tstanbul'daki 362 Ku- ran kursunda toplam 19 bin 201 öğrenci ve 724 öğretici bulunuyor. Yılmaz, Kuran kurslan mahallin ihtiyaçlan- nı karşılamak üzere mahalli mülki amirlerin teklifi üzeri- ne açıldığı için yıllara göre standart bir sayısının olmadı- ğını belirterek şunlan söyle- di: "Türkiye genelinde Ku- ran kursu açma \etkisi Milli Eğitim Bakanlığı ile işbüiiği yapüarak başkanlığımıza ait- tir ve bunun dışında hiçbir kurum ve kuruluşun Kuran kursu açma yetkisi yoktur." 50 Lİ YILLARDAN SONRA SİSTEMATİK OLARAK YOK EDİLDÎ Yasalar orman layımını hızlandırdı CEM ULUTAŞ Yasalar, doğal varlıklan kamu ya- ranna koruma amacıyla çıkanlması gerekirken, Anadolu'da yüz yıldan fazla bir süreyle getırilen yasal dü- zenlemeler ormanlann sistematik olarak yok edilmesine hizmet etti. 1950 yılından sonra çok partili ha- yata geçişle birlikte yapılan 'seçim rüşveti' düzenlemeleriyle ormanlar tam anlamıyla kıyıma uğratıldı. 'Orman Nizamnamesi' adı altında 1869 yılında yapılan düzenleme ile hızlanan orman talanı, 30 Ekim 1995 gecesi. genel seçim öncesi anıden çı- kanlan ve 'orman sının dışuıa çıkan- lan alanlann 3. veya 4. şahıslara satı- şına olanak tanıyan' 4127 sayılı ya- sayla doruk noktasına ulaştı. 1937'den günümüze kadar Orman Yasasf nda 22 kez köklü değişiklık yapıldı. Yalnızca 1982-1987 arasında yapılan 5 değişiklik ile 2 milyon 790 bin dekar orman alanı orman sırurla- n dışına çıkanldı. TMMOB Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezı- şık, asıl tehlikenin anayasada olduğu- na dikkat çekerek "Anayasanın 169 ve 170. maddeleri ile bunlara dayab olarak çıkanlan Orman Yasası ve di- ğer vasalar. sürüp giden orman yüa- mının başhca nedenleridir" dedi. 1972 yılından beri 21 Mart'ı Dün- yaOrmancılıkGünü'* olarakkutladı- ğımızı anımsatan Sönmezışık, bu or- tamda kutlama yerine 'ağıt yakma- nın' daha yerinde olacağını söyledi. Günümüzde omnancıhğın. 1930'lu yıllardan kalma hantal örgütlülüğü- nün, birbirleri ile çelişen yasal düzen- lemelerin, katlanılması güç idari ve siyasi baskılann ardından kaybedilen orman kaynaklan ve gittikçe artan o- dun hammaddesi açığı ile tam bir çık- mazda olduğunu kaydeden Genel Başkan Salih Sönmezışık. "1982 Anayasası'nın 169. maddesinin 4. fik- rası, 'Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından yarar görül- meyen yerlerin, tanm alanlan veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar görülen yerlerin' orman sınırlan dt- şına çıkanlmasına olanaktanıdığını" söyledi. Anayasanın bu hükmüne paralel olarak orman sınırlan dışına çıkanlan alanın 4 milyon dekara ulaştığını bil- diren Sönmezışık, "Türkiye orman- lannın sınırlandınlmasının ancak yüzde60'ıbitiriküğincgöreorman ka- dastro komisyonlannca orman sınır- lan dışına çıkanlacak daha 4 milyon dekann üzerinde potansiyel orman alanT olduğu uyansında bulundu. Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Sönmezışık, yine anayasanın 169. maddesiyle 'devlet ormanlan- nın devredilemeyeceği. devletçeyöne- tilip işletileceği, zamanaşunı ile mülk edinilemey eceği ve kamu yaran dışın- da irtifak hakkına konu olamayacağV biçiminde hükme bağlanmışken, ya- pılan yasal düzenlemeler ile 'kalbu- ra çevrildiğini' söyledi Prof. Dr. Burhan Senatalar 'Bilimin r ilerlemesi laikliğe bağlı' YUSUFZtYAAY Üniversite Öğretim Üyeleri Demeği Başkanı Prof. Dr. Burhan Senatalar, her düzeydeki bilim kurumunun ilerlemesi ve güçlenmesinin kaçınılmaz olarak laikliğe bağlı olduğunu vurgulayarak "Iran ünKersiteleri laildiğin olmadığı yerde bilimin olamayacağuıın somut bir göstergesidir" dedi. RP'nin, TÜBİTAK \e üniversiteler üzennde bir denetim kurmak istediğine ve bunun bazı örneklerinin yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Şenatalar, Harran Üniversitesi'nde Nurculuk üzerine doktora tezi yapıldığını. bunlann önemli bir bölümünü bilimsel anlamda doktora tezi olarak görmenin mümkün olmadığını söyledi Prof. Dr. Burhan Şenatalar, REFAHYOL hükümetının YÖK'ün yapılanmasını değiştirmeye yönelik girişımlerini, lran'daki üniversite yapısuım Türk ünıversıtelerine taşınması olarak değerlendirdi. Iran'da üniversıteye ögrenci yerleştirmede. "ögrencuerin ve aüeterinin İslami değerlere ne ölçüde uyduklan*nın belirleyıci olduğunu belırten Prof. Dr. Şenatalar, öğrencilerin İslami değerlere uygun bir yaşam sürmelerinin üniversıteye girmelennde kolaylaştıncı bir faktör olduğunu ve kontenjanlann yaklaşık yüzde 40'ıran "öncefikü" adaylara aynldığıru anlattı. Şenatalar, tran'da kız öğrencılenn örtünmeye zorlandıklannı, bu zorunluluğun 9 yaşından başlayarak bütün kız çocuklanna getırildiğini söyledi. Prof. Dr. Burhan Şenatalar, tran'da yayımlanan bütün kıtaplann sansüre tabi olduğunu ve yayımlanacak her kıtabın basılmadan önce tslami Rehberlik Bakanlığı'nın denetiminden geçtiğini vurguladı. tran'da ilkokul öğretmenlerinin aylık maaşının 120 bin riyal (yaklaşık 3.5 milyon lira), profesörlerin ıse 500 binriyal(yaklaşık 14 milyon lira) olduğunu vurgulayan Şenatalar, "Dolayısıyla profesörlerin bile ek işler yaparak gelirierini artnrmalan gerekiyor. İran'da Prof. Burhan Şenatalar Türkije'den daha kötü koşullar var" dedi. Şenatalar şunlan sö\ ledı: "Bu tabk» çok açık gösteriyor ki teokratikrejim,kadın haklannı ortadan kaldırdığı gibi bilimsel faaliyeti de baskı altına alı\or. Dolayısryla her düzeydeki bilim kurumunun kendini yaşatması, Uerietmesi, geliştinnesi. güçlendirmesi kaçınılmaz olarak laiklikle bağlantıb. Laikliğin olmadığı >erde bilimin olmayacağı aşikâr, ama İran ömeği de bunu -11 somut olarak kanıtlıyor. Tek tip bir bilim. tek tip bir zihnŞct, tek tip bir ideoloji bütün çeşitliliğj oMûrüyor. * OzeUiklc sosyal bilimlerde. ilahiyat dallannda, psikoktji, pedagoji dallannda bir anlamda dümadan kopuk, rejimi naklılaştıran, ideolojiyi yeniden üreten bir faaüyet oluşuyor. Buna da bilimsel bir faaliyet olarak bakmak mümkün değiL RP, TÜBİTAK ve ünrversiteler üzerinde bir denetim istiyor. Bunun bazı örnekleri. Harran İ nrversitesi'nde yaşandı. Harran Cniversitesi'nde Nurculuk üzerine doktora tezi yapılıyor. Bunun önemli bir bölümünü bilimsel anlamda doktora tezi olarak görmek mümkün değO. Bunlar bir zihniyetin değişik açılardan güçlendirilmesi, yeniden üretilmesu bilimsel sıfatı ahmda yayılması anlamına geliyor. t'niversiteierde laiklik konusunda farklüaşma göriilse de her şeye rağmen laiklik karşıüığı son derece az. Bunu aşmak isthoriar. Bunun yolu da bazı ünrversiteteri ele geçirmek. YÖK'ii ele geçirmek. ÖzelHkle de Kemal Gürüz'ün laik çıkışlanndan rahatsız oluyorlar. GetirdikJt'ri modeüe YÖK'ün bütün kadrosu değişecek. Üyelerin çoğunluğa vakın bir kısmı hükümette olacak. Bizler bugünkü değişikliğin amacını tamamen siyasal görüyoruz." BAHAR1 BAŞLATAN YENİ GÜN^ AY1NIZAMANDA ORMANCILIK GÜNÜ Nevruz,, doğanın da bayraımydı OKTAY EKİNCİ Bu yıl da "gerflim vecoşkuyla" kar- şılanan "Nevruz" bayramı, aynı za- manda dünyada da "Ormancıhk Gü- nö" olarak kutlandı. 21 Mart' m Turk- çedeki deyimiyle "yeni gün" sayıl- masının nedeni, kuzey yanmkürede- ki "ilkbahann ilk günü" olması. Ya- ni artık kış aylan geride kalıyor ve baharla birlikte yeni bir "yaşama se- vinci" başlıyor. Nitekim Türkiye'de henüz Nev- ruz'un böylesine yaygın bir siyasal destekle kutlanmadığı yakın yıllara kadar; örneğin hemen tüm "Azeri kö- kenli" aileler de her 21 Mart'ta e\ le- rini "semeni" denilen "çimlendirilmiş tohum tabaklanyia" bezerlerdi. 21 Mart, güney yanmkürede ise "sonbahann" başlangıç günü. Yani, bir bakıma soğuk ve "zoriu" aylann habercisi. Ne var ki öyle bile olsa. 1970'lerde FAO(BM Dünya Gıda ve Tanm Örgütü) öyle bir karar almış ki dünyanın kuzeyindeki ve güneyinde- ki tüm insanlan yine 21 Mart günü "ortak bircoşku" etrafında birleştiri- vermış. "Dünya Ormancıhk Günü". işte bu anlam içerisinde yaklaşık çey- rek yüzyıldır Nevruz'la birlikte bir "doğa bayramı rı olarak kutlanıyor. N p v r i l ? 1 ( i l t l n m n « l HADEP tstanbul tl Örgütü, Abdi tpekçi Spor Salonu'nda 'Nevruz Banş Şenüği' düzenledi. ^ c v ı ı u , ı v u u o u i d s ı Şenh^kanlanyaldasA15binkişi,"Sava^ttsömürüsüzbirdünyaiçinbütünanalarbirleşin'', "Nevruz ateşi çeteleri yakacak" ve "Çetelerin gıdası kirli savaşür" sloganlanyla spor salonunu inletti. Cezaevinde bulunan HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak ile eski DEP milletvtkilleri Leyla Zana, Sdim Sadak. Orhan Doğan ve Hatip Dicle'nin Nevruz gecesine gönderdiği mesajlar, "Çeteler Meclis'te, HADEP hapiste" sloganlanyla ayakta alkışlandı. Geceye tsviçre'den insan hakları delegasyonu da destek verdL Şenlikte bir grup tarafından açılan PKK, ERNK ve ARGK bayraklan ile pankartian HADEP görevlilerince izin verilmediğinden üıdirtildi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Çünkü yeryüzündeki mevsim deği- şiklikleri. aynı zamanda doğal den- gelerini koruyan "sağlıklı bir yaşam ortamının" da temel güvencesi. Bu güvenceyi "sürdürülebilir'' kılmanın öncelikli koşullan arasında ise "or- manlan korumak, yaşatmak ve yay- gınlaşürmak" en başlarda geliyor... Ne var ki, yine son zamanlarda özellikle ormanlarla ilgili "resmitu- tumlara" ve izlenen siyasete bakılır- sa, geniş bir politik çevrenin Nev- ruz'la Ormancıhk Günü arasındaki "yaşama kültürü"yle de bağlantılı evrensel ilişkıden pek haberleri olma- dığı anlaşılıyor. Örneğin Kühür Bakanlığı'nı yöne- tenler. bir yandan valiliklere yazılar göndererek Nevruz kutlamalannın gözetılmesini ve desteklenmesini is- terlerken, öbür yandan ormanhk alan- lan "doğal SİT" ilan eden Koruma Kurulu üyeleri üzerinde -kendi de- yimleriyle- "zulüm" politikası uygu- İuyorlar. Benzer şekilde, hükümet yine Nev- ruz BayTamı'nı neTedeyse "resmi bayramlar"gibı sahiplenip önemı ve güzelliğini vurgularken, aynı zaman- da orman arazilerini de Hazine arazi- leriyle birlikte yatmmcı çevrelere pa- zarlayabilmek için yeni yasa taslakla- n hazırhyor. Umalım ki hiç değilse artık önü- müzdeki yıl ilkbahann başlangıcını kutlarken. tüm insanlığın "mevsim değişikliği coşkusunu" da aynı bay- ram ıçınde alkışlanz. Örneğin, eğer yine Beyoğlu'nda "NevruzAteşi Sön- meyecek" yazılı pankartlarla yürüye- ceksek, bu yaşam ateşinin güvencesi olan ormanlanmız için de "doğayağ- masına izin verilmeyecek" şeklindeki pankartian aynı yürüyüşte birlikte taşınz..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear