18 Mayıs 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 KASIM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Eksiklikler ve yetersizliklere karşın yasanın uygulanmasında ciddi bir sorun görülmüyor 8 ydhksistem otıırdııMtYASE İLKMJR/ SERPİL GÜNDÜZ/ HALİL NEBÎLER TBMM'de 16 Ağustos 1997 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren 4306 sayılı "8 Yılhk Kesintisiz Temel Eğitim" yasası- nın uygulamasına 15 Eylül 1997'de res- men geçildı. Daha önce bazı pılot bölge- lerde uygulanan 8 yılhk kesintisiz eğitim Türkiye'nin tüm bölgelerinde başanyla sürdürülüyor. Eksiklikler ve yetersizlikle- re karşın uygulamada ciddi bir sorun gö- rülmüyor. Var olan sorunlar da geçmış dönemin mirası. Yeni sistemden kaynak- lanmıyor. Eksiklik ve yetersizliklere kar- şın sistemin getirdiği yararlar göz önüne alındığında "8 yıllık temel eğfönTde ne- den bu kadar geç kalındığı sorgulanıyor. Eğitmenler ve veliler yeni sistemden ya- kınmak bir yana, olumlu sonuçlann bir an önce alınması içın aksaklıklann gideril- mesini bekliyor. 'Göç yokla düzelecek' Yasanın değışmesi için hükümetin ge- ri adım atmasını bekleyen ve bu umutla 6. sınıfa kaydedilmesi gereken çocukla- nnı okula göndermeyen velilerin de boy- kotu kınlmış durumda. Yeni öğretim yı- lının başlamasının üzerinden 1.5 ay geç- mesine karşın sistemin kararlılıkla uygu- landığını ve şeriat yanlısı çevTelenn pro- pagandalannın bir işe yaramadığını gören boykotçu veliler, kayıt dönemi kapanma- sına karşın okul müdürlerinin inisiyatif Alaaddin Dincer 'Müfredat değişmedi, program yok, mevcut arttı' • Eğit-Sen Kadıköy Şube Başkanı Alaaddin Dinçer, derslik ve öğretmen sıkıntısmın ötesinde konulan seçmeli dersler için hâlâ program hazırlanmamasını, eski sistem için hazırlanan müfredatın ve yanlışlarla dolu ders kitaplannın yeöi sistemde okutulmasını eleştirdi. Bu öğretim yılında uygulamaya ko- nan' '8 Yıllık Kesintisiz Temel EğJtinTin zaaflannı, eksikliklenni ve pratikteki zorluklannı her gün yaşayan öğretmen- ler, yeni sistemi gönülden savunurken olumlu sonuç alınmasının. ortaya çıkan sorunlann kısa sürede gide'rilmesine bağlı olduğu görüşünde. Oğretmenlerin fiziki sorunlar dışında müfredata, oku- tulan kitaplara ve işbaşında bulunan yö- netime de itirazlan var. Eğıt-Sen Kadıköy Şube Başkanı Ala- addin Dinçer, eski sisteme göre hazırlan- mış müfredatla eğitime devam edildiği sürece yeni sistemden yarar ummanm boşuna olduğunu vurguladı. Dinçer. ay- nca seçmeli dersler için de herhangi bir program bulunmadığını belirterek 8 yıl- lık eğitimin 1.5 aylık uygulamasında gö- riilen aksaklıklan şöyle sıraladı: "Oğre- tim programlannda, müfredatta bir de- ğjşiklik yok. Müfredat çok ağırve eski sis- teme göre yapılmış. Yeni sistemde konu- lan seçmeli derslere ah bir program da bulunmuyor. Seçmeli ders sayısı 21. An- cak ne branş öğretmeni ne de bu dersle- rin görülebilmesi için fiziki altyapı yok. Branş ve sınıföğretmeni açığı giderilemi- yor. Veülerin ödediği ücretle öğretmen tu- tuluyor. Dersane eksikliğini gidermek için bazı sınıflar birleştirildi. Ancak bu kez de sınıf mevcudu ders yapılmaya el- verişsiz bir sayıya yükseldL Bazı sınıflar- da öğrenci mevcudu 80'e kadar yüksel- dL Branş öğretmeni eksikliği sürdüğü sü- rece 4 ve 5. sınıflara konulan \abancı dil ve seçmeli derslerin fazlaca bir anlamı yok. Kayışdağı'nda bir okulda branş öğ- retmeni olarak sadece coğrafya öğretme- ni bulunuyor. Dil yanlışlan Ue bilgi hata- sı olan kitâplar hâlâ okutulmakta." 1 8 yıllık eğitimin uygulanmasında görülen aksaklıklar ve yanlışlar 1 • Derslik ve öğretmen açığı hâlâ giderilememiş. • Ozellikle branş öğretmen eksikliği kısa sürede kapatılacağa benzemiyor. • Öğretmen atamalarında merkezi okullarda yığılma olurken merkez dışındaki okullarda birçok ders boş geçiyor. • 4. ve 5. sınıflara yabancı dil konmasına karşın öğretmen bulunamadığı için dil dersleriyapılamtyor. • Birçok okulda Okul Koruma Dernekleri topladıkları para ile özel yabancı dil öğretmeni tutarak öğrencilere yabancı dil dersi verilmesini sağlıyor. • Öğretmen açığını gidermek için emekli öğretmenler ğöreve çağnldu Ancak ders ücretlerinin düşük tutulması nedeniyle bu çağnya itibar eden öğretmen sayısı beklenenin çok altında oldu. • Fonda biriken trilyonlara rağmen öğretmen ücretleri hâlâ çok düşük. 8 yılhk eğitimin bütün kahrını çeken oğretmenlerin ücretlerinde bir iyileştirme yapılmadı. • Okullann neredeyse büyük bir kısmında laboratuvar, spor salonu ve iş derslerinin görüleceği atelyeyok. • Okullara yakıt ödeneği dışında para verilmiyor. En zorunlu ihtiyaçlar için kaynak bulmak okul müdürünün maharetine kalmış. • Eski dönemden kalan eksik, yanlış ve çarpık bilgilerle dolu kitâplar hâlâ okutuluyor. • Anadolu liselerinin orta sımfı kalktığı için çocuklanna ilkokuldan itibaren yabancı dil eğitimi vermek isteyen aileler özel ilkokullara akın etti. kullanmalan sonucunda çocuklannı okul- lara kaydettirmeye başlamışlar. Milli Eğitim Bakanlığı, okul müdürle- n. öğretmenler ve \ elılerle yapılan görüş- melerde görüldü kı. yakınmalar üç aşağı beş yukan aynı. Göze çarpan en önemlı aksaklıklar. derslik ve öğretmen yetersiz- liği. Okullar 5 yıllık eğitime göre inşa edildıginden 8 yılı birarada okutacak ye- terli dersliğe sahıp değil. Ek sınıflar inşa edilerek bu sorun giderilmeye çalışılıyor. Bazı bölgelerde bu sorun taşımalı sis- teme geçılerek çözümlenmiş. Derslik sı- kıntısı nedeniyle 6,7 ve 8. smıflarda oku- yan öğrencıler servıs aracılığıyla en ya- kındaki başka okula taşınarak eğitim ya- pılıyor. Taşımalı sistemle eğitim gören öğrencilerin yemek ve servis bedelleri ba- kanlık tarafından karşılanıyor. 8 yıla karşı savaş açan bazı basın organ- lannda taşımalı sistemle başka okullara taşınan öğrencilere servis araçlannda ya- şı büyük öğrenciler tarafından cinsel ta- cizde bulunuldugu iddialan gerçeği yan- sıtmıyor. Çünkü servislere binen ögrenci- lerin yanında bir de rehber öğretmen bu- lunuyor. Merkezi yerlerde ve büyük kentlerde bile öğretmen eksikliği henüz giderilmış değil. Ozellikle seçmeli ve yabancı dil derslennde yeterli branş öğretmeni olma- dığından dersler boş geçiyor. Bu soruna çözüm bulmak amacıyla emekli öğret- menler göreve çağnlmış. Ancak verilen ders ücretlerinin düşük tutulması nede- niyle mesleğe dönüş için yapılan başvu- ru hedeflenenin çok altında. Birçok okul- da aile birlikleri ve koruma derneklerinin para ile tuttuğu öğretmenlerle yabancı dil dersleri yapılabiliyor. Okullara yakacak yardımı dışında Mil- li Eğitim Bakanhğı'ndan ödenek verilmi- 2000 kişilik okulda 33 öğretmen Gazi Mustafa Altıntaş Oku- lu... Anadolu yakasında, Ümra- niye'ye yakm tepelerin birinde Ferah Mahallesi'nin çocuklan bu okula gidiyor. 8 yıllık kesin- tisiz eğitimin uygulamadaki so- runlannm hepsini bu okul yaşı- yor. Giresun, Aluçra ve Kayse- ri'den Istanbul'a göç etmiş çok çocuklu aileler yaşıyor Ferah Mahallesi'nde. O yüzden soyadı aynı olan birçok çocuk aynı sıralan payla- şıyor. Yani neredeyse dayL, em- mi çocuklan hepsi... Mahalle, Refah Partisi'nin oy deposu. Okul müdürü konuşma isteği- mizi geri çeviriyor. Digeröğret- menlerle görüşüyoruz sorunlan. Öğretmen yok. program yok. 2000 kişilik okulda 33 öğretmen görev yapıyor. Ingilizce ve Türkçe öğretmeni sıkıntısı çeki- liyor. Öğretmenler anlatıyor "Bireysel ve toplu etkinlikler dersleri var. Bi/ beslenme ve ta- nmı seçtik. Ama bu derslerin programı yok, nasd uygulayaca- ğumzı bümiyoruz. Ortaokular- daen fazla sorun branşöğretme- ıûbıılnıak.Busıkınalarbir-ikiyM sürecek." Sıkıntıların çözümü, yeni öğretmenlerin mezun olup işe başlamasmda. İlkokullara yani birinci kademe eğitundeki 4 ve 5. sınıflara Ingilizce dersi konmuş. "2. kademeye Ingiüzce öğretmeni bulamıyorsunuz, na- sdoiacakbu" diye yakınıyor öğ- retmenler. Gazi Mustafa Altıntaş llkoku- lu'nda sınıflar ortalama 50-55 civannda. Kimi sınıflarda 62-63 öğrenci var. Oysa ideal öğrenci sayısı 30. En fazla yoğunluk birinci sı- mflarda. 8 yıllık eğitimle ilgili olarak veliler açısmdan hiçbir sorun yaşanmamış. tmam-hatip okullanndan yaklaşık 25 öğren- ci bu okula nakledilmiş. 2000 kişilik okulda eğitim, sabah ve öğlen şeklinde ikiye bölünmüş. Çevre okullann so- runlan da aynı. Oysa Kadı- köy'ün merkezmdeki okullann birçoğunda kapalı devre televiz- yon sıstemleri bile olduğunu an- latıyor öğretmenler. Oysa yok- sul mahallelerdeki sorunlar iki- ye katlanmış. Merkezdeki okul- lar katkı payı ile bu işin üstesin- den geliyorkr. Bu mahalledeki yoksul ınsandan ne kadar katkı payı alınır? Ögretmenin yanıtı ilginç: u Bunlardan,AHahverdi- ği canı alamıyor, biz ne alaragra İd?_" Ders vermek için emekli öğretmen de başvurmuyor. Ders başına verilen para 133 bin lira. Emekli bir öğretmen haftada 120 saat ders verse alacağı para 13milyonlira. O yüzden birçoğu bu işten vazgeçmiş. Öğretmenlerin ortak görüşü öyle ya da böyle bu sis- temin mutlaka yürütülmesi. An- cak önce alryapmın sağlam bir şekilde kurulması gerekiyor. Öğretmenler 3 yıl içinde siste- min düzeleceğine inanıyor. Ga- zi Mustafa Altıntaş Okulu'nda 2000 öğrenci için kadrolu 1 ha- deme var. Katkı payı ile birkaç hizmetli daha ahnmış. Ancak öğrenciler tuvaletlerin pisliğin- den yakmıyorlar. Bahçede öğ- rencilerle ve çocuklannı almaya gelen velilerle görüşüyoruz. Ve- li AbduBab Lafçı "Aceleetmeye- cekfcrdL Kimi mahatlelerdeokul yok, dükkânı bozup okul yap- mıştar. Çocuklar dizçöküp oku- yorbr" diyor. Kimi hanımlarko- nuşmak istemiyorlar. Öğretmenden de eğitimden de memnunuz diyorlar. "İstesck de oldu istemesek de okJu.Jsti- yoruz arök" diyorlar. '"İngüizce hocası yok. Hoca otmadan nasıl yazurva girecek bu çocuklar? Okul bakunstz" diye yakınıyor Aysel Kalp. Okulda iki çocuğu olan Nesrin Temizterise her şey- den memnun. Ali Akpınar da öyle. Bir baş- ka veli ise birinci sınıfta okuyan çocuklannm öğretmeni olmadı- ğını söylüyor. Şikâyet için mü- düre çıkmış ama müdür kendi- sini terslemiş, bunu öfkeli bir şe- kilde anlatıyor. yor. Okul müdürleri kendi özel yetenek ve çabalanyla gelir elde edebılirlerse ne âlâ. Birçok okulda kadrolu müstahdem sayı- sı I 'i geçmiyor. Bu durum öğrencilerin sağlıksız koşullarda eğitim görmesi so- nucunu doğruyor. "8 Yılhk Kesintisiz EğJtinTe katkı sağ- lamak için aynlan fonlar, geçmişte de var olan bu sorunlann giderilmesi için henüz devreye sokuhnamış. Bunun yani sıra ozellikle kırsal alanda \e metropollerin varoşlannda alt gelir grubunu oluşturan veliler, çocuklannm okul forması, ders araç ve gereçlerini kar- şılamada zorlanıyor. Bu sorunun çözüle- bilmesi için "8 yüuk eğitim''e aktanlan ka>ııaklann kullanımı öngörülmüş ohna- sına karşın dağıtımda pek adil davranıl- dığı söylenemez. Her il ve ılçeye eşit ak- tanlan bu kaynak yaralan sarmaya yetmi- yor. Ömeklemek gerekirse Istanbul'un Ümraniyesi'ne de aynı kaynak aktanlı- yor. Ataköy ve Leventi'ne de.. Okullarda ders kitabı seçimi veliye bı- rakılmasına karşın MEB Talim Terbiye Kurulu'nca belirlenen büyük bir kısmı dil yanlışlan, bilgi hatalan ve cinsiyet aynm- cılığını öne çıkaran çarpıklıklarla dolu. Eğitim düzeyi yûkseldi Yasa üzerinde yapılan tartışmalann o- dak noktasını imam-hatip okullannın or- ta kısmının kapatılması oluşturdu. Oysa mesleki yönlendirme yeni sistemde zo- runlu olarak öngörülüyor. Çocuklannı i- mam-hatip okullanna ver- mek isteyen veliler 8. sınıf- tan sonra bu amaçlannı ger- çekleştırebilecekler. Eski sisteme göre kırsal alanda ve kent varoşlannda ilkokuldan mezun olan öğrencilerden ortaöğretime devam edenler şanslı azınlık içinde yer ah- yordu. tlkokuldan çekip alı- nan erkek çocuklan bekle- yen akıbet, aile bütçesine katkı sağlaması için daha o yaşta ağır işlerde çalışmak ve her türlü sömürüye karşı korunmasız bir şekilde ken- disine verilen bu ağır yükü omuzlamak oluyordu. Kız çocuklarının kaderine ise ev- leninceye kadar annesiyle birlikte evin yükünü paylaş- mak ve her türlü sosyal ya- şamdan kopuk yaşamak dü-u şüyordu. Büyük kentlerde sözde geleceğe iyı hazırlanmak amacıyla aılelen tarafından Anadolu liseleri yanşına so- kulan binlerce öğrenci, bu amansız yanştaki stres yü- küyle çocukluklannı yaşa- maktanuzaktı. Işte "8 vılhk kesintisiz eği- nin''le farklı sosyal gruplar- dan ve statülerden gelen bu ailelerin çocuklanna "Size çocukluğunuzu yaşama ve eğitim hakkını veriyoruz" denildi. Öğrenciyi 5 yıl ye- rine 8 yıl okutmanın ekono- mik faturasını veliyle pay- laşma vaadi henüz sınırlı bir şekilde yerine getirilse de fo- na aktanlan kaynağın bü- yüklüğü gelecek için umut veriyor. Milli Eğitim Bakan- lığı'ndan alınan bilgiye gö- re fona sadece TEKEL'den her hafta 1 trilyon 200 mil- yon TL kaynak akıyor. Yeni sistemin 1.5 aylık bi- lançosuna bakılırken onlarca eğitımci ve veliyle görüşül- dü. Eksikliklerden yakınılır- ken yıne de "Nerden çıktı bu 8 yıÜık eğmm'' diyene rast- lanmadı. Yakınmalar sistem- den değil yıllardan beri bi- rikmiş ve çözülememiş so- runlardan kaynaklanıyor. Çocuklannm yeterli dil eğitimi alamayacağı korku- suna kapılan birçok aile, il- kokuldan itibaren yabancı dil öğrenebilmesi için bu kez de özel ilkokullara akın etti. 4 8 yıla karşı şeriatçı boykot kırıldı' Müdür yarduncısı Zinet Güntaş. Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileriyle göriiştüğümüzde kâğıt üzerinde 8 yıllık eğitim tıkır tıkır işliyor, öğretmen eksikli- ği dışında pek bir sorun görülmüyordu. Eh öğretmen eksikliği de 8 yıldan kaynakla- nan bir sorun değildi elbet. Geçmiş yıllar- da da en can yakıcı sorun bu olagelmişti. Onun dışındaki sorunlar bakanlığın da kat- kılanyla çözülmüştü. "Acaba öjie mi?" diyerek soluğu Üm- raniye 30 Ağustos İlkokulu'nda aldık. Okulun bahçesi minik öğrencilerin koşup seğirtmesine yetmeyecek kadar dardı. Ana binadan içeri girildiğinde koşuşan öğren- cilerin kaldırdığı toz bulutundan müdür yardımcısı Zinet Güntaş'm odasını güç- lükle bulabildik. Koridorlar çamur ve toz- dan geçilmiyordu. Müdür Yardımcısı Zinet Güntaş dertlerini sıralamaya başladığında yerdeki toz ve çamurun esran çözüldü. 25 derslikli okulda sadece bir tane müsdah- dem görev yapıyormuş. O da kaloriferci. Zinet Hoca sorunlan sıralayınca bu sorun diğerlerinin yanında pek önemsiz kalıyor. Okulda iş laboratuvan. spor salonu ve *iş- fik" denilen iş derslerinin görülebi leceği sı- nıf buiunmuyor. Türkçe, hıgilizce, Mate- matik, Din Kültürü ve Beden Eğitimi öğ- retmeni eksikliği var. Okuldaki 9 sınıfa sa- dece 1 Ingilizce öğretmeni düşüyor. 1200 öğrencinin ders gördüğü okulda bir mik- roskop bile bulunmuyor. Bu okulumuz kaçak elektrik kullanıyor. Çocuklann karanlıkta ders yapmasına gön- lü razı olmayan Matematik Öğretmeni Mehmet Hoca, '•Kaçak elektriği okula ben bağladım" diyerek suçunu itıraf ediyor. Okula ilk kez bu yıl boya için ödenek gel- miş. Okulda konuştuğumuz öğretmenle- rin yüzde 9O'ı ek iş yaparak geçimini sağ- lıyor. Ümraniye'nin Mustafa Kemal'inde katkı payı almak büyük bir sorun. Mahal- lelinin kendisi "himmetemuhtaçbirdede." Konuşurken Zinet öğretmene imza atma- sı için uzatılan bir listeye gözatıyoruz. Ka- yıt yaptırdığı halde birçok öğrenci öğretim yılı başladığından ben okula gelmiyormuş. O nedenle Müdür Yardımcısı Zinet Gün- taş, velilere uyan yazısı göndererek öğren- cilenni okula istiyor. Devamsızlığın nede- nini ise şöyle açıkhyor Zinet Öğretmen: "Bu öğrencilerin hâlâ okul forması, ders kitabı ve kırtasi>eleri temin edilemcdiğin- den aileleriokulagöndermiyor. Oysa biz bu konuda müsamaha göstenŞoruz. Ancakyi- ne de çocuklar bu eksikliklerin sıkubsinı duyduklan için okula gelmiwr." Ee hani Milli Eğitim Müdürlüğü velile- re bu konuda destek veriyordu. Kayma- kamlıklara bu amaçla 4"er milyar lira gön- derilmişti? Zinet Öğretmen gülüyor. "O parayı hangj öğrenciye dağıtacaksınız. Bu bölgede herkes yoksul. Sadece 10 öğrenci is- tediler verdik. Geri kalanlan da farklı de- ğil ki._ Aynca tek sonınlu okul biz değüiz. 30 Ağustos tlkokulu'nun Okul Aile Birlı- ği Başkanı NaimeUmardaZinetGüntaş'ı başıyla onaylıyor. Naime Umar başörtülü ve dini inançlanna bağlı bir veli. 8 yıllık eğitime karşı çıkanlara çok öfkeli. "Onlar inancı eğitime alet ederek cocuklannuzın geleceğiyle oynuyorlar" diyen Naime U- mar, gününü evde geçireceğine okul aile birliğinde sorunlann çözümüne yardımcı olarak eğitime katkıda bulunuyor. Oğlu ve kızı da bu okulda okuyan Naime Umar. "Kış geldiği halde ödenek gelmediğj için yakmmızı alamadık. Çocuklar paltoik otu- ruyorlar" di>or Gerçi sınıflarda çocuklar üçer kişı oturduklan için üşümeleri biraz zor ya! lkinci durağımız radikal Islamcı- lann kalesi Sultanbeyli. Toprak yollardan ve ilginç isimli sokaklarden geçerek ulaş- tığımız Ahmet Yener îlkokulu cami ile me- zarlığın arasma sıkışmış. Okula vanrken gözümüze bazı sokak adlan ve duvar ya- zılan ilişiyor:"Bir gece ansmn gelebittriz, İmza: Türk tntikam Tugajı" Ümraniye'deki sorunlann benzerlerini .Ahmet Yener tlkokulu"nun Müdürü Şevket Kol'dan da dinliyoruz. "Oğretmen tutanu- >oruz. Ahjapı yok. Laboratuvar, spor sa- lonu ve işlîk yok. Kitapuğumzı Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Des- tekleme Demeği kurdu. 31 sınıfta 1600 öğ- renci ders görüyor. Yabancı dil konusunda hazırhğunız yokru. 4 ve 5. sınıfta lngilizce derslerini smrföğretmenleri veriyor." Tüm bu sıkıntılara karşı okul müdürü Kol. "Biz diğer okullara göre kolej sayıh- nz" diyor. llginçtir dolaştığımız okullarda gerek öğretmenler gerekse müdürler bütün sıkın- tılara karşın yine de "8 yılhk eğitimin gel- mesini büyük bir şans olarak görüyoruz" diyerek sistemden değil yokluktan yana dertli olduklannı vurgulamak gereği duyuyorlar. ARAYIŞ TOKTAMIg ATEŞ Sivil haatsidik Insan bazen gözlerine ve kulaklarına inanamı- yor. Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Recep Tayyip çıkmış birtelevizyon programında, "Sivil itaatsizlık haklannı kullananlara saygı duyu- yonım" diyor. Akşamları saat 21.00'de ışıklarını söndürenlere de saygı duyuyormuş, başörtüsü için üniversitelerin kapısında gösteri yapan öğ- rencilere de. "Duy da inanma..." diye geçirdim içimden. Ak- şamlan ışık söndürme eylemi yapanlara "Glu, glu dansı yapıyoriar" diyen, bunlann başkanı değil miydi? Ne çabuk öğrendiler sivil itaatsizlik hakkı- nı? Her şeyleri "çifte standart", her şeyleri "kan- dırmaca"... Ama bizim "süperzekâlılar"arasında bunlara kananlar da var. Sivil itaatsizlik, "yasalann sınırlarınızoriama"d\r. Eğer toplumsal yaşamı düzenleyen yasalarda ba- zı boşluklar bulursanız ya da "yoruma açık" kimi hususlar saptayabilirseniz, bunlardan yararlanır- sınız. "Sivil itaatsizlik" budur. Yasa ve kuralları açıkça çiğneyen birtakım eylemlere girişip; daha sonra bunlann "yaptırımlan", yani müeyyideleri- nin uygulanmasına karşı çıkamazsınız. Bu durum- daki bir insan elbette kendini savunacak ve yap- tığı eylemin demokrasinin kurallan içinde olduğu- nu ortaya koymaya çalışacaktır. Ama böyle bir "hak" söz konusu değildir. Bir toplumdaki antidemokratik ve insan hakla- nna yeterince saygılı olmayan yasalan değiştir- mek istemek ve bunun için mücadele etmek, el- bette demokratik mücadelenin bir parçasıdır. An- cak hiç kimsenin "yasalara uymama hakkı" yok- tur. Hele yasalara uymayanlan en ağır bir biçim- de eleştirdikten sonra; kendisi de aynı şeyi yap- maya başlayınca, "yasalara uyulmayabıleceğini" ileri sünmenin, iler tutar bir tarafı yoktur. Sanıyorum sorun; "yasal" ve "meşru" kavram- lannın kanştınlmasından kaynaklanmaktadır. "Yasal" olan şey, yasalara uygun olan şeydir. Nesnel, yani objektif bir durumdur. Buna karşılık "meşruiyet" öznel, yani sübjektif bir durumdur ve kişiden kişiyedeğişir. "Banagöre"; meşru olan bir şey, yasal olmayabilir. Eğer ben, kendi meşruiyet anlayışıma göre hareket eder ve yasaya aykırı ey- leme girişirsem, bu durumda yasanın öngördüğü yaptırımlara da katlanmak zorunda kalırım. Herhalde 20 yıl kadar önceydi. O zamanlar; ku- rucuları arasında olduğum Bursa Üniversitesi Ik- tisat Fakültesi'nde de iki haftada bir derse gider- dim. Gittiğimde bir gece kalır ve on, on iki saat ders yaparak geri dönerdim. Bir gün derste bu konuyu; yani yasallık ve meş- ruluk arasındaki farkları anlatıyordum. "Eğer" di- ye sordum, "Eğer, sizin kafanızdakı meşruiyet an- layışı ile yasalar arasında bir fark olursa ne olur?" Şimdi adını anımsayamadığım, militan olduğu- nu tahmin ettiğim bir öğrencim söz istedi. "İçeri gireriz Hocam" diye yanıtladı sorumu. İçeri girer ve arslanlar gibi yatar çıkanz"... Hiç kimse, "bu bizım sivil itaatsizlik hakkımız" diye karşı çıkmadı, bu görüşe. Acaba yirmi yılda bu kadar mı değiştı gençlerimızin yaklaşımları. Ne demişti şain Zaman gelir, zaman geçer / Zamari. zaman içinde. I Biz mahpusta gürül gürül yatar- dık I Yılan çıyan içinde... (Umarım aklımda doğru kalmış olsun). ••• Istanbul Üniversitesi'nin Rektörü Sayın Prof. Dr. Bülent Berkarda, çok saygı duyduğum bir isim olmasına karşın, rektörlük dönemindeki "icraatla- nyla" benim açımdan büyük hayal kırıklıklarına yol açtı. Ozellikle çevresındeki kimi danışmanları, çok yanlış davranışlara neden oldular. Berkarda Hoca'yı çok yanlış yönlere sevkettiler. Hiç gereği olmaksızın, yıpranmasına neden oldular. Fakat Sayın Berkarda'ya bugünlerde çok büyük bir haksızlık daha yapılıyor. Kimliklerine yapıştırıl- mak üzere; başı açık ve yüzleri görünen bir biçım- de resim çektirmek istemeyen kimi öğrenciler ve bunların arkasındaki "Islamcı çevreler", asla ya- kıştınlamayacak ifadelerle saldınyorlar. Hele Refah Partili kimi milletvekillerinin ve eski bakanların bu öğrencilere destek olmaları tam bir komedi. Zira iktidar ellerindeyken bu yönetmelik- leri değiştirmeyenler, şimdi bu yönetmelikleri uy- guladığı için bir rektöre çatmaktan utanç duymu- yorlar. Bunlar insan aklının alacağı şeyler değil. Şimdi "çağdışı" ilan ettikleri o yönetmelikleri de- ğiştirmek için TBMM'de basit çoğunluk yeterlıy- di. Ama iktidarda olduklan sürelerde başka amaç- lar peşinde oldukları için, kıllarını bile kıpırdatma- dılar. Şimdi muhalefete düşünce, "Başörtüye uza- nan ellerkınlır" diye bağrınmaya başladılar. Bun- lar milleti aptal zannediyorlar... • • • Türkiye tam bir çelişkiler ülkesi oldu. Gelişme- leri sağlıklı bir biçimde açıklamak asla mümkün olamıyor. Örneğin 29 Ekim'i kutlama "yanşmasmda"; CHP'nin Kayahan'ı, RP'nin Mahsun Kırmızıgül ve Mustafa Sandat'ı sahneye sürdüklerini görü- yoruz. Bunlann herüçüdehiç kuşkusuziyi müzisyen- ler. Ama. kendini Özal'ın "manevi evladı" olarak ilan eden ve Özal öldüğünde, televizyonlarda ağ- layan Kayahan'ın, CHP toplantısında ne işi var? Aynı biçimde, Refah'ın "mehter müziğinden" tad alan yandaşlarının Mustafa Sandal'ın müziği- ne sıcak bakabileceklerini hiç tahmin etmiyorum. Ne biçim işler bunlar?.. Istanbul halkı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı, geçen senekinden de daha büyük bir coşkuyla kutladı. "Atatürkçü" ve "laik" kimliğini ön plana çı- kartan insanlanmız, çok kötü hava koşullanna rağ- men caddeleri doldurdular. Fener alayları düzen- lediler, marşlar söylediler. Fakat tüm bu coşkudan haberi olmayan ve ken- di içlerindeki heyecan sönmüş olan kimi arkadaş- lanmız, "Artıkhalkımızilgi göstermiyor" gibisinden "inciler" döktürdüler... Bu konuya bir başka yazımda genişliğine deği- neceğim. Ama bazı şeyleri anlamakta ve değer- lendirmekte gerçekten çok zorlanıyooım. • • • TÜYAP Kitap Fuarı da açıldı. Bir hafta kitapla ya- tıp kitapla kalkacağız. Hoş, zaten deliye her gün fuar... Belki küçük bir katkınız. bir çocuğa önıür boyu eğitim sağlayacak, belki de >üzlerce çocuğumuzun okuvacağı bir okulun temel taşı olacaktır kim bilir? Desteğinizi beklivoruz... ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI Tel: 6211-2% 28 99 Faks: 0212-286 13 54 Vakıjbank Eliler Şb. Çev Bağış Hesap \o: 2012776
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear