Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 M-AFT1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Istantoul 12 Sınop B 10
Edırn« B 11 Samsun B 10
ÇanaKoe B 12 Trabzon B 10
Kocae'ı B 13 Gıresun B 10
Izmir V 19 Ankara PB 12
Manisc Y_ 17 Konya PB 12
Aydın
Denizlı
_Y_ 20 Eskışehır PB 13
PB 7B 18 Sıvas
Zonguidak B 11 Antalya A 19 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkârı
Van
A
A
A
A
A
A
B
B
20
19
14
16
11
10
-1
0
B 0
Yurdun batı kesımlerı
parçalı çok bulutlu,
Ege kıyılan sağanak
yağışlı. öteki yerler
parçalı bulutlu geçe-
cek. Yurdun doğu ke-
sımlerinde yer yer sıs
görülecek. Hava sı-
caklığı bıraz artacak.
Rüzgâr yurdun batı
kesımlennde kuzey ve
doğu oteki yerlerde
güney ve doğu yon-
lerden orta kuvvette
esecek
Londra
Paris
Roma
Berlın
Amsterdam
Madrid
Sofya
Brüksel
PB
PB
PB
PB
PB
Y
PB
19
16
13
11
19
6
15
Milano
Oslo
Helsinki
Stockholm
Belgrad
Vıyana
Bonn
PB
PB
Y
PB
PB
PB
PB
21
10
8
9
10
14
21
Budapeşte PB 13 Münih PB 17
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
Y
Y
PB
Y
PB
PB
10
11
8
6
10
10
20
Şam PB 18
•0Açı* (£25 Parçalı bulutlu Sısiı Bulutlu ^ Çok bulutlu • > Yağmurlu Karlı Sulukar V Gok gûrulfulu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
sı aklından evvel hareket eden bir kadından Türki-
ye gerçeklerine uygun davranışlar beklenebilir mi?
Kuşkulu demek bile yetersiz. Tek sözcükle ola-
naksız!
Ismet Solak bir özel TV'de iyi niyetle öteden be-
ri tanıyıp konuştuğu Cevheri, Menteşe. hatta
Ekinci gibi siyasetçılerin "üzüntü içinde" oldukla-
rını sö/lüyor, "bir şeyler yapmak için çabaladıkla-
nnı" anlatıyor.
Solak ya da onun gibi düşünen siyaset dışı çev-
relerin bunalıma "sivil bir çare bulmaya" yönelen
araştırmaları, elbette değerli. Ne çare, çıkış yolu
bulunabılir mı işte burası oldukça kuşkulu.
Zira, Cevheri'ler, Ekincı'ler, hatta Menteşe'ler... El-
birliğiyleŞaibe Hanım'ın bugünkü noktayagelme-
sini sağlayan kişiler değiller mi?
Türlü çeşit suçlamalarla karşılaşan, cehaleti is-
patlanmış Şaıbe Hanım'ı Yüce Divan'dan kurtar-
manın yollarını arayanlar, DYP'nin bugünkü üst
kadrosu değil de kimler, söyler misiniz?
Mayıs 1993 kongresinde "partiye yeni bir rüzgâr
getireceğini" öne sürerek Şaibe'nin peşi sıra yola
çıkanlar, bugün o rüzgârın anaforunda yavaş ya-
vaş yittiklerinı görüyorlar mı acaba?
Yeni bir hükümete can vereceği sanısıyla, bir u-
mut meşalesi gibi sütunlara oturan DYP kurmayın-
daki kışilerin, Şaibe Hanım'sız tek bir adım ataca-
ğını sanmak "abesle iştigal etmek"tir.
Türkiye, Takkeli'siz bir hükümete gereksiniyor
mu? Kuşku yok. Evet!
VVashington'dan yansıyan eğilimler; ABD'de de
yeni bir hükümet beklentılerınden söz ediyor. O ka-
dar ki haberler, VVashington'un rejim tıkanırsa -ki tı-
kandı- Cumhurbaşkanı Demirelin "alternatifhü-
kümet oluşturmak için hem makamını hem de nü-
fuzunu kullanabileceği kanısında" olduğunu içeri-
yor.
Kim ne yapar?
İyi, ama Demirel. hangi anayasal dayanaklarla
bu kanıyı yaşama geçirecek? "Alternatifhükümet"
için Demirel, makamını kullanamaz, böyle bir yet-
kisi yok. Ne hükümeti azledebilir. ne de partisi ol-
maktan çoktan uzaklaşmış DYP üzerinde "nüfuzu-
nu kullanabilir".
Rejimin tıkanmasına, TBMM'nin halk indinde gü-
venilmez bir yapıya sahip olduğu kesinleşmesine
karşın, cumhurbaşkanlarına "Meclis'i fesih yetkısi
tanınmasına bile" olumlu gözle bakılmıyor.
Pakistan'da olduğu gibi Çankaya'nın "başbaka-
nı azletmesi" söz konusu değıl.
Sonuç olarak cumhurbaşkanı, koşulları uygun
görürse; TBMM'ye, siyasal partilere "çağn"da bu-
lunabilir.
Geriye DYP grubunda yıllardır bir türlü canlana-
mayan sağduyunun harekete geçmesi olasılığın-
dan başka bir seçenek kalmıyor.
Takkeli-Şaibe hükümetinin bir an önce defterini
dürmenin vazgeçilmezgereğı, son günlerde birkez
daha ortaya çıkıyor. Takkeli'nin kurguladığı siya-
setçiler, TSK ile zıtlaşmayı, anayasal ve yasal kimi
gerekleri gözardı etmeyi hâlâ marifet sayıyorlar.
MGK'den gelen laik cumhuriyeti kollayan ve ko-
ruyan önlemlerin önemlilerine karşı çıkıyorlar.
Bugün dayandıkları. yann dayanacaklan gerek-
çeyi yine Şaibe Hanım veriyor.
Lafın nereye uzanacağını ne biliyor. ne hesaplı-
yor. "RP protokolü bozmadıkça, bu hükümet sü-
recektir" diye çalım üstüne çalım. Kuşkusuz RP bu
irdelemeyi kapıyor ve MGK isteklerinin "hükümet
protokolünde bulunmadığım" söyleyip direniyor.
Oysa, hemen her çevre ile zıtlaşmayı istemeyen
bir hükümet -daha öncelerı olduğu gibi- MGK "tav-
siyelerini", ilk Bakanlar Kurulu'nda "hükümet ka-
ranna çevirir", ardından hemen olacaklar ile daha
sonra yapılacakları saptayarak gerilimli günleri ge-
ride bırakabilir.
Perşembe günü hükümet bu anlayışı, bu diraye-
ti gösterebilecek mi göreceğiz.
Takkeli'nin kamuoyuna duyurduğu öğeler yeni
bir krizın ilk işaretleri.
Nevvyork Times şöyle yazıyor: "Erbakan kısa sü-
re önce modern Türkiye'nin Atatürk'ün çizdiğila-
ik ilkelerin sıkı kurallannı sorgulayarak alarma ne-
den oldu."
Ne alarmı?
Hazret, yangına benzin dökmeyi sürdürüyor.
Destek istediler
Öğrencflerden
uyan boykotu
İstanbul Haber Servisi -
Istanburdaki üniversite ve
lise ögrencı dernekleri, ül-
ke gündemindeki sorunlar-
la ılgili olarak gençlenn
söz hakkını kullanması
amacıyla 12,13 ve 14mart
tarihlerinde derslere gir-
meyerek "uyan boykotu"
yapmalan çağnsında bu-
lundu.
Öğrencıler. cezaevinde-
ki arkadaşlan, eğitimde
özelleştirme \e çetelere
karşı tüm oğrencilerden
boykota katkj vermelerini
istediler.
tstanbul Üniversite-
si'tıin Beyazit'taki giriş ka-
pısmın önünde toplanan
bir grup üniversıte öğren-
cısi. '12-13-14 martta am-
fîlerden boykota, özgürleş-
meje' pankartını açtı.
Gençleri boykota destek
vermeye çağıran ögrenci-
ler, polisin uyansıvla da-
ğ.ldı.
Aralannda İstanbul, Yıl-
dız Teknik ve Marmara
üniversiteleri öğrenci der-
nekleri ile İstanbul De-
mokratik Liseliler Birlıği
(İDLB) ve Demokratik
Öğrenci Birliğı'nin de bu-
lunduğu birçok öğrenci ör-
gütü. yaptıklan ortak çağ-
nyla, tüm öğrencileri, ken-
di geleceklerine sahıp çık-
maya davet ettiler. Açıkla-
mada, güzel ve aydınlık bir
Türkiye için öğrencilerin
söz hakkını kullanması is-
tenerek şöyle denildi:
"Çiller, Ağar, Bucak ve
tüm çetecilerin yarguanma-
sı. cezaevindeki öğrencile-
rin serbest bırakılması.
DGM'-lerin kapahlması.
eğitimde özelleştirmenin
durnıası ve harçlann kaldı-
nlması, soruşturmalar,
uzaklaşnrmaiar ve atmala-
nn son nulması. polis, jan-
darma ve özel gmenlik bi-
rimlerinin üniversiteden çe-
kilnu-si için 12.13,14 mart-
ta uyan boykotundaytz.
Genciz, gelccegimizi ve bu-
günümüzü istiyoruz."
Rumlar uçak peşindeANKARA/ŞAM/LEFKOŞA (U-
BA) - Türkıye'nin dört bir yanındakı
komşulan hızla silahlanıyor. Kıbns
Rum yönetimi S-300 fiizelerinden
sonra şimdi de Rusya'dan Suhoi-SU-
34 savaş uçağı alırru için Moskova
ile masıya otururken Suriye de ordu-
sunun modernizasyonu için Rus-
ya'dan tarık ve uçak desteğı ıstedi.
lran ve Yunanistan ise Çin Halk
Cumhuriyeti'nden orta menzilli füze
alımı peşinde.
Rusya'dan S-300 fuzelen ve T-80
tanklan alımı için sipariş veren Kıb-
ns Rum yönetimi, Rusya Federasyo-
nu'nun en büyük silah müşterileri
arasına girmeye hazırlanıyor. Suhoı-
SU-34 savaş uçaklan alımı için Mos-
kova ile masaya oturmaya hazırlanan
Kıbns Rum yönetiminin, her yıl si-
lahlanma için 2-3 milyar dolara ya-
kın harcama yapması dikkat çekti.
Türkiye. Rum yönetiminin bu si-
Iahlanmasının, Doğu Akdenız'de
dengeleri bozacağı gerekçesiyle Rus-
ya Federasyonu"nu uyarmaya hazır-
lanırken bu defa Suriye de ordusunun
modernizasyonu için Moskova'nın
kapısını çaldı. Israil'de yayımlanan
Haaretz gazetesi, Suriye'nin kara ve
hava takvıyesı için Rusya Federas-
yonu'ndan silah desteği talep ettiği-
ni, Suriye'nin silahlı ki'vvetlerinin
modernizasyonu talebine Rusya'nın
olumlu cevap \erdigıni yazdı. Ha-
aretz gazetesinde yer alan haberde.
Suriye'nin eski Sovyet yönetimine
olan silah borçlannın, yeni silah sa-
tışlanyla uzun vadeli taksite bağlana-
cağı vurgulanırken Türkiye ile lsrail
arasında imzalanan savunma sanayii
işbirligi anlaşmalanna da dikkat çe-
kildi.
Suriye ve Kıbns Rum yönetimi ya-
nında, tran ve Yunanistan da silahlan-
maya ağırlık verirken her iki ülkenin
de Çin \ e Rusya Federasyonu'na yö-
neldikleri gözendi. Yunanistan ve
lran'ın, Çin Halk Cumhuriyeti"nden
orta menzilli fiize alımı için pazarlığa
girişmesi dikkati çekerken Irak'ın ye-
niden kimyevi silah üretımine başla-
ması Ankara'yı rahatsız ediyor.
Türkiye'nin dört bir tarafinı çe\ı-
ren komşulan, silahlanmayı sürdü-
rürlerken Ankara firkateyn ve Cob-
ra helikopter ambargosuna karşı
ABD'yı bir kez daha uyardı.
ABD'nin, Türkiye'ye uyguladığı
firkateyn ve Cobra helikopten am-
bargosu, ABD'deki Rum lobisinden
kaynaklanırken ABD Dışişleri Baka-
nı Madeleine Albright'a yazılan
mektupta, firkateynlerin derhal tes-
lim edilmesi isteniyor. Ankara'nın
yanında, Amerikan ihracat \e güven-
lik kuruluşu ALESA'nın başkanı
Rkhard Milburn ile Türk-Amerikan
Konseyi Başkanı emekli General
Haynes'in de ABD Dışişleri Baka-
nı'na mektup yazarak firkateynlerin
biran önce Türkiye'ye teslim edilme-
sini istedikleri öğrenildi.
Rum kesimınin füzelerin ardından
savaş uçağı alma girişıminin yanı sı-
ra komşulanmız lran, Suriye ve Yu-
nanistan'ın da hızla sılahlanmasmın
bölgede yeni bir gerginliğe neden ol-
ması bekleniyo-,
Yunanistan'la birlikte Çin Halk
Cumhuriyeti'nden orta menzilli füze
alımı peşinde olan İran'ın elinde da-
ha önceden Ankara ve tstanbul gibi
Türkiye'nin en stratejik merkezleri-
ni bile vurabilecek karadan karaya
fırlatılan taktik balistik füzeler(TBF)
olarak bilinen güdümlü fiizelerbulu-
nuyor. lran'ın kimyasal-biyolojik si-
lahlar ve güdümlü füzelenn yanı sı-
ra nükleer sılahlar gelıştırmek için de
yoğun bir faalıyet içinde olduğu bi-
lınivor.
'Türidye'yi reddetmek
yararınıza olmaz7
Meclis'te îran
raporu görüşülecek
• Baştarafı 1. Sayfada
rinde geldiğini vurgulayarak Avrupa ve Av-
rupa'nın bir parçası olan Türkiye'nin bun-
dan etkilendiğine dikkat çekti. Demokra-
tik, laik ve hukuk devleti olan Türkiye'nin
Avrupa'nın bütün değerlerinin savunulma-
sı için NATO üyesi olarak bir kale görevı
yaptığını kaydeden Demirel, "İnsan hakla-
n. demokrasi ve pivasa ekonomisine bağlı
olanTürkiye.yoluna bu uygar değerlerie de-
vam etmektedir'' dedı.
Belçikalı işadamlanna Türkiye'de daha
çok yatınm yapma çağnsında bulunan De-
mirel, şöyle dedi:
"Türkiye, piyasa ekonomisini benimse-
miştir. Özelleştirme açısından geniş imkân-
lar me>cuttur. Türkiye'nin daha çok geliş-
mesi için yeni yatırunlara ihtiyacı vardır. Ge-
çen 30 yıl boyunca pek çok dalgalanmalara
rağmen Türkiye, >üzde 5 kalkınma hıztnı
sağlaınış önemli ülkelerden biridir. Türki-
ye'nin ticaretinin yüzde 55'i A\nıpa ülkele-
riyledir. Belçikalı işadamlanna diyorum ki,
burada büyük bir ülke vardır. Türkiye, Bal-
kanlar, Orta Asya ve Kafkasya arasında
köprü olmuştur. Türkiye'den bir atlama tab-
tası olarak yararlanın diyorum. 65 milyon
nüfusu ve 5 bin dolar alım gücü ile Türkiye
iyi bir pazardır."
41 Belçika firmasının Türkiye'de iş yap-
tığını anımsatan Demirel, iki ülkenin tica-
ret hacmini yükseltmek için çaba gösterdi-
ğini, ancak Türkiye'nin aleyhine 740 mil-
yon dolarlık defisıt bulundugunu kaydede-
rek, işadamlanndan Türkiye'den daha çok
mal almalannı istedi. Türkiye konusunda
Batı'da kötü propaganda yapıldığını kayde-
den Demirel. Türkiye'nin demokratik ve la-
ik kalacağını vurguladı.
Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olarak
AB'ye üye olması gerektiğini anlatan De-
mirel. 34 yıl önce üyeliği kabul eden Avru-
pa'nın şimdi bunu reddedemeyeceğini be-
lirtti. Gümrük birliğinin AB'ye üye olmak
için önemli bir adım olduğunu. ancak güm-
rük birliği nedeniyle Türkiye'ye vaat edilen-
lerin yapılmadığını kaydeden Demirel, şun-
lan söyledi:
"Türki>'e'nin koşullan. AB'ye tam üye ol-
mak için müzakerelere başlayacağı duv uru-
lan ülkelerin hepsinden öndedir. Bu üİkele-
rin çoğu Doğu A\Tupa ve Orta Avrupa ül-
kesidir. Biz. bunlara karşı değiliz. Ama bun-
lann çoğu Comecon ve Varşova PaktTnday-
dı. Türkiye, dün .NATO'nun bir üyesiydi. Bu
ülkeleri mü/akereve layık görüp Türkiye'\i
bunun dışında bırakmak hoş bir durum de-
ğildir. Bu. Türkive'yi incitir. Avrupa'nın
Türkiye'vi incitmekte bir yaran yoktur. Av-
rupalı dostlanma habıiatmakta yarar görü-
yorum. Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini, iş-
birligini kötüleştirecek dunımlardan kaçı-
nılması iyi olur."
Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in, 14 mart
güıuî Fmlandiya'ya giderek Türkiye-AB
ilişkileri başta olmak üzere diğer ikili konu-
lan görüşeceği kaydedildi. Çiller'in, Finli
yetkililerden Türkiye'nin AB üyeliği konu-
sunda destek istemesi beklenirken, "Türki-
ye'nin niçin AB'ye üye olması gerektiği" ko-
nusunda bilgi de vereceği kaydedüdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Ser-
metAtacanh, dün duzenledigı basın toplan-
tısında, bir soru üzerine, Türkiye'nin AB
üyeliği ile ilgili tezlerini anlatmak için her
yolu denediğini bildirdi. Türkiye-AB Or-
taklık Konseyi toplantısı ve AB troikası (bir
önceki, şimdiki ve bir sonraki dönem baş-
kanlan) ile yapılacak toplantılann da gün-
demde olduğunu belirten Atacanlı, Dışişle-
ri Bakanlığı içinde "Türldye'nin AB üyeli-
ği ile ilgili görüş a>Tiuğj" olmadığını söyle-
di.
AB'ye tam üyelik hedefînin hükümet po-
litikası olmaktan çıkarak Milli Güvenlik
Kurulu (MGK) bildirisinde yer aldığı gibi
"bir devlet poütikası" olduğunu belirten
Atacanlı, Türkiye'nin bu görüşünün hafta
sonunda tstanbul'da Çiller ile görüşen AB
dönem başkanlığıııı yürüten Hollanda'nın
Dışişleri Bakanı HansVanMierlo'yadaile-
tildiğini kaydetti.
I Baştarafı 1. Sayfada
derece yetersiz olduğu vur-
gulandı. Raporda, tran'ın te-
röristleri koruduğu şöyle
ifadeedıldi:
"Ülkemiz ile İran'ın müş-
terek hududunun güvenliği-
nin sağlanması için 15 Eşlül
1992 tarihinde Tahran'da im-
zalanmış olan mutabakat
zaptuun 3. maddesi gereğin-
ce, başta Van ve Ağn >alÜeri
olmak üzere, sınır il valileri
ile tran yetkilileri arasında 3
ayda bir topJann yapüdığı, bu
toplantılarda 3 ülke vatan-
daşlarnın sınırdan kanunsuz
geçişlerine nıani olunması ve
PKK örgütü mensuplannın
ülkemize sızmasını önlemek
için gerekli tedbirlerin alın-
ması karar alüna aiındığı hal-
de, her iki geçişin de artarak
devam ettjği, İran toprakia-
nnda PKK kamplannın bu-
lunduğu, ülkemi/e giriş için
sınır bölgesinde bekleyen te-
röristlerin yerleri \e sayısı da
belirtilerek bildirildiği. bu te-
röristlerin tran tarafından
güvenlik güçlerimize ateş et-
tiği, ülkemize sızarak hudut
yoluna mav ın döşedikleri ya-
zılı ve sözlü olarak bikiirildi-
ğihakle;bunakarşılık\erilen
cevapta ülkelerinde terörist
bulunmadığım. bannmasına
müsaade etmeveceklerini ve
büdirUmesi halinde avnı za-
manda operasyon yapacak-
lannı be>an etmişlerse de ge-
rekli tedbirlerin vetcrincc
ahnmadığı, İran sınmnda te-
rörist gjrişlcriniıı devam etti-
ği anlaşılmışnr."
Kuzey Irak'taki otorite
boşluğu ve diğer komşu ül-
kelerin sınır güvenliğine ge- '
Erbakan özür diledi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Necmettin Erbakan, Cum-
hurbaşkanı Sükyman Demirel'in tep-
kisine, güvenlik makamlannın bu ül-
keyi suçlayıcı buigulanna karşın iki
ülke ilişkilerindeki gerginliğin Türk
basınından kaynaklandığını öne sürdü
ve Tahran yönetiminden özür diledi.
İranlı yetkililerin Türk basınmda çı-
kan haberlere "akıl ve sabırla" yak-
laşmalanndan memnuniyet duyduk-
lannı belirten Erbakan, diplomat bu-
nahmının iki ülke arasındaİci işbirliği-
ni etkilemeyeceğini. bütün projelerin
sürdürüleceğini kaydetti.
Başbakan Erbakan, tranlı diplomat-
lann, Türkiye'nin içişlerine kânşarak
laik rejirni hedef alan konuşmalan ne-
deniyle gerilen Ankara-Tahran ilişki-
lerinin normale döndürülmesi çabala-
n kapsamında dün Türkiye'de temas-
lannı sürdüren tran Dışişleri Bakanı
Ali Ekber Vyayeti'den özür diledi.
Erbakan, Velayeti'yi kabulü sırasın-
da gazetecilere yaptığı açıklamada.
"Türkiye'de bir kısım medyanın, hür
ülke olmak itibari>1e yapmış olduğu
yaymlardan dolayı İranlı dostianmız
üzülmüş olabilirter. Ancak akıl ve sa-
buia bu olaylar üzerinde tavır takın-
dıklannı görmekten büyük memnu-
niyet duydum" dedi.
tki ülke arasındaki gerginliği tranlı
diplomatlann "şeriat çağjm" içerikli
konuşmalanndan çok basın haberleri-
ne dayandıran Erbakan. "bu gerginli-
ğin, iki ülke arasındaki hiçbir projeyi
etkUemeyeceğmi" bildirdi. Erbakan. i-
ki ülkenin bırbirlerinin içişlerine ka-
nşmadıklannı da vurgulayarak şunla-
n bildirdi:
"Sayın Veiaveti,Türkiye'de songün-
lerdeohışanolaylar ile ilgili olarak tav-
siyelerinûzi çok yerinde go'rdüğünü
bildirdi. İki ülke arasındaki her olay-
da sabır \c akılla hareket etmemiz ge-
rekmektedir. Asiolan dostluğumuz ve
işbiıiiğjmizdir."
Ali Ekber Velayeti:
İlk adım Türkiye'den
Velayeti, Erbakan'la iki saatlik gö-
rüşme sırasında verilen arada gazete-
cilere yaptığı açıklamada, iki ülke ara-
sındaki ilişkilerin Erbakan'ın başba-
kan olmasından sonra geliştiğine işa-
ret ederek "Türkiye ve İran flişkileri-
nin her alanda gdişmekte olduğunu"
öne sürdü.
tran Dışişleri Bakanı, iki ülke ara-
sındaki gerginlikJe ilgili olarak "Ama
zaman zaman bazı pürüzler çıkmak-
tadır. Geçmişte de taiuk olduğunıuz gi-
bi, akıl ve sabırla bunun çözümü sağ-
lanmahdır'' dedi.
Ankara'ya gelişinde yaptığı açıkla-
mada, Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel'in Müsteşar Yardımcısı Büyü-
kelçi AH Tuygan aracılığıyla mektup
göndermesinin "iki ülke arasındaki
sorunlann çözümü için atılan ilk
adım" olduğunu kaydeden Velayeti,
şunlan söyledi:
"Rafsancani ve lran yönetimi tara-
fından bu mektup memnunlukla kar-
şılandL Benim Türkive'ye geüsim de
ikinci siyasi adımdır. İki ülkede de var
olan sağduyu sayesinde mevcut bütün
sorunlar çözülebifir. Bu kezde geçmiş-
te olduğu gibi sağduyu ile sorunlann
aşılabileceğine inanıyoruz. İki ülkeyö-
netimleri de bu tip krizlcri asmaya ka-
rarB."
Erbakan-Velayeti görüşmesine ka-
tılan 3 bakanın da RP kanadmdan ol-
ması dikkat çekti. Görüşmede RP'nin
"Gölge Dışişleri Bakanı" Devlet Baka-
nı AbduHah Gül, Devlet Bakanı Fe-
him Adak ile Enerji ve Tabii Kaynak-
lar Bakanı Recai Kutan yer aldı.
Demirel uyardı
Velayeti'yi basına kapalı olarak ka-
bul eden Cumhurbaşkanı Demirel'in,
iki ülke arasındaki ilişkilerin bölge ba-
nşı açısından önemli olduğunu, Anka-
ra-Tahran ilişkilerinin karşılıklı çıkar,
dostluk, iyi komşuluk ve içişlerine ka-
nşmamailkelerine saygı doğrultusun-
da sürdürülmesi gerektiğini bildirdi.
Velayeti, Rafsancani'nin Demirel'i,
aralık ayında Tahran'da yapılacak ts-
lam Konferansı Örgütü (İKÖ) toplan-
tısına davetini içeren bir mektubunu
sundu.
Çiller soğuk da\randı
Velayeti'nin Dışişleri Bakanı Çiller
ile görüşmesi sadece 20 dakıka sürdü.
Velayeti'nin Ankara'ya gelişinde sa-
dece Tuygan tarafından karşılanması
İranlı yetkililerin rahatsızhk duymala-
nna neden oldu.
tran Dışişleri Bakanı Velayeti, "Biz
Sayın Tuygan"ı çok sıcak karşılamış-
ttk" diyerek rahatsızlığını açıkça
belirtti.
reklı önemı vermediklen için
sızmalar olduğu da vurgula-
nan raporda, "Kuze> Irak'ta
bannan teröristlerden bir
kısnu, buradan İran'a geçe-
rek tran üzerinden ülkemize
sızmaya çalışmakta. bu ne-
denle de zaman zaman silah-
lı çatışmalar olmaktadır"
denıldı.
îran yetkililen ile görüş-
melerde. Türkiye'nin terö-
ristlere karşı eşzamanlı ope-
rasyon düzenlenmesi yönün-
deki önerisinin dikkate alın-
madığı. hatta zorluk çıkanl-
dığı bilgisine de yer verildi.
Raporda. tran'dan sızmalar
nedeniyle yaşanan olaylar da
şöyle özetlendi:
"Alınan tedbiriere rağmen,
huduttan terörist girişlerinin
ve çaüşmalann olduğu ifade
edilmiştir. Örneğin son sene-
lerde. bu komşu ülkeden sı-
zan teröristlerce hudut \otla-
nna >erleştirilen mavınlann
patlaması sonucu 10 göre\li-
miz şehit olmuş ve 27 görevti
yaralanmıştır. Hudut güven-
liğinin arzu edilen seviyede
sağlanması için geçmişte ka-
çakçüıgı önlemek maksadı ile
derelere yapılan karakollar,
yeni şekli ile hâkim tepelere
> apılnıalı. sınıra dikenli tel çe-
kilmcli >e a>dınlatılnıalı. Ma-
> ıniamaya karşı olarak birin-
ci hat yolu asfaltlanmalıdır.
Avnca devletler arası göriiş-
melerde teröre karşı müşte-
rek hareket etmek ve operas-
yon yapmak üzere İran'la an-
laşma yapümalıdır."
Erbakan. hükümetı kur-
duktan sonra çıkîığı ilk dış
gezınin lran durağında, MtT
ve diğer güvenlik makamla-
nnın Tahran'ın Türkiye'vi
hedef alan terörü destekledi-
ğine ilişkin raporlannı dik-
kate almadığını İranlı muha-
taplanna iletınce yoğun eleş-
tirilere hedef olmuştu.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
üç saat 10 dakika süren görüşmenin ardından,
"Karşımda başbakan bulamadım" dedi.
O gün olağanüstü hareketlenen siyaset, bir bu-
çuk yılı aşkın süredir durulmadı.
Geçen gün Batılı bir ülkenin diplomatıyla sohbet
ediyoruz. DYP-SHP koalisyonu döneminde Türki-
ye'ye gelmiş. Siyasi yapısı rayına oturmuş bir ül-
keden karaya oturmuş Türkiye'ye gelince, bıtaz
şaşırmış.
İlk günlerde her, "Hükümette kriz", "Koalisyon-
da çatlak", "Kader haftası" habeıierinin ardından
ülkesine "acil" bilgiler geçmiş:
- Durum vahlm... Hükümet düşebilir... Siyasior-
tam belirsiz...
Aradan zaman geçmiş. Bakmış ki hükümet kriz-
lerealışık. Ülkesine daha "temkinli" değeriendirme-
ler göndermeye başlamış. Zamanla krizlere o da
alışmış. Hükümetteki gerginlikler için "olağan du-
rum ", "bekleniyordu" türünden göndermeler yap-
mış...
Diplomata son dönemdeki gözlemlerini sordum.
"Hükümet bir süre daha devam eder" dedı.
Diplomatı gözlemleriyle baş başa bırakıp, hafta
başında siyaset yarışının göriinümünü aktaralım...
DSP'nin RP'siz bir hükümet için her türlü öneri-
ye açık olması, CHP ve ANAP'ta kabul görüyor, a-
ma anahtarparti DYP... DYP'nin bunayaklaşımı her
zamanki gibi ikili...
ANAP ve DYP'lılerle sık sık görüşmeler yapıp
DSP 'nin önerilorini ileten İstanbul Milletvekili Hü-
samettin Özkan, "hafta sonu temaslan"n\n öze-
tini dün Ecevit e ilettı...
Görünümü şöyle özetleyebiliriz:
"Umut çok değilse de yok olduğu da söylene-
mez..."
ANAP'ın ıçindeki, "RP ile hükümet kuralım"c\\a-
rın sesi çıkmıyor. Şimdi onlarda "Bu RPileyolahn-
maz" diyor. Ancak kritik bir noktada ANAP içinde
kalıp RP lehine oy kullanacak milletvekillerinin sa-
yısı 20'yi bulur...
CHP lideri Denız Baykalın değeriendirmeleri, "En
güzel demeç'' yarışmasını kazanır, ama DSP ile
blok hareket etme zemininin olmaması, "sol kartı-
n/"parçalıyor...
RP ile DYP'nin diyaloğu ise son derece gerçek-
çi. Şu aşamada birbirlerine muhtaç olmanın getir-
diği karşılıklı bağımlılıkla, ola ki biri yarı yolda ayrı-
lırsa ona karşı kullanılacak silahları hazır tutmanın
getirdıği içten pazarlıklılık devam ediyor...
DYPbiryandan, "RPilebuişlerigötürmekzor"a
oynuyor. Ote yandan, "RP ile ikibinli yıllara kadar
beraberiz" nakaratlarını haykırıyor.
Tehlikeye girmiş siyasi geleceğim...
Zayıf bir olasılık olarak görünüyor, ama ola ki
DYP içindeki hareketlenme biraz daha üst boyut-
lara çıkarsa ne olur?
İlk akla gelen şu:
"Tansu Çiller zor duruma düşer. Siyasi geleceği
tehlikeye girebilir..."
Olabilir mi?
Çok zor... Zira Çiller ve çevresi siyasi geleceğı-
nin bir ölçüde tehlikeye girdiğinin ayırdında. Bu
yüzden belki de şöyle düşünüyorlar:
"Tehlikeye girmiş siyasi geleceğin davası ol-
maz..."
Bu pencereden bakarsak, parti içinde, "RP ile
daha fazla gitmez"c\\er biraz ileri gidecek oiursa Çil-
ler hemen manevra yapacaktır.
"Evet" diyecektir, "Bence de gitmez..."
O zaman ne yapacaktır?
Hükümeti, parti içi muhalefet değil ben bozuyo-
rum, diyecektir. Yine, "siyasi ağıriığını" sürdüre-
cektir...
DYP'lilerin, "Hele bir 15-20 gün bakalım. RP'yi
hemen sıkıştırmayalım" sözlerinin samimiyeti yok.
DYP'nin, "Hele şu gensoru geçsin sonra bakalım",
"Hele şu komisyon oylamalan bitsin sonra baka-
lım" sözleri, artık yalama oldu...
En gerici parti ise RP... Ortam bundan daha iyi
gerilemezdi. Şiirlerinden bile kin akıyor...
Adamlar kılıçları çekmiş, mağdurları oynamak
hevesındeler...
RP sistemın içinde mi dışında mı tartışmalan ben-
de ilk şu soruyu çağrıştırıyor:
- intihar etmek iyi bir şey mi kötü bir şey mi?
f C n v n k Y n p ı e l n n Vakkorama tarafindan düzenlenen
ıvayaK l a n ş ı a r ı 15
^ ^ ^ K
^k Y a n ş l a ı % Ulu
.dağ'da >-apıldı. Yanşmada süper minik bayanlarda Timuçin Balkan. minik bayanlarda Me-
like Orhon. minik erkeklerde Batıkan Güven, çocuk bayanlarda Pınar Adıgüzel, çocuk er-
keklerde Cagil Dedeoğlu, ümit bayanlarda Seün Karaçam. ümit erkeklerde Can Özalp.
yıldız bavanlarda Selin Ozalp, >TWIZ erkeklerde Can Babaoğlu. genç bayanlarda Sissian
Kasdary an. genç erkeklerde Can Bakır. bü> ük bayanlarda Vlarina Belvieva, büyük erkek-
lerde Ali Gölpınaru, anne-babalarda Münet Coşkun ve Mehmet Tekinel birinci oldular.
^totocross yarışmda ise Sami Peker birinciliği elde etti. (Fotoğraf: tPEK YEZDANt)
Oeniz Kuvvetleri Komutanı Cüven Erkaya
'Hatiboğlu'nun şiiri hoşuma gitmedi'
KOCAELİ (AA)- Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanı Oramiral Güven Erkaya, TBMM
Başkanvekili Yasin Hatiboğlu'nun medya-
da yer alan şıiriyle ilgili olarak "Hoşuma git-
medi, onun kendi duygulandır
r>
dedı.
Izmit Büyükşehır Belediyesı Kocaeli Briç
Kulübü Derneği Lokali'nin açılış törenine
katılan Oramiral Erkaya, gazetecilerin so-
rulannı yanıtladı. "Siz hiç acı görmediniz
mi" şeklindeki soruya Erkaya. "Ben çok
acılar gördüm. Kıbns Banş Harekâtı'nda
gemi kaptamydım, 58 personelimi kaybet-
tim. Gemi kaptanı oimayan bu acıyı bile-
mez" dedı.
Oramiral Erkaya, Yunan savaş gemileri-
nin 3 gün önce Ege Denizi'nde Türk savaş
gemilerine yönelik taciziyle ilgili bir soru-
ya da şöyle yanıt verdi:
"Yunan gemisinin kaptanı ile Türk gemi-
sinin kaptanı arasındaki bir anlaşmazlıktan
olmuş olabilir. Vunanistan'ın dış polhikası
değildir. Dışişleri Bakanlığı nota vermiş, ben
de Yunanistan Deniz Kuvvetleri'ne yazı ile
protesto çektim."