25 Mayıs 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 KAİSIM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yeşil pasapopta sınırlama • A1NKARA (AA) - İçışleri Bakanlığı, devlet memurluğundan çıkanlanlar ile Yüksek Askeri Şûra karan ile meslekten uzaklaştınlan askeri personele yeşil pasaport verilmemesini kararlaştırdı. Içişlen Bakanlığı Müsteşan Metin tl>as Aksoy'un imzasıyla yayımlanan ve tüm kamu kuruluşlanna göfiderilen genelgeye göre, devlet memurluğundan çıkanlanlar ve Yüksek Askeri Şüra Karan ile görevinden uzaldaştınlan askeri personel, kamuoyunda "yeşil pasaport' olarak bilinen hususi pasaport alamayacaklar. 10 PKK'Iİ öMÜPÜIdÜ" • Dt\ ARBAKIR (Cumhuriyet) - Güvenlik gtıçlerinın Güneydogu'da sürdürdüğü operasyonlarda lOPKK'lıöldürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Vahliği'ndenyapılan açıklamaya göre, son iki -günde bolgede sürdüriilen operasyonlarda, karşılaşılan teröristlerle çıkan çatışmalarda, Şırrıak yakınlanndaki Cudi Dağı Derhizi Tepesi bölgesinde 6, Bingöl'ün Genç ilçesi Servi beldesi Sanbudak mevkiinde 2, Diyarbakır'ın Ergani ilçesi Siyabelek Tej>esi ile Mardin'in Mazıdağı ilçesi Kışlak köyü yakınlannda birer olmak üzere toplam 10 terörist ö)dürüldü. Demirel bugün Adana'da • ANKARA (AA)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, temas ve incelemelerde bulunmak, bazı açılış törenlerine katılmak ûzere bugün Adana'ya gidecek. Demirel, Çağ Üniversıtesi'nm yeni akademik yıl açılış törenine katılacak. Bazı tesislerin açılışlannv da yapacak olan Demifel, "2000 yılında eğitim" konulu toplantıyı da Denktaş'a anjîyo yapddı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a, Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi lbni Sina Hastanesi'nde dün anjiyografı uygulandı. Cumhurbaşkanı Denktaş'ın sağlık durumunda herhangi bir problem bulunmadığı bildirildi. Karadayı: Olur böyle şeyler • İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) - Ege Ordu Komutanhgı'nın karargâh, birlik ve kurumlannı denetlemek amacıyla îzmir'e gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ismail Hakkı Karadayı, tzmir Valisi Erol Çakır'ı ziyaret ederek, yenı görevini kutladı. Gazetecilerin, Yunan ve Türk savaş uçaklannın Ege semalanndaki tedırgin edici manavraJanna ılişkin sorulannı yanıtlayan Orgeneral Karadayı. "Biz her zaman komşulanmıza banş arzusuyla yakJaşıyoruz. Zaman zaman bu tür olaylar olabiliyor. Ancak, bunlar dostluklan bozacak nitelikte değildir" diye konuştu. Atama kararları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Hava Meydanlan tşletmesi Genel Müdür ve Yönetim Kurulu BaşkanlığVna. Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu üyesi Taner Küçükünsal getirildi. Resmi Gazete'de yayımlanan atama kararlanna göre, Emlak Konut AŞ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Sakarya görevden almdı ve yerine Süleyman Şahın atandı. Bu arada, Başbakanlık Müşaviri Cumali Ünaldı, DSt Edirne 11. Bölge Müdürü Abdullah Gökbudak ile Kars 24. Bölge Müdürü MuzafFer Şen de görevden alındı. DSl Edime 11. Bölge Müdürlüğü"ne APK uzmanlanndan Mehmet Kjlınç, Kars 24. Bölge Müdürlügü'ne de APK uzmanlanndan Süleyman Arslan getirildi. Baykal, Nevşehir'de yapılan Türkkent 12. Teknik Kongresi'nin açılışmda konuştu 'Sorunlar kronildeşiyor^ SELAHATTİNŞAHİN NEVŞEHİR CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, siya- setçilerin yolsuzluk- lan birbirlerine karşı silah olarak kullandıklannı öne sürerek, "SS- yasetin hakkını sryasete, adaletin hakkını adaiete verin" dedı. Nevşehır"de yapılan Türkkent 12. Teknik Kongresi'nin açılışın- da konuşan Deniz Baykal. "enf- lasyon, Susurluk ve milletvekili dokunulmazhklarT sorunlannın kronikleşme aşamasına geldiği- ni, bu sorunlan aşmanın Türki- ye'nin geleceğı açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Dünya- nın hiçbir ülkesinde yüksek enf- • CHP lideri Deniz Baykal, "enflasyon, Susurluk ve milletvekili dokunulmazhklan" sorunlannın kronikleşme aşamasına geldiğini, bu sorunlan aşmanın Türkiye'nin geleceği açısından büyük önem taşıdığını söyledi. lasyonun 20 yılı aşkın süre de- vam etmediğine dikkati çeken Baykal, "Enflasyon. hırsızhktır. Bu hırsıznk 20 >ıl bovunca devlet elhle sürdürülüyor. Yani Türki- ye'deki enflasyon resmi hırsızlık- ür" diye konuştu. Hükümetın enflasyonun çözümünde umudu- nu IMF ile yapılacak anlaşmala- ra bağladığını öne süren Baykal, "Enflasyonlamücadele,IMFnin işideğUdir. 15milyardolargetecek diye onlara bağlı olarak mücade- leye başlarsan zaafîy etin ortayaÇH kar. Sonuçta başanlı oiamazstn" dedi. Deniz Baykal, Susurluk'takı trafık kazası sonrasında ortaya çı- kan tablonun artık etkisiz hale ge- tirilmesinin gerektiğinı de belir- terek. şöyle devam etti: "Başlangıçta çok büyük bir ka- rarlıhkvarm. Ancak şimdi bu me- selenin CIA'yu MOSSAD'ı da kapsadığı öne sürülerek, bu soru- nun çözümünün Türldye'nin gü- cünü aşacağı belirtiliyor. CIA'yı, MOSSAD'ı bırak, görevini yap. İtiraflar, ddiller ortada. bunlan değerlendirirsin, gereğiııi yapar- suı. Pasaportun arnndaki imza Id- min? Bu imza ne için aülmışur? Bu pasaport niçin verilmiştir? Bunlan araşünrsan sonınu çö- zersin." Milletvekili dokunulmazlıkla- nnın sınırlandınlması konusuna dadeğinen Baykal, şunlan söyle- di: "YolsuzJuk.herülkedeyapüır. Ama yargı gereğini yapmahdır. Türkiye'de yüzleree iddia var. A- ma bu iddiaİarla ilgili hiçbir ciddi çahşma yapdmıyor. Adaiete kar- şı kuşku başiarsa toplumun teme- Û tahrip olur. Shasiler, yotsuzluk- lan birbirlerine karşı silah olarak kullanıyorlar. Yolsuzluk dosyala- nnı yargıya intikal ettirmiyorlar. Siyasetin hakkını sivasete. adale- tin hakkını adaiete vermek gere- kir.'' Baykal, kooperatifçilik hareke- tinin başanya ulaşması için ka- munun devreye girmesı gerekti- ğini de söyledi. Kamunun makul fiyatlarla arsa üretmesi gerekti- ğine dikkati çeken CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. şöyle ko- nuştu: -Belediye, Toplu Konut tdare- su Emlak Bankasu vakıflar ile çe- şitli kamu kurum ve kuruluşlan- nın imkânlan doğru bir şekUde yönlendirilmeli. Emlak Bankası konusu ciddiyetle ele alınmalı. Bu banka bazı kişjlerin çıkarlan doğ- rultusunda çalışır hale getirildi. Bu durumun önlenmesi gerekûf RP liderinden ilginc savunma Erbakan: Cüppeli kimseyi görmedim ANKARA (IJBA) - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan' ın, Anayasa Mahkemesı'nde 3 gün bo- yunca verdiği 11 saatlik sözlü savunmasının önce- ki gün gerçekleşen son bö- lümünde, Başbakanlık Köşkü'nde verdiği iftar yemeğı ile ilgili iddialara verdiği yanıt, mahkeme üyelerini şaşırttı. Erbakan, yemeğe davet ettiği ve te- İevizyonlardan tüm Türki- ye'nin gördüğü cüppeli ta- rikat liderleri konusunda "Ben cüppeli hiç kimseyi görmedim" dedi. Erbakan. Yargıtay Baş- savcısı Vural Savaş'ın iddi- ası ile ilgili şunlan söyle- di: "O kıyafetleri giyenler DiyanetgörevlüeriydL Ben yemekte cüppeli kimseyi görmedim. Kapıdan girer- ken öy le girmiş olabilirler, ama içeride hepsmin krya- feti normaldi." Savaş'm, *RP'ninanti- laik faaliyetlere odakoldu- ğu" iddiasının en güçlü ge- rekçelerinden birisi olarak gösterdiği "tktidara kanh mı geliriz, tatiı ım, onu hep berabergöreceğiz'' sözleri hakkmda da Anadolu Ajansı muhabirini suçladı. AA muhabirinin konuş- mayı çarpıttığıru öne süren Erbakan. "Melih Gökçek hakkmda özeüikle.Ankara Belediyesi'ni kaybedenler, seçim sloganı olarak '.\n- kara'yı Gökçek'e mezar edeceğiz' demişti. Biz de bu sözlereyanıtoünak üze- re, o konuşmayı \apnk. RP'nin güçlenmesini çeke- meyenler mezardan. An- kara'yı Gökçek'e mezar edeceginden bahscdince. ben de partili arkadaşlan- mı uyardım." diye konuş- tu. Öte yandan Erbakan, dün Gaziantep'te düzenJe- nen RP'li Belediyeler 12. Koordinasyon Toplantısı öncesi gazetecilerin kapat- ma davası ile ilgili sorula- nnı yanıtlarken "Kapaül- ma dav^sL RP'nin şerefıne şeref katar. Mühim olan davanın açüması değiL, ka- rardır. O karar, inşallah RP'nin destanlanna des- tan katacağı bir karar ota- cakdr" dedı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART Yekta Güngör Özden, davayla ilgili insanlarm bilgisine başvurulabileceğini söyledi Erkaya^nın tarakbğı gündemde EVtNGÖKTAŞ ANKARA - Eski Deniz Kuv- vetleri Komutanı Emekli Orami- ral Güven Erkaya'nın, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın. Sıvas'ın Sıcak Çermik ilçesinde yaptığı konuşmayla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nde görülen kapatma davasında tanık olarak dinlenmesi gündeme geldi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Cumhuri- yet'e yaptığı açıklamada, davay- la ilgisi ve bilgisine başvurabile- cekleri insanlann olabileceğini bildirdi. Özden, "Ancak bu konu- da şimdiden bir şey söylememiz uygun olmaz. Şimdi dava dosya- sının içeriğine. yapılan açıklama- lara bakıp, çelişkilcr var nu onla- n görmek tazun. Buna göre belge de istenebüîr. Gerek duyulursa il- • Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Erkaya'nın, RP Genel Başkanı Erbakan'ın, Sıvas'ın Sıcak Çermik ilçesinde yaptığı konuşmayla ilgili olarak, Anayasa Mahkemesi'nde görülen kapatma davasında tanık olarak dinlenebileceği öğrenildi. gisi ve bilgisi olanlar da dinlenebi- tir" dedi. Mahkemenin tanıklar konu- sunda gelecek hafta karar verece- ği öğrenildi. Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcısı Vural Savaş, RP hakkmda açtığı kapatma davasın- da, Erbakan'ın, 13 Kasım 1991 günü Sıvas'ın Sıcak Çermik ilçe- sinde, partisinin eğitim semine- rinde yaptığı konuşmayla ilgili yayımlanan gazete haberleri ve 28 Şubat 1997 günü yapılan MGK toplantısı ile ilgili tutanak- lann fotokopilerini Anayasa Mahkemesi'ne delil olarak sun- du. MGK toplantısında, Erkaya, söz konusu konuşmayla ilgili ga- zete haberlerini okumuş ve o dö- nemde başbakan olarak kurul toplantısında bulunan Erba- kan'ın, başını öne eğerek Erka- ya'nın konuşmasını sessizce din- lediğı ılen sürülmüştü. Erbakan, Sıcak Çermik konuş- masında şunlan söyledi: "_ Sen Refah Partisi'ne hiz- met etmezsen hiçbir ibadetin ka- bul olmaz. Çünkü başka türlü Müslümanhk olmaz. Başka tüıiü kurtuluş yok. Refah bir ordudur. Bütün gücünle bu ordunun büyü- mesi için çahşacaksın. Çalışmaz isen patates dinindensin... Bu par- ti İslami cihat ordusudur. kendi kendine cihat ediyorum diye fa- alrvette bulunamazsın. Karargâ- ha bağh olmak zorundasm. Ka- rargâha danışümadanyapılan fa- aüyerier tefrikadır. Çaİışacaksın, burada çauşacaksın. Müslüman mısın? Bu orduda asker olmaya mecbursun—" RP liden Erbakan, kapatma davası ile ilgili olarak hazırlanan ön savunmada ve önceki esas hakkında yaptığı sözlü savunma- da. böyle bir konuşma yapmadı- ğı gıbı. Erkaya'nın da 28 Şubat 1997 günü yapılan MGK toplan- tısında bu konuda kendisine yö- nelik herhangi bir söz söylemedi- ğini ileri sürdü. Erbakan. başsav- cınm gazetelerin asılsız haberle- rine dayanarak mütalaa hazırla- dığını ıddia ertı. RP lideri Erbakan'm, Anaya- sa Mahkemesi'nde 3 gün süreyle yaptığı sözlü açıklamalannın ar- dından, dün 155 Polis tmdat tele- fonuna Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'na siyah çelenk konulacağı ve saldında bulunulacağı yönünde ihbarlar yapıldı. Bunun üzerine Devlet Büyük- lerini Koruma Şube Müdürlü- ğü'nün, gerek Anayasa Mahke- mesi gerekse Yargıtay'daki koru- ma önlemlerini arttırdığı bildiril- di. thbarlar üzerine Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden ile Yargıtay Başsavcısı Savaş'ın da özel korumalannın arttınldığı be- lirtildı. Emniyetin ısran üzerine Savaş, Yargıtay'ın içınde bile ya- kın korumayla dolaşmaya baş- ladı. IRMIKIAYDIN ENGİN "Sünmek" Türkçenin anlamı zengin, kullanımı krt bir fiilidir. Lastik süner. Esnekliğini yrti- rir. Çekip bırakırsanız eski hali- ne dönmez artık. Kazak da sü- ner. Eteğini çekiştirirseniz aşa- ğı sarkar, geri gelmez; yakasını çekiştirirseniz, çektiğiniz yerde kalır, artık boynu sarmaz olur. Sonra... Aşk da süner. Saat- ler, günler boyu sürse de bıkıl- mayan konuşmalaryerini sıkın- tı veren suskunluklara terk e- der. Sessizlik gitgide uzar; laf brter. Biten "lafı" canlandırma, ilişkiyi zehirleyen suskunluklan kırma girişimleri boşunadır. Sünen lastiği fıriatıp atmak- tan, sünen aşkı bitirmekten öte çıkar yol yoktur. Susurluk da sündü. Sündü- rüldü. Bilinçli ya da bilinçsiz bu uğursuz sonuca ulaşıldı. Çete- lerin kuşattığı devlet, Susur- luk'ta simgelenen siyasal ve hukuksal kirlenme sündü. Sün- dürüldü. Önümüzdeki günlerde, ay- larda Susurluk gene gündemi- mizde olacak. Hatta belki Meh- met Ağar'ın, Sedat Bucak'ın gelecek günlerde dokunulmaz- hklan filan kaldınlacak; fezleke- Lastik, Aşk ve Susurluk ler, iddianameler, başbakan de- meçleri, raporiar, yeni bulgular. kanrtlar, tanıklar sürülecek önü- müze. Ama her şey sünmüş bir las- tik, sünmüş bir aşk gibi olacak. Susurluk konuşulacak ama çözülmeyecek. Bu kapkara u- tanç, bu katlanılmaz onursuz- luk çöktüğü yerde, üstümüzde kalacak ve biz böyle yaşama- ya alışacağız. "Sünmek" ve "alışmak" ak- rabadır. 3 Kasım 1996'dan bu yana bir kanrt, tanık, tanrt, olay, bilgi bombardımanı altında yaşadık. Bilinmesi gereken her şeyi bili- yoruz. Yeni hiçbir bilgiye gerek- sinimimiz yok artık. Amadikkat: Bildiklerimizsalt "Kim, kimi nastl kullanmış; kim, nerede, kimle, kime karşı, ne yapmış; kim, kimi nasıl kolla- mış" sorulannın yanıtlanndan ibaret değil. Hiç değil. 3 Kasım 1996'dan bu yana devletin güvenlik aygrtının Su- suriuk'a neresinden ne kadar bulaştığını da öğrendik ve bu aygıtlann Susuriuk'u çözmeye değil, gömmeye karariı olduk- lannı biliyoruz artık. 3 Kasım 1996'dan bu yana devletin yargı erkinin Susur- luk'a nasıl yaklaştığını (ya da yaklaşamadığını) da biliyoruz artık. 3 Kasım 1996'dan bu yana devletin yasama erkinin Susur- luk'tan ne anladığını, siyasi ira- desinin sınırlannın nereye ka- dar ulaşabildiğini biliyoruz, ön- ceki günden beri de iyi biliyo- ruz artık. Susurluk sündü. Sündürül- dü. ••• Medyadaki biravuç (sahiden bir avuç) adamın Susuriuk'u gündemde tutabilmelerinin, çözüme zoriayacak bir itici güç olabilmesinin sınırlarına gelip dayandık. Meclis'teki bir avuç (belki daha da az) parlamente- rin bugüne dek yapabildikleri- nin bir adım ötesine geçeme- yeceklerine hep birlikte tanık ol- duk. Susurluk sündü. Sündürül- dü. Şimdi kaderci bir boyun eğ- mişlikle, kalenderce birteslimi- yetle "N'apalım. Sündüyse sündü. Nasıl bunca yıl enflas- yonla biıiikte yaşadıksa ve hâlâ yaşıyorsak; nasıl bunca yıl Gü- neydogu'da sürüp giden bir savaşla ve Güneydoğu ile sı- nıhı olmayan sonuçlanyla ya- şadıksa ve hâlâ yaşıyorsak bundan böyle de Susurluk utancı ve onursuzluğu ile ya- şayıp gideceğizdemektir" de- nebilir... Denebilir mi ? İyi düşünün! Denebilir mi ? Yann (evet hemen yann, sa- bahın kör şafağında) kapınız çalınsa, elleri telsizli, suratları üç günlüktraşlı, gözleri kan ça- nağı birtakım adamlar sizi alıp götürseler onlan engelleyecek bir güç var mı bu ülkede? Yann, hemen yann herhangi bir alacak-verecek davasına bakan yargıcı takım elbiseli, el- leri tespihli, ceketlerinin sağ ya- nı kabank birtakım adamlar zi- yaret etse o yargıcı koruyacak, karannı yasa maddesine uygun vermesini güvenceye alabile- cek bir güç tanıyor musunuz? Kentin göbeğinde, bir beyaz Renault'dan (Nedense hep be- yaz Renault oluyor. Neden bil- miyorum ama hep böyle) evet, beyaz bir Renault'dan inen bir- takım adamlar gözlerinizin önünde bırini delik deşik etse- ler, ölümcül bir soğukkanlılıkla yeniden beyaz Renault'ya bi- nip uzaklaşmalannın önüne ki- min, nasıl geçebileceğini söyle- yebılir misiniz bana? ••• Sürüp giden davalann, örne- ğin Metin Göktepe cinayeti, Manisa'daki işkenceci polisler davası sanıklannın bırakınız ce- zayaçarptınlmalannı, bu dava- lann sonuçlanacağına inanan- lar var mı aramızda? "Susuhuk sündü. Sündürül- dü. Çeteleşmenin, çetelerin mutlak egemenliğinin önünde artık hiçbir engel yok" diyen gazeteciye "karamsar ve yıl- gın" diyebilme hakkı, yukanda- ki sorulan yanıtlamakla müm- kün. Buyrun, sorular iki paragraf yukanda duruyori POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Gerici-Faşist... istanbul Üniversitesi'nde yaşananlar ürkütücü boyuta ulaşıyor; ırkçı-gerici militanlar ellerinde bı- çak, satır ve palalaria terör estiriyor... Bıçak, satır ve pala İstanbul Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi'ne nasıl sokuluyor, polis öğren- cileri ararken niçin bu suç aletlerine el koymuyor? Sekiz gün önce Banş Ateş adlı bir öğrenci Top- kapı'daki Atatürk Öğrenci Yurdu'nun önünde ırkçı- gerici grupların saldınsına uğrayıp yaralandı. Olay- dan bir gün sonra, Fen-Edebiyat Fakültesi önünde öğrenpiler bir forum düzenledi. Forum sürerken Ni- zam-Âlemci olarak tanınan bir grup gerici-faşist sözlü sataşmada bulunup tekbir getirmeye başla- dı... Gerici-faşist grup bununla da yetinmeyip, 30 yıl öncesinin yöntemiyle forum yapan öğrencilerin üzerine "Kahrolsun Komünistler" diyerek yürüme- ye başladı... Tüm bunlar neyin habercisidir? Anadolu üniversitelerindeki gerici-faşist örgüt- lenmenin İstanbul ve Ankara'da giderek ivme ka- zandığını gösterir bunlar... Dün sabah İstanbul Üniversitesi'nde okuyan de- mokrat ve yurtsever öğrencilerle konuştuk... Şöyle dediler: "Faşist ve gerici gruplar Fen-Edebiyat Fakülte- si'ne ellerinde poşetlerle geliyohar. Poşetlerin için- de bıçak, satır ve pala görülüyor. Ancak polis on- lara dokunmuyor..." Sorduk: "Polis niçin hoşgörülü davranıyor onlara?" Yanıt: "Bu öğrenciler Nizam-ı Âlemci olarak biliniyor. Polis bunlan tanıyor. Onun için de ayncalıklı olu- yorlar. Poşetten palanın, satınn ucu çıkmış. Yaka- lasalar olay çıkmayacak, arkadaşlarımız yaralan- mayacak." Soru: "Bıçak, satır ve palayla mı saldınya geçiyohar?" "önce tekbir getihp saldınyohar. Bazı arkadaş- larımızı 15-20 kişi bir yerde sıkıştınp satııiaıia üze- rine yürüyüp yaralıyohar. Ûniversitede can güven- liğimiz kalmadı. Onlar bıçaklı, satırlı; biz ise kendi- mizi taşla korumaya çalışıyoruz." • • • İstanbul Üniversitesi'nde yaşanan kanlı olaylar ve polisin gerici-ırkçı gruplara hoşgörülü davranma- sı gerçekten düşündürücüdür... Olaylan 'karşıt görüşlü grupların çatışması' ola- rak göstermekse yanlıştır... Çünkü saldırganlann kimliği bellidir... Anadolu üniversitelerinde başlayan 'gerici-ırkçı' örgütlenmenin İstanbul ve Ankara'ya sıçraması; po- lisin, poşetler içinde üniversiteye bıçak, satır ve pa- la sokanlara 'yakın' davranması dikkat çekicidir... Konuştuğumuz öğrenciler şöyle diyor: "Üniversitelerde herkes kendi düşüncelerinisöy- leyebilmeli, tartışabilmelidir. Ancak gerici-faşist gruplar işi bıçaklı ve satıriı saldınya dönüştürüyor. Bu gruplar üniversitede ideolojik egemenliklenni kurmak istiyohar..." Faşist-gerici gruplann saldırılannda polisin, belli bir kesime hoşgörülü davranmaması gerekir..... Ama bunun tam tersi oluyor!.. Yani polis, gerici-faşist gruplann üniversiteye bı- çak, satır ve pala sokmasına göz yumuyorl. 1978'li yıllarda da aynı yöntem denenmiş, pek çok üniversite gerici-faşist gnjplann eline geçmiş- ti... Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde muştayla sal- dınya uğrayan ve öldürülen Doç. Orhan Yavuz bun- lardan birisidir; evinden çıktıktan sonra öldürülen Orhan Cavit Tütengil de aynı yöntemle katledil- miştir... 12 Eylül 1980'e nasıl geiindi? Abdi Ipekçi cinayetinde, Ümrt Doğanay'ın öl- dürtılmesı olayında 'tetiği çektirenier' kimlerdi? İstanbul Üniversitesi'ndeki 16 Mart 1978 katli- amını unutmamak gerekir... Eski ülkücüler Ali Yurtaslan ve Nurullah Tevfik Ağansoy'un itiraflan, bu katliamda Abdullah Çat- h'nın ve kimi polis şeflerinin rolü 'oyunun perde ar- kası'ru yansıtır... Bugün yaşananlar bize dünü anımsatıyor ister ıstemez... • • • İstanbul Üniversitesi'nde 'gerici-faşist' saldınlar önlenmez, polis suçlulan yakalamazsa 1978'lerde yaşananlar bir kez daha yinelenir... İstanbul Üniversitesi'ndeki demokrat-yurtsever öğrencilerin hem öğrenim hem de yaşama hakkı tehdit altındadır. Saldırganlar, polise karşın üniver- siteye bıçak, satır ve pala sokmaktadır... Demokrat-yurtsever öğrenciler anlatıyor: "Gerici-faşist gruplar bizi sindirmek ve okulda kendi düşüncelerini zorla kabul ettirmek istiyor- lar..." Başörtüsü eylemiyle başlayan olaylar şimdilerde kan dökülerek süruyor... Demokrat-yurtsever öğrenciler bıçaklanıyor, sal- dınya uğruyor... 20 yıl önceki bir oyun yeniden sahnelenmeye başlanıyor... Dikkat!.. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 C A G D A Ş Y A Y I N L A R I ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2 BASI 25O0OCT KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI 3 BASI 3O SANCILI YILLAR KU$ATIUMI$ SOKAKLAR 4. BASI 300D001L KUZU POSTUNDA KURT 2. BASI 450 00011- ZAMBAK SANA DA BULA$TI KAN 2. BASI 45O0OOTL DİN BARONUNUN KAZLARI 450 000 Tl. A$IK KADINIAR SOKAĞI 450 000 71 ŞERİAT PAZARI500 000 TL Cumliuriyet Kıtap Kulübu Çağ Pazarlama A.Ş Turkocağı Cad No39/41 (34334)Cağaloğlu-lstanbulTel512 0505 Posta çekı no.666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear