21 Mayıs 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İ2SOC/K 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER UB'je yekâteten Karlıtekm atandı • ^VKVRA (Cumhuriyet ^Bürosu)- Başhakan NT e:rmertn Erbakan, önceki _ güı Türuye Kalkınma Baıkası TKB) Genel MGdürliğü görev ınden aldğı ftyazi Erolun _ yenne, Karhtekın'i _ vekâletei atadı. Genel _ Midürliğe Karlıtekin'in ,ataması -RP'den DYP'ye \yecl bioy-pass" olaraİc ^de|erleniirildi. Erbakan'ın. ~T>irçok pıojeye yatınm •fınansrrunı saglayan ve 150 - milyon dslar nakitı tmlinduju bildirilen TKB'nir kredilerinin RP tabannıakullandınlmasını hedefledğı bildırildi. Karlıketn, Istanbul • BeledıyeBaşkanı Recep Tayyıp Erdoğan'ın sağ kolu olarak bi iniyor. t yapma yanşına araşfirma • ANKARA (Cumhuriyet ' Bürosu)-DSP lçel ' MilietveLili İstemihan Talay " ve arkadaşlan. il ve ilçe •'kurufmasıyla ilgıli daha " objektıf kriterlere ulaşılması için Mecüs araştırması açılmasırı istediler. Talay. - TBMM İ;işlen ı.Komisyonu'nda 23 yeni il -ve92 ilçenin kurulması ^önerilenr.in gündemde . olduğuna dıkkat çekerek . yeni kurulan il ve ilçelerde sorunlann ne oranda 'çözüldüğünün belirlenmesi için Meclıs araştırma komisyonu kurulmasını "istedi. Işık Yurtçu'ya ABD'den destek • Haber Merkezi - Kapatılan Özgür Gündem gazetesinm hapiste bulunan yazı işleri müdürü Işık Yurtçu'nun serbest bırakılması için ABD'de .imza kampanyası düzenlendi. Yaklaşık 300 gazeteci, medya yöneticisi ve insan haklan eylemcisınin ımzaladığı bildiri, Türkiye'nin VVashington Büyükelçisi ' Nüzhet Kandemir'e teslim edildi. Bildiriyı " büyükelçiliğe teslim eden Gazetecileri Koruma Komitesi(CPJ)Başkanı /Kati Marton, Yurtçu'nun -sadeofcgazetecüik görevini yaptrğîiçitrhakkında dava açılarak hapsedildiğını savundu. Bayraktar yakatandı • İZMİR(AA)-Adam ,. yaralamak suçundan " kesinleşen 1 yıl 3 aylık hapis cezasını "para •karşılığı" ikna ettiği bir başka kişiye çektirdiği ' iddiasıyla aranan eski Çeşme TURBAN Müdürü Sabri Bayraktar. tstanbul'da yakalanarak Izmir'e getırildi. Emniyet , yetkılileri, Çeşme , TURBAN Otelı'ndeki "yolsuzluk" iddialanyla ügili olarak da hakkinda Çeşme Cumhunyet Başsavcılığı'nca gıyabi tutuklama müzekkeresi bulunan Bayraktar'ın, yann adliyeye sevk edileceğini ve karann vicahiye çevrileceğini bildirdiler. Kısa... Kısa... • İçişleri Bakanı Meral Akşener'in, Başbakan Necmettin Erbakan'ın onayını aldıktan sonra üzerinde yeni düzenlemeler yaptıgı gerekçesiyle Başbakanlık Müsteşariığı tarafindan tutulan 'emniyet kararnamesi', dünkü Resmi Gazete'de yayunlanarak yürüriüğe -jprdi. • DHKP-C örgütü adına 2 polis memurunun -öldürülmesi eylemini gerçekleştirdikkri iddia editen 18'itutuklu, 8'i hakkında idam cezası istenen 31 kişinin yargılandığı Istanbul 2 >lo'lu DGM'de görülen «Cdairada, 3 sanık tahliye jfedildi. «• Hak-İş Genel Başkanı ?SaKm Uslu getir dağılımındaki dengesizlikiere dikkat çekmek için Di>arbakır halkına 1 miKar lira tutannda kumanya yardımı yapacakiannı biMirdi.' • Küba'ya cumhuriyet tarihinde ilk kez Türkiye'den bakan düzeyinde ziyaret gerçekJeştrilecek. Sağlık Bakanı YıUınm Aktuna, Küba HalkSağlığı Bakanı Dr. Carlos Vlartinez'in -resmi kontgu olarak • bulunacagı Havana'da çeşitli görûşmelerde ve 'incelemelerde bulunacak. DYP lideri Tansu Çiller, Almanya'dan yönelen suçlamada yurtiçinde de yalnız kaldı Türldye'deıı geri adntıANKARA (Cunıburiyet Bürosu) - Frank- furt 17. Ağır Ceza Daıresi'nde sonuçlandı- nlan uluslararası uyusturucu kaçakçılığı da- vasındamahkeme heyeti başkanı yargıç Rolf Schwalbe'nin, Başbakan Yardımcısı Tansu ÇiUer'i, uluslararası uyuşturucu kaçakçılan- nı korumakla suçlamasının ardından "ülti- matom" imalı çok sert açıkJamalar yapan Türkıye, Almanya'nın "bağunsız vargıya müdahak edilemeyeceği'' mesaj ı üzerine ge- ri adım atmak zorunda kaldı. Almanya için "48 saat içinde ya özür diie- yecek, ya özür dUeyecek" dıyen Çiller, taru- dığı süre içinde Bonn hükümetinden yanıt alamadı. Çiller ile Dışişleri Bakanlığı Müs- teşan Büyükelçi Onur Oymen'in Alman- ya'ya "süre tanıyarakr yürüttükleri ve ven- len zaman içinde sonuç alamadıkJan girişim- ler. köklü diplomasi geleneğine karşın Tür- kiye adına bir "gaf olarak değerlendirildi. Bir Türk yurttaşının da hüküm giydiği Frankfurt 17. Ağır Ceza Dairesı "nde görülen davanın yargıçlanndan Rolf Schvvalbe'nin, mahkemenin Türk hükümeti ve bir bayan ba- kanın uyuşturucu kaçakçılannı koruduğu yo- lunda bir görüşe vardığını açıkladığının Al- man Haber Ajansı DPA tarafindan salı günü dünyaya duyurulması üzerine Dışişleri, Çil- ler seferberliğıne girdi. Türkiye. Almanya'ya önce sözlü protesto notası, ardından yazılı nota, Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kin- kel'e ılerilmek üzere de bir mektup verdi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Onur Öy- men, salı akşamı söziü protestoda bulunur- ken çarşamba günü Türkıye'nin Bonn Büyü- kelçisi Volkan Vural Türkiye"nin mahkeme- nin mütalaasını ısteyen yazılı protesto nota- sını iletti. Öymen, yargıç Schvvalbe'nin Türk hükümeti ve Çıller'i suçlayan ifadelerinin mahkeme karan olup olmadığı konusuna "çarşamba akşamına kadar mümkünse" açıklık getınlmesi için Bonn'a süre verdi. Başbakan Yardımcısı ve Dışışleri Bakanı Çiller de Akşam gazetesine önceki gün ver- diğı demeçte. ıç politikadaki bilinen üslubu- nu diplomasi alanına da taşıyarak "48 saat içindeya özürdileyecekler, ya özûr dileyecek- ler" dedi. Çiller'in yaklaşımı ve peş peşe verilen no- talann ardından Dışişleri Müsteşan Öy- men'in Almanya hükümetinden özür dıle- mesinin beklendiği açıklamasıyla ileri adım- lar atan Türkiye, Bonn'un "bağunsız yargı- ya müdahale edilemejeceği" mesajıyla geri adım atmak zorunda kaldı. Gelinen noktada Öymen'in. federal hükümetten özürbeklen- dığinı açıldamasına karşın. Türkıye'nin, ye- rel makamlann özüriiyle yetineceği öne sü- rüldü. AJmanya karşısında girilen durumun Dı- şişleri bürokratlan arasında da huzursuzluk yarattığı belirtilirken, bir diplomat şu değer- îendırmeyi yaptı: -Ciddi bir devlet, bazı istekleriiçhı bir ÜJ- ke>e ülrimatom verir gibi süre tanıdığında. eğer istekleri o süre içinde karşüanmannşsa bazı yapüranları dc\ reye sokar. Yoksa veri- len sürenin anlamı yoktur. Aynca verilen sü- re içinde isteğiniz karşıJanmamış ve yapön- ma da gidememişseniz, bu diplomatik bir skandaklır. Kaldı ki bu tfir olaylarda, hem de Türldye için birinci derecede öncelikli yere sahip Almanv a gibi ülkeler söz konusuysa sü- re tanımak diplomatik bir hatadır. Türkiye açısından son derece çirkin bir göriintü yara- ülmışür." DCM Çeteleri kaçırmaya muhalefet ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Çetelerin Devlet Güvenlik Mahke- meleri (DGM) kapsamın- dan çıkanlmasına ilişkın yasa tasansı, TBMM'de sert muhalefetle karşılaş- tı. Tasannın tümü üzerin- deki görüşmelerin ta- mamlanmasına karşın. maddelerine geçilemedi. ANAP Grup Başkanveki- li Cumhur Ersümer. DGM'lere güvenmediği izlenimi veren hüküme- tin, bazı suçlulan adaletin elinden kaçırmaya çalıştı- ğını ıleri sürdü. CHP Ge- nel Başkan Yardımcısı Onur Kumbaracıbaşı da hükümetın bu tasanyla bir taşla üç kuş vurmaya çalıştığını söyledi. Ersümer, dün parla- mentoda düzenlediğı ba- sın toplantısında, hükü- metin, çetelerin DGM kapsamından çıkanlması girişiminde bulunmasını eleştirerek, bazı yolsuz- luklann örtbas edilmesi için koalisyon pazarlığı yapan hükümetin. Susur- luk olayından sonra da bazı insanlann adalet elinden kaçınlmasında aynı tavrı izlediğini ileri sürdü. DGM'lenn hukuki olarak çetelerin ve orga- nize suçlann varlığını ka- bul ettigini kaydeden Er- sümer, şöylededi: "Hükümet, demokra- tjldeşmenin arkasına sak- lanarak, çeteleri DGM kapsamından çıkarma>B çalışıyor. Hükümet, böy- lece daha etkili olabilece- ği bir durum yaratmaya çalışıyor. Eğer, hükümet gerçekten suçlulann ada- k'te teslim ediunesini iste- seydi, DGM'lerin janın- da özel mahkemeter ku- rup, daha fazia yetkilerle donatırdı. Biz si>il mah- kemelere degiL hükümete güvenmiyonız. O zaman hükümete, 'Sız, DGM'le- re mi güvenmıyorsunuz' diye sormak lazrnı." ANAP'lı Ersümer. hü- kümetin çabasına karşın çetelerin DGM kapsa- mından çıkanlmasına ilişkin yasa tasansının Meclıs'ten geçmeyeceği- ne ilişkin bir izlenim edindiklerini söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Kumba- racıbaşı da Adalet Baka- nı Şe\ket Kazan'ın Baş- bakanhk Tefriş Kurulu ra- porunda, "çete örgüden- mesinden söz edilmediği- ni" açıklayarak olayian örtbas etmeye çalıştığını söyledi. ÇİZMEDEN YUKARI OĞOR A4O/MCOAMJAŞ &A<$4 OJ-JU3AK a* TBMM Malvarlığı Komisyonu Çiller'e 'mahcup9 savunma AYŞE SAYIN .\NKARA-TBMM Malvarlığı So- ruşturma Komisyonu'nda, DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tan- su Çiller'in, Yüce Divan'a sevkine ge- rek olmadığı karannı çıkaran DYP ve RP'li üyeler, kararlanna "gerekçe" gösteremediler. ANAP. DSP ve CHP'lı üyelerin muhalefet şerhi koyduğu ra- porda, teamüllere aykın olarak karann gerekçesine yer verilmedi. Raporun "sonuç" bölümünde sadece oylama ve karara yer verilmesi dikkat çekti. Hakkında kurulan 3 Meclis soruş- turma komisyonunda REFAHYOL oy- lanyla "Yüce Divan'a sevkine gerekol- madığı'" karan alınan Çiller'in TUR- BAN Genel Müdürlüğü'nü kişisel çı- karlan için kullandığı savıyla ANAP tarafindan verilen Meclıs soruşturma önergesinin ön görüşmeleri de 28 ocak salı günü yapılacak. Kanrt sa\Tİma\an belgeler Malvarlığı Soruşturma Komisyo- nu'nun RP'li Başkanı NaciTerzi'nin 3 gün önce TBMM Başkanhğı'na sun- duğu 154 sayfalık raporda. sadece ko- misyona gelen bilgi ve belgeler alt al- ta sıralanırken, herhangi bir yorum ya da değerlendirme yapılmadı. Raporun "sonuç" bölümünde. ka- rann "deiüyetersizügr nedeniyle alın- dığı belirtilirken. bu sava dayanak ola- cak hiçbir gerekçe ya da kanıt ortaya konulmadı. Komisyonun. soruşturma önergesinin sahibi olan RP'ye mensup üyeleri ile DYP'li üyeleri, Çiller'in hem gelir, hem de şirketleri aracılığıy- la kurumlar vergisi konusunda sem- bolik rakamlarla yetinmesine karşın servetindeki trilyonluk artışlan; "sah- tecflik" suçlamalanna neden olan tah- rifatlı belgeleri ve eksık ya da yanlış mal bildirimlerinı "kanıt" saymadılar. Muhalefetin görüşleri de rapora, "Degerlendirme" başlığı altında. 15 Ocak 1997'deyapılankarartoplantısı- nın tutanaklan şeklindeyansıdı. Rapo- run "sonuç* bölümünde şu görüşlere yer verildi: "Kanuna ve genel ahlaka aykın se- kilde mal edinmek surctiyte görevini kötüye kullandığı ve bu e> lemin Türk Ceza KanuntTnun 240 ve 3628 numa- ralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yokuzluklaria Mücadeie Ka- nunu'nun 13,14 ve 15. maddelerine uy- duğu iddiasıyla eski Başbakan Tansu Çiller hakkında kurulan 9/4 numaralı Meclis Soruşrurma Komisyonumuz; yeterli delil elde edikmediği ve suçun unsurlannın oluşmadığı kanaatine va- rarak, eski Başbakan Tansu Çiller'in Yüce Divan'a sevkine gerek olmadığı- na oy çokluğu ile karar vermiştir." 4. soruşturma: TURBAN TBMM Danışma Kurulu'nda da TURBAN Genel Müdürlüğü'nün Çil- ler ailesince kişisel çıkarlar için kulla- nıldığı savıyla ANAP tarafindan ven- len Meclis soruşturma önergesinin ön görüşmesinin 28 ocaklayapılması ka- rarlaştınldı. Önergeye ANAP'ın yanı sıra. DSP, CHP ve hükümetten deste- ğini çektiğini açıklayan BBP'nin des- tek vermesi bekleniyor. 'ÇiftfikgibL.' TURBAN'dakı yolsuzluklarla ılgilı kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporunda da dile getirilen bu isteme, Çıllerler'in TURBAN'ı. "çifflik" gibi kullanmalan dayanak gösterildi. TBMM Danışma Kurulu'nda ayn- ca, Çiller hakkında TEDAŞ ve TOFAŞ ihalelerinde yapılan yolsuzluk ve usul- süzlüklerle ilgili kurulan Meclis So- ruşturma Komisyonu raporlannın 18 Şubat 1997'de TBMM Genel Kuru- lu'nda görüşülmesi karara bağlandı. Aynı gün eski Enerji ve Tabıi Kay- naklar Bakanı Şinasi Altmer hakkında TEDAŞ ihaleleri yolsuzluğu ile ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyo- nu'nun raporu da ele alınacak. TEDAŞ ve TOFAŞ soruşturma ko- misyonlanndayine REFAHYOL oyla- nyla Çiller'in Yüce Divan'a sevkine gerek olmadığı karanna vanlmıştı. Genel kurulda yapılacak oylamada, Çiller'in Yüce Divan'a sevk edilebil- mesi için Meclis üye tam sayısının saFt çoğunluğunu oluşturan 276 milletve- kilinin komisyon kararlan aleyhine oy kullanması gerekiyor. TBMM'de ba- ğımsızlarla birlikte muhalefetin 270, iktidar partilerinin ise 279 sandalyesi bulunuvor. J^İIRMIKI AYDIN ENGİN Yönetmelik Türban için sus payı EMİNEKAPLAN ANKARA - Hükümetin RP kanadı. kamu kurum ve kuruluşlannda çalışan ka- dın personele türban ser- bestliği öngören yönetme- lik değişikliği taslağına. "kamuda giyim özgüriü- ğü" izlenimi vermek için bayan çalışanlara ilişkin •pantolon yasağının kaldı- nlmasını da ekledi. RP'li bakanlar. yönetme- likteki "baş daima açık" hükmünü, "baş isteğe bağ- lı olarak açık" şeklinde de- ğiştirerek türban takılması- nı "zonınluluk" gibi göste- ren taslağı Bakanlar Kuru- lu'ndan Şeker Bayramı'na kadar çıkarmayı hedefli- yor. Imzaya açılmadan ka- binede sıkıntı yaratan yö- netmelik değişikliğini, DYP'li devlet bakanları Işı- lay Saygm ve Ajfer Yılmaz. imzalamayacaklannı belirt- tiler. insan haklanndan sorum- lu RP'li Devlet Bakanı Lüt- fö Esengün. Kamu Kurum ve Kuruluşlannda Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafe- tine Dair Yönetmelık'tede- ğişiklik yapılmasına ilişkin yönetmelik taslağını hazır- ladı. 'Baş istege bağh..: Hükümetin RP kanadının Şeker Bayramı 'na kadar çı- karmayı planladığı yönet- melik taslağında, 17 Tem- muz 1982 tarihli yönetme- likte kadınlann kılık kıyafe- tını düzenleyen "Elbiseler temiz. düzgün, ütülü ve sa- de; ayakkabılar veya çizme- ler sade ve normal topuklu, görev mahallinde baş da- ima açık, saçlar dii/gün ta- ranıruş veya toplanmış, br- naklar kesilmiş olur" hük- münde yer alan türban yasa- ğının. "baş isteğe bağh ola- rak açık" hükmü getirilerek aşılması öngörüldü. Taslakta, aynca kadın ça- Iışanlann pantolon giyebil- meleri hükme bağlanırken, mevcut yönetmelikteki "PersoneL görev yaptığı ve- rin ve mezun olduğu okulla- nn rozetleri ile hükümetçe özel günler için çıkanlan ro- zetier(Atatürk'ündoğumu- nun 100. yılı rozetleri gibi) dışında rozet, işaret nişan ve benzeri şeyler takamaz" hükmünde de değişiklik ya- pılması öngörüldü. Taslağa göre. çalışanlara rozet takma serbestliği ge- tirilecek. e - rnail: engin (a planet.com.tr Korkmayın, TÜSİAD ve onun "Demokratikleşme Perspektifleri Raporu•" üstüneyazılan Tırmık'\ar pehlivan tefrikasına dönmeyecek. Bu son. Kabul edın ki TÜSİAD Ge- nel Kurulu'nda olup bitenler tır- mıklanmadan bu konu noktala- namazdı. Türkiye'de demokrasi olmadan da, demokrasinin ırzına geçHirken de sermayedar sınıflar varlıklarını koruyabildiklerini, üstelıkdahael- verişli koşullar elde ettiklerini bili- yorlar. Bu konuda zengin dene- yimleri var. TÜSlAD'da örgütlen- miş büyük sermaye için bu ger- çek haydi haydı geçerii. 12 Mart yan-faşist döneminde de, 12 Eylül'ün faşist karanlığın- da da Türkiye'de büyük sermaye, sanayi sermayesi dikensiz gül bahçelerinin keyfini yaşadı. Sen- dikasızlaştınlmış ya da sendikala- n etkısizleştirilmiş işçiler, işlemez hale getırılmiş toplumsal denetım mekanizmaları, kocaman ve han- tal siyasal örgütteri ikna etmek ye- rine, üstelik konunun cahilı üç beş generalin kulağına fısıldayarak koruyucu kararlaraldırılması... TÜSÎAD Yol Aynmında Bunlar yaşandı. Diyeti de TÜSİAD'ın ya darbe- leri, darbecileri desteklemesi ya da susması ve böylece köstekle- memesı oldu. Marksıstlerin faşizm yorumu. "Tekelci sermayenin en gerici, en kanlı, enzorba kesımlerinin..." di- ye başlar. Geçmiş darbeler bu yargıyıyalanlamadı. TÜSİAD içinde bugün, "De- mokratikleşme Perspektifleri" ra- poru üstüne kopan küçük çaplı fırtına bu açıdan değertendiril- mezse, sorun "Filanca rapora karşı çıktı, falanca ise yandaş" gi- bi bir yalınkatlığa indirgenir. Bu ülkede sermaye sahipleri- nın para kazanmasının bir sürü yolu var. Örneğin Rahmi Koç'un yakmarak kullandığı bir anlatımla "parayla para kazanmak" müm- kün. Sermayenizı borsada kâğıt alıp satarak, değeryaratmaksızın, değer yaratımına katkıda bulun- maksızın da arttırabilirsiniz. Ya da arsa rantına bel bağlarsı- nız, paranızı veağırtığınızı kullana- rak elde ettiğiniz arsalara ek kat olanaklan yarattırarak, tarla fiya- tına alınmış topraklan ımar plan- lanna dahil ettirerek de sermaye- nızi katlayabilirsiniz. Ya da ithalat-ihracat alanında at koşturmakla yetinebilir, başka sermayedariarın fabrikalannda üretilmiş ürünleri ithal ya da ihraç ederek sermayelerini büyütebılir- ler. Dahası Güneydoğu'daki sa- vaş rantından pay kapma yanşı- na girebilirler, silah, mermi, dona- nım ticaretinden, daha önce dön- dükleri köşeleri birkaç kez daha dönebilirter... Avrupa Topluluğu ile gümrük birliğini bir siyasal ve demokratik açılım olanağı olarak asla ve asla benimsemeyip, salt sanayi ürün- leri ıthal ederek et, süt. sebze. meyveye dayalı tanm ürünleri ya da işlenmemiş maden cevheri ih- raç etmeye ındirgenmış bir avlak olarak kavrayabılirler. Ömekler uzargider. Türkiye ka- pitalizmınin en ağıriıklı örgütü TÜ- SlAD'da modern kapitalizme yö- nelmek ya da ondan ölümüne ürkmek ikilemi yaşanıyor. Birçat- lak varsa, bu noktada patlak ve- nyor. Modern kapitalizmin varlık ko- şulu burjuva demokrasisi. TÜSİ- AD Raporu'nun ara başlıklannı da zaten burjuva demokrasısinin ki- mi temel kabulleri oluşturuyor. TÜSİAD'da son raporun çizgi- si egemen olursa, TÜSİAD'ın si- yasal ve toplumsal tercihlerinin yörüngesini rapordaki perspektif- ler belirlerse bu Türkiye için iyi ola- caktır. Bu Türkiye solu için de iyi ola- caktır. • Bugünkü ilkel, vahşi, yamyam, vurguncu kapıtalistlerle demok- rasi maçı oynanmıyor. Topu sü- rekli taça atıyorlar. Hakemı satın alıyorlar. En iyi oyunculanmızı kur- şunluyorlar. Taraftarlanmızı bom- balarla, "vatansever" katillerle, "kirve" polis şefleriyle ürkütüyor, sindiriyor, dövüyor, yargısız infaz- lardayokediyortar. Milliyetçılik gi- bi artık gericileşmış ideolojileri yaygınlaştırmaya çabalıyoıiar. Si- yasal Islamı yedek güç belliyor, şeyhleriyle, şıhlarıyla kızlanmızın ırzına geçıyorlar... Kapitalistlerin "kapitalist" den- meye bile layık olmayan ilkel, vah- şi, vurguncu unsurlan Türkiye so- lunu da etkiliyor. Ortada doğru dürüst bir kapitalizm olmayınca demokrasi otmuyor, hukuk devle- ti kurumlaşamıyor. Demokrasiyi savunmaktan kapitalizmle hesap- laşmaya bir türlü vakit kalmıyor. Bilirsıniz, hanı bir dönemin An- kara Valisi, solcuları toplamış, fır- ça atmış, ardından da "Ulan" de- miş, "Bu memlekete sosyalizm lazımsa onu da biz yapanz." Tek parti dönemı valisine öze- nip "Bu memlekete doğru dürüst bir kapitalizm lazımsa onu da biz solcularyapanz" da diyemeyiz. Bizim "kapitar\mız yok. Sade- ce Oas Kaprfa/'imız var. POLtTİKA GUNLUGU HtKMET ÇETtNKAYA Öyle Değil mi Uğur?.. ' Seni grttikçe büyûyen bir özlemle andık yine. Ül- kenin dört bir yanında düzenlenen törenlerde ölme- diğini, yüreklerimizde yaşadığını anlattık... îstanbul'da Cumhuriyet'in bahçesindeydik. Barı- çe dolmuş, topluluk dışartya taşmışt. Insanlar haykı- nyordu: "Uğurlarölmez!.." Güneşli, ama soğuk bir Istanbul sabahında gaze- teyi senin fotoğraflannla donatmıştık... Önce Berin Nadi, ardından Erdal Atabek, Nail Güreli ve DISK Genel Başkanı Rıdvan Budak konuş- tu... Senin yıtlar önce yazdıklanna değindi hepsi... Yaşamın o ince çizgisi senin gözlerinde büyüdü, ha- inliğin damgası sanınm o anda devlet içinde örgütle- nen çeteleri savunanlann kafasına birbalyoz gibi in- di... Ben dün sabah gazeteye geldiğimde yine yazılan- na baktım. Onbeş yıl önce yazdıklannı senin ölümü- nün dördüncü yıldönümünde bir kez daha okudum... Susurluk kazasıyla ortaya çıkan çetelerin adresle- rini buldum yazılannda. O adreslerde faili meçhul ci- nayetleri, vurgunu, soygunu yakaladım... 10 Mart 1987'de yazdığın 'Imambayıldı' yazını oku- yunca gülmeye başladım... Neden mi? RTÜK. televizyonlardaki 'tarikat-siyaset-ticaret' iliş- kisine 'Atatürkçülük' adına yasak getiriyordu... Bak, on yıl önce 'Imambayıldı' yazında neler demiş- sin: "Her şeyin sahtesi var... Paranın sahtesi var... Tabbnun sahtesi var... Altı- nın, gümüşün, elmasın sahteleri var... Varoğlu var!.. Peki dinin ve ıdeolojinin de sahteleri yok mu? Olmaz olurmu hiç? Var. Dinin sahtesi; siyasete kanşmış olanıdır. Din duy- gulannın ve dince kutsal kavramlann siyaset adına kullanılması ile din, din olmaktan çıkar, siyasetin ara- cı olur. Siyaset ticarete, ticaret siyasete, din de herikisine araç edildi mı, artık bu sömürünün sonu gelmez... Din ticareti ile meşgul olanlara bakın, hemen he- menhepsimilyarder... Yalnızca Türkürasıile 'milyar- der' değil bunlar, dolarmilyarderi, mark milyarderi ol- muşlardır birçoğu... Oh ne kolay... Çek bir 'besmele' gelsin paralar... Finans kuruluşlan, şirketler ve bu fınans kuruluşla- n ile şırketler aracılığı ile kazanılan milyarlar... Elhamdûlillah Müslümanız!.. Elhamdülillah milyardenz!.." ••• Abdullah Çatiı'yı sen 15 yıl önce tanıtmıştın bize... O yıllar senin yazdıklannı umursamadı hiç kimse. Sen inarla grtmiştin faili meçhul cinayetierin, katli- amlann üzerine. Yine sen özellikle terörün beslendiği kaynakları tek tek araştınp yazdın. Arkasındaki bağ- lantılan, eroin ve silah kaçakçılığının kilit isimlerini açıkladın... Hem tarikai ilişkilerini hem terör bağlantıh çıkar gruplannın birfeştiği noktayı belirttin. Bu nokta siyasetin 'sağ kanadı'nda kendini göste- riyordu... Bir yazın çok dikkatimi çekti. Bugünlere ışık tutma- sı bakımından ilginç... Şöyle diyorsun: "San Avni'r;/n Isviçreli bir ortağı var. Adı Paul,.sa- yadı VVaridel. Isvıçre'de uyuşturucu kaçakçılığı yapmak suçun- dan 13 yıla hükûmlü, 1941 doğumlu VVaridel'in, 14 Haziran 1985 günü, ABD New YorkBölge Mahkeme- si yargıçlanna 'Amerikan ve Yunan istihbaratı adına çalıştığını' söylediği biliniyor. (CR. 286-2NL- Tutanak, s. 120). Dahası var. 'San Avni'n/n Zürih'te bir turizm şirketi var. Adı 'Sul- tan Turizm'... Sultan Turizm'in birdeyönetim kurulu başkanı var: Adı Cristian Schmid. San Avni'nin ortağı Avukat Schmid, uzun süreZü- nh'tekı Türk Hava Yollan'nın avukatlığını dayapmış! Ne zamana kadar? Yakın zamana kadar. 1984'e kadar... San Avnı, Amerikan ve Yunan istihbaratı, THYZü- rih Şubesi Hukuk Danışmanlığı işte böyle iç içe ça- lışmışyıllarca..." • • • Bağlantılar ftafya-lngittere-isviçre üçgeninde ken- dini gösteriyor... Sahi Avukat Schmid'i THY Hukuk Danışmanlığı'na kim getirmişti? Yine sen diyorsun ki: "San Avni'nin banka hesaplannda 100721 numa- rada Ahmet Ümit Akçal adı göze çarpıyor. Kim bu Akçal? 3 Mart 1981'de San Avni'nin hesabından 150 bin dolar gitmiş Ahmet Ümit Akçal'a... Allah Allah! Işler çok kanşık... Kımın eli, kimin cebinde belli de- ğil... Behçet Cantürk, Emin Gorpe ve ismet Hilmi Balcı ış ortağı... Balcı, 1969-73 döneminde APmil- letvekili olarak TBMM'de görevyapmış... Daha önce de Çalışma Bakanlığı Özel Kalem Müdüriüğü'nde bu- lunmuş... Emin Gorpe adı son olarak geçenlerde ko- nu ettiğımiz Anamur gümrüğünden yapılan 'hayali ihracat' ışine kanşmış..." İşte böyle Sevgili Uğur!.. Çetelerin adreslerini ve bağlantlannı devlet erki- ni elinde tutanlara vermişsin yıllar once. Kimse umur- samamış senin yazdıklannı... Tüm bunlar bile bıle yapılmış... Öyle değil m» Uğur? Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya Cq Planet.com. TR H İ K M E T CETINKAYA Binn (nlınrt JO1İ İMBAK S.4N4DA f BULAŞn iî KAN—s mm. 350.000 TL.IKDV dahil) Çağ Pazarlama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsoğüt Sokak' No: 9/B Cağalo§lu İstanbul Te)514 01 95/96 Postaçekıno/ 666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear