22 Mayıs 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
?-2SOCAK 1997CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER SLvas davasımn sanık avukatlan Aziz Nesin için 'şeytan' ve 'iblis' dedi JVesin'e ağır hakaretAVKARA CCumhuriyetBürosu)-Sıvas kıjını sanılcajının Yargıtay tarafından bo- zuian da\alannda savunma yapan avukat CanOzb», V4adımak Oteli'nde ölümden döaen >azar Axa Nesin'ı katliamdan so- . nımhı tutarke-Ti, hakaret yağdırdı. Özbay. "Sıvıs obyuuı tek sanığı Müslfimanlara >« Tirk milktine hakaret eden şeytan Az- iz'dir; ibfc Aziz'dir" dedi. Sıvas'ta 2 Ternmuz 1993'te Madımak Oteli'nde 37 kcışınin yakılarak öldürülme- siylesonuçlarıan olaylardan sonra Ankara 1 No'lu DGM'de yargılanan ve cezalan Yargstay"ca bozulan 22"si tutuklu 98 sanı- ğm >enıden yargılanmasına dün devam edıli. Mahierme Başkanı, gıyabi tutuklu sarAlardan Eren Ceylam Murat Karataş ve Büknt Düvenci yakalanamadığı için haklannda yazılan müzekkereye yanıt ve- rilmediğini bildırdı. Sanık avukatlanndan Hüsnü TunaYargıtay 9. Ceza Dairesi'nin bozma karannın müdahillerin temyiz di- • Sanık avukatlanndan Can Özbay, Madımak Oteli'nde ölümden dönen yazar Aziz Nesin'i katliamdan sorumlu tutarken hakaret yağdırdı. Özbay, "Sıvas olayının tek sanığı Müslümanlara ve Türk milletine hakaret eden şeytan Aziz'dir; iblis Aziz'dir" dedi. Sanık avukatlanndan bazılan da olay sırasında atıldığı belirtilen sloganlann söylenmeye müsait olmadığmı kaydederek Yargıtay'ın bunlan nasıl tespit ettiğinin merak uyandırdığım söylediler. lekçelerinin özeti niteliğinde olduğunu öne sürdü. Tuna. Yargıtay'dan hukuki bir karar beklemenin doğru olmadığını, çünkü da- irenin kendisini rejimi korumakla görevli Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) yerine koyarak karar aldığını ileri sürdü. Tuna, "Son üç yıldan bu yana. dindar insanlaria flgiH davalarda Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin gösterdiği tutum beDkür. Daire. dindarolup beraat eden sanıklann cezalartdınlması. ce- za alan sanıklann isedaha fazia cezaya çap- ünlması görüşünü bildirmektedir" dedi. Laikliğin, sadece azınhklann dinleri ile dinsizleri korumayacağını, Müslümanlan da koruması gerektigini ifade eden Tuna, 10 Kasım günü onbinlerce kişinin "kahrol- sun şeriat" diye bağırmasına rağmen, bu kişilerden hiçbiri hakkında soruşturma başlatılmadığını söyledi. Sanık avukatlanndan Can Özbay ise Sı- vas'taki olaylann tek sanığının olduğunu savunarak, "Bu Idşi, Müslümanlara ve Türk milletine hakareteden şeytan Aziz'dir, ibtis Aziz'dir. Oteli yakan ateş de, bu şeyta- nın ateşidir" iddiasında bulundu. Sanık avukatlanndan bazılan da, olay sırasında atıldığı belirtilen sloganlann söylenmeye müsait olmadjğını kaydederek, Yargıtay'ın bunlan nasıl tespit ettiğinin merak uyan- dırdığım söylediler. Bu avukatlar, Yargı- tay'ın böyle bir tespit için orkestra çağır- ması gerektigini ifade ettıler. Bu sırada eski Ankara Barosu başkan- lanndan müdahıl avukatı Erdal Merdol söz almak istedi. Mahkeme Başkanı Meh- met Orhan Karadeniz. bu aşamada söz vermeyeceğini belirterek. oturmasını iste- di. Yerine oturmayan Merdol ise "Sanık avukatlan Yargıtay "ın bozma karan konu- sundaki eleştirilerini yapabilirler. Ancak gözünüzün önünde ve gözünüze baka ba- kaYargıtay'a hakaret ediyorlar vesizde bu- na müsaade ediyorsunuz" dedi. Davanın öğleden sonraki oturumunda söz alan müdahil avukatlardan Merdol, sa- nık avukatîannm. Yargıtay'ın bozmakara- n konusundaki görüşlerini bildirirken, la- ik. demokratik sısteme ve bazı kişılenn ki- şilik haklanna saldırıda bulunduklannı, bunun yanında şeriatı övücü sözler sarfet- tiklerinı söyledi. "Savunmanm bağunsızhğırun. savunma- nın sorumsuzluğu anlarruna gelmediğüu" vurgulayan Merdol. Hâkım M. Orhan Ka- radeniz'e. "Bu sözleri biz söyieseydik, bei- ki de bizi salon dışuıa bfle çıkanrdınız" de- di. Müvekkilleri Aziz Nesin'in ebediyete intikal ettiğini, sanık avukatlanndan Şev- ket Can Özbay'ın. Nesin'e yönelik "şeytan Aziz, iblis AzJz" nitelemelerini kullanarak hakaret ettiğini ve bu sözlerin duruşma tu- tanaklanna geçirilmedigıni kaydeden Avu- kat Erdal Merdol. "Sanıkavukatlan, Aziz Nesin'in görüşlerini benimsemeyebilir. An- cak bu durum onlara hakaret etme hakkı- nı vermez" diye konuştu. Metin Göktepe'nin katil zanlılan suçlamalan kabul etmedi Polisler ifade verdilstanbul Haber Servisi - EvTensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe vı gözaltın- da öldürmekten sanık 11 po- . lisin ifadesi Eyüp 1 Ağır Ce- za Mahkemesi'nde gizlice alındı. lfadelerin 7 şubat ta- rihinde almması bekleniyor- du. Metin Göktepe'yi öldür- mekten sanık polisler, emni- yet amiri Seydi Battal Köse . ile polıs memurlan Şuayip . Muduer. Saffet Hızarcı, Fe- dai korkmaz, Murat Polat, Burhan Koc. İlhan Sanoğlu, Seiçuk Bay raktaroğlu, Metin Kıışat, Tuncav l zun \e Fik- ret Kayacarilar'ın ifadesi dün Afyon Ağır Ceza Mah- kemesi'nin talimatı doğrul- tusunda Eyüp 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gizlice alın- dı. TCY'nin 452/1 ve 463'- üncü maddelerini içeren "kasb aşmak suretiyle adam ötdürme / faili belli olmaya- cak şekilde adam öldürme" • suçlanndan 5 yıldan 15 yıla kadar ağır hapıs cezasına çarptınlması istemıyle yar- gılanan polıslere, mahkeme heyeti, Göktepe'ye işkence yapıp yapmadıklannı sordu. Basına kapalı gerçekleştiri- Diğer sanık Çelik delil yetersizliğinden beraat etti îranlılarm katiline 33 yıl hapis İstanbul Haber Servisi- lran rejimi kar- şıtı Halkın Mücahitleri örgütünün Fransa sorumlusu Zehra Racabi ile örgütün "Di- reniş Komitesi" üyesi Ali Panah Mora- di'nin öldürülmesi olaylanna kanştığı id- diasıyla yargılanan tran uyruklu RezaBer- zeger Masoumi. 33 yıl 4 ay ağır hapıs ce- zasına çarptınldı. Ayrıı davada "taammüden adam öldür- meye vardımcı olduğu" gerekçesiyle 20 yıl ağır hapis cezası istemiyle yargılanan tutuksuz sanık Abdülhamit Çelik'in ise delil yetersizlığinden beraati kararlaştınl- dı. lstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde- ki duruşmaya, tutuklu sanık Reza Berze- ger Masoumi getirilirken tutuksuz yargı- lanan Abdülhamit Çelik katılmadı. Karar aşamasına gelen davada son sözü sorulan Reza Berzeger Masoumi. Türkçe olarak, "Bu eyleme kendi isteğimle katılmadım. Bu. tran gizli semsinin bir komplosudur. Beni ajan olarak gösterdiler. Ben ajan de- ğUim. Eğitiın görmedim, profesyonei deği- Bm" dedi. Mahkeme heyeti. Masoumi'yi, Zehra Racabi ile Ali Panah Moradi'yi öldürmek suçundan, TCK'nin 450/4. maddesine gö- re önce iki kez idam cezasına çarptırdı. Ancak, hakkında TCK'nin 65/3. maddesi uygulanan Reza Berzeger Masoumi, so- nuç olarak 33 yıl 4 ay ağır hapis cezasına mahkûm edildi. len duruşmada, ıfadelerini baskı altında verdiklerini öne süren polisler, kendilerine yöneltilen suçlamalan kabul etmediler. Sanıklardan Fedaı Korkmaz olay günü cop kul- landığını kabul ederken, ki- me vurduğunu bilmediğinı söyledi. Mahkeme heyeti ta- nıkiann dınlenilmesi ama- cıyla duruşmayı ileri bir tari- he bıraktı. Metin Göktepe'nin a\ıı- katlanndan Vedat Korkmaz. ifadelerin erken ahnmasının yasalara aykın olmadığını ancak bunun için geçerlı ne- denler gerektigini belirtti. Bunun da 3- 4 sanık için uy- gulanabileceğini ifade eden Korkmaz, söz konusu dava- da bütün sanıklann erken ifa- de vermesinin hukuken mümkün olamayacağmı be- lirtti. Duruşma hakkında giz- lilik karan alınmış olsa bile müdahil tarafın avukatlan- nın dunışmada bulunması- nın yasalarca teminat altına alındığını kaydeden Kork- maz, ifadelen alan hâkimin "görevi suiistimal" nedeniy- le görevden alınmasını iste- di. Polıslerin avukatı Ömer Yeşiyurt ise müvekkillerinin yargıdan kaçmadığını belir- terek, "Müvekkülerim hür iradderryle ifadelerini verip gittikr" dedi. KESK ek zaııula eşitlik istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Hü- kümetin aynmcı maaş politikasına pro- testolar, Kamu Emekçılen Sendikalan Konfederasyonu'nun (KESK) Ankara'da düzenledigi gösteriyle sürdü. Sakarya'da toplanan yaklaşık 250 memur. "toplusöz- ieşnK ve gre> hakkı" için eylem yaptı. KESK Genel Yönetim Kurulu'nun 1-2 Şubat 1997 tarihlennde toplanarak, ek - zam politikasına karşı yenı eylem planı- ' nı belirleyeceği bildınldı. KESK'in Ankara Şubeler Platfor- mu'nun hükümetın ek zam politikasına karşı düzenledigi kıtlesel basın açıklama- sı nedeniyle Sakarya'da toplanan yakla- şık 250 çalışan, "Sadaka degil. toplusöz- leşme". "Toplusödeşme hakkımız grev si- lahımız", "Emekçiler el ele genel greve", "Emekçiyiz,hakiıyız,kazanacağa", "Söz, yetla, karar çalışanlara" sloganlanyla is- temlenni dıle getırdıler. KESK Ankara Subeler Platformu dö- nem sözcüsü Nazmı Alkaya, 1996 yılın- da yüzde 50 artış yapılan memur maaş- lannın açıklanan yüzde 80 oranındakı enflasyon karşısında reel olarak yüzde 30 kayba uğradığını vurgulayarak. "RE- FAHYOL'un emekçUere refah değil, bü- yük bir yoksulhık dayattıgı nedeşmiştir'' dedi. Alkaya, hükümetin. ek zam politi- kasıyla 1 milyon 560 bin sivil kamu emekçisini gözden çıkardığını ilan ettiği- ne ve sözlesmeli personele yüzde 30 zam- mı bıle vermeye yanaşmadığına dikkat çekti. Hükümetin 1997 yılı enflasyonu- nun yüzde 50 olacağını açıklayarak kamu emekçilennı aldatmaya çalıştığını kay- deden Alkaya, asgari geçim düzeyi olan 63 milyon lıranın ödenmesıni istedi. KURÂN-1KERÎM DÜNYANIN EN İYİ KAYDI İLE TÜRKİYEDE İLK DEFA CD'YE OKUNDU! 30 CD'de KUR'ÂN HATMİ Okuyan Fatitı Çollak • KUR'ÂN-I KERÎM (ve Türkçe Meali) • 3 0 C D (HerdiskteUuzl •CDPLAYER • 30 ad« CD'den oluşan selte ise \ard. Do Dr. Fatfh Çoltak tarafınrian okunan hıtıra bulunmakladır Her dist bir cöz kavdrtılmıştir l)un\d dı lxısuntj kadar yapılmış eı M kot âa todıdır \e Türkiye de ilk kez CD uzerindco^altılmıçlır. • Di>a»et \akfı tarafından hazırlanan bu kitapla Hatiat ka\[<zade Habz Osman tarafından vızılmış bir fl\azraası kur an'ın tıpkıbasımı ile Marmara îıw\CTsıtesı İlahhal Fakültesi nğniinı u\ekTindt'n 6 kbılık n i dt'&Tİı hır ekip tarafından hazırlanan Türkçe Meal bulunmaktadır Üçü birarada 29.950.000.-TL (KDV dahil) Setin tçiode bulunan CD Plam ı iDiskçalarl kulaklıkla dınlevebılır. ara kablo\la kendı İ miuik setiıüıe mo adaptoni ile oto teybinize j baslavabılirsma î \\nca 220 \ olt adaptöni ile şehir fere^amııa . bağfa>atHlir \e\a iki adet aikalıne kaleın pil ile \aklaşık >edi saal bo\unra dinle>ebilir>ıntz e RAKS BAXON FESTİ\ALİ - Filipinltr'in başkenti Manila'run kuzeyindekiAng- les City'de düzenlenen 4. Balon Festrvaİi'ne Asya, Avrupa ve Amerika'dan 32 yarışçı katıldı. Japon baloncu Masahito Fujiko üç gün sürecek festha- lin ilk bölümünde birinciliği aidı. (Fotoğraf: REUTER) TEDAVi Türkiye'nin en çok okunan tıp dergisi I 10 yaşında. HEKİMLER YAY1N BtRI-tClNlN YENt HtZMETLERİ (1) STETESKOP Pratisyen Hekim Eğitim Dergisi (2) I.Pratisyen Hekim Eğitim Kongresi (3) tlaç ve Tedavi Dergisi İO. yıhnda abone olan herkese, yüın ikinci yarısmda kullanılmak üzere 2.000.000 TL'lik kitap çeki veriyor. Ücretaiz ornek sayı istiyorum. Derginize ıbonı olznak istiyorunt. ttAÇ VY TS>AVt STETESKOP r~ı Kongıe için bilgri istiyoruRk. Ad Soyad: Adr..= n Ücrcti krvdi k*rtı h*«abtzndan alınız. Vis« '^' _] MaaterCard/EuroCardl |rıIlüuboMıiOTfl: OÂÇ Vt TH14VIDOCİSİ Z.O0C.0CO.-H Kart no: STITESKOP DBK&! Son k u l h ı u ı u t«rihi: 1.OBO.D0O.-II , , n Bilkent Ptaza M Blok 21-24 Bılkent - ANKARA Tel 312-?66 55 66 ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ ÖlenKim, Ölmeyen Ne?.. Uğur Mumcunun öldürülüşünün üzerinden 4 yıl geçti. Dün bütün Türkiye'de anma törenleri yapıl- dı. Bu alçakça cinayetin suçlularını bulamayan, bulmayan yöneticiler eleştırildi. Susurluk "kepaze- liği" ile Mumcu suıkastı arasındaki bağlantılar dile getirildi. "Kör olmayan" her gözün görebileceği, "sağır" olmayan her kulağın duyabileceği gerçek- ler, yıllardır saklanıyor. Ve korkanm saklanmaya de- vam edilecek. Saklanmaya devam edilecek, çünkü işin ardin- da öylesine pis ilişkiler var ki, bu ilişkiler gün ışığı- na çıkarsa, yer yerinden oynar. Devletimizin içinde çöreklenmiş kimi güçler, bu ilişkilerin ortaya çıkma- ması için, ne mümkünse yaparlar. Düşününüz ki, bu memlekette bir cumhurbaşkanı, kendisini öldür- me girişiminde bulunan adamın ardındaki örgütün üzerine gidemedi. Birkaç yıl yatan cinayet "girişim- cisi", şimdi ellerini kollannı sallayarak dolaşıyor. Heıtıalde Özal'ı öldürmek de "vatan hizmeti" fas- lından değerlendiriliyor... "Amaç belki korkutmaktı" falan demeyın. Atılan kurşunlardan biri konuştuğu mikrofona çarpmış. Mikrofon olmasaydı, başına gelebılirdi. Dünyada mikrofona nişan alacak kadar keskin bir nişancı yoktur. Haldun Taner'in anılarını topladığı enfes bir bir kitabı var. Bence kitabın adı da, içeriği kadar gü- zeldir: "ölür İse Ten ölür Canlar ölesi Değil"... Gerçekten canlar ölesi değil. Uğur'lar ölmüyor. Deniz Gezmiş'ın 28 Ocak 1971'de babasına yazdığı bir mektup var önümde. Aradan çeyrek yüzyıldan fazla zaman geçmiş. Bakın ne diyor: "Baba, Sana her zaman için müteşekkirim. Çünkü Ke- malist düşünceyle yetiştirdin beni... Küçüklüğüm- den beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılanyla büyüdüm. Veozamandan beri yabancılardan nef- ret ettim. Baba, biz Türkiye'nin ikinci Kurtuluş savaşçıla- nyız. Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanaca- ğız da... Tıpkı Birinci Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi... Ama bu topraklan yabancılara btrakmaya- cağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onlan..." Bu mektubun yazarı Deniz Gezmiş, 6 Mayıs 1972'de idam edilmeden birkaç saat önce baba- sına yazdığı kısa notta da şöyle yazıyordu: "Mek- tup elinize geçtiği zaman aranızdan aynlmış bulu- nuyorum... Insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. önemli olan çokyaşamak değil, yaşadığı süre için- de fazla şeyleryapabilmektir..." Gerçekten önemli olan şey, yaşadığı süre içinde bir şeyler yapabilmektir. Zaten eğer ınsanlar bir şeyler yapabilmişlerse, arkalarında bir şeyler bıra- kabilmişlerse, ölmüyorlar. Hâlâ; her yıl, 6 mayısta poliste ızinler kalkıyor. De- niz Gezmiş asıldığı zaman henüz "ana rahmine bi- le düşmemiş" gençlerimiz, Deniz'in sloganlannı haykınyorlar. (Atatürk ve Atatürkçülük ile ilgili slo- ganlannı unutturmaya çalıştılar bir süre, ama be- ceremediler. Bundan sonra da beceremeyecek- ler.) Deniz'in kavga arkadaşları 50 yaşlannı deytrdi- ler artık. Yaşamın sert rüzgârlan bir kısmını kötü sa- vurdu. Yollarını yönlerini şaşırdılar. Ama aynı.yolu, heyecanla ve inançla savunanlar da var. Zaten bir kısmının kavgasını çocuklan sürdürüyor. Bayrağı "eldenyere" düşürmediler. Bu kaynağı kurutama- yacaklar... Deniz'lere, Uğur'lara "anıtmezarlar" yapılmadı. Zaten gereksinimleri de yoktu. Halkımızın gönlün- deki anrtlara gömüldü onlar. Şu anda gazetenin bahçesindeki hoparlörlerden Ruhi Su'nun gür sesi "Ankara'nın Taşına Bak"tür- küsünü okuyor. "Gözlerimin yaşına bak..." Uğur Mumcu, kendi katillerinin isimlerini ve "ma- rifetlerini" yazarak aramızdan aynldı. Zaten, 0 isim- leri saptadığı ve marifetlerini öğrendiği için öldü- rüldü. Ve her şey böylesine "açık ve seçik" olarak bel- liyken, o katıllerin sokaklarda dolaşabilmelerine is- yan ediyor insan. Üstelik devlet görevlisi sıfatıyla ve devlet görevlisi olduklannı gösteren belgelerle... Hangi devletin görevlisi bunlar? Çatiı'lar, Kır- cı'lar, Ağca'lar, Ağansoy'lar... Kim bu katilleri "dev- let görevlisi" ilan etti? Ellerindeki belgeleri kim ver- di? Bunların hepsı biliniyor. Peki insan içine nasıl çıkabiliyor bunlar, nasıl çıkartılabiliyortar? Bu katillerle, "birebir" ilişkı içinde olduğu, nere- deyse resmen belgelenen bir adam, bu memleket- te emniyet genel müdürü oluyor, milletvekili oluyor, Adalet Bakanı oluyor ve nihayet Içişleri Bakanı olu- yor. Ve tüm çirkin ilişkileri ortaya çıktıktan ve ba- kanlıktan istifa etmek zorunda kaldıktan sonra bi- le, iktidar ortağı olan partisinin genel başkanı, ona sahip çıkıyor. Birlikte mitinge gidiyorlar, gövde gös- terisi yapıyorlar. Ve tüm bunlardan sonra bir Alman mahkemesı- nin başkanı, Türkiye'de eroin kaçakçılannın "hi- mayegördüğünü" dile getirince, bazılan buna çok kızıyor. Bülent Ecevit de dile getirdi. Siz adamı "eroin kaçakçısı" olarak Interpol'e bildireceksiniz, sonra hapishaneden kaçtracaksınız, eline yeşil pasaport ve hür türlü temiz belgeleri vereceksiniz ve bir po- lis müdürü ve milletvekiliyle birlikteliği ortaya çıkın- ca, "şerefli" ilan edeceksiniz ve sonra da elin "gâ- vuruna" kızacaksınız... Hadi canım sen de. Kimilerı ölüp gidiyor. Kimileri de öldürülüyor, a- ma "gitmiyor", çoğalarak yaşıyor. Uğur, onlardan biriydi... Düşünceleri yolumuza ışık tutuyor. TİSK'ten ILO için girişim 4 Acil ve tek taraflı karar' ANK\R\ (Cumhurhet Bürosu)-Türkiye işveren Sen- dikalan Konfederasyonu (JtSK). Uluslararası Çalışma Orgütü (ILO) Genel Müdürlü- gü'ne bir yazı göndererek. Ankara Bölge Bürosu'nun "muhabir bûro">a dönüştü- rülmesı karannın gözden geçı- nlmesinı istedi. TlSK'ten ya- pılan yazılı açıklamada, ILO Genel Müdürü Michel Han- senne ve Uluslararası lşveren- ler Teşkilatı (IOE) Bas.kanı J. J. Oechslin'e Ankara ofısınin statüsünün değıştınlmesı ka- ranyla ılgıli bir yazı göndenl- dığı bildinldı. K.arann "acilw tek taraflı" olduğu belirtilen yazıda. şu görüşlere yer veril- di^Doğu ik' Baü arasında ge- leneksd köprii göre\ini üstle- nen Türkrve'nin bu rolüfark- lılık kazanabilir. Türkiye'nin bu rolü. geiecekte bu iilkelerte ekonomik ve sosyal ilişkilerin de artma eğUimiııde olduğu \e ekonomik genişlik kazanacağı nazan itibara alınarak değer- lendirilmelidir. \nkara ofisi- nin bugüne kadarsürdiirdüğü faali\etlergözöniine alındığın- da.muhtemel birstatü dfğişik- ligi. teknik işbirliği projelerini ve geiecekte ihrivat; du> ulacak yeniprojelerietkilememelidir."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear