22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM 1997 PAZARTESİ HABERLER Komisyon üyesi CHP'li Fikri Sağlar, Susurluk'ta bir adım ilerleme olmadığını söyledi 'Bomba Başbakan'ın elinde patladı'ALPERBALLI ANKARA - Susurluk Komisyo- nu'nun üyesi CHP Içel Milletvekili Fik- ri Sağlar. Mehmet Ağar ve Sedat Bu- cak'ın dokunulmazlıklannın kaldınl- mamasının ümidiru kırdığını belirterek "Aradan 100 gün geçti. Susuriukla Ugi- li hiçbir miispet sonuç yok. Bomba her- halde Başbakan'ın elinde patiadT dedi. Fıkri Sağlar, Susurluk"la ilgili soru- lanmıza şu yanıtlan verdi: - Kamu vicdanımn tanımladtğı olgu- yu tanımlamada yargı neden zorianı- yor? - Türkiye, hukuk devletınden öte ka- nun devleti olduğu için delil gerekiyor. Yani en basit Parsadan'a 5.5 milyar ör- tülü ödenekten verilmış olduğu yargı karannda geçmesine karşın Çiller hak- kında soruşturma açamıyorsun. Dava- nın suçlusu olarak yargının önüne geti- remiyorsunuz. Maalesef Türkiye 'de bu gerçekler var. "Isteterörün kaynaklarını yok etmiş- ler." lyi tamam biz de. terörden yana olan kanun dışı insanlan korumuyoruz ama her şeyin hukuk devleti kurallan içinde yapılmasını ıstiyoruz. ÖmerLüt- fü Topal'ın gıyabi tutuklaması söz ko- nusuyken, yıllarca Istanbul'da rahatça dolaşarak, kumarhaneler sahibi olması- nın nasıl olduğunu soruyoruz. Hem gü- • CHP İçel Milletvekili Sağlar: Çeteler devlete sızarak kendi düzenlerini kurmuşlar. Güvenlik güçlerinin içinde bir iki adam kendilerine mafya oluşturmuş. Ama o bütün güvenlik güçlerini kıpırdayamaz hale getirmiş. Hükümet kurulalı 100 günü geçti, hiçbir olumlu sonuç yok. venlık güçlerine hem siyasete hem yar- gıya nasıl bu adam bulaşmış. Bunlarbir ülkenin Susurluk'la görmüş oiduğu ger- çekleridir. tnsanlann can. mal güvenli- ği yok. lnsanlann yasa önünde eşitliği söz konusu değil. Böyle bir devlet de- mokratik devlet olamaz. Bu devlet ken- dıliğinden bu noktaya gelmiş olamaz. Sızmış olan çeteler devleti bu noktaya getirmişler. kendi düzenlerini kurmuş- lar. Güvenlik güçlerinin içinde bir iki adam kendilerine mafya oluşturmuş. A- ma o bütün güvenlik güçlerini kıpırda- yamaz hale getirmiş. - Susurtuk konusunda REFAHYOL, olumsuz bir puan aldı. Bu hükümet ise iddialı. H ükümet ne yapmahya da ne ya- pıyor? - Hükümet REFAHYOLdan farklı ol- duğunu ortaya koyabilmek için hertür- lü gizi ortadan kaldıracak samımi dav- ranışlan ortaya çıkarmalıdır. Biz komis- yonda devletin kurumlannın, kuruluş- lannın yeterli bılgi. belge vermediğinı gördük. Şimdi devlet onların elinde. O gün bizimle komisyonda bulunan, bu işi çözmeye çalışan muhalefetin elinde. Dolayısıyla onlar devletin o açılmayan kapılannı, kutulannı, kasalannı açıp oradaki bilgi ve belgeleri ortaya koya- rak buradaki gizi kaldırmak zorunda. Ancak ben o yaklaşımı görmüyonım. Çünkü Meclis geçen yasama dönemini bitirmeden önce dokunulmazlıklann kaldınlması ile ilgili komisyondaki dav- ranışlar, ANAP ve DSP"nin üçermillet- vekilinin katılmayışıyla Ağar ve Bu- cak'ın dokunulmazlıklannın kaldınl- maması benim ümidımi kırdı. Aradan şiız gün geçti. Susuriukla ilgili hiçbir müspet sonuç yok. Bomba herhalde Başbakan'ın elinde patladı. Üstelik mağdur Bu hükümeti oluştu- ran insanlar bu çeteler nedeniyle mağ- dur olmuşlar. Mesut Yılmaz, herneka- dar Çatlı genel başkanlığı seçiminde ona yardımcı olmuşsa da Budapeşte de yumruk yedı. Sayın Ecevıt Izmifte su- ikasta uğradı. Cindoruk'un başına ge- leni hepimiz biliyoruz. Banker Bako olayı, 1987 MlT raponındaki olaylann hepsıni biliyoruz. Benım ilk baştaki bü- yük heyecanım, bu konumda bulunan insanlann olayın üzerine büyük bir ka- rarlılıkla gidecekleri ümidini taşımam- dan kaynaklanıyordu. Hükümet bu ış "Fasa fisodur" dedi- ğinden itibaren devletin bütün kapılan kapanmış durumdaydı. Bugün birçok konuda bilgi ve belge sahibiysek bu da halkımızın kararlı tavnndan kaynakla- nıyor. Halkımız Susurluk'un çözülme- sı doğrultusunda medyayla birlikte çok yoğun bir baskı kurmasaydı, komisyon saygın bir noktaya gelmeyecektı ve in- sanlar korkarak da olsa bu komisyona gelmemezlik yapamadılar Ellenndekı belgelerin bir kısmını verme zorunlulu- ğunu hissettiler. Diğer komisyonlarda öyle değil Çağınyorlar. kimse gelmi- yor. Halkımız bu kadar kararlı olma- saydı hiçbir belge ve bılgiye ulaşama- yabilirdik. Nitekim Telekom bile bize bilgi vermedı. Emnıyet güçleri bazı bil- gileri verdi. bazı bilgileri sakladı. 60 ki- şi çağırdık 57"si geldı, gelmek zorunda hissetti. gelince de kendini konuşmak zorunda hissetti. Saatlerce de konuştu. Belki de bildiklennin bir kısmını sak- ladı. Bü\ük bir kısmını saklamış olabı- lir. Ama geldi ve söyledi. Sürecek S u s u r l u k r a p o r u Adresi devlet gizledi Rapordan satır başları • TBMM ve Başbakanlığın araştırmalanndaki ipuçlan değerlendirilmedi. • Sağ-sol çatışmasını devlet başlattı. • Kirli trafik 50 milyar dolar. • Çatışmaya hazır 200 bin istihbaratçı. • Uyuşturucu trafiğinde dönen para yıllık 50 milyar dolar. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Aylarca süren ça- lışma sonunda hazırlanan 320 sayfalık raporda sap- tamalar şöyle devam edi- yor: İstihbaratın yapısı bo- zuk: Devletin gizli istıhba- rat örgütleri ıle ilgili yapı bozukluklan vardır. Bu ör- gütlerin kendi asıl işlevi yerine operasyonlara \e başka işlere katıldıklan an- laşılmıştır. Bu nedenle, hukuk dışı faaliyetlere girişmelerinin denetlenmesinin zor oldu- ğu ve kendi mevzuatlanna uyup uymadıklan dahi bi- linmemektedir. Mehmet Eymür. gizli istihbarat ör- gütlerinin kontrol meka- nizmalan olmadığından yaptıklan işlerin hukuka uygun olup olmadığının denetlenemediğinı belirtti. Ekonomik rant: Organı- ze suç örgütlerinin devlete sızmalannın başka bir ne- deni de ekonomiktir. Bu örgütler ekonomik güç el- de etmek için sıyası gücü kullanmaktadırlar. ICara paranın aklanmasında özellikle uyuşturucudan sağladıklan gelirlerin tah- minen 50 milyar dolann aklanması gerekliliği dev- lete sızmalannda etkili ol- muştur. Ihracatı teşvik e- denkararlaralınmıştır. Bu. önce ihracatın verilen teş- vikler ile desteklenmesi şeklinde olmuştur. Yapılan bu uygulamalar kayıt dışı ekonomi içinde kara para aklama işlerini kolaylaştır- mıştır. Bunlann bir kısmı haya- li ihracat şeklinde gerçek- leşmiş ve ihracat patlatıl- mıştır. Kara para ile ilgili ihracat teşvikleri. siyasiler tarafından düzenienen. ka- rar, tebliğ ve genelgeler ile uygulanmıştır. Dönemin başbakanının (Turgut Özal) Isviçre'deki birotel- de berber Yaşar ve Şeker- ciyan gibı bu alanda bıli- nen kişilerle görüşmesi bu işın göstergelerindendir. Daha sonra aynı dönemde casinolann açılması için hukuki kararlann alınması da anlamlıdır. Sağ-sol çatışmasını dev- let başlattı: Bazı ifadeler- de, olaylann 1970'liyıllar- da başladığı ve o dönemde devlette bazı güçlerin, sağ- sol kavgasını başlattıklan, devletin içindeki bazı ku- rumlann haberdar olduğu ve yönlendirdiği, sabah sol görüşlü öğrencilere sıkılan silahın akşam sağ görüşlü öğrencilere sıkıldığı söy- lenmiştir. Buolay 12 Eylül 1980'e kadar sürmüştür. 12 Eylül'den sonra bir kısmı ülkücü olarak bilinen ve aranılan şahıslardan olan bazılannın devlet tarafın- dan yurtiçinde ve yurtdı- şında bazı operasyonlarda kullanıldığı anlaşılmıştır. Önce resmi şekilde meşru amaçlarla oluşturulan teş- kılatlarda yer alan bazı şa- hıslar bir süre sonra arala- nnda kurduklan iç örgüt- lenmeler ile meşru işleri- nın yanında kendi adlanna çıkara dayalı yasadışı işler yaptıklan bu kişilerin ye- terince kontrol altında tutu- lamadığı ve neticede tama- men kendi kişisel çıkarlan için hareket ettîkleri anla- şıldı. Terör rantı: Devlet için- de kontrol edilemeyen güç- lerin devletin bazı kurum- lannda çalışan bazı görev- lilerle ilişki içinde bulun- duklan, siyasi bağlantılar kurdukJan kuvvetle muh- temel görünmektedır. 199O'lı yıllann başından itibaren Güneydoğu'daki terör olaylannın artış gös- tennesi bu bölgede "terör rantı" dogurdu. Bölgedeki aşıret reısle- nnin güçlü hale getırilme- si bu rantın arttınlmasını ve bölüşümünü de kolay- laştırmıştır. Doğu ve Gü- neydoğu'daki feodal yapı- nın olumsuzluguna yöne- lik ilişkilerin bulunması, geçici köy koruculuğu sis- temi içerisinde toplumsal boyutuyla yarattığı sakın- calann yanında aşiretlerin uyuşturucu ve silah kaçak- çılığı yapmasma zemin ha- zırladı. Sürecek Hâkim karşısına çıkan sanıklann ifadeleri birbirinden farksız 4 Devlet emretti biz yaptık HULYATOPCU KEREMILGAZ Istanbul DGM'de Susurluk soruşturmasmı yürüten Aykut Cengiz Engin, Ahmet Gürses ve trfan Özliyen. elinde bu konuya ilişkin bilgi ve belgeler olduğunu beyan eden ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, eski Istanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcı sı Hanefi Avcı ve Emniyet Genel Müdür Müşaviri Korkut Eken'in de aralannda bulunduğu çok sayıda tanıgı dınledi Soruşturma sonucunda 7 Ocak 1997 de Ayhan Çarkın. Oğuz Yorulmaz ve Ercan Ersoy 13 Ocak, Mustafa AJûnok ve Enver Ulu ile Bucak'ın şoförü Abdüigani Kızdkaya ise 14 Ocak 1997 günü "Cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak" suçundan tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderildi. Istanbul DGM. Özel Tım'ci Ziya Bandırmalıoğlu ile Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili tbrahim Şahin, polıs memuru Ayhan Akça, uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz. Topal'ın iş ortakJan AH Fevzi Bir ve Sami Hoştan hakkında da gıyabi tutuklama karan çıkardı. Sanıklardan, Yaşar Öz 8 Nisan 1997, Ibrahim Şahin 11 Mart 1997, Ziya Bandırmalıoğlu ve Ayhan Akça da 12 Mart 1997'de Istanbul DGM'de. haklanndaki gıyabi tutukJama kararlan vıcahiye çevrilerek cezaevine konuidu. Istanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı bu arada, 4 Şubat 1997 günü DYPElazığ Milletvekili Ağar ile Şanlıurfa Milletvekili Bucak hakkında "Cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak". "Haklannda yakalama ve gıyabi tutuklama karan bulunan kişileri yetkili mercUere haber vermemek" \e "6136 sayıh Ateşlj Silahlar Kanunu'na muhalefet" suçlanndan hazırladığı fezlekeyi Adalet Bakanlığı'na gönderdi. TBMM Başkanlığı'na havale edilen Halkın temiz toplum isteyen protestolan, çete karşıtı eylemleri bir yıldır sonuç vermedi. fezleke. Meclis Genel Kurulu'nda henüz ele alınmadı. Susurluk davası sanıklan. 2 Haziran 1997 tarihinde yargılanmaya başladılar. Istanbul 6 No'lu DGM'de görülen davaya başkan Sedat Karagül. üyeler DİSK davası eski jargıçlanndan Saygı Nalbantoğlu. Köksal Şengül ile savcı Ayhan Götekmerdan'dan oluşan heyet baktı. Sanıklar sorgulannda. "Emirsiz, talimatsız hiçbir şey \apmadıklannı. devletin kendilerine verdikleri işleri yerine getirdiklerini" söv lediler. Abdullah Çath'yı Mehmet Özbay kimliği ile tanıdıklannı sa\oınan sanıklar. kendisinin arandığını bilmediklerini öne sürdüler. Sanıklann tamamı Susurluk kazasında arabada bulunan silahlardan haberdar olmadıklannı sa\undular. İlk duruşmada sanıklardan Enver Ulu ile Mustafa Altınok tahlıye edildi. 23 Temmuz 1997 tarihinde yapılan ikinci duruşmada ise Yaşar Öz ve Abdüigani Kızılkaya tahlıye edildi. 12 Eylül'de yapılan üçüncü oturumda sa\cı Ayhan Götekmerdan millervekili iki sanığın dokunulmazlık durumlannın netliğe kavuşmadığını. "Kumarhaneler KraJı" Ömer Lütfü Topal'ın iş ortaklan fırari Alı Fevzi Bir ile Sami Hoştan'ın ise birtürlü yakalanamadığını belirterek sanıklann tahliyesini ıstemek durumunda olduğunu söyledi. Bu celsede tüm sanıklar tahliye edildi. Ancak Çarkın. Yorulmaz ve Ersoy, Topal davasından da tutuklu olduklan için yalnızca Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu \e Ibrahım Şahin tahliye edildi. 25 Ekim'de yapılan 4. oturumda ise mahkeme heyeti, sanık avukatlannın müvekkillerinin davadan vareste tutulmalan ıstemini reddederek duruşmayı erteledi. Öğretmenlere borcunu ödemediği için üç ay hapis cezası ile karşı karşıya Hacı AIi DemîreFin bası dertte SEBAHAT KARAKOYUN ANKARA - Sahibi olduğu Yükseliş Koleji'nde çalışan öğretmenlere maaşla- nnı ödemediği için mahkemelik olan ve icraya verilen HacıAB Demirri için 1 ay- dan 3 aya kadar hapis cezası isteniyor. Cumhurbaşkanı Süteyman Demirel'm kardeşi Haci Ali Demirel hakkındaki da- valara bir yenisi daha eklendi. Sahibi ol- duğu Yükseliş Koleji'nde görevli öğret- menlerin maaşlannı geç ödediği için hakkında pek çok dava açılan Demirel, bu kez hapis cezası riskiyle karşı karşı- ya kaldı. Maaşlan zamanında ödenmeyen bir grup öğretmen iş akitlerini feshettiler. Ögretmenler yasa uyannca hak kazan- • Yükseliş Koleji öğretmenleriyle mahkemelik olan ve icraya verilen Demirel hakkında en son olarak ceza davası açıldı. Hacı Ali Demirel 'taahhüdü ihlal'den açılan davayı kaybederse, 1 aydan 3 aya kadar hapis cezasına çarptınlacak; bu ceza ertelenemeyecek ve paraya çevirilemeyecek. dıklan kıdem tazminatlanru da alama- yınca çareyi dava açmakta buldular. Hakkında açılan davaîan kaybeden ve ögretmenlerin kıdemtazminatlannı öde- me yükümlülüğüyle karşı karşıya kalan Hacı Ali Demirel, mahkeme karanna rağmen ödeme yapmadı. Bunun üzerine art arda haciz kararia- n verildi. Ancak Yükseliş Koleji öğret- menleri alacaklannı yüıe tahsil edeme- diler. Çünkü başka davalar nedeniyle mal varlıgı hacizli olan Hacı Ali Demirel hakkındaki haciz kararlan uygulanama- dı. Bu arada art arda icra dosyalanyla karşılaşan Hacı Ali Demirel. çareyi ta- rih vererek ödeme taahhüdü yapmakta buldu. Ancak verdiği tarih geldiğinde de ödeme yapmayarak yükümlülüklerini yerine getirmediği için Demirel hakkın- da bu kez İcra Mahkemesi'nde ceza da- vası açıldı. İcra Yasası'na göre icra dosyasına ödeme için tarih vererek taahhütte bulu- nulması ve buna uyuknaması durumun- da "taahhüdü ihlal" suçu oluşuyor. Ya- sa, bu suçu işîeyenler hakkında 1 aydan 3 aya kadar hapis cezası öngörüyor. Bu ceza hiçbir şekilde ertelenemeyecek ve paraya çevrilemeyecek. îcra Mahkemesi'ndeki davakararaşa- masına gelinceye kadar borcunu öde- mezse Hacı Ali Demirel'in hapse gir- mesi kaçınılmaz hale gelecek. Sahibi olduğu Yükseliş Koleji'ni bir süre önce Fethullah Gûlen'e satmaya ni- yetlenen Demirel daha sonra vazgeçmiş- ti. Demirel'm, okulu 40 milyon dolara4 taksitle satmak üzere Gülen"in kurmay- lanyla ön anlaşma yaptığı ancak daha sonra parayı arttırmak istediği için satı- şın gerçekleşmediği öğrenildi. BİZ BİZE ERDAL ATABEK Öğpetmenim Vedat Günyol... İlk düşünce yollarını önümüze kımler açtı? İlk duygu titreşimlerini içimize kimler yerieştirdi? Bu soruların yanıtlarını bulmak kolay değil, ama çok haz verici bir uğraş. Dostoyevski yıllar sonra bir çocuğun Karamozof Kardeşler'i okurken heye- candan tır tır titreyeceğini aklının ucundan geçir- miş midir? Robinson Cruzeo'nun yalnızlığını han- gi duygularla paylaşacağımız, yazarının aklınage- lir miydi? Onlar bizim öğretmenlerimiz, bizim eöit- menlerimız oldular. İlk gençlik yıllarımız Panait Ist- rati'nin duygu yüklü dostluğunun tadını alarak ge- çiyordu. Adrien Zografi'de hepimiz (hangi hepi- miz? Birkaç gençtik) kendimizi buluyorduk. Pana- it Istrati'nin bundan haberinin olmaması neyi de- ğiştirirdi? ınsan-toplum ilişkisinin heyecan verici boyutla- rını Çetin Altan'la llhan Selçuk'la yaşarken on- lann bundan habersiz olmalarının önemi var mıy- dı? Belki de hepimizın birbirinden haberi vardı. Montaigne bizi hayat hakkında egitiyordu. Düşü- nürler, yazarlar, şairler, ressamlar, tiyatro insanla- rı, sinema insanlan bizim öğretmenlerimizdi. Vedat Günyol, insanlığın, aydınlann, yüzlerce yıllık insan birikiminin alçakgönüllü bir işaret fene- ri oldu. Kayalıklann ucunda, üç saniyede bir ça- kan, ama her üç saniyede bir kez mutlaka çakan bir işaret fenerıydi. Denizde yollarını bulmaya ça- lışan sandallara, kazadan kurtulmuş filikalara, do- nanımlı yatlara, deniz motorlanna, sallara hep ay- nı yolu gösterdi. Kimisi o fenerle yolunu buldu, ki- misi aldınmadan geçip gitti. Kimisi fenere bakma- dan kayalıklara bindirdi. ama o, yıllar boyu aynı yerde. aynı ışığı, her üç saniyede bir, ama üç sa- niyede mutlaka çakarak işaret feneri olmayı sür- dürdü. Ne biryatın kamarasına asılmayı düşündü, ne de bıkıp ışığını söndürmeyı. Işte, Vedat Günyol bu ışıkla bizim öğretmenimiz oldu. Yaptıklannı kimsenin başına kakmadan, doy- muş bir bilgenin huzur verıcilığıyle, her şeyi hep merak eden bir çocuğun gözleriyle dünyaya bak- mayı sürdürdü. Zaman zaman ölümü düşünmüştür. Ama o, yıl- larını verdiği ışığıyla zamanın ötesine çoktan geç- ti. Ölümsüzdür. Çelik'e, Yılmaz'a hakaret davası • Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, TBMM Susurluk Komisyonu'nda verdiği ifadede Başbakan Mesut Yılmaz'a iftira ve hakarette bulunduğu gerekçesiyle Oral Çelik hakkında dava açtı. Çelik hakkında, 5 buçuk yıla kadar hapis cezası isteniyor. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılı- ğı, TBMM Susurluk Ko- misyonu'nda verdiği ifa- dede Başbakan Mesut Yılmaz'a ağır iftira \e hakaretlerde bulunduğu gerekçesiyle Oral Çelik hakkında dava açtı. Başsavcılık tarafından hazırlanan iddianamede. Çelik hakkında, Türk Ceza Yasası'nın ilgili maddeleri uyannca 5.5 yıla kadar hapis cezası is- tendi. İddianamede. sa- nık Oral Çelık'ın. Susur- luk olayının araştınlma- sı için kurulan TBMM Susurluk Araştırma Ko- misyonu'na 29 Ocak 1997 günü verdiği ifade- de, o tanhte Rize Millet- vekılı olan Başbakan Mesut Yılmaz ıle ilgili iddialan anımsatıldı. Çe- lik "in, 1980darbesinden sonra Türkiye'de işlediğı suçlardan aranması ne- deniyle yurtdışına çıktı- ğını, kendisi gibi Türki- ye'de işlediği suçlardan arandığı için yurtdışına çıkan Abdullah Çatlı ve bazı arkadaşlanyla bir- likte, Türk devletinin üst düzey yetkililerinin is- tekleri doğrultusunda birçok eylemlerde bulun- duklarını belırttiği kav- dedildi. İddianamede. şöyle devam edildi: "Sanık Oral Çelik, bu arada 1984 yüında ls\iç- re ve Fransa'da eroin ka- çakçdığı suçu isnat edil- digini. yurtdışında ger- çekleştirdikleri eylemler- den ve kendilerine isnat edilen eroin kaçakçılığı suçlanndan dolayı bu- lunduklan ülkelenk ta- kibata maruz kaldıkla- nnda, o tarihJerde Devlet Bakanı olan Mesut Yıl- maz'ın kendileri ik tema- sa geçriğini ve olaylan ka- pattırdığmı belirtmiştir. Sanık ifadesinde, Mesut Yümaz'ın Ankara'da bir kulüpte kumar oynaya- rak bir adama borçlan- dığını ve kumar borcunu sildirmek için Abdullah Çatlı ile telefonla görüs- tüğünü ve Abdullah Çat- b'nın Yılmaz'ın kumar- da borçlandığı adama te- lefon ederek kumar bor- cunu siklirdiğini beyan etmiştir." tddianamede, TBMM Genel Sekreterliği'nden 9 Ocak 1997 tarihinde başsavcılığa gelen yazı- da, Mesut Yılmaz'ın Devlet Bakanı olarak gö- rev yaptığı 1984-1985 yıllannda Belçika ve Is- viçre'ye görevli olarak gittiğine dair bir kayda rastlanmadığının bildiril- diği kaydedildı. İddiana- mede. şöyle denildi: '•Sanık Oral ÇehVin, TBMM Susurluk Komis- yonu'nda üyelerin huzu- runda verdiği ifadesinde, müştekiye iftira ve suç tasniinde bulunduğu an- laşılmıştır. Sanığın. müş- teki Mesut \ ılmaz'ın An- kara'da bir kulüpte oyna- dığı kumarda borçlandı- ğını ve kumar borcunu Abdullah Çatlı vasıtasıy- la sildirdi beyanı ile mad- de tayini suretiyle haka- rette bulunduğu saptan- mıştır. Sanığın bu sözleri sarf ettiği tarihte Başba- kan Mesut \ ılmaz'ın milletvekUi olduğundan, sanığın suçlan millerve- killiği sıfanna yönelik ol- duğu, iddia TBMM Su- surluk Arasürma Komis- yonıı tutanak örnekieri, TBMM Genel Sekreterli- ği'nin 30 Ocak 1997 gün ve 038 sayüı yazısı ve ev- rak kapasamından anla- şılmıştır." İddianamede Oral Çe- lik'in, TCY'nin 480/1, 273, 283'1 ve 285/1. maddeleri uyannca yar- gılanarak cezalandırıl- ması istendi. • • KEŞAN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No- 1982 281 Karar Ko 1994-162 Davacı Hazine vekılı tarafından davalı Gülümser Bınışık alevhınc mahkememizde açılan tapu ıptalı ve tescıl davasın- da venlen karar uyannca; K.eşan ılçesı EnkJı köyü 1216 par- selin davalı adına tescılıne karar verilmiş olup karar davacı Hazine vekılince temyiz edılmekle Yargıtay 16. Hukuk Da- iresi'nın 18 9./ 1997 tarih 1997-3612 esas. 3704 karar sayılı ilamı ıle ılamda belırtılen sebeplerden dolavı bozulmuş olup, Yargıtav bozraa ilamı davalıya tebliğ edilememış. yapılan tahkikatta da adresi bulunamadığından ılan yoluyla tebhğıne karar venlmiş olup i^bu bozma ılamının davalı Gülümser Bı- nışık'a tebliği yenne geçerh olmak üzere ilan olunur. 15.10.1997 Basın 46988
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear