18 Mayıs 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 KASIM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Sirketlerden... • F1R1NCILAR Federasyonu Başkanı Yusuf Ekşi, ekmeğin girdileri un, maya. su, akar>akıt ve doğalgaza her a> sûrekli zam japıldığını belirterek "Bu cluîrumda ekmeğin fiyatını sabıt tutmak miimkün değil" dedi. • TÜRK-tŞ, bugünedek gerçekleştirilen özelleştirme uygulamalanndan 4 milyar 208 mihon dolar gelir elde edildiğini. buna karşılık3mihar965 ınilyon dolar harcama yapıldığını belirterek özt'llcştirmenin iilke ekonomisine katkısının otmadığını öne sürdü. Türk-İş'in 2 Arahk'ta toplanacak Bakanlar Kunılu'na sunmak üzere hazuiadığı raporda aynca KİT'lerin özelleştirilmesine ilişkin gerekçelerin geçerli olmadığının zaman içinde ortaja çıkoğı Mirgulanryor. • BEDElSİZ'e üç yaş sınırlaması getirildi. Yurtdışında yaşayıp da Türkiye'ye kesin dönüş yapan vatandaşlardan, rnotorlu taşıt getirirken bedelsiz ithalattan faydalanabilmeleri için yurtdışında kullandıklan motorlu taşıtın "3 yıldan eski olmaması" şartı aranacak. • PETKİM'de\Ttaı9 ayında iiretim 1 mihon 246 bin 752 ton olarak gerçeklesti. Özelleştirme kapsamında yer aJan Petkim Petrokimya A.Ş. yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre aynı dönemde net saüş geliri ise 92.7 trilyon olarak besaplandı • ABD Ticaret Bakanlığı'nın açıklamasına göre oyuncak ve telefon ekipmanlan ithalatındaki artışlara bağlı olarak, Çin ve diğer Asya ûlkeleriyle ticarette verilen açıklar, yeni rekorlar kırdı. Böylece 1996 yılının Ocak-Eylül döneminde. geçen sekiz yılın rekorunu kınp 111 milyar dolara çıkan ticaret açığından daha büyüğü, 1997 yılının Ocak-Eylül döneminde 115.3 milyar dolara ulasılarak aşıldı. • TÜRKIYE Genç tşadamlan Dernefi (TÜGIAD), "liberal demokrasi" çerçevesinde toplumsal uzlaşmanın geüsebiimesi için gerekli "yasal altyapı"run ıjileştirilmesini istiyor. TÜGİAD tarafindan hazırlanan "Toplumsal Lziaşma" konulu raporda, "Örgütienıne, özgürce kendini ifade etme gibi temel insan hak ve hürriyetlerindeld kısttlayıcı hükümlerin bulunduğu bir yasai ortamda, sağhklı bir toplumsal diyalog ve tartısma ortamının olamayacağı açıkür" denildi. • BANKA Kredileri 26 EyIül-31 Ekim tarihleri arasında 463 trilyon 715 milyar lira artarken, aynı dönemde Türk lirası mevduatında kaydedilen artış miktan da417 trilyon 443 milyar lira oldu. Merkez Bankası verilerine göre, 26 Eylül'de 5 katrilyon 631 trilyon 819 milyar lira olan banka kredileri, 31 Ekim'de 6 katrilyon 95 trilyon 534 milyar liraya ulaştı. • GB'nin ikinci yüında mevzuatı uygulama konusunda AB yetkililcri, bazı üye ülkelerin haksız rekabet ettiği gerekçesiyle suçladığı Türkiye'vi temize çıkardL Türidye'nin, üçüncü dünya ülkelerinden kural dışı ithalat yaparak kotalı ürünleri AB piyasalannda serbest dolaşıma soktuğu ve haksız rekabet yaratüğı iddialan üzerine harekete geçen AB komisyonu, ihaleyi kazanan araştırma kurumu Coopers/Lybrand'a rapor hazıriattı. tTKİB tarafindan düzenJenen toplantıda AB yetkilileri araştırmanın sonucundan memnun kaldıklannı beürttiler. Piyasalara ve bankalara trilyonlarca lira borcu olanlar soluğu yurtdışında alıyor Değişen bir şey yok! • Türkiye, aralannda Halil Bezmen • Bu kişiler halen Amerika'da ve Engin Civan'ın da bulunduğu 611 yurtdışına kaçırdıklan paralarla lüks kişiyi Interpol kanalıyla anyor. yaşam sürdürüyorlar. Ekonomi Servisi -Piyasalan trilyon- larca lira dolandıranlar soluğu yurtdı- şında almaya devam ediyor. Ellerini kollannı sallaya sallaya yurtdışına ka- çanlar arasında adli tarihe geçen ünlü işadamlannın borçlan 35 trilyon lira- yı buluyor. Türkiye. aralannda Halil Bezmen ve Engin Ovan'ın da bulun- duğu 611 kişiyi Interpol kanalıyla an- yor. Difuzyon ve doğrudan talep yön- temiyle Türkiye'nin aradığı kişilerin 67'si kaçakçılık. 13'ü ise mali suçlar zanlısı. Trilyonluk borç takarak yurtdışına kaçanlann mekânı Amenka. Kloryol- suzluğundan yargılanan ve de\ lete 106 milyar 714 milyon lira vergi borcu ta- kan müflıs işadamı Halil Bezmen'ın aç- tığı Amenka yolunu, ünlü skandalla- nn ünlü kahramanlan da ızledi. Ame- rika'da demek kuracak kadar sayıya ulaşan kaçaklar, arkalannda yaklaşık 34 tnlyon 661 milyar 740 milyon lira borç bıraktılar. Bu kişilerin halen Ame- nka'da lüks yaşam sürmeleri, yurtdı- şına kaçırdıklan paranın bılınenden çok daha büyük miktarlarda olduğu şeklinde değerlendınlıyor. Işleri tıkınnda Interpol'ün vergi kaçırmak ve tari- hi eser kaçakçılığı suçlanndan kırmı- zı bültenle aradığı kışıler arasında yer alan Halil Bezmen 'ı Amerika iade et- miyor. "Devleti kazjkladım" sözü olay yaratan Bezmen, bugün Amerika'da ıslak tuvalet kağıdı ışi yapan Nuvvay şir- ketının başkan yardımcısı. Bezmen'in trilyonlarca lıra değenndeki tarihı eser ve antıka eşyayı yurtdışına kaçırması ise son anda önlenebilmişti. "Çalışarak borcumu ödeyeceğim" diyen Cıvangate skandalınm baş aktör- lerınden Selim Edes'ın Yargıtay'ca onaylanan 111 mılyar 111 milyon 111 bin lira ıle aynca çeşıtli bankalara 103.5 milyar liralık borcu bulunuyor. Telev izyon kameralan önünde, ade- ta canlı yayında, gülümseyerek Atatürk Havalimanrndan uçağabinen Edes, o gün bugündür sırra kadem bastı. Bor- • Piyasaya 5 trilyon taktılar • Son kaçanlar üç kardeş Piyasalan dolandınp ortadan kaybolanlara TEM'nın (Türkiye Ekonomik Marketlen) sahibi Muhsin. Mustafa ve Faık .Arslan kardeşlerdeeklendi. Piyasaya yaklaşık 5 trilyon lira borç taktıklan iddia edilen Arslan kardeşler hakkında karşılıksız çekten gıyabi tutuklama karan çıktı. tSMAR'da hırsızlık yaptığı gerekçesiyle 1994 yılında 15 yaşındaki bir çocuğu önce dövüp ardından kazağından çengele asarak seTgılemesiyle anımsanan Muhsin Arslan. Jcurduğu TEM'in sayısını 10'açıkarmıştı. Pıyasadan topladığı mallann paralannı ödemekte güçlük çeken Arslan, bankalara da borçlanmıştı. Pamukbank, karşılıksız çek kesmek suçundan gıyabi tutuklama karan çıkan Arslan kardeşler hakkında 98 kişiye daha çek kestikleri gerekçesiyle şikâyetçi oldu. Arslan'ın Londra Camping'in arsasında yapımına başladığı dev alışveriş merkezi inşaatı durdu. Londra Camping sözleşmenin feshi için mahkemeye başvururken. bankalar alacaklanna karşılık haciz işlemi başlattı. Arslan kardeşlerin de yurtdışına kaçacaklan ıddia edilıyor. cuna rağmen yurtdışına çıkış yasağı konmayan Edes'in Amerika'da çalışa- rak parabiriktirdiği bilinıyor. Skanda- la işmıni veren eskı Emlakbank Genel Müdürü Engin Civan'ın da Amerika'da keyif sürdüğü ya da Rusya'da olabile- ceği öne sürülüyor. Civan 1996 yılında hapis cezasını ta- mamladıktan sonra para cezasının 6 milyar 250 milyon liralık iki taksidini yatınp ortadan kaybolmuşru. Ameri- ka'da orurma iznı için basvurduğu bi- linen Civan'ın toplam 792 bin dolar (150 milyar 480 milyon lıra) ödemesi gerekıyor. Yasa gereği faiz işletilemeyen Ci- van'ın borcu her gün bıraz daha aza- lıyor. Edes, Civan'ın yurtdışındaki ban- kalarda 100 milyon dolan olduğunu ıddia etmişti. Interpol'ün kırmızı bül- tenle aradığı ısımler arasında yer alan Cıvan'ı da Amenka iade etmedı. Yurtdışına kaçmayı tercıh edenler listesine işadamı Tony Caouki ve kar- deşi Leopotd de eklendi. Yaklaşık 20 trilyon ürâ borç takan Tony Caouki'nin kaçtığı, birkaç gün sonra tesadüfen an- laşıldı. Caouki ve kardeşi ile TevfikFerruh Bülent Kısakürek'in Halk Banka- sı'ndan aldıklan 6 milyon 49 bin do- larlık krediyi de batırdıklan gerekçe- siyle 4.5 yıl hapis cezası isteniyor. Amerika'nın yolunu tutanlan son ola- rak Tiffany Tomato'nun sahibi Sedat Omır izledi. Arkasında alacaklılanru eli boş bı- rakarak kaçan Onur'un da piyasaya 20 trilyon lira borcu olduğu öne sürülü- yor. Türkiye, Interpol kanalıyla hakkın- da kırmızı bülten çıkanlan 340 kişi ile birlikte halen 611 kişiyi anyor. Türkiye. 109'u terör. 9O'ı asayişe mugayir suçlardan, 67'si kaçakçılık. 13'ü mali suçlardan olmak üzere 170 kişiyi difuzyon ve doğrudan talep yön- temiyle anyor. Citroen Xsaralar geldi Cıtroen'ın son ürünü olarak ilk kez Frankfurt otomobıl fuannda lanse ettiği M-l segmentinde yer alan Xsara, Baylas A.Ş tarafindan Türkiye'ye getirildi. Kendinden bir sınıf üst otomobillerin konforunu ve standart donanımlanıu banndıran Xsara'nın teslım fıyatı 3 milyar 87 milyon ile 4 milyar 34 milyon arasında değışıyor. Sendika parası notere akıyor ALİER Işçi sendikalanna yapılan üyelik ve istifa bildirimlerinin noter kanalıyla yapılmasımn y asal zorunluluk olması nedeniyle sendika ve işçilerin parası noter kasalanna akıyor. DtSK, yeni üye kaydı işlemleri için son beş yılda noterlere 751 milyar lira ödedi. Petrol-lş Sendikası bu yıl noterlere 2 milyar lirayı aşkın para aktardı. Noter şartı sadece işçi sendikalanna üyelikte aranıyor. DtSK Genel Sekreteri Murat Tokmak, noter şartının barajlar ve keyfı işten atmalarla birlikte sendikal örgütlenmenın önündeki engellerin başında yer aldığını belirterek bu engellerin kaldırılması için aralık aymda Ankara'ya yürüyeceklerini anımsattı. Tokmak, DİSK'in sendikal faahyetine yeniden izin venlmesinden bu yana geçen beş yıl içinde noterlere bugünün parasıyla 751 milyar lira ödediklenni sövledı. DlSK'e bağlı sendikalann dolar bazında notere ödedıkleri paranın yıllara göredağıhmı şöyle: 1992'de 661 bin 345, 1993'de 1 milyon 801 bin, 1994'de 816 bin. 1995'de 328 bin, 1996'da 268 bin ve 1997'de 227 bin 998 dolarolmak üzere toplam 4 milyon 104 bin ABD dolan. Petrol-lş Sendikası Genel Başkanı Bayram Yüdınm da noter şartının gereksiz olduğunu belirterek son 10 ayda 4 bin 440 yeni üye için 2 miryan aşkın para ödendiğine dikkat çekti. Japonya, atıklarını çöpe atmıyorÜretim ve tuketimin çok büyük miktarlarda olduğu sanayileşmiş ülketerde depolama ve zararstz du- ruma getirme maliyetleri nedeniy- le katı atıklar yani çöpler önemli bir sorun oluyor. Yer probleminin en fazla olduğu ülkelerden biri olan Japonya'da, hükümet ve yerel yö- netimler başta olmak üzere toplu- mun her kesiminin katılımıyla geri kazanma sisteminin iştetilerek atık- ları ortadan kaldırmanın maliyeti giderek azaltıldığı gibi ekonomiye de önemli bir girdi sağlanıyor. Japonlar, 'Sıfır atıklı toplum' sloganıyla çöpe giden atıklannın giderek daha fazla bölümünü kul- lanmak konusunda iddialılar. Kişi başına atk uzaklaşnrma ma- liyetinin yıllık 300 bin yen yani yak- laşık 450 milyon lira olduğu Japon- ya'da 9 kategoride atıklar ayn ay- n toplanıyor. Yasalar ve kampan- yalann uygulanmasıyla halk bilinç- lendiriliyor ve sistemin daha iyi ça- lışmasısağlanıyor. Halkınyüzde45'i geri dönüşüm ürünlerini bilinçli olarak kullanıyor. Japonya'da her yıl üretilen 450 milyon ton atığın yaklaşık yüzde 10'u sıradan bir in- sanın günlük yaşantısı sırasında ürettiği atıklardan oluşuyor. Bunla- nn ise yüzde 8'i geri kazanılabili- yor. Apıtmasız tesislere sıkı denetJeme Çevre Bakanlığı'nın Trakya'da başlattığı çevreyi kirleten kuruluş- lara yönelik sıkı denetım ve yap- tınmlar Gebze ve Menderes Hav- zası'na doğru genişleyerek sür- dürülüyor. Çevre Bakanlığfndan bir yetkili, amaçlarının endüstriyi baltalamak olmadığını, ancak çev- renin kirletilmesine izın vermeye- ceklerini, bu amaçla benzer uy- gulamalannın süreceğinı ifade et- tı. Geçen hafta Çevre Bakanlığı'nın talimatına karşın, Trakya Valisi Ze- ki Şanal'ın, Ergene Havzası'nı kir- leten sanayi kuruluşlanna süreli kapatma cezasını uygulamaması üzerine tırmanan kriz, Çevre Ba- kanlığı'nca ve atık sulannı Ergene Deresi'ne boşattan 37 sanayi ku- ruluşuna antma tesisi yapacakla- nna ilişkin taahhütname ımzalatıl- ması ile son buldu. Çevre Bakanlığı'nın uygulama- larının dayandığı Su Kirlilıği Kont- rol Yönetmeliği 1988 yılında çıka- rıldı. Yönetmelik, atık sulann bo- şaltıldığı nehir, göl veya deniz su- larındaki zararlı maddelerin belir- li sınırlar içinde olmasını gerektiri- yor. Halil Bezmen 'Devleti kazıkladım' Klor yolsuzluğu ile ilgili olarak yargılanan müflis işadamı Bezmen, 106 milyar 714 milyon liralık vergi borcu nedeniyle soluğu Amerika'da aldı. Dunısmalarda "Devfcti kazüdadun" diyerek büyük tartışmalara neden olan Mensucat Santral'in eski sahibi Bezmen'in Amerika'ya kaçırmaya çaüştığı trilyonlar değerindeki tarihi eser ve tablolar, el yazması Kuranıkerimler ve ev eşyalan, ihbar üzerine son anda ele geçirilmişti. Türkiye'nin vergi ve tarihi eser kaçakçılığı suçlanndan kınruzı bültenle aradığı Bezmen, Amerika'da Nuway şirketinin başkan yardımcısı oldu. Engin Civan Skandal kahramanı Emlakbank yolsuzluğunda başrolü oynaması nedeniyle skandala adını veren Engin Civan da Amerika'yı mesken tutanlardan. Vurularak Civangate skandalının ortaya çıkmasına neden olan Engin Civan'ın 792 bin dolar borcu bulunuyor. Skandalın bir diğer kahramanı Selim Edes'in iddiasına göre yurtdışında 100 milyon dolan bulunan Civan, son olarak ABD'de orturma izni almak için başvurmuştu. Selim Edes 'Rüşvetin belgesi mi olurp...?' Civangate skandalının baş aktörlerinden "Rüşvetin belgesi mi olur p~" sözü ile ünlenen Selim Edes de göz göre göre Amerika'ya kacanlardan. Engin Civan'ın vurulmasına azrnettirmek suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarpünlan Edes, tutukJu kaldığı süre göz önüne alınarak serbest bırakılmıştı. Toplam 111 milyar 111 milyon 111 bin lira ağır para cezası bulunan Edes, hapisten çıktıktan sonra "Çahşıp borcumu ödeyeeeğmr demişti. Kamu bankalannı dolandırmak ve hileli iflastan yargılanan Edes'in aynca 103.5 milyar lira borcu bulunuyor. Sedat Onur Umut kesildi Arkasında 8 trilyon liraya yaklaşan borç takarak Amerika'ya kaçan Tiffany Tomato'nun sahibi Sedat Onur'dan da umut kesildi. Piyasalan ve bankalan dolandıran Sedat Onur'un alacaklılan umutlannı kestiler. Dosyasına Interpol'ün mü yoksa Istanbul Asayiş Şubesi'nin mi baktığı belli olmayan Onur'un, Amerika'da okuyan oğlunun yanmda olduğu iddia ediliyor. Ayşegül Tecimer O, tarihten yargılandı Asil Nadir'in eski eşi, sosyetenin ünlü simasi, tarihi eser kaçakçılığından yargılandıktan sonra hapis cezasına çarptınlan Tecimer de Amerika'ya kacanlardan. Tecimer için de yurtdışına çıkış yasağı konulmaması kacışmı kolaylaştumıştı. Tony caouki Londra 'yı seçti Kaçtıklan birkaç gün sonra anlaşılan işadamı Tony Caouki ve kardeşi Leopold. piyasaya 20 trilyon lira borç taktı. Caouki diğer dolandmcılann aksine keyif sürmek için Londra'yı seçti. Halk Bankası'ndan aldıklan 6 milyon 49 bin dolarlık krediyi geri ödemediği iddia edilen Caouki kardeşler ve Tevfik Ferruh Bülent Kısakürek hakkında 4.5 yıl hapis cezası isteniyor. Nejat Daş Uyuşturucudan 'mağdur' Akdeniz'in uluslararası sulannda 7 Ocak 1993 tarihinde 14 ton uyuşturucu yüküyle yakalanan Lucky-S gemisiyle ilgili tstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanan Daş da yurtdışına kaçanlar arasında yer alıyor. 8 Kasım 1994'te tstanbul'da firar eden Daş'ın 30 yıl ağır hapis cezası ve ödemesi gereken rekor para cezası bulunuyor. Daş'm 1 trilyon 94 milyar 968 milyon 425 bin liralık para cezasını ödemesi gerekiyor. EVRENINDEN ŞUKRAN SONER Istemekle Olmuyor Dokunulmazlıklara dokunulamaması, çoğun- luk üzerinde soğuk duş etkisı yaptı. Halk arasın- da yapılmış anketler büyük çoğunluğun Susurluk'la hesaplaşma kap^sının açılmasında ne kadar istek- li olduğunu ortaya koyuyordu. Pariamenteriere dönük anketler bile çoğunluğun, demokrasilerde ömeği olmayan dokunulmazlıkların kaldınlması yolunda oy kullanacağı izlenimini veriyordu. Ret oylan parlamenterlerin söylemleri ile ger- çek davranışları arasındakı çelişkiyı, Meclis'in halktan ne boyutta kopmuş olduğunu bir kez da- ha sergiledi. Daha da kötüsü, adi suçlardan bile hesap vermekten kaçınan; dokunulmazlığı kirlili- ğini örtme aracı, zırhı olarak gören; dokunulmaz- lıkların kaldınlmasından korkan parlamenterler azımsanmayacak sayılarda. Bu arada din, ahlak. haktan geçinen Refah'ın parti olarak toplu karşı çıkışı, verilemeyecek he- sapların çokluğunun bir başka kanıtı. DYP'nin de "evet" görüntüsüne karşılık çoğunluğu ile "hayır" oyu vermesi, verilecek hesaplann boyutu düşü- nülürse sürpriz değil. Bunlann hepsinı hepimız biliyorken oylama so- nucundan ne bekliyorduk? Belki de her şey bu kadar açığa çıktıktan sonra, göz göre göre olum- suz oy kullanılamayacağını umuyorduk. Bence asıl dokunulmazlıkların kaldırılmasını isteyenlerin bu işi gerçekten ne kadar ve nasıl istedikleri üze- rinde durmalıyız. Hükümeti oluşturan siyasi partiler, lıderleri, par- lamenterleri acaİDadokunulmazlıklann kaldınlma- sını ne kadar önemsiyor, yürekten istiyoriar? Bu uğurda verdikleri savaşımın bütününe, ağırlıkla- rını koymalarına şöyle bir ciddi bakarsak, acaba, gerçekten de çok karartı, isteklı oldukları ve elle- rinden geleni yaptıkları sonucuna varabiliyor mu- yuz? Yoksa "maksat namus kurtulsun" boyutun- da, öyle pek de sonuç almaya kararlı olunmayan bir iş mi yapıldı? Örneğin dokunulmazlıklann kaldınlmasını, par- lamentonun olmazsa olmaz, aklanma, onur so- runu olarak gören parlamenterler, kararlı partiler olsaydı, "Sonuçtan üzgünüz, ama parlamento ka- rarlanna, iradesine de saygılı olmak zorvndayız" türünden bir yaklaşım, genel kabul görmezdi. "Dokunulmazlıklann kaldınlması pariamentonun variık sorunudur, oylamadan sonuç alınmazsa, par- iamentonun yenilenmesi için seçime gidilir.." an- lamında bir kararlılık iktidar partilerinden ve des- tek veren CHP'den gelebilseydi.. Parlamenterler "ya dokunulmazlıklann kaldınl- masını kabul etmekya da seçime gitmek, parla- mentehiği kaybetmek gibi iki seçenekle karşı kar- şıya kalsalardı" ne olurdu? Hiç değilse hemen hesap vermek, yargıya gitmek durumunda olma- yan, kendinden çok fazla korkmayan pariamen- terlerden epey bir oy daha, seçime gitme ve se- çilememe korkusu ıle "hayır'dan "evef'e dönü- şebilirdi. Ya da oylama öncesi aşamada, devletin çete- lerle hesaplaşmasını isteyen, Susurluk başta her tür kirlenmeye karşı savaşım verilmesini, biradım olarak da dokunulmazlıkların kaldırılmasını iste- yen halk çoğunluğu, bu konudaki duyariılığını et- kili bir biçimde göstermenın yollarını bulsaydı. Hiç değilse bir önceki ışık söndürme eyleminin da- ha etkilisi bir ikinci eylem konulabilseydLDoku- nulmazlıklanna dokunulmaması için oy kullanan parlamenterler bu kadar açık bir konumda, bu ka- dar yüzsüz kıvırtabilirler miydi? Tabii iş, halkın tepkısinm görülmesi, kamuoyu- nun ağırlığını koyması noktasına gelince, sorum- luluk öncelikle yine siyasi partilere, sivil toplum ör- gütlerine düşüyor, ister istemez medyanın tavrı önem kazanıyor. Elbette bu işı istemeyen kimse- yi bulamazsınız. Ama bu işe baş koymuş, elinden geleni yapan kimseyi de bulamazsınız. Herkes ister ama istenenın olması için öylesi- ne bir şeyler yapar, gerçekçi bir çaba göstermez- se, hele de örgütler sorumluluklarını yerıne getir- mezlerse, sonuç işte böyle olur. TÜSİAD GEZİSİ ABD'de ilgi topladdar LEYLA TAVŞANOĞLU \EW YORK - TÜSÎAD heyetının Vvashington ve New York'a yaptığı 'zemin yokla- ma' gezisi boyunca ABD ta- rafının Türkiye'den, resmi görüşten bağımsız olan bir sivil toplum kuruluşunun dü- şüncelerinı son derece ilgiy- le dinlediği ve sindirme\ r e ça- lıştığı gözleniyor. ABD tarafinda, sanayi ve ekonomik kuruluşlan özel- likle de Türkiye'nin enerji sorunlan ve petrol boru hat- lan projeleri gündeme geldi- ğinde, kulak kesildıkleri dik- katlen çekiyor. Genelde ise yapılan bütün temaslarda üzerinde durulan konular, Türk-Yunan ilişkile- rinin aldıklan son durum, 12- 13 Aralık günlerinde Lük- semburg'da AB'nin Kıbns Rum Kesimi'nin tam üyeli- ğini gündemine alacak olma- sı. insan haklannda da Tür- kiye'nin hâlâ suııfta kalıyor olması. Yakında insan haklan bağ- lamında kapatılan HEP'in milletvekili Leyla Zana'nın hapiste olmasmın da Türki- ye'nin önüne cıddi sorun ola- rak getirileceği alınan mesaj- lar arasında. AB söylemi konuşuldu Eklenmesi gereken en önemli nokta da bizce ABD'de ılk kez AB söylem- lı görüşlerin dıle getırilmesi. Burada Amerikahlar TÜSt- AD heyetine kendılerinden son derece etkilendiklerini ifade etmelerine karşm, Türk- Yunan sorunlan, Kıbns rne- selesi ve ülkedeki insan hak- lan ihlallerine ne gibi çözüm- ler getirilebileceği sorusunu yöneltiyorlar; Ankara'nın bu noktalarda olumlu adımlar atmasını beklediklen mesa- jını veriyorlar. Burada, bazı .ABD üst düzey yetkililerden alınan duyumlar. gerçekten önemli. Dıyorlarki: "ABDTürldye'nintezieri- ne destek vemor. Ancak bu noktada neyin ne olacağı da pek belii değil. Buna karşın. sizetam destekvErijor \c özd- likle de AB içindeki sorunlar bağlamında ağırlığmı kov u- yoıf Refah'ın geleceği ~ Bu noktada, görüşmelerde ağırlıklı olarak konuşulan ko- nulardan birisi de Refah Par- tisı'nin geleceği oluyor. TÜSİAD yöneticileri. ge- nelde de sözcü durumunda kalan başkan Muharrem Kavhan. yolsuzluklar, ada- letsiz gelir dağılımı ve pek çok şeyin yanısıra küresel- leşmenin getirdıği kamu har- camalannın Refah'ın artan çekiciliğine katkıda bulun- duğunu belirtti. Kayhan, Aralıktaki AB konferansının Türkiye'nin üyehk umutlanna şıddetlı bir darbe ındirmesi durumunda, Yılmaz hükümetinin zor du- rumda kalabıleceğını ve bu- nun da şeriatçılann ekmeği- ne yağ süreceğinı belirtti. i
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear