25 Mayıs 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 KASIM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER SSK primleri 'sigortacılık dışı ödemeler, düşük faizli yatınmlar ve yüksek enflasyona' heba edildi İşcî rantiyeyi beslediBAINTJ SALMAN ANKARA-Çalışma ve Sosyal Güven- lik BakanlığTnın 2 ciltlik "Sosyal Güven- Hk Refbrmu" raporu, "sigortacılık ilkeieri dışında emekli a>lığı ödenıeleri. düşük fa- izli devlet tataviOerine yannm vapılması ve yüksek enflasyon" sonucunda işçilerden yapılan kesintılerle oluşturulan 3.3 katril- yon liralık birikimin yok olduğunu ortaya koydu. Bütçede "karadeHk" olarak sunu- lan ve 1992 yılından beri açık vermeye başlayan SSK"ye 1997 yılı da dahil olmak ûzere Hazine'den toplam 641 trilyon lira- lık aktanm yapıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı- ğı'nın "Sosyal Güvenlik Reformu" rapo- ru, aktüeryal denge hesaplamalanna aynl- dı. Raporda. 1998 yılı itibanyla SSK'nın 473 trilyon lira, Bağ-Kur'un 435 trilyon li- ra ve Emekli Sandığı'mn da 492 trilyon li- ra açık vereceği belirtildi. Raporda, 1992 yılında başlayan gelir-gider dengesindeki açığın yaşlıhk sigortası ve hastalık sigor- tasından kaynaklandığı saptandı. Rapora göre, iş kazalan ve meslek hastalıklan si- gortası 12 trilyon 675 milyar lira, analık si- gortası 4 trilyon 918 miryar lira fazla ve- rirken; yaşlılık sigortasmda 139 trilyon 408 miryar lira, hastalık sigortasmda ise 20 trilyon 410 milyar liralık açık gerçekleşti. Raporda, SSK emeklüik sisteminde 1950-1990 döneminde pnm biriktirme yöntemine göre nesıl (çalışıp emekliliğe hak kazanan) kendısini fınanse ederken; 1990 sonrasında neslin önceki nesli fi- nansmanı anlamına gelen dağıtım yönte- mine kayıldığı gösterildi. SSK'de ortala- ma emeklilik yaşını 50 olarak saptayan ra- porda, aktüeryal dengenin sağlanabilme- si için şu koşullardan birinin olması gerek- tiği hesaplandı: "tşçinin çalışma süresi 32 yıMan 68 v> la çıkanlarak, sisteme girecek prim mik- tan artünlacak. Kişi 50 yaşında emekli ol- duktan sonra58 yaşında ötecek,böykce 16 yıl oldıığu hesaplanan emekli ayhğı ödeme süresi 8 yüa inecek. Prim oranı yüzde 20'den )üzde43'e çıkanlarak, ücreden ya- pdan kesinti miktan yükseitilecek. Avlık bağlama oranı yüzde 85'ten yüzde40'a dü- şürülerek, emekli a\lığı miktan azalüla- cak. Emeklilik yaşı 58 olacak." Raporda, 1969 yılında 55-60 yaş sını- nnın kaldınlmasıyla SSK'nin emeklilik sisteminin aktüeryal dengesinin bozuldu- ğu, ancak kurumun fon biriktirme döne- minde olması, aktif-pasif oranının yüksek olması nedeniyle uzun bir süre açık ver- mediği belirtildi. "Sistemde biriken fonlar sigortacıhk 0- keleri dışında emekli ayhğı ödenmesi (14 mflyar dolardan fada sosyal yardım zam- mı u> gulaması), düşük faizli de\ let tah>ü- lerine yaonm vapılması ve yüksek enflas- yon sonucundaerimiştir" denilen raporda, gerekli fonlar a>Tilmış olsaydı SSK'nin bugün 3.3 katrilyon lıraya sahip olacağı vurgulandı. Yalnızca prim oranlanyla ak- tüeryal dengenin sağlanması durumunda yüzde 20'lik prim kesintisinin yüzde 33 'e çıkanlması gerektiği belirtilirken, şu seçe- nekler sunuldu: "1- Prim oranlan değiştirilmeyebilir. 2- Yüzde 20 oranı yüzde 33'e çıkaruabüir. 3- Yüzde 20 oranı bir miktar artünlabüir, di- ğer unsuriarda yapdacak değişikliklerle denge sağlanabilir. 4- Yüzde 13 devlet kat- kısı olabüir. 5- De\1et katkısı yanuıda prim oranlannda bir düzenleme yapuabüir." CHPIi Mehmet Ali özpolat: Protokol iptal edilmeli 'Refah çöp ihalesinde yandaşlannı kayırdı' Istanbul Haber Servisi - CHP tstanbul ll Başkanı Mehmet Ali Özpolat, RP'h Istanbul Büyükşehir Belediye yönetiminin, bütün iş- lerde olduğu gibı "çöp ihalesi'nde de yine yan- daşlannı kayırdığını ve çıkar sağladığını söy- ledı. Bir dönem RP'den Fatıh ilçe başkanhğı da yapan Ahmet Albayrak'ın akrabalanmn şir- ketlenne venlen Istanbul Büyüksehir Beledı- yesi'nin tnlyonluk çöp işındekı koku 'adil düzeni" sanyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yapılan yazılı ihbar- ^ ^ — ^ ^ — • da, tstanbul Büyükşehir Bele- diyesi'ne aıt çöp transfer is- tasyonlan ve buradaki çöple- rin taşınmasında kullanılan Volvo marka 76 TlR'dan olu- şan araç fılosunun, RP yanda- şı şirketlere rant sağlamak ıçin kullanıldığı iddıa edildi. Çöp transfer istasyonlan ve TIR'lann Büyükş,ehir Be- lediyesi'ne aıt olmasına kar- şm TIR'lann Sistem Inşaat ve Günaydın Kardeşler adlı şir- ketler adına çöpleri taşıdığı belirtilen açıklamada, "Şir- ketler sadece TIR'larda çah- şan şoföriere maaş ödüvor. HergünlOsaatçahşanbuşo- ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ förierin ise hiç bir sosyal hakkı yok. Şoförte- rin sırtiudan yaklaşık 4 trilyon bu şirketiere rant olarak gkfiyor" denılıyor. Özpolat, çöp ihalesmin iptali gerektiğini belirterek, RP'li belediye yönetıcilerinin tril- yonluk işte kendi yandaşlanna çıkar sağladı- ğını iddıa etti. Özpolat şunları söyledi: "Ko- nuyla ilgili yapılan işlemleri inceleyen eski mü- fettişler de ortada hileli bir durum okiuğu gö- rüşündeier. Bu işin peşini bırakmayacağız ve • RP'nin ihaleden dolayı çıkar sağladığını ileri süren CHP Istanbul tl Başkanı Mehmet Ali Özpolat, "7 tnlyonluk çöp işinin belediyenin yan kuruluşu ISTAÇ aracılıgıyla RP yandaşı şirketlere verilmesini sağlayan protokolün iptali gerekir" dedi. yasalyoUan kullanarak mücadetemizi sürdü- receğiz. Zira bu iş basit ve küçük bir iş değil- dir, ortada çok biiyük rakamlar ve eiddi bir hukuk dışı durum vardır. Olayı bütün boyut- lanyla incelethoruz. Bize ulaşan bilgi \e bel- geteri titizlikk değeriendirtyoruz. Bu çöpişin- de pis kokular geüyor. CHP olarak fstanbu- lumuzun hukuk dışı yöntemlerle idare edürne- sini engeUemek için ciddi bir çaba knndeviz. Adil düzen söy lemiyle işbaşına geleruerin ger- çek yüzkrini teşhir etnieve kesin kararuyTZ." — ^ ^ — CHP'lstanbul ll Başkan Yardımcısı ve tl Genel Mec- lisi üyesi avukat HikmetÇar- boğa^ 2886 sayıh Devlet Iha- le Yasası'nın 71. maddesine göre belediyenin yan kurulu- şu oları ISTAÇ'a devredilen işın daha sonra özel kuruluş- lara ihale edilmesinin, aynı yasanın 2. maddesini hiçe saymak olduğunu belirtti. ts- tanbul Büyükşehir Belediye- si Çevre Koruma ve Geliştir- me Daire Başkanlığı tşletme- ler Müdürlüğü'nden Dene- tim ve Protokol Müdür Yar- dımcısı Yasemin Karakaya'- nın. 24 Eylül 1997 tarihli ^ ^ ^ ^ ^ ^ • ^ yazısında da yasaya aykın ış- leme dikkat çekıldığini belirten Çarboğa şun- lan söyledi: "'thakninyasadışıolnıasınınyanı sıra buradaki işi alan şirketlerin yaptığı iş nedir? tstasyonlar beledijenin, TIR'lar belediyenin. Ozel şirketlerin yapbğı, sadece bu araçlardaçahşacak şoförieri sağlamak mı? Büyükşehir Belediyesi, 50-60 tane şoför atap bu işi kendisi yapabilecekken trihonlann bu şirketiere aktanlmasının mantıgını anlamak mümkün degiL" Gürbüz Çapan yazarlan ağırladı g p Çapan, tanınrruş yazaıiannuzdan Muazzez Menemencioğlu. Banu H. ve Firuzan Top- rak'ı belediyede konuk etti. Üç yazann kitaplannı imzalayarak Esenyurt'taki okuüa- ra ve öğretmenlere bağışladıklan toplanüda. Türkiye'de kitap okunmamasının neden- leri tartjşıldı. Çapan, beiediye olarak sanata ve kûttüre büyük önem verdiklerini söy- leyerek "Amacımız, yazan okuruyla buluşturmak ve gençlere okuma ahşkanhğı ka- zandınlmasına katkıda bulunmak'" derken, yazariar da okuma alışkanbğuun çokgenç yaşlarda kazandınlması gerektiğini vurguladılar. (Fotoğraf: KUBlLAY TÜNTUL) Budak, Birleşik Metal-ls'in genel kurulunda konuştu 'Sol bir araya gelmedikçe sorunlar devam edecek' tstanbul Haber Servisi - Hükümeti ülkenin ve toplumun geleceği ile oynamama konusunda uyaran DlSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, sola birlik çağnsı yaptı. DlSK'e bağlı Birleşik Metal-lş Sendikası'nm Mecidiyeköy KültürMerkezi'ndeki 14. genel kurulunun açılışında konuşan Budak, sol kesime ve emekten yana olanlara seslenerek, "Bilmelhiz ki parça parça kaldığunız sürece sorunlar büyümeye, ekmek küçülmeye devam edecektir" dedi. Izmir'de Burhan Özfatura'nın seçimleri 20 bin oy farkla, Ankara'da Melih Gökçek'in de bin 350 oy farkla aldığını anımsatan Budak, "Sokulara sesleniyorum: Aynhğın bideri ar daman çatlamış Melih Gökçek'e, ağzı bozuk Özfatura'ya mahkûm ettiğini unutma>ahm" diye konuştu. Türkiye'de milli gelirin yansını, nüfusun beşte birini oluşturan mutlu bir azınlığın aldığını belirten Budak,"Hükûmet, zorunlu tasamıf fonunda birikmiş paralan gaspetmek için yeni planlar peşinde. Paralan nemalarryia geri ödemek verine, özelleştirilecek işyerlerinin hisse senetieri olarak vermek istrvorlar. Bdylece bir taşla iki kuş vurmayı plantayorlar. Hem tasamıf fonunu tasfive etmek hem de ülkenin ve halkın malı olan temel altyapı işletmelerini bir an önce özelleştirmek isthorlar. Hükümeti uyanyoruz: Ülkenin ve toplumun geleoeğryle oynamaya kalkmaym" dedi. Birleşik Metal-tş Sendikası Genel Başkanı AH Rıza İkisrvTİ de, sendikal haklar ve örgütlenme önündeki engelleri anlatarak, ILO sözleşmelerinin kabul edilmesinin üzerinden 3 yıl geçmesine karşın iş güvencesi ve örgütlenmeyi engelleyen konularda gelişme sağlanamadığını ileri sürdü. TCDD'nin bilinçsiz yolcular nedeniyle son 9 ayda 2 milyar 541 milyon lira zarara uğradığı belirtildi. AA'nın haberine göre, çocuklann ve gençlerin attıklan taşlardan dolayı son 9 ayda 8 kişi yaralanırken, 5 yıl içinde 17.691 cam kınldı. TCDD Genel Müdür Yardımcısı Murat Bostan, AA'ya yaptığı açıklamada, demiryollanna yapılan bu tahribatın sadece TCDD'nin alacağı önlemlerle engellenemeyeceğini dile getirdi. Brifmgde uyuşturucu kuUanımı ve mücadeleyle ilgili bügUer verildL (Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU) Emniyetin uyuşturucu brifınginde Türkiye 'nin durumu anlatıldı 1yüda 4 ton eroinyakahuuh Istanbul Haber Servisi - tstanbul Emniyetı Narkotik Şube Müdürü Femıh Tankuş, 1996 yılında tüm dünyada ele geçirilen 8 ton eroinin yansmın Türkiye'de ele geçirildiğini söyledi. Istanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir de, Türkiye'nin uyuşturucu üreten ve tüketen ülkeler arasında ticari brryofoldufımu belirtti. tstanbul Emniyet Müdürlüğü, dün gazetecilere 'uyuşturucu madde hagımhlıgı ve mücadelesindeki sorunlar' konulu bir brifıng verdi. Narkotik Şube Müdürlüğü'nce hazırlanan ve Cenajans Grey'in Tarabya'daki binasmda verilen brifmgde konuşan Istanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, uyuşturucu ile mücadelenin uluslararası bir sorun olduğunu belirterek terör ile uyuşturucu madde kaçakçılığının bağlantılı olduğunu vurguladı. Uyuşturucu kullanımının Istanbul'da yaygın olduğuna değinen Özdemir, ^Tefaiıkc ulkcmızde de yayıfana ** ~~ eğuimi gösteriyor. l yuşturucu 0e mücadelede sadece polis değiL sağlıkçılar, Milli Eğitim ve aileler de sorumludur" dedi. Narkotik Şube Müdürü Ferruh Tankuş da, tedavi olan uyuşturucu bağımlılannın ancak binde 8 oranında olduğunu belirtti. Türkiye'de polisin narkotik mücadeleyı etkm biçimde yürüttüğünü ifade eden Tankuş, 1996 yılında tüm dünyada ele geçirilen 8 ton eroinin yansının Türkiye'de ele geçirildiğini söyledi Narkotik polise daha fazla bütçe ayrılmasını isteyen Tankuş, finans sorununa çözüm getirecek bir vakftn kurulmasınrrf yaidilı • olacağım bildirdi. BrrfTTfgBe, uyuşturucu maddeleT hakkında genel bilgi ve uyuşturucu kullananlan içeren bir video • gösterimi ile 1997 yılındaki istatistiki bilgileri içeren bir dia gösterisi yapıldı. TÜRKİYE DIŞINDAKİ SEVDİKLERİNİZE Çumhuriyet ARMAĞAN EDİN, TÜRKİYE, ONLARA ŞİMDİ DAHA YAKINLAŞSIN... Aşağıda adı yazılı kişiye '-CUMHURlYET HAFTA" aboneliği armağan etmek istiyorum. Adım, Soyadım Adresim Posta Kodum Kent ABONE OLACAK KİŞİNİN: Adı, Soyadı Adresi Posta Kodu Kent Ülke ABONE KOŞULLARI (Lütfen işaretleyiniz) Almanya Diğer Avrupa Ülkeleri ABD, Kanada 6 AYLIK 91 DM 135DM 165 US$ YILLIK 169 DM 250 DM 300 US $ işaretlediğim tutarın banka dekontunu abone formuyla bıriikte aşağıdaki faksa/adrese gönderiyorum. D Yapı ve Kredi Bankası - Çemberlitaş 5162800 D Akbank - Nuruosmaniye 14460-0 İşaretlediğim tutarı kredi kartı hesabımdan alınız. D V1SA U EUROCARD D MASTERCARD Kart No: Son kullanma tarıhi: TARÎH: İMZA: Cumhuriyet Türkocağı Caddesı, 39/41 (34334) Cağaloğlu - istanbu! ABONE SERVİSİ Telefon : ( 0212) 512 05 05 - FaKs. (0212) 512 48 30 Eğitim Rehberlik servisleri kuruluyor ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-Milli Eğitim Ba- kanlığı, kesintisiz temel eğitimle önem kazanan rehberlik servisleri için tüm öğretmenlerin "hiz- metiçi eğitim kursundan geçirileceğini'' açıkladı. Eski Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam'ın tüm üniversite mezunlanna öğ- retmenlik olanağı tanıyan karanndan sonra geçen yıl bakanlığa başvuruda bulu- nan Açıköğretim Fakültesi mezunlan, daha sonra kap- sam dışında bırakılmalan nedeniyle Danıştay'a aç- tıklan davayı kazandılar. Milli Eğitim Bakanlığı. 8. sımf sonunda yapılacak yönlendirme nedeniyle önem kazanan "rehberlik öğretmenlerini", tüm sınıf öğretmenlerini hizmet içi eğitim kursundan geçire- rek karşılayacak. Belirle- necek merkezi okullarda rehberlik servisleri kurma- yı da planlayan bakanlık bu yöndeki çahşmalan gerçekleştinnek üzere üç gün sürecek bir toplantı düzenliyor. Bugün başla- yacak toplantı, yann sona erecek. Milli Eğitim Bakanlı- ğı 'ndan üst düzey bir yet- kili, Türkiye'de şu anda 2 bin rehber öğretmen oldu- ğunu açıkladı. Bu sayının yapılacak rehberlik hiz- metlerini karşılayamaya- cağını vurgulayan yetkili, acil gereksinimi karşıla- mak üzere smıf öğretmen- lerinin hizmet içi eğitim kursundan geçirileceğini bildirdı. Yetkili, Türkiye'de yaklaşık 15 bin rehber öğ- retmene gereksinim oldu- ğunu belirterek, gelecek yıldan itibaren tüm öğret- menlik formasyonlanna haftada 4 saatlik "rehber- lik formasyonu" eklenece- ğinı kaydetti. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Solcu Olmak ve AtatÜPkçülük 12 Eylül 1980 öncesinde "TürkDevrim Tarihi" derslerinde çok tartıştığım konuların başında, Atatürkçülükle sosyalizmin ilişkisi ya da bağlan- tısı gelirdi. Atatürk'ü "burjuva devrimcisi" olarak nitelen- diren ve değerlendiren kimi "keskin" solculan- mız, Atatürk'ün solcu olmadığını ve yaptıklannın da "soHa bir ilgisinin olmadığını iddia ederierdi. Kimi "keskin" sağcılanmız da, Atatürk'ü böyle "sevimsiz" göstererek "altını oymaya çalışan" konuşmalan engin bir memnuniyetle izlerlerdi. Alparslan Türkeş'in Atatürkçülüğü konusun- da elbette kuşku duyamayız. En azından, kendi anladığı ve yorumladığı bir Atatürk'e sevgi ve saygı duyduğuna eminim. Fakat o günlerin MHP'sinin özellikle taşra örgütlerinde ve Ülkü Ocaklan'nda, Islamiyet çoğu zaman Türklüğün önüne çıkardı. Bu zihniyeti şimdilerde Büyük Bir- lik Partisi temsil ediyor. Yani, o günlerin "Sağ"\n- da, Atatürk'e pek sempati besleyen yoktu. Mer- kez sağ partiler ise Atatürk'ü değil de, kimi tari- kat liderlerini ön plana çıkartmak gayreti içinde kjiler. Ne de olsa, onların oy getireceğini sanıyor- lardı. 12 Eylül 1980 Cunta yönetimi, Atatürkçülük konusunda bizim "keskin" solculan haklı çıkar- tacak bir politika ızledi. Atatürk'ü ağızlarına pe- lesenk eden 12 Eylül yöneticileri, Cumhuriyeti- mizin temel çizgisini değiştirirken, "bıktınct" bir Atatürk söylemini benimsediler. "Solu engelle- mek" amacıyla bir yandan "Türk - Islam Sente- nni" devletin resmi politikası haline getirirken, öte yandan Atatürk'ün kurumlannı birer birer ortadan kaldırmanın çabasına giriştiler. 12 Eylül öncesinde Atatürk'ü ve Atatürkçülü- ğü savunan tek siyasal örgüt CHP, yani merkez sol idi. Ve 12 Eylül merkez solun üzerine öylesi- ne hışımla gitti ki: "Atatürk'ün Partisi", belini bi- razzordoğrultacak biçimde çöktü. CHP'nin bu- günkü sıkıntılannın kökeninde de o politikalar vardır. Vrtrinindeki bacak mankenleri, CHP'nin al- tı okunu anımsatıyor diye mahkemeye verilen ve hakkında bir yıl hapis cezası istenen çorapçının macerası çok ibret vericidir. (O mahkeme ilamı sanıyorum şimdi CHP Genel Merkezi'nin birdu- vannı süslüyor). öylesine utanmaz ve öylesine hain bir yöne- tim vardı ki; MHP'liler idam istemiyle hapiste tu- tulurken, tüm görüşleri devlet yönetiminde ege- men kılınıyor; dillerinden Atatürk'ü düşürmez- ken, Atatürkçüler en ağır bir biçimde kovuşturu- luyor ve Atatürk'ün düşüncelerini, kendi ifade- siyle bile yayımlamak yasaklanıyordu. Sonunda Türkeş ve arkadaşları "zamanaşımı" gerekçe- siyle salıverildi ama Atatürkçüler üzerindeki "baskı", faili meçhul bir katliama dönüştü. Mu- ammer Aksoy, Bahriye Clçok, Uğur Mumcu gibi "abide isımler." bu politika çerçevesinde kat- tedildtler. - • . - -o- Günümüz Türkiyesi'nde merkez sağ vflTrner- kez sol, Atatürk'e sahip çıkıyor. Şeriatçı sağ, ay- nlıkçı grup ve partiler ve "süperzekâlı enteller", Atatürk'e karşı. Fakat "sol" Atatürk'le ilgili görüş- lerini birtürlü netleştiremiyor ya da dile getiremi- yor. Ufuk Uras'la bu konuyu çok tartışıyoruz. Son kongrelerinden sonra yayımladıkları bildiride, °nefo/duWann/"düşünüyor. Bence değiller. "öz- gühükçû laikliğe" sahip çıkmak yeterli bir açık- lama değil. Isterlerse sahip çıkmasınlar. Özgür- lükçü laiklik ÖDP'nin varlık nedenleri arasında- dır. Bindikleri dalı kesecek halleri yok ya. "Cumhuriyetin kazanımlanna" sahip çıkmak da yetmez. Refah Partisi de, Büyük Birlik Parti- si de aynı söylem içinde, Cumhuriyetin kaza- nımlanna onlar da sahip çıkıyoıiar. Önemli olan "kazanım " derken ne anladıklan ve bundan son- raki "yönlerinin" ne olacağı. Bu konulan defalarca ele aldım. Ve sanıyorum zaman zaman ele almaya devam edeceğim. Bu- gün bu konuyu ele almamın nedeni, bir süre ön- ce okula telefon eden genç bir okurumun ricası oldu. "Atatürk solcu muydu hocam?" diye sordu bu genç okurum. "Elbette solcuydu" diye yanıt- ladım sorusunu. Sol ve sağ kavramlarının nere- den geldiğini ve Atatürk'ün neden solcu olduğu- nu kısaca özetledim. "Hocam bunlan neden yazmıyorsunuz?" di- ye sorunca doğrusu çok şaşırdım. Çetelesini tut- madım ama bu konulan, belki de okurianmı bık- tıracak kadar çok yineledim. Ama anlaşılan yi- nelemeyi sürdüreceğiz. Solcu olmak demek, bir ülkedeki "ekonomik" ve "siyasal" yapıyı daha geniş bir tabanın lehine değiştirmek için çabalamak ve böyle bir düzen- den yana olmak demektir. Yani daha dengeli bir getir paylaşımı, ekonomik fırsat eşitliğinin sağ- lanması ve her türüyle siyasal katılımın sağlan- masını hedef almak demektir. Siyasal katılım, sadece seçim zamanlannda gidip oy vermek değildir. Her türlü sivil toplum kurumlannın, hertürlü derneklerin, meslek örgüt- lerinin vb. siyasete "bilfiil" katılması demektir. Hatta sırasında "sivil itaatsizliğe" başvurmak de- mektir. (Elbette bedelini ödemeye hazır olmak koşuluyla.) Refah'lı kimi arkadaşlar, "Asıl solcu biziz..." diye övünürler. Laf... Solculuğu kim yitirdi de, onlara kaldı? Toplumun yansını, yani kadınlan devre dışı bırakacak ve önceden belirienmiş kut- sal bir çerçeve içinde siyaset yaptırmak isteye- cek ve bunun solculuk olduğunu ileri süreceksi- niz... Adama gülerier. Atatürk'ün yaptıklan ve kendine hedef olarak aldıklannı düşündüğümüz zaman, Atatürk hiç kuşkusuz solcudur. Ama Atatürk'ün dönemini bugünün dünyasıyla mukayese edemez ve bu- günün kavramlanyla değerlendiremezsiniz. Kal- dı ki bugün pek çok konuda Atatürk'ün hedef- lerine ulaşmış olmamıza karşın, kimi bakımlar- dan Atatüri<'ün döneminden daha da gerilere düşmüş durumdayız. Buna neden olanlar utan- sın... Bana telefon eden genç okurum, ÖDP'ye ya- kın hissediyormuş kendini. Fakat ÖDP'nin bu konulardaki yaklaşımını kafasında netleştireme- miş. "Ben de aynı durumdayım " diye yanıtladım kendisini. Galiba ÖDP bu konularda, daha net konuşmak zorunda.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear